YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6920b582b5ad8
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 4 9
Bugün : 37178
Dün : 45549
Bu ay : 889902
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45293723
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

Türkiye Resmen Kuşatılmıştır
AMA ERDOĞAN İKTİDAR TELAŞINDADIR!

  1. BBC Türkçe – 20 Mayıs 2025
  2. www.kurdistan24.net / 03.05.2025
  3. 24 Mayıs 2025 – Z. Öztürk
  4. https://www.youtube.com/watch?v=ED6XJa4_8c0 – Y. Özdil – 16 Mayıs 2025
5 1 vote
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Subscribe
Bildir
13 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Milli Çözüm yıllardır yüzlerce kez bu ülkede sadece iki taraf olduğunu, söz konusu tarafların “milli” ve “gayrimilli” lerden oluştuğunu yazmıştır. Belki yıllar önce tam manasıyla anlaşılamayan bu derin ama bi o kadar da açık tespit artık çok net bir şekilde anlaşılmaktadır.

Gayrimilli taraf şeytanın ve siyonizmin uşaklığını yapmakta ve bu uşaklıkta her geçen gün ustalaşmaktadır. Çünkü aziz Türk milletini yıkmak için hazırlanan bu uşaklar çağlar boyu kendileri için hazırlanan tecrübe aktarımlarını farklı siyonist kuruluşlar vasıtasıyla almakta ve her geçen gün ihanetlerini daha da derinleştirmektedirler.

İşte geldiğimiz bu noktada milletimizin artık Milli Çözüme sarılması, Adil düzen medeniyetine inanması, özüne dönmesi ve vatanını, cumhuriyetini savunması gerekmektedir. Çünkü milli duruşun yegane savunucusu Milli Çözüm olmuştur.

Anladığım ;Batı işbirlikçilerine diyorki,biz istediğimiz an herhangi bir ülkenin (Suriye örneği) devlet başkanını indirir bize hizmet edenin kimliği ne olursa olsun onu başa getiririz.
Ülkemiz her yönden kuşatılmış olsada amaçlarına asla ulaşamayacaklardır.
Mevcut iktidar ve ana muhalefet artık çözüm üretemez olmuştur.
Milli bir Çözüm ise ancak Erbakan hocamızın projelerini hayata geçirecek ekiple olacaktır.

“Sistemden beslenenler, sistemi değiştiremezler.”
( Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN)

“Üstelik inandığı gibi yaşayamayanlar, imani ve vicdani kanaatlerinin aksine davranıp yamuklaşanlar, zamanla yaşadıkları gibi inanmaya, yani münafıklaşmaya başlayacaklardır. Ve artık yozlaşan insanları, alışkanlık ve karakter haline getirdikleri bu yamukluklardan vazgeçirmek; kırılıp eğri bağlanan bir kolu veya bacağı, eski haline getirmekten çok daha zor olacaktır.”
(Üstad Ahmet AKGÜL)

“Münafık ve Masondan başkan, Kurt’tan çobana benzer.”
( Üstad Ahmet AKGÜL)

Siyonizm’in yani BATIL’ın karargahının kuklası – işbirlikçisi – piyonu -yardımcısı – eli ayağı olmanın gereği insanlığın ezilmesi için her türlü gayret ve çabanın gösterilmesini gerektirir. Bu direkt zarar vermekle – zararlı kanunlar çıkartmakla – zararlı olabilecek her türlü eyleme fiile onay vermekle olabileceği gibi insanlığın faydası için hiçbirşey yapılmaması ve kendi çıkarı için gayret göstermekte BATIL’A SİYONİZME HİZMET etmek sonucuna varır…

Yok eğer HAKK’IN karargahının destekçisi – yardımcısı olmayı şiar edinmiş isen yani HAYAT; İMAN VE İMTİHANDIR şuuruna ulaşmış, kalben ve tamamen Allah’a ve İslam’a teslim olmuşsan bu bozuk sistem ve düzenden kurtulmanın ve yerine Kur’an ve Sünnet’ten ilham alarak ADİL BİR DÜZEN ve hazırlıklar yapma ihtiyacı ve inancı hissedersin ve gereğini yapar çabalarsın.

İşte Siyonizm için gayret edenler,
İşte HAKKA TESLİM OLMUŞ VE HAKKA VE ADALETE DAYANAN HAZIRLIK VE İNANCI ÜZERLERİNDE BARINDIRANLAR…!!!

Her şey apaçık bir şekilde önümüzde durmakta değil mi? Kimse bilmiyordum duymadım diyemez…

Üzüm kalmak isteyenler veya Şarap olmak isteyenler… Üzüm kalmak istiyorsak ve kendisini ispat etmiş tescillemiş olan Nisan 1980 de yani 45 sene evvel Aziz Erbakan Hocamızın ifade ettiği :
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: 
TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; 
Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, 
Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması  ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”
Prof. Dr. Necmettin Erbakan
(TRT Basın Toplantısı, Yazarlar soruyor – Nisan 1980)

bu sözün gereğini yerine getirmek için gayret ve çabanın içinde olmamız lüzumuna, yok eğer bu Batıl’ın merkezi Siyonizm’in hapishanesinde kalıp özümüzün ve saadetimizin bozuk kalmasını tercih edip şarap olarak çene kapamak istiyorsak buyrun işte MİLLİ GÖRÜŞSÜZ = MİLLİ ÇÖZÜMSÜZ ülkenin hali ortada…

DUA VE TEMENNİ NİYETİNE:
Diril be Türkiyem, durul be artık
Sürünmek ar gelir, doğrul be artık
Şu kaptan köşküne, kurul be artık
Mazlumlardan milyar, talibi vardır!
(Milli Çözüm Şiiri KUSMANIZ YAKIN şiirinden alıntı bir dörtlük)

Bütün bu olumsuz ve onursuz gelişmelere rağmen ve Türkiye her yönden kuşatılmışken, Sn. Devlet Bahçeli’nin kalkıp:  “Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ihtiyacı vardır!..”   çıkışları, gizli oyunların ve kirli kurguların artık açığa çıkarılması ve tertiplenen tezgâhın mutlaka bozulması gerektiğinin son alarmıydı!?

ÜLKEMİZİN VE ZULÜM ALTINDAKİ BAŞTA GAZZE OLMAK ÜZERE TÜM MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZİN KURTULUŞU VE SAADETİ İÇİN, ADİL DÜZEN’E DAYALI YENİ BİR DÜNYA BİR AN ÖNCE KURULMALIDIR VE KURULACAKTIR ALLAHIN İZNİ VE İNAYETİYLE. BUNUN İLK ADIMI YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE’NİN KURULMASIDIR Kİ BUNUN NASIL OLCAĞINI AZİZ ERBAKAN HOCAMIZ 45 SENE ÖNCESİNDEN ŞU SÖZLERLE İFADE ETMİŞLERDİ;

“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: 

TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; 
Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, 
Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması 
ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”

Prof. Dr. Necmettin Erbakan
TRT Basın Toplantısı, Yazarlar soruyor – Nisan 1980

BİR AN ÖNCE NASİP EYLE ALLAH’IM…AMİN.

Cumhuriyet tarihi boyunca devlet bilincinin, dış politika dahil her koşulda ve her konuda gösterdiği milli reaksiyonu, dumura uğratan bu Akp İktidarı kadar başka bir iktidar gelmemiştir.. Pkk, Lozan, Suriye, Süleyman Şah konularında Türkiyeye zarar vermek üzere Amerikan veya Siyonist İsrail Büyükelçiliğini direk Türkiye üzerinde göreve davet etseler, ancak bu kadar ihanet edip, ülkeyi yıkıma sürükleyebilirlerdi..!

 
 
İkinci Yalta Konferansı Yapılacaktır!..
Ve Ülkemizi Parçalamayı Amaçlayan Herkes Parçalanacaktır!..
Türkiye Cumhuriyeti, Kıyamet Sabahını Görecek; ve İlelebed Payidar Kalacaktır!..
 
Aziz Hocamız Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Yalta Konferansı’nın yapılma amacını 2004’te D-8 Çırağan Buluşması’nda şöyle anlatmıştı:
 
“İkinci Cihan Harbi yapıldı ve bu İkinci Cihan Harbi’nde bütün insanlık hürriyet, insan hakları ve demokrasi hasreti ile yandı tutuştu. Ne zamanki İkinci Cihan Harbi bitti, 4 Şubat 1945’te, şimdi artık 20. asrın ilk yarısından almış olduğumuz acı derslere dayanarak; “Geliniz, adil ve barış içinde olan bir dünya kuralım” dendi. Yalta Konferansı zahiren bu maksat için yapıldı. Niçin zahiren diyorum? Çünkü Yalta Konferansı’nı incelediğimiz zaman bunun bu gayelere uygun bir konferans olmadığını, bir galipler konferansı olduğunu görüyoruz. Bu insanlar adaleti esas almadılar, yeryüzünde barışı esas almadılar. “Biz harbin galipleriyiz, kendimize göre bir dünya kuracağız” dediler ve yeni kurulan dünyanın Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın 1 numaralı kararı İsrail’in kurulması olmuştur. Bu hususta bilhassa Batılı ülkelerin yöneticilerini etkileyen güçlerin yeni Dünya’nın kurulmasında ne derece önemli rol oynadıklarını açıkça görmek mümkündür.
Yalta Konferansı adil bir konferans olarak kurulmadığı için arkasından beklenen özlenen barışı ve adaleti getirmedi. Tam 40 sene, 1945’ten 1990’a kadar 45 sene insanlık bir türlü aradığını bulamadı. Bir soğuk harp dönemi yaşandı: Gerginlik, çatışma, tehdit. 1990’da SSCB dağıldı ve Komünizm iflas etti. Bu sefer bütün insanlık Batı’ya dedi ki: “Hani siz demokrasi, adalet ve barış getirecektiniz? Yapacağız ama Rusya mâni oluyor dediniz, işte şimdi Rusya ortadan çekildi, hadi bakalım, tek başınasınız, beklenen ve özlenen adaleti ve barışı getirin bakalım!”… 1990… D-8’in kurulduğu 1997 yılına kadar 7 yıl geçti, bu 7 yıl esnasında ne gördük: Barış yerine tam tersine dünyada birçok harpler, Filistin’de sürekli olarak kan gövdeyi götürüyor. Bir barış dünyası yerine büsbütün bir savaş dünyası meydana geldi. Ve insanlar beklediklerinin tam tersi ile karşılaştılar.”
 
Evet; NATO 1949 yılında, İsrail’in kuruluşundan 2 yıl sonra yine İsrail’in amaçlarına hizmet için kuruldu. Bugün hâlâ Lozan Anlaşması’nı tanımayan müttefikimiz(!) ABD’nin varlık sebebi artık tüm dünyada da bilindiği üzere İsrail hizmetkârlığıdır. Attığı her adım, Büyük İsrail amacına hizmettir.

İsrail’in, Büyük İsrail planının önündeki en büyük engel bugün ne İran’dır ne de başka bir ülke. Tek engel Türkiye’dir… İsrail, Türkiye’yi savaşla yenemeyeceğinin bilincindedir ve bu sebepten dolayı, uzun yıllardır işbirlikçi yönetimlerle Türkiye’yi İÇTEN kuşatmaktadır. Yani Türk halkı üzerinde Haim Nahum Doktrini uygulanmaktadır ve esasen son aşamasına gelinmiş durumdadır.
 
Türkiye, karadan sadece Suriye’den işgal edilebilir. Suriye parçalandığında, İsrail aklı sıra Türkiye’yi FİİLEN işgale bir adım daha yaklaşacaktır.

Dedeağaç’ta ve daha önce Akdeniz’de yapılan tatbikatlarda hedefin sadece adı açıklanmamış, ülkemiz üstü örtülü tehdit edilmiştir.

Ukrayna Savaşı, Bulgaristan ve Yunanistan üsleri, İran’la sinema tadında kapışmalar, adım adım bu işgal planının parçalarıdır.

İçeride ise, yeniden çözülme süreci ile Türkiye’yi parçalama planlarının sonuna geldiklerini düşündükleri bir noktadayız.

Peki, bunlar bu kadar şeytani plan yaparlarken, Milli Devletimizin de eli armut toplamıyor her halde…

Ki Milli Devletimizin aklı Aziz Erbakan Hocamız gibi bir dâhinin 50 yıl önce söyledikleri bugün bir bir çıkıyorken; düşman sanıyor mu ki, Erbakan bu ülkenin en az 100 yıllık planını yapmadan ve bu planları ilgili YETKİLİSİNE teslim etmeden bu dünyadan göçmüş olsun?!

Düşman, Türkiye’yi tam anlamıyla içten-dıştan-her yandan kuşattığını düşündüğü anda, belki de kendisi kuşatıldı da farkında değildir?!
 
Velhasıl; Aziz Erbakan Hocamızın buyruğu üzere;

“İkinci Yalta Konferansı Yapılacaktır.”

Ve o günler çok yakındır!..
 
Son sözü yine Erbakan Hocamıza Bırakalım:
 
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”

Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi tapusu konumunda olan Lozana düşmanlık yapan her kesim; “Lozan bir time out anlaşmasıdır. Aslolan sevr’dir” anlayışına sahip olan siyonizmin taşeronu olduğunu ispat etmiş demektir.

.

Allah’ın vaadi gerçekleşecek, tüm yeryüzünde Adil bir Düzen mutlaka kurulacaktır. Siyonizm ve işbirlikçileri ise, tarihin çöplüğüne atılacaktır.

Bu değişim ve dönüşüm ise, Türkiyede Milli bir iradenin inşasıyla tecelli edecektir:

“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki; TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüme inanan bir Cumhurbaşkanının o makama oturması, Milli Çözüme inanan bir Hükümetin kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür.” (Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN)

DÖVECEK DİZ BULAMAYACAĞIZ BÖYLE GİDERSE ALLAH MUHAFAZA!

Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız’ında buyurduğu gibi ”Korkarım ki!Beni anladığınız vakit dövecek diziniz de kalmayacak! ” Allah muhafaza fakat görünen köy kılavuz istemez misali 25 yıldır Tramp dostum Netenyahu dostum düdüğü çala çala tümİslam alemini ve Türkiye ‘mizi içinden çıkılmaz bir duruma sokmuştur… Artık baktı ki iktidar elden gidiyor coni abilerinin ve Apo kardaşının desteği ile Hdp ile seçime girme kararı almış ve artık son darbeyi de vurmaya hazırlanmaktadır… Eğer durdurulmazsa Prof Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın buyrduğu gibi dövecek diz de bulamayacağız…

Allah CC muhafaza buyursun! Samimiyetsizce yönetiyor havası artık fos çıkmıştır ve acilen bu yönetim fes edilmelidir… Allah CC yâr ve yardımcımız olsun inşaAllah… Amiin

Ey millet, uyan!
Erbakan Hocamızın ısrarla uyardığı gibi ”toprak ayaklarımızın altından kayıyor”

Türkiye, her yönden kuşatmıştır.
Türkiye, her yandan kuşatılmıştır.
Türkiye, her anlamda kuşatılmıştır.
Türkiye, her taraftan kuşatılmıştır.
Türkiye, içeriden kuşatılmıştır.
Türkiye, dışarıdan kuşatılmıştır.

Türkiye, Irkçı Siyonistler tarafından kuşatılmıştır.
Türkiye, Haçlı emperyalistler tarafından kuşatılmıştır.
Türkiye, NATO tarafından kuşatılmıştır.
Türkiye, AB tarafından kuşatılmıştır.
Türkiye, IMF tarafından kuşatılmıştır.
Türkiye, İsrail tarafından kuşatılmıştır.

Şimdi sormak gerekirdi;
İsrail Türkiye’yi, caydırıcı bir güç olarak görmediğinden mi, güya bizim kontrolümüzdeki Suriye’ye saldırmaktan çekinmemekteydi?
Yoksa, bu gücü İsrail’e karşı kullanacak bir irade ve iktidar görmemesi mi, ona bu şeytani cesareti vermekteydi?

Halkı aldatmak için “Filistin meselesinin kırmızı çizgileri olduğunu” söyleyen Siyonist işbirlikçileri hala Soykırım yapan Siyonist İsrail ile diplomatik ilişkiyi kesmemiş ve ticareti bitirmemişti.

Ermeni müttefiki ve İsrail destekli PKK’nın sözde fesih bildirgesinde “Lozan Anlaşması’na karşı silahlı mücadele başlattık!” diye zırvalamışlardı!
Yani PKK’nın kuruluş sebebi özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık senedi olan Lozan Anlaşması’ymış.
Ama maalesef Cumhur İttifakı, hâlâ iktidar hırsıyla PKK’ya tavizler yağdırmaktaydı.

Türkiye üzerine oynanan gizli oyunlar ve kirli kurguların açığa çıkarılması için…
Türkiye üzerine tertiplenen Sinsi ve Siyonist tezgâhın mutlaka bozulması için…
Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlaması gereklidir.

Aziz Erbakan Hocamızın buyurdukları gibi;
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!” TRT Basın Toplantısı, Yazarlar soruyor – Nisan 1980

Akp İttihat ve Terakki’nin dindar kılıflı halidir.
Filistin’i Siyonistlere İttihatçı Dönmeler satmıştır:
Yahudilerin Filistin’deki tapulu mülkiyetleri ile ilgili olarak farklı oranlar olmasına rağmen en yüksek oran olarak % 8’dir. Filistin’in yüz ölçümü yaklaşık olarak 27 milyon dönüm. Bunun % 8’i yaklaşık olarak 2 milyon dönüm. Yahudiler bu kadar toprağa bakın nasıl sahip olmuşlar: 1900 yılların başlarında 850 bin Müslüman ve Hıristiyan’a karşın Filistin’de yaşayan Yahudi sayısı yaklaşık olarak 30 bin civarındaydı. Bunlar o toprakların insanlarıydı. Bunların sahip oldukları toprak yaklaşık olarak 200 bin dönümdü. İttihatçıların 1911 darbesiyle işbaşına gelmelerinden sonra İstanbul hükümeti Şam ve Filistin’e Mason ve Sebataycı valiler ve görevliler gönderdi. Bu görevliler 1911-1917 yıllarında Filistin’deki Yahudilere sahip çıkarak onlara devletin topraklarından yaklaşık olarak 400 bin dönüm arazi sattılar. Bunların belgeleri Osmanlı arşivinde var. İngiliz komutan Allenbi ile birlikte Aralık 1917’de Kudüs’e giren Yahudi çeteler, Osmanlı ordularının çekilmesi ile bazı stratejik bölgeleri ele geçirdiler. Bunun üzerine; İngiliz sömürge valisi ilk iş olarak ve yardımlarının karşılığında Siyonist Yahudi Ajansı’na 300 bin dönüm arazinin tapusunu hibe olarak verir. Bununla yetinmeyen Vali aynı ajansa sembolik fiyatlarla 100 bin dönüm araziyi satar. Daha sonra da Vali Hole ve Bisan bölgesindeki Sultan Abdülhamit’e ait 150 bin dönüm araziyi Yahudi vakfına hibe olarak verir. Ancak bu toprağı satanlar Filistinliler değil, tersine Suriye’li ve Lübnanlı Hıristiyanlardı.[1]
Evet, Filistin’i; Yahudi dönmesi ittihatçılar satmıştı. Şimdi Kıbrıs’ı ve Kuzey Irak’ı da Milli Görüş’ün dönekleri AKP’liler saltığa çıkardı… Ama sonları ittihatçılardan beter olacaktır.

https://www.millicozum.com/mc/2006/subat-2006/talat-pasa-sehitise-apoda-gazidir/

Çözemediğim tek şey şu: Üstat mason ve sağcı Demirel’le bile bu kadar rahat çalışamıyordu Siyonizm?! Bu nasıl bir işbirlikçilik.

Bu denli kirli bir dönemde, tüm bunları yirmi küsür yıldır görmenin öfkesi artık insanda tuhaf bir yılgınlık doğuruyor. İnsan bunalmaktan küçülüyor, böcekleşiyor.

Eh n’apalım, son nefese değin su taşıyan böcek oluruz biz de…

Her türlü bilginin rahatlikla bulunduğunu düşündüğümüz günümüzde, özellikle sorulan ve ihtiyaç duyulan onemli bilgilerin bulunmakta zorlanması, bilerek gündeme getirilmeyip gizlendiği, her gün tv lerde saatlerce programlar yapılsa bile boş gündemler oluşturulduğu ve insanların aslında olması gerekenle çokta ilgilenmedigi izlenimini bizde olusturmustur.

Bu durum ise milli çözümün üstlendiği misyonun faydalı olmaktan daha çok, zaruret olduğunu göstermektedir

Örneğin ülkemizdeki abd üstlerini araştırın, bu kadar önemli bir konuda dahi kayda değer bilgi bulmak çok zordur.

Hiç bir biri birbiriyle uyusmayan çok sayıda haberden anlasilan ise , sayının çokluğudir.

NATO kapsamindaki merkezlerle birlikte sayının 60 civarında olduğu dusunulmektedir
Bunların bir kısmında asker ve silah bulunmaktadır , bir kısmında ise ihtiyaç halinde kullanim anlaşması vardır.

Örneğin konyada awacs uçakları hazir beklemektedir. Şırnakta lojistik depolama merkezi vardır. Şanlıurfada yakıt ikmal üssü bulunmakta dir.

Yani bizim coğrafyamizi , bizim üstümüzden kolaylikla vurabilmektedirler.

Bunlardan en büyüğü olan incirlik üssünde ise 50 kadar nükleer başlığın olduğu açıkça söylenmektedir

Sadece yakın çevremizde bile, buyuk capli abd üsleri sayısı 40 in üzerindedir

Yani aslında kuşatma ( ki bu isgal seviyesindedir) her sahada olduğu gibi askeri sahada da çok yuksek seviyeye ulaşmıştır.

Savunma sanayiindeki gelişmeler elbette hepimizi sevindirmektedir . Ama onlarida kullanmak ancak milli çözüme inanan bir iktidar ile sağlanabilir.

Aksi halde ne yangına, ne depreme yetisemeyenler, yarın iş başa dusse ortada bile olmayabilir

Hala ABD’yi stratejik dost, müttefik olarak nitelemek ve görmek gafletle bile izah edilecek bir durum değildir. ABD açıkça terör örgütlerinin hamisi olduğunu beyan ediyor, gösteriyor, terör örgütleri eliyle Ortadoğu’da ırk üzerinden parçalanma oluşturuyor. Aziz Erbakan Hocamız “Haim Nahum” planı olarak bu durumu defeatle söylemez miydi. Dolayısıyla PKK’nın güya barış adı altında silah bırakıyor olması sahibinin emri dışında olabilir mi? Tabii Siyonizm her figüranına ayrı ayrı rollerini dağıtıyor. Figüranlar da verilen işi topluma yutturmak için güzel biçilmiş kahramanlık kılıfı kullanıyorlar.

Picture of Osman ERAYDIN

Osman ERAYDIN

YORUMLAR

Son Yorumlar
13
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...