YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6920ade8c58be
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 4 8
Bugün : 35347
Dün : 45549
Bu ay : 888071
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45291892
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

 

Petkim'i apar topar Yahudi'ye verdiler! Acelelerinin nedeni bir Yahudi'ymiş!

Erbakan yine haklı çıktı!

Petkim'in şaibeli bir şekilde Avrasya Yahudiler Konfederasyonu Başkanı Alexander Mashkevich'in sahibi olduğu Investment Industrial Group Eurasia'nın ana ortağı olduğu konsorsiyuma satılması Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın stratejik kuruluşların hangi amaçla ve hangi niyetle satıldığına yönelik kaygılarını bir kez daha haklı çıkardı.

 

AKP'nin Petkim'i apar topar elden çıkarmasının nedeni ortaya çıktı. Seçimlerin hemen öncesinde yapılan şaibeli satışın üzerindeki sır perdesi aralanmaya başlandı. Türkiye'nin en önemli stratejik kuruluşlarından olan Petkim, Avrasya Yahudiler Konfederasyonu Başkanı Alexander Mashkevich'in eline geçti.

AKP konsorsiyumu gizledi

Kamuoyundan gelecek tepkiden korkan AKP, konsorsiyum hakkındaki bilgileri sır gibi saklayarak ihaleyi oldu-bittiye getirdi. İhale öncesinde bu konsorsiyumun ana ortağının Mashkevich'in olduğu bilinseydi satış işleminin gerçekleşememe tehlikesi vardı. İşte bu tehlikeden dolayı Özelleştirme İdaresi, bütün taleplere rağmen bu konsorsiyum hakkındaki bilgileri sır gibi sakladı.

İhale sırasında bile Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı ve İhale Komisyonu Başkanı Osman İlter'in tavrı dikkat çekmişti. İlter, konsorsiyum üzerindeki sırrı ‘Burada gizleme yok' cümleleriyle geçiştirmeye çalışırken, şirket yetkilileri ise kartvizit bile verememişti.

Erbakan'ın eleştirileri haklıydı

Şaibeli satış, Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın stratejik kuruluşların hangi amaçla ve hangi niyetle satıldığına yönelik eleştirilerini bir kez daha haklı çıkardı. Konuşmalarında ırkçı emperyalizmin Türkiye üzerinde oynadığı oyuna işaret eden Erbakan, bu güçlerin 75 milyon ülke insanını aç-işsiz bırakıp, borca esir etmek için ülke kaynaklarını AKP vasıtasıyla nasıl ele geçirdiğini rakamları ile ortaya koymuştu. Erbakan'ın ortaya koydukları ile Petkim ihalesinde yaşananların tamamen bir biriyle örtüşmesi dikkat çekiyor.

Petkim, Yahudi ve Ermeni'ye verildi

Konsorsiyumda kimler yok ki! Ana ortak, Avrasya Yahudiler Konfederasyonu Başkanı Alexander Mashkevich. 1 milyar dolarlık kişisel servete sahip olan ve Kazakistan ekonomisinin en önemli aktörlerinden olan Mashkevich, konsorsiyumda yer alan Investment Industrial Group Eurasia'nın sahibi. İsrail vatandaşı olan Mashkevich, ayrıca Euro-Asian Bank'ın da sahibi.

Konsorsiyumun finansörü ise bir Ermeni… Dünyadaki tüm Ermenilerin paralarını Ermenistan bankalarında toplamak için 2020 projesinin aktif üyesi olan Ruben Vardanian, Rus Troika Bank'ın yüzde 65 hissesini elinde tutuyor. Konsorsiyumun stratejik yatırımcısı ise Kazakistan Caspi Neft şirketi. Şirketin yüzde 100'ü ABD merkezli Transmeridian'a ait. Kazakistan bölgesindeki enerji yatırımları ile dikkat çeken Transmeridian, aynı zamanda Wall Street'te halka açık bir şirket.

İsrail vatandaşı, Avrasya Yahudiler Konfederasyonu Başkanı Mashkevich'in sahibi olduğu Eurasia Group, Seydişehir'de bulunan alüminyum fabrikası ile de özel olarak ilgilenmişti. Bilindiği üzere Mashkevich, alüminyum fabrikası ve maden yataklarına yönelik olarak özel raporlar hazırlatmıştı. Ancak bu ihalede Mashkevich, başarılı olamamıştı.[1]

İşte Tahribatları:

  • Özelleştireceğiz diye Türkiye'nin en kârlı en stratejik kuruluşları TELEKOM, TÜPRAŞ, limanlar vs yabancılara yok pahasına satıldı.
  • Yabancılara toprak satışı serbest bırakıldı.
  • 2003'te yüz kişiden 5 kişi borçluyken, 2007'de yüz kişiden 22 kişi borçlular safına katıldı.
  • 2003 yılında yabancı şirket sayısı 5 bin iken, bu rakam 2007'de 15 bine çıktı.
  • Bu hükümet kurulurken iç ve dış borcumuz 210 milyar dolarken, şimdi bu rakam 400 milyar dolar olmuş. Geçen yıl faize her ay 3.5 milyar ödenirken bu yıl faize her ay 5 milyar ödenmektedir. Ve Başbakan "borç yiğidin kamçısıdır" Yahudi atasözüne sığındı. Oysa "borç alan buyruk ta alacaktı.
  • İMF politikalarının terk edilmesini beklerken İMF ile tam işbirliği yapıldı.
  • Tarihte ilk kez Yunan kilise bankası, Türkiye'de banka satın almıştır. Yunanistan, Ziraat Bankası'nın Atina'da şube açmasına dahi izin çıkmamıştı.
  • Bankacılık sektörünün yüzde 51 yabancıların tekeline bırakıldı.
  • İlk defa çıkarılan Petrol Yasası ile yabancılara 50 yıllık imtiyazlar tanındı.
  • İlk defa fındık üreticisi büyük bir mitingle hükümeti uyardı ve ezildiğini haykırdı.
  • Bu hükümet döneminde iletişim sektörü tamamen yabancıların kucağına atıldı.
  • Şu anda piyasalar tarihin en büyük krizini yaşamaktadır.
  • Aydın Doğan'ın Petrol Ofisi'nden devlete olan 1.3 milyar borcunun 1 milyar doları silinmiş bu kartel medyası sahibine büyük bir kıyak yapılmıştır.
  • Ekonominin böylesi bir çerçevede yapılandığı dönemde, sosyal gelişmeler de elbetteki harikadır!..
  • Hiç bir İslam ülkesinin cesaret edemeyeceği bir şey oldu. Zina bu ülkede suç olmaktan çıkarıldı.
  • Buna paralel olarak fuhuş da büyük bir patlama oldu. Fuhuş yüzde yüz arttı. Okullarda dehşet görüntüler, adam kesmeler, boşanmalar hızla arttı. Cinayetler, seri katiller, porno hadiseleri katlanarak büyüdü. Şu anda büyük bir ahlaki çöküntü yaşanmaktadır.
  • Domuz etinin kasaplarda satışı ve domuz çiftliği kurmak bu ülkede serbest oldu ve kredi aktarıldı.
  • Daha önce okullara ve camilere 200 metre mesafede meyhane, gazino ve içki satışı için ruhsat verilmezken bu mesafe 50 metreye düşürülüp kötülükler yaygınlaştı.
  • Ülkemizde İslam'a büyük baskı yapılırken Hıristiyanlık, misyonerlik serbest oldu. Binlerce kilise açılmış bu sebepten yüzlerce Müslüman evladı Hıristiyanlığa kaydı.
  • Bir Vatikan projesi olan dinler arası diyaloga büyük destek verilmiş, her yerde dinler bahçesi açılmıştır. Karikatür çizip dinimize hakaret edenlere, ses bile çıkarılmamıştır.
  • Bu iktidara yabancı güçler ve içimizdeki uzantıları 4,5 yıl tam destek sağlamıştı.
  • İlk defa bir Başbakan "tezkere geçmezse memura maaş ödeyemeyiz" diyecek kadar zavallılaşmıştır.
  • İlk defa bu hükümet Kur'an-ı Kerim'de geçen (şehitlik, cihat, halife gibi) 45 kelimeyi yasaklamış ve AKP milletvekilleri bile bu konuda hükümeti ağır bir dille eleştirmiş ve suçlamıştır.
  • İstanbul da 3 katlı bir Kur'an Kursu, bütün Türkiye'nin gözü önünde yıktırılmıştır.
  • İlk kez Türkiye'de eşcinseller, lezbiyenler dernek kurma hakkı resmen kazanmıştır.
  • Türkiye'de ilk kez bu hükümet döneminde sperm bankası kurulması serbest hale gelmiş ve yabancı tohumlama başlamıştır.
  • İlk kez AB, hutbelerimizde "Allah katında din yalnız İslam'dır" ibaresinin kaldırılmasını isteyecek kadar azıtmıştır.
  • Ülkesinin 1 milyon Ermeni kestiğini iddia eden Orhan Pamuk'un yargılanması engellenmiş ve soysuzlara sahip çıkılmıştır.

Yüce Divanlık Sorular

Bursa'da yapılan "Önce Vatan" mitinginin yankıları sürüyor. Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'in, on binlerin katıldığı mitingde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelttiği sorular, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu kuşatmayı gözler önüne serdi. Siyaset bilimciler ise "Bu soruların muhatabı Yüce Divan'da yargılanır" yorumu yaptılar.

Özbek'in on binler önünde Başbakan Erdoğan'a yönelttiği şoke eden sorular şöyle:

  • 11 Eylül'den sonra NATO, "ABD'nin düşmanı bizim de düşmanımızdır" dedi. Peki orada 2-3 bin kişi öldü. 30 bini aşkın şehit veren NATO üyesi olan Türkiye için NATO aynı kararı neden almıyor?Ey AKP, neden NATO'ya aynı kararı aldırmıyorsun?
  • Türkiye'deki terörün 5 başlığı var. Birisi PKK, diğeri ABD, diğeri AB, diğeri Irak. Beşincisi de Tayyip Erdoğan'ın dostu, Talabani ile Barzani. Bunlar ağır silahı, patlayıcıları C4'leri kendi mi üretiyor, yoksa AB ülkeleri ya da ABD mi veriyor? GKB resmen açıkladığına göre, niye bunların hesabını sormuyorsun?
  • PKK'ya bu silahları veren ABD'ye AB'ye şimdiye kadar ne dedin sen? Dilini mi yuttun? Neden korkuyorsun?
  • ABD'li generallerin PKK kamplarında ne işi var? Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin başkanı Wilson mu, ABD büyükelçisi mi? Niye Milli ve haysiyetli bir tavır koymuyorsun?
  • Tayyip Erdoğan kalkıyor, ‘Bir zamanlar İslami beyinleri de kullandık' diyor. Hani "Camiler kışlan, minareler süngündü" sn. Erdoğan. Şimdi ne oldun?
  • Irak'taki Müslüman kadınlar Suriye'ye götürülüyor ve orada seks pazarı kuruluyor Arap ülkelerinden uçak dolusu insanlar seks pazarı için oraya gidiyor. Bir Müslüman olarak senin vicdanın sızlamıyor mu? Nasıl Müslümansın sen, senin kıblen neresi? Irak'ta kadınlar ‘karnımda gavurun piçi var' diyor, kendini öldürüyor. Müslüman Tayyip neredesin sen, niçin sessiz ve tepkisiz kalıyorsun?
  • Bu ülkede Yahudiler, Ermeniler ve Rumlar azınlık. Lozan'a göre 3 tane azınlık var. Sen bu 36 etnik grubu nerden çıkartıyorsun?
  • Yüreğin yetiyorsa Habur'u ve iki hava üssünü kapat, ABD çekip gitsin. Barzani'nin Türkiye'de kaç şirketi var, kimlerle iş yapıyor, Habur'dan neler girip çıkıyor ve Barzani'nin Türkiye'den kazandığı kaç milyar dolardır? Niye bunları açıklamıyorsun?
  • Tel Afer'de ABD soykırım yaptı, evlere tanklarla uçaksavarlarla ateş ederek Müslüman Türk aileleri katletti ama, bizim hükümetten hiç ses yok. Cumhurbaşkanı adayı olan Abdullah Gül, neredeydin sen bu katliamlar yapılırken? Neden bu mazlum ve mağdur insanlarımıza sahip çıkmıyorsun?
  • En çok kilise açılan ülke Türkiye, en çok misyonerin, ajanın olduğu ülke Türkiye. Türkiye bağımsız bir ülke değil mi? Bu kiliseler kimin için açılıyor? Ey AKP, sen Haçlı karakolu musun, BOP'un taşeronu musun?

AKP sayesinde Kıbrıs'ta İslâm Düşmanlığı: Bunların Yaptığını Rumlar Yapmaz 

Kıbrıs Türkleri yok edilmek isteniyordu. Adayı Yunanistan'a bağlamak isteyen militan Rumlar Türkleri gettolara tıkmışlar, insanlık ve hukuk dışı baskılar altında inletiyorlardı. Onları vatanlarından kaçırmak istiyorlardı… (Erbakan Hoca'nın etkin olduğu koalisyon döneminde) Türkiye Cumhuriyeti onların yardımına koştu. Nice şehit vererek Kıbrıs'ın kuzeyinde Türklerin hürriyet ve haysiyet içinde yaşamalarını sağladı. Bu maksatla şimdiye kadar yüz milyarlarca dolarlık maddî yardım yaptı.

Biliyoruz, her yerde olduğu gibi orada da kokuşma var, kara para var, bir sürü pislik var.

Pisliklerin, kokuşmuşların kimler olduğu, yüksek sesle söylenmese de herkes tarafından biliniyor…

Oradaki maddî pisliklerin, yolsuzlukların ve kokuşmanın yanında bir de manevî kirlilik bulunmaktadır. Ve bu ürkütücü süreç T.Erdoğan ve desteklediği M. Ali Talat döneminde korkunç boyutlara ulaşmıştır.

Yarım yüzyılı geçen bir müddetten beri Kıbrıs'ta birtakım saldırgan, azgın, militan, fanatik dinsizler, İslâm'a karşı yüzkarası bir savaş ilan etmişlerdir. Bunların İslâm'a ve dindar Müslümanlara ettiği hakareti, gösterdiği şiddetli düşmanlığı Rumlar bile yapmıyor.

Bu adamların bir kısmı devlet memurudur ve Türkiye'nin oraya gönderdiği yardım parasından maaşlarını almaktadır.

Bu adamlar şimdi tutturmuşlar, "Kıbrıs'ta ne camilerde, ne de okullarda din ve Kur'ân dersi verilebilir. Böyle bir şey laikliğe aykırıdır. Buna bütün gücümüzle karşı koyacağız…" mealinde lâflar ediyor, tehditler savuruyor.

Evet, bunların yaptığını Rum yapmaz.

Bu adamların yobazlıkları yüzünden Kıbrıs halkının büyük kısmı dinden uzaklaşmıştır.

Gazetelerin yazdığına göre Kıbrıs'ta bazı Müslüman gençler boyunlarına altın zincirli haçlar takmaya başlamış.

Beş altı yıl önce Kıbrıslı bir genç kıza sormuşlar: "SizTürk müsünüz?.." Şu cevabı vermiş: "Ben Kıbrıslıyım…"

Kıbrıs'ın bu hale gelmesinde Dr. Fazıl Küçük'ün maalesef menfi rolü olmuştur.

Rumlar kendi dinlerine ne kadar sarıldılarsa, Fazıl Küçük ve avanesi İslâm'a o kadar uzak durmuştur. Uzak durmak bir tarafa, saldırmıştır.

Rumlar kendi papazlarını cumhurbaşkanı yapmışlar, Dr. Fazıl Küçük, İngilizlerin yaptığı anayasa gereğinde Türklerin idari olarak cumhurbaşkanı yardımcısı olmuş, fakat cemaatinin menfaatlerini koruyamamıştır. Hem azınlık haline düşmüşsün, hem de kimliğinin ana unsuru olan İslâm'a soğuk bakıyorsun. Elbette ayakta duramazsın.

Kıbrıs Türkleri, Çeçenler gibi dindar olsalardı hiç bugünkü duruma düşerler miydi?

Kıbrıs Türklerinin, yakın tarihte, Rumlar Hıristiyanlığa ne kadar bağlı idiyseler, onların da İslâm'a en az o derecede bağlı olmaları gerekirdi.

Başlarından bunca felâket geçti, bunca zulme uğradılar, yine de akıllarını başlarına toplamadılar.

Kıbrıs okullarında ve camilerinde Kur'ân dersi verdirtmeyiz diye yırtınanlara yazıklar olsun!

Biz Türkiye Müslümanlarının ödedikleri vergilerle maaş alıyorlar ve sonra da kalkıp Kur'ân'a karşı çıkıyorlar.

Bu adamlar Rum olmaya kalksalar, Rumlar onları kesinlikle kabul etmeyeceklerdir. Vaktiyle 1924 Mübadelesiyle Anadolu'dan Yunanistan'a gönderilen, anadilleri Türkçe olan Karaman Rumlarını bile kabul etmeyen bunları hiç kabul edip bağırlarına basarlar mı?[2]

Hasan Ünal'ın dediği gibi:

Sadece laiklik hassasiyeti ile dünyaya bakan çevreler AKP'nin Milli Görüş'ün doğrudan uzantısı olduğu zehabına düşüyor. Hatta bunların bazıları AKP hareketinin Milli Görüş'ü iktidara getirmek için bir aldatmaca olarak ortaya çıkarıldığını; Erdoğan ve AKP polit bürosunun toplumda daha cazip çehreler olmalarından dolayı bu taktiğin benimsendiğini ileri sürmeye kadar götürüyorlar işi…

Ortalama düzeyde düşünceler ve bilenler açısından bu iddiaların inandırıcı bir yanı olamaz. Milli Görüş ile mevcut iktidarın uygulamaları arasında paralellik kurmak mümkün olmadığı gibi, taban tabana zıt oldukları açık. Milli Görüş'ün her şeyden evvel milli olduğunu; ekonomiden dış politikaya kadar milli bir çizgiyi benimsediğini hatırlayalım.

Milli Görüş milli ekonomiyi savundu. Bankacılık ve finans gibi hayati sektörlerin mutlaka milli sermayenin elinde kalmasından yana bir tutum sergiledi. Sanayi alanında hem söyledikleri hem de yaptıklarıyla örnek oldu. Türkiye'nin sanayileşmesi konusunda ileri adımlar attı veya atılmasını sağladı. Bunların hepsi milli bir ekonomi anlayışının göstergeleriydi ve Milli Görüş hareketi bu özelliklerini muhafaza ederek aynen yoluna devam ediyor.

Aynı durum dış politikada daha da belirgin. Milli Görüş Türkiye'nin ve İslam dünyasının hak ve menfaatlerini öne çıkaran politikalardan yana oldu. Her konuda Türkiye'nin milli menfaatlerini savundu ve savunmaya devam ediyor. Kıbrıs başta olmak üzere Türkiye'nin temel dış politika konularında Milli Görüş hareketinin ismiyle müsemma olmadığını hiç kimse söyleyemez.

Buna karşılık AKP, gayri millidir. Ekonomide her şeyi yabancılara satıyor. Üstelik bunu ekonomik ve mali mecburiyet olarak değil; ideolojik bir gereklilik olarak gördüğünü her fırsatta böbürlenerek anlatıyor. Zihniyet olarak bütünüyle gayri milli hale gelmiş bulunan İstanbul sermayesi ile yaygın medya unsurlarının AKP'nin müttefiki olmaları bundan dolayıdır. Meseleye bu çerçeveden bakıldığı zaman 28 Şubat hareketinin mimarı olan bu rantiye çevrelerinin neden AKP'den memnun olduklarını daha iyi anlarız.

Dış politikanın hiç bir alanında AKP'nin milli olduğunu söylemek mümkün değildir. Küreselleşme yalanları ile ekonomiyi tahrip eden AKP zihniyeti ‘dünyaya açılmak' laflarıyla da Türkiye'nin temel dış politika çıkarlarını yok sayan bir politika izlemektedir. Kıbrıs'da AKP'nin ne kadar gayri milli olabileceğini gördük. Bugünlerde Ortadoğu'nun hemen her köşesinde AKP'yi Amerika ve İsrail'in taşeronu olarak görebilmekteyiz.

Adeta haydut sürüleri haline gelmiş olan Amerikan askerlerinin Irak'ta yaptıklarını görmezden gelen AKP, bütün bu rezalet ve felaketin sebebi olan BOP'un eşbaşkanlığını yürütmekten dolayı gurur duyuyor. Türkiye'nin sınır ötesi operasyon yaparak Amerika ve İsrail'in kuklası olarak kurulmaya çalışılan şer devletinin ortadan kaldırmasını istemediği belli. Kısacası AKP gayri milli bir projedir ve AKP polit bürosu böyle olduklarını ideolojik gerekçelerle övünerek anlatmakta hiç bir gariplik görmüyor.

Buraya kadar tesbitte bir sorun yok. Bütünüyle işbirlikçi bir zihniyetten söz ediyoruz. Ama bu zihniyetin İslami bir tarafı olduğu da kesin. İşte esas sorun da burada. Bu nasıl bir İslami anlayıştır? Ortadoğu'nun pek çok ülkesinde ve İran'da ortaya çıkan İslami hareketlerin hepsi ama hepsi enti emperyalist idi. Hepsinin varlık sebebi Batılı yeni emperyalist politikalara karşı çıkmaya dayanıyordu.

Oysa AKP ile birlikte hem İslami olduğu iddiasını dillerden düşürmeyen hem de Batının Ortadoğu'da işlediği cinayetleri meşrulaştırmaya çalışan bir hareket ortaya çıktı. Bunu diğerlerinden siyaseten ayırmak lazım gelir. Zaten ‘Ilımlı İslam' tabiri de bu ihtiyaçtan doğdu. Yani diğerleri gibi anti emperyalist olmayan. Batının yaptığı işgal ve zulümleri haklı göstermeye çalışan bir anlayış. Yani ‘ılımlı' değil ‘iliştirilmiş' ve tamamen ‘Bağımlı İslam'dan söz ediyoruz.[3]

AKP ABD ve AB'ye iman ediyor!

Kulislerde, AKP'nin kapatılması için delil toplandığı iddiası dolaşıyor. (Ama AKP patronları olan ABD ve AB'ye güveniyor!)

Halbuki:

Milli Selamet Partisi'nin kapatılmasıyla sonuçlanan süreç, bildiğiniz gibi, Konya'da düzenlenen tarihi Kudüs mitingiyle başlamıştı. Bu mitingde, on binlerce kişi, Kudüs'ün kurtarılması için meydana çıkmıştı.

Refah Partisi'nin kapatılmasıyla sonuçlanan süreç, Ankara'da yapılan Kudüs gecesiyle başlamıştı. Nitekim sürecin mimarlarından biri olan Org. General Çevik Bir'i, Yahudi kuruluşlar, madalya ile ödüllendirdiler.

Yine, Milli Görüş'ü parçalayıp yukarıda adı geçen partiyi kuran kişiye de, aynı kurumlar, cesaret madalyası vermeyi uygun gördüler. Hocaya kafa tutma cesareti gösterdiği için…

Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Konya'dan bağımsız aday olduğu günden bu güne kadar, hep Siyonizm'in altını çiziyor, daha doğru bir ifadeyle, Siyonizm'in üstünü çizmeye çalışıyordu.

Yahudilere ait, "Biz 21. yüzyılda iki tane devlet kurduk; biri İsrail, diğeri ise …" sözü doğrulanırcasına, Erbakan Hoca ve Milli Görüş'ün başına gelmeyen kalmadı. Sayın Erbakan, tahammül sınırlarını aşan bir haksızlık kampanyasıyla karşı karşıya kaldı. Yine de, Suriyeli mütefekkir Cevdet Sait'in dediği gibi: "Necmettin Erbakan'dan Allah razı olsun; iktidarının gasp edilmesini nefis meselesi yapmadı, sağduyusunu korudu, halkı şiddete sevk etmedi."

AKP'nin ise ne Kudüs'le ne de Filistin'le ilgili bir fikri var. Olsaydı, mutlaka söylerlerdi.

Konuyu biraz daha açarsak; Bülent Ecevit'in gösterdiği cesareti gösteremeyip İsrail işgal devletinin katliamlarına seyirci kaldılar, hatta Hizbullah ve Hamas'ı suçlayan açıklamaların altına imza attılar.

Lübnan'a gönderilen Türk askeri de, bütün uzmanların hemfikir olduğu gibi, İsrail işgal devletinin güvenliği içindi.

İsrail'in, Mescid-i Aksa'nın altını oymak için başlattığı kazı çalışmalarını kontrol etmek için Kudüs'e gönderilen milletvekili heyeti de tamamen göstermelikti.

Neticede, İsrail'in izin verdiği bir iki yeri polis gözetiminde görüp geldiler.

Nükleer silah konusunda İran'a baskı yapan, bu devleti Avrupa ve Amerika ile masaya oturmaya çağıran hükümet, ne hikmetse, İsrail işgal devletinin nükleer ve kimyasal silahlarını daima es geçti.

Filistin'de halkın oyuyla seçilmiş olan Hamas hükümetine karşı başlatılan Siyonist kampanyayı bir kez olsun delme girişiminde bulunmadı. Hatta Türkiye'ye gelen Halit Meşal ile görüşmemek için, her türlü yolu denediler. Zaten Meşal'ı da hep arka kapılardan aldılar, çıkardılar.

Bunlar dış politikayla ilgili şeyler. Bir de meselenin iç yüzü var. Uygulanan ekonomik politikalar, yaşanan ahlâki erozyon, hepsi, evet hepsi, tam da onların isteği gibi…

Bütün bunları üst üste koyar ve yanına bir de Hıristiyan Avrupa ve Amerika'ya olan sıcak ilişkileri, kiliselerin restore edilmesini, misyonerlere ayrıcalık tanınmasını, Papa'nın ziyaretini vs eklerseniz; AKP'nin (masonlar tarafından) kapatılması için ortada hiçbir nedenin olmadığını görürsünüz…[4]

Ama Milli cephenin gayret ve cesaretiyle, AKP'nin çoktan hak ettiği hukuki ve tarihi bir süreçten kurtulamayacağı da kesindir.


[1] Sadettin İnan /Milli Gazete / 07.07.2007

[2] 27.06.2007 / Mehmet Şevket Eygi / Milli Gazete

[3] 28.06.2007 / Milli gazete

[4] 11.05.2007 / İbrahim Taşköprülü / Milli gazete

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Subscribe
Bildir
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Picture of Selman YÜCEL

Selman YÜCEL

YORUMLAR

Son Yorumlar
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...