Mehdiyet: yüzlerce hadisi şerifle müjdelenen, binlerce alim ve milyonlarca mü'min tarafından önem verilip beklenen; mutlu ve kutlu bir medeniyet devrimi ve saadet dönemidir.
Ve yine pek çok sahih (doğru ve değerli) haberin işaretleri, hikmet ve velayet ehlinin beşaretleri(müjdeli haberleri), fikir ve feraset sahibi münevver kişilerin kuvvetli öngörüşleri; bu tarihi ve talihli değişimin merkezi olarak da; Türkiye'mizi ve asil milletimizi göstermektedir.
Peki böylesine şerefli ve gerekli bir dönüşüm beklentisine kimler ve niçin karşı gelmektedir?.
1.Sömürü çarklarının ve zulüm saltanatlarının yıkılacağını sezen dış güçler, masonik-sabataist çevreler ve işbirlikçiler
2.bu malum ve mel'un merkezlerin himayesinde, çeşitli makam ve imkanlara kavuşan, reklamı yapılıp şöhret ve etiket sahibi olan; ilim adamı, hizmet erbabı ve ilahiyat hocası geçinenler.
3.Hak davaya ve İslam dünyasına hıyanet edip, uydurma fetva ve sahtekarlıklarla Siyonizme-Deccalizme hizmet veren ve bütün rezaletlerinin ortaya döküleceğini düşünen siyasetçiler, tarikatçılar, ticaretçiler, gazeteciler ve "entel" geçinenler.
4.Allah'tan ve Kur'an'dan ümidini kesen, manevi direnç ve dinamizmi tükenip, iman pilleri biten; mümin görünümlü zavallı kesimler.
5.Bu cahili hayat ortamının sunduğu nefsani yaşama hürriyetinden, daha doğrusu kölelik keyfinden, haram ve hayvani zevklerinden mahrum kalma endişesiyle ve gül bahçesine girmekten ürken mayıs böceği zihniyetiyle; disiplinli, dengeli, izzetli ve şerefli bir düzen ve dönemin kendileri için bir hapishane olacağını zanneden sefiller.
Ama yarasalar gocunsalar da güneş doğuverecek; ve pek yakında mikrop ve pislik yuvası çirkef bataklıklar kuruyup, inşallah gülistana dönüşecektir.
Kutlu Mehdiyet devriminin mutlu müjdesi:
"Hz. Mehdi" diye bilinen mutlu medeniyet rehberinin çıkış alametlerinin; içinde bulunduğumuz dönemde art arda gerçekleştiği göz önünde bulundurulduğunda; bu kutlu şahsın en büyük ve son alametinin İslam Dünyası için önemi daha iyi anlaşılmaktadır.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in hadislerinde aktardığı bu son alamete göre;
O zat haksız yere hapsedilecek ve bu sebeple insanların gözünden uzun bir süre kaybolacaktır.
Ebi Abdullah Hüseyin bin Ali'den rivayet edildi:
"Mehdi 2 kez insanların gözünden kaybolacaktır. Bir seferinde o kadar uzun bir zaman görülmeyecek ki, kimisi Onun öldüğü, kimisi de bırakıp gittiği zannına kapılacaktır."
"Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman" isimli kitabın Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunan el yazılı bir nüshasında mevcut olan bu hadis ile, Hz. Mehdi'nin 2 kez insanlardan ayrı kalacağı anlaşılmaktadır. Yani Hz. Mehdi insanların gözünden uzak bir konumda bulunacaktır. Hadislere göre bu kaybolmaların birincisi kısa, ikincisi ise daha uzun olacaktır:
"Al-i Muhammed'in Kaim'inin (Hz. Mehdi'nin) iki gaybeti (hapis dönemi) vardır. Birisi diğerinden daha uzun olacaktır…" (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 199)
"Bu kıyamın sahibinin (Hz. Mehdinin) iki gaybeti (Gözlerden ve hizmet sahnesinden çekilmesi) vardır. Bir gaybeti (hapiste kaldığı dönem) o kadar uzayacak ki şöyle diyecekler: Öldü. Bazıları diyecek ki: Öldürüldü. Bazıları diyecek ki: Gitti…" (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 198)
Ahir zamanda İslam ahlakının ve temel insan haklarının yaygınlaşması için mücadele eden Mehdi'nin, böyle bir görev üstlenmişken kendi isteğiyle insanlardan ayrılmayacağı açıktır. Dolayısıyla Mehdi'nin insanlardan uzak kalmasının, kendi iradesi dışında; zorla hapsedilmesi ve zahiren etkisiz ve yetkisiz hale getirilmesiyle gerçekleşeceği anlaşılmaktadır.
Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi'ye bu yüzden "GAİB", yani "kaybolan gözden ve gündemden uzaklaştırılan, hapsedilmek suretiyle toplumdan saklanan" demiştir. Bu nedenle Hz. Mehdi'nin lakabı ve isimlerinden biri "GAİB"dir.
Kuran'daki Yusuf Suresi'nde de Hz. Mehdi'nin bu kayboluşuna işaret edilmektedir. Yusuf aleyhisselam da Hz. Mehdi gibi, biri kısa diğeri uzun olmak üzere iki defa insanların gözünden kaybolmuştur. Birincide, Yusuf (a.s.) kuyuya bırakılmış, kısa bir süre sonra oradan geçen kafile Onu oradan çıkarmış, ikincide ise haksız yere zindana atılmış, uzun bir müddet orada kalmıştır. Fakat sonradan masumluğu anlaşılarak, zindandan da çıkartılmıştır.
"Nitekim Onu götürdükleri ve kuyunun derinliklerine atmaya topluca davrandıkları zaman, Biz Ona (şöyle) vahyettik: "Andolsun, sen onlara kendileri, farkında değilken bu yaptıklarını haber vereceksin." (Yusuf Suresi, 15)
"Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka Onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü) ağır bastı." (Yusuf Suresi, 35)
Mehdi'nin kayboluşunda (hapis döneminde) insanların durumu
Hadislerde Hz. Mehdi'nin ikinci kayboluşu (hapis dönemi) sırasında, İslam toplumunun içinde bulunacağı durum detaylı olarak tarif edilmektedir. Bu dönemde Müslümanlar çok büyük zorluklarla karşılaşacağı haber verilmekte ama bu; saldırılar, katliamlar, belalar ve iftiraların fevki ilahi ile insanların İslam ahlakına yönelmelerine vesile olacağı sezilmektedir.
"… Belalar çoğalacak, halkı öyle ölüm ve katliamlar saracak ki Allah'ın ve Resulullah'ın haremine sığınacaklar. İşte sadece o zamanda (Hz. Mehdi) zuhur edip ortaya çıkacaktır." (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 199)
Bir diğer hadiste ise Hz. Mehdi'nin ikinci kayboluşu sırasında Müslümanların çok büyük zorluklarla karşılaşacakları, ancak tüm bu zorluklara rağmen, dinlerine büyük bir şevk ve coşkuyla sahip çıkacaklarına, hiçbir zorluğun onları dinlerini yaşamaktan alıkoymayacağına işaret edilmektedir:
"Bu işin sahibi (Hz. Mehdi) gaybete çekilecektir (Hapiste görünecektir). O zamanda dine sarılmak isteyen, tıpkı elindeki dikenli dalı dikenlerine aldırış etmeden eliyle onu çekerek koparmak isteyen gibidir." (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 196)
Ancak Hz. Mehdi'nin gaybet (hapis) döneminde insanların bu mübarek şahsın ilminden, imanından ve tebliğinden istifade etmeye devam edeceklerine ise hadiste şu şekilde dikkat çekilmektedir:
"Hz. Peygamber Efendimiz'e (sav) "Gaybet (hapis) döneminde Hz. Mehdi'nin varlığının ne gibi faydası olacaktır" şeklinde yöneltilen bir soruya şöyle cevap vermişlerdir:
"Beni peygamber olarak gönderen Allah'a andolsun ki, insanlar gaybet (hapis) döneminde, bulutların arkasında kalan güneşten faydalandıkları gibi ondan istifade etmeye devam edecekleredir." (İhticac, s.263; Biharu"l-Envar, c.52, s.92.)
Mehdi'nin kayboluşunda (hapis döneminde) talebelerinin durumu
Hadislerde Hz. Mehdi'nin ikinci kez kayboluşu (hapis dönemi) boyunca bu kutlu şahsın talebelerinin karşılaşacağı zorluklardan da bahsedilmektedir. Bu dönemde kalplerinde hastalık bulunanlar, zayıf imana sahip olanlar ve davaya inanmadıkları halde mücahit geçinen münafıklar bir bir ortaya çıkacak, bu temiz topluluktan ayrılacaklardır. Tarih boyunca iman zaafı içinde olan kişiler her zaman için bu gibi zorluk anlarında ortaya çıkmışlar ve mümin topluluklarını bırakarak kaytarmışlardır. Söz konusu aşağılık kişilikteki insanlar, demirden pasın yok olması gibi Hz. Mehdi'nin sadık ekibini de temizlemiş olacaktır. Bu konuyla ilgili hadislerden bazıları şu şekildedir:
"… Onun (Hz. Mehdi'nin) gaybet dönemi (hapis dönemi) olacaktır. Bu dönemde ümmetten birçoğu dalâlete düşecektir (hak yoldan ve davasından sapacaktır)…" (Uyun'ül-Ahbar, c. 1, s. 287; Bihar'ul-Envar, c. 51, s. 72)
Kalplerinde hastalık olanlar Hz. Mehdi'nin temiz cemaatinin içinden ayrılırken, Hz. Mehdi'nin sadık talebelerinin imanları daha da güçlenip sağlamlaşacak, sadakatle Allah'ın dinine daha da sarılacaklardır. Bu durum hadislerde şöyle müjdelenmiştir.
"(Hz. Mehdi'nin) Bir gaybeti (hapiste kaldığı dönem) o kadar uzayacak ki şöyle diyecekler: "Öldü tükendi"! Bazıları diyecek ki: "Öldürüldü bitirildi" Bazıları diyecek ki: "Gitti, etkisizleşti"! Onun (Hz. Mehdi'nin) emrini kabullenen ashabından (talebelerinden) çok azı geride (sağlam) kalacaktır." (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 198)
"Onun (Hz. Mehdi'nin) uzun bir gaybeti (hapis dönemi) olacaktır ki, birtakım insanlar bu dönemde imanlarını kaybedecek… Diğer bir grubu (sadık bağlıları) ise imanlarını koruyacaklardır…" (Kifayet'ül Eser, İlzam-ün Nasib, c.1, s. 98)
Hz. Mehdi'nin ikinci kayboluşundan sonra işbaşına geçmesi
"Belalar çoğalacak, (mazlum ve Müslüman) halkı öyle ölüm ve katliamlar saracak ki; Allah'ın ve Resulullah'ın haremine (çaresiz İslam'ın himayesine) sığınacaklar. İşte ancak o zamanda (Hz. Mehdi) zuhur edip çıkacaktır." (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 199)
Hadiste bildirildiğine göre Hz. Mehdi ikinci kayboluşunun, yani hapis döneminin ardından, tekrar insanların arasına çıkacaktır. Bu dönemde, insanlar yeryüzünde hakim olan dinsiz sisteme bağlanacak; çeşitli şeytani grupların, odakların etkisi altında olacaklardır. Hatta İslam aleminden dahi bu dinsiz odaklardan etkilenip onlara sığınanlar çıkacaktır. Sadece Hz. Mehdi ve çok az sayıdaki takipçileri hiç kimsenin, hiçbir düşüncenin, hiçbir siyasi partinin; ne masonların ne de benzeri odakların etkisinde hiçbir şekilde kalmayacak, hiç kimseye tavize yanaşmayacaktır. O, sadece Kuran'ı ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetini izleyip savunacaktır:
"… Arkasında İsa bin Meryem'in namaz kılacağı Kaim (Mehdi) dışında; biz Ehl-i Beyt'ten olan hepimizin boynunda zamanın tağutunun (Allah'ın hükmünü tanımayan güç odaklarının ve şeytanın) biatı olacağını, (Mehdi öncesinde yer yüzünde zulüm ve dinsizliğin hakim olacağını, hemen herkesin bu batıl sisteme bağlı olacağını) bilmiyor musunuz? Yüce Allah onun velâdetini (zuhurunu) gizleyecek ve şahsını saklayacaktır. Böylece O, zuhur ettiğinde (pek az bağlısı dışında) hiç kimsenin biatı onun boynunda olmayacaktır…" (Hatta bazıları Ona sadakat sahtekarlığıyla açıkça hıyanet edip, Siyonistlere sığınan dönek kaçakları savunacaktır) (Kemal'üd-Din, c.1, s. 305)
Bediüzaman ayrıca, ikinci kez yeryüzüne gelişinde, aynı Mehdi cemaatinde olduğu gibi, Hz. İsa'nın çevresindeki insanların sayısının da çok az olacağını belirtmiştir. Ancak bu topluluk da imanen çok güçlü kimselerdir.
"İsa Aleyhisselam'ı nur-u iman ile (imanın ışığıyla) tanıyan ve tabi olan cemaat-i ruhaniye-i mücahidinin kemiyeti (cehd eden ruhani cemaatinin sayısı), Deccal'in mektepçe ve askerce ilmi ve maddi ordularına nisbeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir." (Şualar, s. 495)
Sonuç:
Münafıklar ve inkar edenler karşı çıkıp istemeseler de bir şekilde, mutlu Mehdiyet dönemine hizmet etmekte, İslam ahlakının hakimiyetine dolaylı da olsa yardımcı olmaktadırlar.
Mehdiyet devriminden ve İslam adaletinin hakimiyetinden tedirginliğe kapılanlar, yapacakları aleyhte faaliyetlerle bu tarihi gelişmeleri durdurmayı denemektedir. Ancak burada bilmedikleri çok önemli bir gerçek vardır: Hz. Mehdi aleyhinde yapılan tüm faaliyetler, Hz. Mehdi'nin gelişine ve yapacağı çalışmalara hizmet etmektedir. Bu durum, Yüce Allah'ın bir takdiridir ve bunun önüne geçebilmek mümkün değildir. Allah, İslam ahlakının tüm yeryüzünde yerleşik kılınmasını dilemiştir; Allah'ın izniyle bu büyük vaad gerçekleşecektir. Peygamberimiz (sav), bu tarihi olayın Hz. Mehdi vesilesiyle gerçekleşeceğini bildirmiştir. İnkar edenler ve münafıklar da, giriştikleri her aleyhte faaliyet ile farkında olmadan, Rabbimiz'in bu büyük vaadinin gerçekleşmesinde bir rol üstlenmektedir. Bu Allah'ın çok büyük bir mucizesi ve münafıkların, kurdukları tuzağa düştüklerinin önemli bir alametidir. Rabbimiz Kuran'da Müslümanlara olan yardımını şöyle bildirmiştir:
"… İşte Allah, dilediğini yardımıyla destekler. Şüphesiz bunda, basiret sahipleri için gerçekten bir ibret vardır." (Al-i İmran Suresi, 13)
Mehdi (A.S), ikinci gaybet döneminden (hapsedilmesinden) sonra Hz. İsa ile buluşacaktır
Hz. Mehdi, ikinci gaybet döneminden sonra ortaya çıkışında, ikinci kez yeryüzüne gelerek tüm Hıristiyan aleminin İslam'a yönelmesine ve Siyonizm-emperyalizm kıskacından kurtulup huzura ermesine vesile olacak olan Hz. İsa ile bir araya gelecektir. Bu dönemde toplumun büyük bir kesimi Hz. İsa'yı fark etmeyecek, ancak güçlü bir imana sahip olan yakın talebeleri ve Hz. Mehdi cemaati tarafından bilinecektir. Bediüzzaman Said Nursi konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:
"… Hazreti-i İsa Aleyhisselam geldiği vakit, herkes onun hakiki İsa olduğunu bilmek lâzım değildir. Onun (Hz. İsa'nın) mukarreb ve havassı (derin imanlı yakın talebeleri), nur-u iman (imanın ışığı) ile onu (Hz. İsa'yı) tanıyabilir. Yoksa bedahet (birdenbire ve açıkça) derecesinde herkes onu (Hz. İsa'yı) tanımayacak ve fark etmeyecektir…" (Mektubat, s. 60)
"Acele edenler (ve bu iş bitti diyenler) helâk olur, (zuhur) yakındır diyenler kurtulur, kalenin hisarları gibi Mehdiyet hakikati de herhalde sabittir, hüzünden sonra müthiş bir fetih gelecektir." (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 229)
"Mümin şahıs (Mehdi) Deccal'in düzenini ve temsilcilerini gösterip: "Ey insanlar! Resulullah'ın zikrettiği Deccal işte budur!" diye uyarır. Deccal ise hemen onunla ilgili emrini verir de, o zat karnı üzerine uzatılır ve arkasından: "Onu alın da yaralayın!"(tutuklayın, karalayın ve etkisiz bırakın) diye talimat yağdırır. Artık o zatın sırtı ve karnı döve döve genişletilir(ve bilmeden güçlenmesi sağlanır). Bu sefer onu iki eli ve iki ayağı ile yakalar da fırlatıp atarak kurtulmaya çalışır. İnsanlar Deccal'in Onu bir ateş içine attığını sanır. Halbuki O bir cennet içine atılmıştır." (Mehdilik ve İmamiye, İbrahim Süleymanoğlu, s. 40)
Peygamber Efendimiz (sav) bu hadisinde tüm baskı ve saldırıların Hz. Mehdi'yi daha da güçlendireceğine böyle haber vermiştir. Hadiste mecazi anlamda kullanılan, Hz. Mehdi'nin "sırtı ve karnından dövüle dövüle genişletilmesi" ifadesi, aleyhinde kurulan tüm tuzakların Hz. Mehdi'yi daha da güçlendireceğine, tebliğinin etkisini daha da artıracağına işaret ediyor gibidir.(En doğrusunu Allah bilir.)
Allah'ın sünnetullah ve kaderi gereği, aleyhte yapılan tüm çalışmalar ve propagandalar, Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışına, tanınmasına, hizmetlerine güç katacaktır. Hz. Mehdi aleyhindeki her girişim, Hz. Mehdi'nin faaliyetlerinin etkisinin giderek daha da artmasına ve tüm dünyada ses getirmesine katkıda bulunacaktır. Hz. Mehdi'nin gelmeyeceğini öne süren, "Mehdi'nin geleceğine inanmıyorum" diyen her şahıs, yaptığı her çalışma, her konuşma ya da her vurguyla Hz. Mehdi'ye bir kez daha dikkat çekmekte, insanların Hz. Mehdi hakkında düşünmelerine vesile olmakta ve böylece Ona hizmet kervanına katılmaktadır. "Ben Mehdi'ye karşıyım" diyen herkes, Mehdiliğin gündeme getirilmesini, araştırılıp öğrenilmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla, inkar edenler de, münafık ahlakı gösterenler de, Kuran ahlakı aleyhinde bir fikri benimseyenler de, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'ye düşman kesilenler de, her ne kadar istemeseler bile, Allah'ın dilemesiyle, bir şekilde Hz. Mehdi'ye ve İslam ahlakının tüm dünya hakimiyetine destek sağlamış olmaktadır.
En önemlisi de inkar edenlerin ya da münafık kesimlerin Mehdi ve müminleri aleyhinde attıkları her adım, Hz. Mehdi hakkında, 1400 sene öncesinden haber verilen sahih hadislerin bir tanesinin daha gerçekleşmesine ve böylece Müslümanların Hz. Mehdi'ye olan bağlılıklarının, şevk ve heyecanlarının daha da artmasına vesile olmaktadır.
"Ağızlarıyla Allah'ın nuru söndürülmeye çalışılıyor. Oysa kafirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. Müşrikler istemese de, O, dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur." (Tevbe Suresi, 32-33)

CÜBBELİ AHMET “BEL’AM”CIK’I VE MAHMUT EFENDİ YAKINLARINA UYARI!
FETULLAH GÜLEN DOSYASI
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
Dünyanın Fikri Değişimi Türkiye’den, FİİLİ DEĞİŞİMİ İSE FİLİSTİN’DEN BAŞLAMIŞTIR!
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
OĞUZHAN ASİLTÜRK’ÜN ERBAKAN’A İFTİRALARI
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
Milli Çözüm, yaşam sürdüğümüz şu dünya hayatında gerçekleşen hadiseleri doğru anlamanın ve uyanık kalmanın tüyoları…
Özgür Özel, hapishanede bulunan İBB başkanı Ekrem İmamoğlunun yaptığı mitinglerle sesinini duyurmaya çalışıyormuş gibi görünürken…
"Başbakanlar, başbelasıdır bozuk düzende! Gizli gerçek hükümet, mason localarıdır Siyonist merkezler ise akıl hocalarıdır Amerika…
Sırtlanlar sadece, vergi yükler sırtlara BOP IMF görevlisidir, fatura hep yurttaşa Milli Görüş bereketle, zam…
Öyle anlaşılıyor ki hem CHP’de hem AKP’de hem de diğer muhalefet mahfillerinde, hâlâ en korkulan…
Bir toplumda iki sınıf vardır ki onlar bozulursa bütün toplumda ifsat olur bunlar yöneticiler ve…
"CHP’nin marazlı masonik takımı Kılıçdaroğlu’na karşıydı. Çünkü Kılıçdaroğlu, “Kirli, kiralık ve münafık cephenin” değil, “Milli ve duyarlı cephenin” yanındaydı.…
MİLLİ GÖRÜŞ - MİLLİ ÇÖZÜMDEN GAYRİSİ HAİM NAHUM DOKTRİNİN UYGULAYICISIDIRLAR. KİM DAHA İYİ UYGULAYACAKSA SİYONİZM…
Bugünlerde terörist başı bebek katili cani'nin ayağına gitmek için can atanların böylesine bir ihanete nasıl…
Anlaşılan amaç Özel'i bir şekilde aday yaptırıp tekrar kolaylıkla iktidarı sürdürmek. Tabi bu hizmet! falan…