YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6920250dd5a8e
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 4 7
Bugün : 6734
Dün : 45549
Bu ay : 859458
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45263279
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

“Sadık Milli Görüşçüleri ayakta tutan, maruz kaldıkları her türlü haksızlık ve saldırılara rağmen mücadele yolundan alıkoymayan; Onların hesap gününe olan sağlam imanları, ahireti ve Rızai İlahiyi öne almaları ve ilahi adalete olan sarsılmaz güven duygularıdır.”

Prof. Dr. Necmettin Erbakan

 

ABD Derin Devleti olan Yahudi lobilerinin genel sekreteri Barac Obama’nın talimatıyla; Brüksel’de katil İsrail’in Ticaret Bakanı Ben Eliezer’le görüşen ve Türkiye’nin şerefini ayaklar altına seren sabataist ve Moon görevlisi Ahmet Davutoğlu’nun bu teslimiyetini: “Barışcı ve akılcı bir girişim” olarak değerlendiren, ama “AB’yi Hırıstiyan Kulübü olarak niteleyen; Batı emperyalizmine ve Siyonist sömürü sistemine karşı İslam NATO’su ve İSLAM DİNARI gibi gerekli ve gerçekçi çözüm önerileri getiren” Erbakan Hoca’yı “içi boş laflar üretmişti” diyerek hücuma yeltenen, (daha doğrusu Siyonist sömürü odaklarına ve Haçlı Batı’ya batırılan kazıkların acısı dinmemiş ki bunların uşak takımına hala feryat ettiren) marazlı münafık Taha Akyol, ikinci bir yenilikçi ve yeni bir Tayyip hadisesi olarak değerlendirip sahiplendiği Numan Kurtulmuş’a övgüler düzmekteydi…

Bu Taha akyol: “Erbakan’ın vesayetine son” (30 Haziran 2010-Milliyet) başlıklı yazısında kendi kirli tiyniyetini ve Numan Kurtulmuş’un gerçek mahiyetini şu sözlerle kusuvermişti:

Erbakan’ın vesayetine son verme hazırlığı!

“Bana Sayın Erbakan’ın hiç müdahalesi olmadı, ama partimiz üzerinde bir ‘Erbakan vesayeti’ olduğuna dair kamuoyunda bir algı var. Kongremizde bu algıyı kaldıracağız. Hem söylem, hem kadro olarak!” diyen Numan Kurtulmuş’u tebrik ettim; çünkü yenilenmek iyidir!

AK Parti, Erbakan’ın gölgesinde kalsaydı büyür müydü? Aksine, Erbakan’a başkaldırıp yenilenerek büyüdü.

“Hristiyan Kulübü, İslam NATO’SU, İslam dinarı” gibi Erbakan’ın eskiden de içi boş olan laflarını Kurtulmuş’tan hiçbir zaman duymadık.

Sayın Numan Kurtulmuş eski dostumdur, yakından tanırım. Temiz, dengeli bir insan, birikimli bir akademisyendir. Hâlâ katılmadığım görüşleri var; “vesayet”i sona erdirme ve yeni söylem geliştirme konusundaki tavrını çok isabetli buluyorum.”

Erbakan’dan Helallik İsteyenlerle, Hıyanet edenlerin Farkı!

Taha Akyol gibilerinin hırlamasına ve Numan Kurtulmuş ekibinin kıvırmasına rağmen, Erbakan Hoca’dan özür dilemeye ve “Onun milli prensip ve projelerini başımıza geçirmeden bize kurtuluş yoktur” demeye hazır milyonlar beklemekteydi…

Uzun yıllar çalıştığı ve hayran kaldığı Malezya’nın, Erbakan’ın projelerini örnek alarak kalkındığını öğrendikten sonra şimdi Hoca’dan özür dileyen ve helallik isteyen eski solcu ve ülkücüler, aslında sessiz yığınlara tercümanlık etmekteydi.

Saadet Partisi Osmangazi İlçe teşkilatını ziyaret eden bir vatandaş Erbakan’la “helalleşmek” istediğini söylemiş!

Daha önce Erbakan’ı sevmediğini ve karşı olduğunu beyan eden vatandaşın sözleri özetle şöyle:

“Ben aslında Erbakan hocayı hiç sevmeyen biriydim. Gençliğim önce Dev-Sol sonra da ülkücülerin arasında geçti. Yaklaşık üç yıldır Malezya’da çalışıyorum oradaki yaşam standartları ve refah düzeyi öylesine üst düzeydeki merak edip araştırdım ve şu gerçeklere eriştim. Malezya’nın Erbakan hocanın Türkiye’de uyguladığı havuz sisteminden esinlenip ve çok daha önceden Erbakan’ın Türkiye’deki maddi ve manevi kalkınma hamlelerini örnek edinerek kendi ekonomi politikasını geliştirerek uygulamaya koyduğunu gözlemledim. Ayrıca Malezya’nın IMF’nin ısrarlarına rağmen IMF’nin ekonomik modellerini ve tekliflerini kabul etmeyerek güçlü bir ekonomiye sahip olduğunu öğrendim.

Allah Erbakan hocadan razı olsun.  Dünyada Müslümanları ve insanlığı sömürmek amacıyla kurulmuş zalim bir düzen bulunmaktadır. Erbakan bu düzenleri yıkmak için D-8’leri kurarak Müslümanları uyandırmıştır. Ben O’nun hakkında ki yanlış düşündüklerim için çok pişmanım. Maalesef biz O’nu anlayamamışız! Erbakan’dan helallik almak istiyorum, beni onunla görüştürün.”

Herhalde herkes bu duyarlı vatandaşımız gibi olsa Erbakan’ın kapısının önünde kilometrelerce uzunluğunda bir helalleşme kuyruğu oluşacaktı. Bu duyarlı vatandaşımız sadece Erbakan hakkında düşündükleri için helalleşme arzusunu açığa vurmaktaydı. Oysa bir de Erbakan’a ihanet edenler, hakarete yeltenenler vardı! Bir de Erbakan’a (inanmadığı halde yalakalıp edip) yalan söyleyenler vardı! Bir de hem Erbakan ile berabermiş gibi görünüp hem de kendisinden fersah fersah uzak durmak isteyenler vardı! (Erbakan’ın siyasi mirasına konmak için, verasetine sahip çıkıp, ama vesayetinden kurtulmak için her türlü hıyanete girişenler vardı…) Bu zat-ı muhteremlerin hepsi bir gün duyarlı vatandaşımız gibi helalleşmek mecburiyetine düşerlerse elbette Erbakan’ın kapısının önünde kilometrelerce uzunluğunda bir kuyruk oluşması kaçınılmaz olacaktı![1]

Evet, Türkiye en azından bir Malezya olamamış, bugünkü geri kalmışlık ve Batı’ya bağımlılık zincirlerini kıramamışsa, bunun sorumluları, tam kırk yıldır yeni bir Milli Mücadele veren Erbakan’ı engelleyen dış güçler ve işbirlikçileri kadar, büyük bir gaflet ve cehaletle onlara destek verip Hoca’yı köstekleyenlerdir.

“Eh madem öyle, Erbakan Hoca bu tiplere niye fırsat vermekteydi? Bu aynı delikten defalarca ısırılmak değil miydi” diye soranlara hatırlatalım:

Erbakan Hoca için parti, büyük inkılâbının üssü esası ve beyin mekanizması değil, sadece bir hizmet ve eğitim aracı, hatta malum odakları oyalama kılıfı yerindeydi.

  • Türkiye’deki bir takım resmi sıfat ve fırsatlara ve siyasi imkanlara partiyle kavuşulabilirdi.
  • İslam ülkeleriyle ve diğer mazlum milletlerin yöneticileriyle irtibat ve işbirliğinin yolu “Türkiye’yi temsil eden yetkili bir etiketten geçmekteydi.
  • Parti Siyonist ve emperyalist merkezlerin hücum mevzii haline getirilip, hedef saptırma, dikkat dağıtma ve güçlerini boşa harcatma vesilesiydi.
  • Parti, kendi mensuplarını eğitme, yetiştirme, deneme ve eleme mektepleriydi.
  • Parti, sadıklarla sahtekârların, fedakârlarla menfaatçilerin, dava adamlarıyla dünya taparların belirlenip seçildiği bir yerdi.

Bu imtihanı kazanmanın sırrı ise, Erbakan Hoca’nın şu sözlerinde gizliydi:

“Sadık Milli Görüşçüleri ayakta tutan, maruz kaldıkları her türlü haksızlık ve saldırılara rağmen mücadele yolundan alıkoymayan; Onların hesap gününe olan sağlam imanları, ahireti ve Rızai İlahiyi öne almaları ve ilahi adalete olan sarsılmaz güven duygularıdır.”

SP E. Ordu İl Başkanı Erkan Temiz’in uyarıları!

SP Ordu İl başkanı Erkan TEMİZ, Erbakan ve Milli Görüş’ten soyutlanmış bir Saadet Partisi oluşturulmak istendiğini belirterek tüm Milli Görüşçüleri 11 Temmuz’da bu gidişata dur demeye davet etmiştir…

Saadet Partisi’nin 9 yıla yakın bir süredir il başkanlığını yapmış, 23 yıl gibi bir süredir siyasetin içinde olan biri olarak şunu iddia ediyorum ki, TÜRK SİYASİ TARİHİNİN EN DEMOKRAT LİDERİ ERBAKAN HOCAMIZIR. Zira aldığı tüm kararları ilgilileri ile istişare ederek aldığı tarafımızdan bilinmektedir.

Bunun en büyük delili Numan Kurtulmuş’un genel başkan olmasıdır. Teşkilatlar istiyor diye genel başkanlığa getirilmiştir. Ama bu gün, kendisini genel başkanlığa getiren teşkilatları kendi ifadesi ile “ezmekte” dir.

23 yıllık bir Milli Görüşçü olarak Rabbime dua ediyorum ki benim ömrümü Erbakan hocama versin, ona sağlık sıhhat uzun ömür versin ve bizim başımızda lider olarak dursun. Erbakan hocamızı seviyoruz, ona olan biatımızdan asla dönemeyeceğiz. Çünkü o bize hep HAKK’I VE SABRI TAVSİYE ETMİŞTİR.

2008 kongresinden sonra yaşanan gelişmelere gelince; Saadet Partisi hızla ERBAKANSIZ ve MİLLİ GÖRÜŞSÜZ bir parti haline dönüştürülmektedir”

Tüm Milli Görüşçüleri uyarmak, uyandırmak zorundayız. Bu bir fitne değildir. Asıl fitne Milli Görüşün dejenere edilmesidir.

2001 yılında Milli Görüş’ün siyah beyaz bir fotokopisi (AKP’yi) piyasaya sürmüşlerdir. Bu gün yapılmak istenen ise Milli Görüş’ün renkli fotokopisinin piyasaya sürülmesidir. Bu gün yapılanlar daha tehlikelidir. Biz susar ve harekete geçmez isek, bu aklı evveller hedefe ulaşırsa, piyasaya sürülen renkli fotokopi Milli Görüş ile gerçek Milli Görüş birbirine karışacaktır. Halk gerçeği göremeyecektir.

Ahmet Demircan, Şeref Malkoç., Turhan Alçelik, Ömer Vehbi Hatipoğlu, Lütfü Esengün gibi isimler Erbakan’a bağlı Milli Görüşçüleri tasfiye etmektedir.

Ordu kongresinden sonra Numan Kurtulmuş beni çağırmış ve kendince hesaba çekmiştir. Kendisine “Sayın Genel başkanım ben il başkanlığı derdinde değilim, beni değiştirin, ancak mutlaka teşkilatları dinleyin, teşkilatın bildirdiği görüşe uygun il başkanı tayin edin” dediğimde, “ben tüm Türkiye’de teşkilatları dinlemeye kalkarsam bunun sonunu getiremem” cevabını vermiştir.

Şimdi soruyorum; teşkilatını bu gün dinlemeyen genel başkan yarın kimlere verecektir? Kimi dinleyecek, kimin istediklerini yerine getirecektir?”

SP E. Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan’ın haklı feryadı

Saadet Partisi yönetiminin baskılarıyla istifa ettirilen SP Diyarbakır eski İl başkanı Fesih Bozan kongreye giderken Milli Görüşçülerin temizlendiğini belirterek “Esas bu gidişata susmak Milli Görüş’e zarar veriyor” demiştir.

Milliyet Gazetesi’ni ziyaretinde Taha Akyol’a 11 Temmuz’da yapılacak kongrede söylem ve kadro olarak Erbakan vesayetini tamamen kaldıracağını açık açık bildiren Numan Kurtulmuş’un bu sözlerine tepkiler çığ gibi büyürken “çok önceden başlayan tasfiye sürecinden nasibini alan il teşkilatları ve eski il başkanları da seslerini yükseltmişlerdir.

İşte SP Diyarbakır eski il başkanı Fesih Bozan’ın mesajı:

 “Partimizin son kongresinin ardından Milli Görüşçü olanların tasfiye edileceği hep konuşula geldi ve İstanbul’dan sonra Diyarbakır’ın ikinci sırada olduğu kulaktan kulağa söylendi.

Örneğin AKP İstanbul teşkilatına “Diyarbakır için bize bir il başkanı lazım” deniliyor. İstanbul’daki Ak Partili Diyarbakır Ak Parti teşkilatını arıyor “Saadet Partisi için bir İl başkanı bulunmasında yardım isteniyor diyor.” İnsan düşünüyor da bir teşkilat bu kadar kendini ayağa düşürebilir mi?..

Diyarbakır’a gelen her başkan yardımcısı  “ne olacak Diyarbakır’ın hali” diye soruyor. Ama güvendiğimiz ve Milli Görüş davasının temel direklerinden zannettiğimiz Sn Şevket Kazan Bize karşı nezaketsiz davranıyor. Kışkırtıyor ve dışlıyor. Dolaylı olarak Numan’ın işini kolaylaştırıyor.”Biz yenilerini bulduk bunları atın gitsin, bunlar eski gömleklilerdendir” diyerek sadık ve sağlam teşkilatlar görevden alınıyor. AKP’nin geçmişte yaptığı gibi, şimdi de Büyük Kongreye giderken kalan Milli Görüşçüleri de temizleyerek böylece Saadet Partisi içinde AKP’nin yeni bir versiyonu oluşturuluyor.”

06 Temmuz 2010 Akşamı Habertürk’te Fatih Altay’lının Teke Tek programına çıkarılan Numan Kurtulmuş terör sorunuyla ilgili bir soruya:

Kesinlikle bu kanın durdurulması ve her şeyden önce silahların susturulması lazımdır…

… Ben Başbakan olsam, bu işe, hangi taraftan olursa olsun, yıllardır bu çatışmalarda çocukları ve yakınları ölen vatandaşlarımızdan devlet adına özür dileyerek başlardım”

gibi, dış düşmanların taşeronu PKK terör oluşumuyla Türk Ordusunu aynı kategoriye sokan, aynı derecede suçlu ve sorumlu sayan talihsiz bir yanıtla, acaba kimlerin gözüne girmeye çalışıyordu?

Ergenekon iddialarıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken:

“… Türkiye’de Ergenekon tipi yapılanmaların üzerine (AKP’nin yaptığı gibi), bu denli rahatlıkla gidilmesinde; Yeni Osmanlıcılık ve ılımlı İslamcılık istikametinde, bizi bu bölgede rol model ülke yapma, Batı’nın değerlerini ve çıkar dengelerini Türkiye üzerinden İslam Alemine taşıma amacı güden ABD ve AB’nin (ve tabii İsrail’in) verdiği destek te oldukça önemlidir ve bir fırsat olarak görülmelidir.”

diyen Numan Kurtulmuş’a sormak gerekiyordu:

1- Ergenekon davasına bu malum ve mel’un odaklar destek verdiğine ve AKP’yi yönlendirip cesaretlendirdiğine göre,

a- Ya böylesi iddialarla itham edilen kişi ve kesimlerin, en azından bir kısmının ABD ve AB çıkarlarına çomak soktukları

b- Veya bu odakların, uzun zaman kullanıp yıprattıkları kahyalarını (sömürü arabalarının yorulan atlarını) değiştirmeye çalıştıkları ortaya çıkıyordu.

2- Öyle ise, AKP iktidarının ve onun eliyle getirilen kadroların da küresel emperyalizmin yeni piyonları oldukları da böylece itiraf ediliyordu.

3- Ve asıl kafa karıştıran şuydu.

Acaba Numan Kurtulmuş küresel merkezlere ve yerli mahfillere: “AKP taşeronlarınız çok çabuk tıkandı ve cılkı çıktı. Yeni Osmanlıcılık hedeflerinize ben daha iyi hizmet etmeye hazırım” demeye mi getiriyordu?

Bu arada soyadına uygun davranışlar sergileyen Mehmet Bekaroğlu’nun: “Erbakan’ın asıl desteklediği, Saadet Partisi değil, AKP’dir.” Çıkışları da, Numan Kurtulmuş’a dolaylı destek anlamı taşıyor ve AKP’nin günahlarını ve tahribatlarını Erbakan’ın sırtına vurmayı amaçlıyordu.

Ve hele, Numan Kurtulmuş’un Erbakan’ın vesayetinden kurtulmak ve reddi mirasta bulunmak adına, acayip bir kahramanlık taslayıp, masonik medyanın ve marazlı münafıkların ağzıyla Erbakan’a yönelik:

“Keşke o zamanki Refah Partisi Susurluk’un üzerine daha aktif gidebilse, daha ciddi ve cesaretli davranabilseydi… Ben olsaydım çok daha kararlı ve tutarlı bir tavır sergilerdim…” anlamındaki kuru sıkı sözlerine, üzerinde bir saygınlık oluşturamadığı için karşısında parmakları arasında kalem çevirecek kadar kendisini hafife alan ve laubali davranan Fatih Altaylı bile bıyık altından gülüp sırıtıyordu.

Ve zaten Erbakan’la kuklaların farkı işte burada ortaya çıkıyordu. Hoca, Siyonist canavara cephe açıp beynini ezmeye çalışırken; kuklalar, o canavarın kollarına sığınıp, kuyruğu ile uğraşarak kahramanlık taslıyordu…

Ve tabii Hoca, böylelerinin yularını uzattıkça uzatıyor, bu zavallılar da nifak hareketlerinde başarıya ulaştıkları ve Hak davayı rayından ayırdıkları zannına kapılıyor, ama yanıldıklarını ve yamukluklarına rağmen hizmette kullanıldıklarını anladıklarında ise zaten pilleri bitmiş oluyordu.

Sabahattin Önkibar’a duyurulur!.

Buluştuğu balıkçı lokantasında, üst perdeden Numan Bey’e tavsiyeler buyurarak:

“Erbakan Hoca için siyaset, Demirel ve Merhum Türkeş misali, yaşam tarzıdır…

… Erbakan Hoca inatcılık yapsa bile, tahammül gösterip, onu saygıyla taşımanızdır….”[2]

Diyen Sabahattin Önkibar’a:

“Yanılıyorsun kuzum, Erbakan için siyaset “yaşam tarzı” değil, Onun ki bir dava aşkı ve imani-insani sorumluluk çabasıdır” gerçeğini anlatmaya uğraşmayacağız. Sadece, “Bir duyguyu inanmayan ve yaşamayan nereden bilecek?..” hikmetini hatırlatacağız.

Erbakan Hoca’nın “taşınması ve hoş tutulması gereken, yaşlı bir inatçı” değil, danışılıp uyulması ve itaat olunması gereken bir lider olduğunu Bay Önkibar’a söylemeyen Numan Kurtulmuş ta, akıl hocaları da bilsin ki, Refah-Yol dönemindeki gibi, Erbakan’ı hürmetle övme yarışına gireceğiniz günlere yaklaşmaktayız. BU sözlerimi not alın, çünkü çok yakında mahcup ve pişman olacaksınız!..

Bu arada “internet haber” den Hadi Özışık gibi, sahibinin sesi sünepelerin: “Erbakan Utansın” diye havlamaları, Hocayla başa çıkamayan ve Ondan bir türlü kurtulamayan Şeytani odakların şaşkınlığını yansıtmaktaydı.

POSTA’dan Candaş Tolga Işık’a…

16. Temmuz. 2010 tarihli yazınızda, Fatih Erbakan’a hitaben Hoca’ya hırlamışsın.

Ey Sabataist dığası!

Evet, Erbakan; yüzyıllarca himayesine sığındığı Türkiye’nin hem kaymağını yiyen hem de hıyanet eden faizci-tefeci Yahudi dönmelerinin, Siyonist-terörist İsrail’in ve bunların işbirlikçisi kan emici rantiyecilerin en büyük felaketidir!..

“Bu zulüm düzeni değişecek; ama bunun kanlı mı, kansız mı olacağına milletimiz karar verecek” sözlerini ise, dönemin küstah İsrail Cumhurbaşkanı Türkiye’ye gelip Süleyman Demirel masonunu ve kahraman ordumuzu Milli Görüş’e karşı kışkırttığı zaman onlara söylemiştir ve bu hala geçerlidir. Çünkü çok yakında, zillet ve rezalet halkası boynunuza geçecektir.

Tahrif edilip porno hikâyelerle doldurulmuş sözde kutsal kitaplarında caiz görüldüğünden; anası, bacısı, kızı, kardeşi, yeğeni ve yengesiyle, hayvanlar gibi zina etmek serbest olduğundan, Yahudi ve Sabataistlerin çoğunun gerçek babası belirsizdir ve bu nesepsizliğin alameti olarak, sıraladığın o iftiraları kırk yıldır Erbakan’a yapıştıran hep bu taife ve medyadaki kelemşörleridir.

Ey sinsi ve Siyonist gâvurların kiralık kutikleri!

Bu ülkenin çıkarlarını ve Müslüman Milletlimizin temel haklarını savunmak aşkına, Erbakan’ın açtığı Milli çığırları ve vicdanlara tercümanlık yapan insani çağrıları; sabataist cuntanın, masonların ve Siyonist patronların içine oturmamış olsaydı, sizler böylesine cıyaklamazdınız.. Ama yakında herkes her şeyi anlayacak, haksızlık ve ahlaksızlık saltanatınız yıkılacak ve utancınızdan sokaklara çıkamayacaksınız..

Ve dahi Ey Bay Numan!.. Medyadaki yandaşlarınızdan Candaş Tolga’nın bu tavrı kimin ayarını gösteriyor…?



[1] Milli Gazete / Zeki Ceyhan / 01 07 2010

[2] Yeniçağ, 13 Tem. 2010

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Subscribe
Bildir
14 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

EY MİLLİ ÇÖZÜMCÜLER
ERBAKAN HOCAYA SİZDEN DAHA ÇOK ZARAR VEREN VARMI Kİ?
SİYONİSTLERİN EKMEĞİNE EN ÇOK YAĞ ÇALAN SİZSİNİZ.
EĞER BUNU BİLEREK YAPIYORSANIZ SİZİ ALLAH’A HAVALE EDİYORUM. YOK, BİLDİĞİNİZ BU KADAR İSE ALLAH AKIL FİKİR VERSİN DİYORUM.
EĞER HOCAYI HAKİKATEN SEVİYORSANIZ SUSUNUZ…….

EY MİLLİ ÇÖZÜMCÜLER
ERBAKAN HOCAYA SİZDEN DAHA ÇOK ZARAR VEREN VARMI Kİ?
SİYONİSTLERİN EKMEĞİNE EN ÇOK YAĞ ÇALAN SİZSİNİZ.
EĞER BUNU BİLEREK YAPIYORSANIZ SİZİ ALLAH’A HAVALE EDİYORUM. YOK, BİLDİĞİNİZ BU KADAR İSE ALLAH AKIL FİKİR VERSİN DİYORUM.
EĞER HOCAYI HAKİKATEN SEVİYORSANIZ SUSUNUZ…….

padişahım sen çok yaşa
Siz bu kafa ile gittikçe hala 1970lerde kalırsınız. Dünya değişiyor, duvarlar yıkılıyor ama siz hala bırakılan yer de otluyorsunuz. Oturmuş insanlara hakaret ediyorsunuz. Partiyi babadan oğula sürdürmek, Erbakan Hocaya sınırsız itaat etmeye devam edin.

padişahım sen çok yaşa
Siz bu kafa ile gittikçe hala 1970lerde kalırsınız. Dünya değişiyor, duvarlar yıkılıyor ama siz hala bırakılan yer de otluyorsunuz. Oturmuş insanlara hakaret ediyorsunuz. Partiyi babadan oğula sürdürmek, Erbakan Hocaya sınırsız itaat etmeye devam edin.

barış
barış en çok lazım olduğu bu günlerde herkesin ihtiyaçı vardır.belki herkes kendince haklı olabilir ama önemli olan bu işin ALLAH için yapılmasıdır onun için herkesin birliği beraber sağlaması için elini taşın altına koyması gerekir.ALLAH için bir olalım şu kafirleri kendimize güldürmeyelim zaten onların yapmak istediğini biz yapmaya çalışıyoruz halk zaten çaresiz kime döneceğini şaşkınlık içinde beklerken böyle bir fitnenin ortaya atılmasını düşünmemiz lazım

barış
barış en çok lazım olduğu bu günlerde herkesin ihtiyaçı vardır.belki herkes kendince haklı olabilir ama önemli olan bu işin ALLAH için yapılmasıdır onun için herkesin birliği beraber sağlaması için elini taşın altına koyması gerekir.ALLAH için bir olalım şu kafirleri kendimize güldürmeyelim zaten onların yapmak istediğini biz yapmaya çalışıyoruz halk zaten çaresiz kime döneceğini şaşkınlık içinde beklerken böyle bir fitnenin ortaya atılmasını düşünmemiz lazım

idris can kelleciye
idris kelleci saçma olan senin maksadını aşarak anlamadığın sezemediğin ve göremediğin konular üzerinden değerlendirme yapmandır. taha akyol görüşü ve fikri ne olursa olsun konuları araştırarak ve belgelerle yazan birisi. numan kurtulmuşun söylediklerini ilkokul çocukları dahi yorumlayabilir. numan dediğiniz artık alçaklığı ve ihaneti tescillenmiş davası insanlık ve ALLAH olmayan gayesi akp gibi israile yandaşlık yapmak olan bu adamı savunacak yüz bulabiliyorsanız imanınızı ve vicdanınızı gözden geçirin.

idris can kelleciye
idris kelleci saçma olan senin maksadını aşarak anlamadığın sezemediğin ve göremediğin konular üzerinden değerlendirme yapmandır. taha akyol görüşü ve fikri ne olursa olsun konuları araştırarak ve belgelerle yazan birisi. numan kurtulmuşun söylediklerini ilkokul çocukları dahi yorumlayabilir. numan dediğiniz artık alçaklığı ve ihaneti tescillenmiş davası insanlık ve ALLAH olmayan gayesi akp gibi israile yandaşlık yapmak olan bu adamı savunacak yüz bulabiliyorsanız imanınızı ve vicdanınızı gözden geçirin.

KONGRE HAKKINDA
Öncelikle böyle bir açıklamayı yaptığınız için sonsuz kere teşekkürler ediyoruz . İnşaallah bu acıklamanız tum muslumanlara ınsanlığa hayırlar getirmesini temennı ediyoruz rabbımızden.Gercekten harika bir acıklama tum insanlığa yol göstereceğine eminiz. çok teşekkür ediyoruz Allah sizlerden sonsuz razı olsun vedahi memnun olsun inşaallah.Bundan sonra sizi devamlı takip edeceğim inşaallah . Çünkü açıklamalarınız yorumlarınız gercekten vijdani insani ve akılcı yorumlar yapıyorsunuz… Tekrar teşekkür ediyoruz…

KONGRE HAKKINDA
Öncelikle böyle bir açıklamayı yaptığınız için sonsuz kere teşekkürler ediyoruz . İnşaallah bu acıklamanız tum muslumanlara ınsanlığa hayırlar getirmesini temennı ediyoruz rabbımızden.Gercekten harika bir acıklama tum insanlığa yol göstereceğine eminiz. çok teşekkür ediyoruz Allah sizlerden sonsuz razı olsun vedahi memnun olsun inşaallah.Bundan sonra sizi devamlı takip edeceğim inşaallah . Çünkü açıklamalarınız yorumlarınız gercekten vijdani insani ve akılcı yorumlar yapıyorsunuz… Tekrar teşekkür ediyoruz…

gel gizli gizli
Zeki ceyhan, hani çok sevdiğiniz adamlar var ya iki tane! onların adamı değil miydi?

gel gizli gizli
Zeki ceyhan, hani çok sevdiğiniz adamlar var ya iki tane! onların adamı değil miydi?

taha akyola
resmen sacmalamıssınız
adam bence gayet guzel cewaplar vermıs
siz milli gorusu lekelemeye calıstıgınız ıcın boyle bı tespıtte bulunmussunuz
ve sunuda eklemek ısterımkı
taha akyol kımkı
numan kurtulumusun soyledıklerınden bırsey tespıt etsın ne haddıne….

taha akyola
resmen sacmalamıssınız
adam bence gayet guzel cewaplar vermıs
siz milli gorusu lekelemeye calıstıgınız ıcın boyle bı tespıtte bulunmussunuz
ve sunuda eklemek ısterımkı
taha akyol kımkı
numan kurtulumusun soyledıklerınden bırsey tespıt etsın ne haddıne….

Picture of Nevzat GÜNDÜZ

Nevzat GÜNDÜZ

YORUMLAR

Son Yorumlar
14
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...