Milli Görüşteki karanlık güçlerin temsilcileri olan Oğuzhan Asiltürk ve Şevket Kazan ekibinin partide reklâmını yaparak üst makamlara ve İstanbul Belediye Başkanlığına taşıyıp Erbakan’a karşı şımarttıkları; ardından kendileri Hoca’ya bağlılık rolüyle, bu sefer sürekli dışlayıp kışkırtarak Milli Görüşten kopmalarını kolaylaştırdıkları Recep Tayyip Erdoğan, davasına ve camiasına hıyanetinin karşılığı olarak, madalya aldığı Siyonist mahfillerce iktidara taşınmıştır. Ancak kendisine aynı odaklarca ruhsat ve fırsat verilerek ve İslamcı rolüyle toplumdaki tahribatını daha kolay yürütmesi gözetilerek müsaade edilen; “Davos horozlanması ve İsrail’e kafa tutması” gibi kof kabadayılıklarının bile, şimdi hesabının sorulacağını ve pabucunun dama atılacağını sezmiş olmanın telaşı içinde hırçınlaşmıştır.
Bu tavırları bize şu fıkrayı hatırlatmıştır:
Kasabanın bilge ihtiyarı düğün hazırlığı yapan gence şu öğütleri anlatır. “Alacağın gelin, biraz şımarık yerin kızıdır. Daha ilk geceden kendi sertliğini ve mertliğini göstermezsen, sonunda seni hiç takmayacaktır. Bu nedenle, kapı aralığından odaya bırakılacak bir kediyi “Bre hayvan niye huzurumuzu bozuyorsun!” diyerek bacaklarından tutup öfkeyle pencereden dışarı fırlat ki, senin titizliğini ve cesaretini anlayıp ona göre davransın”
Ancak ilk gecenin heyecanıyla, genç damat bu tavsiyeyi hiç hatırlamamıştır. Bir müddet sonra gelin hanım huysuzlaşmaya ve kocasını horlamaya başlamıştır. Bunun üzerine bilge ihtiyarın tavsiyesini hatırlayan damat, hemen odaya giren bir kediyi hışımla yakalayıp dışarı fırlatınca, gelin hanım:
“Beyim, boşuna hava atma, bu yaptığın ilk gece lazımdı.. Artık senin dişlerini saymış, karakterini anlamış bulunmaktayım!..”
“Ya Netenyahu hükümeti gidecek ya da AKP!” Hayır, bu söz bana ait değil, AKP’nin çok önemli bir isminin ifadesidir ve bunu 32. Gün Programında aktaran da AKP’nin değer verdiği bir isim olan Prof. Doğu Ergil’dir.
Recep Bey’in öyle bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlardan sayılmadığı ve duygularla değil çıkarları ve bilgi kaynakları doğrultusunda davrandığı, Siyonistlerden aldığı madalyalarla sabittir.
Dün Yahudilerden madalyalar alan biri bugün onlara cihat ilan ediyorsa, belli ki Erdoğan’ın hepimizin bildiklerinin dışında özel bilgileri ve tedirginlikleri var demektir.
Cüneyt Zapsu’yu Washingtonlara gönderip Musevi Lobilerine “Başbakanımızı deliğe süpürmeyin, kullanın” dedirten ya da öyle demesine ses etmeyen biri, bugün İsrail’e ve Yahudilere kin kusma noktasında ise, bunun açıklaması, olsa olsa “kaleminin kırılması kararına isyan” alametidir.
Evet, Tayyip Erdoğan’ın verdiği son eksen kayması ve Yahudi düşmanlığı fotoğrafı, denize düşenin yılana sarılması gibi bir şeydir!
Acaba, “küresel devlet tarafından üstünün çizildiğini herkesten iyi gören Erdoğan, son bir hamle ile karşı tarafa maliyet hatırlatmaları yaparak kendini kurtarmanın arayışında(mı)dır? (Yoksa, İsrail’e daha büyük yararlar sağlamak için, toplumun ve tabanın havasını almak telaşında mıdır?)
Çünkü Türkiye bugün bir kasetle yılların karizmatik genel başkanını (Baykal’ı) gömebilen bir ülke konumundadır ve dolayısıyla benzer şeylerin Sn. R. T. Erdoğan’a yapılmayacağının garantisi yoktur.
Hoşumuza gitsin gitmesin, Türkiye, Irak’taki PKK üslerini bile ABD ve Heron olayı ile İsrail sayesinde vurmaktadır. Dolayısıyla böyle teknolojiye sahip ülkelerin Ortadoğu’nun merkezi sayılan Türkiye ve yönetenleri ile alakalı olarak uydular vasıtası ile özel arşivler tutmadıklarını düşünmek yanlıştır.
MOSSAD gibi, “bölge liderlerinin sağlığı hakkında bilgi sahibi olmak için, kaka avcılığını bile yapan bir yapının” siyasal İslâm referanslı Türkiye Başbakanı Erdoğan’ı takibe almaması ve arşiv stoku yapmaması ihtimal dışıdır.[1]
Evet, Dünya Yahudi Konseyi tarafından, Musevi olmadığı halde madalya verilen tek adam o!
Suriye sınırında mayınlı araziyi Yahudi’ye peşkeş için Meclis’te yırtınan o, -ki hatırlayın o yasayı CHP Anayasa Mahkemesinde iptal ettirdi.-
AKP’yi kurarken ADL Başkanı Abraham Foksman’dan icazet alan o!
Cüneyt Zapsu’nun ABD’ye gittiğinde Yahudi Lobilerine yalvarırcasına “Aman onu deliğe süpürmeyin, kullanın” demesi karşısında sesini çıkaramayan o!
İsrail’i devreye koyup Bush’dan randevu alan o!
Ve şimdi, Kılıçdaroğlu’nu İsrail’ci diye suçlayan da o!
Oysa ikisi de aynı odakların tiyatrosunda oyuncuydu!
Peki, bu durumda hangi Erdoğan’a inanacağız?
Hatırlayınız, 28 Şubat krizini tetikleyerek AKP’nin iktidara gelmesinde belirleyici unsur olan odaklar, verdikleri ‘geçici’ icazete rağmen, geçmişteki birtakım ‘İslamcı’ söylemleri ve çıkarıp attığı Milli Görüş gömleği yüzünden Tayyip Erdoğan’a bir türlü güvenemiyorlardı. Bu güven sorununu aşmak için seçimlerin hemen ardından, Cüneyd Zapsu’nun öncülük ettiği bir TÜSİAD heyeti, ABD’ye çıkarma yapmıştı.
Heyet, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi Dan Freid, CIA üst düzey yöneticisi Marc Grossman ve Karanlıklar Prensi olarak bilinen Richard Perle ile yemekte buluşmuşlardı. ABD yönetiminin üst düzey yöneticileri TÜSİAD üyelerine ve onların üzerinden AKP ileri gelenlerine şu mesajı gönderiyorlardı:
“Umarız AKP, Refah Partisi’nin yapmış olduğu hataları tekrarlamaz ve Erbakan’ın başına gelenleri unutmaz!”
Aynı tarihlerde ABD’de bulunan Tayyip Erdoğan, 10 Aralık 2002’de dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile görüştükten sonra Monarch Oteli’nde Musevi örgütlerinin temsilcilerine tanıtılmıştı.
Erdoğan, görüşmede kendisini şöyle aklamaya çalışmıştı:
“İslamcı olduğumuz yolundaki söylemler doğru değildir, bunlara katılmıyoruz. Devlet işleri ile devletlerarası ilişkilerde ancak laiklik temeli üzerinden bir araya gelinebileceğine inanıyoruz. Şu andaki Türk-İsrail ilişkilerini yeterli bulmuyorum. Biz bu ilişkilerin çok daha ileri gitmesini istiyoruz. Bizim iktidarımız döneminde çok daha ileri gittiğini göreceksiniz, bunun garantisini veriyorum.”
Ve ekliyordu:
“Biz şahsen Yahudilerden çok şey öğrendik, beni İstanbul’daki dostlarınızdan sorabilirsiniz.”
Cenab-ı Allah (c.c.), Kur’an-ı Kerim’in Maide süresinin 51’nci ayetinde şöyle buyuruyor:
“Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır.”
İktidar koltuğuna oturabilmek için Allah’ın ayetlerini hiçe sayan Tayyip Erdoğan, kapalı kapılar arkasında verdiği taahhütlerden dolayı Amerika’daki Yahudi lobileri AJC ve ADL tarafından ‘cesaret’ ve ‘ebedi dost’ madalyaları ile ödüllendirilen insandı!
Kendisine umut bağlayan kitleleri sürekli bir şekilde ‘narkoz’ vererek uyutan Erdoğan da, bugüne kadar ‘ABD/AB/İsrail’ ekseninde ortaya koyduğu icraatlar ile aldığı ödüllerin bedelini ‘fazlası’ ile ödeyip Siyonistlerin gözüne girmeye çabalamıştı. Peki, halen omuzlarında parıldamakta olan ‘siyon yıldızlı’ madalyalara rağmen, Erdoğan’dan İsrail’e karşı ‘ciddi’ bir hareket bekleyenler, Allah’ın ayetinin ‘ne anlama’ geldiğini bilmiyorlar mıydı?[2]
AKP, CFR Partisi mi?
Türkiye’de halkı kandırmak için basit ama etkili yöntemler uygulanıyordu. Mesela, 57’nci Hükümet döneminde, egemenliği AB’ye teslim etme programına “Ulusal Program” adı veriliyordu. AKP hükümeti de Türkiye’yi ayrıştırmaya başlayan “açılım”a hâlâ “Milli birlik ve kardeşlik projesi” diyebiliyordu. Ve ısrarla “Bu proje, bu süreç AK Parti’nin değildir. Bu proje, bu süreç devletindir” vurgusu yapılıyordu.
Peki, Devlet kim oluyordu? Projenin uygulayıcısı olan MİT Müsteşarı Emre Taner mi? Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ mu? Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal mı?
Birileri “devlet kişiler değildir” diyebilirdi, ama sonuçta kişiler tarafından temsil ediliyordu. Yoksa devlet, bu üç kurum mu? İyi ama bu üç kurum ve başındaki kişiler Hükümetin emrinde çalışıyordu! Veya devlet, Cumhurbaşkanı mı sayılıyordu?
Kaldı ki, bir projenin sahibinin devlet olması bile, o projeyi aklamazdı. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti, NATO’ya girişten itibaren güvenlikle ilgili projelerini, doğrudan ABD’den almaktaydı. İşte sürekli gündeme gelen Gladio, NATO’nun bir uzantısıydı. Demek ki bir proje devletin ise arkasında ABD olup olmadığına mutlaka bakmak lazımdı.
Ayrıca AKP’nin kendisi bir CFR projesiydi ve Parti programı, 2001’in Temmuz ayında ABD’den yollanmıştı. Bunu 26 Ağustos 2001 tarihinde belgesiyle ispat edip yazmıştık. O günden beri Tayyip Erdoğan bu konuda hiçbir açıklama yapamamıştı.
O belgede Tayyip Erdoğan’a “Ankara, yerel yönetimlere otonomi sağlamak ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu isteyip durmaktadır. Bu memoranduma göstereceğiniz ilgiden dolayı takdirlerimizi sunarız…” deniliyordu.
İşte Erdoğan’ın “Milli birlik ve kardeşlik projesi” dediği proje, bunun bir parçasıydı. Erdoğan, küresel örgütlerin taleplerini Ak Parti Program ve tüzüğüne yerleştirmiş insandı:
– Kurucular Kurulu kitabının 8’inci sayfasında “Partimiz merkeziyetçi devlet anlayışından vazgeçilmesini öngörür” deniliyordu.
– Programın 35’inci sayfasında, “Çağımız bir yönüyle küreselleşme çağı, diğer yönüyle yerelleşme ve yerel yönetimlerin devlet sistemleri içindeki ağırlıklarının arttığı bir çağdır” ifadeleri yer alıyordu.
Bu nedenle, AKP’nin kendisi bir CFR partisi mi, yoksa Türkiye partisi mi olduğu tartışmaya açıktı![3] diyenler elbette haklıydı.
(Eski) Milliyet, bu konuda herhangi bir yanlış anlamaya yer vermemek üzere Washington muhabiri Yasemin Çongar’ın elindeki teyp kaydından Cüneyt Zapsu’nun bu konudaki sözlerinin İngilizce orijinali ile Türkçe çevirisini okurlarının dikkatine sunuyordu:
İngilizce teyp kaydı:
This man is an honest man. And he has his own beliefs and he is true to his beliefs. Please try to… I’d say “exploit” is a bad word, but kullanmak or use… (Zapsu burada Türkçe kullanmak sözcüğünü telaffuz ediyor ve İngilizce nasıl denir anlamında dinleyicilere bakıyor ve bir Türk dinleyicinin hatırlatması üzerine sözlerine devam ediyor) take advantage of this man. Because this person has so much credibility, because of his own beliefs in the Muslim world and he believes in the Western style democracy. I think instead of pushing him down, putting him to the drain, use… Here and in Europe you should take advantage of that. This is my offer…
Türkçe çevirisi
Bu adam dürüst bir adam. Kendi inançlarına sahip ve bu inançlarında samimi. Lütfen şunu yapmaya çalışın… “Sömürmek” kötü bir kelime, ama kullanmak (yerinde)… Bu adamdan yararlanın. Çünkü bu kişinin çok itibarı var, hem kendi inançları nedeniyle Müslüman dünyasında, hem de Batı tipi demokrasiye inanıyor. Bence onu devirmeye çalışmak, delikten aşağı süpürüp atmak yerine onu kullanın… Burada ve Avrupa’da bundan yararlanmalısınız. Teklifim budur.”[4]
AKP Hükümeti ve CHP muhalefeti, halkımızın değil Yahudi odakların gözüne girmeye çalışıyordu!
Arslan Bulut oldukça önemli ve tarihi tespitlerde bulunuyordu:
WikiLeaks belgelerinde, Hilmi Özkök ile Tayyip Erdoğan’ın, Genelkurmay’daki milliyetçi ve Avrasyacı ittifakına karşı Atlantikçi eksende kader birliği yaptıklarından söz ediliyordu ya, bugünlerde aynı doğrultuda bakınız kimler, nasıl çalışıyordu.
CHP heyeti ABD’de temaslar yaparken, işadamı Mustafa Koç, AKP-TÜSİAD, AKP-ABD ilişkilerini geliştirmesi ve “one minute” adlı tiyatro eserini sahnelemesiyle ünlü Cüneyt Zapsu ile birlikte Washington’da bulunuyordu.
Vatan gazetesinde çıkan habere göre Türk-Amerikan İş Konseyi Heyeti, bakan yardımcısı düzeyinde görevlilerle görüştükten sonra Dünya Yahudi Kongresi Amerika Bölümü’nün Başkanı Rabbi Marc Schneier, CSIS, CFR ve İsrail yanlısı lobi kuruluşu AIPAC yetkilileriyle de bir araya geliyordu.
Haluk Dinçer, Cüneyt Zapsu, Nuri Çolakoğlu ve Mustafa Koç’dan oluşan heyet, Henry Kissinger ile de buluşmuştu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise Kaddafi’ye bağlı güçlerin sivillere saldırısını durdurmasını sağlamak ve ateşkes uygulanması için NATO’nun gücünü kullanması gerektiğini söylüyordu!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Osman Korutürk ise parti heyeti olarak ABD’nin başkenti Washington’daki temaslarında, “Görüşmelerimizde, Orta Doğu’daki halk hareketleri konusunda Türkiye’nin daha aktif ve lider rolü oynaması bekleniyormuş, ama o rolün tam oynandığı henüz görülmüyormuş kanaatini gözlemledik. Türkiye’nin bu olayların gerisinde kaldığı izlenimini edindik” diyordu.
Genel Başkan Yardımcıları Osman Korutürk, Gülsün Bilgehan, Umut Oran ve Faik Öztrak ile Genel Başkan Danışmanı Faruk Loğoğlu’dan oluşan CHP heyeti, ABD’nin üçüncü derecedeki devlet yetkilileri ve Cumhuriyetçilerin başkan adayı John McCain ile görüşüyordu. Heyet, “karşı tarafın talebi üzerine” bazı Yahudi kuruluşlarının temsilcileriyle de bir araya geliyordu.
“Bazı Yahudi kuruluşları”ndan biri de, her halde “Rabbi”nin kuruluşu oluyordu!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise Turkish Policy Quarterly dergisine konuşuyor ve “AKP, Türk halkını Amerika’ya karşı kışkırtıyor” diye şikâyet ediyordu. CHP lideri, Türkiye’ye yönelik tehdidin komşu ülkelerden beklenmesi gerektiğini iddia ederek, Suriye’yi hedef gösteriyordu.
Kılıçdaroğlu, “Aslında AKP, Avro-Atlantik camiası üyeliğinde kendini ’evinde’ gibi görmemektedir. AKP kendini başka coğrafyalarda, örneğin Orta Doğu’da daha rahat hissetmektedir. Öte yandan bu coğrafyalarda izlediği politikalarla ve sürekli yaptığı Osmanlı referanslarıyla rahatsızlık vermektedir.
AKP, kapalı kapılar arkasında ABD makamlarıyla her konuda mutabık olur ve buna göre davranırken, kamuoyuna yönelik olarak en üst yetkililerinin ağzından ABD’nin politikalarını açıkça eleştirmektedir.
Türk-Amerikan ilişkileri yeniden, eşitlik, karşılıklı güven ve saygı ile birbirinin meşru çıkarlarını gözetmeye dayalı işlevsel bir konuma getirilmelidir” (diyerek ABD ve Yahudi Lobilerine: “AKP ve Erdoğan yerine, biraz da CHP’yi ve beni kullanın” demeye getiriyordu. M.Ç.)
Bu tablo açıkça şu anlama geliyordu:
CHP, Washington’da “Rabbi” yi ikna etmeye çalışıyor, bu sebeple AKP’nin gerçekte Amerikan karşıtı olduğunu iddia ederek, “Biz sizin projelerinize daha iyi hizmet sunarız. Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanlığını da devralmaya hazırız. Komşularımız üzerinde siz ne emrederseniz biz gereğini hemen yaparız, yeter ki iktidara gelmemiz için bize yardım edin” demiş oluyordu.
AKP de tehdidi algıladığından üzerine “sifon” çekilmesin diye “Asıl Amerikancı biziz” i göstermek için Cüneyt Zapsu’nun önderliğinde Koç gibi mücadele ediyordu!
Demek ki iki lider de gerçek seçmen olarak Türk halkını değil “Rabbi”yi yani Yahudi Lobilerini görüyordu!”[5]
Evet, bunların hükümeti de mühalefeti de liberelisti de sosyalisti de İslamcı Recebi de Gandi Kemali de; hiç biri millete ve milli dinamiklere dayanmıyor, ABD’ye ve Yahudi lobilerine güvenip yaslanıyordu. Bunların karşılıklı horozlanmaları ve bazen köprü altını utandıran küfürlü atışmaları ise, artık iyice kabak tadı veriyordu.
[1] Bilgi için: S. Önkibar / Yeniçağ / 12.06.2010
[2] 10.03.2011 / İsrafil Kumbasar
[3] Yeniçağ / 09.01.2010 / A. Bulut
[4] 12.04.2006 / Milliyet
[5] 30.03.2011 / Yeni Çağ
Hala anlayamamışsınız…
Konu ile alakasız ve karşılıklı atışma ve muhabbete dönüşen yorumlarınız öncekiler kalarak yayanlamayı kesmiş bulunuyorum….
Milli Çözüm dergisi ile veya başka adı geçen kimseler ile ilgili fikir, düşünce ve iddialarınız burada değil hukuki platformlarda hukuki bir şekilde arayabilirsiniz…
Yazı ile alakalı olmaktan uzak olduğundan dolayı da yorumları yayınlamayı kesmiş bulunuyoruz…
Hayırlı Günler !!!
! Editör !
Hala anlayamamışsınız…
Konu ile alakasız ve karşılıklı atışma ve muhabbete dönüşen yorumlarınız öncekiler kalarak yayanlamayı kesmiş bulunuyorum….
Milli Çözüm dergisi ile veya başka adı geçen kimseler ile ilgili fikir, düşünce ve iddialarınız burada değil hukuki platformlarda hukuki bir şekilde arayabilirsiniz…
Yazı ile alakalı olmaktan uzak olduğundan dolayı da yorumları yayınlamayı kesmiş bulunuyoruz…
Hayırlı Günler !!!
! Editör !
Ahh at gözlüklü Oğuz Bey ahh!…
Konu ile alakasız ve karşılıklı atışma ve muhabbete dönüşen yorumlarınız öncekiler kalarak yayanlamayı kesmiş bulunuyorum….
Milli Çözüm dergisi ile veya başka adı geçen kimseler ile ilgili fikir, düşünce ve iddialarınız burada değil hukuki platformlarda hukuki bir şekilde arayabilirsiniz…
Yazı ile alakalı olmaktan uzak olduğundan dolayı da yorumları yayınlamayı kesmiş bulunuyoruz…
Hayırlı Günler !!!
! Editör !
Ahh at gözlüklü Oğuz Bey ahh!…
Konu ile alakasız ve karşılıklı atışma ve muhabbete dönüşen yorumlarınız öncekiler kalarak yayanlamayı kesmiş bulunuyorum….
Milli Çözüm dergisi ile veya başka adı geçen kimseler ile ilgili fikir, düşünce ve iddialarınız burada değil hukuki platformlarda hukuki bir şekilde arayabilirsiniz…
Yazı ile alakalı olmaktan uzak olduğundan dolayı da yorumları yayınlamayı kesmiş bulunuyoruz…
Hayırlı Günler !!!
! Editör !
OKurken göz yetmez, kalbini ve aklınızı da açmak lazım….
Sözün tamamını okuyup yine sözün tamamına cevap vermek asgarisinden bir erdemdir….
Bakıyorum da zanlarınız Kuranında hadislerinde önüne geçmiş ve zanlarınızla hüküm verir olmuşsunuz, size burada delillere dayalı ve delil rehber oalrak da Kuran ve hadislerden dem vurmaya çalıştım ama siz zanlarınızla hareket etmeye karar vermiş kimseler gibisiniz…
Yukarıda demişsiniz ki Hakkı gizlemiyorum, ya hu Hüseyin bey o anki tartışmamız Hakkı hak gibi kavramaya yönelik bir söz idi siz baktım ki işinize gelen tarafını üstünüze alınmışsınız… Bu demektir ki Milli Çözümün yazdıklarına verecek ilmi cevabınız kalmamış olacak ki zanlarınızla, yazdığım cümlerdeki kelime ve hatta boşluk karakterlerine mana bulacak kadar seviyeyi indirgemişsiniz…. Boyledir zaten sizinde yazdığınız gibi hak geldimi batıl kaçacak yer arar,……
Birde seviyesizlik gösterip Akit ve Yeni Şafak ile Milli Çözümü bir tutmak gibi gaflet ve bayağılık göstermişsiniz ki buna en hafifinden ayıp denir…
Onlar zaten kast ettiğim yola çıkıp, mnp ve msp gibi , daha sonra yan çizen tiplerdi…. O kişiler o zaman Erbakan’a muhalif ve şimdiler de ise AKP nin yalakası siyonizmin payandası olmuşlardır, Mİlli Çözüm ise ne o zaman ne de şimdi boyle bir girişimde bulunmamış ve çizgisini bozmamıştır, açın kitapları okuyun 20 sene once de aynı şimdi de aynı aksini iddia eden buraya 1 paragraf yazsın yeter…
Okuduğunu anlamamışsın, yukarıda hem msp hem mnp boyle nahoş hareketler var da Ahmet bey neden bu partiye girmeye diye bir yazı yazmışsın,, Yahu siz yine anlamamışını manayı…. MNP ve MSP de de niyeti farklı tiyniyetsiz tipler vardı ve bu adamlar emellerie ulaşamayınca yeni kurulan partide yer almadılar manası idi ama dediğim gibi siz zanlarınıza köle olmaya başlamışsınız… Manayaı bile kavrayamamışsınız…
Milli Gazeteye gelince hiç kesmedim ve halen abonesiyimdir, ayrıca Milil Çözüm dergisini cidde okusa idiniz görecektiniz ki dipnotlarının buyuk ama buyuk bir çoğunluğu Milli Gazete köşe yazarlarından ve haberlerinden alıntı ve yorumlamadır ve yine bir çok dipnot ise Kuranıkerimden ayet alıntılarıdır…. Ama ne gerek var şimdi bunları yazmaya di mi nasıl sa zanlarımız var birde at çamuru gitsin….
Bir daha önce cumlenin tamamına cevap yazın ve bana milli çözüm “kaka” demeyin de belgelerle şu şu şurda yalan söylemiş deyin…. Ama şu ana ksdar ben göremedim….
Artk at gözüğünü bırakalım da normal gösler ile vicdan ve ilim ile bakalım
OKurken göz yetmez, kalbini ve aklınızı da açmak lazım….
Sözün tamamını okuyup yine sözün tamamına cevap vermek asgarisinden bir erdemdir….
Bakıyorum da zanlarınız Kuranında hadislerinde önüne geçmiş ve zanlarınızla hüküm verir olmuşsunuz, size burada delillere dayalı ve delil rehber oalrak da Kuran ve hadislerden dem vurmaya çalıştım ama siz zanlarınızla hareket etmeye karar vermiş kimseler gibisiniz…
Yukarıda demişsiniz ki Hakkı gizlemiyorum, ya hu Hüseyin bey o anki tartışmamız Hakkı hak gibi kavramaya yönelik bir söz idi siz baktım ki işinize gelen tarafını üstünüze alınmışsınız… Bu demektir ki Milli Çözümün yazdıklarına verecek ilmi cevabınız kalmamış olacak ki zanlarınızla, yazdığım cümlerdeki kelime ve hatta boşluk karakterlerine mana bulacak kadar seviyeyi indirgemişsiniz…. Boyledir zaten sizinde yazdığınız gibi hak geldimi batıl kaçacak yer arar,……
Birde seviyesizlik gösterip Akit ve Yeni Şafak ile Milli Çözümü bir tutmak gibi gaflet ve bayağılık göstermişsiniz ki buna en hafifinden ayıp denir…
Onlar zaten kast ettiğim yola çıkıp, mnp ve msp gibi , daha sonra yan çizen tiplerdi…. O kişiler o zaman Erbakan’a muhalif ve şimdiler de ise AKP nin yalakası siyonizmin payandası olmuşlardır, Mİlli Çözüm ise ne o zaman ne de şimdi boyle bir girişimde bulunmamış ve çizgisini bozmamıştır, açın kitapları okuyun 20 sene once de aynı şimdi de aynı aksini iddia eden buraya 1 paragraf yazsın yeter…
Okuduğunu anlamamışsın, yukarıda hem msp hem mnp boyle nahoş hareketler var da Ahmet bey neden bu partiye girmeye diye bir yazı yazmışsın,, Yahu siz yine anlamamışını manayı…. MNP ve MSP de de niyeti farklı tiyniyetsiz tipler vardı ve bu adamlar emellerie ulaşamayınca yeni kurulan partide yer almadılar manası idi ama dediğim gibi siz zanlarınıza köle olmaya başlamışsınız… Manayaı bile kavrayamamışsınız…
Milli Gazeteye gelince hiç kesmedim ve halen abonesiyimdir, ayrıca Milil Çözüm dergisini cidde okusa idiniz görecektiniz ki dipnotlarının buyuk ama buyuk bir çoğunluğu Milli Gazete köşe yazarlarından ve haberlerinden alıntı ve yorumlamadır ve yine bir çok dipnot ise Kuranıkerimden ayet alıntılarıdır…. Ama ne gerek var şimdi bunları yazmaya di mi nasıl sa zanlarımız var birde at çamuru gitsin….
Bir daha önce cumlenin tamamına cevap yazın ve bana milli çözüm “kaka” demeyin de belgelerle şu şu şurda yalan söylemiş deyin…. Ama şu ana ksdar ben göremedim….
Artk at gözüğünü bırakalım da normal gösler ile vicdan ve ilim ile bakalım
Oğuz kardeş,gözünü aç,oku ve okuduğunu iyi anla….
Hakk’ı gizleyen kim be kardeş…Allah’tan korkun… Ben hakları gizleyelim batılı ön plana mı çıkaralım dedim? Biz biliyoruz ve inanıyoruz ki,”Hak geldi,batıl zail oldu”.Bu bizim her zaman şiarımız olmuştur.O nedenledir ki bu ayet-i kerime Milli Gazetenin başına Hocamız tarafından konulmuştur.
Bizim görevimiz müslümanların açıklarını arayıp bulmak değil ki MNP’den bu yana iç meselemizi siyonistlere peşkeş çekelim.
Milli Görüş imanlı bir ailedir.Aile fertleri arasında mutlaka hizipler çıkacaktır.
Bizim bu fertlere hakaret etmek,aşağılamak,onları siyonistlere şikayet etmek gibi hakkımız yoktur.İşte böyle hareketler fitneye sebebiyet verir.Çözüm yerine çözümsüzlük getirir.Bizleri birbirimize düşürür.Görmüyormusun?
Bizler edepli ve şahsiyetli örnek insanlar olmalıyız.Bazı kimselerin egolarını tatmin etmek için ona buna saldırmamalıyız.
Biliyormusun, bir zamanlar M.Karahasanoğlu Milli gazeteden ayrıldığında davaya daha iyi hizmet edeceğim diye Akit’i çıkardı.Yanında Karakaya,Diliakp ve bir takım adamları da alıp gitti.Gerçekten ilk çıktığında fena değildi.Ama bir müddet sonra aynen M.Ç dergisi gibi yavaş yavaş bölücülük yaparak o adam iyi bu adam kötü diyebilecek karaktersizliğine düştü.Numan olayında tamamen Hocamıza karşı bir tavır aldılar ve şimdi sağa sola küfür ederek AKePe saflarında batıla hizmet ediyorlar.Bizleri kardeşlikten silip attılar.Biz gene de bir solcu ile görüşürken bu adamları kötülemiyoruz.Allah onları da ıslah etsin.
Hem madem MSP ve MNP’de böyle nahoş hareketler vardı da Ahmet Akgül bu partiye girmek için neden can atıyordu?
Abi diye ellerini öptüğü şahıslar için neden şimdi tu kaka diyor?Hiç araştırdınmı?
Gözünü aç sevgili kardeşim,uyuma…nefsimize hoş gelen üç beş tatlı söze kanıp kardeşler arasında nifak tohumları ekmeye çalışanlara fırsat verme.Onları uyar ve hakk’a hizmet etmelerini söyle.Şeytanın askerlerine yarayacak silahları onların ellerine verme.
Hocamızın kurduğu ve her toplantıda zikrettiği Milli Gazete’yi oku.Fitneden uzak dur.
Evet,hiç kimsenin elinde iman metre yok.Olamaz da…
Ama adamın biri çıkıp milletin imanını sorguluyor.Kimine imansız kimine münafıklık damgasını vurabiliyor.Aynen Pensilvanialı FG gibi, konşurken ağzından bal akıyor zannedersin.Arada akıttığı zehiri bile bal gibi görür ve afiyetle yersin.
Ben sana kör demiyorum ama GÖR diyorum,gör be kardeşim.
Tüm müslümanları Allah’a emanet ediyorum.
Oğuz kardeş,gözünü aç,oku ve okuduğunu iyi anla….
Hakk’ı gizleyen kim be kardeş…Allah’tan korkun… Ben hakları gizleyelim batılı ön plana mı çıkaralım dedim? Biz biliyoruz ve inanıyoruz ki,”Hak geldi,batıl zail oldu”.Bu bizim her zaman şiarımız olmuştur.O nedenledir ki bu ayet-i kerime Milli Gazetenin başına Hocamız tarafından konulmuştur.
Bizim görevimiz müslümanların açıklarını arayıp bulmak değil ki MNP’den bu yana iç meselemizi siyonistlere peşkeş çekelim.
Milli Görüş imanlı bir ailedir.Aile fertleri arasında mutlaka hizipler çıkacaktır.
Bizim bu fertlere hakaret etmek,aşağılamak,onları siyonistlere şikayet etmek gibi hakkımız yoktur.İşte böyle hareketler fitneye sebebiyet verir.Çözüm yerine çözümsüzlük getirir.Bizleri birbirimize düşürür.Görmüyormusun?
Bizler edepli ve şahsiyetli örnek insanlar olmalıyız.Bazı kimselerin egolarını tatmin etmek için ona buna saldırmamalıyız.
Biliyormusun, bir zamanlar M.Karahasanoğlu Milli gazeteden ayrıldığında davaya daha iyi hizmet edeceğim diye Akit’i çıkardı.Yanında Karakaya,Diliakp ve bir takım adamları da alıp gitti.Gerçekten ilk çıktığında fena değildi.Ama bir müddet sonra aynen M.Ç dergisi gibi yavaş yavaş bölücülük yaparak o adam iyi bu adam kötü diyebilecek karaktersizliğine düştü.Numan olayında tamamen Hocamıza karşı bir tavır aldılar ve şimdi sağa sola küfür ederek AKePe saflarında batıla hizmet ediyorlar.Bizleri kardeşlikten silip attılar.Biz gene de bir solcu ile görüşürken bu adamları kötülemiyoruz.Allah onları da ıslah etsin.
Hem madem MSP ve MNP’de böyle nahoş hareketler vardı da Ahmet Akgül bu partiye girmek için neden can atıyordu?
Abi diye ellerini öptüğü şahıslar için neden şimdi tu kaka diyor?Hiç araştırdınmı?
Gözünü aç sevgili kardeşim,uyuma…nefsimize hoş gelen üç beş tatlı söze kanıp kardeşler arasında nifak tohumları ekmeye çalışanlara fırsat verme.Onları uyar ve hakk’a hizmet etmelerini söyle.Şeytanın askerlerine yarayacak silahları onların ellerine verme.
Hocamızın kurduğu ve her toplantıda zikrettiği Milli Gazete’yi oku.Fitneden uzak dur.
Evet,hiç kimsenin elinde iman metre yok.Olamaz da…
Ama adamın biri çıkıp milletin imanını sorguluyor.Kimine imansız kimine münafıklık damgasını vurabiliyor.Aynen Pensilvanialı FG gibi, konşurken ağzından bal akıyor zannedersin.Arada akıttığı zehiri bile bal gibi görür ve afiyetle yersin.
Ben sana kör demiyorum ama GÖR diyorum,gör be kardeşim.
Tüm müslümanları Allah’a emanet ediyorum.
Hakkı hak gibi Batılı da batıl gibi tanımak !?!
Bakınız Hüseyin bey; yukarıda bir söz yazdım ve laf olsun diye de yazmadım….
Hakkı hak gibi ve batılı da batıl gibi tanımaktan bahsettim…. Erbakan hocamı tanıdığınızı iddia ediyorsunuz, diyelim ki bu doğru ama yetmez .
[b][i]“Hakkı batıla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin.” (bunu bildiğiniz halde) Bakara:42[/i][/b]
[b][i]Şair Nabi’nin dediği gibi:
Batıl hemişe batıl ü bihudedir veliMüşkül budur ki suret-i haktan zuhur ede.
Yani: İnsanlar batılı haktan ayırabilirler, bu basittir. Ancak batıl, hak suretinde görünür yahut hak yolda olduğuna kanaat getirilen kişilerden sadır olursa, elbette daha tehlikelidir. Çünkü o zaman pek çok masum aldanarak batılı hak sanacaktır. Özellikle kendisine güvenilen insanlar, dürüstlüğüne bel bağlanan idareciler, ilmiyle amel olunan âlimlerin, batılı sureti haktan görmeleri felaket doğurur.[/i][/b]
Size hem bir ayet hem de bir şairden alıntı ve onun açıklamasını yazdım,
Sadece Erbakan’ı tanımakm yetmez, etrafındaki hain, dönme ve ajanları da tanımak lazımdır, unutmamak lazımdır ki her hakdavada ajanlar vardır. Rahmetli bir büyüğüm hak dava liderlerinin 2 bilemedin 3ncü adamları ajandır derdi…
Madem MNP’den beridir takip ettiniz bu davayı ve liderini; o halde sorarım size, MSP kurulurken MNP kurucuları nerede idi? Refah kurulruken MSP kurucuları nerede idi ?? Hani nerede şucular, bucular ? MSP’de olan neden MNP’de yok idi….
Ve nerede görülmüş ki partiye girdiğinin senesi çıkmadan ilk seçimde insan bakan olsun ?!?!?
Bİz iman sorgulamıyoruz, elimizde iman metrede yok, lakin Kuran var Hadisler var… Kuran Kafire ayrımadığı kadar ayet ve hatta bağımsız bir sureyi Münafıklara ayırmıştır… Ve kafirden daha şiddetli olduklarını ve ondan dolayı da daha şiddetle mücadele edilmesini emretmiştir…. Emir rica değil?? Ve münafık ise sureti hakkdan zuhur eden bir nevi kimsedir…. Havrada değil camide ve hatta imamın arkasında aranmalıdır….
Dedikleri gibi; görenedir görene, köre nedir köre ne!!!
Hakkı hak gibi Batılı da batıl gibi tanımak !?!
Bakınız Hüseyin bey; yukarıda bir söz yazdım ve laf olsun diye de yazmadım….
Hakkı hak gibi ve batılı da batıl gibi tanımaktan bahsettim…. Erbakan hocamı tanıdığınızı iddia ediyorsunuz, diyelim ki bu doğru ama yetmez .
[b][i]“Hakkı batıla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin.” (bunu bildiğiniz halde) Bakara:42[/i][/b]
[b][i]Şair Nabi’nin dediği gibi:
Batıl hemişe batıl ü bihudedir veliMüşkül budur ki suret-i haktan zuhur ede.
Yani: İnsanlar batılı haktan ayırabilirler, bu basittir. Ancak batıl, hak suretinde görünür yahut hak yolda olduğuna kanaat getirilen kişilerden sadır olursa, elbette daha tehlikelidir. Çünkü o zaman pek çok masum aldanarak batılı hak sanacaktır. Özellikle kendisine güvenilen insanlar, dürüstlüğüne bel bağlanan idareciler, ilmiyle amel olunan âlimlerin, batılı sureti haktan görmeleri felaket doğurur.[/i][/b]
Size hem bir ayet hem de bir şairden alıntı ve onun açıklamasını yazdım,
Sadece Erbakan’ı tanımakm yetmez, etrafındaki hain, dönme ve ajanları da tanımak lazımdır, unutmamak lazımdır ki her hakdavada ajanlar vardır. Rahmetli bir büyüğüm hak dava liderlerinin 2 bilemedin 3ncü adamları ajandır derdi…
Madem MNP’den beridir takip ettiniz bu davayı ve liderini; o halde sorarım size, MSP kurulurken MNP kurucuları nerede idi? Refah kurulruken MSP kurucuları nerede idi ?? Hani nerede şucular, bucular ? MSP’de olan neden MNP’de yok idi….
Ve nerede görülmüş ki partiye girdiğinin senesi çıkmadan ilk seçimde insan bakan olsun ?!?!?
Bİz iman sorgulamıyoruz, elimizde iman metrede yok, lakin Kuran var Hadisler var… Kuran Kafire ayrımadığı kadar ayet ve hatta bağımsız bir sureyi Münafıklara ayırmıştır… Ve kafirden daha şiddetli olduklarını ve ondan dolayı da daha şiddetle mücadele edilmesini emretmiştir…. Emir rica değil?? Ve münafık ise sureti hakkdan zuhur eden bir nevi kimsedir…. Havrada değil camide ve hatta imamın arkasında aranmalıdır….
Dedikleri gibi; görenedir görene, köre nedir köre ne!!!
Okuduğunu iyi anla oğuz Kardeş….
Elhamdülillah,hocamızı yakından tanımak onunla karşılıklı konuşmak bana nasip oldu.Elhamdülillah Milli Görüşçüyüm, Erbakan bu davanın kurucusudur.Onun gibi bir liderin arkasında yürüdüğüm için Allah’a hamd ediyorum.Hergün onun ta Milli Nizamdan beri süregelen konuşmalarını dinliyor veya seyrediyorum.Onun konuşmalarında devamlı birlik beraberlik ve kardeşlik var.Kimseye hakaret etmez.Hatta Demirel için bile o benim sınıf arkadaşımdır,kendisini severim der.diğerleri için de onlar bizim haylaz çocuklarımızdır,bizim kardeşlerimizdir diye cevap verir.Hasta adam için ise konuşmaya değmez diye cevap verir.Çünkü o gerçek bir müslüman, şuurlu ve feraset sahibi bir liderdir.İşte biz öncelikle onun ahlakı ile ahlaklanmalıyız. Ulu orta heryerde yalan yanlış konuşup siyonistlere malzeme vermemeliyiz.hele ömrünü davamıza vermiş,Hocamızın bakanlığa kadar getirdiği bu şahsiyetler için karanlık güçlerin adamı diyecek bedbahtlığa düşmememiz gerekir. Şayet yanlışlarını görürsek alırız elimize kasetimizi, genel merkeze ulaştırır ve sonucu efendice bekleriz.Basın yoluyla yapılan bu hakaretler bu densizlikler davamıza ancak zarar getirir ve siyonizmin ekmeğine ballı tereyağ sürer ki zaten yahudi ve nasaranın istediği budur.Bizi içerden birbirimize düşürerek daha da parçalamak istiyorlar.Çünkü yüzde bir bile onlara korkulu rüyalar yaşatıyor.
Ben kimi ne için kime şikayet edeceğim.Neyin resmiyetini kazanmış olacağız.Zaten bu düzenin karşısındayız.Düzenin ekmeğine yağ mı sürelim.Ben şimdi ayni şeyi size söylesem madem ortada bir iddia dolaşıyor gidin derdinizi düzenin mahkemelerinde anlatın ve resmiyet kazandırın,hoşunuza gider mi?
Hiç kimsenin imanını sorgulamadım bu benim hakkım ve haddim değil.Allah’a çok şükür kafamızı kuma gömmedik.Ama bazıları kafalarını kumdan çıkarıyor ve güneş yerine şeytanın ateşine doğru koşuyor.Gözleri kamaşınca onu güneş zannediyor. Erbakan herzaman benim güneşim olmuştur.Onun sesi devamlı kulaklarımda ve ilkeleri benim yaşantım olmuştur.Çok şükür sık sık kabirlerini ziyarete giderim.
Ben ne Oğuzhan Bey’in avukatı,ne de Ahmet Bey’in düşmanı olmadım.Bu gibi fitneleri kim çıkarırsa çıkarsın karşısında oldum ve fitneye sebebiyet vermemek için kimsenin olmadığı bir mekanda yanlışlarını yüzüne karşı söyledim.
Sabırlı olun kardeşim sabırlı… davamızı heryerde gururla anlatın.Anlatırken kendi adamlarımızı yermeden onlara hakaret etmeden anlatın.
Şayet inanıyorsanız ki elhamdulillah inanıyoruz…
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.
Ey Milli Görüşçüler!…
Allah nurunu tamamlayacaktır.
Okuduğunu iyi anla oğuz Kardeş….
Elhamdülillah,hocamızı yakından tanımak onunla karşılıklı konuşmak bana nasip oldu.Elhamdülillah Milli Görüşçüyüm, Erbakan bu davanın kurucusudur.Onun gibi bir liderin arkasında yürüdüğüm için Allah’a hamd ediyorum.Hergün onun ta Milli Nizamdan beri süregelen konuşmalarını dinliyor veya seyrediyorum.Onun konuşmalarında devamlı birlik beraberlik ve kardeşlik var.Kimseye hakaret etmez.Hatta Demirel için bile o benim sınıf arkadaşımdır,kendisini severim der.diğerleri için de onlar bizim haylaz çocuklarımızdır,bizim kardeşlerimizdir diye cevap verir.Hasta adam için ise konuşmaya değmez diye cevap verir.Çünkü o gerçek bir müslüman, şuurlu ve feraset sahibi bir liderdir.İşte biz öncelikle onun ahlakı ile ahlaklanmalıyız. Ulu orta heryerde yalan yanlış konuşup siyonistlere malzeme vermemeliyiz.hele ömrünü davamıza vermiş,Hocamızın bakanlığa kadar getirdiği bu şahsiyetler için karanlık güçlerin adamı diyecek bedbahtlığa düşmememiz gerekir. Şayet yanlışlarını görürsek alırız elimize kasetimizi, genel merkeze ulaştırır ve sonucu efendice bekleriz.Basın yoluyla yapılan bu hakaretler bu densizlikler davamıza ancak zarar getirir ve siyonizmin ekmeğine ballı tereyağ sürer ki zaten yahudi ve nasaranın istediği budur.Bizi içerden birbirimize düşürerek daha da parçalamak istiyorlar.Çünkü yüzde bir bile onlara korkulu rüyalar yaşatıyor.
Ben kimi ne için kime şikayet edeceğim.Neyin resmiyetini kazanmış olacağız.Zaten bu düzenin karşısındayız.Düzenin ekmeğine yağ mı sürelim.Ben şimdi ayni şeyi size söylesem madem ortada bir iddia dolaşıyor gidin derdinizi düzenin mahkemelerinde anlatın ve resmiyet kazandırın,hoşunuza gider mi?
Hiç kimsenin imanını sorgulamadım bu benim hakkım ve haddim değil.Allah’a çok şükür kafamızı kuma gömmedik.Ama bazıları kafalarını kumdan çıkarıyor ve güneş yerine şeytanın ateşine doğru koşuyor.Gözleri kamaşınca onu güneş zannediyor. Erbakan herzaman benim güneşim olmuştur.Onun sesi devamlı kulaklarımda ve ilkeleri benim yaşantım olmuştur.Çok şükür sık sık kabirlerini ziyarete giderim.
Ben ne Oğuzhan Bey’in avukatı,ne de Ahmet Bey’in düşmanı olmadım.Bu gibi fitneleri kim çıkarırsa çıkarsın karşısında oldum ve fitneye sebebiyet vermemek için kimsenin olmadığı bir mekanda yanlışlarını yüzüne karşı söyledim.
Sabırlı olun kardeşim sabırlı… davamızı heryerde gururla anlatın.Anlatırken kendi adamlarımızı yermeden onlara hakaret etmeden anlatın.
Şayet inanıyorsanız ki elhamdulillah inanıyoruz…
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.
Ey Milli Görüşçüler!…
Allah nurunu tamamlayacaktır.
Hüseyine Beye sabırla devam !!!!
Hüseyin bey bravo ! Bir cümlenin ortasındaki fazladan konumuş bir boşluk karakterini görecek kadar titiz ve dikkatlisiniz de Milli Görüşün içini oyup, inananlar arasında koca koca boşluklar, fitneler koyan bu iki şahsı ve çevresindeki menfaat perestleri göremeyecek kadar körsünüz ?!? Bu çok ironik bir durum !?
Hem Ahmet beye ve gönüllü ekibine fitneciler diyecek kadar gözü kararmış, okumaz bir insansınız ve yine arkasından da “Ben Haşa Ahmet Akgül kardeşime…” diye başlayana cümlenizle buğz etmedim diyecek kadar da “tuhaf” bir karakter yapısına sahip bir insansınız…. Unutmayın samimiyet asla ama asla çatışma kabul etmez, ya delikanlı gibi itham edin ve delilleri ile ispatlayıp müfteri konumuna düşmeyin, ya da bir laf atıp kalplarinde bozuk tiyniyetler gibi kıvırmayın…. Lütfen bunu samimi bir ikaz olarak kabul edin !?
Ayrcıa bu davanın hem merhum Liderine samimiyetten bahsedeceksiniz, Hem de Oğuzhan beyin bu dergide yazıldığı gibi Bursada Erbakan Hocamıza ve ailesine Hırsız ve imansız demeye varacak kadar çıldırmış bir şahsa arka çıkacak ve bundan da dava , samimiyet diye bahsedecek kadar vicdanı kurumuş bir tavır sergileyeceksiniz….
Hemde Merhum Hocamızın arkasından AKAPE ve HAS parti için menfi söz söylemedi diyecek kadar da Erbakan Hocamız adına yalan ithamlarda bulunacaksınız… Hocam AKP için hidayetleri kararmış dedi daha ne diyecek, aklı başında smimi m üslüman için bundan daha uyarıcı ve ağır bir itham olur mu? Nedir sizin değer yargılarıınz ? Ve Has parti ve ekibi için ise, başımın üstündeki iki kulak ile duydum ve şahit oldum ki, o son muhteşem kongresinde bu giden insanlar için bunun bize bir Allahın lütfu olduğu ve gitmelerinden ne kdar hayırlı birt iş olduğu manasında sözler sarf etti… Siz o kongreye katılmadınız mı katılmadınız ise internnetten baştan aşağı o videoları izlkeyin, izleyin ki Hocamız arkasından iftiralar dizmeyin buralarda…
Ayrıca Oğuzhan beyi kimse oraya seçmedi, resmen geldi kendi kendine dolap çevirerek oraya çöreklenmiştir…. Bundan da sadece bizler gibi insanlar değil partinin ileri gelenleri de muzdariptir… Kafanızı kumdan çıkartın, belki hakikat güneş bir nebze olsun gözlerinizi kamaştıracaktır ama bu daha iyidir…
Ayrıca hala dedikleriniz de bu kadar samimi ve bu Mİlli Çözümün fitne çıkardığını iddia ediyor ve samimi iseniz buyrun gidin mahkemelere hakklarında dava açın, açın ki bu iddialar resmiyet kazansın…..
Allah hepimize hakkı hak gibi, batılı da batıl gibi tanıyıp anlamayaı ve buğz edip köşesine sıvışan değil, eli ile düzelten Allah’ın salih kullarından olmayı nasip etsin….
Hüseyine Beye sabırla devam !!!!
Hüseyin bey bravo ! Bir cümlenin ortasındaki fazladan konumuş bir boşluk karakterini görecek kadar titiz ve dikkatlisiniz de Milli Görüşün içini oyup, inananlar arasında koca koca boşluklar, fitneler koyan bu iki şahsı ve çevresindeki menfaat perestleri göremeyecek kadar körsünüz ?!? Bu çok ironik bir durum !?
Hem Ahmet beye ve gönüllü ekibine fitneciler diyecek kadar gözü kararmış, okumaz bir insansınız ve yine arkasından da “Ben Haşa Ahmet Akgül kardeşime…” diye başlayana cümlenizle buğz etmedim diyecek kadar da “tuhaf” bir karakter yapısına sahip bir insansınız…. Unutmayın samimiyet asla ama asla çatışma kabul etmez, ya delikanlı gibi itham edin ve delilleri ile ispatlayıp müfteri konumuna düşmeyin, ya da bir laf atıp kalplarinde bozuk tiyniyetler gibi kıvırmayın…. Lütfen bunu samimi bir ikaz olarak kabul edin !?
Ayrcıa bu davanın hem merhum Liderine samimiyetten bahsedeceksiniz, Hem de Oğuzhan beyin bu dergide yazıldığı gibi Bursada Erbakan Hocamıza ve ailesine Hırsız ve imansız demeye varacak kadar çıldırmış bir şahsa arka çıkacak ve bundan da dava , samimiyet diye bahsedecek kadar vicdanı kurumuş bir tavır sergileyeceksiniz….
Hemde Merhum Hocamızın arkasından AKAPE ve HAS parti için menfi söz söylemedi diyecek kadar da Erbakan Hocamız adına yalan ithamlarda bulunacaksınız… Hocam AKP için hidayetleri kararmış dedi daha ne diyecek, aklı başında smimi m üslüman için bundan daha uyarıcı ve ağır bir itham olur mu? Nedir sizin değer yargılarıınz ? Ve Has parti ve ekibi için ise, başımın üstündeki iki kulak ile duydum ve şahit oldum ki, o son muhteşem kongresinde bu giden insanlar için bunun bize bir Allahın lütfu olduğu ve gitmelerinden ne kdar hayırlı birt iş olduğu manasında sözler sarf etti… Siz o kongreye katılmadınız mı katılmadınız ise internnetten baştan aşağı o videoları izlkeyin, izleyin ki Hocamız arkasından iftiralar dizmeyin buralarda…
Ayrıca Oğuzhan beyi kimse oraya seçmedi, resmen geldi kendi kendine dolap çevirerek oraya çöreklenmiştir…. Bundan da sadece bizler gibi insanlar değil partinin ileri gelenleri de muzdariptir… Kafanızı kumdan çıkartın, belki hakikat güneş bir nebze olsun gözlerinizi kamaştıracaktır ama bu daha iyidir…
Ayrıca hala dedikleriniz de bu kadar samimi ve bu Mİlli Çözümün fitne çıkardığını iddia ediyor ve samimi iseniz buyrun gidin mahkemelere hakklarında dava açın, açın ki bu iddialar resmiyet kazansın…..
Allah hepimize hakkı hak gibi, batılı da batıl gibi tanıyıp anlamayaı ve buğz edip köşesine sıvışan değil, eli ile düzelten Allah’ın salih kullarından olmayı nasip etsin….
Ey feraset ve şuur(?) sahibi geçinen fitneciler…. Saim çağlar beyefendi….
Elhamdulillah tam 42 yıldır Mill Görüşçüyüm, Rahmetli Hocamızın bir nebze emirlerinden dışarı çıkmadım.Çünkü Hocamız Allah yolunda çalışan herkese hakk’ı,adil düzeni,ahlak ve maneviyatı,islam kardeşliğini anlatan son yüzyılın tek adamıydı.Adam gibi adamdı.Onun hedefinde sadece siyonistler yani şeytan ve nefis vardı.Ama şimdi bazı nefis sahibi fitneciler arkalarına üç beş zavallıyı da alarak bu şuurlu müslümanların arasına bilerek veya bilmeyerek fitne sokuyorlar. Davaya hizmet edeyim derken fitne çıkarıyorlar.Şİmdi bana söylermisin rahmetli hocamız hiç bir müslümanın aleyhinde konuşup gıybetlerini yaptı mı? Hatta bölücülük yapan Akepe ve Has’ta adamlar hakkında bile böyle müslümana yakışmayacak laflar söylemedi.Çünkü O muhterem zat herzaman hakk’ı tebliğ etti kötülüğü nehyetti.Çözümün gerçek adresi Milli Görüştür.Milli Görüşün tek siyasi partisi vardır o da Saadet partisidir.Genel Başkanı muhterem hocamızın da işaret ettiği Prof.Dr.Mustafa Kamalak’tır.Yayın organlarımız Milli gazete ve TV5 tir.Diğer yayın organlarının adı ne olursa olsun sadece Milli Çatlaktır.
Ben haşa Ahmet Akgül kardeşimize veya hiç bir Milli görüşçüye buğz etmedim etmem de.Çünkü ben elhamdulillah müslümanım.Ancak arada fitne çıkarmaya çalışanları uyarırım.siz de kimseye buğz etmeyin.
Yaptığın dua için teşekkür ederim Allah cümlemizi ıslah etsin,fitne çıkaranlara fırsat vermesin.Aminnn…
Ey feraset ve şuur(?) sahibi geçinen fitneciler…. Saim çağlar beyefendi….
Elhamdulillah tam 42 yıldır Mill Görüşçüyüm, Rahmetli Hocamızın bir nebze emirlerinden dışarı çıkmadım.Çünkü Hocamız Allah yolunda çalışan herkese hakk’ı,adil düzeni,ahlak ve maneviyatı,islam kardeşliğini anlatan son yüzyılın tek adamıydı.Adam gibi adamdı.Onun hedefinde sadece siyonistler yani şeytan ve nefis vardı.Ama şimdi bazı nefis sahibi fitneciler arkalarına üç beş zavallıyı da alarak bu şuurlu müslümanların arasına bilerek veya bilmeyerek fitne sokuyorlar. Davaya hizmet edeyim derken fitne çıkarıyorlar.Şİmdi bana söylermisin rahmetli hocamız hiç bir müslümanın aleyhinde konuşup gıybetlerini yaptı mı? Hatta bölücülük yapan Akepe ve Has’ta adamlar hakkında bile böyle müslümana yakışmayacak laflar söylemedi.Çünkü O muhterem zat herzaman hakk’ı tebliğ etti kötülüğü nehyetti.Çözümün gerçek adresi Milli Görüştür.Milli Görüşün tek siyasi partisi vardır o da Saadet partisidir.Genel Başkanı muhterem hocamızın da işaret ettiği Prof.Dr.Mustafa Kamalak’tır.Yayın organlarımız Milli gazete ve TV5 tir.Diğer yayın organlarının adı ne olursa olsun sadece Milli Çatlaktır.
Ben haşa Ahmet Akgül kardeşimize veya hiç bir Milli görüşçüye buğz etmedim etmem de.Çünkü ben elhamdulillah müslümanım.Ancak arada fitne çıkarmaya çalışanları uyarırım.siz de kimseye buğz etmeyin.
Yaptığın dua için teşekkür ederim Allah cümlemizi ıslah etsin,fitne çıkaranlara fırsat vermesin.Aminnn…
Oğuz Nalbant’a cevabımın devamıdır…
Öncelikle şunu belirteyim,son cümlenizi yalnış yazmışsınız.O söz şöyledir:”Görenedir görene,köre ne?”
Evet haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır.Ama bir kimse M.vekili adayı veya belediye başkanı adayı gösterilmediyse ve şahsi kinini bir takım masum müslümanları da kullanarak ulu orta bağırıp çağırıyorsa bilki ancak şeytana hizmet etmiş olur.Çözümün yeri sokak değil genel merkezdir.Aksi taktirde çözüm yerine çözümsüzlük olur.Söyleyin o zevatlara akıllarını başlarına alıp genel merkeze gitsinler ve kardeşleriyle kucaklaşsınlar.Çünkü böyle fitneler hem kendilerine ve hem de davamıza zarar verir.
Oğuz Nalbant’a cevabımın devamıdır…
Öncelikle şunu belirteyim,son cümlenizi yalnış yazmışsınız.O söz şöyledir:”Görenedir görene,köre ne?”
Evet haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır.Ama bir kimse M.vekili adayı veya belediye başkanı adayı gösterilmediyse ve şahsi kinini bir takım masum müslümanları da kullanarak ulu orta bağırıp çağırıyorsa bilki ancak şeytana hizmet etmiş olur.Çözümün yeri sokak değil genel merkezdir.Aksi taktirde çözüm yerine çözümsüzlük olur.Söyleyin o zevatlara akıllarını başlarına alıp genel merkeze gitsinler ve kardeşleriyle kucaklaşsınlar.Çünkü böyle fitneler hem kendilerine ve hem de davamıza zarar verir.
Oğuz Nalbant Beyefendiye….
Siz herhalde kendinizi anlatmaya çalışıyorsunuz.Fitne yangınına odun taşıdığınızın farkında değilsiniz.Benim R veya F tipleriyle bir irtibatım olamaz ve olmadıda çok şükür.Benim demek istediğim yazının başındaki iki muhterem şahıslara yapılan hakaretlerdir. Bu dergiyi çıkaranın ne alıp veremediği var ki Milli Görüş’e bunca zamandır hizmet etmiş ve muhterem Hocamız’ın iltifatlarına mazhar olmuş bu şahıslara kin kusuluyor.Bu Fitneci zat biryerlere gelememenin hıncını almak için, kinini böyle kusmaya çalışmasa da,efendi efendi birlik beraberlik ve kardeşlik çağrıları yapsa olmaz mı ha?Bu mu müslümanlık.
Allah’tan korkun Allah’tan.Bir de utanmadan bu zatlara ergenekoncu damgası vuruluyor.M.Çözümcüler, AKePe gibi düşünmek mecburiyetindeler mi?
Evet Bizim Rahmetli Hocamızın işaret ettiği genel başkanımız mevcuttur.
Milli Görüş’ün tek Partisi vardır:Saadet Partisi,tek genel başkanı vardır: Prof.Dr.Mustafa Kamalak.Genel idare kurulu ve istişare heyeti vardır.Gerçek Milli Görüşçülerin kulağı Genel Merkezde olmalıdır.Okuyacağımız gazete Milli Gazete ve İzleyeceğimiz Televizyon Tv5 tir.Bu iki basın Kuruluşu da Rahmetli Hocamızın bizlere emanetidir.Gerisi fasa fiso.Aramıza fitne tohumları ekmeye çalışan hiçbir basın organına itibar etmeyiniz.Tabii ki manen sağır ve körlere bir diyeceğim yoktur.Ve Allah Nurunu tamalayacaktır.
Oğuz Nalbant Beyefendiye….
Siz herhalde kendinizi anlatmaya çalışıyorsunuz.Fitne yangınına odun taşıdığınızın farkında değilsiniz.Benim R veya F tipleriyle bir irtibatım olamaz ve olmadıda çok şükür.Benim demek istediğim yazının başındaki iki muhterem şahıslara yapılan hakaretlerdir. Bu dergiyi çıkaranın ne alıp veremediği var ki Milli Görüş’e bunca zamandır hizmet etmiş ve muhterem Hocamız’ın iltifatlarına mazhar olmuş bu şahıslara kin kusuluyor.Bu Fitneci zat biryerlere gelememenin hıncını almak için, kinini böyle kusmaya çalışmasa da,efendi efendi birlik beraberlik ve kardeşlik çağrıları yapsa olmaz mı ha?Bu mu müslümanlık.
Allah’tan korkun Allah’tan.Bir de utanmadan bu zatlara ergenekoncu damgası vuruluyor.M.Çözümcüler, AKePe gibi düşünmek mecburiyetindeler mi?
Evet Bizim Rahmetli Hocamızın işaret ettiği genel başkanımız mevcuttur.
Milli Görüş’ün tek Partisi vardır:Saadet Partisi,tek genel başkanı vardır: Prof.Dr.Mustafa Kamalak.Genel idare kurulu ve istişare heyeti vardır.Gerçek Milli Görüşçülerin kulağı Genel Merkezde olmalıdır.Okuyacağımız gazete Milli Gazete ve İzleyeceğimiz Televizyon Tv5 tir.Bu iki basın Kuruluşu da Rahmetli Hocamızın bizlere emanetidir.Gerisi fasa fiso.Aramıza fitne tohumları ekmeye çalışan hiçbir basın organına itibar etmeyiniz.Tabii ki manen sağır ve körlere bir diyeceğim yoktur.Ve Allah Nurunu tamalayacaktır.
Feraset ve şuur sahibi olmak için Erbakanca düşünmek gerekirdi.
Ey hüseyin ışık ve onun gibi İslamın emirlerini gizleyenler, emirlerini topluma açıklayanlara müşterilik yaparak gerçekleri örtenler..
Sırf sizin reislerinizin çıkarları törpüleniyor diye Milli Çözüm dergisinin yüreklilikle haykırdığı gerçekleri küçümseyenler, hakkı getireceğiz diyip zoru görünce Hakkı söyleyeni bile satanlar.. AKP nin onca hata ve hainliklerini görüp de kardeş hata yapar diyebilen renksizler.. Hocamızın yüzüne söyleyemediklerinizi Ahmet Akgüle buğz ederek kendini tatmin eden müfteriler.. Sizi Allah ıslah etsin..
Feraset ve şuur sahibi olmak için Erbakanca düşünmek gerekirdi.
Ey hüseyin ışık ve onun gibi İslamın emirlerini gizleyenler, emirlerini topluma açıklayanlara müşterilik yaparak gerçekleri örtenler..
Sırf sizin reislerinizin çıkarları törpüleniyor diye Milli Çözüm dergisinin yüreklilikle haykırdığı gerçekleri küçümseyenler, hakkı getireceğiz diyip zoru görünce Hakkı söyleyeni bile satanlar.. AKP nin onca hata ve hainliklerini görüp de kardeş hata yapar diyebilen renksizler.. Hocamızın yüzüne söyleyemediklerinizi Ahmet Akgüle buğz ederek kendini tatmin eden müfteriler.. Sizi Allah ıslah etsin..
Sahte Kahramanlar ve Fitneciler
Her nedense Milli Görüş’ün her devrinde böyle ortalığı karıştıran fitne fücur güruhu çıkıyor.
Hiç birimizin bu adam kötü bu adam iyi demek lüksümüz yoktur. Elbet hatalı olan kardeşlerimiz olabilir.Peki bu Milli Çözüm(?)’ü çıkaranların yazdıkları ne kadar doğru? Sevgili Milli Görüşçü kardeşlerim.Fitneci dergi,gazete,site ve şahıslara itibar etmeyiniz.Biz bir yola çıkmışız ve kendimize bir reis seçmişiz. Bu reise uymak mecburiyetindeyiz.Böyle fitnecilere fırsat vermeyiniz.Milli Görüşün her ferdi bizim için muteberdir,saygıdeğerdir.Saygıdeğer olmayan kimseler vebali başkalarının üzerine atanlardır.
Hizmet etmek isteyen Genel merkezin talimatıyla hareket eder.Kendi kafasına göre değil…
Sahte Kahramanlar ve Fitneciler
Her nedense Milli Görüş’ün her devrinde böyle ortalığı karıştıran fitne fücur güruhu çıkıyor.
Hiç birimizin bu adam kötü bu adam iyi demek lüksümüz yoktur. Elbet hatalı olan kardeşlerimiz olabilir.Peki bu Milli Çözüm(?)’ü çıkaranların yazdıkları ne kadar doğru? Sevgili Milli Görüşçü kardeşlerim.Fitneci dergi,gazete,site ve şahıslara itibar etmeyiniz.Biz bir yola çıkmışız ve kendimize bir reis seçmişiz. Bu reise uymak mecburiyetindeyiz.Böyle fitnecilere fırsat vermeyiniz.Milli Görüşün her ferdi bizim için muteberdir,saygıdeğerdir.Saygıdeğer olmayan kimseler vebali başkalarının üzerine atanlardır.
Hizmet etmek isteyen Genel merkezin talimatıyla hareket eder.Kendi kafasına göre değil…