OLUR MU?
(ŞİİR)

Olur mu?

İman ve vicdan, zulme Gâil olmaz.

Onurlu Müslüman, Sâil olmaz.

Mert mümin, cömerttir. Bâhil olmaz.

İlmin deryasına, Sâhil olunmaz.

Hainler cennete, Dâhil olunmaz.

Mümin, siyona Mâil olmaz.

Münafık, rahmete Nâil olmaz.

D-8siz zulüm Zâil olmaz.

Ahmaklar sultana Halil olmaz.

İLMİN DERYASINA SAHİL OLMAYI DİLEMEK!..

NECM SURESİ 49. AYET
Kesinlikle, ‘Şi’râ (yıldızı)nın’ (şiirle hikmet ve hakikate tercümanlık yapanların) Rabbi de O’dur.
( Bak: http://www.mealikerim.com)

ÂL-İ İMRAN SURESİ 45. AYET
Hani melekler: “Ey Meryem! Doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi (İsa’yı doğuruvereceğini) sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir. O, dünyada ve ahirette ‘seçkin, onurlu ve saygın kılınmış birisidir’ ve (Allah’a) yakın kılınan (mukarreb kimselerdendir).”
(BAK: http://www.mealikerim.com)

Hz. İsa’nın Allah katından dünyaya yeniden gönderilişi kuşkusuz insanlık tarihinde çok az kişiye nasip olabilecek ilahi bir müjdedir. O, Allah’ın tüm insanlara ” Kurtarıcı” olarak gönderdiği mübarek bir kişidir. Nitekim dünya üzerindeki kargaşa ve zulüm ortamının arttığı dönemlerde insanlar daima Allah’tan bir ” yardım eden ” talep etmişler (Nisa 75 de ifade edildiği gibi) ; Allah da onlara icabet etmiştir.

İçinde yaşadığımız dönemde bizler için bu Kurtarıcı , Kur’an ahlakının hakimiyetidir. Hz İsa geldiği dönemde ise Allah’ın emrettiği bu ahlakı sahiplenecek, onu dünya üzerindeki tüm insanlara duyurmak için çaba harcayacaktır.

BU MÜBAREK DÖNEMİ VE İNSANI BEKLEYEN KİŞİLERE DÜŞEN ; Hz. İsa nasıl ki tüm mü’minleri sahiplenecekse, onu sahiplenmeleri, ona tâbi olup, kendisinin destekçisi ve savunucusu olmaları, ilk gelişinde olduğu gibi, ” Allah yolunda benim yardımcılarım kim? ” sorusunu kesinlikle tekrar kendisine SORDURTMAMALARIDIR. Aksi takdirde bunu uygulamayan kişilerin dünyada ve ahirette onulmaz bir pişmanlık ve çok acıklı bir azapla karşılaşmaları muhtemel olur. ALLAH’IN KUR’AN’DA NANKÖRLÜK YAPAN KULLARINA YÖNELTTİĞİ TEHDİDİ SON DERECE AÇIKTIR:
MÜ’MİNUN SURESİ 44.AYET:
Sonra birbiri ardınca elçilerimizi gönderdik; her ümmete kendi elçisi geldiğinde, onu yalanladılar. Böylece Biz de onları (yıkıma uğratıp yok etmede) birbirinin peşinden yürüttük ve onları (tarihin anlatıp aktardığı) bir hadise (efsane-hikâye) kıldık. İman etmeyen kavim için yıkım olsun. (Onlar kahredilsin!)
( BAK: http://www.mealikerim.com )

Öte yandan; onu izleyenler, candan savunup destekleyenler ve onun ahlakıyla ahlaklananlar ise Allah’ın rızasını, rahmetini ve sonsuz cennetini şiddetle umabilirler. Bu da Allah’ın iman edenlere kesin bir vaadi ve müjdesidir.

KIYMET BİLMEK = NANKÖR OLMAMAK = SULTAN’A AHMAKLIKTAN VE NANKÖRLÜKTEN RABBİMİZ CÜMLEMİZİ MUHAFAZA BUYURSUN!..

Gerçeği konuştum, düşmanım arttı
Bir zaman en yakın, dostlarım sattı
Şükür sağlam; kalple, Kur’an’ım hattı
Münafık rahmete, nail¹⁰ olur mu?

Geçenlerde Üstad Ahmet AKGÜL Hocamızın BİZİM ATATÜRK isimli eserini yeniden gözden geçirirken ; ” ACABA ATATÜRK, NE YAPMIŞTI Kİ, BÖYLESİNE HEDEF ALINMIŞTI? ” başlıklı kısmını okumuştum. Sonrasında yine Üstad Ahmet AKGÜL Hocamızın ” Dünyanın Değişimi ve ERBAKAN DEVRİMİ ” adlı eserinde ifade edildiği üzere olsun, Yakup GÖZÜBÜYÜK ‘ün kaleme aldığı AHMET AKGÜL’ÜN ÖZGEÇMİŞİ VE ÖĞRETİLERİ ” adlı eserlerinde hayatlarını öğrenme fırsatı bulduğum bu eserlerin içeriğinde biyografilerin ortak özelliği BÜTÜN İNSANLIĞIN SAADETİNİ esas alıcı devrimlere hizmetlere gayretlere koşturmuş olmaları ve Zalimin Deccal’in ve Siyonizm’in zulmünü etkisiz kılma uğrundaki çabaları olduğu ve günümüzün ve zamanımızın Kur’an’a Tercümanı olan Milli Çözüm’ün bu hizmetleri devam ettirdiğini hep birlikte müşahede etmekteyiz. Diyeceğim odur ki; Gerçeğe hakikate Kur’an’a Tercüman olanlar Cumhuriyet tarihinde, son yüz yılda ki ATATÜRK – ERBAKAN – AKGÜL gibi Efsane Lider ve Kahramanlar her daim bağlıları az olmuştur az kimseler tanıyabilmiş ve anlayabilmişlerdir hayattayken… Ne zaman ki Hakka Yürüdüler o zaman kıymetleri değerleri anlaşılmış halk öyle anlamıştır… Fırsatımız varken hala insanlığın saadeti ve zalimlerin hak ettiğini bulması uğrunda ömrünü zamanını harcayan Milli Çözüm’ün Şahsi Manevisi Üstadımızın kıymetini bilmeyi rabbim cümlemize lütfeylesin şeytanın ve nefsin desiselerinden cümlemizi uzak tutsun… Böylesi Zaatların kıymetini bilemesek bile onların hiçbir kaybı olmaz çünkü o Zaatlar Kur’an’ın Sünnet’in Tercümanı bilge ve yiğit rehber şahsiyetler olması münasebetiyle her daim yardımcıları Allah c.c.’dür.. Önemli olan bizlerin böylesi şahsiyetlere karşı kıymet bilmemiz = NANKÖR OLMAMAMIZ -HAİN OLMAMAMIZDIR!.. Çünkü böylesi Kutlu Şahsiyetlere nankör olmak demek kıymet bilmemek demek; özümüzü yitirmek demektir şeytana ve nefse tâbi ve taraf olmaya gider..Rabbim cümlemizi nankörlüklerden hainliklerden muhafaza buyursun. Amin.

Bilim, teknoloji, Allah vergisi
İslam’dır ayıran, kirle nergisi
Hakk savunur Milli, Çözüm Dergisi
Ahmaklar Sultana, halil olur mu?

Bilim ve Teknoloji ve insanlığın kurtuluşu için hazırlanan reçeteler projeler planlar bir çok kimseye verilmeyen, kendi gayretleri sonucu kazanılan kesbi ilim yanında onyıllarca çalışmadan sonra elde edilecek bir başarıyı hazırlığı bir günde birkaç sat içinde ilham yoluyla Allah’ın dilemesiyle elde edilen vehbi ilimler Allah vergisidir.
İslam ile kirli olan ile temiz olanı ayırmak ve Allah’ın akıl nimetiyle de bunu icraata geçirebilmek.. İslam’ın (Kur’an’ın) günümüzde Tercümanlığını işte makalelerle şiirlerle kitaplarıyla video konferanslarıyla Milli Çözüm yapmakta.
Ahmaklardan ve alçaklardan mü’min olmaz derdi Erbakan Hocamız… Aklını gerektiği gibi kullanamayan, basireti olmayan kötü huylu kimseler olma özelliğine sahip ahmaklar, elindeki hazinenin kıymetini bilemezler. Elindeki elması, normal bir taş diye har vurup harcar gereğini yerine getiremez kısa zamanda kaybeder… O yüzden şairin dizesi çok manidar : AHMAKLAR SULTANA, HALİL OLUR MU?! El cevap ELBETTE OLMAZ OLAMAZ!!!!!Rabbimiz ahmaklıktan ve Sultan’a NANKÖR OLMAKTAN cümlemizi muhafaza buyursun. Amin.

Kur’an’ın ilk emri: “Oku, araştır!” ²
Allah’ın adıyla, aklın çalıştır.
Din ile bilimi, ortak kaynaştır
Onurlu Müslüman, sail³ olur mu?

• Her Müslümanın aklını çalıştırması, Allah adıyla hayır üretmeyi umarak çabalaması gerektiğini,
• Kur’an’ın ilk emrine uyarak süreki araştıran ve okuyan müminler olmamız gerektiğini,
• Sürekli kuran/meal okuyarak, anlayıp kavramaya çalışarak ilmi çalışmalarımızı dinimizin prensipleri ile aydınlatmamız ve tartmamız gerektiğini,
• Onurlu bir müslümanın kimseye muhtaç olmadan rızkını emeği ile kazanması gerektiğini,

anladığım vizyon dolu dizeler için hocama teşekkür ediyorum.

Şairliği bugüne kadar klasik aşk şiirleri, memleket anlatıları vb. gibi gören kişiler, her biri en kıymetli elmaslardan daha kıymetli olan Kur’an kaynaklı, Kur’an’da verilen nasihatlerin bugünkü dille tercümesi olan hikmet pırıltılarını anlayacak derinlik ve basirete sahip olamıyorlar. İnsanlara hakikati göstermeyen şiirler ne kadar edebi olursa olsun dünyalık mallar gibi gelip geçicidir. Bu tür derinlikte mahrum bırakılmış kişiler bilimi, ilimi Kur’an’ın dışında bir şeymiş gibi görmektedirler. Böyle bir şey mümkün mü? Bütün ilimlerin kaynağı Kur’an.
Hikmet pırıltıları olan bu şiir gibi edebi metinler insanlığa kurtuluş yolunu göstermektedir. Nasihati iyi anlamak, gereğini yapmak gerekir. Aynı zamanda mümin nasıl olurun resmini ortaya koymaktadır.