YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
68d7bfa553931
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 7 6 0
Bugün : 11074
Dün : 45082
Bu ay : 1189058
Geçen ay : 1415082
Toplam : 42865430
IP'niz : 216.73.216.88

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

DÜNYA ÇAPINDA SAYGIN İLİM VE FİKİR ADAMLARININ,

AHMET AKGÜL HOCAMIZA TEBRİK VE TAKDİR MESAJLARI

ALİ KARADAĞLI

 

TERCÜMESİ:

Sayın Yakup Gözübüyük,
Organizatör Milli Çözüm Dergisi
Referans: Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya ve İnsanın Yozlaşması

Gönderdiğiniz kitapları teslim aldım. Çok teşekkür ederim. Kesinlikle eminim ki, İlim dünyası bu çalışmanızdan ötürü minnettar kalacak, okumaya ve kafa yormaya değer bulacaktır. (Ahmet Akgül Üstadın, Adil Düzen ve İnsanın Yozlaşması kitapları insanlığa yeni ufuklar açacaktır, inşallah…1) Saygılarımla.

Prof. Dr. Ali Karadagi
     (Üstat Prof. Yusuf El Kardavi’nin Yardımcısı)

1- Özel Not

————————————————————————————————————————-

Sevgili Kardeşim Yakup,
Bana gönderdiğiniz iki kitap için teşekkür ederim (Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya ve İnsanın Yozlaşması). Bunlar gerçekten ilginç ve çok faydalı kitaplar. Ahmet Akgül Üstadımızı kutluyor, hayırlı ve başarılı çalışmalarının devamını diliyoruz. Saygılarımla.
 
Prof. Dr. Muhammad Syukri Salleh
İslam Kalkınma İdaresi Profesörü
İslam Kalkınma Yönetimi Çalışmaları Merkezi (ISDEV)
   Universiti Sains Malezya 11800 Penang Malezya

—————————————————————————————————————————

Saygıdeğer Kardeşim,
Allah’ın selamı, rahmet ve bereketi üzerine olsun.
Umarım Allah’ın lütfuyla çok iyisinizdir. Çok güzel ve tarihi kent İstanbul’da konferans esnasında sizinle karşılaştığıma çok sevindim. Bu tür ilişkiler İnşaAllah devam edecektir. İlginç kitaplarınız çok makbule geçmiştir ve orijinal bilgiler içermektedir. Mekke-Mukarramah ve Suudi Arabistan’dan yapabileceğimiz herhangi bir hizmet varsa iletirseniz çok memnun olurum. Çok teşekkür ederim ve saygılarımla.
 
Mohammad Zakir Hossain
Editor, Müslüman Dünya Ligi (Rabitatul al-Alam al-Islami)
Mekke-i Mükerreme, Suudi Arabistan

————————————————————————————————————————

Sayın Yakup Bey,
Ahmet Akgül Bey’in kitaplarını gönderdiğiniz için teşekkür ediyoruz;
İslam Ekonomisinin temellerine referans yapılmış orijinal projeler olduğunu görmekten çok memnunuz… Tekrar teşekkür ediyor, çalışmalarınızda kolaylıklar ve başarılar diliyorum.
 
Professor Mehmet Asutay
Professor of Middle Eastern and Islamic Political Economy & Finance
Durham University Business School, Mill Hill Lane, Durham DH1 3LB, UK

 ———————————————————————————————————————–

Yakup Bey,

Teşekkür ederiz. Mailiniz alınmıştır. Kitaplarınız bizi memnun kılmış ve hayran bırakmıştır. Saygılarımla.

 

Leonid Savin
Katehon Düşünce Kuruluşu

———————————————————————————————————————–

Al Farabi Kazak Devlet Üniversitesi
Farabi Kütüphanesi Müdürlüğü. Almatı, Kazakistan

Sayın Yakup Gözübüyük,
Al Farabi Milli Üniversitesinin kütüphanesine hediye ettiğiniz Türk araştırmacısı Ahmet Akgül’ün “Adil Düzen ve Yeni Dünya” adlı kitabı için teşekkür ederiz. Kitabın öğrencilerin ve öğretim görevlilerinin ilgisini çekeceğinden eminiz. Kütüphanemizdeki kitapların sayısını arttırmak hususunda karşılıksız yardımda bulunduğunuz için minnettarız. Meslek hayatınızda başarılar diliyor, bundan sonra da işbirliği içinde bulunacağımızı ümit ediyoruz.
 
Tuyenbayeva Kalima Toleubayevna
Al-Farabi Kazak Milli Üniversitesi
Kütüphanesi Müdürü

———————————————————————————————————————-

Cemaati İslami Pakistan, Dış İlişkiler Departmanı, 29/04/2017
Yakup Gözübüyük
Organizatör, Milli Çözüm Dergisi

Sayın Beyefendi,
Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
15 Şubat 2017 tarihli nazik mektubunuzu aldığımızı belirtmek isterim.
Sn. Ahmet Akgül’e ait her iki kitap için de teşekkürlerimi kabul edin lütfen. Kitapları inceleme fırsatım oldu. Yazar önemli meselelere odaklanmış, bilimsel ve orijinal programlar hazırlamıştır; kendisine başarılar dilerim. Teşekkürler. Saygılarımla.
 
Abdul Gaffar Aziz,
Direktör, Dış İlişkiler Departmanı

———————————————————————————————————————

Üstat Ahmet Akgül Hocamızın Adil Düzen ve İnsanın Yozlaşması Kitaplarının İngilizce Baskılarının Ulaştırıldığı Farklı Ülkelerin Devlet Adamları, İlim Erbabı ve Düşünce Kuruluşları:

nail 1

nail 11

nail 111

 

Ahmet Akgül Hocamızın Adil Düzen ve İnsanın Yozlaşması kitaplarının Rusça Baskılarının Ulaştırıldığı Rus Makamları:

nail 2

nail 22

nail 222

nail 2222

 

Ahmet Akgül Hocamızın yorumladığı Kur’an’ı Kerim Mealini Erbakan Hocamızın tebrik ve tasdik ettiğini müjdeleyen ibretli bir rüya:

FATMA BETÜL ERİŞKİN / Konya / 02.05.2017

Rüyamda:

Uzun bir çalışma odasında oluyoruz. Ahşap uzun bir masa, etrafında yine ahşap sandalyeler oluyor. Masanın ilk sağına Muhterem Ahmet Hocamız oturmuşlar. Hemen karşılarında da ben oturuyorum. Ucu verev (yazma kamışı gibi yan kesilmiş) bir kamış var elimde. Siyah mürekkebe batırıp, Muhterem Ahmet Hocamızın söylediklerini yazıyorum. Meali Kerim’le ilgili bir çalışma yapıyoruz. Ayet giriş çıkışlarında düzenlemeler yapıyorlar, ben de notlarını alıyorum. Bu esnada kapı vurulmadan direk açılıyor. İçeriye Aziz Erbakan Hocamız giriyorlar. Selam verip masa başındaki sandalyeye oturuyorlar. Mübarek ellerini öpüyoruz. Aziz Erbakan Hocamızın elinde yeşil ve mor renkli iki büyük dosya var. Mor olan dosyayı bana uzatıyorlar ve dosya üzerinde yapılan değişiklikleri direk not almamı istiyorlar. Elime verilen mor dosyanın içinde Bakara Süresinin tamamı yazıyor. Neredeyse her ayetin altına, üstüne düzeltmeler-eklemeler yapılmış. Ben içimden: “Allah’ım bu sayfalar nasıl bitecek? diye düşünüyorum. Aziz Erbakan Hocamız ve Muhterem Ahmet Hocamız, kendileri duyacakları şekilde yeşil dosya üzerinde çalışıyorlar. Dosyadaki not alınacak yerleri bitiriyorum. Başımı kaldırıp bakıyorum, Muhterem Ahmet Hocamız Meali Kerim’i açık bir halde iki ellerinde tutuyorlar. Aziz Erbakan Hocamız da sağ ellerinin şehadet parmakları ile sayfalardaki düzeltme yapılacak ayet meallerini düzeltiyorlar. İşleri bitiyor ve mübarek başlarını çevirip bana bakıyorlar. Aziz Erbakan Hocamız: “Bitti mi sendeki dosya?” diye soruyorlar. Ben de: ‘’Evet Hocam bitti’’ diyorum. O esnada Muhterem Ahmet Hocamızın masada olmadığını görüyorum. Aziz Erbakan Hocamız, Ahmet Hocamızı aradığımı görünce: Ahmet düzenleme yaptığımız Meali Kerim’leri bastırmaya gitti” buyuruyorlar. Ben içimden: Neden birini çağırıp emir buyurmadılar ki, bunun için Ahmet Hocamız yoruluyor” diye geçiriyorum. Aziz Erbakan Hocamız gülümseyerek, biraz önce Ahmet Hocamızın oturdukları sandalyeyi gösteriyorlar. Sandalyenin oturulan kısmına bakınca bir görüntü olduğunu fark ediyorum. Dikkatli bakınca, Muhterem Ahmet Hocamızın bu Meali Kerim’leri, Milli Çözümden bazı kardeşlerimizin beyinlerine ve kalplerine bastığını (veya kopyaladığını) görüyorum. Aziz Erbakan Hocamız: Şaşırdın mı? Böyle olmak zorunda, bu Meallerden on binlerce değil milyarlarca bastırsak, dağıtacak olanların beyinlerine ve kalplerine yerleşmeden fayda etmez” diye buyuruyorlar. Sırtlarını sandalyeye yaslıyorlar, iki ellerini sandalyenin kollarına koyuyorlar. Biraz sessiz kalıp düşündükten sonra: “Bak mesela, çok önemli bir mesele ile ilgili karar vermen gerekiyor. Bu konu ayete ters mi? hadise muhalif mi? diye düşünüyorsun. Baktın, ters değil! Halâ karar vermekte zorlanıyorsun. İçinden de geçiriyorsun, acaba Erbakan Hocam olsaydı bu konuda ne karar verirlerdi? diye. Kalk iki rekat namaz kıl, tevbei istiğfar et. Gözlerini kapa, başını sağa eğ ve düşün. Yine düşün… Bir daha düşün… Burnun taa gözlerinin arkasına sızlayıncaya kadar bekle. Sızlarsa bil ki o an yanına gelmişiz. O an aklına ilk gelen, kalbine ilk doğan doğrudur. O, kararın olsun. Bize geldiniz diyelim, ziyaret edeceksiniz yapacağınız şey yine aynı. Gözlerinizi kapatın, başlarınızı sağa eğin. Yürekten bir Bismillah çekin. Ardından tevbe edin ve derin derin düşünün. Derin derin nefes alıp verin. Eğer burnunuz sızladı mı? biz oradayız demektir. Hayat nefestir. Nefes burunda başlar, burunda biter. Oraya şeytan oturdu mu, nefesler boşa alınıp verilmeye, hayatlar boşa yaşanmaya başlar. Burun sızlamayı bırakır. Burun sızlamadığı zaman kalp de sızlamaz. Kalbi sızlamayan da bizden değildir” buyurdu. Ben: Bu her vereceğimiz kararda böyle midir? Acelemiz varsa, düşünecek vakit yoksa ne yapmalıyız Hocam’’ diyorum. Gülümseyerek buyuruyorlar: İnsanoğlu ne kadar acelecidir. Bunu, acele karar vermemek için yapıyoruz zaten!..

Şeytanı kararımızdan, hayatımızdan uzaklaştırmak için yapıyoruz! Zira şeytanın olmadığı hayatta Allah ve Resulü olur” buyuruyorlar.

Sonra ekliyorlar: “Cevabını vermen gereken, karar vermen gereken hiçbir şey yok mu?’’ diye soruyorlar. Ben: Var hocam olmaz mı” diyorum. Hocam: “Sırtını sandalyeden çek, güzel bir şekilde Euzu besmele çek, arkasından istiğfar… sonra başını eğ ve düşün. Uzun uzun düşün, Allah düşündüğün şeye dokunana kadar düşün!” Aziz Erbakan Hocamız bunları kısık bir sesle söylüyorlar, sesleri beynimde yankılanıyor, sanki elleri beynimde, kalbimin içinde dolanıyordu. Gözümü açtım, başımı doğrulttum. Aziz Hocamızla göz göze geldik. Ben: ‘’Aziz Hocam, benim düşüncelerimdeki el, sizin elinizdi sanki’’ dedim. Gülümsediler: Allah’ın eli, gerçek Allah dostlarının elidir!?” buyurdular. Ben: Biz bu şekilde yapınca, kararı veren de biz olmuyoruz o zaman öyle değil mi? Çünkü düşüncemiz de ellerinizle oluyor’’ diyorum. Aziz Hocamız: İşte o zaman sızlıyor burnunuz direklerine kadar ve yine o zaman verdiğiniz karardan ölene kadar da öldükten sonrada pişman olmuyorsunuz’’ buyuruyorlar. Yine Ben: Aziz Hocam, Sizi tanımasaydım ben ne yapardım? Nasıl bir boşlukta olurdum? Beni nerelere götürürdü o boşluk?” diyorum. O vakit Hocamız: “Hepimiz kıyametimize kadar şükür içinde olmalıyız. Şükürsüz devam olmaz, şükürsüz hayır olmaz! Kıyametine kadar şükrünü tam yap ki Bizim öğrettiğimizin devamını ara, bul, uygula! Bunları yazınca da bir sor bakalım: “Ekrem Bey, o büyük demir hangarla ilgili ne karar vermiş’’ buyurdular. Omzuma dokunup: “Hadi Bismillah de de kalk, hadi bismillah de de kalk” derlerken uyandım.

Tevili:

Yüce Kitabımız ve Allah Kelamı olan Kur’an-ı Kerim’le ilgili ve Aziz Erbakan Hocamız gibi bir zat suretiyle, şeytanın halis bir mü’mini aldatmasına Cenab-ı Hak müsaade buyurmayacağından, bu rüyanın Rahmani olduğu açıktır.

Bu salih rüya bizlere:
1- 40 yıllık bir emekle ve büyük bir mesuliyet hissiyle hazırladığımız Yüce Kur’an’ın Manası ve Mesajı mealimizin, haklı ve hayırlı bir tercüme olduğuna, inşallah ve biiznillah doğru ve doyurucu yorumlar yapıldığına…
2- Aziz Erbakan Hocamızın, ruhaniyetiyle ve himmetiyle her konuda olduğu gibi, bu Yüce Mealin hazırlanmasında da, bize bizzat destek çıktığına…
3- Kur’an’ı Kerim’in sarih (açık) ayetlerine ve sahih (gerçek) hadisi şeriflere dayanmayan düşünce ve kanaatlere itibar olunmayacağına…
4- Önce Milli Çözüm Ekibindeki sadık arkadaşlarımızın bu Meali Kerim’i, dikkatle ve ihtiyaç hissederek sıkça okumaları, anlamaları ve uygulamaları lüzumuna…
5- Bu Meali Kerim’in, tamamlanan Türkçesinin ve Rusça tercümesinin; etkili, yetkili ve ilgili kesimlere ulaştırılması için, on binlerce bastırılıp dağıtılması hususundaki fedakârlıkların, katkıda bulunanlara çok büyük sevaplar kazandıracağına ve İnşallah günahlarımıza kefaret sayılacağına…
6- Aziz Erbakan Hocamızın bir an evvel basılması için bize görev buyurması ise, bu imani ve ilmi hizmetin hiç aksatılmaması gerektiği hususuna, işaret ve beşarettir.
En doğrusunu Allah bilir.

      

YAKUP GÖZÜBÜYÜK’ÜN RÜYASI / İstanbul / 07.05.2017

Cuma sabahı şöyle garip bir olay oldu.
Gece saat 4 gibi rüyamda;
Erbakan Hocamın makamına gitmişim, yanımda Milli Çözüm ekibinden olmayan; ancak ilkokuldan, iş yerinden vs. milli görüşçü arkadaşlar varmış. Yasin okuyacağız ama Ben onlara “buyurun arkadaşlar siz okuyun” dediğimde sükût edip bana bıraktılar. Tam ağzımı açacakken bir tanesi besmele çekip ezberinden Yasin suresini okuyacakken 4-5 kelimelik uydurma sözler tekrarlıyor. Ben herhalde unuttu galiba diye düşünerek Euzu-besleme çekip Ya-Sin diye başlayınca bu sefer diğer arkadaş aynısını yapıyor. Sonra biraz durdum başka biri daha teşebbüs edecek mi diye derken 1-2 arkadaş daha benzer şekilde davranıyor. Bu arada Kur’an sadece benim elimde bulunuyor. Sonra nasıl olduysa bu arkadaşlardan biri konuyu İmam Gazali’ye getirip onun şerefine dil uzatıyor. Artık dayanamayıp ben hepsini susturuyorum ve kızgın bir tonla “siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? İlk olarak, Ya-Sin suresi yerine ne okuyorsunuz öyle? Totem mi yapıyorsunuz? Yahu ne yapmaya çalıştığınızı anlamaya uğraşıyorum… diye sorunca biri “evet bu rutin bir davranış” (hep böyle yaparız…) gibi bir şey söyleniyor.

Daha sonra ben “Bunların Kur’an’da veya Sünnette yeri var mı?” diye sorunca susup kalıyorlar. Bunun üzerine ben onlara “şu edepsizliğe bakın, Kur’an’da ve Sünnette yeri olmayan nefsi ve uyduruk davranışlarınızı Kur’an ayetlerinin önüne koyarak Erbakan Hocamızın huzurunda edepsizlik ediyorsunuz, yetmez İmam Gazali gibi büyük bir zatın şerefinden bahsedip din istismarına kalkışıyorsunuz; oysa hepinizin şerefini toplasak onun şerefinin topuğuna yaklaşmaz!” deyip yüzümü makama çevirip yüksek sesle Euzu besmele çekip Yasin okumaya başlıyorum.

Bu rüyadan uyanıp yaklaşık yarım saat belki daha fazla rüyada konuştuklarımı tekrarlıyor ve öfkem dinene kadar kendi içimden rüyadaki sözlerime ilaveler yapıyorum.

Aynı sabah işe gelince bunlara benzer arkadaşla karşılaştım ve rüyamdaki durumu aynen yaşadım. Konu bir şekilde Aziz Erbakan Hocamıza gelince eski bir milli görüşçü olan arkadaş: “Bunca güzel gelişmeleri Erbakan mı yaptı? 2009’a kadar ben de Milli Görüşçüydüm ama onun yaptığı hayatımın içine etti!” diye küstahlaştı. Ben biraz kızgın bir tonla “ne zararını gördün Erbakan Hocamın?” diye sorunca “Belki imza atmadı ama süreci oraya getirerek yurt içinde okumamızı engelledi Onun yüzünden yurtdışılarında okudum süründüm…” gibi tutarsız sözler etmeye başladı. Ben de “Yurtdışında okuman yurtiçinden okumandan daha hayırlı olmuş en azından tecrübe edindin ve dil öğrendin, ne yani Allah’ın davasına bir tek Erbakan Hoca sahip çıktı diye ve sen biraz sıkıntılara katlandın diye Erbakan Hoca mı suçlu, nerede kaldı senin sınavın, senin anan baban dinini yaşayamazken Erbakan Hoca STK’lardan Sendikalara ve iş adamları derneklerine, siyasetten askeriyeye, her sahada hayırlı bir temel attı, dalgalanmalar başlattı ve bu sayede sen bugün bu kadar rahatsın ne demek Erbakan mı yaptı? Elbette Erbakan Hoca yaptı” dedikten sonra “Ben sizin Erbakan Hocayı bu kadar yüceltmenize karşıyım. O da bir insandı, öldü bitti! Neden bu kadar hararetli savunuyorsunuz?” diye sataştı (oysa bu iddiası kasıtlı bir çarpıtmaydı ve iftiraydı. Çünkü Biz Milli Çözüm Ekibi olarak, fani şahsiyetlerin değil Baki hakikatlerin sevdalısıydık! Aziz Erbakan Hocamıza da, Kur’an’ın hizmetkârı ve İslam davasının rehberi ve tercümanı olduğu için biat edip bağlanmıştık… Ve bize dünyalık hiçbir makam ve menfaat de sağlamamıştı… Faizsiz Adil Düzen ve İslam Birliği-D-8’ler girişimi gibi atılımlar, Erbakan’ın uydurmaları değil, Allah’ın ve Resulüllah’ın buyruklarıydı, bunlara sahip çıkıp savunmak da imanın ve insanlığın icabıydı.) Bunun üzerine ben de “Eğer sen bugün iftiharla andığın İmam Azam’ın devrinde yaşasaydın, o zindanda işkenceyle öldürülürken susanlardan olurdun. Eğer Müslümanlar bugünkü problemlere İslami çözüm üretmek için İbn Teymiyye, İbn Haldun, İmam Gazali, Ebu Hanife gibi büyük alimlerin görüşlerinden bahsettikleri halde ama çağımızın özellikle son yüzyılın problemlerine Kur’an ve Sünnet kaynaklı gerçek çözümler üretemezken, bir insan tüm bu alimlerin görüşlerini bir potada eritmiş ve ilmi delillerle projeler üretmiş, haklılığını ve farklılığını dünyaya ispat etmiş olan Erbakan Hocamızdan bahsetmiyorsa, görmezden geliyorsa; Onu anmak, savunmak, projelerine sahip çıkmak görevini yapmıyorsa işte o zaman bizim durumumuzla Ebu Hanife’nin gördüğü zulme sessiz kalan çağdaşlarının durumu arasında hiçbir fark kalmaz! Sen bu sözleri ederek 2009’a kadar verdiğin emeğe yazık ettin” diyerek uyardım. O an aşağıdaki şiir içime döküldü ve yerime geçip yazdım.

Bu rüyanın te’vili:
Gece sabaha karşı görülen rüyanın, aynı günün içerisinde aynen çıkması Rahmani bir işarettir. Hak davadan sapanların hangi kof mazeretlere sığındığını ve hidayetlerinin nasıl karardığının ispatıdır. Aziz Erbakan Hocanın Kur’an’a ve vicdana uygun en hayırlı ve haklı icraatlarının bile kötülenmeye çalışıldığı, ama AKP iktidarının en açık tahribatlarına bile nasıl kılıflar uydurulmaya uğraşıldığı, gayet net olarak ortaya çıkmıştır. Ama zafer kalabalıkların değil, hakta sebat eden az sayıdaki sadıkların olacaktır. İnşaallah!

      

SADIKLARIN NAZI…
        
Hak davaya omuz versen
İftiraya göğüs gersen
Hain sadık öne sersen
Yine anlamazlar seni!..
    
Hainler sadıkı bilir
Mert deyince, ismin verir
Hep gururundan gerilir
Kör kuyuya atar seni…
      
Tımar etsen çifte atar
Yular tutsan inat yapar
Gayri yetmez vebal atar
Komalara sokar seni…
      
Yalan katıyor sözüne
Hak perde çekmiş gözüne
Vesvese düşmüş özüne
Kof kantarda tartar seni!..
      
Mürşid derya Mürid damla
Ol damla ne imiş anla
Nefse Şeytana aldanma
Fasıklara katar seni!..
    
Rahmet Hocam özün gören
Eşiğine yüzün süren
Hainin defterin düren
Rabbim aziz tutar seni!..
      
Rızasına ermeye bak
Zafer vermez, tembele Hak
Yakup kalbini aşka yak
Yoksa gaflet yutar seni!
      

Milli Çözüm Edirne temsilcimiz İlker Darıcı Bey’in yaşadığı olay:

İlker Darıcı Bey Kahraman ordumuz tarafından icra edilen Sincar ve Karaçok operasyonlarından 2 gün sonra gece “Kalk bak! Gördün mü? 3 dakikalık operasyon dünyayı titretti!” şeklinde bir ses duyarak, hayretler içinde uyanmıştı!..

Bu müjdeli ve heybetli uyarı, Aziz Erbakan Hocamızın, bizzat hazırlayıp kahraman ordumuzun ilgili birikimlerine aktardığı; ABD, AB ve İsrail’in bütün silah sistemlerini ve nükleer füzelerini etkisiz kılacak teknoloji harikalarının, artık kullanılmaya ve zalim güçleri korkutup çaresiz bırakmaya başladığını hatırlatmıştı.

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Yakut ÖZÜBÜYÜK

Yakut ÖZÜBÜYÜK

Abone ol
Bildir
7 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

MAŞALLAH
Bu kadar kısa dünya hayatına bu kadar müthiş eserler sığdıran, ilim be bilgi erbabı, siyaset ve fikir ustası muhterem Ahmet Akgül beyefendiyi değerlendirememenin büyük kaybını yaşamakta olan ülkemiz ve insanlık aleminin artık biran önce bu büyük beyne ve feraset, hidayet, dirayet ve basiret sahibi Zat’a sahip çıkıp değerlendirme zamanıdır. Ne diyelim kırkbinkere MAŞALLAH.

ERBAKAN’I “YABAN”LAR SEZMİŞ, AMA “ŞABAN”LAR HALA FARK ETMEMİŞTİR
· Erbakan demek, Siyonizm’i (Batıl ve barbar dünya düzenini) deşifre edip etkisiz kılmak için çalışarak; (70’li yıllarda Hükümet ortaklıkları, Refahyol icraatları, D8 hamleleri… vb.) Hakk ve adaleti esas alan, Değişmeyen doğrulara dayalı bir Adil Düzen hazırlayarak İslam Birliği’ne öncülük yapmak ve Tüm İnsanlığın Saadeti için çalışmak demektir! Oysaki AKP hükümetleri AB ka pısında beklemeye oldukça azimlidir. Hem AB bakanlığı kurarak hem de AB için uyum yasaları kapsamında pek çok icraatla bunu ispat etmiştir. Ayrıca büyük İsrail demek olan BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) un yapmaktadırlar. · Erbakan eş başkanlığını ise gururla demek faizsiz ekonomi, Havuz Sistemi, denk bütçe demektir. Bunu hükümet ortağı olduğu dönemlerle beraber Refahyol hükümeti döneminde de ispat etmiştir. İlave borçlanma ve vergi koymadan denk bütçe sağlanmış sadece on bir ayda 35 milyar dolar borç faizinde n bu ülkeyi kurtarmıştır. Havuz Sistemi ile rantiyenin beli kırılmış, aynı zamanda 45 milyar dolarlık borç stokunu 22 milyara düşürmüştür. AKP ise cumhuriyet tarihinin en fazla borçlanan hükümetleri rekorunu kırmıştır. Cumhuriyet tarihi 90 milyar iç borç y aparken, AKP hükümeti 200 milyar dolar borçlanmıştır. Cumhuriyet tarihi boyunca 56 hükümet 130 milyar dolar dış borç yaparken AKP, 350 milyar dolar borçlanmıştır. Milletimizi ise sadece IMF’ye uyutmaktadır. · Er borçluymuşuz ve ödemişiz gibi kandırmakta ve bakan demek sanayileşme sevdası, Ağır Sanayi demektir. Sadece MSP döneminde 7478 yılları arasında hem de hükümetin küçük ortağıyken 200 dev fabrika temeli atmış 70 tanesini bitirmiştir. Bu büyüme hızı bugün bile aşılamaz bir rekordur. AKP döneminde ise bı rakın sanayileşmeyi bu tesislerin çoğunluğu satılmıştır. Geçmiş 56 hükümet 8 milyar dolarlık özelleştirme yapmışken, AKP Hükümetleri ise 50 milyar doların üzerinde özelleştirme yapmıştır. · Erbakan demek ilave vergi koymadan kalkınma demektir. Zira Refahyo l hükümeti döneminde daha çok üreten ve büyüyen bir ekonomiyle ülkenin vergi geliri artmıştır.
AKP döneminde ise suni gündemler arkasına saklanan vergi uygulamaları ile 56 hükümetin 542 milyar dolar vergi gelirine karşın, 12 yıldır 1,2 trilyon dolar vergi alınmıştır. Özelleştirme rekor seviyelere ulaşmış, borçlanma şaha kalkmışken bu rakamı sorgulamak gerekir. · Erbakan demek ahlak ve maneviyat bayrağını üstlenmek ve bunu yaşamaktır. Tüm hükümet programlarına manevi kalkınmayı koyan ve hayata geçiren tek li derdir. Sadece MSP döneminde 4 yılda 350 İmam Hatip Okulu, 10 yüksek İslam Enstitüsü, 3000 kuran kursu açılmıştır. Ancak AKP döneminde zina suç olmaktan çıkarılmış, eşcinsel derneklerinin önü açılmış, domuz eti kasaplık et sınıfına alınarak kredi desteği v erilmiş, AB sevdasıyla ülkedeki bütün kiliseler bir bir restore edilerek hortlatılmıştır. · Erbakan demek Kıbrıs barış harekâtını yapmak ve dünyaya karşı zafer kazanmaktır. Oysaki AKP “çözümsüzlük çözüm değildir” sloganıyla yola çıkmış, referandumla az kal sın Kıbrıs’ı kaybetme eşiğine gelmiş ve bunu başarı olarak sunmuştur. Allah’ın rahmeti sayesinde Rumların oylarıyla tasarı kabul edilmemiş ve Kıbrıs kurtulmuştur. · Erbakan demek işçiye, memura sahip çıkmak demektir. Refahyol hükümeti döneminde sadece asga ri ücret %100 den fazla, Bağkur maaşları %300 den fazla artmıştır. AKP hükümetleri döneminde ise aylarca süren müzakereler sonucu %2, %3 zamlarla milletimiz kandırılmaktadır. · Erbakan demek Papa’yı muhatap almamak, misyonerliğe geçit vermemek, ekümenlik sevdasına dur demektir. Erbakan, milyonluk Papa gelmesin mitingleri yaparken; AKP zihniyeti ise; Hz. Peygambere saygısızlık yapan, Türkiye’yi Ermeni Soykırımı iftirasıyla karalayan bu Papa’yı “Kutsiyetpenah” ifadeleriyle umulan kutsal makam demektirki bu ifade kutsiyetine sığınılaca k zat, medet sarayın başkonuğu olarak ağırlamıştır. Sevgiyle gelen Papa ise raporlarını almış Ortodoks lideriyle bir araya gelip amacına devlet korumasıyla devam etmiştir. Bugün ülkemizde hızla artan gençlik yapılanmaları misy onerlik merkezleri olarak çalışmakta, gençliğimizi aslından uzaklaştırmakta ve bunu yapanlar hiçbir engelle karşılaşmamaktadırlar. · Erbakan demek tüm mazlum coğrafyalara ve Filistin’e sahip çıkmak demektir. Bosna’nın Çeçenya’nın kurtuluş mücadelesinin fatihi Erbakan’dır. Refahyol döneminde Türkiye Erbil Kentine Türk askerlerini yerleştirmiş ve İsrail tek bir operasyona cesaret edememiştir. İlaveten o günkü kan ağlayan coğrafya olan Çeçenya, Bosna ve Kosova’da bir müslümana kurşun sıktırmamıştır. AKP ise tezkere ile Irak işgaline destek veremeyince, 4.000 sortiye izin verdik diyerek özür dilemiş tüm askeri liman ve hava üslerimizi ABD hizmetine sunmuştur. Bizzat Tayyip Erdoğan kahraman ABD askerlerinin en az zayiatla ülkelerine dönmeleri için dua ettiğini söylemiştir. Theodor Herzl’in mezarında saygı duruşuna durmuş ve Eli kanlı Peres’i mecliste ağırlamış ve alkışlatmıştır. · Erbakan demek Hz. Peygamberin 18 bin âlemin varlık sebebi, baş tacı, rehberi bilmektir. AKP zihniyeti ise HÂŞÂ! Bakara’yı makaraya çe virmeyi, Peygamber’e kibirli demeyi, Peygamber’e hakareti özgürlük sayanlara sahip çıkmayı tercih etmektir. · Erbakan demek beyefendilik, terbiye, yüksek ahlak, tevazu, seçerek konuşmak, vefa, devlet adamlığı demektir. Erbakan demek iman, istikrar, cesaret , aşk demektir. Ve Erbakan demek örneklerle, kelimelerle anlatılamayacak kadar müstesna, sadece yine “ERBAKAN” demektir. *

ERBAKAN’I “YABAN”LAR SEZMİŞ, AMA “ŞABAN”LAR HALA FARK ETMEMİŞTİR.

SELAM
Adil Düzen Söylem Değil Eylemdir!
Gerçi son dönemde söyleminide özler olduk ya..!
Her dönemde Allah cc davasının gayretini çeken az ama öz topluluklar bulunmuş. İşte Asrımızda bu az topluluğun Resmi Adresi Milli Görüşün partisi olmasına ta rağmen Eylem noktasında Milli Çözüm; emek, gayret, ve Sadakatiyle önde olmuştur.
Ümit tohumu ekmiş, heyecan aşılamış, ilmi, Milli gayret gösterip sadece camiasının değil Sağcısından Solcusuna, Laikinden, dindarına ortak payda olan VATAN ve DİN gayreti noktasında Hakikati araştırıp yazarak ve yazdıklarının arkasında fikren ve fiilen dimdik durarak ÜMİT ve KILAVUZ olmuştur. Ülkenin ve insanlığın öncelikli ihtiyaç ve tehlikeleri Kur an, sünnet, trihi birikim ve tecrübeyle tesbit etmiş bununlada kalmadan çözüm yollarını 80 küsür kitap 170 dergi sayısı, sayısız konferans ve sonunda En güncel şekliyle MEAL İ KERİMLE bu gayretini taçlandırmış geleceğin dünyasına en büyük Hediyesini sunmuştur.
Selam olsun Kur anın Tercümanı Ahir Zaman Mehdisi Aziz ERBAKAN HOCAMIZ HZ. lerine..
Selam olsun Onun yılmaz yorulmaz takipcisi ve Sadık talebesi Değerli Üstat AHMET AKGÜL ve EKİBİNE..

Adil Düzeni Uygulayacak kadrolar
[quote name=”Ahmet Ali Güneşdoğdu”]ADİL DÜZEN İÇİN AKEVLER DE PROJE YAPIYOR MİLLİ ÇÖZÜMDE.PEKİ BU ADİL DÜZEN PROJELERİNİ YAPMAK YETER Mİ?NASIL UYGULANACAK VE KİM UYGULAYACAK?CİAKP ZATEN BOP BAŞKANI.SAADET PARTİSİ ADİL DÜZENİ BIRAKMIŞ SADECE SLOGAN ATIYOR.62.PARTİ OLMAK İSTİYOR.PEKİ BU ADİL DÜZENİ KİM UYGULAYACAK?SAADET PARTİSİ SEÇMENİ DAHİ, ADİL DÜZENİ BİLMİYOR.ADİL DÜZENİ UYGULAYACAK KADROLAR NEREDE?[/quote] sn Ali ahmet bey,
Adil Düzeni uygulayacak kadrolar, dava sadıkları olacaktır. Davaya sadakat basit bir mesele olarak görülmemelidir. Çünkü sadakat gerektiği zaman başka özelliklerini ortaya koyman değil, istikametini bozmadan direnmeye devam etmen beklenmektedir. Bu bakımdan partimizin tabanında ve yönetiminde bulunan pek çok muhterem kardeşimiz partimizi sıkıntıya sokmak isteyen kabuk zihniyetlere rağmen sadakatte devamlılık gösterip kendilerinden istenen görevi yerine getirmektedirler.
İkinci husus ise Milli Çözüm de var akevler de var gibi olayı basitleştirir bir üslup kullanılması hoş olmamış. Milli Çözüm ve üstat Ahmet Akgül bu projelerin mahiyeti üzerine derinlemesine düşünen, bu projelerin telifi ile uğraşmak yerine tebliğini görev edinen bir anlayıştadır. Dolayısıyla öyle alelade bir çaba gibi ifade etmek harcanan emeğe karşı saygısızlık ifade eder. Bunun yanında bu çalışmaları benim bir fikrim var edası ile değil, kaynağını ayete hadise, müspet bilime, aklı selime, tarihi tecrübe ve deneyime ve nihayet vicdani kanaat Ve tatmine endeksleyerek küresel çapta bir harekete giren yine Milli Çözüm olmakta ve elbette bir işin derdini çeken inşallah “Vakıa” cereyan ettiğinde o işin sorumluluğunu da Şeref’le taşıyacaktır.
Selametle

Teşekkür
Aziz Erbakan Hocamızın ömrünü uğrunda harcayıp hazırladığı, en ince detaylarına kadar istişareler yapıp/yaptırıp ortaya koyduğu Adil Düzen gerçeğini; tüm yönleri ile ele alıp kitaplaştıran, Adil Düzen denince sadece ekonomi hatırlayanlara hayatın tümünü kapsayan bir proje olduğu ortaya koyan üstat Ahmet Akgül hepimizin üstünde farz olan bir ibadeti yaparak Hak dava çağrısını tüm cihana hem manen hem de madden yaymıştır. Bu durumda bize düşen yapılan bu kıymetli hizmetlerden dolayı teşekkürlerimizi arz etmektir.

ADİL DÜZEN NASIL GELECEK?
ADİL DÜZEN İÇİN AKEVLER DE PROJE YAPIYOR MİLLİ ÇÖZÜMDE.PEKİ BU ADİL DÜZEN PROJELERİNİ YAPMAK YETER Mİ?NASIL UYGULANACAK VE KİM UYGULAYACAK?CİAKP ZATEN BOP BAŞKANI.SAADET PARTİSİ ADİL DÜZENİ BIRAKMIŞ SADECE SLOGAN ATIYOR.62.PARTİ OLMAK İSTİYOR.PEKİ BU ADİL DÜZENİ KİM UYGULAYACAK?SAADET PARTİSİ SEÇMENİ DAHİ, ADİL DÜZENİ BİLMİYOR.ADİL DÜZENİ UYGULAYACAK KADROLAR NEREDE?

Adil Düzencilere Nasip Olacak Büyük Paye
İnsanlığın bütün yönlerden ve topyekun buhrana sürüklendiği böyle bir dönemde;belki de en temel sorun olan”NASIL BİR DÜZEN-SİSTEM OLMALI” konusunu tam anlamda aydınlatan ,”Tek İlmi Evrensel Proje ADİL DÜZEN ve YENİ BİR DÜNYA”eseri insanlık için ÇIKIŞ YOLU’nu göstermektedir!..

Büyük ve Asil lider,Aziz Erbakan Hoca tarafından, bizzat kendi öncülüğünde, temel esasları ve genel sistemleri oluşturulan ADİL DÜZEN projelerini,detaylandırıp olgunlaştırarak tüm insanlığın istifadesine sunan saygıdeğer Üstad Ahmet AKGÜL olmuşlardır.

“Mutlak Doğrular”ı esas alarak,mutlak yanlışlarından sakınarak hazırlanan;Müspet İlme,Aklı Selim’e,Tarihi Tecrübelere, Vicdanı Kanaate ve Kuran’ı Kerime uygun olarak tasarlanan;ilmi-insani ve İslami bir hüviyete sahip ADİL DÜZEN projeleri, insanlığa sunulmuş tek evrensel, insani ve ilmi projedir!..Son derece doğal,rahat, kolay,insancıl prensiplere dayalı bu sistem;kapitalizm-sosyalizm gibi sistemlere alternatif olarak değil başlı başına bir TEZ,bir SAADET NİZAMI olarak deklare edilmiştir!..Ayrıca, ecdadımızın 1000 yıllık şanlı tarihinde, temel esaslarına bağlı olarak uyguladığı düzen de, bir çeşit Adil Bir Düzendir!Ancak kitapta anlatılan projeler, eskinin taklidi veya sadece bir insan topluluğu için değil;son derece orjinal-yeni, güncel,genel-geçer,dengeli bir Düzendir!..

Bu hayırlı çalışma, farklı dillere çevrilerek binlerce ilim,ehliyet,liyakat ehline ve farklı seviye ve statüde devlet adamlarına gönderilerek , tarihi bir görev yerine getirilmiştir!..

Evet milletimiz ve insanlık için ÇARE VAR’dır! ve ADİL DÜZEN’dir!..İnsanlığın tabii ve mecburi istikameti ADİL DÜZEN’dir!..Adil Düzen’in uygulamasında en büyük engel olan,mevcut “siyonist sömürü ve zulum düzeni”,tüm düşünen-vicdan ve onur sahibi insanlar tarafından nefretle karşılanmaktadır!..Hile,zulüm ve hayasızlığa dayalı mevcut bu batıl sistemi etkisiz kılıp son vermeden, kimse rahat nefes alamayacaktır.İnşallah siyonist şeytani sistemin belini kırmak ta, Aziz Erbakan Hocanın teknoloji harikası üstün savaş sistemleriyle ,Adil Düzencilere nasip olacaktır!!!..

Üztad Ahmet AKGÜL Hocamızın bir diğer başyapıt eseri olan İNSANIN YOZLASMASI eseri de ,bu buhrandan çıkış ve insanlığın yeniden manen inşaasında büyük bir rol üstlenmiş ve üstlenecektir!..

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
7
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...