AB’CİLER AĞYAR İMİŞ!..
Hasretiyle, can savrulur
Çün Maksudu, Hakk Yâr1 imiş…
Ateşiyle, aşk kavrulur
Ondan gayrı, ağyar2 imiş…
Sevdasıyla, atar kalbim
Zalim hain-lerle harbim
Her halime, yeter Rabbim
Gönül sesim, duyar imiş…
Kurban olayım lütfuna
Tutturdun Kur’an kulpuna3
Dost kıldın, asrın kutbuna
Sütü bozuk, cayar imiş…
Güzel ismi, bin bir adet
O’nu bilmek, ne saadet
Nasip olursa şehadet
Yoldaş Cafer, Tayyar imiş…
Meal okyan, âlim olur
Hak’tan sapan, zalim olur
Mü’min metin, halim4 olur
Vicdan şaşmaz, ayar imiş…
Hayat; iman, cihat takva
Ehli gayret, güder dava
Küfre zulme, olmaz fetva
Veren mason, Bayar imiş…
Dindar münafık, Süfyan’dır5
Hidayet kaymış, küfrandır
Allah kusursuz Sübhandır6
Dünya fani, diyar imiş…
İmtihan bu, iniş yokuş
Şeriatsız Din, cansız kuş
Namus olmaz, değiş tokuş
Soysuz Haç’a uyar imiş…
Paris’te boyar saçını
Doyurmaz komşu açını
Çıkar koynundan Haçını
AB’ye sırt, dayar imiş…
Kulum “Kitabını oku!.” 7
Duyan herkes, yaşar şoku
Gizli açık, azı çoku
Kayıt bilgi, sayar imiş…
Ne sanmıştın, be hey gafil
Belli olur, cömert bahil8
Milli Çözüm, koymaz cahil
Has bilgiler, havyar imiş…
1- Yâr: Sadık dost, sahip, sevgili.
2- Ağyar: Bizden gayrısı, başkası, değerlerimize yabancı.
3- “(İnsanları İslam’a sokmak için de, ibadetleri yaptırmak için de) Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapkınlık ve azgınlıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu (İslam dışı sistemleri ve zalim kişileri terk ve inkâr ederek onları) tanımayıp Allah’a inanırsa (İslam nizamına tâbi olursa); artık o, şüphesiz sapasağlam bir kulpa yapışmıştır ki; bunun kopması yoktur (Kur’an’a tutunanların mahrum ve mahcup olma endişesi kalmamıştır). Allah, İşitendir, Bilendir.” (Bakara: 256)
4- Halim: Uysal, sakin, sabırlı.
5- Süfyan: Ahir zamanda Müslümanların başına geçecek, Din istismarcısı münafık ve marazlı şahıs.
6- Sübhan: Her kusurdan beri olan.
7- “(Ahirette de kendi hayat kitabımız, yani canlı çekim kayıtlarımız, yine bize seyrettirilip: ‘Kulum) Oku (amel) kitabını; bugün hesaba çekici (ve sorgu hâkimi) olarak nefsin sana yeterlidir’ (buyurulacaktır).” (İsra:14)
8- Bahil: Cimri, bencil.

İşbirlikçi misin? yoksa Millici misin?
Cennet Mekan Erbakan Hocamızın dediği gibi “İşbirlikçi misin? yoksa Millici misin?” artık saflar netleşti..şartlar olgunlaştı.. Sadıkların özlemle bekledikleri mazlumların dayanacakları takatlerinin kalmdıkları günlerdeyiz.. Rabbimizin ol demesi ile olacak Zafer günlerine çok yakınız.. Allah bizleri ab ci abd ci israilci işbirlikçi zihniyetlerin tüm fitnelerinde. korusun inşaAllah.. Artık vakit tamam..
Hak Terazisi
Söz bitiyor bazen akıl duruyor!
İki melek heran beni yazıyor!
Sualler sorulur , cevapları zor!
Herşey aşikar ayan imiş…
Bunaldı insanlık tükendi sabır!
Rabbim duamızdır ,kâfire kahır…
Siyonizmin çarkını bozar ,batırır…
Hak terazisi biran şaşmaz imiş…
HAKİKAT AYNASI!..
“(Zavallı şaşkınlar ve sapkınlar) Allah’ı bırakıp kendilerine (gerçek anlamda) yarar ve zarar sağlayamayacak olan şeylere (zalim kişilere ve ülkelere) kulluk (ve hizmet) ediyorlar. İşte (asıl tehlikeli ve gizli) kâfir; kendi Rabbine (ve sadık mü’minlere) karşı (şeytani güçlere) arka çıkandır (veya; asıl kâfir, Rabbine karşı gelenlere destek olandır).”
Furkan Suresi 55
18:100
“Ve o (kıyamet) günü, inkâr edenlere (sonsuz bir pişmanlık ve perişanlık duyacakları) bir sunuşla, cehennemi (tam da hak ettikleri bir aşağılama ve intikam alma) ile göstermişizdir. [Not: Dikkat: Bazı hadis ve haberlerde; bundan sonraki ayetlerde; Ahir Zaman’ın Fitne Başı sayılan ve Deccal-Süfyan olarak tanıtılan Din İstismarcısı Sahte Kahramanların ve Marazlı Münafıkların riyakâr tavırları ve tahribatları anlatıldığı bildirilmektedir.]
18:101
Onlar ki, Benim (tabiattaki ve Kur’an’daki ayetlerimi) zikrimi ve öğütlerimi görme (ve yaratılış gayelerini yerine getirme) hususunda (sanki) gözleri perdelenmişti. Ve (Kur’ani gerçekleri) dinlemeye asla tahammül edemezlerdi.
18:102
O (gafiller ve) kâfirler, Beni bırakıp (dinimi dejenere eden ve çevresinde kurtarıcı geçinen bazı) kullarımı veliler (mürşitler ve mehdiler) edindiklerini mi zannetmişlerdi? Gerçekten Biz cehennemi (böylesi) kâfirler için bir (azap) durağı olarak hazır etmişizdir.
18:103
(Ey Resulüm!) De ki: “(Görünüşte çok hayırlı ve yararlı sanılan ama pek çok) Amelleri bakımından (ahirette) en fazla hüsrana (zarar ve ziyana) uğrayacak olan kimseleri, size haber vereyim mi?”
18:104
“Ki onların, dünya hayatındaki bütün amelleri (hem dünyaya yönelik çalışmaları hem de ahiretle ilgili hazırlıkları) boşa gitmiştir. Halbuki, kendileri güzel (ve gerekli) şeyler yaptıklarını sanıvermektelerdi.”
18:105
İşte bunlar (inanmış görünmelerine rağmen) Rablerinin ayetlerini (ve Kur’ani hükümlerden işlerine gelmeyenleri) ve Allah’a kavuşup (hesap vereceklerini kalben) inkâr edenlerdi. Bu yüzden onların bütün amelleri boşa gitmiştir (ve heder edilmiştir). Artık bunlar için, kıyamet günü terazi-mizan da kurmayacağız. (Çünkü gerçekten ve gönülden iman ederek, Kur’ani prensipleri izleyerek ve Allah’ın rızasını gözeterek, hayatlarına yön vermemişlerdir. İman değil, ihtimal üzerine işlenen hayırları da fayda etmeyecek ve tartılmaya layık görülmeyecektir.)
18:106
İşte (işlerine gelmeyen bazı Kur’ani hükümleri ve insanî yükümlülükleri) inkâr etmelerinden, (bazı) ayetlerimi ve elçilerimi (gereksiz gösterip) alay konusu edinmelerinden dolayı onların cezası cehennemdir.
18:107
İman edip salih amellerde bulunanlara gelince… (Allah’ın rızası ve Kur’ani yasaları doğrultusunda yaşam sürüp huzura kavuşanlar ise;) Firdevs cennetleri onlar için bir kutlu ‘konaklama’ (ve ebedi mutluluğu yakalama) yeridir.
18:108
(Mü’minler) Onda (cennette) ebedi olarak kalıcı olup (yerleşecekler) ve ondan asla ayrılmak istemeyeceklerdir.
18:109
De ki: “Rabbimin kelimelerini (sonsuz bilgi hazinesini, Kur’an’ın işaret ettiği hikmet ve hakikatleri yazmak) için deniz mürekkep olsa, (hatta o deniz yetmeyip) yardım için bir mislini daha getirip ona katsak; (yine de) Rabbimin kelimeleri (bilgi ve hikmetleri) tükenmeden önce elbette deniz tükeniverirdi.”
18:110
De ki: “Şüphesiz Ben, sadece sizin benzeriniz olan bir beşerim; ancak Bana sizin ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyedilmektedir. Kim Rabbine (rahmetine, cennetine ve rü’yetine) kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amel işlesin ve Rabbine ibadette hiç kimseyi O’na ortak etmesin (insanlara gösteriş ve riyakârlık yapıp amellerini boşa vermesin).”
Kehf Suresi 105~110
Aynı Kafada ve Aynı Yolun Yolcuları Olanların Tercihi…!
Hak’tan , haklıdan ,hayırdan , onurdan, yana olmayanlar, batıldan, BATILIDAN, haksızdan, haçlıdan, AB’den, ABD’den, İsrail’den kısacası Siyonizmden yanadır..!!!
AB’CİLER AĞYAR İMİŞ!.. Şiirini okuyunca ilk aklımıza yakın zamanda yaşadığımız [b]Oğuzhan’ın daha doğrusu Durmuş Durduyan’ın bir gece yarısı attığı [b]AB’CİLERİ KUCAKLAYAN[/b] 53 twiti[/b] (Şu saadet Partisinin yönetimini değiştireceğim çünkü [b]AKP’li kardeşlerimi tenkit ediyor[/b] diye başlayan twitine olan sessizlik – Kaldı ki en çok tenkit eden Aziz Erbakan Hocamız idi ve haklıydı. Akp’nin faiz politikasını – Türkiye’nin 1 trilyon dolardan fazla borca sokulması ve geleceğinin rehin bırakmasını – her türlü kumarın Türkiye’de yaygınlaşmasını, loto toto piyango at yarışı – zinanın serbest bırakılması – İstanbul Sözleşmesi gibi her türlü cinsi sapıklığın meşrulaştırılmasını 6284 Ayılı kanunun hala yürürlükte olması, yanlış dış politikalarla Türkiye’nin Suriye batağına saplanmasını 6 milyon insanın Türkiye’ye sığınmasını mecbur bırakması , Afganistan’da aynı hatayı yapıp yüzbinlerce insanın Türkiye’ye doluşmasını Türkiye’nin demokratik yapısının bozulmasını – maddi ve manevi hiçbir iktidar döneminde yapılmayan tahribatları bu AKP döneminde yapılmasını tenkit etmeyeceğiz de ne yapacağız) ve tabi bu twitine karşı hala Saadet Partisi içinde kovulmayı geç YİK adı altındaki uyduruk toplantılara ve söz söylemeye devam ettiren Saadet kadrolarını da bu sessizlikleri gereğini yerine getirememeleri ve geçenlerdeki Kurban Bayramındaki Erdoğan’ın Kıbrıs Kutlamalarında ki konuşmalarıyla [b](Kıbrıs’ın Gerçek kahramanının Aziz Erbakan Hocamız olduğuna dair herkesin ismini söylerken Erbakan ismini bir kez olsun zikretmemesi)[/b] ciğerini ispat ettiği sözlerine karşılık, ne Saadet partisi Yöneticilerinden ve camiasından ne Durmuş Durduyan ne de Fatih Erbakan’ın gık demediği, bu vicdansızlığın gereğini doğruyu hatırlatmadığı sessiz kaldığı , o vahim tablo aklımıza geldi. Çünkü bunların hepsi aynı kafada aynı yolun yolcuları da onun için sessiz kaldıklarının da ispatı niteliğinde oluyor. İŞTE AĞYARLIK İŞTE VİCDANSIZLIK İŞTE DAVA HAYSİYETİNİN YOKLUĞU …
[u][b]Milli Görüş – Milli Çözüm;[/b][/u] İLAHİ ENTE MAKSUDİ VE RIZAKE MATLUBİ sevdasının, derdinin amacının maksudunun Allah c.c. olduğu O’nun aşkı ile kavrulduğu O’ndan gayrısını ağyar olarak kabul ettiği ve aradığı – peşine gittiği – talep ettiği – arzu ettiği Allah c.c.’nün rızasını kazanmak olduğu, haktan taraf olmanın, dünya ve ahiret saadetini kazandıracak dünya imtihanını kazanabilmenin, Hak hakim olsun diye çalışabileceğimiz, Batıla Siyonizme karşı durulabilecek ortamın, haksızlıklar karşısında susmayıp dilsiz ŞEYTAN olmamanın yolunun, vicdani ve imani ayarımızı bozmamanın, dürüst dengeli huzurlu onurlu bir insan olabilmenin, bu dünyadan göçüp ahirette rahat hesap verebilmenin böylece cehennem azabından kurtulabilmenin ve aynı zamanda haksızlıklara karşı olunduğu için Allah’ın kahrına uğramamanın yeri ve hareketin adıdır MİLLİ ÇÖZÜM..!!! Elhamdülillah…!!!
Saygılarımla!..
Kurban Olayım Lütfuna Tutturdun Kur’an Kulpuna Dost Kıldın, Asrın Kutbuna
Görüyor sanma ha, sen her bakana
Değer ver Hak yolda, kan ter akana
Kıtmirlik ne şeref, hem Erbakan’a
Riya için farz ve, sünnet eylemem!..
Âb-ı Hayat Milli Çözüm
Âb-ı hayat suyu içer her zerresi
Davasına sadık, Milli Çözüm erleri
Kardeşliği önde tutar, her bir neferi
Kur-an nuruyla yaşayıp göçenler ölmez.
Müslümanlara hizmet eder candan
Hayatta feyiz almalıyız ondan
Allahın ipine sarılıp candan
Aşkla kendisinden geçenler ölmez
HAK DAVANIN “KITMİR”İYİZ
Gâvura uymak, ne zillettir
Biz Mevla’nın, Kıtmiriyiz!
Hain kovmak, meziyettir
Biz Sultanın Kıtmiriyiz!
Kıtmir, sadık bir köpektir
Dönekler ise, köçektir
Sözüm, haine kötektir
Biz Kuran’ın Kıtmiriyiz!
Amerka’dan icazetli
Kalıp hoş, kalp necasetli
Sanma deli cesaretli
Biz Dava’nın Kıtmiriyiz!
Din verip dünya sağlamış
Allah onu aşağlamış
AB’ye umut bağlamış
Bizler Hakk’ın Kıtmiriyiz!
Kahpelik bunların harcı
Kof etikette kiracı
Dinleri, dinar aracı
Biz İslam’ın Kıtmiriyiz!
BOP’a mavinlik, keneftir
Hakka hadimlik, şereftir
Özgür ruhumuz, Refref’tir[1]
Biz bir aşkın Kıtmiriyiz!
Nifak, gavurluktan beter
Bu mal makam, bir gün yiter
Helal, kuru ekmek yeter
Bir sevdanın Kıtmiriyiz!
Dışı Hoca, içi rahip
Değil onuruna sahip
O siyon şeytana muhip
Biz Rahman’ın Kıtmiriyiz!
“Bel hüm edall”, olan kişi
Gâvur’a merkeplik işi
Çekilmiş hidayet fişi
Biz vatanın Kıtmiriyiz!
Kur’an lanetler Samiriy
Oysa o çok, bilgiç biri
Ayetler över Kıtmiri
Bizler Rabbın Kıtmiriyiz!
Kıtmir, şan şöhret zevklemez
Ücret ve servet beklemez
Dostun kapısın terklemez
Erbakan’ın Kıtmiriyiz!
Meal okyan, âlim olur Hak’tan sapan, zalim olur Mü’min metin, halim4 olur Vicdan şaşmaz, ayar imiş…
Ne sanmıştın, be hey gafil
Belli olur, cömert bahil8
Milli Çözüm, koymaz cahil
Has bilgiler, havyar imiş…
Milli Çözüm Okulu
Olayları tek bir açıyla ya da sunulduğu hali ile ele almak kitabı yüklenmekten ve yönlendirilen yola doğru gitmekten başka bir işe yaramaz. Oysa, bir olayı öncesi ve sonrası ile ele alıp, geçmiş örnekleri ile değerlendirip, ilmi tahlilini yapıp, hakikate göre ele alacak olursak; hem yanılmayacak hem de emredilen yoldan çıkmamış olacağız. İşte bu esaslara erişebilmek için muhakkak işin ehline başvurmalı ve bu ekolü-okulu takip etmemiz gerekir. Ancak o zaman “doğru bilgiye” erişme imkanına erişmiş oluruz. İşte bu saydığımız esaslar üzerinden, sayın yazarımızın ifade ettikleri gibi “Milli Çözüm cahil bırakmaz” ve olayların doğru yorumlanmasına imkan buluruz. O zaman da bize sunulan bilgilerin ve belgelerin asıl mahiyetine odaklanır ve içimizdeki gavur uşaklarının sahtekar tavırlarına aldırmadan aslında bizden uzak olduklarını fark etmiş oluruz.
Men Sabere Zafere
Davadan kaçık, ceddine oldun yabancı
Madalya diye AB, boynuna taktı Haçı
Din istismar, dünyalık olmuş amacı
Kahrına uğrayan, dönüşü olmaz imiş..
Şükür Hakyolda Erbakana yaptın talebe
Nefsime, şeytana uydurma ettir galebe
Kuransız, şükürsüz gönül evim harabe
Kim Sabrederse zafer onun olur imiş…
Gönlü davamıza düşmeyenin yolu bize çıkmaz!..
Tevhid tebliğcisi, varisi Nebi
Merkez kutbuz zaman, Erbakan kimdir…
Hakkın temsilcisi, hayrın sebebi
Resul halifesi, kaym-makam kimdir
Hak huzur rehberi, Erbakan kimdir…
Her tavrı bir ibret, her sözü kitap
Çağrısı evrensel, âleme hitap
Bıkıp usanmadı, düşse de bi-tap
Hak Bâtıl ayıran, bu Furkan kimdir
Hâlâ anlamadın, Erbakan kimdir…
Gönlümüz kendine, hayran etmişti
Bir devrim başlatmış, devran etmişti
Göçünce zındıklar, bayram etmişti
“Kurtulduk!” sanıp da, zil takan kimdir
Şeytanların hasmı, Erbakan kimdir…
Not: * Gönlü davamıza düşmeyenin yolu bize çıkmaz!..
* Hakkı yaşa, Hak’la olursun! Davana sarıl, Kur’an’i gerçeklerin farkında ol, kurtulursun.
(Milli Çözüm Dergisinden ve Bir kardeşimizin hikmetli içerikli rüyasının bir bölümünden alıntı yapılmıştır.)