AŞIKA YOL MU DAYANIR
Cennete müşteri, Galû Bela’dan1
Tufandan Uhud’dan, ta Kerbela’dan
Dost bir kapı açar, çün her beladan
İman yoksa zora, kul mu dayanır
Aşıkı sadıka, yol mu dayanır…
Vahdete varılmaz, boğdukça kesret2
Adil Düzen gelsin, bitsin bu hasret
Eğer yetişmezse, İlahi nusret
Erbakan yüküne, kol mu dayanır
Dava delisine, yol mu dayanır…
Gayen gayretinle, kul olmaya bak
Dostun ayağına, çul olmaya bak
Zafer; sefer tacı, yol almaya bak
Vuslatın nuruna, tül mü dayanır
Gönül kanatlansa, yol mu dayanır…
Mücahit mü’mine, ibret Kâinat
Şehitler destektir, Melekler kanat
En büyük zenginlik, elbet kanaat
Şükürsüz müsrife, bol mu dayanır
Ölüme koşana, yol mu dayanır…
Bâtıl boştur koftur, cahil yanılır
Şehveti kamçılar, rahat sanılır
Nefse hoş gelince, kolay kanılır
Kur’an konuşsa; sağ-sol mu dayanır
Ferhat dağı deler, yol mu dayanır…
Akraba ilgisiz, yeğen kuzene
Yayıldı bencillik, mantık: “Bize ne…”
Faizci fuhuşçu, dönek düzene
Öksüz yetim garip, dul mu dayanır
Hakka sığınana, yol mu dayanır…
Kavurma pişmez ham, yağsız tavada
Kiralık yazarlar, yandaş havada
En sinsi münafık, en hak davada
Takva rolü oynar, kül mü dayanır
Adres bilenlere, yol mu dayanır…
Zina serbest etmiş, hâlâ; “Maşallah!..”
Faiz Rab’le savaş, hâlâ; “İnşallah!..”
Gazabı yakındır, yakar Mazallah!..
Din satana para, pul mu dayanır
Vuslat yolcusuna, yol mu dayanır…
Bize rehber oldu, ol “Necm-ûs Sagib”3
Milli Çözüm ehli, ne şanslı ekip
Cihat ve içtihat, yolunu takip
Eden Mecnunlara, çöl mü dayanır
Hedefe tutkuna, yol mu dayanır…
Hocama havlarken, süper enikler
Bülbül gonca için, seheri bekler
Uykusuz geceler, sefer tetikler
Bülbül aşkına Ak-gül mü dayanır
Rıza odaklıya, yol mu dayanır…
- Galû Bela: Ruhların Allah’a kulluğa söz verdikleri ezel ahdi.
- Kesret: Canlı ve cansız çokluk âlemi, Allah’ın Zatından başka her şey.
- Necm-ûs Sagib: Karanlıkları delen Din Yıldızı (Tarık Suresi 3’üncü Ayet).

Aşıksan yol alırsın, değilsen yolda kalırsın.
Bu yükü Allah dağlara vermiş onlara taşıyamam deyip geri çevirmiş, eğer iman yoksa toz buz olursun, eğer kul olursan ne yük nede yol kalır, hepsi kolay olur.
Kolaymı bütün insanlığın derdiyle dertlenmek Erbakanın vasisi temsilcisi olmak ne kol kalır ne bacak taki İlahi nusret yetene kadar, Adil Düzen gelene kadar,
İnsanın ayarı amacı ve gayreti kadardı, gayemiz Rabbizin kulluğuna kabul edilmekti. Mesele zafer kazanmak değil o yolda gayret edip herşeyini vakfetmektir.
Kanaat eden kişi her şeyde mutlaka şükredecek bir şey bulabilir en büyük zenginlikte işte budur ama şükürsüz yani nankör olan herşeyde bir eksiklik görür. Mümin kişinin her anı tefekkür halidir, heranı huzur anıdır. Tevekkül ve teslimiyet halindedir ve cennet hayatını Allah mümin kuluna daha dünyada iken yaşatmaya başlamıştır.
Kur’an konuşsa ve uysa, Hakkı bulur ve dayanır işte o zamanda ne sağ-sol, ne şeytan nede nefis dayanır,
En şerliside en şerefliside en Hak davada çıkar, istediği kadar takva rolü yapsın tanır onu feraset ehli sadıklar sökmez artık oyun ayınlar,
Din tüccarı belam’ın gözü hiç doymaz parayla pulla, tek çaresi bir avuç toprak,
Şükür buldurdun Milli Çözüm’ü, ne kadar şükretsek ödemeyiz, nankör olmayalım bu bize yeter, sadık olarak al canımı bu bana yeter.
Derdi Rızası olan herşey kolay olur, ne gül olur bülbülsüz, nede bülbül gülsüz, ikisi bir olursa işte o zaman TAMAM olur.
Amin Maalouf’un “Doğunun Limaları” isimli romanında, her ne kadar içerisinde çok yanlış algı oluşturmaya yönelik tarihi betimlemeler olsa da hedefe odaklanan aşıkların zafer günlerini büyük bir aşkla beklemelerini anlatabileceğimiz güzel bir cümlesi var;
“Gelmemenin bir vakti yoktur. İnsan coşkuyla beklerken ne kadar zaman geçerse, o büyük günün yaklaştığına o kadar inanır”.
Böyle coşkuyla bekleyenlere şiirde de belirtildiği gibi “yol mu dayanır”. Gayretsizliğe düşer mi?
Kul olmanın 1.Yolu
Zina serbest etmiş, hâlâ; “Maşallah!..”
Faiz Rab’le savaş, hâlâ; “İnşallah!..”
Gazabı yakındır, yakar Mazallah!..
Din satana para, pul mu dayanır
Vuslat yolcusuna, yol mu dayanır…
Samimiyet, iman ile birleştiğinde, hakikate adanmış bu yolda selamet ve sürur içinde ilerlemeliyiz ki sabır, hakikatte hakkı görebilsin.
YENİLMEDİK DOSTLAR
Biz canlar veririz Canan1 bulmaya
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Cihandan geçeriz, Cinan2 bulmaya
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Varlık da yokluk da, hep kârdır bize
Takdire itiraz, inkârdır bize
Madem ki Yaratan, hep yardır bize
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Yıldırmaz hakaret, zulüm bizleri
Maksuda götürür, ölüm bizleri
Hayırla andırır, dölüm bizleri
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Dirilir anımız, kitap şiirde
Eserimiz kalır, yurtta şehirde
Dualar edilir, türlü şekilde
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Bu hasret ateşi, gönül yaksa da
Yıkılır İsrail, kanım aksa da
Salamız okunur, Mescid Aksa’da
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Yolumuzu açan, Kur’an Hüda’nın
Kurşun kâr eylemez, derman Hüda’nın
Zaferler bizimdir, ferman Hüda’nın
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Ya ölürüz ya da, galip geliriz
Mağlub olmak yoktur, bunu biliriz3
Biz her dem Mevla’ya, gider geliriz
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Dibi delik kovan, hikmet bal dolmaz
Kur’anla sulanan, akgüller solmaz
Düşeriz kalkarız, eğilmek olmaz
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Hakkın kılıcıyız, hayra koşarız
Zikrullahla doyar, hazla coşarız
Çıkarı makamı, aşar boşarız
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Kadir Mevlam yürü, demiş yolumda
Melekler veliler, sağı solumda
Ali’nin himmeti, kuvvet kolumda
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Çalış çabala ki, yollar kısalsın
Allah deyip giriş, aşkın hız alsın
Takdire teslim ol, tasan azalsın
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Batıla bulaşan, berbat olunca
Ezilir; rakibi, serhat4 olunca
Dağlar mı dayanır, Ferhat olunca
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Öldü sanırlar ya, ermişler ölmez
Densizler düşünsün, dervişler ölmez
Ömrünü davaya, vermişler ölmez
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Milli Çözüm; Adil, Düzen devrimi
Kemâle erecek, ümran5 evrimi
Kansız gerçekleşir, çağın çevrimi
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
Hiç yutmayız haram, necaseti biz
Kırdık esareti, hacziyeti6 biz
Erbakan’dan aldık, icazeti biz
Yenilmedik dostlar, yenilmeyiz biz…
1- Canan: Sevgili, güzel, Sâhib-i Cemâl (Cenab-ı Hak)
2- Cinan: Yedi göğün üstünde ve Arş ile Kürsinin altındaki sekiz cennet.
3– Öyle ise dünya hayatını (nefsi rahatını ve menfaatini feda edip manen) satarak, karşılığında ahireti kazanmak isteyenler, Allah yolunda (cihad edip) çarpışsınlar. Ve her kim Allah yolunda (çalışır ve) çarpışırken (eceliyle veya zalimler eliyle) öldürülürse, veya (düşmanlara) galip gelirse, (her iki halde de) Biz ona büyük bir ecir (sonsuz bir mutluluk ve mükâfat) vereceğiz. (Nisa:74)
4-Serhat: Sınır boyu, taş gibi sağlam bir soydan kişi.
5-Ümran: Gelişmiş, bayındır hale getirilmiş ülke, şehir ya da toplum.
6-Haciz: Mala-mülke el konulması.
Vahdete varılmaz, boğdukça kesret2
Adil Düzen gelsin, bitsin bu hasret
Eğer yetişmezse, İlahi nusret
Erbakan yüküne, kol mu dayanır
Dava delisine, yol mu dayanır…
O halde, (ABD ve AB gibi zalim güçlerden ve hain işbirlikçilerden korkarak veya menfaat umarak; bunlara yaranmak için) yüzüstü kapanarak sürünen (uşak ruhlu kimseler mi) daha doğru ve onurlu sonuca (hidayete) ulaşır, yoksa sıratı müstakim üzerinde (İslam ve Kur’an çizgisinde ve insanlığın hizmetinde) dümdüz ve başı dik yürüyen mi?
(Elbette, haklı ve hayırlı yolda ve onurla yürüyen; halkın ve mazlumların çıkarlarını gözeten ve sadece Allah’a güvenen kimseler, başarıya ve mutlu sona erişeceklerdir. Tarihen de, tabiaten de, dinen de, vicdanen de bu böyledir.) Üstad Ahmet Akgül
Herkes sevdiğine bağlı, herkes sevdiğiyle beraber. Herkes sevdiğine doyamaz… Kimi Hakk’a bağlı, kimi halka bağlı, kimi mala-makama bağlı, kimi çekirdek aileyle birlikte kendine bağlı… Öyle bir bağ ki bu; göz devreden çıkar gönül baş role geçer. Doyamamak ondandır. Mevlam gözümüzü de gönlümüzü de aklımızı ve fikrimizi de hep davasına bağlı kılsın. Baki olan Onun yüce Zatıdır, en kıymetli olan Onun yüce davasıdır. Bizi yolundan ve davasından hiç ayırmasın… Hem dünyada hem ahirette.
İttika sahibi Murabıtlar…
Âl-i İmran 172
Kendilerine (Hakk dinlerinde ve davalarında dik durmalarından dolayı çeşitli sıkıntılar ve) yaralar dokunduktan sonra (bile), Allah ve Elçisinin (cihad) çağrısına icabet edip (hizmete koşanlar), onlardan ihsan (ve ikramda bulunup davaları için harcayanlar) ve (her türlü kötülük ve kirlenmeden) sakınanlar için büyük bir ecir vardır.
Âl-i İmran 200
Ey iman edenler! (Din ve dava uğrundaki zorluklara, hayatın ve cihadın sıkıntılarına) Sabredin ve (belalara düşmanlara karşı) sabır üzerinde yarışın, (Allah’la, peygamberlerle, cihad emirinizle, Hakk yoldaki cemaatinizle) irtibatınızı koparmayın, kararlı ve sebatlı davranın (ve nöbet ve hizmet yerlerinizi terk edip ayrılmayın. Bu emirlere karşı gelmek hususunda) Allah’tan korkun. (Bu sayede) Umulur ki kurtuluşa ve başarıya (felaha) ulaşırsınız!.
.
Yine Efendimizin emriyle ’‘Allah’ın ve Resulüllâh’ın ahlâkıyla ahlâklananlar’‘ ve Kur’an’ın ifadesiyle ’‘Allah’tan kendilerine güzellikler (ve üstün özellikler) geçmiş bulunanlar.’‘Zahmet içindeki rahmeti, zorluk içindeki hikmeti, ibadet ve teslimiyet içindeki saadeti fark edip, zevk edip yaşayanlar… Ve sonuna yani ölüm anına kadar hayırda yarışanlar… İyilerle kötülerin, sağlamlarla çürüklerin… Elmaslarla kömürlerin… Mü’minlerle kâfirlerin denenip elenmesi için, bu dünyada imtihanda bulunduğunun ve her an ayrı bir imtihana tabi tutulduğunun şuuru ve sorumluluğu içinde davrananlar… En başa çıkılmaz sıkıntılar… En dayanılmaz sarsıntılar ve en aşılmaz görünen sorunlar karşısında, kısaca Kur’an’ın ’‘yüreklerin hançereye dayandığı anlar’‘ diye tarif ettiği durumlarda bile, metanet ve istikametini bozmayan ve Allah’ın razı olduğu tavırdan ayrılmayanlar… Kısaca, ömür boyu küfürle ve kötülüklerle boğuşanlar, sonunda ayetlerin haber verdiği şekilde ’‘yeryüzünün varisi ve insanlığın hamisi’‘ olacaklardır.
***
Demir rengine boyandığından, çelik zannedilen düzgün sırıklar… Sarı suya batırıldığından, kıymetli altın zannedilen bayağı bakırlar… Mü’min ve muttaki rolü oynadıklarından, muhterem zannedilen münafıklar… Karşılaştığı ciddi bir zorlukta ve uğradığı önemli bir zararda veya umduğunu bulamadığında güzel ahlâktan yan çizen… Dünyalık bir makam ve menfaat karşılığı Hak davadan yüz çeviren sahte kahramanlar ise, insanlığın baş belâsı ve Müslümanların yüz karasıdır.
***
Oysa bize, İslam davası ve insanlık sevdasıyla yola çıkanlar ve asla hedefinden şaşmayanlar lazım… Bize nefsi arzularını yaşamak için değil, kutsi değerleri ve duyguları yaşatmak için, yanıp tutuşanlar lazım… Bize resmiyet ve mecburiyetle değil, samimiyet ve teslimiyetle çalışanlar lazım… Bize, sürekli itekleyerek ve sürükleyerek, emirle ve talimatla değil, öğütle ve işaretle koşuşanlar lazım… Ücretle iş yapan kiralıklar değil, özveriyle çırpınan sadıklar lazım… Görünürde halk ile, hayrın hizmetinde, ama gerçekte ise Hak ile, huzur zevkine ulaşanlar lazım… Bize, ele geçirdiklerine sevinip şımarmayan, yitirdiklerine ise dövünüp darılmayan… Yani kader sırrına kavuşanlar lazımdır…
Üstad Ahmet Akgül
Hocama havlarken, süper enikler
Bülbül gonca için, seheri bekler
Uykusuz geceler, sefer tetikler
Bülbül aşkına Ak-gül mü dayanır
Rıza odaklıya, yol mu dayanır…
Hainler Hocamıza havlayadursun. En yakın zamanda Adil Düzen; seheri bekleyen gonca gibi filizlenecek, yeni bir dünyanın kurtuluşu da Milli Çözüm önderliğinde olacaktır inşallah.
Zina serbest etmiş, hâlâ; “Maşallah!..”
Faiz Rab’le savaş, hâlâ; “İnşallah!..”
Gazabı yakındır, yakar Mazallah!..
Din satana para, pul mu dayanır
Vuslat yolcusuna, yol mu dayanır…
Bize rehber oldu, ol “Necm-ûs Sagib”3
Milli Çözüm ehli, ne şanslı ekip
Cihat ve içtihat, yolunu takip
Eden Mecnunlara, çöl mü dayanır
Hedefe tutkuna, yol mu dayanır…
Hocama havlarken, süper enikler
Bülbül gonca için, seheri bekler
Uykusuz geceler, sefer tetikler
Bülbül aşkına Ak-gül mü dayanır
Rıza odaklıya, yol mu dayanır…
”Bütün Peygamberlerin helak sebepleri çağımızda gerçekleşmektedir…Daha da vahimi Müslüman lider gibi görünüp Firavun Liderlerden tüm insanların bıktığı çağdan Rabbim Ümmeti kurtarsın insaAllah…
Kesrette vahdeti sezene
Verdiği ahde sadık kalana
Akgülünde Erbakan nuru görene
Yollar açılır ey can, yol mu dayanır…
İMAN HAKKA TARAFGİRLİK VE DAVAYA SADAKATTİR
Bize rehber oldu, ol “Necm-ûs Sagib”3
Milli Çözüm ehli, ne şanslı ekip
Cihat ve içtihat, yolunu takip
Eden Mecnunlara, çöl mü dayanır
Hedefe tutkuna, yol mu dayanır…
Târık 3
O (Tarık öyle bir) Yıldızdır ki, (küfür karanlıklarını) delen (zulüm odaklarını ve şeytani çarklarını deşifre eden)dir. [Not: “En-Necmüs-Sakıb” = cehalet ve zulüm karanlığını Delen Yıldız: Hz. Peygamber Efendimizin iman ve istikamet devrimine ve Onun izinde gerçekleşecek Mehdiyet önderliğine işaret olabilir.]
https://www.mealikerim.com/86/tarik/3
Aziz Erbakan Hocamız gibi yüce şahsiyete sadaketle bağlanmımıza ve davası üzerinde sabit kalmamıza vesile olan Muhtrem Ahmet AKGÜL üstadımızdan Allah ebediyyen razı olsun.Yıllardır bıkmadan Hakkı zalim yöneticelere hemde ağır şekliyle haykırmak ancak yüksek ilim erbabının tasarrufundadır.Etrafındakiler ise en hafif haliyle ayak bağıdır. Bu zamanda mücize mi arıyorsunuz ? En büyük mücize Milli Çözümdür ve Şereflerin en üstünüdür. Elhamdülillah Elhamdülillah..Rabbim ayaklarımızı sabit kılsın şükrünü eda etmek bir yana nankör etmesin.Gayret çekenlerden eylesin Amin
Hocama havlarken, süper enikler
Bülbül gonca için, seheri bekler
Uykusuz geceler, sefer tetikler
Bülbül aşkına Ak-gül mü dayanır
Rıza odaklıya, yol mu dayanır…
Sabredene şafak mı dayanır???
Karanlığın en yoğun olduğu zamanda;
Görebilmek için dolunayı
Doğru yolu bulabilmek için yıldızı
Hediye edene hamd olsun…