YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6920b02e3f3da
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 4 9
Bugün : 35974
Dün : 45549
Bu ay : 888698
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45292519
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

BU SAVAŞ, SAHADA VE MASADA DEĞİL;
HZ. İSA’DA BİTECEKTİR!

İsrail’in İran’a yönelik 13 Haziran 2025 tarihli saldırılarında şunlar yaşanmıştı:

1) Trump G-7 zirvesini imzalamayıp dönerken: “Ateşkesi değil, daha önemli gelişmeleri bekleyin…” havalarını atmış ve “İran hava sahasını kontrol ediyoruz…” açıklamasını yapmıştı.

Geçen beş gün içerisinde: Toplam 20 general, 40’ı subay 60 kadar üst düzey İranlı komutan öldürülmüş durumdaydı.

Bugüne dek karşılıklı saldırılarında: İran’da 300 ölü, 3 bin yaralı vardı. İsrail’de 200 ölü, 2 bin yaralı vardı.

İran PKK’sı PJAK militanlarının, İran istihbarat elemanlarının ve bazı İranlı strateji uzmanlarının, MOSSAD’a çalıştığı anlaşılmıştı. Hatta bazıları idam cezasına çarptırılmıştı.

İran’da yönetimin ve sistemin çift başlı olması işleri zorlaştırmaktaydı… Devlet Başkanı çift başlı, ordu ve stratejik kurumların çift başlı olması, peşinen başarısızlık nedeni olmaktaydı.

Hatta Trump: “İran kayıtsız şartsız teslim olursa paçayı kurtarır… Aksi halde Dini Lider Ali Hamaney’i her an öldürebiliriz…” küstahlığında bulunmuşlardı.

İsrail’in asıl ve acil hedefi: Büyük Kürdistan hedefine zemin hazırlamaktı. İran’ın kuzeybatısında PKK’nın temsilcisi PJAK özerk bölgesini kurarak, Irak BARZANİSTANI, Suriye ROJAVASI ve sözde barış süreci kılıflı Türkiye Özerk DEM sahasını birleştirip, bölgemizi parçalamaktı. Başta Almanya ve İngiltere olmak üzere bütün Haçlı Avrupa da Kuduz İsrail’in arkasındaydı… Sn. Erdoğan’ın özel dostları BAE Sultanı El Nahyan, Suud Kralı Selman ve Azerbaycan başı da Siyonizm’in uşaklarıydı. Yani Sn. Erdoğan ve en yakın dostları, İsrail’e desteğini çekseler bu terör devleti yıkılacaktı!..

2) Ancak İsrail ve ABD, İran’da çuvallamaya başlamıştı.

Hâlâ nükleer enerji santrallerine ulaşamamışlardı. FORDO gibi nükleer tesisler dağların altında en az 800 ve 1000 m derinlikte bulunuyorlardı.

Amerika İsrail’e destek olarak, havada yakıt ikmali yapan 27 tanker uçağını bölgeye yollamıştı.

Ayrıca ABD, Atlas Okyanusu’nda ve Hint Okyanusu’nda bulunan uçak gemilerini Basra Körfezi’ne ve Akdeniz’e doğru yola çıkarmıştı.

Amerika toprak altına nüfuz edebilen B-12 bombardıman uçaklarını da İsrail’in emrine sokmuşlardı. İsrail; tarihinde hiç olmadık kadar sıkışmıştı!..

Bu arada, unutmayalım ki, ABD ve İsrail’in bir amacı da; İran’dan kaçacak büyük bir göç dalgasıyla Türkiye’yi bunaltmaktı. AB’nin, Yunanistan-Türkiye sınırına özel asker yığma kararı da, bu göçmenlerin Avrupa’ya dağılmalarına engel olmaktı!

3) ABD’nin korkusu, bu çarpışmaların 3. Dünya Savaşı’na yol açmasıydı. Çünkü İran, hem balistik füzelerini hem de füze teknolojilerini Çin’den ve Rusya’dan almaktaydı. Çin, aynı zamanda İran petrolünün tamamına yakınını satın almaktaydı. Çin, Rusya ve Kuzey Kore’nin nükleer füzelerini ABD ve yandaşlarına karşı kullanma tehdit ve tehlikesi, ABD’nin uykularını kaçırmaktaydı.

İyice anlaşıldı ki, İsrail’in Demir Kubbesi tam bir masaldı ve delinip kevgire dönmüş durumdaydı.

İsrail, tarihinde ilk defa bu denli tedirgin, çaresiz ve telaşlıydı.

• Sn. Erdoğan’ın “Füze sayımızı caydırıcı oranlara getirmemiz lazımdır” sözleri acı bir itiraftı… Çünkü İran’ın bile elinde, uzun menzilli 3500 balistik füze vardı ve şimdiye kadar sadece 600 kadarını İsrail’e karşı kullanmışlardı!

4) Tam böyle bir ortamda, AKP yandaşı İlahiyatçı Prof. Abdülaziz Bayındır’ın: “Gazzeliler direnmeyi bırakıp, göçe razı olmalıdır!” sözleri, Siyonizm ve emperyalizm uşaklığının bir yansımasıydı. Abdülaziz Bayındır, Trump’la aynı şeyleri savunmaktaydı!..

İlahiyatçı Prof. Abdülaziz Bayındır, Gazze’deki Filistinli Müslümanlarla ilgili, akılları zorlayan ve vicdanları sızlatan açıklamalar yapmıştı. “Gazzeli Müslümanların artık hicret etmesi gerekmiyor mu?” konusunu yanıtlarken, sonuç olarak Donald Trump’la aynı çözümü sunan Abdülaziz Bayındır için “Acaba bu şahıs da mı, Siyonist merkezlerce kiralanmıştı… Veya aklını mı bunamış ve vicdanı mı kararmıştı?” soruları kafamıza takılmıştı!.. 30 adet ABD tanker uçağının İsrail’e destek için yola çıktığı bir ortamda, Abdülaziz Bayındır’ın; bu talihsiz tekliflerinin kimlerin işine yarayacağını bilmemesi imkânsızdı.

Bu Abdülaziz Bayındır: “Gazzeliler bir imkân oluşursa hicret etmeli ve oradan çıkmalıdır. Aksi takdirde Allah’a hesap veremezler.”[1] gibi iddialarda bulunmuşlardı. Güya Gazze’den kaçıp canlarını kurtarmalarını arzulamaktaydı ve İsrail’i kışkırtıp bölgesel ve küresel çatışmalara sebep olmamaları konusunda uyarmıştı.

Aynı şahıs daha önce de; “Mekke’nin ya da Mescid-i Aksa’nın kutsallığı diye bir şey yok.” diye zırvalamıştı.

“Gazzelilere kapı açılırsa, bir an önce oradan (Gazze’den) çıkmaları gerekiyor. Aksi takdirde, ahirette Allah’a hesap veremezler!”[2] diyen Abdülaziz Bayındır maalesef Trump ile aynı görüşü paylaşmaktaydı.

5 Şubat 2025 tarihli Trump-Netanyahu ortak basın toplantısında Donald Trump; “ABD’nin Gazze Şeridi’ni devralacağını, buraları tatil cenneti ve kumar-eğlence merkezi yapacağını, bu nedenle Gazzelilerin buralardan çıkarılıp, başka ülkelere yollanacağını” açıklamıştı. (BBC News Türkiye)

ABD Başkanı Trump, 10 Şubat 2025’te Gazze’dekilerle ilgili yaptığı röportajda:

“Gazze Şeridi’ni kârlı bir gayrimenkul projesi olarak” ele aldığını vurgulamıştı… “Bu durumu, muhteşem tatil ve eğlence sitesi olarak düşünmemiz lazımdır. ABD buraya sahip çıkacak ve ağır ağır inşaatı tamamlayacaktır… Bunun sonucu artık orada HAMAS kalmayacak, Filistinlilerden hiç kimse olmayacaktır!.. Yani Gazze’yi satın almaya ve sahiplenip tatil sitesi kurmaya kararlıyım!..”  (TRT Haber-Canlı yayınında aktarıldı.)

Şimdi buna benzer açıklamaları, hem de bilgiçlik havalarıyla yapan Abdülaziz Bayındır’ın aynen Trump gibi düşünmesi ve Siyonist gâvurların şeytani hedeflerine tercümanlık etmesi nasıl yorumlanmalıydı?

5) Peki bu savaş nasıl sonuçlanacaktı?

a- Anlaşılan o ki, İsrail iyice yıpranacak ve tıkanacaktı.

b- Maalesef İran’ın da kolu kanadı kırılacak ve budanacaktı…

c- Bütün dünyada Siyonizm ve İsrail nefreti tavan yapacaktı!.. Unutmayalım, İran’ın İsrail’e saldırıları en çok Türkiye’nin işine yaramaktaydı. Çünkü İsrail bu saldırılar sonucu, Suriye’yi işgale başlayan askeri birliklerini geri çekmek zorunda kalmıştı. Ve sanki Trump, İsrail-İran arasındaki “danışıklı dövüş” algısının, “can alıcı dövüşe” dönüşmesinden yanaydı!?

Şimdi şu sorunun yanıtı üzerinde yoğunlaşmalıydı; çünkü Armageddon fiilen başlamıştı:

– Bu savaş Sahada mı bitecekti, yoksa Masada mı bitecekti? Bize göre: Kur’an’ın haber verdiği, Resulüllah’ın müjdelediği ve Aziz Erbakan Hocamızın bildirdiği gibi bu savaş, ne sahada, ne masada; Hz. İSA’da bitecekti. Çünkü Netanyahu: “Ben bu savaşla görevlendirilmiş insanım.” Yani DECCAL konumundayım, itirafında bulunmuşlardı. Öyle ise, Deccal’in Hz. İSA tarafından gebertileceği de zaten belirtilmiş ve kesinleşmiş durumdaydı.

Bu arada, 2. İsrail sayılan Hindistan’ın İslam Düşmanı Başbakanı Modi’nin, Türkiye’ye nispet yaparcasına Güney Kıbrıs Rum tarafına ani bir ziyaret yapması ve savaş gemilerini Akdeniz’e yollaması bile Kuduz İsrail’i kurtaramayacaktı!..

Yeni Şafak gazetesinde farklı isimlerle yazan iktidar yandaşı ve Din istismarcısı Yusuf Kaplan bir açık hava konuşmasında Filistin bayraklarıyla toplanan gruba yaptığı konuşmada: (İran’ı kastederek), “Lanet olsun bu adamlara, lanet olsun. (Niye zamansız şekilde İsrail’e hücum ettiler…) Neredeyse iki yıldır Gazze dünyada bütün herkesin, kalbine, içine girmişti, gündemine gelmişti. Bir şekilde (İsrail) pes etmişti. Dünya ayağa kalkmak üzereydi. (Ama İran İsrail’e saldırıp) Bu işi bitirdiler. Anında bitirdiler. Yani bu dünya Müslümanlarının ferasetini, basiretini sömürmek istiyorlar aşağılık adamlar. Allah intikamını bu aşağılık adamlardan alacak, kim ise bunun mesulleri. Çünkü Gazze direnmektedir, Gazze teslim bayrağı çekmedi, teslim bayrağı çekmeyecektir!”[3] diyecek kadar zıvanadan çıkmış ve zırvalamaya başlamıştı!..

Önce bu yalancı yalakaya hatırlatalım ki, saldırıyı başlatan İran değil, İsrail’dir. Tel Aviv’e yağan bombalar Gazze’den Filistin’e, İstanbul’dan Arakan’a tüm dünyada Demir Kubbe’nin çöküşü olarak karşılanırken bir tek bu hainlerin zoruna gitmişti. İran’ın müdahalesini itibarsızlaştırmak görevi yine aynı kişilere düşmekteydi. Zalim İsrail’e değil de İsrail’e bombalar yağdıran İran’a lanet okumak yine bu zavallı zırvacıların nasibiydi.

Neymiş; iki yıldır bir İHA bile gönderemedikleri Gazze tam kurtulacakmış, tam dünyanın gündemine oturacakmış da, İran İsrail’i bombalayınca durum değişmişmiş… “Ulan aynı denizin kıyısında Üsküdar’da Milli Görüş’ün Gazze mitingi vardı 15 Haziran 2025 tarihinde… Cumhurbaşkanına kadar davet edildiğiniz halde kalkıp neden gelemediniz? Gazze’nin gündemde kalmasını bu kadar dert ediyordunuz da 2 yıldır şehir şehir gezip millete masallar anlatmak yerine niye İsrail’e caydırıcı bir tavır sergilemediniz? Gazze konusunda hayal kırıklığı yaşattığınız AKP seçmenini bir yerlere kaçmasınlar diye kültür merkezlerinde ninniler söyleyip uyutuverdiniz!.. 2 yıldır Gazze edebiyatı yapıyorsunuz da bir Kürecik Üssü’nü kapatmayı denemediniz, bir ticareti kesmediniz, bir petrol sevkiyatını durdurmayı beceremediniz… İsrail askerinin içtiği sudan, giydiği iç donuna kadar siz gönderdiniz. Allah sizin ikiyüzlülüğünüzü bu millete ayan etsin. Siz Siyonist İsrail’den de emperyalist Amerika’dan da daha tehlikeli hale geldiniz!..” diyenler haksız mıydı?

Pakistan, “İsrail’e Karşı Birlik Olma” Çağrısı Yapmıştı!

Pakistan Savunma Bakanı Khavaja Muhammed Asıf, İran’a saldırılarda bulunan İsrail’e karşı “Müslüman ülkeleri birlik olmaya” çağırmıştı. Khawaja Asıf, Ulusal Meclis’te yaptığı konuşmada, “İsrail; İran’ı, Yemen’i ve Filistin’i hedef aldı. Eğer Müslüman ülkeler şimdi birleşmezse, her biri aynı kaderi paylaşacaktır.” uyarısında bulunmuşlardı. Asıf, İsrail ile diplomatik ilişkileri olan Müslüman ülkelere bu ilişkileri derhal kesmeleri çağrısında bulunarak, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) olağanüstü toplanması ve ortak bir strateji geliştirmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Savunma Bakanı Asıf, Pakistan’ın İran ile derin ilişkilere sahip olduğunu belirterek, “İran’ın yanındayız ve onların çıkarlarını korumak için her uluslararası platformda destek vereceğiz.” diyerek İslam’ca bir tavır ortaya koymuşlardı.

İran mı İsrail mi? Kuzey Kore Tarafını Açıklamıştı!

İsrail ile İran arasında artan askeri gerilim dünya genelinde diplomatik yankı uyandırırken, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, resmi bir açıklamayla İran’a açık destek sağlamıştı. İsrail’in saldırılarını “emperyalist provokasyon” olarak tanımlayan Kim, Tahran’a dayanışma mesajı ulaştırmıştı. Ortadoğu’da İsrail ile İran arasında artan askeri gerilim, uluslararası arenada yeni saflaşmalara yol açmıştı. İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine ve askeri altyapısına yönelik düzenlediği hava saldırılarına, İran füze ve insansız hava araçlarıyla karşılık vermeye başlamıştı. Çatışmalar bölge genelinde tansiyonu yükseltirken, küresel güçlerin tepkileri de ortaya çıkmıştı.

Kim kimden yanaydı?

ABD ve İngiltere, İsrail’e destek açıklamaları yaparken; Rusya ve Çin, diplomatik düzeyde İran’ın yanında olduklarını vurgulamışlardı. Bölgesel müttefiklerden Suriye ve Lübnan da İran’a destek veren ülkeler arasında yer almıştı. Ama AKP yandaşı yazar ve İlahiyatçılar, Dinsiz Kuzey Kore kadar bile olamamışlardı. Son olarak, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un dikkat çekici bir açıklama yapmıştı. Kim, İsrail’in saldırılarını “emperyalist bir provokasyon” olarak tanımlayıp Pyongyang yönetiminin İran’ın yanında olduğunu açıklamıştı. Kim Jong-un’un açıklamasında şu ifadeler yer almıştı: “Müttefikimiz İran’a yönelik her türlü tehdide karşı kararlılıkla karşılık vereceğiz. Küresel emperyalizmin paralı askerlerini uyarıyoruz.”

Hindistan savaş gemilerini, Akdeniz’e yollamıştı!

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin limanlarını Hindistan savaş gemilerine açacağı ve iki tarafın ortak askeri deniz tatbikatları yapacağı açıklanmıştı. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Lideri Nikos Hristodulidis ile Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Rum Başkanlık Sarayı’nda 10 maddeden oluşan “Ortak İşbirliği Deklarasyonu” imzalamıştı. GKRY ile Hindistan arasında imzalanan ve karşılıklı politik, kültürel, ekonomik iş birliğini içeren deklarasyonun “Güvenlik, Savunma ve Kriz Yönetimi” başlığı altındaki 5. maddesinde şu ifadeler yer almıştı:

“Liderler, denizcilik alanındaki iş birliğinin genişletilmesini de görüştüler. Hint savaş gemilerinin Kıbrıs (GKRY) limanlarına daha düzenli yanaşması teşvik edilecek, denizcilik farkındalığını ve bölgesel güvenliği artırmak amacıyla ortak deniz tatbikatları ve eğitimleri için yeni fırsatlar birlikte keşfedilecek.”

Rum basını, Hindistan ile imzalanan “Ortak İşbirliği Deklarasyonu”nun ardından kısa bir süre sonra Hint savaş gemilerinin GKRY limanlarını ziyaret etmeye başlayacağını yazmıştı. GKRY, daha önce başta ABD olmak üzere İsrail, Almanya, Fransa ve Mısır gibi “müttefik” olarak adlandırdığı ülkelere limanlarını açacağını, Limasol’da kurulacak deniz üssünün de bu amaca hizmet edeceğini duyurmuşlardı.

İsrail Hava Savunma Sistemi, İran Füzeleri Yerine Kendi Füzelerini Vurmuşlardı!

İran Devrim Muhafızları Ordusu, İsrail hava savunma sistemlerinin hata yaparak İran füzeleri yerine kendi füzelerini hedef aldığını hatırlatmış ve “Siyonist rejim tamamen yıkılıncaya kadar faaliyetlerini sürdüreceklerini” açıklamıştı. Açıklamada, “Gerçek Vaat-3 ve gelecekteki operasyonlar, öncekilerden daha ezici, daha sert, daha hassas ve daha yıkıcı olacak. Bu suç rejimini destekleyenler bilmelidir ki, bu rejim için hayati öneme sahip hedeflere yönelik etkili, hassas ve ezici operasyonlar, rejim tamamen yok edilene kadar devam edecek” ifadeleri yer almıştı.

İran, İsrail’i Çin Füzeleriyle Vurmaktaydı!

İran’ın Çin’den binlerce ton balistik füze parçaları sipariş ettiği anlaşılmıştı. İsrail ile İran arasındaki karşılıklı saldırıların ardından, Çin’in özellikle Tahran’ın balistik füze programına destek sağladığı iddiaları tekrar gündeme taşınmıştı. ABD merkezli Wall Street Journal (WSJ), İsrail merkezli Times of Israel ile “Ynet” internet sitelerinin iddialarına göre, İran, Çin’den binlerce ton balistik füze bileşeni sipariş etmeye başlamıştı. Bu satışa dair bilgisi olan kaynaklar, ABD ile nükleer programın geleceğine ilişkin müzakereler devam ederken İran’ın askeri kapasitesini ve kabiliyetini artırmayı amaçladığı bilgisini paylaşmıştı.

Patlayıcılarda, havai fişeklerde veya roketlerde katı yakıt oksitleyici olarak kullanılan amonyum perklorat sevkiyatının ilerleyen aylarda İran’a ulaşacağı ve bunların yüzlerce balistik füzenin yakıtında kullanılabileceği hatırlatılmıştı. Kaynaklar, bu maddenin Yemen’de Husilere gönderilebileceğini de iddia ediyorlardı. İran merkezli Pishgaman Tejarat Rafi Novin şirketinin birkaç ay önce Hong Kong merkezli Lion Commodities Holdings’ten füze bileşenleri satın aldığı da iddialar arasında yer almıştı. Çin Dışişleri Bakanlığı, WSJ’nin sorusu üzerine bu anlaşmadan haberdar olmadığını açıklamıştı.

Hong Konglu şirketle yapıldığı iddia edilen anlaşmanın İran’ın 800 füze üretmesi için yeterli olacağını öne süren kaynaklar, bunun için imzaların ABD Başkanı Donald Trump’ın nükleer müzakerelere başlama teklifinden önce atılmış olabileceğini vurgulamışlardı. İran’ın önceden de Çin’den balistik füze bileşeni aldığı yazılıp konuşulmaktaydı.

WSJ’nin haberindeki iddialara göre, bu yılın başlarında İran Çin’den 1000 ton sodyum perklorat satın almış ve sevkiyat gemileri İran’a şubat-mart aylarında ulaşmıştı. Yetkililer, bu maddenin 260 kısa menzilli füzede kullanılabileceğini aktarmışlardı. İngiltere merkezli The Times’ın 8 Nisan’daki iddiasına göre de İran, nisanda Irak’taki Şii gruplara balistik füze sevkiyatı başlatmıştı. Böylece Şii grupların bölgedeki İsrail ve ABD güçlerini hedef alabileceği üzerinde durulmaktaydı.[4]

Bu arada, Türkiye’den 48 KAAN Savaş Uçağı satın almaya karar veren Endonezya’ya, Çin’in 3 adet “Type 039A Yuan” sınıfı denizaltıyı devretme teklifi sunması da, önemli ve anlamlı bir adımdı!..

ABD, Çin şirketlerini yaptırım listesine almıştı!

ABD Dışişleri Bakanlığı, 11 Nisan 2025’de İran’ın petrol endüstrisiyle bağlantılı olduğu gerekçesiyle Çin merkezli Guangsha Zhoushan Energy Group şirketine yaptırım uygulama kararı aldığını açıklamıştı. ABD Hazine Bakanlığı ise 29 Nisan’da İran ve Çin’de balistik füze bileşenlerinin tedarikinde rol oynayan 6 kişi ve 6 kurumu yaptırım listesine almıştı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, 15 Mayıs’ta İran’ın balistik füze programına destek verdikleri gerekçesiyle Çin ve Hong Kong’da yerleşik bazı kişi ve firmaları yaptırım listesine katmıştı. Bu kapsamda, bu firma ve kişilerin, İran’ın balistik füze programında kullanılmak üzere karbon fiber üretimini yerlileştirme çabalarına destek çıktıkları, ayrıca İran Devrim Muhafızları Ordusuna karbon elyaf ile karbon elyaf üretim ekipmanı sağladıkları vurgulanmıştı. ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Michael Erik Kurilla da 10 Haziran’da Çin’in İran’dan petrol satın alarak Tahran’a finansal destekte bulunduğunu aktarmıştı.

Çin’in: “İran’ın kendi egemenliğini korumasını destekliyoruz” açıklaması!

Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ile 14 Haziran 2025 tarihli telefon görüşmesinde, İsrail’in İran’ın egemenliğini, güvenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal etmesini kınadıklarını, İranlı yetkilileri hedef alan ve sivil kayıplara yol açan pervasız saldırılarına karşı çıktıklarını açıklamıştı. Vang, Çin’in İran’ın ulusal egemenliğini korumasını, meşru haklarını ve çıkarlarını savunmasını ve halkının güvenliğini sağlamasını desteklediğini vurgulayarak, İsrail’in eylemlerinin Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nın ilkelerini ve uluslararası ilişkileri yöneten temel normları ihlal ettiğini vurgulamıştı. İsrail’in, İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarının potansiyel olarak “felaket” sonuçlara yol açabilecek tehlikeli bir emsal oluşturduğunu belirten Vang, ülkesinin İran ve diğer ilgili taraflarla iletişimi sürdürerek gerilimin düşürülmesinde yapıcı rol oynamayı sürdürmeye hazır olduğunu hatırlatmıştı.

İsrailli Gazeteciden Skandal Sözler: “Hamas ve İran’ı Yendik, Finalde Türkiye Vardır!”

İsrail ile İran arasındaki çatışmalar 6. gününde de tüm şiddetiyle devam ederken İsrailli gazeteci Eyal Berkovitch’ten Türkiye’yi hedef alan skandal ifadeler kafaları karıştırmıştı. Berkovitch, durumu bir futbol turnuvasına benzeterek, “Çeyrek finalde Hamas’ı, yarı finalde İran’ı yendik. Finalde ise Türkiye var” diyecek kadar küstahlaşmıştı. “Sırada Türkiye Var” mesajını Kanal 13 yayınında paylaşan İsrailli gazeteci Eyal Berkovitch, aslında Siyonist ve emperyalist çevrelerin gizli ve kirli niyetlerini açığa vurmuşlardı.[5]

“Siyonist rejimin hedefinde İran’dan sonra Türkiye vardır, bu iktidarla sorunlar aşılamayacaktır!”

İran – İsrail arasındaki gerginlikte Türkiye’nin duruşu hakkında E. General Volkan Ergenekon’un aktardıkları:

Gerçekçi olmak gerekirse Türkiye, tavşana kaç tazıya tut politikası uyguluyor, net bir tavrı yok. Olacağına da ben şahsen ihtimal vermiyorum. Şu ana kadarki Amerikan yanlısı politikasında bu (omurgasız tavır) bariz şekilde ortadadır.  Maalesef demeçler farklı, icraatlar farklıdır!”

İsrail’in hedefinde Türkiye’nin de olduğunu vurgulayan General: “Sayın Cumhurbaşkanı açıklamalarında samimi ise önce Kürecik ve İncirlik Üssü’nü kapatır. İsrail ile ticareti sonlandırır ve İsrail Büyükelçiliği’nin kapısına kilit vurur. İrlanda ve İspanya bunu yaptı mı? Yaptı. Anlaşılmaz bir şekilde Türkiye bunu niye yapmıyor? Oysaki Siyonist gaspçı İsrail rejiminin hedefinde son olarak İran’dan sonra Türkiye var! Arz-ı Mev’ud hedeflerinden mütevellit. Her şey bu kadar bariz iken Türkiye’nin pasif kalmasına bir anlam vermek çok zor efendim. Son olarak Avcılar Ambarlı Mardaş Limanı’ndan İsrail’e barut nakliyatını bir araştırıp görün derim. Hükümetin bu konudaki samimiyetini anlamak bakımından.”[6]

  1. x.com/dailyislamist
  2. x.com/mahfildijital
  3. www.facebook.com/zekeriya.terzioglu.100
  4. https://www.timeturk.com/ – 16.06.2025
  5. Sondakika.com – 17.06.2025
  6. İstiklal – 16.06.2025
5 12 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Abdullah AKGÜL

Abdullah AKGÜL

Subscribe
Bildir
14 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

DÜNYA ADİL DÜZEN’E UYUMLU HALE GELİYOR HZ. İSA’NIN ZUHURAT VAKTİ YAKINDIR!!!

Muhterem Hocamızın Anlattığı bir hikaye aklıma geldi.Köylünün biri, gece vakti ağzında yanmayan sigara, yürürken.Bir adamın elinde fenerle yaklaştığını fark etmiş,Giyim kuşamından “şehirli” olduğu anlaşılan adam, iyice yaklaştığında.“Efendi!” diye seslenmiş;“Şu el fenerini bir verir misin?Şehirli şaşırmış önce Bir süre tereddüt etmiş.Sonra da“Verelim bakalım ne yapacak” diye düşünmüş.El fenerini alınca köylü, yavaş hareketlerle yanmayan sigarasına götürmüş…
Şehirlinin şaşkın bakışları arasında, el fenerinin sigarasını yakmasını beklemiş.On saniye…
Yirmi saniye Şehirli başlamış gülmeye.“Be hey şaşkın” demiş, “Fener sigarayı yakar mı?.”On saniye, yirmi saniye daha Şehirli kızmaya başlamış:“Duymadın mı akılsız adam, sabaha kadar uğraşsan yanmaaaz!..”O böyle köpürünce, bizimki yapıştırmış lafı:“Akılsız olan sensin be adam.Ben de biliyorum sigaramın fenerle yanmacağını Biliyorum da…
Benim gayem sigaramı yakmak değil ki…
Benim gayem senin PİLİNİ bitirmek!..”
Şimdi Siyonist dünya düzeninin pili bitmek üzeredir.Tüm siyonist güçler ve emrindeki işbirlikçi iktidarlar ( müslüman ülkeler dahil) hepsi son kozlarını oynamaktadır. Erbakan Hocamız vefatından önceki son gezisini İrana yapmış ve İran’lıları ABD ile anlaşma yapmamaları konusunda uyarmıştı. En yetkili komutanları istihbarat zafiyeti göstermişlerdi.Malesef Hocamızı dinlememişler ve sonunda pişman olmuşlardır..? İsrail belkide hiç ummadığı yerden büyük bir darbe yemişti.Tüm stratejjik noktaları vurulmuştur. ABD dahil tüm ülkeler safını belirlemektedir. Ya Adil Düzene razı olacaklar yada zillete mahkum olacaklardır. Görünen o ki Allahın zafer va’di çok yaklaşmış ARMAGADDON filminin final sahneside HZ İsa’nın Deccali geberteceği filmin son son sahnesi ile perde kapanacaktır.

Last edited 4 ay önce by Ömer ÇAĞIL

Yandaş medya ve troller aracılığıyla hemen hemen tamamının altında Prf. Dr. Necmettin Erbakan’ın imzası olan askeri ve teknolojik gelişmeleri kendileri yapmış gibi istismar edip milleti oyalamak için kullananlar, aynı zamanda kendilerini başkomutan dünya lideri gibi tanıtmaktan utanmamışlardı. Şimdi birisi çıkar da ey dünya lideri hadi şimdi tam zamanı hazır askeri üstünlüğümüz varken şu İsrail’i haritadan silelim diyecek olursa… Yahu çok az bir hazırlık kaldı yoksa İsrail’i haritadan silerdim kolaycılığına kaçmak için mi şu cümleyi kurmuştu? ”Sn. Erdoğan’ın “Füze sayımızı caydırıcı oranlara getirmemiz lazımdır” sözleri acı bir itiraftı…

Armageddon Savaşı başlamıştı!
Armageddon Savaşı Hak-Batıl Mücadelesiydi!
Armageddon Savaşında Hakkı Hz. Mehdi ve Hz. İsa temsil etmekte; Batılı ise Deccal ve Süfyan temsil etmekteydi.

Milli Görüş ile başlayan Hak Mücadelesi; Milli Çözüm ile zafere ulaşacaktır!

Batılı ise Deccal ve Süfyan temsil etmekteydi.
DECCAL, Siyonizm’in temsilcisi; SÜFYAN ise İşbirlikçiliğin temsilcisidir!
Deccal, Siyonizm mücadelesi vermekte; Süfyan ise Siyonizm’le işbirlikçilik yapmaktadır!
Deccal, küfrü temsil etmekte; Süfyan ise nifakı temsil etmektedir.
Deccal’in taraftarları Siyonist Yahudiler; Süfya’nın taraftarları ise Müslüman gözüken münafıklardır.

Siyonist İşbirlikçilerinin yalancı yalaka yandaşları uyduruk bahanelerle zalim İsrail’e değil de İsrail’e bombalar yağdıran İran’a lanet okumakta ve zırvalamaktaydı.

Kur’an’ın haber verdiği, Resulüllah’ın müjdelediği ve Aziz Erbakan Hocamızın bildirdiği gibi bu savaş, ne sahada, ne masada; Hz. İSA’da bitecekti.
Çünkü Netanyahu: “Ben bu savaşla görevlendirilmiş insanım.” Yani DECCAL konumundayım, itirafında bulunmuşlardı. Öyle ise, Deccal’in Hz. İSA tarafından gebertileceği de zaten belirtilmiş ve kesinleşmiş durumdaydı.

Last edited 4 ay önce by NECATİ AKGÜL

Özellikle ve Öncelikle Avrupa toplulukları, Hz İsa gerçeği ile eninde sonunda yüzleşip tanışacaktır.. Yüzyıllar hatta binyıllar boyunca, inandıklarını sahiplenip, anladıklarını sandıkları silüetin(!) Hz İsa ile uzaktan yakından alakası olmadığını görecekler!
Bu gerçekle yüzleşmeyi, onlara sağlayıp, anlatacak irade ise Adil Düzen iradesi olacaktır.Böylece, Siyonist – Evejalist bir fikrin ve aksiyonun elinde ne kadar aciz ve edilgen bir topluluk olduklarını anlayacakladır inşallah..

Hz Resulüllah, Hristiyan ve Yahudi toplumlarına gönderilen Peygamberleri, onların inandıklarından ve bildiklerinden çok daha gerçekleri ile onlara tanıtmıştır..

Hz Mehdi İslamın özünü, modern toplumların hizmet ve ihtiyaçlarına göre en kamil bir yöntemle ortaya koymuş, dünyanın her alanda nükseden tüm ihtiyaç ve hastalıklarına, sağlam temellere dayanan bir yöntem ve tedaviyi geliştirip içtihat etmiştir.
İnsanlığın huzur ve güvenliğini, tasallutu altına almış olan Siyonist İsrail-Abd hegomanyasına, gönüllü gönülsüz hizmetkârlık yapan, Hristiyan Avrupa başta olmak üzere milyonlarca Hristiyan topluluklar, artık dünyanın başına bela olan Siyonist zihnin kodlarının temelini anlamak ve kendine gelmek mecburiyetindedirler!

Ve bu siyasi, ekonomik kıyamın ve hakikatle yüzleşme sürecinin temelini,Hz Mehdi oluşturduysa, bunun insanlığa deklaresini de Hz İsa yapacaktır inşallah…

Elimizdeki Mevcut İncil Kitabının Pavlustan Romalılara Mektuplar Bölümünün 14.kısmında Hz İsa’ya (As) atfedilen şöyle bir söz vardır ;

Rab Şöyle diyor :

Varlığım hakkı için, her diz önümde çökecek..

MEHDİ AS. ALT YAPISINI HAZIRLADIĞI BÜYÜK İNKILAB MESİH AS. ELİYLE GERÇEKLEŞECEKTİR.

DECCAL NETANYAHU VE İSRAİL YERLE BİR EDİLECEK VE SİYONİZMİN TÜM SİSTEMLERİ ETKİSİZ HALE GETİRİLEREK YER YÜZÜNDE BÜTÜN İNSANLIĞIN UMUTLA BEKLEDİĞİ, BÜTÜN İNSANLIĞIN SAADETİNİN TEK ÇARESİ OLAN ADİL DÜZENE DAYALI YENİ BİR DÜNYA KURULACAKTIR.

Saf 13
Ve (cihad ehli için; dünyada iken de beklediğiniz ve) seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah’tan ‘yardım ve zafer (nusret erişecek)‘ ve yakın bir fetih (önünde sonunda mutlaka gelecektir. Gerçek mücahit) mü’minleri müjdele (ki; va’ad edilen bu mutlu ve kutlu netice, sadece onlar tarafından beklenmektedir).

https://www.mealikerim.com/61/saf/13

Saf 14
Ey iman edenler, Allah’ın (Dininin) yardımcıları olun (Hakk davanın ve mazlum halkların gayretini çekin). Şunun gibi ki; Meryem oğlu İsa Havarilere: “Allah’a (giden yolda ve Hakk Dini uğrunda) benim yardımcılarım kimlerdir?” demişti de, Havariler Ona; “Allah’ın yardımcıları bizleriz” (diye yanıt vermişlerdi.) Böylece İsrailoğullarından (az) bir topluluk iman etmiş, (geri kalan) bir topluluk da inkâr etmişti. Sonunda Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekleyince, onlar da üstün gelmişlerdi.

https://www.mealikerim.com/61/saf/14

HZ. İSA’DA BİTECEK!

Dünya Siyonizm’inin esiri olmuş, köle ruhlu, uşak zihniyetli, korkak ve kaypak Müslüman yöneticilerden hâlâ umut bekleyenler;
Dünyanın en ahmak insanlarıydı!
Bu savaş, tek bir kişide bitecekti!
Tek başına da olsa da..

Yedi düvel,
Acımasız zalimler,
Azılı münafık hainler,
İnsi ve cinsi bütün şeytanlar birlik olsa da..
Allah nurunu tamamlayacak ve Elçisi galip gelecektir!..

“Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!”

Prof.Dr. Necmettin ERBAKAN

“Adil Düzen’i kuracağız ve hiçbir güç buna engel olamayacaktır!”

Üstad Ahmet AKGÜL

İran – İsrail arasındaki gerginlikte Türkiye’nin duruşu hakkında E. General Volkan Ergenekon’un aktardıkları:

“Gerçekçi olmak gerekirse Türkiye, tavşana kaç tazıya tut politikası uyguluyor, net bir tavrı yok. Olacağına da ben şahsen ihtimal vermiyorum. Şu ana kadarki Amerikan yanlısı politikasında bu (omurgasız tavır) bariz şekilde ortadadır. Maalesef demeçler farklı, icraatlar farklıdır!”

İsrail’in hedefinde Türkiye’nin de olduğunu vurgulayan General: “Sayın Cumhurbaşkanı açıklamalarında samimi ise önce Kürecik ve İncirlik Üssü’nü kapatır. İsrail ile ticareti sonlandırır ve İsrail Büyükelçiliği’nin kapısına kilit vurur. İrlanda ve İspanya bunu yaptı mı? Yaptı. Anlaşılmaz bir şekilde Türkiye bunu niye yapmıyor? Oysaki Siyonist gaspçı İsrail rejiminin hedefinde son olarak İran’dan sonra Türkiye var! Arz-ı Mev’ud hedeflerinden mütevellit. Her şey bu kadar bariz iken Türkiye’nin pasif kalmasına bir anlam vermek çok zor efendim. Son olarak Avcılar Ambarlı Mardaş Limanı’ndan İsrail’e barut nakliyatını bir araştırıp görün derim. Hükümetin bu konudaki samimiyetini anlamak bakımından.”[6]


Siyonist şeytan İsrail ve tüm işbirlikçileri yıkılacak, Adil Düzen kurulacak ve insanlık huzur bulacak.
Ya Rabbi;
✓İmanlarımız kemâle ermeden canımızı alma;
✓Siyonist şeytan İsrail ve işbirlikçileri tüm sistemleri ile yıkılıp, Başta Filistin olmak üzere tüm mazlumların yüzünün güleceği ADİL DÜZEN (ERBAKAN DEVRİMİ) kurulmadan ve bu uğurda gayret edip cihad etmeden canlarımızı alma,
✓Kardeşliğimizi pekiştirip meveddet ehli olmadan canlarımızı alma.
Amin…

Bu savaş ,sahada ve masada değil ;Hz.İsa ‘ da bitecektir!

Âl-i İmran 55
Hani Allah, buyurmuştu ki: “Ey İsa, doğrusu Ben senin (dünya) hayatına (şimdilik) son vereceğim, seni (insanların erişemeyeceği şekilde onlardan uzaklaştırıp) Kendime yükselteceğim, seni kâfirlerin (ithamlarından) temizleyeceğim ve (yeniden yeryüzünde zuhur edip Deccalizm’le mücadelende) sana uyanları (zafere eriştireceğim ve) kıyamete kadar inkâra sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedip (yargılayacağım).” [Not: Ayetteki “müteveffike” kelimesi, öldürmek değil, Âl-i İmrân 153. ayetindeki “mafateküm=sizden uzaklaştırdığımız” kelimesiyle aynı anlamda kullanılmıştır. Yani hadislerde de belirttiği gibi, Hz. İsa (AS) sağ olarak göklere kaldırılmıştır ve ahir zamanda geri gelmesi Hakk’tır. “Ruh” ile “can” farklı kavramlardır. İnsandan ruhun ayrılması “fevt”, canın çıkması ise “mevt” kelimesiyle anlatılır.]

https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/55

AYETLER VE HADİSLER IŞIĞINDA BU SAVAŞ (ARMEGEDDON ) HZ. İSA’DA BİTECEKTİ!..

ÂL-İ İMRAN SURESİ 45. AYET
Hani melekler: “Ey Meryem! Doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi (İsa’yı doğuruvereceğini) sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir. O, dünyada ve ahirette ‘seçkin, onurlu ve saygın kılınmış birisidir’ ve (Allah’a) yakın kılınan (mukarreb kimselerdendir).”

ÂL-İ İMRAN SURESİ 59. AYET
Şüphesiz, Allah katında İsa’nın durumu Adem’in durumu gibidir. Ki onu topraktan yarattı, sonra ona “OL!” demesiyle o da hemen (ortaya çıkıp) meydana geldi. (Hz. İsa da Allah’ın dilemesiyle babasız oluşuverdi.)

NİSA SURESİ 157. AYET
Ve (onlar yalan yere): “Biz, Allah’ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa’yı gerçekten öldürdük” demeleri nedeniyle de (Yahudilere böyle bir ceza verilmiştir.) Oysa Onu kesinlikle öldürmediler ve Onu asmadılar. Ama onlara (Hz. İsa’nın) benzeri gösterildi. (Hz. İsa’yı para karşılığı gammazlayan baş havarisinin yüz şekli Hz. İsa’ya benzetildi ve çarmıha gerildi.) Gerçekten Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların boş bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Kesin olan gerçek şudur ki Onu (Yahudiler Hz. İsa’yı) öldürememişlerdir. (Hz. İsa’nın ruhu fevt edilip göklere yükseltilmiştir. Ahir zamanda tekrar geri gönderilecektir.)

NİSA SURESİ 158. AYET
Bilakis; Allah Onu Kendine yükseltti. Allah Üstün ve Güçlüdür, Hüküm ve Hikmet sahibidir.

ÂL-İ İMRAN SURESİ 55. AYET
Hani Allah, buyurmuştu ki: “Ey İsa, doğrusu Ben senin (dünya) hayatına (şimdilik) son vereceğim, seni (insanların erişemeyeceği şekilde onlardan uzaklaştırıp) Kendime yükselteceğim, seni kâfirlerin (ithamlarından) temizleyeceğim ve (yeniden yeryüzünde zuhur edip Deccalizm’le mücadelende) sana uyanları (zafere eriştireceğim ve) kıyamete kadar inkâra sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedip (yargılayacağım).” [Not: Ayetteki “müteveffike” kelimesi, öldürmek değil, Âl-i İmrân 153. ayetindeki “mafateküm=sizden uzaklaştırdığımız” kelimesiyle aynı anlamda kullanılmıştır. Yani hadislerde de belirttiği gibi, Hz. İsa (AS) sağ olarak göklere kaldırılmıştır ve ahir zamanda geri gelmesi Hakk’tır. “Ruh” ile “can” farklı kavramlardır. İnsandan ruhun ayrılması “fevt”, canın çıkması ise “mevt” kelimesiyle anlatılır.]

RESULÜLLAH SAV. BUYURDU Kİ, (Hadisin Kaynağı: Sünen-i İbni Mace,10/334)
İsa bin Meryem (AS) benim ümmetim içinde;
1- Adaletli bir hâkim ve (yönetimde) âdil bir imam olacak,(Hz. İsa (AS) adaletli bir yönetici olacaktır.)
2- Haçı kırıp ezecek ve domuzu öldürecektir. (Tahrif olmuş, aslından uzaklaşmış olan Hrıstıyanlığı iptal ederek Şer-i Şerifimizle İslamiyetle hükmedeceği, teslis inancı haça tapınma, ruhbaniyet vb gibi Hristiyanlığın da esasında bulunmayan hurafeleri kaldıracak, bu dini indirildiği ilk haline döndürecektir. Domuz beslemeyi ve yemeyi yasaklayacak yani anladığım kadarıyla : Hakkı ve ahlakı koruma ve üstün tutma, iyilikleri yürütme, kötülükleri önlemeye çalışma yani Emri bil maruf nehyi anil münkeri yürütecek)
3- (Zimmilerden) Cizyeyi kaldıracak, ( Cizya müslümanların ihtiyaçlarında kullanılan bişey olduğu için, o dönem Altınçağ döneminde maddi bolluk yaşanacağından fakir kimse kalmayacağından kaldırılacak ve diğer İslam dışındaki insanlar da sistemin güzelliğini ferahlığını bolluğunu görünce onlarda ehli iman olmaya can atacakalr)
4- Zekatı terkedecektir. Artık ne koyun, keçi, sığır sürüsü ne de deve sürüsü üzerine zekat memuru çalıştırılmayacaktır. ( 3.Maddede olduğu gibi malın bolluğu ve zekata müstehak fakir kalmayacağı için zekat verecek kimse kalmayacak anlamındadır.)
5- Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. ( Hz İsa Deccali öldürüp Siyonizme ait fikir ve sömürü sistemi yok edilecek çökertilecek ve dünyadaki siyonizm hakimiyeti tamamiyle etkinliği sıfırlaştırılacak bütün dünya huzur içinde yaşayacaktır)
6- Din (İslam) Birliği de olacak , artık Allah’tan başkasına tapılmayacaktır. ( Resulüllah yine bir hadisi şerifinde : Muhakkak O (HZ.İSA) yeryüzüne inecektir. İnsanları İslam’a davet edecektir. Onun zamanında Allah Teala İslam dışında bütün dinlerin etkinliğini kırılacaktır ( Tezkiret-il Kurtubi, 499)
(Hadisin Kaynağı: Sünen-i İbni Mace,10/334)

RESULÜLLAH SAV. BUYURDU Kİ,
… O’nun (Hz. İsa As.’ın) nefesinin kokusunu duyan hiçbir zalimin kafirin ölmemesi mümkün değildir. O’nun nefesi de gözünün görebildiği mesafeye ulaşacaktır.
(Sünen-i İbni Mace,,10/323)

RESULÜLLAH SAV. BUYURDU:
İsa(AS) Deccal’a nihayet Lud kapısı yanında yetişecek ve onu öldürecektir. (Deccal’den kasıt genelde fikir sisteminin yok edilmesini çökertilmesini kastetmişlerdir muhaddisler… Zaten şahsın ölmesi fikir sistemi ölmeden bişey ifade etmez ama temennimi soracak olursanız şahsının öldürülmesi elbette iyi olacaktır)
(Sünen-i Tirmizi,4/105)

******************

HZ. İSA (AS.)’ın dünyaya inişiyle alakalı şu makaleyi incelemenizi tavsiye ederim. Daha detaylı araştırma için RUHLAR SIRLARVE UZAYLILAR adlı AHMET AKGÜL’ün eserinden de istifade edebilirsiniz!..

Bunu anlamak için yine  iki atom saati  düşünelim.  Bir  tanesini Dünya’mız  yüzeyine yerleştirelim, diğerini  emrin üstüne yerleştirdiğimizi hayal edelim.  Emir üzerindeki atom saatinde  bir gün geçtiğinde Dünya üzerindeki saatte  1000 yıl geçecektir. Bu her birine konulan iki insan için de böyledir. Bu nedenle Hz. İsa’nın  (AS) Allah’ın katına çekilmesi; 1 gün, orada sevindirilip şereflendirildikten sonra yeryüzüne tekrar indirilmesi, Rabbani zaman diliminde 2 gün sayılmasına karşılık, dünyevi takvimde 2000 sene geçmiş olmaktadır. Buna göre Hz. İsa (AS) çoktan inmiş olmalıdır ve işbaşındadır…

TAMAMI İÇİN: https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/kurana-gore-zamanin-uzayip-kisalmasi-mucizesi/

NUH’UN GEMİSİNE BİNMEYEN, HZ. İSA’YI NEREDEN BİLECEKTİ?
MEHDİ-MESİH ÇOKTAN BULUŞTU!..
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/nuhun-gemisine-binmeyen-hz-isayi-nereden-bilecekti/

Kur’an’ı Kerim’den bir ayet ile kapayayım:

KASAS SURESİ 85. AYET
(Ey Resulüm!) Kur’an’ı(n ahkâmını ve ahlâkını uygulamayı) Senin üzerine farz kılan (Allah), elbette Seni dönüş yerine iade edecek ve (Medine’den Mekke’ye, veya dünyadan ahirete ve cennete, ya da ümmetin liderliğine tekrar) geri gönderecektir. De ki: “Rabbim, kimin hidayetle (Hakk ve doğru yol rehberliği ile) geldiğini de, kimin açıkça bir sapkınlık içine girdiğini de çok iyi bilmektedir.”

NOT: Ayet meallerinin alındığı kaynak:
Bak: Rabbani Yaklaşım ve Anlayışımızla Yüce Kur’an’ın Manası ve Mesajı
Hazırlayan: Abdullah Akgül, Ezher Üniversitesi Mezunu
Yorumlayan: Üstat Ahmet Akgül
http://www.mealikerim.com

Last edited 4 ay önce by Osman Nuri ÇELİK

ZAMAN ARTIK İYİLERİN ZAMANIİnsanlık tarihinin çok önemli bir dönüm noktasında idik, ahir zamanla ilgili haberlerde bahsedilen Melheme-i Kübra’nın şuanda başını yaşıyorduk. İran-İsrail savaşında İsrail’e atılan her füze için oh olsun diyorduk ve içimiz rahatlıyordu ama bu yeterlimiy di? birde bu nasıl savaştı dış işleri bakanımız Hakan Fidan’ında dediği gibi birbirini haberdar ederek savaş mı olurdu? Acaba İran içindeki kirli cepheyi de kullanarak savaşmış gibi algılanması sağlanarak bu büyük savaşın asıl baş aktörü olan Türkiye’yi zamansız ve yanlış yerde savaşa sokmak mı istenmekte idi? Çok enteresan bir savaş yaşanmıştı, yaşanıyor ve yaşanacaktı. Amerika’da bir gazete İsrail’in bu savaşa en fazla iki hafta dayanabilir füze stokları buna yetmez demişti, benim anladığım eğer savaş iki haftadan fazla sürerse bu savaşın kazananı belli idi. Ama ne oldu ise bir anda ateş kes sağlandı ve işin daha enteresan tarafı iki taraf birbirlerine füzeler atmış İran İsrail tarafına 3 bin adet füze atmıştı ama verilen zayiat 200 ölü, 2000 yaralı idi, üç bin taş atsan 3 bin kişinin kafası kırılırdı.
Amerika’sı, Hindistan’ı, İngiltere’si kısacası bütün barbar batı Akdeniz’e İsrail’e yardım için gelmişti ve hâlâ da geliyordu. Eğer İsrail-İran savaşı için yardıma geliyorlarsa Basra körfezine göndermeleri lazım gelirdi. Ama dertleri İran değil, asıl dertleri Türkiyem idi. Yahudi kaynaklarında İsrail’in sonunun kuzeyden gelecek bir aslanın eliyle olacağı bildiriliyordu. İşte o aslan şuanda da İsrail’in tam kuzey komşusu oluyordu. Bu onurlu ve şahsiyetli duruşu tabi ki mevcuttaki işbirlikçi kafa ve zihniyetlerden beklemek imkansızdı. Bu astroloji uzmanlarının ve siyasi uzmanlarının görüşleri Türkiye ve Dünya büyük değişim ve dönüşümlerin olması an meselesi idi. İşin başına geçecek olan kişi kimse tarafından bilinmeyen bir kişi olacaktı. Türkiyemizde yaşanacak Milli Mutabakat ile mümkün olacaktı. Bunu da 45 sene öncesinden Aziz Erbakan Hocamız zaten haber veriyordu. “Bakın size kesinlikle ifade ediyorum; Türkiye’nin kurtuluşu Milli Çözüm’e inan bir Cumhurbaşkanın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir hükümetin kurulması ve yeni bir devrin başlaması ile mümkündür.”
Artık tarihi iyilerin yazma zamanı gelmişti ve Netanyahu zaten kendini İslami kaynaklarda belirtilen Deccal olarak tanımlamış ve Deccali de Hz.İsa öldüreceği hadislerde ve diğer kaynaklarımızda belirtiliyordu.

“Andolsun eğer onlar (Yahudi ve Hristiyanlardan fitne fesat kurgulayanlar, yenilip yurtlarından) çıkarılsalar (bile), bunlar (Müslüman geçinen münafıklar) onlarla beraber (yurtlarını terk edip) çıkmazlar; eğer onlarla savaşılırsa, bunlar onlara yardım yapmaz (riske yanaşmaz ve tehlikeye atılmazlar), şayet (ilk başta) yardım etseler bile (ardından) mutlaka arkalarına dönüp kaçıvereceklerdir; sonra zaten kendilerine de yardım edilmeyecektir.” Haşr Suresi 12. ayetinde Rabbimiz işbirlikçi münafıkların karakterini ortaya koyuyor ve riske ve tehlikeye girmeyeceklerini belirtiyordu. Zahiren garanti olan güçlü taraf kimse ondan taraf olurlar, hak , adalet, hukuk tanımazlardı. Amma en ufak bir zaafiyet durumunda kafir ve zalimleride yalnız bırakır ve inananlar tarafında imiş gibi davranarak yine kaypaklık gösterirlerdi.

İşbirlikçiler ve özel dostları BAE Sultanı El Nahyan, Suud Kralı Selman… Siyonizm’in uşaklarıydı. Yani hainler, zalimlere desteğini çekseler bu ihanet yıkılacaktı!..
Şeytana pabucu ters giydiren, azılı münafıkların hakkından her seferinde gelen Hakkın Gürzünün varlığı ise hainlerin, münafıkların, alçakların, zalimlerin uykularını kaçırmaktaydı!..   
En hassas bir dönemde işbirlikçilerin yandaşı İlahiyatçı Prof. Abdülaziz Bayındır’ın: “Gazzeliler direnmeyi bırakıp, göçe razı olmalıdır!” sözleri, uşaklık karakterinin bir yansımasıydı.
Biraz dikkatle bakıldığında Abdülaziz Bayındır karakterinde olanlarla, zalimlerin hainlerin aynı şeyleri savunduğu görülecekti!..
 “Acaba bu şahıs da mı, Siyonist merkezlerce kiralanmıştı…

Din istismarcısı Yusuf Kaplan’ın “Lanet olsun bu adamlara, lanet olsun. (Niye zamansız şekilde İsrail’e hücum ettiler…) Filistin dünyada bütün herkesin, kalbine, içine girmişti. Bir şekilde (İsrail) pes etmişti. (Ama İran İsrail’e saldırıp) Bu işi bitirdiler. Allah intikamını bu aşağılık adamlardan alacak, kim ise bunun mesulleri.” diyecek kadar zıvanadan çıkmış ve zırvalamaya başlamıştı!..
Önce bu yalancı yalakalara hatırlatalım ki, saldırıyı başlatan Müslümanlar değil, zalimlerdir.
Gerçi, zalimlerin sisteminin kevgire dönmesi her daim bir tek bu hainlerin zoruna gitmişti!
İki yıldır etkin bir tek adım atmadıkları halde; her türlü ihanete müsaade ettikleri halde Gazze tam kurtulacakmış, İran İsrail’i bombalayınca durum değişmişmiş…
Ne diyelim zalimlerle beraber yıkılsın hainler ve münafıklar!…

Pakistan, “İsrail’e Karşı Birlik Olma” Çağrısı, İslam’a uygun bir tavırdı!
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, resmi bir açıklamayla İran’a açık destek sağlaması, İslamcı geçinen münafık ve hainlerin kardeşlik-birlik-İslam kılıfları altında yaptıkları zalimlere hizmetkarlıklarını deşifre etmeye yetmişti!… 

Last edited 4 ay önce by Mus'ab Eryıldız

ZALİMLER CEZALARINI BULACAKTIR!

Üstün bilgilere ulaşabildiğimiz için makelemiz ve videolarımızdan dolayı Hocamıza ve yardımcı olan abilerimize sonsuz teşekkürlerimizi arz ediyoruz…

At izinin it izine karıştığı, ajanların yalakalıkta yarıştığı bir zamanda insanların fasık medyayla uyutulduğu bir ortamda Hakkı görüp okuyabilmeyi nasip eden Rabbimize sonsuz şükürler ediyoruz!

Ahir zamanın birçok alametlerinin gerçekleştiği zamanımızda artık doğruluk ve gerçeklikler zamana yön verecekti! Zalimlerin tuzakları başlarına çevrilecek, cezalarını haketme zamanı gelecekti…

İnşaAllah ‘Hak geldi Batıl yok oldu” diyeceğimiz günler geldi” Artık herkes ve herşey sussun Ayet ve hadisler yaşansındı…

Last edited 4 ay önce by ELİFÇAĞIL

Gör her katre oldu, muhît-i a’zem;
Hem her zerre oldu, Mesîh-i Meryem.
                                      
Seyyid Nesimi

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
14
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...