Eski Mücahit, yeni Müteahhit ilim ehli AKP’li bir dosta…
NE FAYDA!
Bu son nasihatim, tercihini yap
Kur’an’ı ucuza, sattın ne fayda!..
Hem de olamadın, bir baltaya sap
Boş yere sağ sola, çattın ne fayda!..
AB kuyrukçusun, kahraman yaptın
BOP’un kâhyasıydı, put yapıp taptın
İz’andan İslam’dan, insaftan saptın
Dünya için davan, attın ne fayda!..
Karıştırıverdin, helal haramı
Hak ile Batılı, doğru yalanı
Caiz gördün Mut’a1, rüşvet talanı
Bal b.. birbirine, kattın ne fayda!..
Son ömrünü kaypak, gafil tükettin
Emekle kurduğun, bina çökerttin
Allah’ın kahrını, bin kez hak ettin
Kesildi Mevla’yla, hattın ne fayda!..
Yıllarca savundun, tersine döndün
Saman aleviymiş, parlayıp söndün
Vicdanın öldürdün, elinle gömdün
Çok yazık Hak yoldan, kaçtın ne fayda!..
Niçin buğzedersin, hakkı söylerim
Ahiret olmazsa, dünya neylerim
Allah razı ise, yansın köylerim
Fırsatların boşa, saçtın ne fayda!..
Din kutsal davandı, oldu istismar
Ayet; “Demokrasi..”, hadis; “istikrar..”
Tapındığın makam, güç ve iktidar
Böyle adım adım, battın ne fayda!..
Faiz fuhuş kumar, bin tür mel’anet
AKP eliyle, azdı rezalet
Huzur Saadette, gel bul selamet
Gavur döşeğine, yattın ne fayda!..
Bir zaman duyarlı, bir mü’min iken
Zulme küfre karşı, sert çelik diken2
Sonradan yamuldun, çürüdün erken
Kof şöhret servetli, Zattın ne fayda!..
Dinar için dini, etmiştin tahrip
Şimdi şu kabirde, yalnız ve garip
Çek ettiklerini, pişman muzdarip3
Oysa düne kadar, şaddın4 ne fayda!..
Ahmet Hoca doğru, söyler acıtır
Bunlar panzehirdir, kalbe aşıdır
Netsem ters görüyor, çünkü şaşıdır
Her nimeti zevki, tattın ne fayda!..
1- Mut’a (Nikahı): Para karşılığı ve geçici bir zaman için yapılan batıl bir evlilik akdi.
2- Gerçek ve sadık mü’minler, “küffara karşı gayet sert ve şiddetli kendi aralarında merhametlidirler.” (Fetih: 29)
3- Muzdarip: Istırap çeken, kahır ve azab içinde kıvranan.
4- Şad: Şen, şakrak, neşeli ve huzurlu.

NE BİLSİN
Tarlaya tohum ekmeyen
Toprağa fidan dikmeyen
Meyvenin kahrın çekmeyen
Dalın kıymetin ne bilsin..
Az helaldan, haz almayan
Ayet, hadis; baz almayan
Ter döküp te, kazanmayan
Malın kıymetin, ne bilsin…
Kalbi iman dolmayınca
Havfullah’la solmayınca
Atı sakat olmayınca
Nalın kıymetin ne bilsin…
Gurur kibirde birinci
Sanır kendini, bir inci
Beğenmez etli pirinci
Yalın kıymetin ne bilsin…
Gerçek dost, ne büyük nimet
Nasihatın bil, ganimet
Beş kuruşa eden minnet
Hal’in kıymetin ne bilsin…
Aşk gölüne dalmamışsa
Gönlün Dost’a salmamışsa
Yalın, çıplak kalmamışsa
Şalın kıymetin ne bilsin
Zikre girmemiş, halkayla
Derde düşmemiş, halkıyla
Boğuşmamışsa, dalgayla
Salın kıymetin ne bilsin…
Vahdet sırrına yetmeyen
Allah davası gütmeyen
Arıya hizmet etmeyen
Balın kıymetin ne bilsin
Yazık
Bir ömür uğraşıp ihlas katmayan,
Şeytanı ve nefsi geri atmayan,
Davaya canını malı satmayan
Aç gözlü, usanmaz adama yazık!
Milli Görüş Hak’tır diye anlatan,
Sonra ne olduysa çirkefe batan,
Kepaze damgasın alnına çakan,
Aldanan, aldatan ahmağa yazık!
Veyl olsun cümle hain tiplere,
Mahşerde boyunlar geçer iplere,
O zaman sallanan halsiz dillere,
Pelesenk olmuştur: “hep bana yazık!”
Nar Olur Dünyaların!..
Verilen nefesler, tükeniyor bak
Eline ne geçti,sana ne fayda!..
En büyük vebal batıl,tarafta olmak
İki dünyan nar olur,gaflet ne fayda!..
Rabbimiz, yürekten gelen hikmet dolu tespitler diyebileceğimiz bu öğüt ve ikazlardan DERS ALAN kimselerden olmamız duasıyla!…
İnsan Kur’an’a ve sünnete göre doğruları görüp yaşadığı halde bir zaman sonra bu doğrularına neden yanlış der ve yanlışı savunmaya, yanlışı haykırmaya, yanlışı doğruymuş hakmış gibi uygulamaya başlar . Zannediyorum bunun sebebi şeytanın vesveselerine nefsin sesine kulak kabartmak ile oluyor. Cenabı hak insanoğlunun önüne her türlü nimeti her türlü imkanı sunmuş. Tercihi bizlerin iradesine vermiş. Yazarımızın bu son derece hikmet dolu öğüt ve ikazlarını okurken aklıma meşhur Salebe kıssası geliverdi. Hani fakirliğinden dolayı bir kaç defa Efendimize (s.a.v) gelip mal mülk sahibi olmak için dua isteyen; fakat her defasında, “Şükrünü eda ettiğin az mal, şükrünü eda edemediğin çok maldan hayırlıdır.” denilerek geri çevrilen; ama sonunda duaya mazhar olup kısa zamanda Medine’ye sığmayacak kadar sürülere sahip olan; zekât zamanı gelince de “bu bir haraçtır/vergidir” diyerek sürülerinin içinden bir koyunu dahi Efendimizin (s.a.s.) gönderdiği zekât memurlarına veremeyecek kadar cimrileşip onları eli boş geri gönderen o meşhur kıssa.
İNSAN zannediyorum şeytanın ve nefsin vesveselerine biran kulak kabartıverip Allah muhafaza o tuzağa düşüverirsek işte hikmet dolu bu şiirle de anlatılmaya çalışılan bu hallere düşebiliyor. Rabbimiz hepimizi Allah’ın yolunda uğrunda vaktini zamanını harcayan şeytanı memnun etme yerine Allah’ı memnun etmek için bedenini çürüten ayette de bildirildiği üzere insan yapıp ettiğinden sorumlu olduğu gibi DÜŞÜNCELERİNDEN [1] bile (Bakara Suresi 284. Ayet) hesaba çekileceğini unutmadan bir hayat sürmeyi cümlemize lütfetsin.
Faydalı güzel iyi doğru ve adil olan şeylerle vaktimizi doldurmaz meşgul olmaz isek, mutlaka ama mutlaka şeytan ve nefis bizleri faydasız çirkin yanlış kötü olan şeylerle meşgul eder ve sonunda Allah muhafaza hem dünyada hem de ahirette kaybedenler safında oluruz.
Nahl Suresi 18. Ayette buyrulduğu üzere : ‘’Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız; gerçekten Allah, Bağışlayandır, Esirgeyendir.’’ Helal nimetleri bir kenara yazacak olsak haramlarıda bir kenara yazacak olsak haramları birkaç kalemde yazar bitiririz ancak helal nimetleri genelleme yaparak yazsak bile bitiremeyiz. O yüzden Rabbimiz elimizi bırakmasın bir an nefsimize ve şeytanın vesveselerine uydurmasın ya değilse halimiz nice olur Allah muhafaza.
Rabbimiz yazarımızın sadece Allah’ın rızası için bu hikmet dolu, yürekten seslenişine kulak verenler listesine kattığı , şu kişi ne der bu kişi ne der diye değil de ALLAH ne der diye her halimizi hareketimizi şeytanı değil Allah’ı memnun edenler olarak gün geçiren kimselerden eylesin.! Amin .
[1] ‘’Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. İçinizdekini (kurgulayıp nefislerinizde beslediklerinizi) açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi (niyet ve hedefleriniz doğrultusunda) onunla sorguya (hesaba) çekecektir. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Allah, her şeye güç yetirendir. (Kadir’dir.)’’
BAKARA SURESİ 284. AYET – http://www.mealikerim.com
Rabbim faydalandırsın !…
Makamı maksudu bulmak dilersen
Sakın zikrullahtan ırağa kaçma!
Kamiller safında kalmak dilersen
Hak sözden gayrıya ağzını açma!
Haktan başkasına, güvenme sakın
O Rabbindir sana, her şeyden yakın
Ölmeden tedarik, görmeye bakın
Ömrün kıymetlidir, savurup saçma!
Rabbimiz, yürekten gelen hikmet dolu tespitler diyebileceğimiz bu öğüt ve ikazlardan DERS ALAN kimselerden olmamız duasıyla!…
İnsan Kur’an’a ve sünnete göre doğruları görüp yaşadığı halde bir zaman sonra bu doğrularına neden yanlış der ve yanlışı savunmaya, yanlışı haykırmaya, yanlışı doğruymuş hakmış gibi uygulamaya başlar . Zannediyorum bunun sebebi şeytanın vesveselerine nefsin sesine kulak kabartmak ile oluyor. Cenabı hak insanoğlunun önüne her türlü nimeti her türlü imkanı sunmuş. Tercihi bizlerin iradesine vermiş. Yazarımızın bu son derece hikmet dolu öğüt ve ikazlarını okurken aklıma meşhur Salebe kıssası geliverdi. Hani fakirliğinden dolayı bir kaç defa Efendimize (s.a.v) gelip mal mülk sahibi olmak için dua isteyen; fakat her defasında, “Şükrünü eda ettiğin az mal, şükrünü eda edemediğin çok maldan hayırlıdır.” denilerek geri çevrilen; ama sonunda duaya mazhar olup kısa zamanda Medine’ye sığmayacak kadar sürülere sahip olan; zekât zamanı gelince de “bu bir haraçtır/vergidir” diyerek sürülerinin içinden bir koyunu dahi Efendimizin (s.a.s.) gönderdiği zekât memurlarına veremeyecek kadar cimrileşip onları eli boş geri gönderen o meşhur kıssa.
İNSAN zannediyorum şeytanın ve nefsin vesveselerine biran kulak kabartıverip Allah muhafaza o tuzağa düşüverirsek işte hikmet dolu bu şiirle de anlatılmaya çalışılan bu hallere düşebiliyor. Rabbimiz hepimizi Allah’ın yolunda uğrunda vaktini zamanını harcayan şeytanı memnun etme yerine Allah’ı memnun etmek için bedenini çürüten ayette de bildirildiği üzere insan yapıp ettiğinden sorumlu olduğu gibi DÜŞÜNCELERİNDEN [1] bile (Bakara Suresi 284. Ayet) hesaba çekileceğini unutmadan bir hayat sürmeyi cümlemize lütfetsin.
Faydalı güzel iyi doğru ve adil olan şeylerle vaktimizi doldurmaz meşgul olmaz isek, mutlaka ama mutlaka şeytan ve nefis bizleri faydasız çirkin yanlış kötü olan şeylerle meşgul eder ve sonunda Allah muhafaza hem dünyada hem de ahirette kaybedenler safında oluruz.
Nahl Suresi 18. Ayette buyrulduğu üzere : ‘’Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız; gerçekten Allah, Bağışlayandır, Esirgeyendir.’’ Helal nimetleri bir kenara yazacak olsak haramlarıda bir kenara yazacak olsak haramları birkaç kalemde yazar bitiririz ancak helal nimetleri genelleme yaparak yazsak bile bitiremeyiz. O yüzden Rabbimiz elimizi bırakmasın bir an nefsimize ve şeytanın vesveselerine uydurmasın ya değilse halimiz nice olur Allah muhafaza.
Rabbimiz yazarımızın sadece Allah’ın rızası için bu hikmet dolu, yürekten seslenişine kulak verenler listesine kattığı , şu kişi ne der bu kişi ne der diye değil de ALLAH ne der diye her halimizi hareketimizi şeytanı değil Allah’ı memnun edenler olarak gün geçiren kimselerden eylesin.! Amin .
[1] ‘’Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. İçinizdekini (kurgulayıp nefislerinizde beslediklerinizi) açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi (niyet ve hedefleriniz doğrultusunda) onunla sorguya (hesaba) çekecektir. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Allah, her şeye güç yetirendir. (Kadir’dir.)’’
BAKARA SURESİ 284. AYET – http://www.mealikerim.com
Tüm Bel’amlara…
İlmiyle Alim, olmaktır meziyet,
Firavuna Bel’amlık, ne büyük rezalet,
Hak davaya, ettiysen husumet,
Dünyalık şan şöhret, kazansan ne fayda!..
Zahirle batını, medcezmediysen,
Basiret ve feraseti, cezbetmediysen,
İzzet ve şerefi, talep etmediysen,
Bunca zahmet çektin, ne fayda!..
Hikmet türettin, türlü melanete,
Oysa emrolundun, zahirİ hükümlere,
Boyun eğdin, batıl barbar zulümlere,
Şimdi ettiğin kelamlar, kime ne fayda!..
Cümlemize, Şeytanın zehrine panzehir olan bu güzide nasihatleri anlamayı, yaşamayı nasip etsin Mevlamız inşaallah.
Yarın çok geç olur bu gün bu nasihatları anlamazsak. Hak olan uyarıları dikkate almazsak, Gül gibi ihanet edip batıla yönümüzü çevirir sek, Cumurbaşkanıda olsak gün gelir tekmelenir sonunda bir baltanın sapı olamaz, taptığımız batı bile bizi kurtaramaz. Dünyamız rezil olguğu gibi ahiretimizde perişan olur. İbretlik bu vakadan ders alıp yazarımızın hikmet dolu nasihatlarına bu gün uymalıyız.
Yazarımız nasihatları; Ab’ci olma. Ab peşinde gidenlere destek olma. Bop’culara taraf olma. Vicdandan ayrılma. Dünya için çıkarına tapma. Helalı haramı karıştırma. Batılı (yahudilerin balık tutma yasagına yaptığı hile gibi) meşrulaştırma. Kaypaklık yapma. Mevlayla hattını kesme. Bak yıllarca savunduğundan tersine döndün haliyle fark et çarpıklığını. Hak yoldan kaçma. Hakkı söyleyene buğz etme. Allah razı ise razı ol zor olana. Hakka taraf olma fırsatlarını kaçırma. Kutsal davayı satma. Makama güce tapınma. Batıl iş yaparsan adım adım batarsın hertürlü yanlıştan uzakdur. Faiz fuhuş kumarı destekleyene taraf olma. Akp’nin rezaletlerine destek olma. Gevura destek oldun, söyle ne fayda. Şöhret ve servetin batıl yoldan ise sana ne fayda. Kabre yanlız girilecek dini tahrif etme.
Haktan hakikatten başka tavsiyesi olmaya Ahmet Hocamızın nasihatlerini ters görme. Cümlemize, Şeytanın zehrine panzehir bu olan güzide nasihatleri anlamayı yaşamayı nasip etsin Mevlamız inşaallah.