YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6923386570e1f
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 5 4
Bugün : 33202
Dün : 47039
Bu ay : 974164
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45377985
IP'niz : 216.73.216.189

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

Ey haksız ve ahlaksız bir tavırla Muhterem Ahmet Akgül Hocamıza hakaret ve küfürler savuran ve iftiralar atan emekli Koruma Polisi Mehmet Belen!…

12 Eylül 1980 Darbesi sonrası, gerçek ve cesaretli bir vefa ve fedakârlık örneği olarak, haksız ve dayanaksız iddialarla tutuklanan Aziz Erbakan Hocamızın, Ankara Mamak Askeri kışlasında görülen, hemen bütün mahkemelerine katılan… Bu uğurda yaz-kış demeden türlü sıkıntılara katlanıp, 4-5 yıl boyunca her hafta, ta Elazığ’dan Ankara’ya gidip duran… Ve her seferinde Rahmetli Hocamızı bir kere görmek ve elini öpmek için Aşağı Ayrancı’daki evine uğrayan…. Ve çoğu kez Mamak’tan Ayrancı’ya, en az değiştireceği iki dolmuş parası bulamadığından onca yolu, defalarca yaya dolaşan… Hoca’nın MSP’den Milletvekili, Bakan, Belediye Başkanı ve yüksek bürokrat yaptığı insanların, hatta sözde kurmay sanılanların bile korkup saklandıkları ve bir sefer olsun mahkemelere gelip Hocanın hatırını sormadıkları bir süreçte…. Öyle devlet tarafından resmen atanmış, maaşlı (ve yan gelirleri iştahlı) koruma polisi olarak değil; mesleğini, memuriyetini, hatta aile geçimini ve geleceğini riske atarak, 4-5 yıl boyunca, her ayın her haftasında Hocasını yalnız bırakmamak ve zoru görünce kaçıp kaytaranlardan olmamak için, yüzlerce kez 800 Km.lik yolu aşıp, aç susuz ve hasta vaziyette Ankara’ya koşturan ve Hocasını görüp elini öpmek ve duasına erişmek üzere Aşağı Ayrancı’daki konutuna uğrayıp, hemen dönmek dışında oralarda bir gün dahi kalmamış olan… Ömrü boyunca hep Hakka aşık ve Aziz Hocasına sadık kalmış bir şahsa bu denli bir hırsla ve hınçla saldırmanız nasıl bir arsızlık ve ayarsızlıktır?

Üstelik kendilerinden sorduk; sizi hiç hatırlamayan, iyi veya kötü hiçbir irtibatı ve anısı bulunmayan… 12 Eylül Darbesini; en azından Ülkemizi o günkü korkunç anarşi ortamından uzaklaşmasına yaradığı ve sonuçta inşaallah huzur ve güvenlik fırsatı sağlayacağı umuduyla hayra yoran… Ama “Kenan Evren’e Mehdilik yakıştırdığı…” gibi iddiaların tamamı açık bir iftira ve asılsız bir safsata olan… Üstelik nice kuru sıkı kahramanların bile sinip saklandığı o dönemde “Erbakan gibi kuşatıcı ve kurtarıcı bir devlet adamını ve ülke sevdalısını hapsetmek ve askeri mahkemede süründürmek suretiyle bu millete en büyük zulüm ve kötülüğü yaptıklarını” hatırlatan bir telgrafı imzalayarak, Ankara – Kızılay PTT şubesinden Kenan Evren Paşa’ya yollamaktan sakınmayacak kadar cesur ve onurlu davranan ve bu yüzden haklarında soruşturma açılan… Ve 50 yıldır, Kur’an’a tercümanlık yaptığına inandığı Aziz Hocasına ve kutlu davasına sadakatten bir milim sapmayan… Farklı görüş ve kesimlerden olsun, parti içerisinden olsun Erbakan’a yönelik her türlü sataşma ve saldırıya hak ettikleri yanıtları, kanıtlarıyla yapıştıran ve bu uğurda nice sıkıntı ve sarsıntılarla boğuşan… Hayat ve huzur kurallarımız ve imtihan programımız Kur’an-ı Kerim’in Yüce Meali başta olmak üzere tam yetmiş (70) kitap yazan… En yetkin, en hain ve zalim iktidarlar karşısında bile susup dilsiz Şeytan olmayan ve bu yüzden başı dertten, beladan, mahkeme ve zindanlardan kurtulmayan Ahmet Akgül gibi bir ilim, irfan ve dava adamına, bu ağza alınmayacak küfür, hakaret ve iftiraları yapan şahıs, bırakın dava adamlığını, Müslümanlığını, acaba nasıl bir insandır?

Zerre kadar iman, iz’an ve vicdan taşıyan bir kişi, bu asılsız ve aşağılayıcı itham ve iftiralara nasıl kalkışır? Bu nasıl bir Milli Görüş ahlakıdır? Bu şahıs aynaya ve aile efradına hangi yüzle bakacaktır? Yoksa Milli Çözüm camiasını kışkırtıp Milli Görüş’çü kardeşleriyle kapıştırmak suretiyle bir kaos ve kavga ortamı oluşturmak üzere özel kiralanmış ve kurgulanmış bir provokatör ajan mıdır?

Hiçbir alakanız ve münakaşanız bulunmayan, şahsınıza ve savunduğunuz davanıza yönelik hiçbir sataşması olmayan bir şahıs kalkıp da;

“O itin babası…”, “Benim köpeğimdi”, “Soysuz…”, “Ne bo. olduğu belli…”, “soysuz it…”, “Tuvalet bile bekleyemez…”, “it oğlu…” gibi, edepsiz ve erdemsiz ifadelerle size küfür ve hakaretler savurursa bunu nasıl karşılarsınız ve neye yorarsınız!? Eğer her yaptığınızın hesabını, hem dünyada, hem ukbada, mutlaka vereceğinize inanıyorsanız, bu gibi haksız ve ahlaksız ithamlara nasıl kalkışırsınız? Eğer bu aşağı ve bayağı ithamlarınızda samimi ve cesaretli idiyseniz, neden yapılan onurlu ve şuurlu uyarılar karşısında kancık ve münafık bir tavırla hemen silip kaldırdınız?

Eh, gözleyip bakalım, sizler ve sizi kışkırtan kesimler, nasıl bir akıbete uğrayacaksınız?!..

      

ŞİİR

      

AYNADA KENDİNİ ÖZÜNÜ VE YÜZÜNÜ GÖREN ŞAHSA…

      

Her belaya uğrar, haddini bilmez

Kendi kuyusunu, kendisi eşer…

Deterjan yüzünün, karasın silmez

Her kim ki utanmaz, uslanmaz beşer…

      

Akgül aynasında, suretin görmüş

Kuyruğun ısırmış, kendine ürmüş

Yükseklere bakıp, üste tükürmüş

Balgamı dönüp de, yüzüne düşer…

      

Kime kiralıktır, kimin uşağı

Hak dostuna hırlar, arsız kuşağı

Haine yan çıkan, ondan aşağı

Rezil adam odur, camiye işer…

      

Eh kişi olunca, böyle erdemsiz

İftira atıyor, hain sebepsiz

Belasın arıyor, cahil edepsiz

Uyuz mahluk iken, at gibi kişner…

      

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ali ÇAĞIL - İHL ve Kamu Yönetimi Mezunu

Ali ÇAĞIL - İHL ve Kamu Yönetimi Mezunu

Subscribe
Bildir
32 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Belenin yalı bitince.
Aziz Erbakan hocama karşı,

Siyonizmin son koz ve çırpınışları,
Durmuş durduyan,denen gafil.
Erbakan hocamızin hakkında arkasindan iftira atar,
Bu iftira ya ve hainliğe , ancak;

Ahmet Akgül üstadımız cevap verir ,

bunu hazmedemeyen şebeke,
Küllüğe belen’en zırtoyu salıvermişler,

Ey , belen sen ve senin gibiler Yalınız bitince ,sahipleriniz size yal karşılığı , Ahmet Hocaya havlamanizimi istiyor.?

Zavallı
Salih bir mü min tıpkı bir ayna dır. Bakan kişi kendini görür. Tıpkı m belen denen zavallı gibi. Tanımadığı birisine iftira ve hakaret edebiliyorsa ya çok kaliteli bir ahmak tır yada kanında kaliteli bir mikrop vardır.Ömrünü Milli görüş ve Erbakan hocamız a adayan numui imtisal olan muhterem Ahmet Akgül Hocamız saygılarımızı arzederken m belen gibileri de esefle kınıyoruz…

Mehmet Belene itafen
MEHMET BELEN

Hiç bir tutarlı bir dayanağınız olmadığı halde Aziz Erbakan Hocamızın adil düzen  plan projelerini sahiplenmis,  bu yolda her türlü riske girmiş muhterem Ahmet Akgül hocamıza zan ile ağır hakaretlere kalkışmanız sizin gerçek niyetinizi  göstermektedir. Siz bunu hangi  vicdani mesuliyetle yaptınız.O kadar sosyal medya aracılığı ile sizi uyarmamıza rağmen yine net bir şekilde özür dilememeniz birelerine hizmet ettiğinizin göstergesi değilmi?

Onlardan bir kısmı ümmidir. Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başkası değildir ve yalnızca zannederler.(Ba kara Suresi, 78. ayet)

Kahrolsun, o ‘zan ve tahminle yalan söyleyenler’;(Z ariyat Suresi, 10. ayet)

Herkes yediğini gönderir
Hakkında yazı yazmış olduğunuz üstadımız.Ahmat Akgül hocamızı kırk yıldır çok iyi tanırım hocamızı anlatmaya gerek yok . çünki sen onu çok iyi biliyorsun ve tanıyorsunki ipini tutanlar sana böyle bir yazı yazma geregi duydurdular bay mehmet şah ismail tarıhte YAVUZ SULTAN SELİME bir sandık hediyeler gönderir bütün saray erkanının önünde YAVUZ SULTAN SELİM HAN sandığı açtırır sandıkta altın mücevharat değerli hazineler vardır fakat sandıktan öyle bir pis koku yayılmaktadırki pakete sarılmış insan pisliği göndermiştir YAVUZ SULTAN SELİM HAN aynı şekilde bir sandık hazırlar ve içinede güzel hoş kokulu bir yiyecek gönderir şah ismail mücevharatı çıkardıktan sonra yiyeceği etrafındaki haziruna dağıtır ve hepsi çok beğenir ve sandığın içine bir not bIrakılmıştır( HERKES YEDİĞİNİ GÖNDERİR) GERİBAS NADAN GERİBASS

SAASET PARTİSİNİN İHANET ŞEBEKESİ VE MEHMET BELEN’İN DENSİZLİĞİ
Bir zamanlar Saadet Partisine mensup olan dava ve teşkilat mensupları toplumu yalnışta ısrar edenlere karşı uyarır ve haklı bir mücadele örneği gösterirlerdi. Ama bugün maalesef İngiliz kafalı, iftiraya dayalı ve toplumun kafasını karıştırmaya yönelik ihanet yapısı içerisinde olan Saadet Partisi kabuk yönetiminin alçakça tavır ve söylemlerinden dolayı maalesef toplum Saadet Partisine tamamiyle önyargılı ve negatif bakmaktadır. Sõzde bilge olduğu iddia edilen olaylara İngiliz kalan Temel Karamollaoğlu, “Afrinde asker amanha yalnışlıkla sivilleri vurmasın” gibi kõtü niyet kokan ve askeri töhmet altında bırakacak sözleri ve yine Hdp’nin tutuklu milletvekillerini kastederek tutuklu olmalarını eleştirerek safını ve ihanetini ortaya koymuştur. Şimdi insanların, “Yahu bu Saadet Partisi Milli Gõrüşü temsil etmiyor. İşte size kanıt. İyide bu durumda nasıl bunlara destek olalım. O zaman yapacak bir şey yok” deyip, bunu kılıf yapıp AKP’ye oy verenleri bu düşünceye ve batağa súrükleyenlerde bu şuursuz ihanet şebekesi değil mi? İnanın insanlar bunları önümüze getirince söyleyecek söz bulamıyoruz. Yani gerçek şu ki maalesef Saadet bu kabuk ihanet ekibinin elinde olduğu sürece Milli Görüşü temsil edemeyecek. Tek çare bu hainlerden partiyi kurtarmak. Yoksa kimseden oy dahi isteyemez bir durumla karşı karşıyayız. Evet Mehmet Belen şimdi şöyle bakalım bu Saadet Partisine bu kadar yalnış ve ihanet sarmalı gün yüzüne çıkmışken nasıl ve ne adına insanlar destek olacaklar.

MEHMET BELEN
MEHMET BELEN

Hiç bir tutarlı bir dayanağınız olmadığı halde Aziz Erbakan Hocamızın plan projelerini inanıp, her türlü riskine katlanmış bu yolda hertürlü riske girmiş muhterem Ahmet Akgül hocamıza zan ile ağır hakaretlere kalkışmanız sizin gerçek niyetinizin farklı olduğunu göstermektedir.Siz bunu hangi din adına vicdani mesuliyetle yaptınız.O kadar sosyal medya aracılığı ile sizi uyarmamıza rağmen yine net bir şekilde özür dilemeniz birelerine hizmet ettiğinizin göstergesi değilmi?

Onlardan bir kısmı ümmidir. Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başkası değildir ve yalnızca zannederler.(Bakara Suresi, 78. ayet)

Kahrolsun, o ‘zan ve tahminle yalan söyleyenler’;(Zariyat Suresi, 10. ayet)

SAHİBİNİN SESİ!
HOŞT DENİNCE KUYRUĞUNU KISIP, PİS KUSMUĞUNU YALAMIŞ!

Kanında mikrop dolaşanlar in fitrati.
Milli Görüş Hak davadır. Bu dava içinde münafık ve marazlilarin olması da gayet doğaldır. Cenabı Hakka sonsuz Şükürler olsun Üstad Ahmet Akgül Hocamız sayesinde Milli Görüş Hakikatini ve onun Aziz Lideri Erbakan Hocamizi ve projelerini anlama nimetine kavuştuk. Hocamızın Adil düzen ve İslam birliği projelerini en gür sedayla tüm insanlığa duyuran Ahmet Hocamızdan Allah razı olsun. Ayrıca Hocamıza atılan iftiralara kinini kusanlarada en etkin ve keskin cevabını veren yine Üstad Ahmet Akgül Hocamızdir.
Ancak 40 yıldır samimiyetle bu davada yer alan özgül ağırlığı yüksek bu topluluğu yok etme batila yamama planları halen devam etmektedir. Bu zavallı zirto hak davaya sızmış bu melun ekibin sözcülüğünü yapıyor anlaşılan fıtratı gereği. Ne yaparsa yapsın Allah’ın izniyle muvaffak olamayacaklar. Çünkü Milli Çözüm hakikati ortaya koyduğu müddetçe hepsi domino taşları gibi devrilip gidiyorlar Elhamdülillah. Örnek 2015 seçimlerinde tabana mecliste olalım dayatması yaparak Akp ye yamama planlarını Üstad Ahmet Akgül Hocamızın gerekirse oy pusulalarina Saadet yazar mühürü vururuz çıkışıyla tabanin kafasının sapmaya değmesi gibi.
Ancak, Biz Hakkı Batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o (batıl ve barbar rejimler) yok olup gitmiştir. (Allah’a karşı) Nitelendiregeldiğiniz yakışıksız sıfatlardan dolayı eyvahlar size. (Beyni parçalanan ve fikriyatı boşa çıkarılan Batıl ve barbar sistemin, geri kalan görkemli gövdesinin çökmesi ve çözülmesi artık kolay ve kaçınılmaz olacaktır.)Enbiya 18

AĞZI OLAN KONUŞMAYACAK. KONUŞSA DA KİMLE KONUŞTUĞUNU, NE KONUŞTUĞUNU İYİ BİLECEK!
Bu zat Mehmet Belen; Erbakan Hocanın korumasıymış… Başka emekli Polis…
Peki Polisliğini ele alalım:
Sur Cizre gibi şehir yapılanma planlarını canını ortaya koyarak bozanlar da ve şu an Afrin de mazlumun yanında olanlar da polis…
Erbakan Hocamın korumasıymışsın!? (Tanıyan bilen yok) Hocamdan hiç mi etkilenmedin? “Ya ben zaten ağzı bozuk biriydim” diyorsan, şu an bu bozuk ağızla ettiğin küfürlerin, ne Polislik gibi şerefli mesleğe ne de Hocam gibi bir zatın korumalığını yapan birine yakışıyor mu? Bu davranışınla hem Polislerimize hem korumalığını yaptığın Hocama verdiğin zararın farkında ve şuurunda değil misin? (Bu nasıl Polis bu nasıl Hocanın koruması dedirttiğin için)
Sen madem Emekli polisim ve Hocanın korumasıydım diyorsun, değil Ahmet Hocaya herhangi birine bile bu hakaretleri edemezsin.
Milli görüşçü olduğunu iddia ediyorsun. Anlaşılıyor ki ha Fenerbahçeli olmuşsun, ha Milli Görüşçü sana göre. Halbuki dava adamı demek (Erbakan Hocamızdan öğrendiğimiz); Kur’an ve Sünnete göre hareket eden demektir. Sende bu bakış açısı hiç yok be eski koruma… Niye yok? Çünkü Hocamdan bi şey öğrenmek için değil, yemek, içmek, gezmek ve ileride istismar etmek için lazım olur diyerek bol bol foto çektirmişsin de ondan yok. Anlaşılan korumalığın da bir iki konferans 2-3 mitingten ibarettir ve tahminen görevlendirme değil, gönüllü katılımınla bu işi yapmışsındır, ileride istismar etmek için lazım olur Hocanın koruması olarak bilinmek-görünmek düşüncesiyle. Gelelim mesleğin açısından durumuna; “Sanki bir PKK elebaşısını yakalamış konuş lan” diye sorguya çekiyorsun..
Ve o konuşmayınca kızdığında ancak belki bu kelimeleri kullanırsın. Bu küfürler ancak şerefli bir Türk polisinin PKK’ya olan kini karşısında kullanacağı ifadeler, o da bir iki arkadaşını şehit vermiş bir polisin olabilir. Yoksa bir PKK’lının bile sorgusunun ve yakalanmasının hukuk içinde ve insan haklarına aykırı olmayacak şekilde yapıldığını biliyoruz.
Peki senin Bu Ahmet Akgül Hocaya kininin sebebi nedir? Yazıları, yorumları, yayınları ve analizleri yıllardır Erbakan düşmanı çevrelerin canını iyice yaktığını ve başa çıkamadıkları için onları çileden çıkardığını ve kinlerini içinde tuttuklarını, Erbakan Hocam için: “Öldürmek yetmez beton dökmemiz lazım” dediklerini ama Ahmet Hocamız sayesinde bu betonu dökemediklerini biliyor ve kinlerini anlıyoruz da.
Peki senin gibi Erbakan Hocanın korumalığını yaptığını iddia eden birinin bu hakaretinin sebebini nasıl açıklayacağız, çünkü olmaması lazım… Ama seni ve senin gibileri ayartıp Ahmet Hocaya hakaret ettirenler ve onu psikolojik olarak yıpratmaya çalışanlar şunu bilsinler ki; “Güç, Kuvvet ve kudret sahibi yalnızca Cenab-ı Haktır. Biz Ona inandık ve Ona güvendik” ve tüm gücümüzü ve cesaretimizi bu inancımızdan alıyor ve bekliyoruz, siz de bekleyin görün bakalım zafer; muttakilerin mi, yoksa sizin gibi korktuğu için paylaştığının bile arkasında duramayıp silen birileriyle bu işi başarıya götüreceğini ve bize zarar verebileceğini düşünen sahtekar münafıkların mı olacak.
Ah Ah… Aslında yaptığın hakarete karşılık senin hak ettiğin cevap; Sümbülzade Vehbi Efendinin padişaha yazdığı ve divan edebiyatının en güzel ve en eğlenceli “rücû” örneği şiiri olurdu ama paylaşımını silince “dedim belki utanmış ve hatasını anlamış da kaldırmıştır” diye düşünüp yazmadım. Bu yorumu yazarken; suçlu duruma düşmeyeyim, hakaret ve küfür etmiyeyim belki nasihat etmek onun için daha faydalı olur diye bu şekilde yazdım…
İnşaalah pişman olmana bir faydamız olmuştur.

HOŞGELDİNİZ EY HAKİKAT SARAYININ MUHAFIZI!.. (Üstad Ahmet AKGÜL Hocamızın Bugün Doğum Günü Dolayısıyla)
Bugün 11 Nisan 1949 Üstadımız Ahmet AKGÜL Hocamızın Doğum Yıldönümü Anısına:

Şekilcilikle yaşadığımız İslam’ı, şuurla yaşamayı bizlere öğrettiniz Hocam.
Dinimize, Vatanımıza hizmet etmeyi; iç ve dış fitnelerin oyunlarına ve piyonlarına alet olmadan hizmet etmeyi bizlere öğrettiniz Hocam.
Dinimizin davamızın içine sızmış sahtekârlardan, fikirlerinden bizleri kurtararak “Davamıza hizmet ediyoruz diye, davamızı bilmeden hançerlememize” engel oldunuz Hocam.
Meleklerle tanıştığını iddia eden, Hz. Ali efendilerimizle görüşebildiğini açıkça söyleyen ABD paralelindeki belamlardan; Milli Görüşün içerisine sızarak Milli Görüşün temellerine dinamit koymaya çalışan şeytanlardan; cehdü gayretinizle, ilmi ferasetinizle, cesaret ve öncülüğünüzle bizleri uyandırdınız,büyük oyunlarına alet ettirmediniz Hocam.
Bilerek ya da bilmeyerek Siyonizm’in kontrolüne giren şahıslardan, tarikatlardan, partilerden, inançlardan bizleri haberdar ettiniz Hocam.
Seviyemize, konumumuza, bilgisizliğimize rağmen, en yüce hakikatleri anlattığınız halde geç anlama hallerimize rağmen, anlattınız-anlattınız-anlattınız…
Şahidiz Hocam!
Siz Görevinizi Hakkıyla yaptınız yapıyorsunuz. Bir vatanın en büyük zenginliği ve gücü sizler gibi Bilgelere sahip olmasıdır.
Bu vesileyle Ey 11 Nisan 1949 yılında Doğan; İnsanlığın Yeniden Kurtuluş Davası olan Milli Görüş Hareketinin Lideri Prof.Dr.Necmettin Erbakan Hocamızı en iyi anlayan, anlatan ve davasının sadıklarının öncüsü olan, Allah’ın izniyle Siyonizmi (Deccalizmi) bertaraf edecek [b]OLAN[/b] Hoş Geldiniz . [b]Muhterem hocam Doğum gününüzü candan kutluyor, rabbimizden dileğimiz sizi başımızdan eksik etmemesini niyaz ediyor saygıyla hürmetle ellerinizden öpüyoruz .Allah sizlerden razı olsun ..[/b]

Hakikat Sarayının Muhafızı

Ey Can,

Sen ki Hakikat Sarayının

En Sağlam muhafızı!

Gerçeği arayan

Vicdanına danışan,

Yüreğiyle, bileğiyle;

Sevdasıyla;

Teslimiyeti, Kulluk bilinci

Dillere destan Sadakatıyla,

Şaşırtan cesareti; tüm adanmışlığıyla

Önümüzde fenersin!

Yolumuza Rehbersin

Milli Görüş okulunun en örnek talebesi,

Ol Sultan-ı Aziz’in

En Sadık bir bendesi,

Hakikat erlerinin, ne güzel numunesi!..

Teşrif-i Evveline Alem’in vurulduğu!

Teşrif-i Sanisiyle işin kemal bulduğu!

Can’ ların Can’ı ( SAV ) na ulaştıran

En Sağlam, en kestirme Yolsun.

Tuttuğun el hatırına;

Kadim kötülüğün şatosu

Siyonist şeytanlar yok olsun!

Tüm acılar son bulsun.

Mazlumlara müjde,

İnsanlığa muştusun!

Hoş geldin dünyamıza

Havariyyun yolunda,

Bizi de kat Hak safına

Elimizi bırakma!..

ŞEYTANIN UŞAKLIĞINI YAPMAK
Tarih boyunca Hak-Batıl mücadelesi incelendiğinde organize bir mücadele görürüz. Şeytani cephede yer alan nefsinin esiri olmuş güruh eğitimi etkisi yetkisi konumu ne olursa olsun (cahilliğinden dolayı kandırılanlar özleri temizse elbette gerçeği göreceklerdir) hep Hakkı temsil eden mümin önderleri hedef alır. -Bu her ne kadar açık açık olmasa da- şeytanın Hak topluluk içindeki taifesi olan münafık yapı gizliden gizliye oldukça organize yapıdır. Münafık yapı dış güçlerle işbirliği içinde olduğu gibi kendi içinde de son derece irtibatlıdır. Şeytanın belki de en sevdiği taife olan münafık yapı sureti haktan görünerek dikkatsiz müminleri türlü yöntemlerle HAK yoldan saptırmaya çalışmaktadır. Münafık yapının farkında olan ve müminlerin HAK yoldan sapmamaları için her türlü zorluğu göz önüne alan MÜMİNLER elbette ki münafık yapının en büyük hedefidir. Özellikle de Müminleri ve insanlığı şeytani komploya karşı uyandırmaya çalışan ÖNDER ŞAHSİYETLER en büyük stratejik hedef edinilmiştir. Bundan dolayı fikren mücadele edemedikleri bu önder şahsiyetlere kendilerince fırsat buldukları en küçük bir fırsat değerlendirilmeye çalışılır. Bu bazen münafık yapının notamot emir komuta içindeki bir durum olmayabilir. Çünkü münafık yapıya Mümin Önder Şahsiyetleri hedef alma emrini veren bizatihi şeytandır. Özet olarak kim Ahmet AKGÜL gibi mümin muttaki bir şahsiyete haddini aşan bir söz söylüyor bir davranışa girişiyorsa -bilerek bilmeyerek- şeytanın uşaklığını yapıyordur. Ve SÜNNETULLAH gereği Allah’ın tarafında olanlar kazanacaktır.

Doğru Söyleyince Domuzlar Üşüşmüş…
-Derken (O şüphe ettikleri ve hiç beklemedikleri; Hakkın ve mazlumların galibiyetini, zalim inkârcıların ve münafıkların acı akıbetini) çok yakından gördüklerinde, o küfredenlerin yüzleri kötüleşip (pişmanlık ve perişanlık içinde) kararacaktır ve onlara: “İşte bu, sizlerin (hiç olmayacak diye savunduğunuz) ve davet edilip durduğunuz şeydir” denilecek (böylece, akılsızlık, haksızlık ve ahlaksızlıkları yüzlerine vurulacaktır).

-(Mazlumların galibiyetini, İslam’ın hakimiyetini ve sadık mü’minlerin müjde ve davetini yalan sayıp alay konusu yapanlara) De ki: “(Gerçekleri) Görme (yeteneğinizi kullanıp biraz düşünerek) söyleyin bakalım: Şayet Allah Beni ve Benimle birlikte (Hakk davada sebatla hizmet) edenleri (ecel gelip, zafer günlerini görmeden öldürüp) helak etse veya bize merhamet edip esirgese (ve zafere erdirse, ki her halükarda biz kazançlıyız); bu (her iki) durumda da kâfirleri acı ve alçaltıcı azaptan kim kurtaracaktır?”

-De ki: “(Bizim inandığımız ve sığındığımız) O Rahmandır. İşte O’na iman (ve itaat) etmekte ve O’na tevekkül ve teslimiyet göstermekteyiz. Artık kimin açık ve kesin bir sapkınlık içinde olduğunu pek yakında görüp bileceksiniz!”

Mülk Suresi: 27-29

İtikadımca hınzır eti haramdır!
Şu saatten sonra bu gibi mahluklara ayet-hadis hiç bir fayda vermez zira Kur’an ancak ahirete inanan ve hazırlık yapan muttakiler içindir. Ahirete inansa bir insan hiç iftira atar, yalan söyler mi. Yalan söyleyende hiç iman kalır mı? İmanı olmayan kimse ahirette hesabı kitabı umursar da sözüne yalan, iftira, hayasızlık katar mı?

Mesele o değil..

Mesele o ki i bazı hainler ki korkak ve kaypakdırlar, kendilerinin paçaları yemedeği ve defalarca ağızlarının paylarını aldıkları için aslanların önüne artık hınzırları atmaya başlamışlar…

Yemezler!

Yemezler zira itikadımızca hınzır eti bize haramdır.

Çöp karakterli “cisim”
Normal şartlar altında kimsenin adam yerine koymayacağı, toplumda herhangi karşılık bulamayacak ne kadar zevat varsa imtihan gereği davamıza çöreklenmiş. Kimi “yağlı kemik” bulunca yolunu ayırıp uzayıp gitmiş kimine ise denk gelmediğinden hala içeride üç kuruşluk işlerini pazarlamak ile meşgul. Bunlar sayı olarak çok fazla olmasa da çöp misali kokuları etrafa yayılıyor. Belli ki onların da en alt tabakasından olan bu “zırto” kendi pespaye ve rezil tavrını, sanki kendi adammış gibi küfür ve hakaretler ile ortaya koymuştu. Çok şükür Milli Çözüm yazarımızdan hak ettiği cevabı aldı ve kuyruğunu kıstırıp dediklerini inkar etmeye çalıştı. Alçaklık ve ajanlık damgası inşallah iki cihanda da yüzünde kalır.
Tek derdi İslam davası olan ve sırf bu davaya canı ve malı ile hizmet ettiği için Aziz Erbakan Hocamıza gönülden bağlı olan Üstad Ahmet Akgül hocamıza karşı kullandığı tüm ifadeler mahşer günü suratına vurulur ve “şerefsiz” damgası ilelebet baki kalır inşallah.
Son söz olarak, kendisinin karakterinde pek çok kişi tanımış olduğumuzdan dolayı, sağda solda kahramanlık satarak hep eski anılarını anlatmaları ve bu yolla güya bir manevi makam elde etme çabaları meşhurdur. Ancak çift karakterli olmaları herkesçe bilindiğinden hiçbiri anıları ile anılmamaktadır!

Ensar’a Düşmanlık
Ensarı ancak mü’min olan sever, onlara ancak münâfık olan düşmanlık eder. Ensarı seveni, Allah da sever; onlara düşmanlık edene de Allah düşmanlık eder.”(H.Şerif)

Hayatının her anı ilmik ilmik; Allah ve Resulu’nün dinine,vatan ve milletine,Davasına, Aziz liderine ve tüm mazlum ve mağdur insanlığın huzur ve saadetine adanmış!..Üstün fedakarlık, hayret ve hayranlık uyandıracak örnek bir basiret,cesaret ve ferağat sahibi!Yüksek şahsiyetleri iman,ilim,hikmet ve marifet dolu Üstad Ahmet AKGÜL Hocamız gibi bir bilgeye,önder bir müslüman şahsiyete yönelik;en adi insanların bile yapmaya tevessül edemeyeceği bir hayasızlıkla, iftira ve hakaret kusan bu mahlukat acaba:
-Genlerindeki karışıklık ve sütündeki bozukluk nedeniyle mi böyle davranmakta?..
-Veya,kutlu Milli Görüş Davasının içerisine kasıtlı olarak sızdırılıp,imkan-makam sahibi kılınmış çağdaş ibni Selül’lerin manipülasyon ve kışkırtmalarıyla,çeşitli huzursuzluk ve karışıklıklar çıkartmak için mi böyle hırlatılmakta?…
-Veya yahudinin gözüne girerek, böylelikle imkan ve makam kotarmanın en kestirme ve kolay yolu olan ,Aziz Erbakan Hocamıza hıyanet ve Davasının ensarları olan sadık takipçilerine hakaret ve düşmanlık etmek için mi böyle kullanılmaktadır?!..vs..vs..

Dünyada izzet ve şerefin yegane sebebi,ahirette cennet ve rüyetin kaçınılmaz gereği olan :”Hakkı üstün tutmak;haksızlık karşısında dilsiz şeytan olmamak;tüm mazlumların ve özellikle mümin önderlerin şeref haysiyetini kendi canımızdan bile aziz tutmak”şuurunun bir gereği olarak,Hakikatın ensarı sadıklara bir vefa borcu olarak;böylesine ÇUKUR’lara cevap verip haddini bildirmek, imanın-istikametin temel gereklerindendir..

Ey Karakter ve Haysiyet Yoksunu Mehmet Belen ve Onun Gibiler :Ne Kadar Çırpınırsanız Çırpının Sonunda Avucunuzu Yalayacaksınız !…
[b]Ey Karakter ve Haysiyet Yoksunu Mehmet Belen ve Onun Gibiler Ne Kadar Çırpınırsanız Çırpının Sonunda Avucunuzu Yalayacaksınız !…[/b]

Gafil insanlar sahte veliler ve şefaatçiler peşindedir.
Eğer samimi olsaydın inancında düşüncende o yazdıklarını zaten silmezdin.. İnanan insan inandığı konuda risk alır hakkı haykırır silmez. Madem çok samimisin ACABA 2012 yılında canlı yayında ASLI BOZUK sıfatlı zaat (O. Asiltürk-Durmuş Durduyan) Aziz Erbakan hocamıza karşı ‘’cihat paralarını zimmetine geçirdi çoluk çocuğuna tapu etti ‘’ [1] (haşa) sözlerine karşı nasıl bir tavır sergilediniz çok merak ediyorum. Tüm Türkiye canlı yayında bu iftirasını kusan sütü bozuğun sözlerini duydu sende illaki duymuşsundur. ACABA BU HAKSIZLIK VE İFTİRALAR KARŞISINDA SESSİZ KALIP DİLSİZ ŞEYTAN MI OLMAYI YEĞLEDİN YOKSA HAKKI HAYKIRIP DİLSİZ ŞEYTAN OLMAKTAN KURTULACAK KARAKTERİ HAYSİYETİ Mİ SERGİLEDİN?!!! Muhtemeldir ki senin şu sosyal medya ortamında facebook’ta yaptığın eylemi görünce zaten o kadar aşikar oluyor ki Üstadımız Ahmet AKGÜL Hocamızı tanıyan biri, takip eden biri, tanımayı bilmeyi takip etmeyi geçtik İNSAN OLAN biri bu sözleri söylemeye haya ederdi . Böyle bir alçaklığı kusan ‘’ O MALUM MARAZLI KESİMİN’’ piyasaya sürdüğü ………..……….’lardan biri olduğun çok açık. 2012 YILINDAKİ O. Asiltürk denenin Aziz Erbakan Hocamıza karşı ettiği iftirasına ağzının payını veren onca Milli Görüşçüler içinden TEK BİR BİLGE İNSAN ÇIKTI ODA ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZ OLDUĞU GERÇEĞİDİR. İNSANSAN ERKEKSEN ADAMSAN KANCIK DEĞİLSEN SAMİMİYSEN GİT BU İFTİRASINI KUSANA CEVAP YETİŞTİR UNUTMA Kİ:

[b]SUSANLAR KUSANDAN ALÇAK![/b]

Bir mü’mine, iftiraya
Susanlar, kusandan alçak!
Her hileye, entrikaya
Susanlar, kusandan alçak!

Tek Allah’a biat eden
Malla canla, cihat eden
Kutlu Zat’a, isnat eden
Susanlar, kusandan alçak!

“Hırsız” diyen, Hocasına
Lanet karı, kocasına
Kül atılmış, goncasına
Susanlar, kusandan alçak!

Vicdan sönmüş, yok gayreti
Ne tepkisi, ne hayreti
“Dilsiz Şeytan”, çok iğreti
Susanlar, kusandan alçak!

Hoca gibi şahsiyeti
Tan edenin, pis niyeti
Yok bunların, haysiyeti
Susanlar, kusandan alçak!

Unutma, fani cihandır
Hakkı tutan, şeref Han’dır
Elbet hayat, imtihandır
Susanlar, kusandan alçak!

İslam, Allah yapısıdır
Saadet, Hak kapısıdır
Münafıklar, kir pasıdır
Susanlar, kusandan alçak!

Milli Görüş, Hak’ka ricat
Dik durmayan, bulmaz necat
Ey vefakâr, ehli cihat
Susanlar, kusandan alçak!

Kalbi kara, AK sanıyor
Adı HAS ya, pak sanıyor
Cahil onu, HAK sanıyor
Susanlar, kusandan alçak!

Haydi diril, doğrul artık
Dost uğrunda, yoğrul artık
Hainlerden, kurtul artık
Susanlar, kusandan alçak!

Kaldı ki Aziz Erbakan Hocamız gibi aziz ve tertemiz bir şahsiyete değil, sade ve sıradan bir kimseye ve ailesine bile bu tür yalan isnatlarda bulunmanın ağır vebali ve kepazeliği ortada iken, şimdi zoru görünce kustuklarını yalamaktan sakınmayan O. Asiltürk’e ; hala rağbet ve hürmet edenlerin, onlardan daha bayağı duruma düştüğüne tarih şahitlik ediyordu! [b][2][/b] . Aynı şekilde Üstad Ahmet AKGÜL Hocamıza karşı yaptığı iftirasını korkusundan hemen sosyal medya ortamından silip kaçması tükürdüklerini yalamaya başlıyor olması bunu piyasaya sürenin MEŞHUR MARAZLI kimseler olduğunun kanıtı olmaktaydı.

Mehmet Belen gibi hokkabazların durumunu ve boşa çırpındıklarını anlatan [b]ARAF SURESİ 179.[/b] Ayeti hatırlatmak istiyorum:

Andolsun, (küfre, kötülüğe ve nankörlüğe sapan) cinn ve insanlardan birçoğunu cehennemlik (olarak) yetiştirip fırsat verip çıkardık ki: Onların kalpleri vardır, bununla (gerçeği) kavrayıp anlayamazlar. Gözleri vardır, onlarla (ibret alarak) görüp bakamazlar. Kulakları vardır bununla işitip (hakikati) duyamazlar. Bunlar, hayvanlar gibidirler, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar, (yaratılış amacından ve ahiret hazırlığından) gafil olanlardır.

[b][1] Asiltürk’ün ERBAKAN ve Ailesine İftirası ve Protesto Edilişi[/b]
http://www.necmettinerbakan.net/haberler/asilturk-39-un-erbakan-ve-ailesine-iftirasi-ve-protesto-edilisi.html

[b][2] OĞUZHAN ASİLTÜRK TANIK SIFATI İLE SAVCILIKTA İFADE VERİYOR; ERBAKAN AİLESİYLE İLGİLİ BÜTÜN TÜKÜRDÜKLERİNİ YALIYORDU!? [/b]
http://www.necmettinerbakan.net/haberler/oguzhan-asilturk-tanik-sifati-ile-savcilikta-ifade-veriyor-.html

Mehmet belen hastasınız galiba
İnsanın sebebsiz yere iğne batırılmış casına Feryad ed Figen içinde kendisi ile alakalı olmayan bir insana durduk yere neden çatlar ki Sözde kendisinin savunduğu görüşün davanın içerisinde hocayı savunan Adil düzeni savunan Hakkı adaleti için çırpınan Aynı yolda yürüyen insana neden çelme takmak ister ki bu tür insanlara çelme takmak istemesinin sebebi arkasından yetişemediği kendisinden önde giden insanın kendisinden geriye atabilmek için onun eteklerinin asılması kendinin çırpındığını gösterir caba neden dolayı çırpınıyor çok merak konusu İnşallah bu numaranın sonunu hep beraber göreceğiz Lakin bu tür insanlar haddini ve çizgisini bilmek zorunda

Bütün Peygamberlerin Hikmetli Sözü
Bütün peygamberlerin hikmetli sözü;”Utanmıyorsan istediğini söyle”
“Kişi Hak dostunda kendin görürmüş”
“Eşşeye Altın semer vurmuşlar.. Yine Eşşek”
“Ayinesi iştir kişinin, görünür rütbe-i akli eserinde”
“Edep bahşiş değilki veresin” Sen anladın…

YOK YOK… Öyle bir günahın var ki..seni bu denli AZDIRMIŞ!
Ve Hak elini bırakmış!

Haddini Bilmez “Edepsize”
Sen ki hıncını hıyanetini kusmuşsun hadsizce
Ne var ki kuyruğunu kısmışsın zoru görünce
Öyle ya bozuk tiyniyetiniz ve fıtratınız gereğince
Yalayıp durmuşsun tükürdüklerini isteksizce

Nerdeydin Erbakan’a iftira atan müfteriye karşı
Nerdeydin davayı tekeline alıp sömürene karşı
Nerdeydin Erbakan ismine gıcık Pakrudiniye karşı
Yoksa dilsiz şeytanmıydın bunca haksızlığa karşı

Ey Edep noksanı haddini bil , sin otur barınağına
Sana düşmez laf söylemek Erbakan hamisi kutlu bir Zat’a
Hocam bile yazdırmadı hayatını başkasına
Çün bilirdi Ahmedinin sevdasını davasına !

Cins cinse çeker..
Mehmet Belen denen ağzı ve ayarı bozuk şahsın meali bulunan bir Kuran alimine, 70 ten fazla kitabı bulunan fikir ve dava adamına, Adil Düzen’in kitabını ve Cihad İlmihali’ni yazmış birisine, zalim yöneticilere karşı hep hakkı söylediği, uyardığı için mahkemeden mahkemeye sürülen birine, en zor dönemlerinde risk alarak Erbakan Hocamızın yanında olmuş olan muhterem Ahmet Akgül Hocamıza hiç de ilişkisi, tanışıklığı, sataşması bulunmadığı bir dönemde bu denli ağır sözler söyleyerek içini dışa vuran, kendi halini sözleri ile özetleyen adam kimlerin maşasıdır? Kimler için provokatörlük yapmaktadır?

İsra Suresi 84. ayette bunun gibi çukur karakterliler çok güzel tarif edilmektedir:

De ki; “Herkes kendi şakile’sine (fıtrat halini almış karakter ve tıynetine göre düşünce ve) davranış ortaya koyacak (kendi mizaç ve meşrebine göre bir iş yapacaktır). Bu durumda, kimin haklı ve hayırlı bir yol tuttuğunu en iyi bilen Rabbiniz Taala’dır.”

İsra: 84

lazımlık
Ben edebiyattan fazla anlamam Mehmet Belen Çamur vaaar, çamurcuk var. Çamur var güveç yapılır içinde aş pişer, çamur var lazımlık (çocuk oturağı) yapılır, içine …ılır. İşte sen o çamursun.

ayarsız arsız
Üstad Ahmet hocamıza sallayıp savurduğu hakaretlere karşı çok güzel bir üslup ile cevap yazılmış yazarımızın kalemine sağlık.
İnsan tanımıyorsa bilmiyorsa asla hakkında kötü düşüncelerde bulunamaz bu tavır ne dinimize nede ahlakı değerlerimize uygundur sen geleceksin koskoca ömrünü Milli görüşe adamış bir şahsa gelip pis salyanı akıtacaksın yok arkadaş öyle bir dünya. Allah sana bu aşalık ithamlardan ötürü seni en büyük cezalar ile cezalandırsın inşallah.

Senin gibilere insan diyenin
Senin gibi
edepten yoksun ha
yası olmayanlara yaratılışına namkör insanlıktan nasibini almamış ki , hani lanet olası kusmuğunu yalamışsın ya, sen ve gibiler hani yine NECİS hatvan varya hani çıkardığı pisliğini sonrada geriye tekrar dönüp yiyen hayvanlardan da aşağı birisin.o hayvan ise sen ve senin gibi düşünenlere aslında ne söylense azdır.

İt Ürür Kervan Yürür
Mehmet Belen denen densizin sözlerine baktığımızda, Üstat Ahmet Akgül Hocamızı hiç tanımadığı ve başka kişiler tarafından kışkırtıldı da anlaşılıyor. Karakterindeki bozukluktan dolayı bu işler için kullanıldığı da aşikâr. Aynada kendini görerek sarf ettiği cümleleri tekrar huzurunuzda kendisine iade ediyoruz.
Üstat Ahmet Akgül Hocamızın Milli Görüş davasına yaptığı hizmetler aşikar. Ve bu hizmetleri yaparken hiç bir hesap, makam, çıkar gütmediği de bilinen bir gerçek. Durmuş Durduyan ve benzeri namertlerin açıkça Ahmet Hocamıza karşı durma cesaretleri ve cüretleri olmadığından, perde perde arkasından haince girişimler, yasaklamalar, aleyhinde 7. dalga operasyonunda ifade vermeler, insanları kışkırtma gibi münafıkça girişimler yapıldığını da görüyoruz.
Erbakan Hocamızın davasının hakim olmasından başka bir şey düşünmeyen Muhterem Ahmet Hocamıza karşı özellikle Milli Görüş içindeki hain ve hainlerin güdümündeki çevreler; Anap, Akp, Haspa, Haydar Baş gibi oluşumlar sayısını çoğaltarak sıralamak mümkün. Milli Görüş gömleğini çıkarma sadece bir ayrılık değildi; davayı bölme, kurutma yok etmek girişimleriydi. Bu oluşumları önceden gören ve korkusuzca karşı çıkan Ahmet Akgül Hocamıza karşı hain mihrakların girişimleri; Ahmet Hocamız açısından, mahkemelerle, hapis cezalarıyla ve Milli Görüşün tüm maddi imkanlarından mahrum edilme gibi bir çok haksızlıklarla, düşmanlıklarla sonuçlandı. (Herhangi bir maddi beklenti içerisinde de hiç olmadı zaten) Tüm bu sıkıntılara rağmen ve en yakınlarından gördüğü düşmanca tavırları bile umursamadan yine canla başla hizmet gayretinde bulundu. Tarihi hizmetlere de imza attığını bu gün konuşulurken yarın her cenah dillendirecektir. Hal böyle iken böylesine kutlu bir şahsiyete karşı bilmeden, yanlış yönlendirmeyle, yanlış bir kanaatle fikir ayrılığı içerisinde olanlar olabilir, lakin bir insanın kanında bozukluk yoksa niye hakaret etsin neden düşmanlık etsin.

BELHUM EDALL – Hayvandan Aşağı…
İnsanlıktan nasibi olmayanlara, sözümüz yarım kalmasın… Ayet-i Kerime ile bir de kapak yazalım…

Bismillâhirrahmânirrahîm…

“Yoksa Sen, onların çoğunu (söz) işitir ya da aklını kullanır mı (gerçeği dinleyip anlar ve vicdanına uyar mı) sanıyorsun? Oysa onlar ancak hayvanlar gibidirler; hayır, onlar yol bakımından daha şaşkın (ve aşağı)dırlar.”

Furkan Suresi: 44

Ayna
Aynaya bakan kendini görürmüş.
Bunun yanında bu tipler sadıklar, dava dertlileri arasında fitne fesat çıkarmak ve kuşku uyandırmak için başka eller tarafından kullanılmaya müsaittir. Hatta kullanılmaktan zevk alırlar.

BU ZAVALLI ŞEYTANLAŞMIŞ ŞUURSUZ VE KALİTESİZ ADAMCIK KORUMAMI YOKSA KUKLAMI!
İnsanda biraz iman olur, edep olur, haya olur. Bu üçünden mahrum olan bir insan ya birilerinin gazı ve yemlemesiyle sağa sola salyasını akıtır, ya da korkaklık ve kaypaklık belirtileri baş göstereceğinden kendini adammış, cesurmuş ve bir haltmış gibi göstermeye ve şeytanlaşmış nefsini ve egosunu tatmin etmeye yönelecektir. Ama ne var ki bu zavallılar bu durumu çok uzun sürdüremez ve yularları ellerinde olan ağabeyleri ayaklarını gazdan çekince fıs diye sönüp, sinip, kaçacak ve sığınacak başka liman arayışına yönelirler. Bu tipler o kadar korkak ve kaypaktırlarki, cesaretleri ağabeylerinin verdikleri gaz nispetindedir. İşte bunun delili Mehmet Belen denen ne menem olduğu malum şahsın önce gazla erkekleşip, ağzından şeytanı bile utandıracak sõz, söylem, hakaret, yalan ve iftiralara yönelmiş, daha sonra ufak bir kaç tepkiyi görünce yazdıklarını silip, kaçıp, kabuğuna çekilip sinmiş ve ayarını ortaya koymuştur. Şimdi Ey Mehmet Belen ve ona bazı bilgilerle gaz vermeye çalışan vakıf, parti veya farklı kulvarda görevi olan ve sahte işim adı altında Allah dostlarına kinlerini kusan yavşaklar, siyasi cesaretiniz, yüreğiniz, ilminiz, bilginiz, belgeleriniz hodri meydan buyurun kozunuzu er meydanında paylaşmaya. Yok eğer ilminize, bilginize güvenmiyor, yúreğiniz ve siyasi cesaretiniz yoksa, o zaman kapı arkasından salyalarınızı akıtmayın ve yukarıya tükürmeyin. Yoksa o salyalarınızın ve tükürüğünüzün altında bu şekilde boğulursunuz. ZAVALLI ZIRTOLAR!

İlmi yetmeyince
Verecek “ilmi” bir cavap bulamayıp da kendi karakterini yansıtan hakaretlere yönelen zavallı! Rahatını, malını, canını, hayatını davasına adamış, Meâli Kerim başta olmak üzere 70’den fazla eseri bulunan Üstad Ahmet Akgül Hocamıza böylesi hakaretleri yapabilmek için insanda zerre kadar vicdan ve mesuliyet duygusu olmaması lazım be! Senin anlayacağın dilden sözlerle sana okkalı bir kapak yapardık, ömür boyu o kapakla gezerdin ancak senin seviyene (aşağıların aşağısına) inmeyiz. Yaptığın ahlaksızlık ve alçaklığın cezasını tez zamanda görmeni dilerim.

BELHUM EDALL – Hayvandan Aşağı
“Bir kötü taş bir altın kaseyi kırar ama ne taşın değeri artar, ne de altının değeri eksilir..” demiş Sâdi Şirâzi…

Kötü söz sahibine aittir. Bu müfteri [b]“bel hum edall[/b]” zerzevat, Aziz Üstadımız Ahmet Hocamızın aynasında kendini seyretmiş anlaşılan… Yazarımız haklı olarak; “Bu nasıl insandır?” diye sormuşlar.

Bu sapkın zerzevat Üstadımız Aziz Ahmet Hocamızın bir tek kitabını okusaydı, kalbi kör değilse eğer, zaten vicdana – imana gelir ve bu tür iftiralara kalkışamaz ve ağzına bunca hakareti alamazdı… Düşmanlarının bile – İlmine, Siyasetine, Bilgeliğine, Asaletine ve Duruşuna- saygı duyduğu Aziz Erbakan Hocam ve Aziz Ahmet Hocam gibi seçkin şahsiyetlere; ne hikmetse, hep bu -eski veya hala- Milli Görüşçü geçinen insan artıkları kuduz it gibi saldırırlar. Bunları besleyen sahipleri de, kendileri de, eceli gelen itler gibi camii duvarına işemekten geri durmaz ve sakınmazlar…

[b]Bu tür saldırılar, esasen Aziz Ahmet Hocamızı zerrece etkilememektedir. Kendisi sayısız kez “Öven söven birdir bana” diye ifade etmişlerdir. Onun katında kulların ne dediğinin zerrece hükmü yoktur. Onun tek amacı Allah Rızasıdır…[/b]

Ayrıca… Bu ve bunun gibi kiralık itlerin ve “Erbakan” ismi üzerinden saltanat süren (Siyonist merkezlerin has adamları olan) sahiplerinin yaklaşan kötü akıbetlerinin artık iyice görünür hale gelmesi ile, bu tür saldırıların ve iftiraların artması orantılıdır…

Ey kiralık maşalar ve sahipleri!…

Sizin gibi kiralık zırtolar ve sahipleri saldırdıkça anlaşılan o ki, Üstadımız Aziz Ahmet Hocamız, Allah’ın inayetiyle ve Aziz Hocamızın himmetiyle “Kutlu ve Mutlu Son”a iyice yaklaşmışlardır…

Ve sizin gibi maşalar ve sahipleri yakında büyük bir devrimle, nasıl devrileceğinizi görecek, bilecek ve hesap vereceksininiz!…

Ahiretteki hesabı ise, ve-re-meyeceksiniz…

Allah nurunu, sizin gibi insan artıkları (bel hum edall) istemese de tamamlayacaktır…

Kaybetse Üzülmeyeceği
Kendi sayfasında yazdığı yazıyı ne korku ve kaygıyla geri silmek zorunda kalan bu zavallı adamın, adamlığıda dava adamlığıda malesef bu kadarmış. Zavallı zannetti’ki ben bu en çokta kendine yakışan benzetmeleri yaptım bu yazıyı sosyal ortamda paylaştım sonra ödlekçe geri sildim ve oldu bitti. Vah zavallı vah imanının zayıflığı itikatının bozukluğu buradanda açıkça görülüyorki, yarın ahirette,bunu damı yazdınız denecek amel defteri açıldığında Allah’ın kayıtlarından silinmiş olmadığını görünce imansız kişiliğinle ne yapacaksın çook merak ediyorum. Erbakan Hocamın resmi korumalığını yaptığını iddia eden Milli Görüşçü olduğunu 5 çocuğununda Milli Görüşçü olduğunu iddia eden akıl fukarası, ne idiğü belirsiz adam. Milli Görüş davasına ve Erbakan Hocama 1987 yıllarından buyana sıkı sıkıya sadık ve Hocamın kurduğu partilerde Kocaeli il bazında bütün kademelerinde görev yapmış, davasına gönül eri olmuş bir insanım. Ankara’ya çokça da gelip gittik her dönemde, sen hilkat garibesini hiç göremedik Hocamın yanında. Oysa sivil gönüllü korumaları rahmetli Ali Soylu çok ciddi yakınımız ve gönüldaşımız kardeşimizdi senden ne bahsetti nede isimini andı. Şimdi kendi kendime soruyorum sen o zamanlarda hangi fareli köyün kavalcısı idin. Öyle olup olacağı Mehmet Zaid Kotku hoca ile Erbakan hocamın yanında çekilmiş bir fotoğrafla yakın koruma olunmaz bay edepsiz Mehmet. Senin bu aşağılık iftiralarını Çocukların duysa sana buğuz ederler, zira böyle edepsiz bir babadan korkularına bir şey diyemediklerinden, ancak buğuz ederler.
Anladık resmi polis olarak Aziz Erbakan hocamın yanında bir kaç kez veya ne kadarsa bulunmuşsan, hiçmi Aziz Hocamı dinlemedin, duymadın, bir ders almadın. Belliki almamışsın, bu kadar edepsiz ifadeleri doğru dürüst tanımadığın Ahmet Akgül hocama kullanan bir insan olarak. Adama sormuşlar milleti nasıl bilirsin diye oda kendim gibi bilirim demiş. İnanıyorum binlerce insan başta ben bu yazıyı okuyunca sana sözlü olarak haddini bildirmemek için dillerini kanatırcasına ısırarak okuyordur. Senin sinkaf ve küfür hazinene öyle methiyeli ifadeler kullanılırki, uyurken, uyanıkken, tuvalette bile aklından çıkmaz. Belli ki sen kirli bir örgütün o çirkin yüzü olarak Aziz Hocamın yanına atanmışsın, zira bu ülkenin namus ibaresi olan Polis teşkilatının evlatları, ana kuzuları böyle hafif meşrep ifadeleri kullanmaktan haya eder. Ali Çağıl beyefendinin tespiti ile devam edersek sen yorgun ve hayattan bıkkın insan haline şükretmek yerine, Milli Çözüm kardeşliğini Aziz Erbakan hocamın emaneti samimi Milli Görüşçü kardeşlerimizle milleti bir birine düşürmeye çalışan kumaşı sıfır kuruş dahi etmeyen aşağılık bir provokatör ajan olur ancak. Sen Mehmet BELEN senden davacıyım, neden’mi. ? Çünkü şahidiyim günün her beş vakit namazından sonra ellerini açıp topluca Aziz Erbakan hocama, samimi Milli Görüşçülere ve samimi Saadet partili kardeşlerime dua eden insan İslam aleminin ve insanlığın medari iftarı Ahmet Akgül hocama ahlaksızca ispatsızca ağıza alınmayacak ve asla O nun şahsına yakışmacak ifadeler kullandın. Allah mazlumların hakkını eksiksiz misliyle alır. Son zamanlarda basınada düşen bazı haberler var birileri, emekli ucuz kişilikli bilmediği tanımadığı insanlara, iftira eden hakaret eden derin ama bir o kadarda çirkin troller oluşturuyormuş. Sen muhtemelen Milli Görüş camiasına çöreklenmiş cin cin plak sahibinin sesisin her halde. Bir vesile ile cin cin plak’ın amblemi Gramafon’a havlayan köpektir. Sana Ahmet Akgül hocamı tanıyan bir insan olarak ne dünyada nede ahirette hakkımı helal etmiyorum. İnsanın kaybetse asla üzülmeyeceği, bulsa ne mümkün sevinmeyeceği zavallı insan sülüyetli mahluk.

İnsanlıktan nasibini almayana
Mehmet Belen isimli kişiye sormak lazım acaba siz kimler tarafından ve ne karşılığında insanın ağzına alınmayacak sözlerle Üstat Ahmet Akgül e hakaret etmeye cüret etmektesiniz.
30 yıldan beri tanıdığımız ve en yakınında bulunduğumuz Üstadımız bütün hayatını İslama adamış davası için hayatını feda etmiş gerçekleri hiç kimseden korkmadan haykırıp yazmış ve bundan dolayı ,ömrü mahkemeler ,sürgünler ve hapishanelerde geçmiş ve yazdığı kitaplardan en ufak maddi beklentisi olmamış ve Milli Görüş davası içindeki hainlerin ,Mason ve münafıkların , Erbakan ve İslama saldırmalarında ilk ve tek olarak cevaplarını veren Üstadımıza karşı böylesi insanlıktan nasibini almamış kimseleri bularak onlar eliyle kendilerini rahatlatmaya çalışmaktadırlar.
Kor cehalet çirkefleştirir insanı !
Suskunluğu esaletindedir…
Her lafa verecek bir cevabı var…
Lakin bir lafa bakar lafmı diye,
Birde söyleyene bakar adammı diye…

Edebimiz el vermez
edepsizlik edene….
Susmak en güzel cevap,
edebi elden gidene …..

Allah Dostları İnsanlara Ayna Tutar, Kişi Yamukluğu Allah Dostunda Sanar….
Mehmet Belen isimli hadsiz, hiçbir dialog veya polemik yaşanmamasına rağmen, durduk yere bu asılsız ve mesnetsiz iftiraları ve aşağılık ruh haliyle aslında kendi karakterini tasvir ettiği küfürleri belliki belli odaklardan aldığı talimatla yada esiri olduğu şeytanın ağzıyla yapmıştır.

Konuyla ilgili facebook paylaşımında hamasetle be kabadayı ruhuyla yazdığı iftira ve hakaretlere ilmi, vicdani ve delilli cevaplara karşılık veremeyip kancık bir tutumla paylaşımdan kaldırmıştır.

Allah Dostları kişinin aynasıdır. Mehmet Belen isimli şahıs bu aynada kendisini görerek bu hakaretleri yaptırmış, yani kendini anlatmıştır. Bizler Sn. Ahmet Akgül üstadımızın hayatına, şahsına, mücadelesine şahidiz. Şahidiz ki;

– O, hayatı boyunca asla davasına ve liderine veya onlara yakışmayacak tek bir söz söylememiş aksine aleyhine konuşanlara dünyalık menfaat ve rahatı uğruna karşılığını vermiş ve haddini bildirmiştir,

– O, ömrünü Kuran çizgisinde yaşamış ve hayatına tatbik etmeye çalışmıştır,

-O, başta Kuranı Kerim Meali olmak üzere 70 ten fazla eseri, yüzlerce makalesi, onlarca konferansı ile hayatı iman ve cihad görerek ilmi metodlarla mücadele etmiştir,

– O, herkesin tırsıp pustuğu zamanlarda kaleminin ve kelimelerinin ucunu bileyerek keskinleştirmiş ve Hakkın hatrını dünyalık menfaatlerinin önüne geçirmemiştir.

Şimdi böyle bir zata hırlayan zavallı sonunda dönüp yüzüne yapışacağını düşünmeden çok yükseklere tükürmüştür. Çok kosa zamanda maddi ve manevi yüzünde hissedecektir. Çünkü Allah, dostlarına zulmü reva görmez, Allah dostlarına zulüm eden karşısına bizzat Allah azimüşşanı alır…

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
32
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...