MİLLETİMİZİN DOĞASI İSLAM!
“Tüm Kamudan dışlansın”, isteyen densiz
Anadolu kızının, hayâsı İslam!
Düşmanlığı ruhunda, besleyen dinsiz
Şu aziz halkımızın, mayası İslam!
İman, Kur’an, Ezandır; cami, cumadır
Onsuz hayat anlamsız, bir curcunadır
Kâfirler ve zalimler, hep hücumdadır
Âlemlerin adalet, yasası İslam!
Bilim ve medeniyet, Kur’an eseri
Laiklik, demokrasi; onun tesiri
Bak, ölümü diriltir, ab-ı kevseri
Tüm karanlık çağların, ziyası İslam!
İnsaf, edep, erdemdir; birlik, dirliktir
Dinsiz yaşam; çirkinlik ve kirliliktir
Kâfirlik; sonsuz kayıp; hem köleliktir
Mü’minin hayat tarzı, dünyası İslam!
Yüzyıllar geçse Kur’an; kalır hep taze
İslam’a saldıranlar, olur kepaze
Darwinciliği bilim, sanır şempanze
Huzur ve hürriyetin; kâhyası İslam!
Korkaklar, azgınların; peçetesidir
İnanç; bunalımların, tek çaresidir
Toplumların kurtuluş, reçetesidir
Şu Evren Mabedinin; mahyası İslam!
Son sağlam ayarıdır, bozuk çarkların
Hayat sigortasıdır, temel hakların
Hem direnç kaynağıdır, mazlum halkların
Saadet ikliminin, rayhası İslam!
Nursuz gözüne batar, çatar türbana
Karnında bebek boğar, karşı kurbana
Sihre, burca inanır; bakmaz Kur’an’a
İnsanlığın yeniden, ihyası İslam!
Vatan, millet aşkıdır; devlet huzuru
Şehadet şuurudur, gazi onuru
Barışta bağışlar ya, türlü kusuru
Savaşta Mehmetçiğin, sayhası İslam!
Bu aziz Milletin aslı, doğası İslam
Atatürk’ün Afyon’da, duası İslam
İnsanlığın haysiyet, davası İslam
“Sıbgatullah”; Rabbimin, boyası İslam!

insanlığın hizmetkarı
İslam; insanlığın huzur ve saadetini gerçekleştirmek için bir araçtır. Yani amaç insandır, islam ise bir araçtır. Ben bu şiiri okuyunca şiir başlığıyla beraber anladığım, bu milletin doğasında yani genlerinde islam vardır o zamanda Allah bu milleti insanlığa hizmet etmek için var etmiştir.
Dünyaya gönderiliş gayemize uygun yaşamak yani İslamca düşünmek ve ömür sürmek…
Üstad Ahmet Akgül Hocamızın şu sözlerini ruhumuza her daim yaşatmayı rabbimiz lütfeylesin:
“[b]Seni arayıp bulmam için beni dünyaya attın
Alemi benim için, beni de senin için yarattın.” gerçeğini kavrayanlar NEFİSLERİNİZİ ÖLDÜRÜN hitabına uyup şehvetlerinin köleliğinden kurtulanlar, Allah’ın boyasıyla boyananlar, gerçek hürriyeti Allah’a kullukta bulanlar , herkes gaflet uykusunda iken uyanık kalanlar canlarını ve mallarını Allah’a satanlar, ÖLMEZDEN EVVEL ÖLÜNÜZ hikmetine mazhar olanlar , Allah yolunun divanesi ve cihad delisi müslümanlar…. Evet işte bunlar ÖLÜMÜ ÖLDÜREN gerçek kahramanlardır. Ölüm onlar için yokoluş değil, sonsuzluğa doğuştur. Ölüm onlar için ayrılık ve hasret değil , bilakis vuslattır. Ve iyi bilin ki Allah’ın bu veli ve sevgili kulları için ne dünyada ne de ahirette korku ve keder yoktur (Yunus 62) . Ölüm , onlar için Mevlananın tabiriyle Şeb’i Aruz’dur yani düğün gecesidir. Zira ölüm, sonsuzluk şarkısının İLK HECESİDİR. “
[/b]
FATİHAYI ŞERİF YÜCE MANASI KUR’ANIN VE İSLAMIN ÖZETİDİR.
Bizi İslam fıtratı üzere yaratan dünyaya getiren Yüce Rabbimize sonsuz şükürler olsun. Fatihayı Şerif Kur’anın ve İslamın özeti gibidir.
1:2 Her türlü hamd, şükür ve övgü, (canlı ve cansız bütün varlıkları ve özellikle insanı; atom altı enerji zerreciklerinden moleküllere, protein hücrelerinden, sinir, sindirim, dolaşım ve boşaltım gibi yüzlerce sistemlere kadar: Her saniye milyarlarca harika bileşim ve iletişim halinde yaratan… Şehirler büyüklüğündeki en gelişmiş bilgisayarların bile bunların milyonda birini başaramayacağı şartları oluşturup, her şeyin ve herkesin bütün ihtiyaçlarını karşılayan, bizim ve) âlemlerin Rabbi olan Allah’adır (minnet ve hizmet O’na yakışır ve O’na layıktır).
1:3
(Ki) O (dünyada her şeye ve herkese acıyıp kollayan) RAHMAN’dır, (ahirette ise mü’min ve müstakim kullarını bağışlayıp sonsuz rahmetine kavuşturacak) RAHİM (olan Allah’tır).
1:4
(O) Din gününün (ahirette kesin hesap, ceza ve ödülün karara bağlanacağı büyük mahkemenin) tek ve gerçek Maliki (Hâkimi ve mutlak sahibi olmaktadır).
1:5
(Bu nedenlerle Ey Rabbimiz!) Biz (bütün mü’minler) ancak ve yalnız Sana ibadet eder (Senin buyruklarını uygular ve Yüce rızanı ararız) ve (her konuda) sadece Senden yardım diler (ve Senin avn-ü inâyetine sığınırız).
1:6
(Ne olur) Bizi Sırât-ı Mustakîme (dosdoğru Din çerçevesine ve istikamet çizgisine) hidayet buyurup (Hakka ve hayra ulaştır).
1:7
(Daha önce) Kendilerine nimet verdiğin (hidayet ve hakikate erdirdiğin) kimselerin (Nebilerin, Sıddıkların, Şehitlerin ve Salihlerin) doğrultusuna (bizi yönlendirip yollandır; ama ne olur Ya Rabbi, Yahudilerin Siyonist kesimleri, işbirlikçileri, tüm şirk ve şekavet ehli olan ve Hakk dini yozlaştıran azgınlar gibi bütün) gazabına (ve kahrına) uğrayanların ve (Hristiyanların zalim emperyalist kesimleri, müşrik takipçileri ve Batı ahlâksızlığının taklitçileri gibi her türlü Hakk’tan ve hayırdan uzaklaşıp) sapıtanların yoluna (kaymamıza fırsat tanıma! Bizleri bütün bâtıl ve barbar yollardan) gayrı (ve ayrı olan İslam’da sabit kıl). Amin!
https://www.mealikerim.com/1/fatiha
Milletin Üzerindeki Büyülenmişlik Millî Çözüm ile Kalkacaktır…
” BU MİLLETİN KÜLÜNE ÜFLESEN ALTINDAN İMAN ÇIKAR “
Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Aslına Dönmeli Bu Aziz Millet!
Fatiha 7
(Daha önce) Kendilerine nimet verdiğin (hidayet ve hakikate erdirdiğin) kimselerin (Nebilerin, Sıddıkların, Şehitlerin ve Salihlerin) doğrultusuna (bizi yönlendirip yollandır; ama ne olur Ya Rabbi, Yahudilerin Siyonist kesimleri, işbirlikçileri, tüm şirk ve şekavet ehli olan ve Hakk dini yozlaştıran azgınlar gibi bütün) gazabına (ve kahrına) uğrayanların ve (Hristiyanların zalim emperyalist kesimleri, müşrik takipçileri ve Batı ahlâksızlığının taklitçileri gibi her türlü Hakk’tan ve hayırdan uzaklaşıp) sapıtanların yoluna (kaymamıza fırsat tanıma! Bizleri bütün bâtıl ve barbar yollardan) gayrı (ve ayrı olan İslam’da sabit kıl). Amin!
Bu aziz Milletin aslı, doğası İslam
Atatürk’ün Afyon’da, duası İslam
İnsanlığın haysiyet, davası İslam
“Sıbgatullah”; Rabbimin, boyası İslam!
Rabbimiz bu aziz millete aslına dönmeyi nasip eylesin…Amiin
Sıbgatullah; Rabbimin, boyası İslam!
[b]…(Zira) Bugün size dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamlayıverdim ve size din olarak İslam’ı seçip-beğendim….[/b]
[b]Bakara 138
(İşte) Allah’ın boyası (tabiattaki muhteşem renk ve desenlerin yaratılışı ve canlı cansız her varlığa vurulan vahdet damgası)! Allah(ın boyasın)dan (Kur’an ahkâmından ve ahlâkından) daha güzel boyası olan kimdir? Biz (yalnızca) O’na kulluk edenleriz.
[/b]
Ne Güzel Tarif
Şeytanın ve onun günümüzdeki şakirtlerinin ne türlü tezatlar ve manyaklıklar içinde olduklarını ne güzel tarif ettiniz. Çifte standartçı, münafık ayarlı tiplerin gidip gelip dinimize sataştıkları halde bir türlü dinmeyen kinlerini söndürecek su oldu inşallah bu dizeler. Bizlerin de net öğrenmesi bakımından, dinimiz olmazsa; mayamız olmaz, hayamız olmaz, yasamız olmaz, hayat tarzımız olmaz ve en mühimi Rabbimizin boyasıyla boyama imkanımız olmaz gerçeklerini net bir şekilde hatırlamış olduk.
İstismarcıların kaçınılmaz sonu…
Atatürk’ü istismar eden, din düşmanı kemalistler;
“İslam gericiliktir” derken..
Erbakan Hocayı ve İslam’ı istismar eden ılımlı İslamcılar;
“İslam’ın güncellenmesi gerekiyor” derken…
Erbakan Hocam; – “Atatürk yaşasaydı Milli Görüşçü olurdu.” diyerek din düşmanı zındıklara..
“İslâm bize ve zamana uymaya mecbur değildir. Ama herkes ve her zaman, İslâm’a uymak mecburiyetindedir” derken ise, münafıklara en güzel cevabı vermiştir.
İkisi kesiminde siyonist Yahudilerin güdümünde olduğu aşikardır! Ancak;
Yahudi hapishanesinde isyan çıkaran bir avuç mü’min elhamdülillah vardır!
Ölümü öldürenler, vuslata yürümekten geri durmayacaktır.
Hakk geldi batıl zail oldu!
İslamsız saadet olmaz.
İslamsız saadet olmaz. İşte Batı; tam bir iflasın, yok oluşun içinde.
Ve Aziz milletimizin mayası İslam olduğu için milletimizi “yok etme” girişimlerin tamamı boşa çıkmıştır.
Tarihte sadece İslamın (adalet) anlayışı ile yeryüzüne saadet gelmiştir. Harici de, işbirlikçileri de sadece sömürüyü-kan ve göz 8 getirmiştir.
Sözde İslamcı olanlarında hangi zulümlere ortak olduklarına 20 yıl şahit.
Batıldan ve işbirlikçilerin den kurtulmanın ve İslamın, barış medeniyetini kurabilmenin yolu sadece Milli Çözüm program ve politikaları ile mümkün gözükmektedir.
İSLAM TASTAMAM BİR SAADET NİZAMIDIR!..
“…Bugün size dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamlayıverdim ve size din olarak İslam’ı seçip-beğendim…”ENFAL SURESİ 24
“Bu nedenle Sen yüzünü (ve yönünü) tam bir teslimiyetle Hakk Din’e çevir; Allah’ın (beşer tabiatına uygun olarak gönderdiği) Fıtrat Dinine (ve İslam düzenine) dön ki, (Cenab-ı Hakk) insanları ona göre (fıtrat dinine, doğal ve sosyal dengelere uygun şekilde) yaratmıştır. Allah’ın yaratması (ve kanun koyması) değiştirilemez. (Çünkü fıtrat esaslarına aykırılık felaketlere yol açacaktır.) İşte dimdik ayakta duran (Hakk) Din budur. Fakat insanların çoğu (gerçeği) bilmezler (ve öğrenmek istemezler, bu yüzden hidayetten mahrum kalmışlardır).”
RUM SURESİ 30
“Ey iman edenler! Size hayat (ve huzur) verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’a ve Resulüne icabet edip (emirlerine uymalısınız). Ve bilin ki muhakkak Allah, kişi ile kalbi arasına girer (layıksa hidayet nurunu artırır, müstahaksa dalâlet yolunu kolaylaştırır) ve siz gerçekten O’na götürülüp toplanacaksınız.”
ENFAL SURESİ 24
Bu aziz Milletin aslı, doğası İslam Atatürk’ün Afyon’da, duası İslam
başörtüsü bir üniforma değildir, ama elbette bir kimlik ve kişilik göstergesidir. O da, asla bir partinin, tarikatın, cemaatin veya ideolojinin değil; bizzat ve ancak İslam’ın simgesidir. Ve zaten pek çok kesimdeki başörtüsü alerjisi, İslam’la ilgili gereksiz korkuların ve önyargıların oluşturduğu gizli antipatinin bir neticesidir. Başörtüsünün Kur’an’da emredilmediğini söyleyecek ve laiklik bahanesiyle İslâm Dini konusunda laubalilik edecek kadar şaşkınlaşanlara şunu sormak yerindedir:
Yahu, bizzat Atatürk’ün tercüme ve tefsir ettirdiği Elmalılı Hamdi Yazır Kur’an mealine bakıp, başörtüsüyle ilgili ayetlere nasıl bir mana verildiğini öğrenmeniz ve o doğrultuda hareket etmeniz gerekmez miydi? Elmalılı Tercümesi aynı zamanda, Mustafa Kemal’in de, kabulü değil miydi? Buna asla yanaşmadığınıza göre, sizin Müslüman geçinmeniz de, Kemalistliğiniz de tam bir sahtekârlık örneği miydi? Ama artık, din istismarcılarının da, devrim simsarlarının da pilleri bitmek üzereydi!..
Yaratılış amacının farkında olmayan, bu yönde şaşmaz ve sapmaz değer yargıları bulunmayan insanlardan; kendisine, ailesine, çevresine ve ülkesine yararlı çabalar harcamasını beklemek boşunadır. Ama ahlâk, takva ve cihat ehli “Marş, marş!..” dese, Arş bile yürümeye başlayacaktır…