ORTAYA KONUŞTUM, KİME UYARSA!
Kuklayla kahraman, seçilmez gayrı
Bön kafa bunaktan, Müslüman olsa!..
Sahte evliyadan, geçilmez gayrı
Din dava satandan, Müslüman olsa?..
Her yola yatandan, kahraman olsa!..
İşçi köylü hepsi, sorunla solmuş
Emekli öğrenci, perişan olmuş
Vicdan ehli şaşkın, dert ile dolmuş
İtikat bozuktan, Müslüman olsa!..
Oryantal oynaktan, kahraman olsa?..
Amerkayla ortak, İran’a coşar
Lafta D-8’ler, AB’ye koşar
Üç aylık evliler, birbirin boşar
Ahlâkı yozlaşan, Müslüman olsa!..
Alıktan ahmaktan, kahraman olsa?…
“Allah faciri de, Hak’ta kullanır¹
Bazı icraatı, hayrla sonlanır”
Diye kimden buna, övgü yollanır
Vicdanı sakattan, Müslüman olsa!..
Trump alkışlayan, kahraman olsa?..
Faiz fuhuş kumar, işler tağuta²
Tapanlar koydular, bizi tabuta
Milyonlar takılmış, bu canlı puta
Hain münafıktan, Müslüman olsa!..
Kaçaktan kaypaktan, kahraman olsa?..
“Zina suç olmazmış!..”, türban giyormuş
“Domuz kasaplıkmış!..”, Haçlı yiyormuş
“İbnelik bir hakmış!..”, İblis diyormuş
Şeytan garazlıdan³, Müslüman olsa?..
Fırsatçı ablaktan⁴, kahraman olsa!..
İsrail’e atıp, tutuyor lakin
Normalleşme devam, ediyor sakin
Ticaret yapıyor, belgeli yakin⁵
Kalbi marazlıdan, Müslüman olsa!..
Siyon’dan korkaktan, kahraman olsa?..
İslam’a aykırı, fetvalar necis
İster alkışlasın, milyonlar meclis
İman aklı yoksa, Kur’an diyor: “Rics”⁶
Kur’an’a gıcıktan, Müslüman olsa?..
Ayarsız adamdan, kahraman olsa!..
Ben halktan yanayım, Hakkı söylerim
Bakın viran oldu, binler köylerim
Edepsiz erdemsiz, nesli neylerim
Davasız duyarsız, Müslüman olsa!..
Ayarsız tutarsız, kahraman olsa?..
Sanmayın gururla, şımarıp azdım
Fikir hürriyeti, var diye yazdım
Rezalete hikmet, uyduramazdım
Hak çalan hırsızdan, Müslüman olsa?..
Hem namert kancıktan, kahraman olsa!..
Konuşsam kızarlar, bühtan⁷ ederler
Susar isem dilsiz, Şeytan ederler
Bunlar bizi candan, baştan ederler
Her fasık manyaktan, Müslüman olsa!..
Kafadan kaçıktan, kahraman olsa?..
- “Gerçek şu ki, Allah (dilerse) Dinini, facir (kötü ve günahkâr) biri eliyle de te’yid ve takviye eder!..” (Buhari Cihat bahsi 182 – Müslim – İman bahsi – 178)
- Tağut: İslam’a ve insanlığa aykırı, şeytani sistemler ve şerli şahsiyetler.
- Garaz: Gizli kötülük ve düşmanlık duyguları beslemek.
- Ablak: Gözü açık, geçinen bön ve budala adamlar.
- Yakin: Kesin bilgi.
- Rics: Murdar, necis. (Maide: 90 ve 10 ayrı ayette geçer)
- Bühtan: İftira, haksız ve dayanaksız itham.

Bel’am tipli kiralık ve satılık bilgiçler, zalimlere ve hainlere övgüler dizip menfaat devşirsinler. Ali Çağıl gibiler ise Hakkın rızasını ve halkın hatırını gözetirler… Selam ve saygılar.
Ali Aşçıoğlu
“İslam’da tenkit bir haktır; ama tahkir (hakaret) yasaktır.” ölçüsüne uygun ve uygar bir uyarı yapılmış… Akıllı ve vicdanlı insanlar bunlardan ders çıkarır ve yanlışlarını bırakır. Milli Çözüm’ü dikkatle izliyorum ve çok yararlanıyorum.
Hanife Demircan
Ülke gerçeklerini ve yozlaşmış insan tiplerini dile getiren şahane bir şiir. Çıkın sokaklara, bu tür insanlara her adımda rastlayacaksınız.
Tebrikler Ali Çağıl.
Mahmut Gülaçar
Bu güzel şiiri okuyunca, geleceğimiz konusunda ümitlendim. Demek ki halkın derdine ve Türkiye’nin gidişine tercüman olanlar da varmış… Helâl olsun.
Mustafa Arcan
Ben emekliyim… Diyanette görevli Hacca gittim. Tarikat ehliyim… E vallahi de Billahi de bu zat doğru söylüyor… Yeter artık, susmak dilsiz şeytanlıktır.
Hasan Gürkaş
Muhammed 29
Yoksa kalplerinde hastalık bulunan (münafık oldukları halde dindar tavrı takınan ve kendilerini makam ve menfaat karşılığı şeytani güç odaklarına kiralayan bu riyakârlar ve sahtekârlar; içlerinde sakladıkları hainliklerini ve) gizli kinlerini, Allah’ın hiç açığa çıkarmayacağını mı sanmışlardı?
Tûr 30
(Ey Nebim!) Yoksa onlar Sana: “(Bizi hayra davet eden kişi sadece) sıradan bir şairdir, ‘biz Ona zamanın (getireceği) felaketleri gözlüyoruz’ (ve Onu susturup pusturacak tuzaklar hazırlıyoruz)” mu diyorlar? (Sabret ve söyle:)
https://www.mealikerim.com/52/tur/30
Tûr 31
De ki: “(Öyle ise) Siz gözetleyedurun; çünkü Ben de sizinle birlikte (Allah’ın; inkârcıları ve münafıkları rezil ve zelil duruma sokacağını, sadıkları da aziz ve muzaffer kılacağını) gözetleyip bekleyenlerdenim.”
https://www.mealikerim.com/52/tur/31
Bu şiiri oku…
Sonra bir aynanın karşısına geç.
Önce gözlerinin içine bak.
Görünüşün mü dindar, yoksa kalbin mi temiz?
Kıldığın namazdan çok, kazandığın paraya bak—helal mi?
“Ben Müslümanım” diyorsun… Peki gerçekten öyle misin?
Ama o söz sadece kimliğinde yazıyor, yüreğinde değil.
İnandığını söylediğin şeyle yaşadığın hayat birbirini yalanlıyor.
Sözlerin sert ama menfaatin Batı’yla mı ortak?
Bir yanda ezilen halk, öte yanda lüks sofraların mı var?
Mazlumu mu tutuyorsun, yoksa sadece laf mı ediyorsun?
Zinaya, faize, kumara karşıyım diyorsun…
Ama gizliden gizliye içindesin hepsinin.
Ama onları hayatının bir köşesinde saklıyor musun?
Bu şiir, başkalarına değil sadece sana yazıldı.
Ayna sana ne söylüyor?
Sahici misin, yoksa şekil misin?
Sahte vitrinlerin ardına gizlenmiş korkak ve eksik bir vicdana mı? Sahipsin.
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden (kapasitesinden) başkasını yüklemez. (Herkesin) Kazandığı (iyilikler) lehine (kendi hayrına ve menfaatine), kazandırdıkları (veya sebep oldukları kötülükler ile, ona haksız şekilde kazandırılan şeyler ise) kendi aleyhine (zararına ve şer hanesine)dir. “Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya (bu Kur’an’a, akla ve vicdana dayanarak vardığımız kararlarda ve içtihatlarımızda hataen) yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutarak azarlayıp cezalandırma! (Ey) Rabbimiz; (hadlerini aştıkları ve azıp şımardıkları için) bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır (sorumluluklar) yükleyip (bizi bunaltma! Ey) Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma! Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirgeyip acı! Sen bizim Mevlâ’mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et. (Nusret ve muvaffakiyet verip zafere eriştir. Amin.)” (Bakara 286)
NASİHAT TUTMAYANI MUSİBET TUTAR !!!
Ahzab 66
(Dünyada Siyonist Yahudiler gibi ğadaba uğramış ve emperyalist Hristiyanlar gibi sapıtmış zihniyet ve şahsiyetlere ve bunların işbirlikçilerine ve diğer tüm zalim münkir ve müşriklere uyarak, İslam’ın özünden ve Kur’an’ın izinden uzaklaşarak, doğrudan veya dolaylı biçimde küfre ve kötülüğe bulaşanların, cehennemde) Yüzlerinin (ve tüm bedenlerinin) ateşte çevrildiği gün: “Eyvahlar-yazıklar olsun bize! Keşke Allah’a itaat etseydik. Ve Resulüne uyup peşine gitseydik” diyerek (pişmanlık duyacaklardır).
Ahzab 67
Ve diyecekler ki: “Ey Rabbimiz! Gerçekten biz ‘Sadat’ımıza (bazı kötü niyetli tarikat ve maneviyat rehberlerimize ve hoca efendilerimize) ve ‘Kübera’mıza (devlet, siyaset ve servet büyüklerimize ve hizmet ağabeylerimize aldanıp haksız ve ahlâksız işlerine) itaat ettik. (Bu iki sınıfın vaazlarına ve va’adlerine inanıp peşlerinden gittik. Onlar ise bizim iyi niyetimizi ve teslimiyetimizi istismar edip, bizleri kâfir ve zalim sistemlere peşkeş çekip aldatmışlardı.) Böylece onlar bizi Hakk yoldan saptırmışlardı.”
Ahzab 68
“Ey Rabbimiz! Şimdi onlara (talebelerini ve tâbilerini hain ve zalim güçlere peşkeş çeken hoca efendilere ve dünyası için davasından dönen siyasetçilere, dünyamızı ve ahiretimizi mahveden bu din ve devlet büyüklerimize, bize vereceğin) azaptan iki katını ver ve onları büyük bir lanetle kahret” (deyip kurtulmaya çalışacaklardır).
YALANA KANMAYIZ!
Yıllardır yalanla, insanlar yaktın,
Görevini son derece ustalıkla yaptın,
Çaldın, çırptın sonra masumca baktın!
Cuma ya her giden müslüman olsa!
İnanmayız asla Haç’a koşana !
… Nisâ 55
Çılgın ateş olan cehenneme (girmek için elçiye itiraz ve ihanetleri) yeterlidir.
Bakınız haktan sapıtan, hak davadan ayrılan insanların, İslam birliği yerine Avrupa Birliği’nin peşine takılanların daha önce güya karşı çıktıkları faizi, fuhşu ve ahlaksızlığı nasıl yaygınlaştıklarını ve bunların akıbetlerini haber veren Muhammed suresinden birkaç ayetin meali hatırlayalım;
Muhammed 22
(Ey kaypak ve kolaycı tipler!) Demek iş başına gelip (iktidar imkânıyla) yönetimi ele alırsanız; hemen yeryüzünde (ülkenizde, bölgenizde ve dünya genelinde) fesat çıkaracak, (zalim ve facir güçlerin arkasına takılacak, inanç esaslarınızla ve Hakk davanızla) tüm yakınlık bağlarınızı koparıp parçalayacaksınız, öyle mi?! (Bu tavrınız sizin ayarınızı ve ahlâkınızı ortaya koyacaktır.)
Muhammed 23
İşte bunlar var ya; Allah onları lanetleyip (hidayetlerini karartmış), böylece (kulaklarını) sağırlaştırmış ve basiret (göz)lerini de kör edip (kapatmıştır ki, bu yüzden İslam’a ve Kur’an’a karşı bu denli ilgisiz kalınmaktadır).
Muhammed 24
(Acaba,) Onlar Kur’an’ı (hükümlerini anlamak ve uygulamak üzere hiç dikkatle okuyup) iyice düşünmüyorlar mıydı? (Niye hâlâ ihtiyaç duymuyor, Kur’an üzerinde ciddiyetle kafa yormuyor ve sırt çeviriyorlardı?) Yoksa birtakım kalplerin üzerine kilitler mi vurulmuş(tu ki, Kur’ani haber ve hakikatlere karşı böylesine ilgisiz ve isteksiz davranılmaktaydı? Veya bu bir hidayet kararması mıydı?)
Muhammed 29
Yoksa kalplerinde hastalık bulunan (münafık oldukları halde dindar tavrı takınan ve kendilerini makam ve menfaat karşılığı şeytani güç odaklarına kiralayan bu riyakârlar ve sahtekârlar; içlerinde sakladıkları hainliklerini ve) gizli kinlerini, Allah’ın hiç açığa çıkarmayacağını mı sanmışlardı?
Muhammed 31
Andolsun, Biz içinizden (gerçek) mücahit olanlarla (davasında) sabredip (dik duranları) bilip, (onları kaypaklardan) ayırıncaya (ve sadıkları belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, sizi imtihana tâbi tutacağız ve (İslam davası ve Allah rızası konusunda iddia edip) haber verdiklerinizin (doğruluk derecesini) sınayıp (herkesin ayarını ve amacını ortaya koyacağız).
Ahkaf 24
Derken, onu (azabı ve yıkımı) kendi vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, (işte herhalde) “Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur” demişlerdi. (Ve boşuna sevinmişlerdi. Zaferi ve izzeti; İslami cihadda değil, zalim güçlere yaranmakta arayanların boş umutları ve kuruntuları, rahmet zannedilen musibet bulutları gibidir.) Hayır o (gelen), kendisi için acele ettiğiniz (felaket olayıdır. Bu öyle) bir rüzgârdır ki (zafer ve bereket sanıldığı halde;) onda acı bir azap (ve yıkım) vardır. (Ve sizi kum fırtınasıyla boğacaktır!)
Şuarâ 189
Böylece onu yalanlayıp (küfür ve kötülükte azgınlaştılar); nihayet onları o gölgelik (sandıkları gazap bulutları) gününün azabı yakalayıverdi. Gerçekten o, büyük (ve korkunç) bir günün azabıydı (ve bunu hak etmişlerdi. Yağmur getirecek sandıkları bulutlardan Allah üzerlerine her şeyi yakıp kül eden ateş döküvermişti)!
Tûr 29
Şu halde Sen (ey Nebim!) öğüt verip-hatırlat; çünkü Sen, Rabbinin nimetiyle ne kâhinsin, ne deli-divanesin! (Sana iftira edenler, asıl kendileri delidir ve nasipsizdirler.)
Tûr 30
(Ey Nebim!) Yoksa onlar Sana: “(Bizi hayra davet eden kişi sadece) sıradan bir şairdir, ‘biz Ona zamanın (getireceği) felaketleri gözlüyoruz’ (ve Onu susturup pusturacak tuzaklar hazırlıyoruz)” mu diyorlar? (Sabret ve söyle:)
Tûr 31
De ki: “(Öyle ise) Siz gözetleyedurun; çünkü Ben de sizinle birlikte (Allah’ın; inkârcıları ve münafıkları rezil ve zelil duruma sokacağını, sadıkları da aziz ve muzaffer kılacağını) gözetleyip bekleyenlerdenim.”
https://www.mealikerim.com/52/tur/31
Kritik ve riskli zamanlarda Gerçekleri dosdoğru yazan Kalemlerin her birisi Ateşten kordur!.. Ve bunları eline almak Üçyüz kiloluk top mermisini Kaldırmaktan daha zordur.
Günümüzde bu ateşten koru elinde taşıyan da MİLLİ ÇÖZÜM ‘dür.
Sebe’ 31
…Zalimleri, Sen Rableri huzurunda (yaptıklarının hesabını vermek üzere) tutuklanmış vaziyette (iken) eğer bir görsen! (ki o zalimler: a- İmkân ve iktidarlarıyla kibirlenip büyüklük taslayan yönetici tabakası, b- Ezilen, sömürülen ve sindirilerek zayıf ve çaresiz bırakılan, ama gaflet ve cehaletle yine de zalim yöneticilerin peşine takılan halk tabakası olarak iki kısımdır.) Bunlar birbirlerini (suçlayıp) karşılıklı söz döndürüp laf dalaşı yaparak; müstaz’af zalimler, müstekbir zalimlere derler ki; “Eğer siz (başımızda) olmasaydınız (iktidar konumunda iken adil ve ahlâki esaslara göre davransaydınız,) herhalde bizler de (Hakka inanan ve hayra uyan) mü’min kimseler olacaktık. (Hain güçlerden ve şeytani çevrelerden de destek alarak; faiz ve sömürüye dayanan ekonomik sisteminizle… Ahlâki ve manevi değerlerden yoksun eğitim düzeninizle… Baskıcı ve barbar yönetim ve yöntemlerinizle bizleri yoldan çıkardınız. Ey Rabbimiz, asıl suçlu ve sorumlu olan bu gaddar ve hilekâr idarecilerimizdir!” deyip kurtulmaya çalışacaklardır.)
https://www.mealikerim.com/34/sebe/31
Sebe’ 32
(Bunun üzerine büyüklük taslayan) Müstekbir (ve mücrim yöneticiler), müstaz’af (zayıf sayılan halk kesimine dönerek) şöyle diyecekler: “Size hidayet (rehberi Kur’an ve hakikat önderi Peygamber) geldikten (ve hepiniz Hakka ve hayra davet edildikten) sonra, biz mi sizi ondan (İslam’ın adalet nizamından zorla) çevirip alıkoyduk? Hayır! (Fikirlerimizin ve fiillerimizin bâtıl ve bozuk olduğunu bile bile, hidayet yolunu değil, bizi tercih edip seçtiniz, sevdiniz ve desteklediniz…) Aslında siz mücrim (suçlu ve hain) kimselerdiniz!..”
https://www.mealikerim.com/34/sebe/32
Sebe’ 33
(Bu sefer zayıf bırakılan ve baskı altında tutulan) Müstaz’af (halk kesimi, imkân ve iktidar sahibi olan kibirli ve yetkili) müstekbirlere (dönüp) diyecekler ki: “Hayır! Sizler gece-gündüz (basın-yayın, televizyon ve internet yoluyla, kanun ve karakol zoruyla) hileli (ve tehlikeli) düzenler kurup, bizim Allah’ı (Kitabını ve bazı kanunlarını terk ve) inkâr etmemizi, (haksızlık ve ahlâksızlığa yönelmemizi ve hatta, düşünce ve davranışlarımızı yozlaştırıp ve sizleri putlaştırıp) O’na eş ve denk (kimseler) kılmamızı emrediyor (devlet ve hükümet gücüyle bizi sapkınlığa sürüklüyor)dunuz!.. (Evet, zulüm ve zorbalığa karşı çıkan şuurlu ve onurlu bir Müslüman olmamızı istemiyordunuz.” diyeceklerdir. İşte bu müstekbir yöneticiler ve müstaz’af halk kesimleri ortak oldukları zulüm ve günahlarının karşılığı olarak girecekleri cehennem) Azabını gördüklerinde; pişmanlık (ve perişanlık)larını içlerine atarlar. (Sonsuz ve kahredici bir nedamet ve hasret içinde kıvranıp dururlar.) Biz de inkâr (ve isyan eden zalimlerin ve onları seçip seven hainlerin) boyunlarına halkalar geçirip (cehenneme sokarız. Böylece dünyadaki küfür ve kötülüklerinin, haksızlık ve ahlâksızlığı desteklemelerinin karşılığı olarak hak ettikleri cezaya çarptırırız. İşte bu İlahi adaletin gereğidir.) Yoksa onlar (dünyada) yaptıklarından başkasıyla mı cezalandırılacaklardı? (Hayır, herkes akıbetini ve ahiretini kendi eliyle hazırlamakta, küfre ve zulme taraf olanlar cehennemi, İslamiyet ve istikamete tâbi olanlar ise cenneti elde etmektedir.)
https://www.mealikerim.com/34/sebe/33
KİŞİNİN FİKRİ NEYSE, ZİKRİ DE ODUR
Gönülde ne varsa, dil onu söyler
Sevdasın sayıklar, türkü de odur…
Herkes imtihanda, hanımlar beyler
Maksadı Mevla’ysa, şükrü de odur
Kişi fikri neyse, zikri de odur…
Her neyle meşguldür, beyni hayali
Hep onu düşünür, mecnun misali
Dili kalbi farklı, münafık hali
Bak ameli neyse, vergi1 de odur
Kimin zikri neyse, fikri de odur…
Hakkı tutuyorsa, hayra yönelir
AB’yi bırakıp, Kâbe dönelir
Rahman’ı sevenler, Kur’an söylenir
Derdi tebliğ ise, dergi de odur
Kişi fikri neyse, zikri de odur…
Şehadet giriştir, imtihan kartı
Bir ömür gayrettir, kazanma şartı
Din devlet gerektir, huzur startı
Dayanağı Haksa, erki2 de odur
Kimin zikri neyse, fikri de odur…
Ahlakı yozlaşır, maya çürükse
Ayarı bozulur, hayâ düşükse
Amacı kısır da, hülya küçükse
Sanır ateş böceği, mihri3 de odur
Kişi zikri neyse, fikri de odur…
Ayet hadis duysa, çok bahtsız olur
Kur’an dinler; meal, rahatsız olur
İslam teslimiyet, ve şartsız olur
Tapındığı dünya, terki4 de odur
Kimin fikri neyse, zikri de odur…
Bir uyarı yapsan, nefsi hopluyor
Kendi sert laflarla, herkesi copluyor
Din istismarıyla, dünya topluyor
En çok neyi ister, şirki de odur
Kişi zikri neyse, fikri de odur…
Demokrasi diye, halka tapıyor
Siyaset hırsıyla, Haktan sapıyor
Riyakâr dindarlar, hep şov yapıyor
Cami tekke parti, sirki5 de odur
Kimin fikri neyse, zikri de odur…
Gece boyu gafil, kalkar sabahı
Hazır olur balı, kaymak tabağı
Fani dünya için, bütün tamahı
Keyfine tapınır, irki6 de odur
Kişi zikri neyse, fikri de odur…
Münafık karakter, marazlı7 tipler
Haksızlığa susan, ahrazlı8 tipler
Bak Milli Çözüme, garazlı9 tipler
Hıyanet ehlinin, zerki10 de odur
Kimin fikri neyse, zikri de odur…
San’at için değil, maksat çin şiir
Edebiyat Hakka, hizmetse sihir11
Cihat ve şehadet, vuslata mehir12
Şeytan vesveseci, mekri13 de odur
Kişi zikri neyse, fikri de odur…
1- Vergi: Fıtri özelliği, tabii karakteri
2- Erk: Kuvvet ve kudret
3- Mihr: Güneş (Farsça)
4- Terki: Sonunda bırakıp gideceği
5- Sirk: Gösteri ve cambazlık yeri
6- İrkilmek: Ürkmek ve korkmak
7- Maraz: Hastalık, çirkin alışkanlık
8- Ahraz: Sağır ve dilsiz
9- Garaz: Kötü kasıt, kin ve düşmanlık
10- Zerk: Vücuda şırıngayla ilaç vermek; riyakârlık ve sahtekârlık
11- “Etkili söz ve şiir, sihir gibi tesirlidir” (Hadisi Şerif)
12- Mehir: Evlilik hakkı ve takısı
13- Mekir: Hile, plan, tuzak
Alın nefsim sen de üstüne alın,
Uyarıyı duymaz kafası kalın
Zorla kim durursa bırakın salın
Sağa sola bakan yolunu şaşar
İstikamet ehli dağları aşar…
Mevlam, mala makama kanıp az bir bedel karşılığında ahireti verip dünyayı alanlardan uzak eylesin ve Adil Düzen mührünün Milli Çözüm eliyle vurulduğu günlere eriştirsin.
ORTAYA KONUŞTUM, KİME UYARSA!
Kuklayla kahraman, seçilmez gayrı
Bön kafa bunaktan, Müslüman olsa!..
Sahte evliyadan, geçilmez gayrı
Din dava satandan, Müslüman olsa?..
Her yola yatandan, kahraman olsa!..
Milli Çözüm’ün şu tespitiyle açalım konuyu… Şeytanın iki silahı vardır. Birincisi Din İstismarcılığı, ikincisi Din Düşmanlığı veya Devrim Simsarlığı. Malumunuz yeryüzünde Hak ve Batıl mücadele halinde. Hakkın temsilcisi Aziz Erbakan Hocamızın Milli Görüş’ün en sadık takipçisi ve günümüzün Kur’an’ın Tercümanı Milli Çözüm, Batıl’ın temsilcisi ise Siyonizm’dir. Siyonizm, önceden şeytanın silahlarından olan “ din düşmanlığı “ kisvesi altında insanlığı madden ve manen ezme sömürme iyilikleri güzellikleri faydalı şeyleri ve adil olanın yerine kötüyü yanlışı çirkini ahlaksızlığı zararlıyı zulmü, hakim kılmaya çalışırdı ancak Hakkın temsilcisi bu Siyonizm’in plan ve projelerini hem boşa çıkarmaya başlayınca hem de Hakkı ve adaleti yeryüzünde hakim kılacak plan projelere imza atmaya başlayınca , Siyonizm taktik değiştirdi. Ve Siyonizm kendi kuklalarını din düşmanlarından değil de
” Din İstismarcılarından “ seçmeye ve onları iktidara taşımaya başladı… Hal böyle olunca, ortalık da evliyasından müridine , şeyhinden dervişine , cemaatlisinden cemaatsizine, tarikatlısından tarikatsızına, dincisinden dinsizine , herkes sahteleşti inandıkları dini İslamı sadece istismar etmekten öteye gidemez olundu , piyasa Siyonizm’in istediği olan İslam sadece şekilde kalacak hale geldi. Koskoca dünya lideri diye adı geçen zat elinde emrinde yönetiminde onca güç kuvvet imkan fırsat varken , sanki halktan bir vatandaş gibi İsrail Abd’ İngiltere Çin Rusya gibi ülkelerin yeryüzündeki soykırım vahşetlerine sadece kınama yapması , gereğini yapmadığı halde vatandaşlarının ayaklanmaması insanlığın getirildiği noktayı çok acı şekilde özetlemekte. Adı dünya lideri olsa kahraman diye anılsa ne yazar!…
İşçi köylü hepsi, sorunla solmuş
Emekli öğrenci, perişan olmuş
Vicdan ehli şaşkın, dert ile dolmuş
İtikat bozuktan, Müslüman olsa!..
Oryantal oynaktan, kahraman olsa?..
Haim Nahum doktrininin maddelerinden olan insanları aç bırakacaksın işsiz bırakacaksın borca esir edeceksin , bunları hallettin mi aç borca esir işsiz insan ne yapar her türlü yanlışa çirkefe ahlaksızlığa hırsızlığa düşer değil mi? Artık bu karnı aç insan dinini yaşayamaz , dinini öğrenemez hale gelir ve tam bir yozlaşma meydana gelir hayatında. Yavaş yavaş inandıklarında itikatında bozulmalar değişmeler meydana gelir. Ama adı yine Müslümandır… İşte insanlığı bu hale getiren işbirlikçi idareler, her türlü dönekliği oryantallığı yapsa da halkın elinden birşey gelmemekte hatta halk yanlışı ahlaksızlığı zulümü gördükçe siyasi idareyi el üstünde tutmaya yaşa varol padişahım misali seçmeye övmeye devam eder çünkü hidayeti kararmıştır, aklını kullanacak mecali ve semeresi kalmamıştır. Çünkü akıl iman ile eşdeğer olduğundan iman yoksa veya iman zayıfsa akılda yoktur veya akılda o nispette vardır.
İman sahipleri vicdan ehli kimseler hayat iman ve cihat diye gayret ve çaba göstermeye devam ederler çünkü Allah’ın va’dine imanları inançları vardır ama vicdan ehlide robot değil elbette dertlidir sıkıntılıdır ama Allah’ın va’dine olan imanlarını ümitlerini KUR’AN ile ziyadeleştirirler elbette tâbi ve taraf oldukları Asrın ve Kur’an’ın Tercümanı olan Rehber Şahsiyete olan bağlılıkları sayesinde diğer insanlardaki ümitsizlik çaresizlik vicdan ehlinde tam tersi haldedir. Milli Çözüm Allah’ın va’dine olan imani ve vicdani olgunluğu kalplere yerleştiren ve ümidini artıran , çünkü ümit imanın canıdır ve başarının sırrıdır. Gelecekle ilgili; olumlu, onurlu ve kutlu bir gayesi, ve bu yönde bir gayreti, ve erişeceği o kutlu dönemle ilgili projeleri olmayan kişiler “Meyyit-i müteharrike = Yürüyen cenaze”dir. Der Milli Çözüm. Bu tespitinde ne kadar haklıdır değil mi?!! Uğruna yaşayacağı ve savaşacağı… O yolda sıkıntı ve sarsıntılara katlanacağı bir gelecek umudu taşımayanlar, ölü değil de nedir?
“Zina suç olmazmış!..”, türban giyormuş
“Domuz kasaplıkmış!..”, Haçlı yiyormuş
“İbnelik bir hakmış!..”, İblis diyormuş
Şeytan garazlıdan, Müslüman olsa?..
Fırsatçı ablaktan⁴, kahraman olsa!..
Ben zina etmiyorum, ben domuz eti yemiyorum, ben şunu yapmıyorum bunu yapmıyorum deyip insanlığı her yönden yozlaştıran siyasi iradeye laf etmeyecekmişiz. Çünkü kendisi yapmıyormuş sende yapma diyor. Gelinen belhum adallığın seviyesine bir bakın hele . Tövbe yarabbi … Hatırlayacaksınız seçim döneminde Kanal D de Abbas Güçlü ile Genç Bakış programında öğrencilerden biri sordu : LGBTİ – Eşcinsellerle ilgili nasıl bir plan ve programınız var diyen öğrencinin sorusuna bir siyasinin cevabı şu olmuştu: “ Eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart” demişti. İşte zinayı suç olmaktan çıkaran, domuzu kasaplık hayvan sınıfına sokan, eşcinselliğe meşruiyet getiren, emekliyi ikinci işe mahkum eden,…. Vb bir çok yozlaşmaya beyinleri iğdiş etmeye devam eden bu siyasi zihniyet Filistin’e destek vereceği yerde İsrail’e destek verdiği halde, vatandaşların halkın sokağa dökülüp yer yerinden onatması gerekemez mi? Ama tam tersi oluyor ve taparcasına bu zihniyete destek ve onay vermeye devam ediyor… 1970’li yıllarda ülke olarak toplu iğne üretemezken 100e yakın ağır sanayi kuran açan, ekonomik sosyal askeri birçok hizmete imza atan, 1996-1997 de hakeza yine ekonomide muazzam hizmetlere imza atan, mazlum ve mağdur tüm insanlığa sahiplik nedir öğreten, Milli Görüş zihniyetini gördüğü halde bu halk , neden şimdiki gibi rezilliği rüsvaylığı onaylar hale geldi … Ayet çok güzel anlatıyor, soğan sarımsak yerine bıldırcın eti ve kudret helvası sunulan halkın o günkü durumundan hiç farkı yok bakın o ayet :
BAKARA SURESİ 61. AYET:
O vakit siz (ise şöyle) demiştiniz: “Ey Musa, biz (böyle sadece) bir çeşit yemeğe sabredip katlanamayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden: Bakla, acur (açık yeşil çizgili salatalık), sarımsak, mercimek ve soğan çıkarsın!” (O zaman Musa:) “Siz (aslında daha) hayırlı (ve yararlı) olanı, şu (kıymetçe daha) aşağı ve bayağı şeyle(rle) mi değiştirmek istiyorsunuz? (Yoksa Mısır’daki kölelik ve rezillik ortamındaki gaflet ve serbestiyeti mi arzuluyorsunuz? Öyle ise) Mısır’a (geri) inin, zira (orada) kendiniz için istediğiniz (şeyler) vardır” demişti. (Çünkü Yahudiler, aslında Mısır’daki kölelik hayatını ve ahlâksızlık ortamını özlemekteydi. Bu nedenle) Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vurulmuş ve Allah’tan bir gazaba uğramışlardı. Bu, kuşkusuz Allah’ın ayetlerini inkâr ve nankörlük etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmelerindendi. (Yine) Bu (belaları), isyan etmelerinden ve sınırı çiğnemelerinden (dolayı hak etmişlerdi).
Sanmayın gururla, şımarıp azdım
Fikir hürriyeti, var diye yazdım
Rezalete hikmet, uyduramazdım
Hak çalan hırsızdan, Müslüman olsa?..
Hem namert kancıktan, kahraman olsa!..
İşte ayetlerde bahsedilen, o belaya çaptırılanlardan olmamak adına , Hakkı haykırmakta, rezaletlere hikmet uydurmamakta gerçeği haykırmakta, her türlü haksızlıkları adaletsizlikleri dile getirerek başımıza taş yağmasına engel olan Milli Çözüm’e minnettarız.
AL-İ İMRAN SURESİ 104. AYET
İçinizden (insanları Hakka ve) hayra davet edecek, (ve bunun sonunda elde edecekleri devlet ve hükümet imkânlarıyla ma’rufu) iyilikleri emredip yürütecek ve (münkeri) kötülükleri de nehyedip önleyecek bir ümmet bulunsun. (Bu hizmet ve hedefler için bir liderin çevresinde organizeli bir teşkilat kurulsun.) İşte asıl kurtuluşa ve başarıya erecek olan bunlardır.
AL-İ İMRAN SURESİ 110. AYET
Siz (sadece Müslümanlar için değil, bütün) insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz. (Çünkü siz, ülkenizde ve yeryüzünde) Ma’rufu (Hakkı ve hayrı) emredip yürütecek, münkeri (zulmü ve kötülükleri) nehyedip önleyecek (bir Adil Düzen kurmaya) çalışırsınız. Ve Allah’a (tam) iman edip (bağlanırsınız). Şayet Kitap Ehli de (böyle) inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onların içinden de (bazı) iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır.
İsrail’e atıp, tutuyor lakin
Normalleşme devam, ediyor sakin
Ticaret yapıyor, belgeli yakin
Kalbi marazlıdan, Müslüman olsa!..
Siyon’dan korkaktan, kahraman olsa?..
Onca – defaatle halka ve Hakka karşı yapılan yanlışları kötülükleri çirkinlikleri Milli Çözüm hem hatırlattı hem ikaz etti. Bu şiirdeki olumsuz negatif çirkin kötü yanlış zararlı ve zulüm odaklı her şeye imza atan onay verenler destek sunanlar için, tüm peygamberlerin ortak sözü olan ve aynı zamanda Efendimiz SAV. ‘in hadisi olan : “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözü ne kadar da uygun bir hitap şekli değil mi?! Hayâ duygusundan yoksun olan birinin her şeyi yapabileceğini ifade etmekte ve şiirde anlatılanları yapanlara söylenebilecek tek söz bu olsa gerek. UTANMIYORSAN DİLEDİĞİNİ YAP!.. Bu sözü bir tehdit olarak anlamak da mümkündür. O takdirde bu söz, “İstediğin fenalığı yap bakalım; bir gün bunların hesabını tek tek vereceksin” ültimatomu da tehditi de çıkar !..Milli Çözüm’ün şu dörtlükleriyle sözlerimi kapatıyorum:
Hiç değeri yoktur, lafın söylemin
Ucuz kahramanlık, uyuz hallerin
İsrail’e yarar, bütün eylemin
Bombalayıp yıkar, kasaba köyle
“Eğer utanmazsan, dilediğn söyle!..”
Artık icraat yap, ağzını kapat
Kürecik’le İsrail, bağını kopart
İşbirlikçi kişnin, hep sonu berbat
Gaflet sarhoşudur, şan şöhret meyle
“Eğer utanmazsan, dilediğn söyle!..”
(Halbuki) Allah sizin (gerçek dostlarınızı ve) düşmanlarınızı daha iyi Bilendir (ve bunun için Siyonist Yahudilerin, Haçlı ve dinsiz Hristiyan emperyalistlerin güdümüne girmenizi yasak etmiştir); oysa bir veli olarak (güvenip sığınılacak bir merci bakımından) Allah yeterlidir. Tam bir yardımcı ve zafere ulaştırıcı olarak da (yine) Allah kâfidir. ( NİSA SURESİ 45. AYET)
Ayet Mealleri İçin Bak:
Rabbani Yaklaşım ve Anlayışımızla Yüce Kur’an’ın Manası ve Mesajı
Hazırlayan: Abdullah Akgül, Ezher Üniversitesi Mezunu
Yorumlayan: Üstat Ahmet AKGÜL
http://www.mealikerim.com
İktidarın ve toplumun çürüyen değerlerine ve yozlaşan anlayışlarına karşı mert, hiciv dolu ve sorgulayıcı bir eleştiri… Şaire teşekkür ediyorum, zira Müslüman ve kahraman kavramlarının içinin boşaltıldığını, bu kavramların artık ehliyetsiz, liyakatsiz ve çelişkili kimselere yakıştırıldığını çok güzel ifade etmiş.
Bu şiirle, toplumun bir ferdi olarak bizim de, (iktidarı ve hala ona destek verenlere karşı şikayetçi olduğumuz) hangi hususlar eleştirilmiş;
– Din istismarı ve sahte dindarlık
– Siyasi ikiyüzlülük ve dış politikadaki çelişkileri
– Ahlaki yozlaşma ve sosyal çözülme
– Ekonomik ve toplumsal adaletsizlik
– Dini ve toplumsal kavramların içinin boşaltılması
– Çifte standartlar
– Kur’an’a aykırı anlayışlar ve yoz fetvalar
Sistem zaten çürümüş, toplum yozlaşmış, ama ülke de bu sebeplerle yıkılma eşiğine gelmiş, ümidimiz tükenmek üzere…
Teşekkürler Milli Çözüm bizlere ümit aşılayan bir siz kaldınız…
Kıvırmasaydı, bunca haspa
Esir mi olurdu, Gazze Aksa
Mızmızdan, kemkümcüden Müslüman olsa!..
Kancık, namert, kaypaktan kahraman olsa?..