YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
692df7bcee0ca
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 8 6
Bugün : 46114
Dün : 38695
Bu ay : 46114
Geçen ay : 1284993
Toplam : 45734928
IP'niz : 216.73.216.151

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

OLUR MU?

Fıtrat değişmezmiş, fırsatı kollar
Gün çiçek dalından, “söven”1 olur mu?
Yolcu yamuk ise, ne yapsın yollar
Nankör döneklere, güven olur mu?

Hak davayı içten, çürütüyorsa
Faiz fuhuş kumar, yürütüyorsa
Yirmi dört yıl ayak, sürütüyorsa
Vicdan ehli onu, öven olur mu?

Hizmete çağırsan, yatıp uyuşan
Makam çıkar sunsan, dirilip coşan
Bile bile bâtıl, peşinde koşan
Hıyanet; “hataen, sehven”2 olur mu?

Cihad; cennet yolu, zordur bayırdır
Merkeplerin derdi, arpa çayırdır
Kur’an ne diyorsa, haktır hayırdır
Mü’min şeriata, söven olur mu?

Hayat çok kısadır, parlayıp söner
Rızayı rıdvanı, kazanmak hüner
Sünnetullah, “her şey, aslına döner”
Isırgan otundan, çöven3 olur mu?

Dünya mı ukba mı?, amaç mansurdur4
Tercihin ne ise, asıl unsurdur
Bil Ahmet Hoca da, kuldur kusurdur
Çakmak taşı yoksa, düven5 olur mu?

Milli Çözüm seçer, insan hasını
Çalış ki silesin, gönül pasını
Sen fâni olanın, tutma yasını
Gübre versen ayrık6, keven7 olur mu?

İsrail kudurmuş, yüz bin can söker
Şu ucuz kahraman; kınar dil döker
Biraz dik dursalar, Siyonizm çöker
Münafıktan daha, ehven8 olur mu?

Ezanın Bayrağın, yurdu Vatandır
Onurun namusun, kurdu satandır
Alçak; kazancına, haram katandır
Hiç arpa sapından, “süven”9 olur mu?

Her türlü ırkçılık, Şeytan mantığı
Üstünlük gururu, küfür artığı
Bil ki yama tutmaz, iman yırtığı10
Müspet Milliyetçi, şoven11 olur mu?

Kötülük nefsimden, iyilik kalbimden
Hidayet inayet, nusret Rabbimden
“Ben Dost’a kavuştum!”, duyun kabrimden
İşbirlikçiden Hakk, seven olur mu?

  1. Söven: Büyük ve sağlam sopa.
  2. Sehven: Yanlışlıkla, istemeden.
  3. Çöven: Sabun otu bitkisi.
  4. Mansur: Yardım olunmuş, Allah’ın nusretiyle zafer bulmuş.
  5. Düven: Harmana taşınan buğday ve arpanın, tanesini sapından ayırmak için, üzerinde öküzlerle gezdirilen ve altına keskin çakmak taşı dizilen, önü kalkık, kalın tahta araç… Benzetme: Mürşitler insanların hasını posasından ayırmak için bazen net ve sert tavır alırlar. Çakmak taşı olmadan tahta düven ezerek, sap ile taneyi ayıramaz.
  6. Ayrık: Hızlı büyüyen zararlı çayır.
  7. Keven: Öğütülüp hayvan yemi olarak veya ocak yakıtı olarak kullanılan dikenli küçük çalı.
  8. Ehven: Değersiz, basit, çürük.
  9. Süven: Tarla çiti kazıkları.
  10. Nasıl ki motor bloğu çatlarsa, tamiri olmaz, değiştirilmesi lazımdır. Çünkü yağla su artık birbirine karışır. İşte Irkçılık, Batıcılık, çarpık çağdaşlık gibi şirk karıştırılan bir imanın da, yeniden Kur’an’a göre düzeltilip ayarlanması şarttır.
  11. Şoven: Irkçılık saplantılı, şovenizmden yana olan.
4.7 30 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Subscribe
Bildir
15 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Şiir,
Hizmete çağırsan, yatıp uyuşan
Makam çıkar sunsan, dirilip coşan
Bile bile bâtıl, peşinde koşan
Hıyanet; “hataen, sehven”2 olur mu? mısralarıyla bize tanıyabilmemiz için hainlerin resmini çiziyor.
Bunun yanında bu tiplerin işbirlikçilik karakterleri de olduğu için ucuz kahramanlık taslayacaklarını anlatırken, bizler bunu günümüzde bir turnusol görevi gören Gazze olayıyla bire bir yaşıyoruz. Kınamadan öteye geçmeyen kahramanlıklar.
Aynı zamanda ahireti öncelememiz gerektiği nasihati ile kulluğa giden yolu da bizlere gösteriyor.

Sünnetullah, “her şey, aslına döner”

BİR BAŞKA SÜNNETULLAH İSE AYETLERDE SAFFAT SURESİ 171-175 AYETLERİNDE ŞÖYLE HABER VERİLMİŞTİR;

Andolsun, (peygamber ve Hakka rehber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir (ve tarafımızdan şu garantiyi vermişizdir): Elbette onlar; mutlaka kendilerine yardım edilecek (nusret verilecek ve zafere eriştirilecekler)dir. Ve hiç şüphesiz; Bizim askerlerimiz (ve desteklediklerimiz) elbette galip gelecek (zalimlerin ve kâfirlerin düzenlerini devirecek)lerdir. Öyleyse Sen, (ey Nebim!) bir süreye kadar onlardan yüz çevir. Ve onları seyret ki; (zalimlerin hezimetini ve acı akıbetini, mücahit mü’minlerin ise galibiyet ve hâkimiyetini) yakında göreceklerdir.

https://www.mealikerim.com/37/saffat/175

YA RABBİ BİR AN ÖNCE DECCAL NETANYAHU’NUN GEBERTİLİP, İSRAİL’İN YERLE BİR EDİLEREK HARİTADAN SİLİNMESİNİ,ADİL DÜZEN’E DAYALI YENİ BİR DÜNYANIN KURULMASINI NASİP EYLE, BİZLERİ DE BU UĞURDA CANLA BAŞLA ÇALIŞAN MÜCAHİD MUTTAKİLERDEN EYLE, AYAKLARIMIZI VE KALBİMİZİ SABİT KIL, AYAKLARIMIZINKAYMASINA SEBEBİYET VERECEK YANLIŞLARA DÜŞMEKTEN BİZLERİ KORU. BİZLERİ MİLLİ ÇÖZÜM EHLİNDEN OLMA NİMETİNİN ŞÜKRÜNÜ GEREĞİ GİBİ YAPANLARDAN EYLE, NANKÖRLÜK EDENLERDEN EYLEME AMİN.

BU SAVAŞ NE MASA DA NE SAHADA DEĞİL; HZ. İSA’DA BİTECEKTİR!..

İsrail kudurmuş, yüz bin can söker
Şu ucuz kahraman; kınar dil döker
Biraz dik dursalar, Siyonizm çöker
Münafıktan daha, ehven8 olur mu?

NECM SURESİ 49. AYET
Kesinlikle, ‘Şi’râ (yıldızı)nın’ (şiirle hikmet ve hakikate tercümanlık yapanların) Rabbi de O’dur.
( Bak: http://www.mealikerim.com)
ÂL-İ İMRAN SURESİ 45. AYET
Hani melekler: “Ey Meryem! Doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi (İsa’yı doğuruvereceğini) sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir. O, dünyada ve ahirette ‘seçkin, onurlu ve saygın kılınmış birisidir’ ve (Allah’a) yakın kılınan (mukarreb kimselerdendir).”
(BAK: http://www.mealikerim.com)

Hz. İsa’nın Allah katından dünyaya yeniden gönderilişi kuşkusuz insanlık tarihinde çok az kişiye nasip olabilecek ilahi bir müjdedir. O, Allah’ın tüm insanlara ” Kurtarıcı” olarak gönderdiği mübarek bir kişidir. Nitekim dünya üzerindeki kargaşa ve zulüm ortamının arttığı dönemlerde insanlar daima Allah’tan bir ” yardım eden ” talep etmişler (Nisa 75 de ifade edildiği gibi) ; Allah da onlara icabet etmiştir.
İçinde yaşadığımız dönemde bizler için bu Kurtarıcı , Kur’an ahlakının hakimiyetidir. Hz İsa geldiği dönemde ise Allah’ın emrettiği bu ahlakı sahiplenecek, onu dünya üzerindeki tüm insanlara duyurmak için çaba harcayacaktır.

BU MÜBAREK DÖNEMİ VE İNSANI BEKLEYEN KİŞİLERE DÜŞEN ; Hz. İsa nasıl ki tüm mü’minleri sahiplenecekse, onu sahiplenmeleri, ona tâbi olup, kendisinin destekçisi ve savunucusu olmaları, ilk gelişinde olduğu gibi, ” Allah yolunda benim yardımcılarım kim? ” sorusunu kesinlikle tekrar kendisine SORDURTMAMALARIDIR. Aksi takdirde bunu uygulamayan kişilerin dünyada ve ahirette onulmaz bir pişmanlık ve çok acıklı bir azapla karşılaşmaları muhtemel olur. ALLAH’IN KUR’AN’DA NANKÖRLÜK YAPAN KULLARINA YÖNELTTİĞİ TEHDİDİ SON DERECE AÇIKTIR:

MÜ’MİNUN SURESİ 44.AYET:
Sonra birbiri ardınca elçilerimizi gönderdik; her ümmete kendi elçisi geldiğinde, onu yalanladılar. Böylece Biz de onları (yıkıma uğratıp yok etmede) birbirinin peşinden yürüttük ve onları (tarihin anlatıp aktardığı) bir hadise (efsane-hikâye) kıldık. İman etmeyen kavim için yıkım olsun. (Onlar kahredilsin!)
( BAK: http://www.mealikerim.com )

Öte yandan; onu izleyenler, candan savunup destekleyenler ve onun ahlakıyla ahlaklananlar ise Allah’ın rızasını, rahmetini ve sonsuz cennetini şiddetle umabilirler. Bu da Allah’ın iman edenlere kesin bir vaadi ve müjdesidir.

Şöhret ve menfaat için savaşmak ve sadece dünyevi maksatlarla cihada katılmak da batıldır.
“Bir adam Resulüllah’a gelerek: Şöhret ve ganimet için cihad eden hakkında ne buyurursunuz, sevap alır mı? diye sordu. Peygamberimiz: Onun için hiçbir şey (sevap ve şeref) yoktur, buyurdu: Adam sorusunu üç defa tekrarladı, Resulüllah’tan aynı cevabı verdi ve şunu ekledi: Allah, ancak kendi rızasını gözeterek halis bir niyetle yapılan ameli kabul eder. Ve herkes her ne niyet ve maksada cihad ederse ancak ona kavuşur.
Süneni Nesai, Cihad Böl. Bab: 25

Cihat ve Hizmet İlmihali Kitabından

Öz fıtrat bozuksa herkes ve herşey aslına dönecek kuzu postu giyen kurt kuzuya dönüşmeyecektir.

Eğer vicdan ehli isen davanın temel esaslarını oynayanı övemezsin ki, karşı çıkanıda dövemezsin ki… işbirlikçi öveni övemezsin…

Genlerin değişmeden hıyanet edemezsin, konmazmış karasinek bal pekmeze, gider konarmış hakettiğine…

Cennet yolu zordur, bayırdır ama fıtratı bozuk olana daha da zordur, şeytan nefse uyarsan bu dünya güllük gülistanlık gibi gelecektir. Gülü koklayacaksan dayanacaksın dikenine, külfetsiz nimet olur mu sandın elekten geçmeden menzile varacam mı sandın…

Ayırma Allah’ım Aziz Erbakan Hocamın sadık talebesinin izinden, bir an değil mi? bu dünya dedikleri, bir yandan da zor imtihan değil mi? İman elde bir kor bu zamanda ya tutup aşkıyla yanacaksın, yada vay haline…

Tek derdimiz Rızasın kazanmak asıl zafer cennet rüyetin görmek, Mevlana demiyor mu “Ne arıyorsan o’sun sen”, Hocasına, Akşemseddin hz.lerinin Hacı Bayram Veliye baktığı gibi bakmaz isen eğer o zaman nerde kaldı talebelik, bırak film fırıldağı bakışın düzelt gel huzuruna…

Milli Çözüm elektir, ayrıştırır insanın has’ı ile posasını, öyle bir ayrıştırır ki şaşar kalırsın Allah öyle şartlar hazırlarki birde bakmışsın elenen elenmiş, posalar ayrılmış Allah düzen kurada sen seyredesin, bu süreçte samimi olup içerisine heva heves girmemiş bir imanla yoluna devam edebilmek önemlidir. Öz ve genleri bozuksa ne yapsın gübre, istediğin kadar kalk gece namazı kıl, gece gündüz zikir çek amma öz bozuksa ne fayda…

Ucuz kahramanlıkla olmaz bu işler, lazımdır kişiye onurlu ve dik bir duruş, Rabbim demiyor mu; zalimlere, hainlere vede münafıklara karşı sert ve caydırıcı ol eğer olmaz isen oyuncak olursun ellerinde ama bilemezsin, en değersiz kişi Hak davanın içerisinde olup tuzak kuran değil midir?

En büyük ırkçı şeytandır, bu sebeple her türlü üstünlük anlayışı zalimliktir. Eğer girdi ise vücuda virüs nasuh tövbesi olmadan çıkmazmış vücuttan, yama tutmaz kalbe maraz girince…

Ya Rabbim başımıza gelen bütün güzellikler ve iyilikler Senden gelir, başımıza gelen sıkıntı ve musibetler ise kendi ellerimizle yapıp ettiklerimizin sonucudur. Hak davaya ihanet eden işbirlikçi hiç Hakkı sever mi? Sadece sever gibi yapar amma bir taraftanda en büyük ihanetleri planlar ve organize eder. İşte bu Hak davanın haini münafıklar sadece Cemel vakasında bir gece binlerce sahabenin ve tabinin şehit olmasına sebep olmuştur.

Yolcu yamuk ise, ne yapsın yollar

“Herkes kendi niyetinin ve tiyniyetinin akıbetine ulaşacaktır .Yani herkes ektiğini biçecek ettiğini bulacaktır ”

AHMET AKGÜL

Ben dört şeyi, şu dört şeyin içine sakladım; insanlar onları farklı yerlerde aradılar ve bulamadılar.

1- Ben rağbet, izzet ve hürriyeti; ibadet, istikamet ve cihadda sakladım. Ama insanlar onu devlet adamlarının ve güç odaklarının kapısında aradılar ve yanıldılar.

Bir padişah, marifet ve kerametini gördüğü bir dervişe: “Dile benden ne dilersen!..” deyince, derviş: “Ben sadece Sultan’dan dilenirim!” diye cevap vermiş. Padişah “İşte o sultan benim!”deyince, derviş ona sormuş:

– Sen akıl hocalarına ve bilgiç danışmanlara muhtaç mısın? Evet…

– Sen orduya ve komutanlara muhtaç mısın? Evet…

– Sen sanatkâr, esnaf ve ticaret erbabına muhtaç mısın? Evet…

– Sen halk kesimine, çiftçiye, işçiye muhtaç mısın? Evet…

“İşte ben, bunların hiçbirine muhtaç olmayan, tek ve gerçek Sultan’dan ve Rahman’dan isterim!..”

Milli Çözümcülerin marifet, cesaret ve gayretlerinin temelinde de bu zihniyet ve teslimiyet yatmaktadır.

2- Ben zenginliği; kanaatte, sehavette (cömertlikte) ve ticari tevekkül ve girişimcilikte sakladım. İnsanlar onu mal biriktirmekte aradılar. Oysa helal-haram demeden mal toplayana zengin değil stokçu denir. Asıl zengin; servet ve para yığan değil, halka iş ve ekmek kapısı açan, kazancını Hakk ve hayır yolunda harcayandır.

Hz. Peygamber Efendimiz, mübarek eşlerine sordular: “Ya Aiyşe, kestiğimiz kurbandan bize ne kaldı?”

Annemiz: “Sadece, üzerinde birkaç lokma et bulunan şu kürek kemiği!” deyince, Efendimiz: “Desene, o kısmı hariç kurbanımızın hepsi bize sayıldı!”

3- Ben sonsuz ve kusursuz rahatı, gerçek ve yüksek hayatı cennette sakladım; insanlar onu dünyada aradılar, ama bulamadılar, bulamayacaklar… Dünyada rahat yoktur. (Hadis-i şerif)

İbrahim Ethem Hz.lerine gaipten seslenildi: “Allah, ipek örtülü yumuşak döşeklerde aranır mı?”

4- Ben ilmi; ihtiyaç ve iştiyak duyarak, samimi ve sürekli bir gayret ve minnet içinde sakladım. İnsanlar onu tembellik, erteleyicilik, kuru özenti ve geçici hevesçilik içinde aradılar. Ama elbette bu halle ilme ve bilime ulaşamadılar.

İşte Milli Çözüm Üniversitesinin 25 yıl Milli Görüş ve Erbakan fakültesinde, 25 yıldır da bu olgunlaşma enstitüsünde, sabırla ve sadakatle ders gören ve emek verenlerin de, başarı diplomaları hazırdır ve zafer bayramları yakındır!..

Peki, kutlu sonuca nasıl ulaşılacaktır? Bizim; sağlam bilgilere ve Kur’ani hikmetlere dayanarak vardığımız kanaate göre, ülkemizde ve yeryüzünde ADİL DÜZEN Devrimi ve MİLLİ ÇÖZÜM dönemi,gerçekleşmiş olacaktır.

Cihad; cennet yolu, zordur bayırdır
Merkeplerin derdi, arpa çayırdır

Kur’an ne diyorsa, haktır hayırdır
Mü’min şeriata, söven olur mu?

Üstadımızdan Allah razı olsun. Üstadımızın Hz Muhammed (sav) ve Asrı Saadet isimli eserinden (Sayfa 70) ;

Hz. Peygamber (SAV) bu huzursuzluğu duyunca Ensar’ı istetti, Bir deri çadır Kuruldu, Peygamber Ensar’a hitaben: “Siz böyle dediniz mi?” buyurdu. Onlar da: “Ey Allah Resulü! Bizim önde gelenlerimizden hiçbiri böyle dememiştir. Yeni yetme gençlerimiz böyle konuşmuş olabilirler” dediler. Sahihi Buhari’nin Menâkıbü’l-Ensâr bölümünde. Hz. Enes’ten söyle rivayet edilmektir. “Hz. Peygamber (SAV) Ensar’ı çağırarak: ‘Bu ne haldir’ diye sorunca Ensar yalan söylemediğinden: ‘Ey Allah Resulü, işittikleriniz doğrudur’ dediler.” Bu nedenle Hz. Peygamber, edebiyat sahasında benzeri görülmemiş bir hitatte bulundu: “Şurası bir gerçek değil midir ki, önceleri dalâlette ve Hak yoldan uzaktaydınız, Allah Benim aracılığımla size hidayet verip doğru yola getirdi. Siz darmadağınıktınız, Allah Benim aracılığımla sizi bir araya getirdi. Siz hiçbir seyi olmayan yoksul kimselerdiniz, Allah Benim vasıtamla sizi zengin kıldı.” Hz. Peygamber konuşmasına devam ediyordu. Ensar her bir cümlesinde: “Allah ve Resulü’nün ikramı ve lütfu her șeyden üstündür” diyorlardı. Hz. Peygamber: “Hayır! Siz șöyle cevap veriniz. Ey Muhammed! insanlar yalanlarken biz Seni tasdik ettik, insanlar Seni tek başına bırakmışken biz Seni barındırıp himayemize aldık. Yoksul gelmiştin, biz her çeșit yardımı yaptık.” Hz. Peygamber bunları söyledikten sonra: “Siz böyle cevap vermeye devam ediniz, Ben de doğru söylüyorsunuz demeye devam edeceğim.

Ama ey Ensar! İnsanlar deve ve keçi alıp gitsinler! Sizler Muhammed’i yanınıza alıp yurdunuza dönmeyi arzu etmez misiniz?” buyurdu….

Allah bizlere mücahid kullarından olmayı nasip etsin….

“Hakiki ve daimi mevcut sadece Cenâb-ı  Hak’tır. Asıl amaç ise O’nun rızasına ve Cennet denen rıdvânına ulaşmaktır. Çıkar ve makam gibi fânî gölgeler için bâki bir hayatı, hepsinden öte Allah’ın rızasını terk edenler, en nasipsiz insanlardır.”

Ahmet Hocamızın sohbetlerinden bir not.

Resûl-i Ekrem (s.a.v)
bir hadisinde şöyle buyurur: 

”Akıllı kişi,nefsine hakim olan ve ölümden sonrası için çalışandır. Zavallı kişi ise, nefsinin her türlü arzu ve isteklerine uyan ve buna rağmen hâlâ Allah’tan iyilik temenni edendir. ”

(Tirmizi sıfâtü-l kıyâme,25: İbn mace ,Zühd,31)

Milli Çözüm seçer, insan hasını
Çalış ki silesin, gönül pasını
Sen fâni olanın, tutma yasını
Gübre versen ayrık6, keven7 olur mu?

Tövbe Etki Kurtulasın..

Milli Çözüm Şükür ki leke tutmaz
Kirli hesap arka plan barındırmaz
Hakikat görür kalbin kiri yuymaz
Belki bu son şans tövbe etki tutunasın!

Milli Çözüm kordur elde durmuyor
İİftira eden Rabb’den korkmuyor..
“Vema Esabeküm min müsibet” buyruyor
Belki bu son şans tövbe etki kurtulasın!

وَمَٓا اَصَابَكُمْ مِنْ مُصٖيبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ اَيْدٖيكُمْ وَيَعْفُوا عَنْ كَثٖيرٍؕ
Şûrâ 30
Size isabet eden (sıkıntı, sarsıntı ve) musibetler; kendi ellerinizle kazanıp (yaptığınız yanlış işler ve kötülükler) yüzündendir. Üstelik (Cenab-ı Hakk hatalarınızın ve ihmalkârlığınızın) birçoğunu da affetmektedir.

https://www.mealikerim.com/

Düzeltmek adına bozgunculuk yaparlar !

Münafıklar, her konuda olduğu gibi, fitne çıkarırken de ikiyüzlü davranırlar. Yaptıkları kötülükleri, gerçekte iyi niyetli olarak yaptıklarını iddia ederler. Gerçekte münafıkların ortaya bir haber yaymaktaki amaçlarında fitne çıkarmak, çevresindeki kişileri şüpheye düşürmek, onların şevklerini kırmak gibi pek çok kötü niyet söz konusudur. Ancak kendilerine neden böyle yapıldığı sorulacak olursa iyi niyetle yaptıklarını söyleyeceklerdir. Fakat Allah Kur’an’da münafıkların bu tavrının samimiyetsizliğine şöyle dikkat çekmektedir:

“Kendilerine: ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde (tam bir pişkinlikle): ‘Biz sadece (halkın ahlâkını ve toplum nizamını düzeltip iyileştirmek isteyen) islah edicileriz’ demekte (ve fesatlıklarına ıslah kılıfı geçirilmekte)dir. İyi bilin ki; gerçek-ten, asıl fesatçılar (sosyal ve siyasal hayatı ve tabiatı bozanlar) kendileridir, ama (bunun) şuurunda değillerdir. “

Bu yalanlarının haber verildiği bir başka ayet ise şöyledir:

“Bir de (münafıklık damarıyla, Müslümanlara ve Hakk dava mensuplarına) zarar vermek (ve zayıflatmak), küfrü (ve nifak cephesinin gücünü) artırmak, mü’minlerin (Hakka ve hayra hizmet ekibinin) arasını açmak (üzere)… Ve daha önce (başından beri) Allah’a ve Resulüne (Hakk Dine ve adalet düzenine) karşı (açıkça) savaş aç-mış kimselerin (müşrik ve münkir kesimlerin desteğini) gözetleyip (onlardan ma-kam, menfaat ve madalya almak) için, (ayrı) bir mescit (yeni bir merkez, hizip, ekip) kuranlar da vardır ki; (bu münafıklar: ‘Biz bu yeni merkezi ve hareketi yaparken;) iyi ve güzel gayretlerden (ve hayırlı hizmetlerden) başka (kötü) bir şey amaçlamadık diye (yalan yere) yemin edeceklerdir. Oysa Allah şahitlik edip, (kesinlikle biliyor ve haber veriyor ki) şüphesiz onlar (yamuklaşmış ve İslam düşmanlarına yanaşmış) yalancı kimselerdir. “

Münafıklar, bir zorluk ve sıkıntı anında fitne ve bozgunculuk çıkarmaya çalışırlar. Ancak münafık topluluğunun, mü’minler aleyhindeki faaliyeti bununla sınırlı kalmaz. Münafıklar, çoğu kez, mü’minlerden ayrıldıktan sonra da düşmanca tavırlarını ve fitne çıkarma çabalarını sürdürürler. Kur’an’da, Allah münafıkların bu karakterini “…Fitneye (teşvik edilip) her geri çağrılışlarında ise (hemen onun) içine baş aşağı (şuursuzca balıklama) dalarlar… “ ayetiyle haber verir.

Münafıkların bu yöndeki en belirgin tavrı, mü’minlerden ayrıldıktan sonra da kendi aralarındaki birlikteliği sürdürmeleridir. İlginç olan ise fitne çıkarıp mü’minlerden ayrıldıktan sonra da Müslüman görüntüsünü korumaya çalışmaları, ikiyüzlülüklerini sürdürmeleridir.

Bunun en önemli nedeni, daha önce de söylediğimiz gibi, münafığın, münafıklığını kabul etmemesidir. Hiçbir münafık, “Ben, Allah rızasını arayan mü’minler arasında fitne çıkardım, çıkarlarım nedeniyle mü’minlere ters düştüm, çünkü ben ikiyüzlü bir sahtekârım, aslında iman etmiyorum” şeklinde samimi konuşmalar yapmaz. Bu nedenle, samimi mü’minlerle birlikte olmasa da, kendisi gibi insanlardan bir grup kurar ve Müslüman görüntüsünü sürdürür. Ama aslında tam manasıyla inkâr sistemini yaşamaktadır *

*Peygamberimiz Hz. MUHAMMED (SAV) ve ASR-I SAADET”
Shf 386

Allah Münafıkları Ortaya Çıkaracak ve Azaplandıracaktır!

 Münafıklarla ilgili Kur’an’da bildirilen tüm ayetler Allah’ın mü’min topluluğu içindeki münafıkları mutlaka ortaya çıkaracağını göstermektedir. Münafıklar, ne kadar zeka oyunları yapıp gerçek yüzlerini gizleseler de, Allah’ın dilediği bir zamanda mü’minler tarafın dan mutlaka tanınacaklardır. 

Münafıkların ortaya çıkması ve anlaşılması için, mutlaka zorluk anlarında kendilerini açıkça göstermelerine de gerek yoktur. Allah dilerse mü’minlere, onları tanıma, ikiyüzlü lüklerini teşhis etme yeteneği verir. Bu yeteneğe sahip mü’minler kimi zaman belki tavrını değiştirir diye münafık karakterli bir kişiye hoşgörü gösterebilirler. Münafık bu sayede kendini gizleyebildiğini sanmaktadır ama bu büyük bir yanılgıdır, samimiyetsizliğinde kararlı olduğunu anladıklarında mü’minler de bu ikiyüzlü insanlardan yüz çevirirler.  

Allah, münafıkların asla saklı kalamayacağını Kur’an’da şöyle bildirmektedir.

“Makam ve menfaat karşılığı şeytani güç odaklarına kendilerini kiralayan riyakâr ve sahtekâr münafıklar; içlerinde sakladıkları hainliklerinin ve gizli kinlerinin mutlaka açığa çıkacağı,  

Münafık döneklerin “gerçekleri çarpıtma ve hıyanetlerine bahane uydurma” tavırlarından da anlaşılacağı,. 

Mücahit olanları kaypaklardan ayırıncaya ve herkesin ayarı ve amacı belli olup ortaya çıkıncaya kadar imtihan olunacağı Muhammed Suresi 29, 30 ve 31. ayetlerde bildirilmektedir.

Hz. MUHAMMED (SAV) ve ASR-I SAADET
Üstad AHMET AKGÜL
Kitabından faydalanılmıştır.

Üstat: “…Dünya mı ukba mı, amaç mansurdur
Tercihin ne ise, asıl unsurdur
Bil Ahmet Hoca da, kuldur kusurdur
Çakmak taşı yoksa, düven olur mu?..”

Fakir: Nefsim dinle hocanı, testin doldur
Şol Milli Görüş aydın yoldur
Leken çoktur da amelin yoktur
Bilmem bizden kul olur mu?

ŞAKİLESİ BOZUĞUN ÜLKESİNE ve İNSANLIĞA FAYDASI OLUR MU ?

De ki: “Herkes kendi şâkilesine (fıtrat halini almış karakter ve tıynetine göre bir düşünce ve) davranış ortaya koyacak (kendi mizaç ve meşrebine göre bir iş yapacak)tır. Bu durumda, kimin haklı ve hayırlı bir yol tuttuğunu en iyi bilen Rabbiniz Teâlâ’dır.” [Not: Bu nedenle devlet, herkesin mizacına, marifet ve meslek kazanımına uygun çalışma ve üretim yapma şartlarını oluşturmalıdır… Eğitim sistemini de, kişilerin ilgi ve yeteneklerini keşfedip geliştirecek şekilde ayarlamalıdır.]

İsra Suresi 84

Picture of Ali ÇAĞIL - İHL ve Kamu Yönetimi Mezunu

Ali ÇAĞIL - İHL ve Kamu Yönetimi Mezunu

YORUMLAR

Son Yorumlar
15
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...