NEDEN, RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI;
TÜRKİYE’YE PAHALIYA PATLAYACAKTI?
İsrail, Ukrayna krizinde ebeveynlerinin kavgasını izleyen çocuk yerindedir. Çünkü çocuk hem annesini hem babasını sevmektedir. Ve bir tarafı haklı görse de tarafsız gibi hareket etmektedir. Ama son kertede ABD’yi (yani babasını) tercih edecektir. Ehud Barak 22 Şubat 2021’de N12 NEWS’e yaptığı açıklamada: “Putin Kremlin’de oturan, İsrail yanlısı ve bağımlısı bir liderdir!” açıklamasını yapmıştı. Al-Monitör’e konuşan üst düzey bir İsrail istihbarat bürokratı: “İsrail, Ukrayna üzerinden ABD ve Rusya ile bağlarını güçlendiriyor” yorumunu yapmıştı.
Çin’li Tarihçi “Xu”: “Tarihte bütün büyük ve yıkıcı savaşlar, hep böyle yöresel sorunlar ve saldırılarla başlamıştır. Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlaması çok tehlikeli, Çin’i de kötü etkileyici sonuçlar doğuracaktır” diye uyarmıştı.
Ukrayna Savaşı’nda kim ne kazanırsa kazansın, kaybeden hep maalesef Türkiye olacaktır. ABD Rusya’yı Ukrayna ile uğraştırıp, Çin’e yönelik bir müdahalesinde Rusya başına dert açmasın hesapları yaptığı yorumları anlamlıdır. Ayrıca bu girişimiyle Siyonist baronların güdümündeki ABD, Ukrayna Savaşı’nın sorunları ve sonuçlarıyla AB’yi de Rusya’yı da enerji kriziyle hizaya sokma hesabındadır.
İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in:
“Ukrayna’yı bugünkü perişan duruma getiren ve Rusya’nın işgaline sürükleyen Amerika’dır. ABD bu ülkede sık sık turuncu devrimler ve tertip tezgâhlayarak, kendi kuklalarını iktidara taşıyarak ve Ukrayna’nın; NATO’nun uzantısı olacağını söyleyip durarak Rusya’yı kışkırtmıştır!” yaklaşımı da önemli bir saptamadır. Ancak ABD’nin Siyonizm’in emirberi olduğu unutulmamalıdır.
Rusya-Ukrayna Savaşı, özellikle Rus Gazına bağımlı olan Türk ekonomisini zora sokacaktı. Bu iki ülkeyle, meyve-sebze ihracatımızın, büyük çaplı buğday ithalatımızın ve Turizm akınının azalmasının da bizi olumsuz etkileyeceği açıktır.
Rusya’nın saldırısının ta başından beri “Nükleer silahları kullanmak üzere gerekirse düğmeye basılacağını” vurgulaması, bir caydırıcılık amacı taşıdığı ve aleyhinde oluşacak cepheyi korkutmaya yönelik yapıldığı gibi, bunu sıkça ve sıkıştıkça tekrarlaması ise, “en son kullanacağı kozu, en başta ileri sürmek zaafı” olarak da okunmalıdır.
Açıklanan resmi rakamlara göre, dünyada nükleer bombalara sahip ülkelerdeki atom başlıklı füze sayısı şöyle sıralanmaktaydı:
Rusya : 6800
ABD : 6600
Fransa : 300
Çin : 270
İngiltere : 215
Pakistan : 140
Hindistan : 130
İsrail : 80 (Gerçekte 420)
Güney Kore : 20
Bu tehlikeli ve tehdit edici gidişat durdurulamazsa; özel paralı şirket militanlarının, terörist yapılanmaların, kiralık provokatör ajanların da karışacağı bir kirli savaş, Ukrayna’yı Avrupa’nın AFGANİSTAN’ı yapacak, bu çatışmalar nice on yıllara yayılacak ve sürekli kanayan bir yara konumuna taşınacaktır. ABD ve AB yetkililerinin her fırsatta, “Biz Rusya ile fiili çatışmaya girmeyeceğiz!” beyanatları, bir nevi kiralık savaşçıların Ukrayna’ya yığılacağı anlamını taşımaktadır.
Rusya’nın: a) Kuzey Buz Denizi’nde buz kırıcı gemiler ve savaş zırhlıları bulundurması, b) Baltık Denizi’nde önemli üsler kurması, c) Kırım’ı ve Azak Denizi’ni işgal edip önemli limanlara konması, d) Suriye Tartus’ta stratejik deniz üsleri bulunması, e) Libya’da özel limanlara göz koyması… Bütün bunlar Putin’in bir Çarlık İmparatorluğu hayali taşıdığını ortaya çıkarmıştır.
Bu arada ajanslara; yüzlerce Ukraynalı sivilin, binlerce Rus askerinin öldürüldüğü haberleri ulaşmaktaydı. Zaten Rusya KİEV’i zorla almaya kalkışırsa, on binlerce askerini kaybetmek zorunda kalacak ve yine binlerce masum insan canından olacaktı. Çünkü 2. Dünya Savaşı’nda Ruslar Berlin’in yarısını ele geçirmek için 350 bin kaybı göze almıştı. Umarız yapılan müzakerelerde anlaşmaya varılır ve bu acılar yaşanmadan bir uzlaşma sağlanırdı.
Şu soru da bizim kafamızı kurcalamaktaydı:
Acaba Siyonist mahfiller; Ukrayna’ya karşı Putin’i kışkırtarak, Rus doğalgazının Avrupa’ya akışını kısıtlamayı, bunun yerine İsrail’in Filistinli Müslümanlardan gasp ettiği GAZZE gazının, Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasına zemin ve destek sağlamayı mı amaçlamışlardı? Zaten bilindiği gibi maalesef Erdoğan iktidarı da bu sinsi ve Siyonist projeye taşeronluğa hazırdı. Hatta Terörist başı Isaac Herzog’un Türkiye ziyaretinin asıl amacının, bu “Gazze doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşımak” olduğu yazılıp konuşulmaktaydı!
İktisat Profesörü Korkut Boratav’dan Savaş Yorumu: Kur Korumalı Mevduat ve Seçim Planı Çökmeye Başlamıştır!
İktisat profesörü Korkut Boratav; “Ukrayna savaşının, AKP’nin kur korumalı mevduat ve seçim planlarını çökerttiğini” açıklamıştı.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali tüm dünyayı sarsarken, gelişmelerin özellikle Türkiye’yi hem siyasi hem de ekonomik olarak derinden etkileyeceği tartışılmaktaydı. ABD ve Avrupa Birliği’nin başını çektiği Batılı müttefiklerin Rusya’yı cezalandırmak üzere açıkladığı sert ekonomik yaptırım kararları küresel piyasalarda deprem etkisine yol açarken, Türkiye’de de depremin etkisi hissedilmeye başlanmıştı.
“AKP hükümetinin büyük bir gösteriyle ilan ettiği kur korumalı mevduat sistemi, kısa vadede bir seçim programı olarak sonuç vermeye başlamıştı. Ama savaş, kur korumalı mevduat sistemine ilişkin beklentileri boşa çıkartmıştı. Tüm hesaplar, kısa vadede döviz kurunun kontrol altında tutulması ve enflasyonun tırmanmasının durdurulması üzerine kurgulanmıştı. Bu yıl ortalarında turist gelirlerinin artması sayesinde de seçime gidilerek sonuç alınma ümidi vardı. Yanlış kararlarla yaratılan istikrarsızlık kısa vadede ortadan kaldırılacak sanılmaktaydı. Dolar kuru 13,5 civarında istikrar kazanmış gibiydi ama savaş hem döviz piyasalarında gerilimi hem de enerji fiyatlarında yükselişi, dolayısıyla da enflasyonu yeniden arttırdı. Ekonomi yönetiminin kısa vadeli seçim programını ve kur korumalı mevduat tasarısını çökertmeye başladı.” diyen Boratav, Türkiye’yi çok zor günler beklediğini vurgulamıştı.
Rusya’nın Ukrayna Operasyonu; Yoksa Türkiye-Ukrayna Savunma Sanayi Anlaşmalarını Bozmak İçin mi Kışkırtılmıştı?
Rusya’nın Askeri Operasyonu; ATAK-II ve BAYRAKTAR AKINCI’yı zora sokacaktı!
Rusya’nın Ukrayna’ya düzenlediği geniş çaplı askeri operasyon Türkiye’nin en kritik savunma projelerini etkilemeye başlamıştı. Rusya’nın Ukrayna’nın HARKOV kentini ele geçirmesi, taarruz helikopteri ATAK-II ile silahlı insansız hava aracı Akıncı’nın motorlarının üretiminin durmasına yol açmıştı. Savaş sonrası motor üretiminin devam edip etmeyeceği hâlâ karanlıktı.
Harkov Kentinde Ortak Savunma Projelerimiz bulunmaktaydı!
Ukrayna ve Türkiye’nin ortak yürüttüğü askeri projelerin üretimi ülkenin kuzeyindeki Harkov şehrinde yapılmaktaydı. Rusya sınırında bulunan Harkov, Ukrayna-Rusya geriliminin temelini oluşturan Donetsk ve Luhansk şehirlerine yakın olduğu için Rusya ve ayrılıkçı gruplar ilk olarak Harkov’a saldırmışlardı. Harkov’un işgali sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yakından ilgilendiren gelişmeler yaşanmıştı.
Taarruzi İnsansız Hava Aracı Akıncı’nın Motorları Ukrayna’da Yapılmaktaydı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın ambargodan kurtulmak için yaptığı Ukrayna anlaşmaları tehlikeye girmiş durumdaydı. Türkiye’nin Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) Akıncı’nın Al-450T motorlarını üreten Ukrayna, savaş nedeniyle üretimi durdurmak zorunda kalmıştı. Üretime ara verilmesi sebebiyle teslimatlar yapılamayacaktı…
Savaş, ATAK-II Helikopterini Zora Sokacaktı!
Rusya Ukrayna savaşı, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirme faaliyetleri devam eden T929 Ağır Sınıf Taarruz Helikopterini de (ATAK-II) vurmuş durumdaydı. Gelecek yıl ilk kez motor çalıştırması planlanan ATAK-II helikopteri için Ukraynalı Motor Sich firması ile 14 adet motor tedariki için sözleşme imzalanmıştı. ATAK-II’nin motorlarının da gecikeceği ya da hiç teslim edilmeyeceği konuşulmaktaydı. Baykar Savunma tarafından geliştirilen Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS), Ukrayna Rusya savaşının ortasında kalmıştı. Ukrayna’nın kuzeydoğusundaki Harkov’da MİUS için motor üretilmesi planları askıya alınmıştı.
Üretim Tesislerini Türkiye’ye Taşıma Planı
TUSAŞ Helikopter Genel Müdür Yardımcısı Dr. Mehmet Demiroğlu, Rusya Ukrayna krizinin başlarında Pakistan’da bir televizyon kanalına açıklama yapmıştı. T929 Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri’nin motorlarının, Türkiye’de üretileceğini açıklamıştı. Demiroğlu’nun bu açıklamasının hayata geçmesi halinde Türkiye ve Ukrayna’nın, Ağustos 2019’da kurduğu Türkiye merkezli Black Sea Schield firması üretim tesislerini Türkiye’ye taşıyacaktı. Şirketin hisselerinin yüzde 51’i Baykar’a, yüzde 49’u ise Ukrayna’nın Savunma Sanayi Başkanlığı olan Ukrspetsexport’a aitti. Rus ordusunun Kiev’i işgal etmesi ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’yi devirmesi halinde Türkiye’nin hayati projelerinin geleceğine Rusya Devlet Başkanı Putin karar verecekti.[1]
Türkiye-Ukrayna Arasında Yapılan Savunma Sanayi Anlaşmalarının Aşamaları:
Türkiye, 2016’da Ukrayna ile ortak radar üretecek anlaşma imzalamıştı.
Türkiye ile Ukrayna arasında ilk kez savunma alanında işbirliği anlaşması imzalanmıştı. Ukrayna Devlet Savunma İşletmesi Ukroboronprom bünyesindeki Ukrinmaş şirketi ile HAVELSAN Hava Elektronik Sanayi, radar üretimi konusunda anlaşma yapmışlardı. Ukroboronprom basın sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre anlaşma, HAVELSAN Yönetim Kurulu Başkan Vekili Taner Düvenci ile Ukrinmaş Genel Müdürü Sergey Slyusarenko arasında, Kiev’deki Silah ve Güvenlik Fuarı’nda imzalanmıştı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Slyusarenko, “Türkiye ile Ukrayna arasında ilk defa savunma alanında işbirliği öngören bir anlaşmaya imza atılıyor. Türkiye ile işbirliği, yalnızca daha gelişmiş ürün elde edilmesini değil, NATO ülkeleri için yeni pazarlar açılmasını da sağlıyor” açıklamasını yapmıştı.
Ukrayna’nın savunma sanayi devi olan devlet firması Ukroboronprom ile ülkemizin yazılım devi HAVELSAN, Pasif Algılayıcı Sensör Sistem (PASİS) için ortak üretime gidiyordu. Her iki ülkenin uzaktan algılama kabiliyetini 600 km’ye kadar çıkarmayı hedefleyen bu ürünün, deniz, kara ve hava hedeflerinin pasif olarak belirlenmesinde her iki ülkenin askeri kuvvetlerine stratejik bir avantaj sağlaması planlanmıştı. HAVELSAN ile Ukrinmaş arasında işbirliği mutabakatının Ukrayna’nın başkenti Kiev’de 08 Nisan 2016 tarihinde imzalanan protokolle yapıldığı vurgulanmıştı.[2]
ROKETSAN Ukrayna ile zırh geliştirmek için sözleşme yapmıştı.
ROKETSAN, 10-13 Ekim 2017 tarihleri arasında, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de düzenlenen Arms & Security fuarından, önemli gelişmelerle döndü. ASELSAN ve ROKETSAN firmaları, Ukrayna’da iki yeni anlaşmaya imza attı. ASELSAN, SFTE Spets Techno Export firması ile ‘Zaslon-L’ Aktif Koruma Sistemleri tedarikine yönelik bir kontrat imzalanırken; ROKETSAN, aynı firma ile ortak reaktif zırh (ERA) geliştirilmesine yönelik bir işbirliği anlaşması imzalamıştı.
ASELSAN 2017 yılında Ukraynalı şirketle 44 milyon dolarlık sözleşme imzalamıştı.
ASELSAN’ın Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yer alan açıklamasında, şirketin Ukrayna’da yerleşik bir müşteri ile haberleşme sistemleri tedarikine yönelik 43 milyon 634 bin 744,40 dolar tutarında bir sözleşme imzaladığı bildirilmişti. Açıklamada, sözleşme kapsamında teslimatların 2018 yılı içerisinde gerçekleştirileceği vurgulanmıştı. Daha önce de ASELSAN Ukrayna’nın Tank modernizasyonu için İsrailli bir firmayla yarışıp ihaleyi kazanmıştı.
Eylül 2019 Baykar’dan Dev Ortaklık: Ukrayna ile Ortak Motor Üretimi Başlayacaktı!
Baykar Makina ve Ukraynalı motor üreticisi Ivchenko-Progress, ortak üretim gerçekleştirmek adına yeni bir şirket kurmuşlardı. Ukrayna merkezli bir Kamu İktisadi Teşebbüsü olan Ivchenko-Progress, 74 yıllık bir şirketti ve motor teknolojileri konusunda önemli bir bilgi birikimine sahip konumdaydı. Endüstriyel motor çözümlerinin yanı sıra havacılıkta kullanılan turbofan, turboprop, turboşaft gibi birçok farklı tipte motorlar üretebilecek yetkinlikteki şirket, ülkemizin ve artık dünyanın önemli İHA üreticilerinden biri olan Baykar Makina ile ortak bir şirket kurmuşlardı. Black Sea Shield adı verilen yeni oluşumda Baykar Makina %51, Ivchenko-Progress ise %49 hisseye sahip konumda olacaktı.[3]
Ukrayna ile Türkiye Arasında Savunma Alanında Bir Dizi Anlaşmalar Yapılmıştı
Ukrayna Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, anlaşmalar Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir başkanlığındaki Türk heyetinin ziyareti kapsamında imzalanmıştı. Açıklamada Ukrayna Savunma Bakanı Andriy Taran, bu projelerle Karadeniz’de ve Azak Denizi’nde güvenliğin artırılması için Ukrayna donanmasının güçlendirilmesinin hedeflendiğini açıklamıştı.
Bunların, Ukrayna ve Türk hükümetlerinin kısa süre önce imzalamış olduğu anlaşma kapsamındaki ilk somut anlaşmalar olduğunu ifade eden Taran, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin Türk teknolojileri ve yatırımları sayesinde Ukrayna savunma sanayisinin bir ivme kazanacağını umduğunu hatırlatmıştı. İsmail Demir ise Türkiye ve Ukrayna’nın savunma alanında pek çok işbirliği alanı olduğunu vurgulayarak, anlaşmalardan pratik etkileşime hızlı geçişin iki taraf için faydalı sonuç vereceğini vurgulamıştı.
Ayrıca Ukrayna Savunma Bakanlığının ilk kez savunma alanında doğrudan yabancı ekonomik anlaşmalar imzaladığı hatırlatılmıştı. Ekim 2020’de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin Türkiye ziyareti esnasında, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ile Ukrayna Savunma Bakanı Andriy Taran arasında savunma sanayi projeleri kapsamında iyi niyet beyanı, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Ukrayna Savunma Bakanı Andriy Taran arasında Askeri Çerçeve Anlaşması imzalanmıştı.[4]
Ukrayna’dan 2020’de Yapılan İHA Açıklaması: Türkiye ile Büyük İşler Başaracağız!
Ukrayna’nın savunma ürünleri üreticisi Ukrspetsexport’un Genel Direktörü Vadym Ihorovych, Türkiye ile Ukrayna arasında İHA’lar konusunda anlaşma yapıldığını duyurmuştu. Türkiye ile Ukrayna arasında, Bayraktar TB2 insansız hava araçlarının (İHA) ortak üretimi için anlaşmaya varılmıştı. Ukrayna’da devletin sahip olduğu savunma ürünleri üreticisi Ukrspetsexport’un Genel Direktörü Vadym Ihorovych, iki ülke arasındaki savunma işbirliğine ilişkin açıklamalarda bulunmuşlardı.
Ukrayna Savunma Bakanlığının 6 ila 12 adet arasında TB2 satın alacağını ifade eden Ihorovych, aynı zamanda TB2’lerin ortak üretimi için de ortak bir girişim gerçekleştirileceğini açıklamıştı. Ihorovych, ortak girişim sonucunda TB2’lerin Ukrayna’da da üretileceğini, ilk etapta 48 adet İHA üretileceğini dile getirmişti. Aynı zamanda Ukrayna’ya, Türkiye’nin TB2 ihraç etmediği ülkelerle ihracat için anlaşma yapma izni verileceğini de vurgulamıştı. Ayrıca ortak girişim kapsamında Ukrayna’nın “Scythian” (İskit) güdümlü tanksavar füzelerinin de Türkiye ile ortaklaşa üretilebileceğini açıklamıştı.
Bayraktar TB2’nin üreticisi Baykar Makina ile Ukrspetsexport arasında 2019 yılında varılan anlaşmayla İHA’lar, motor teknolojileri ve güdümlü mühimmatların ortak üretimi için Black Sea Shield (Karadeniz Kalkanı) adlı bir girişim kurulmuştu. Ihorovych, İHA’ların üretimi için Black Sea Shield benzeri bir şirketin teşkil edileceğini hatırlatmıştı.[5]
Ukrayna, Türkiye’nin yeni nesil seyir füzesi GEZGİN için motor tedarikine başlayacaktı!
Ukrayna, Türkiye’nin üreteceği seyir füzesi için gelişmiş füze motorları tedarik edecekti. ProZorro kamu ihale platformundan alıntı yapan Defence Express haber ajansı, SE Ivchenko-Progress’in yeni Türk seyir füzelerine entegre edilecek yeni AI-35 turbojet motorları yapımında kullanılacak son teknoloji uçak motoru parçalarının alınması için birkaç sözleşme imzaladığını bildirmişti. SE Ivchenko-Progress, yüksek hızlı insansız uçak sistemlerine ve gelişmiş seyir füzelerine güç sağlamak için AI-35 motor ailesini tasarladı. Defence Express’e göre, AI-35 motorları, yeni seyir füzelerinin yapımında kullanılmak üzere Türkiye’ye teslim edilecekti. Duyuru, Aralık 2019’da Ukrayna eski Ekonomi, Ticaret ve Tarım Bakanı Tymofiy Milonavon’un şirkete yaptığı ziyaret sırasında, SE Ivchenko-Progress Müdürü Igor Kravchenko tarafından yapılmıştı. Kravchenko, yeni projelerin sunumu esnasında yaptığı açıklamada, ‘‘Türkiye’nin yeni seyir füzesi için AI-35 üretiyoruz. Şu anda bu motor için yaptığımız bir anlaşma var’’ demişti.
Türkiye, şu anda Gezgin programı kapsamında yeni bir seyir füzesi geliştiriyor. Yeni füzelerin ABD yapımı Tomahawk’a benzer olacağını ve modüler bir tasarıma sahip olacağı bildirilmişti. Gezgin projesi, deniz platformları için konvansiyonel uzun menzilli vuruş kabiliyetlerini geliştirmek üzere tasarlandı. Bu yeni füzenin yaklaşık 1000 km menzil kabiliyetine sahip olduğu düşünülmekteydi.[6]
Mart 2021’de Ukrayna “Uçak Motoru Fabrikasını” Kamulaştırmıştı!
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ülkenin en büyük uçak motoru fabrikalarından Motor Sich’i kamulaştıran kararnameyi imzalamıştı. Zelenskiy tarafından imzalanan kararnamede, “ulusal çıkarların korunması” amacıyla, Motor Sich’in tümüyle kamulaştırıldığına vurgu yapılmıştı.
Çin merkezli Skyrizon şirketi, 2017’de Motor Sich hisselerinin yüzde 56’sının satın alınmasına yönelik anlaşma sağlamış, anlaşmaya ilişkin belgeleri Ukrayna makamlarına onay için Ağustos 2019’da sunmuştu. ABD merkezli The Wall Street Journal gazetesinde Ağustos 2019’da yayımlanan haberde, ABD’nin Motor Sich’in Çin’e satılmasını istemediği ve konuya ilişkin Ukraynalı yetkililerle görüşmelere başlandığı iddia edilmişti. Ukrayna’nın başkenti Kiev’de bulunan bölge mahkemesi, 20 Mart 2021’de Motor Sich’e ait hisselerin yüzde 100’üne el koyulduğunu açıklamıştı. 1907 yılında kurulan Motor Sich, helikopter ve uçakların yanı sıra, seyir füzeleri ve insansız hava araçlarına yönelik motorların üretimini de gerçekleştiriyordu.[7]
Ukrayna; Dünya Devi Motor Üreticisi Motor Sich‘in Yüzde 50 Hissesini Türkiye’ye Vermeye Hazırdı!
Çin’in satın almak isteyip ABD’nin baskısı nedeniyle alamadığı Ukraynalı motor üreticisi Motor Sich’in yüzde 50 hissesi Türkiye’ye satılabilirdi. Ukrayna hükümeti tarafından hisselerinin tamamı kamulaştırılan Ukraynalı motor üreticisi Motor Sich’in yüzde 50 hissesinin Türkiye’ye satılacağı konuşuluyordu. Ukrayna basınındaki iddialara göre firmanın yüzde 50 hissesi, ismi açıklanmayan bir Türk savunma sanayi firmasına devredilecekti. Bu amaçla bir Ukrayna heyeti Türkiye’ye gelmişti. Chas News’in iddiasına göre Motor Sich’in yüzde 50 hissesinin satışı konusunda görüşmeler yapılmıştı. İki ülke arasında ortak üretim, teknoloji ve parça transferi yapılması planlanıyordu. Motor Sich’in ürettiği motorların yerli uçak, helikopter, seyir füzesi ve İHA projelerinde kullanılması amaçlanıyordu. Halihazırda Bayraktar Akıncı İHA ve çeşitli projelerde Motor Sich üretimi motorlar kullanılıyordu. Ukrayna ise anlaşma karşılığında Akıncı ve Bayraktar İHA’ları kendi ülkesinde üretecekti.
Fabrikanın Çin’e satışına ABD engel çıkarmıştı!
Dünyanın en büyük motor üreticileri arasında yer alan Motor Sich’i geçtiğimiz yıllarda Çin satın almak istemişti. ABD hükümeti bu karara tepki göstermiş ve Ukrayna’ya yaptırım uygulayarak anlaşmanın iptal edilmesini istemişti. Ukrayna hükümeti Motor Sich’in Çin’e satışını onaylamamış ve firmanın hisselerine el koymuştu. Ukrayna ve Türkiye, Motor Sich hisselerinin yüzde 50’sinin Türkiye’ye satışı konusunda anlaşırsa ABD’nin nasıl bir tepki göstereceği bilinmiyordu.[8]
Ukrayna’dan Akıncı’ya 30 Adet Yeni Motor Sağlanacaktı!
Ukrayna merkezli Motor Sich şirketi, AKINCI (TİHA)Taarruzi İnsansız Hava Aracı’nda kullanılmak üzere 30 adet Al-450 Turboprop motor siparişi almıştı.
Savunma ürünlerinin ihracatından sorumlu olan Ukraynalı Ukroboronprom şirketine bağlı olan Ivchenko-Progress, Motor Sich şirketine 30 adet Al-450T Turboprop motoru siparişinde bulundu. 28 Ekim 2021 tarihinde imzalanan anlaşma kapsamında söz konusu motorlar, AKINCI TİHA’da kullanılmak üzere Baykar Savunma’ya teslim edilecekti. Motor Sich’ten edinilen bilgiye göre; şirket, 7 milyon 92 bin ABD Doları değerindeki sözleşme kapsamında Al-450T motorlarını 2022 yılı sonuna kadar Ivchenko-Progress’e teslim edecekti. Sözleşme tutarına göre bir adet Al-450T motoru, 236,4 bin ABD Doları bedele sahipti. Hatırlanacağı üzere Baykar Savunma, Türk Silahlı Kuvvetleri için 29 Ağustos 2021 tarihinde düzenlenen törenle ilk 3 adet AKINCI TİHA’nın teslimatını gerçekleştirmişti. Bahsi geçen TİHA’lar, halihazırda görev yapacakları üslere intikallerini tamamlamış durumdalardı.[9]
Ukrayna’da Bayraktar Fabrikasının İnşaatı İçin Arazi Hazırlanmış ve Tüm Engeller Kaldırılmıştı.
Ukrayna’da bir Bayraktar insansız hava aracı fabrikasının inşası için proje hazırdı ve uygulanmasının önündeki bir dizi engel ortadan kaldırılmış ve işletme için arazi tahsis edilmişti. Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ortak düzenlediği brifingde “Ukrayna’da Bayraktar’ın inşasına gelince, bu projenin her iki Cumhurbaşkanının siyasi himayesine sahip olduğu için Ukrayna’da zaten gerçekleştiğine inanıyorum. Uygulanması için gerekli olan arsa tahsisinin tamamlandığını bugün, burada belirtmekten memnuniyet duyuyoruz” demişti.
Bakana göre Türk tarafı, Ukrayna devlet kuruluşu Antonov’un insansız hava aracı üretimindeki yetenekleriyle de ilgilenmekteydi. Kuleba, “Politikacılar işini yaptı, şimdi üretime başlamak kaldı.” demişti. Nisan 2021’de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’yi “Ukrayna’nın militarist duygularını desteklememeye” çağırmıştı. Ankara da Moskova’ya, Ukrayna’ya “ikili ticaret ilişkileri” yoluyla silah satılacağı yanıtını vermişti.[10]
MİUS’un Motorları İçin Ukrayna ile Yeni Anlaşma yapılmıştı.
Savunma ve Ukrayna’nın en önde gelen motor firmalarından Ivchenko-Progress arasında Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS) projesi için bir sözleşme imzalanmıştı. Ivchenko-Progress, Baykar Savunma ile imzaladığı anlaşma kapsamında MİUS için AI-322F Turbofan Motoru tedarik edecekti. Ukraynalı şirket ile aynı zamanda yine MİUS için AI-25TLT Turbofan Motoru Entegrasyon sözleşmesi de imzalanmıştı.
AKINCI İçin Alternatif Motor Hazırlanacaktı.
Baykar ve Motor Sich arasında da Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı için MS500 Turboprop Motor Teknik Şartname Anlaşması imzalanıyordu. Baykar Savunma’nın AKINCI Taarruzi İnsansız Hava Aracı’ndan sonraki projesi olan Muharip İnsansız Uçak Sistemi’nin, 2023 yılından önce ilk uçuşunu gerçekleştirmesi hedefleniyordu. Ukraynalı kaynaklara göre Ukrayna, 2021 yılından 2030 yılına kadar AKINCI TİHA için AI-450 Turboprop Motoru ve MİUS için AI-25TLT Turbofan Motoru tedarik edecekti. 10 yıllık süreçte Ukrayna’nın Baykar’a toplam değeri 600 milyon doları aşan 500’den fazla motor ihraç etmesi bekleniyordu.
AI-25TL, AI-25TLK Turbofan Motor Ayrıcalığı!
Türkiye ve Ukrayna, Ağustos 2019’da Türkiye merkezli Black Sea Shield adında yeni bir firma kurmuştu. Şirketin hisselerinin %51’i Baykar’a, %49’u ise Ukrayna’nın SSB’si olan Ukrspetsexport’a aitti. Black Sea Shield’ın Ukrayna tasarımı motorları Türkiye’de ortak olarak üretmesi bekleniyordu. Motorların fikri mülkiyet haklarının da Türkiye’de olacağı iddia edilmişti.[11]
Bayraktar’dan MİUS Açıklaması
Baykar Savunma Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, MİUS (Muharip İnsansız Uçak Sistemi) hakkında açıklamalar yapmıştı. (MİUS) Muharip İnsansız Uçak Sistemi’ne ilişkin kavramsal tasarım görselleri, Baykar Savunma tarafından paylaşılmıştı… Bayraktar tarafından yapılan açıklamada, “İnsansız Savaş Uçağı (MİUS) projemizin 12 yılı aşkın süredir hayalini kuruyorduk. AKINCI’nın seri üretime geçip olgunlaşmasıyla birlikte son dönemde çalışmalarımız hız kazandı. Geliştirdiğimiz bu projenin devam eden kavramsal tasarımlarını paylaşmış oluyoruz. Halihazırda dünyada bu alanda geliştirme çalışmaları yürütüyor. İnsansız savaş uçaklarının, aynen SİHA’larımızda olduğu gibi hava muharebe konseptini değiştireceği, gelecekte 5. nesil savaş uçaklarının yerine geçeceği öngörülüyor. MİUS projemizi de aynen Bayraktar TB3’de olduğu gibi tümüyle öz kaynaklarımızla yürütüyoruz. MİUS ses hızına yakın bir seyir süratiyle görev yapacak. Sonraki prototipleri ise ses hızının üstüne çıkarak süpersonik kabiliyette olacak. 1.5 tona yakın mühimmat ve faydalı yük kapasitesine sahip olacak. Hava-Hava, Hava-Yer akıllı füzeleri ve seyir füzeleri taşıyabilecek. Radara az görünür tasarıma sahip olması için mühimmatlarını gövde içinde taşıyabilecek. Radar görünmezliğinin ön planda olmadığı görevlerde ise mühimmatlarını kanat altında taşıyabilecekti.”
MİUS’a TCG Anadolu Görevi
Dünyada bu alanda geliştirilmiş diğer prototiplerden farklı ve büyük bir kuvvet çarpanı oluşturacak önemli bir yönü ise TCG Anadolu sınıfındaki kısa pistli gemilerden iniş ve kalkış yapabilecek olmasıydı. Katapult yardımı olmadan TCG Anadolu’dan kalkması sağlanacaktı. Yakalama kabloları ve kanca yardımı ile gemiye inip kalkacaktı. Hava aracımızın tasarımında dünyadaki diğer insansız savaş uçaklarından ayıran unsur ise dikey kuyrukları ve önde bulunan kanard dediğimiz yatay kontrol yüzeyleri bulunmasıydı. Bu kontrol yüzeyleri sayesinde agresif manevra kabiliyetine sahip olacaktı. Böylelikle önleme, kaçınma ve yakın muharebe manevralarını geliştirdiğimiz yapay zekâ bilgisayarları sayesinde otonom olarak yapacaktı.
Farklı kabiliyete sahip MİUS’lar yapay zekâyla donatılmış akıllı filo otonomisi sayesinde dost savaş uçaklarıyla birlikte görev yapabilecek konumdaydı. Aynı akıllı filo otonomisi kabiliyeti sayesinde MİUS daha yüksek kapasiteye sahip son nesil insanlı savaş uçaklarına karşı muharebe de yapacaktı. Hem insansız muharebenin getirdiği tüm üstünlükleri hem de akıllı filo otonomisi ve maliyet etkinliği ile hava muharebelerinde yeni bir çığır açacağı konuşulmaktaydı. Hedefimiz, 2023’te MİUS prototipimizin ilk uçuşunu gerçekleştirmek olacaktı. Daha önce de ifade ettiğimiz ve SİHA’larımızın dünyada yakaladığı başarının anahtarı olan bir hususu tekrar vurgulamak lazımdı: Geleceğin yarışlarına bugünden hazırlanıp, dünyanın gittiği yerde lider olmaya yönelmek amacımızdı…[12]
MİUS’da İki Farklı Motor Kullanılacaktı.
Baykar Savunma tarafından geliştirilen MİUS (Muharip İnsansız Uçak Sistemi) Ukrayna merkezli Motor Sich şirketi tarafından üretilen iki farklı motoru kullanacaktı.
Baykar Savunma’nın, Ukrayna’daki Uluslararası Savunma Yatırım Forumu’ndaki sunumda MİUS ile ilgili önemli bir detay yer almıştı. Baykar Savunma tarafından geliştirilen MİUS’da Ukrayna merkezli Motor Sich firmasının geliştirdiği/geliştireceği AL-25TLT ve AL-322F motorları kullanılacaktı. İki farklı modelin belirlenmesi iki farklı versiyonda MİUS’un üretileceği anlamına geliyordu. Motorların 2019 yılında kurulan Black Sea Shield (%51 Baykar Savunma, %49 Ukrspetskport) şirketi bünyesi altında Türkiye’de üretilmesi bekleniyordu.[13]
Türkiye’den Ukrayna ve Endonezya’ya “ADVENT” teslimatı yapılmıştı.
HAVELSAN, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyaçları için geliştirdiği “Ağ Destekli Veri Entegre Savaş Yönetim Sistemi”ni (ADVENT) Ukrayna ve Endonezya’ya teslim etmişti. HAVELSAN, daha önce Pakistan’a ihraç edilen ADVENT savaş yönetim sisteminin Ukrayna’yla birlikte Endonezya’ya teslim edildiğini belirtmişti. HAVELSAN, resmi internet sitesinde ADVENT sistemi hakkında şu bilgilere yer vermişti:
“Gelişen teknoloji ile birlikte savaş gemilerinin harp yetenekleri artmış, deniz üzerinde icra edilen savaş teknikleri gittikçe karmaşıklaşmıştır. Bu durum kritik işlevlerin zamanında yerine getirilme ihtiyacını vazgeçilmez hale getirmiştir. Savaş gemileri en başta sadece su üstü harp yeteneğine sahip iken, günümüzde bir korvet ya da fırkateyn; su üstü, su altı, hava savunma harbi ve elektronik harp gibi yeteneklerin hepsine aynı anda sahip olabilmektedir. Teknolojinin gelişmesiyle artan ihtiyaçları karşılamak üzere komuta ve kontrol eşgüdümünü ve komuta heyetine karar destek kabiliyeti sağlamak amacı ile Savaş Yönetim Sistemi (SYS) konsepti ortaya çıkmıştır.”[14]
Türkiye ve Ukrayna savunma alanında yeni bir anlaşmaya varmıştı!
ASELSAN ve Ukrayna, devlet silah ithalat-ihracat şirketi Ukrspetseskport hava savunma sistemlerinin modernizasyonu alanında anlaşma imzalamıştı. Ukrayna devlet savunma şirketi Ukroboronprom’dan yapılan açıklamada, anlaşmanın İstanbul’da gerçekleşen Uluslararası Savunma Sanayisi Fuarı’nda (IDEF 2021) imzalandığı bildirilmişti. İki şirketin hava savunma sistemlerinin modernizasyonu alanında anlaşma imzaladığı aktarılan açıklamada, şirketin Genel Müdürü Vadim Nozdriya’nın, anlaşmanın ülkeler arasında askeri teknoloji alanında işbirliğinin geliştirilmesi için yeni bir adım olduğunu kaydettiği ifade edilmişti.[15]
Öte yandan İsrail merkezli Yedioth Ahronoth’un haberine göre; Ukraynalı yetkililer Rusya’ya karşı İsrail’den Demir Kubbe hava savunma sistemi satın almak istemiş, ama olumsuz yanıt almışlardı.
ASELSAN Ukrayna’da Şirket Kurmuş Durumdaydı!
Ukrayna Ordusu ile 2017 yılından bu yana iş yapan ASELSAN, Ukrayna’da şirket kurmuştu. ASELSAN Ukrayna’da pazarlama ve iş geliştirme faaliyetlerini yürütmek adına ASELSAN Ukraine LLC. ünvanlı şirketin 1 Eylül 2020 itibarıyla tescil edildiğini duyurmuştu. ASELSAN Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne 2017 yılından bu yana tedarik sağlıyordu. Edinilen bilgiye göre; yeni kurulan “ASELSAN UKRAINE LLC.” isimli şirketin bütün hisseleri, ASELSAN’a ait. Bu gelişme ile birlikte ASELSAN’ın hisse sahibi olduğu şirket sayısı, 23’e yükselmiş oldu. ASELSAN, Ukrayna’da tank modernizasyonundan tanksavar atıcı kule sistemine kadar birçok ürün ile ilgili faaliyette bulunuyor. Şirket, Ukrayna’daki yerel üretim tesisini de kısa süre önce faaliyete almıştı.
ASELSAN, Ukrayna’nın Mi-8 helikopteri modernizasyonuna destek olacaktı!
ASELSAN, Ukrayna’nın Mi-8 helikopterlerinin modernizasyonu kapsamında elektro optik hedefleme sistemi tedarik edecekti. Türk Savunma Sanayiinin önde gelen firmalarından biri olan ASELSAN, bahse konu modernizasyon kapsamında, Ukraynalı Motor-Sich ve Defense Technologies şirketleri ile birlikte çalışacaktı.[16]
Özetlersek;
Rusya’nın Ukrayna operasyonunun asıl hedeflerinden biri de yönetim-rejim değişikliği yapmak mıydı? Bu hedefini gerçekleştirirse yeni gelen yönetim; Türkiye-Ukrayna arasında yapılan bu savunma sanayi anlaşmalarına sadık mı kalacaktı yoksa bunlar sabık (eski) deyip rafa mı kaldıracaktı? Çünkü Türkiye, savunma sanayinde ihtiyaç duyduğu ürünlere ambargo koyan ABD ve AB engelini, Ukrayna ile yaptığı anlaşmalarla delmiş olacaktı!..
Rusya’dan Türkiye Açıklaması: Ukrayna’daki Görüş Ayrılıkları İlişkilere Engel Olmayacaktır!
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “Rusya ile Türkiye arasındaki Ukrayna konusuyla ilgili görüş ayrılıklarının Moskova ve Ankara’nın ilişkilerini sürdürmelerini engellemediğini” vurgulaması anlamlıydı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Peskov, “Türklerle Kırım konusunda da görüş ayrılıklarımız olduğunu biliyorsunuz. (Görüş ayrılıkları) Uzun süredir var ancak bu, ilişkilerimizi şekillendirmemizi engellemiyor. Bu nedenle, ikili ilişkilerimizde sorunlu kısımlar olduğu gibi, önemli başarılar elde ettiğimiz alanlar da var” ifadelerini kullanmıştı.
Peskov, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerinin tanınması konusundaki açıklamalarının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyaretini etkileyip etkilemeyeceği sorusunu, “Henüz bunlar (açıklama ve ziyaret) arasında bir bağlantı görmüyoruz. Hiç kimse buna işaret etmedi” şeklinde yanıtlamıştı.
Hatırlayalım; yakın geçmişte neler yaşanmıştı?
Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ukrayna’daki sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanıyarak bölgeye barış gücü gönderme kararı almasıyla Ukrayna’da yıllardır tırmanan kriz yeni bir boyuta ulaşmıştı. Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçıların kontrolündeki Donbas bölgesi merkezli (sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti) kriz 2013’e uzanmaktaydı. Dönemin Rusya yanlısı Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in, Avrupa Birliği (AB) ile daha fazla ekonomik entegrasyon amaçlayan bir anlaşmayı reddetmesi üzerine Kasım 2013’te başkent Kiev’de protestolar başlamıştı. Güvenlik güçlerinin sert müdahalesinde 100’ü aşkın göstericinin öldürüldüğü “meydan olaylarının” ardından protestolar şiddetlenirken, Yanukoviç Şubat 2014’te ülkeden kaçmak zorunda kalmıştı. Yine bu süreçte Rus kökenli nüfusun yoğun bulunduğu Donbas bölgesinde Şubat 2014’te ayrılıkçı gruplar ağır silahlarla hükümet güçlerine saldırmıştı. Yanukoviç’in ardından kurulan geçici hükümet, AB ile Birliğe üyelik yolunda ilk adım olarak görülen bir ticaret anlaşması imzalamıştı.
Kırım’ın Yasa Dışı İlhakı
Rus birliklerinin Mart 2014’te Ukrayna toprağı olan Kırım’ı işgal etmesi, uluslararası ve bölgesel tepkiye yol açmıştı. İşgalin ardından yapılan tartışmalı referandumla Rusya yarımadayı yasa dışı ilhak kararı almıştı. Bu süreçte Putin, Kırım ve Ukrayna’nın güneydoğusundaki Rus vatandaşlarının ve Rusça konuşanların haklarının korunması gerektiğini savunmaktaydı.
Türkiye’nin MONTRÖ Kararına Reuters ve Financial Times’tan Çarpıcı Yaklaşım!
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Montrö Anlaşması uyarınca Rus ve Ukrayna gemilerinin geçişlerinin engelleneceğinin sinyalini vermesinin yankıları uluslararası medyada yankılanmıştı. İngiliz haber ajansı Reuters, Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken Türkiye’nin Montrö Anlaşması uyarınca Rusya gemilerini boğazlardan geçirmeme kararı ile ilgili dikkat çekici bir yorum yapmıştı. Mevlüt Çavuşoğlu, “Artık bu bir savaşa dönüştü. Bu bir askeri harekât değil, resmen savaş hali var. Bu durumda da tabii biz tarafların birisi hangisi olursa Rusya da olabilir Ukrayna da, burada biz bu durumda Montrö Anlaşması’nı bu şekilde uyguluyoruz” açıklamasını yapmıştı.
Ankara’nın Rusya’nın hamlelerini askeri operasyon yerine ‘savaş’ diye tanımlaması, bununla birlikte Montrö Anlaşması’nın uygulamaya konulacağının açıklamasıyla ilgili Reuters haber ajansı çarpıcı bir yorumda bulunmuşlardı. Son bir ayda en az 6 Rus savaş gemisi ve denizaltının boğazlardan geçtiğini hatırlatan Reuters, “Batı’ya taahhütleri ve Moskova ile yakın bağları sebebiyle bir denge oluşturmaya çalışan Ankara, son günlerde Rusya’nın saldırılarının kabul edilemez olduğunu söylüyordu. Fakat pazar gününe kadar Ukrayna’daki durumu bir savaş olarak tanımlamıyordu” ifadesini kullanmıştı.
Çavuşoğlu’nun Uyarısını Anlamlı Bulmuşlardı!
Türkiye’nin söyleminin değişmesiyle birlikte 1936’da imzalanan Montrö Anlaşması’nın uygulanabileceğine dikkat çeken Reuters, savaş zamanında ya da tehlikeye uğradığını hissettiği durumda boğazlardan gemilerin geçişlerine sınır koyabileceğini de hatırlatmıştı. Reuters haber ajansı, “Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile iyi ilişkileri var. NATO üyeleri Moskova’ya yaptırım uygularken, Ankara tarafından çok ileri giden bir adım, Türkiye’nin Rusya’dan enerji almasına, ticaretine ve turizmine, iç ekonomide kriz yaşanırken zarar verebilir” yorumunu yapmıştı.
[1] 25 Şubat 2022 / haberus.ru
[2] www.millisavunma.com
[3] 10 Eylül 2019 / www.donanimhaber.com
[4] 14.12.2020
[5] 25.11.2020 / Kaynak: Mepa News
[6] 05.10.2020 / www.savunmatr.com
[7] 24.03.2021 / www.aa.com.tr
[8] 13 Nisan 2021 / www.donanimhaber.com
[9] 7 Kasım 2021 / www.savunmasanayist.com
[10] 08.10.2021 / www.ukrhaber.com
[11] 11 Kasım 2021 / www.savunmasanayist.com
[12] 20 Temmuz 2021 / www.savunmasanayist.com
[13] 13 Ağustos 2021 / m5dergi.com
[14] 07.01.2021
[15] 03.09.2021
[16] 21.11.2021
Yeniden Büyük Türkiye
Dünyevi şartlar nasıl olursa olsun, ne planlar ve faaliyetler yapılırsa yapılsın. Hiç şüphe yok ki Adil Düzen kurulacak. Dünyanın her neresinde olursa olsun insanlığın bu inkilaba ve değişikliğe ihtiyacı olduğu alenen ortadadır. Kuvveti ve çıkarları kendilerine hak sayan bu istidraç ehli artık sona yaklaştılar. Kesinlikle zulüm yok olmaya ve yenilmeye mahkûmdur. Allah ise her koşulda ve her zaman Galip olandır.
Âl-i İmran 126
…. “Yardım ve zafer” (nusret) ancak, Üstün ve Güçlü, Hüküm ve Hikmet sahibi olan Allah’a aittir. (O’nun indindedir.)
Âl-i İmran 174
İşte bundan dolayı, Allah’ın nimet ve faziletiyle kendilerine hiçbir zarar ve kötülük dokunmaksızın bir inkılâba uğramış (ve zafere ulaşıp geri dönmeyi başarmış)lardı. Böylece Allah’ın rızasına ve rıdvanına uymuşlardı. Zira Allah, çok büyük üstünlük ve iyilik sahibidir. (Sadık kullarına sayısız ihsan ve ikramda bulunandır.)
Bu savaşa dur deyin
Evet Türkiye ağırlığını koyup bu savaş bir an evvel bitmez ise çok büyük bir sıkıntıya gireceğimiz aşikar ama şunuda biliyoruz ki bu milli silahlarımizi yapan Milli devlet aklı tek bir yere bağımlı çalışmamıştır. Eğerki böyle hata yapıldı ise bir an evvel tedbirlerinizi alın diyen ne güzel bir yazıdır. Rusya uzun bir süredir Türkiyenin teknolojik ve elektronik harp sanayinden rahatsızlığı vardı ve şunu anlıyoruz ki Rusya Ukraynaya saldırma sebeplerinin en önemlilerinden biriside Ukrayna ile yapılan bu teknoloji alış verişi en önemli yönü oluşturuyordu.
Evet makalede geçen ve özellikle altı çizilen bu hususlar
1- Rus doğalgazının Avrupa’ya akışını kısıtlamayı, bunun yerine İsrail’in Filistinli Müslümanlardan gasp ettiği GAZZE gazının, Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasına zemin ve destek sağlamayı mı amaçlamışlardı
2- Türkiye’nin savunma sanayinde teknoloji transferi, uçak motorlarının üretim kabiliyeti kazanması,
3- Türkiye’nin savunma sanayinde ihtiyaç duyduğu ürünlere ambargo koyan ABD ve AB engelini, Ukrayna ile yaptığı anlaşmalarla delmiş olması…
4- Türkiye’nin Rusya’dan enerji almasına, ticaretine ve turizmine, iç ekonomide kriz yaşanırken zarar verilmesi istenmesi…
Evet makalede geçen ve özellikle altı çizilen bu hususlar gerçek manada Rus-Ukrayna savaşını Türkiye’ye pahalıya patlatacaktı. İşte bu makale devletin sinir uçlarının tüm bu hususları öngördüğünü, görmediyse de artık farkedip gerekli önlemlerin alınması gerektiğini ifade etmektedir.
AKP TÜRKİYESİ!
AKP Türkiye’sinde Abd ve israil güdümlü politikalarla malisef önce Irak la başlayan zulümlerin ortaklığı Libya,Suriye ve Filistin ile sürmekteyken şimdi de gözler Ukrayna daydı malisef…Mazlumların madur edildiği,teknolojinin insanları zulümlerle ezdiği bir ”Çağdaş” asırda silahların gölgesinde hayat sürmekteyiz..
ELBETTE ”KOMŞUDA PİŞER ,BİZE DE DÜŞER”
mantığı bu kez tersten işlemekte komşu yanınca ateşi bize de sıçrama durumuna gelmektedir…Malisef ki bunun ekonomiye yansımaları da çok pahalıya patlayacaktır…Hem doğalgaz hemde ithalat- ihracat dengeleri açısında hep kaybedilmek durumu dengeleri birhayli sarsmıştı,İHA ve Siha ların durma noktasında olması iki taraf için de çok sıkıntı oluşturmuştu.Allah CC yardımcımız olsun.
MİLLİ BAĞIMSIZLIĞIN ÖNEMİ
TÜRKİYE STRATEJİK TEKNOLOJİLERDE BAŞTA OLMAK ÜZERE DIŞA BAĞIMLILIKTAN BİRAN EVVEL KURTULMALI!..
Küresel Siyonist planın doğrudan ve dolaylı olarak asıl hedefi TÜRKİYE’dir.
Bundan dolayı iktidarın içinde bulunduğu rüşvet haksız kazanç ve küresel sermayeye ödediği borç faiz sarmalından ülkemiz biran evvel kurtularak kaynakları Tarım ve Gıdada kendimize yeterlilik STRATEJİK teknolojik silahların üretiminde vb dışa bağımlılıktan kurtuluşa aktarılmalıdır..
(ERBAKAN HOCAMIZIN Milli Türkiyeye ve milletimize mirası milli silah teknolojileri süprizi Siyonizmi de işbirlikçilerini de hizaya sokacaktır bu ayrı bir konu)
Ve Adil Düzen İslam Birliği ve Yeni Bir Dünya siyasetine yani Milli Görüş’e Milli Çözüm’e yönelinmelidir.
Milli Türkiye , Emperyal Güçlerin Niyetini Amacını Net Olarak Okuyabilmekte ve Gereğini yapmak için artık TEKNOLOJİK ÜSTÜNLÜĞE VE BİLGELİĞE sahiptir… İşte Milli Türkiye İşte Milli Çözümler…!!!
Makaleji okuyunca görüyor ve kavrıyoruz ki; Türkiye LİDER ÜLKE konumunda hızla ilerleme kaydetmekte… Mesela güncel hayatta kullandığımız bir kısım teknolojiler telefon araba bilgisayar tablet vs…. bir çok ileri düzeyde gelişmiş teknoloji projeleri olduğu halde , piyasaya çok ağır şekilde sürülerek yeterince sömürdükten sonra haxır olan sıradaki teknolojiyi sürerek devam eden sömürü düzeninde olduğu gibi, artık Türkiye’de özellikle savaş teknolojilerinde insanlığın kanını emen sömüren zalim kuvvetleri etkisiz yetkisiz çaresiz bırakmaya yönelik TEKNOLOJİ DEVRİMLERİNİ piyasaya ağır ağır sürmekte… Tabi bu cümleleri yazdım diye bu başarının sahibini AKP VE ERDOĞAN sanmayalım… 20 yıldır tek başına iktidar olan , maddi ve manevi her türlü kudrete sahip olan AKP ,, 20 yıldır insanlığımızı hiç olmadığı kadar borca esir etti, aç bıraktı, dinini ahlakını yozlaştırdı, dünyada hala müslüman müslümanı kırmaya devam ediyor ve Akp ve yetkililerinin gıkı çıkmıyorsa, ülkede adalet namına birşey kalmamışsa , sağlıkta gdo ve İsrail tohumlarıyla beslendiğimiz gıdalardan ötürü hasta olmayan insan kalmadıysa, Milli Eğitimimiz ve öğretimimizin hala Full Bright komisyonundan ötürü yok denecek seviyelere ulaşması, ekonomimiz zaten ortada vb. tahribatlarla insanlık madden ve manen sömürülüyorsa AMA İNSANLIĞA ZULMEDEN SÖMÜREN IRKÇI EMPERYALİSTLERİ SAVAŞ ALETLERİNDE TEKNOLOJİ ÜSTÜNLÜĞÜ İLE etkisiz çaresiz bırakılacak duruma gelindiyse bu MİLLİ TÜRKİYE’NİN başarısıdır… İnşaallah görüyor ve anlıyoruz ki MİLLİ MUTABAKAT YOLUYLA Milli Çözüm’e inanan bir Yönetim kademesiylede inşaallah YENİ BİR DEVİR başlayacaktır… inşaallah…
Muhterem Ahmet Hocamızın kaleme aldığı bu ÜMİT VE UMUTLARIMIZI artıran gücümüzü farkettiren makalesi için ellerine sağlık teşekkür ediyoruz…
Erdoğan İktidarının İstismarı, Erbakan Hocanın Farkı!
Erdoğan İktidarının sürekli ucuz kahramanlık yaparak, biz yaptık diyerek sahip çıktığı iha/siha/tihalar… Aselsan 1975, Roketsan 1988, Tusaş 1973, Havelsan 1982 vb kuruluşlar Erbakan Hoca tarafından, kurulmuştur. Bu Milli Kuruluşlar bir hükümet değil Devlet Projeleri olup kendi Arge çalışmaları ile hükümet ile bağımsız şekilde yürütülmektedir. Erbakan hocamızın konferanslarında anlattığı sonralardan baykar firmasında ki fotoğraflarında sihalarla ilgili verdiği brifing medyada yer almış ve herkes tekrardan Erbakan gerçeğini kabullenmek zorudna kalmıştı… Zaten hocam 2000 li yılların başından itibaren Türkiye’nin savunma sanayinde atak yapacağını söylemişti. Yani bu başarılar 40 yıllık bir çalışmanın sonucu.
Son dönemde yaşanan gelişmeler;
Tb-2 lerin Ukrayna’ya verilmesi ve Rusların çıldırması.
Rusların, Suriye’de sürekli kontol ettiğimiz bölgelere hava operasyonu yapması.
İran ve Esad Rejiminin süreklü ülkemiz aleyhinde askeri ve stratejik hamleler yapması ( siyonizmin istediği şey tam olarak bu)
ABD tarafından ülkemizin etrafının çevrilmesi
Zelenski’nin Osmanlı’ya isyan eden Yunanları hatırlatıp bağımsızlık istediklerini ve Büyük İsrail’i kuracağız demesi.
Milli TSK; Irak’ın Kuzeyinde ”Pençe – Kilit Operasyonu başlatmadan hemen önce;
Süleyman Soylu her zaman ki gibi Irak ve Suriye’ye operasyon yapacağız derken neyi amaçlamaktaydı?
Türkiye, Rusya’nın Suriye’ye giden ve ülkemiz aleyhinde mühimmat yığan ve kontrolümüzde ki yerlere füze atan uçaklarına hava sahasını kapattı.
Rusya İdlib’de uçuş gerçekleştirip ”hava-hava” füzeleri ateşledi (sihalarımızı hedef aldı)
Irak’ın Kuzeyinde TSK ilk kez operasyonel olarak Akıncı Tiha’yı kullandı (hava-hava füzeleri taşıyabiliyor)
ABD F16 larla hala Erdoğan iktidarını oyalamakta
ABD ve AB ülkemize uyguladığı ambargoları kaldırmaya başlaması nasıl yorumlanmalı?
Milli TSK’nın hamlelerini önceden söylerek sürekli ucuz kahramanlık yapmak ve milli, stratejik kurumlarımızı özelleştirmekten başka bir işi olmayan Erdoğan iktidarı!
Tek Kurtuluş Büyük İsrail’i kurmak isteyen ırkçı emperyalistlere karşı D-8 İslam birliğidir.