Bugün : 7796
Dün : 19529
Bu ay : 72708
Geçen ay : 737322
Toplam : 23588994
IP'niz : 3.140.186.201
FANİYE ALDANMA, BAKİ’Yİ ARA!
Gereğince iste, malı makamı
Faniden uzaklaş, Baki’yi ara…
De ki: Dünya bıktım, bırak yakamı
Faniden sıyrılıp, Baki’yi ara…
Çok uzun sandığın, kısacık ömür
Elmas hükmündeyken, eyleme kömür
Şeytan der: “Fırsattır, herkesi sömür…”
Aldanma faniye, Baki’yi ara…
Fanide boğulmak, derttir fenadır
Yeterince bulsan, hamdü senadır
Hepsi yıkılacak, çürük binadır
Faniden kurtulup, Baki’yi ara…
Cennet gerçek hayat, kusursuz sonsuz
Her şey Allah ile, neylersin O’nsuz
Kefene sararlar, gömleksiz donsuz
Fani bel bağlanmaz, Baki’yi ara…
Gaflet; dünya ile, tatmin olmaktır
Az verildi diye, küsüp solmaktır
Bir de yitirince, saçın yolmaktır
Faniden ne çıkar, Baki’yi ara…
Rüya ile gerçek, bir tutulur mu
Haram zehir demek, o yutulur mu
Köpük köprü sanan, hiç kurtulur mu
Faniye güvenme, Baki’yi ara…
Faniye aldanan, basit insandır
Dünya çin dost satan, fasit insandır
Hırsına kapılan, hasit insandır
Faniye bağlanma, Baki’yi ara…
Günaha dalanlar, çıkmaz felaha
Bâtıla uyanlar, varmaz salaha
Tevhid ehli gerek, duymaz silaha
Faniye aldanma, Baki’yi ara…
“Dünya sevgisidir, şerrin kaynağı”
Ahiret gayreti, hayrın kaymağı
Bu inanç İslam’ın, özü kıynağı
Faniye kapılma, Baki’yi ara…
Allah sana yârsa, kondun yarara
Şeytana uyarsan, battın zarara
Artık varmalısın, doğru karara
Faniye tapınma, Baki’yi ara…
Uzun sanma ömür, ölüm arası
Zikrullah’la diner, kalbin yarası
Gönlün kaplamadan, yüzün karası
Faniden ayrılıp, Baki’yi ara…
Boş laftan ne çıkar, amelin yoksa
Kardeşin aç iken, hep karnın toksa
Sevabın bir avuç, vebalin çoksa
Faniye dalmışsın, Baki’yi ara…
Faniye kölelik, çetin esaret
Baki’ye kul olmak, örnek cesaret
Cenneti kaybetmek, büyük hasaret
Fanide boğulma, Baki’yi ara…
FANİYE ALDANMA, BAKİ’Yİ ARA!
Bırak artık dünyayı, rüyadan uyan
Kapın çalar ecel, ummadığın an
Elveda bile demez, mal ve nam
Faniden uzaklaş, Bakiyi ara…
Çürümüş kemiklerim, toplanmaz deme
Parmak uçların dâhi, yerleşir yerine
Günah ve ahlaksızlık, senin neyine
Aldanma faniye, Bakiyi ara…
Kıyamet ne zaman, diye sorarsın
Ne hazırlık yapar, nede uyarsın
Ecel çattığında, gözü kayansın
Faniye görünme, Bakiyi ara…
Ay kararıp, Güneşle birleştiğinde
İnsan diyecek, kaçış kapısı nerede
Varılacak tek yer Rabbin katıdır!
Faniye sığınma, Bakiyi ara…
İyi kötü amelin, hepsi sana sunulur
Zaten insan, kendini bilirde durur
Mazaret uydursan, şahitlerin uzvundur
Fanide felah yok, Bakiyi ara…
Peşin ve çabuk gideni, neden seversin?
Ahireti, ebedi Cenneti, terk mi edersin?
Müflis denen kimse, kimdir bilirmisin
Faniye sarılma, Bakiyi ara…
O gün, nice yüzler vardır, ışıl ışıldır
Rabbin huzurunda,.seyr sırlıdır
Nice yüzlerde vardır, kara kurudur
Fanide çürüme, Bakiyi ara…
İş işten geçmiştir, dönüş var mı sanırsın
Pişmanlık fayda vermez, boşuna sızlanırsın
Bel kemiğini kıracak, işkenceyi tanırsın
Faniye darılda, Bakiyi ara…
Can, köprücük kemiğine geldiğinde
Kurtaramaz putların, ecelin gördüğünde
O gün sevk, sadece ve kesinlikle Rabbine
Faniden ayrılda, Bakiyi ara…
Kuranı doğrulamaz, namazı da kılmazdın
Gafletle yalanlayıp, uzaklarda dururdun
Çalım satarak, boş boş gururdun
Faniyle böbürlenme, Bakiyi ara….
Yaradan, başın boş bırakır sanma
Şehvet sarhoşluğu, şeytanın kanma
Mahşerde hesabın, sorulmaz sanma
Fanide kaybolma, Bakiyi ara…
Bir damla meniden, alaka döndün
Bir düzen içinde, dişi erkek övüldün
Doğurtan öldüren, her şeye Kâdir gördün
Faniye kapılma, Bakiyi ara…
Yâr-ı bâki..
Şiir o kadar samimiyetle, o kadar içten ve o kadar gayret edilerek yazılmış ki Bediüzzaman said Nursi’nin eserlerinde geçen şu sözlerin adeta devamı niteliğinde…
Fâniyim, fâni olanı istemem.
Âcizim, âciz olanı istemem.
Ruhumu Rahman’a teslim eyledim, gayr istemem. İsterim, fakat bir yâr-ı bâki isterim.
Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim.
Hiç ender hiçim, fakat bu mevcudatı umumen isterim.”
Milli çözümle buldum hak yolu
Her birisi ayrı ayrı cevher dolu
Fâniyim acizim istemem çuvalı çulu
Bakiyi tuttum bırakmam artık o kolu..
Rabbim bizleri şu yalan dünyaya tamah edipte ebedi yaşantısından çalanlardan eylemesin..amin..
De ki: Dünya bıktım, bırak yakamı
[b]Muhteşem ötesi bir şiir[/b]
Gereğince iste, malı makamı
Faniden uzaklaş, Baki’yi ara…
De ki: Dünya bıktım, bırak yakamı
Faniden sıyrılıp, Baki’yi ara…
Cennet gerçek hayat, kusursuz sonsuz
Her şey Allah ile, neylersin O’nsuz
Kefene sararlar, gömleksiz donsuz
Fani bel bağlanmaz, Baki’yi ara…
Faniden Baki’ye Kapı Ararlar Milli Çözüm
[b]Faniden uzaklaş, Baki’yi ara…[/b]
Dünya; gördüğümüz, tuttuğumuz, duyduğumuz, yaşadığımız, varlık olduğu çevre etkenlerce iyice bellettiren, bilincimize ve bilinç altımıza “işte gerçek budur” diye işlenen vazgeçilmezlerimiz.
Baki; Faniyi-Dünyayı gösteren. Dünyayı varlık diye zannettiren, sonra Dünyanın fani olduğunu gösterip, Baki’yi bulman için “faniden vazgeçme” bedelini isteyen Ölümsüz.
Kul faniyi hissettiği halde fani içerisinden çıkmaya korkarken(çünkü alışkanlık(gaflet) perdesi var bundan dolayı), kendini dünya ile meşgul edip, gerçeği göz ardı etmek ister. Dert, dünyanın verdiği zerre tatmini bırakamamak belki.
Her şey fani, hissetse de titretici gerçeği, fark etmeye başlasa da,
Baki’den başka her şeyi yok edici, hakikati yaşamaya yanaşmaz bir türlü. Faniyi gördüğü halde Baki’yi aramayanın “Elmas hükmündeyken, eyleme kömür” mısrası ile şiirimiz gerekli uyarıyı yapmaktadır.
Başta Aziz Erbakan Hocamızın ve Üstad Ahmet Akgül Hocamızın hayatına baktığımızda; Fani dünyayı, Baki’nin rızası uğrunda kullandıklarını ve fanilere karşı, onlara bir varlık vererek değil de Baki’nin razı olduğu bir bakış açısıyla hareket ettiği görülmekte.
[b]“FANİYE ALDANMA, BAKİ’Yİ ARA!” şiiri anlamak yaşamak adına; Aziz Erbakan Hocamızın ve O’nun en sadık talebesi, takipçisi Üstad Ahmet Akgül Hocamızın hayatına bakmak, bizler için müşahhas bir örnek olacaktır. [/b]
“Dünyada bulunduğumuz için imtihan olmuyoruz, imtihan olmak için dünyada bulunuyoruz!..”
Hayatımıza yön verecek temel bir gerçektir ki; bu dünya hayatı kısa bir İMTAHAN YERİ’nden ibarettir ve bizler KULUZ Rabbimiz karşısında, sonsuz eksiğiz, aciziz… Bu imtihanı kazanmanın temel şartlarından olan:
-Hak Elçiye Taabi olmak, Hakkı üstün tutmak ve Hakka taraf olmak!..
-Materyalist değil, maneviyatçı olmak, olayları [b]Ahiret öncelikli[/b] düşünmek!..
-Nefse esareti değil!.. Nefis terbiyesini esas kabul etmek!.. Gibi ölçüleri ciddiye alarak son derece hassas olmamız ve gereğini yerine getirmek için gayret ve çaba sarf etmemiz gerekmektedir!..
[u][b]”Dünyada bulunduğumuz için imtihan olmuyoruz, imtihan olmak için dünyada bulunuyoruz!..”[/b][/u]
(Üstad Ahmet AKGÜL)
Dünyada imtihanımızı kestirmeden kazanabilmenin yolu [u][b]Gerçek Dosta c.c.[/b][/u]ne sıkıca bağlanmış SAĞLAM BİR REHBER ŞAHSİYETE taabi olmak gerekir ki, imtihanımızda yeterli ve geçerli puan almak mümkün olabilsin. İşte Günümüzün SAĞLAM REHBER ŞAHSİYETİ AZİZ ERBAKAN HOCAMIZ VE O’NUN SADIK TALEBESİ VE TAKİPÇİSİ ÜSTAD AHMET AKGÜL Hocamızdır.
[u][b]FURKAN SURESİ 27. AYET[/b][/u]
[b]Zalim[/b] (ve kâfir)[b] olan kimse[/b](ler) [b]o gün; ellerini [/b](hınçla)[b] ısırarak: “Ah keşke, [/b]([u][b]ne olaydı, dünyada Hakk[/b][/u]) [u][b]elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım [/b][/u](da bugün cehenneme atılmasaydım)” [b]diyeceklerdir.[/b]
Gönüllerimize etki eden, düşünmeye fırsat tanıyan, ayarımızı ortaya koyan ama bir o kadar da ümit aşılayan, aslında o kadar da zor olmayan, imtihanı kazanmamıza kestirme anahtarlar sunan, motivasyonumuzu artıran hikmetli muhteşem ilhamlar…
Fani olan yani gelip geçici olan her şeyin, lezzeti de, rahatlığı da, konforu da, verdiği huzuru da, sağladığı neşesi de, geçici olduğunu anlıyoruz.
Dünyada ve ahirette kalıcı huzura konfora rahata lezzete neşeye ..vs sahip olmak isteyenin sadece ve sadece İMTİHAN İÇİN yaratan ve dünyaya yollayan YÜCE VARLIĞI ALLAH’I memnun ve hoşnut etmeye veya rızasını kazanmayla mümkün olacağı anlatılmakta…
[b]Boş laftan ne çıkar, amelin yoksa
Kardeşin aç iken, hep karnın toksa
Sevabın bir avuç, vebalin çoksa
Faniye dalmışsın, Baki’yi ara…[/b]
Şiirin bu dörtlüğünden anladığımız:
Teorisi ve Pratiği bir olmaya aynı olmaya çalışmalıyız. Yani sözlerimiz – bildiklerimiz ile amellerimiz – eylemlerimiz aynı olmalı. Söz başka ameli başka olursa münafıklık olur ki imtihanı kaybederiz. İmtihanı kazanmak için hem teorisi hem pratiği aynı olacak ki bu mü’minliktir işte o zaman kazanırız. Yine Muhterem Ahmet Hocamızın o hikmetli sözlerinden olan şu sözler hatırımıza geldi:
[b]” Kolay olan alışkanlıktır, zor olan ibadettir” [/b]nefsimize kolay gelenlerden kaçınmalı, nefsimize zor gelen ağır gelenleri uygulamak gerektiğidir.
[u][b]ÂL-İ İMRAN SURESİ 14. AYET[/b][/u]
Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüş (paraya), salma (serbest dolaşan bakımlı) güzel atlara (lüks arabalara, yatlara), hayvanlara ve ekinlere (bahçelere, bağlara) duyulan şehvetli tutku insanlara ‘süslü ve çekici’ kılındı. (Oysa) Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah katındadır.
[u][b]KEHF SURESİ 28. AYET[/b][/u]
Sen de, sabah akşam, (her zaman) O’nun rızasını isteyerek, Rablerine dua edenlerle birlikte (olmaya, hizmet ve ibadet üzerinde durmaya) sabret. Dünya hayatının (geçici ve çekici) süsünü isteyerek gözlerini onlardan (Allah dostlarından) ayırıp kaydırma! (Sakın) Kalplerini, Bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi ‘hevâ ve heveslerine’ tâbi olan (ve nefsi arzularına tapan) ve (her) işinde aşırılığa kayan (ve ölçüyü kaçıran) kimselere uyma! (Ki bunun sonu hasarettir.)
Asıl mesele hayat imtihanını verirken …
Kasas 60
(Ey münkirler ve nankörler!) Size verilen şeyler, sadece (fani) dünya hayatının geçimi ve ziynetidir. (Sadık ve mücahit mü’minler için) Allah katında olan ise (elbette) daha hayırlı ve daha süreklidir (bâkidir). Hâlâ aklınızı (ve vicdanınızı) kullanmayacak mısınız?
Rahman 26
(Yer) Üzerindeki her şey fanidir (gelip geçici birer gölgedir).
Haşr 19
Sakın ha, kendileri Allah’ı unutmuş (şeytanın ve dünyalık arzularının yolunu tutmuş), böylece O (Allah) da (ceza olarak onları dergâhından kovmuş) kendi nefislerinin (ebedi kârını ve uhrevi çıkarını) onlara unutturmuş (bütün maneviyatını ve cennet hayatını, fani ve fena şeyler için feda etmeyi akıllılık ve gözü açıklık sanacak bir gaflet ve dalâlete sokmuş) kimseler gibi olmayın! Ki onlar (Rahmet-i İlahi’den nasipsiz bırakılmış ve hidayetleri kararmış) fasık (ve münafık)ların ta kendileridir.
Allah razı olsun. Şiir bizlere bu ayetleri hatırlatmıştır. Yine Rabbimiz; “İşte imrenip yarışanlar (fani ve fena olan şeyler için değil) bunlar (Cennet nimetleri) için heveslenip yarışıvermelidir.” (Mutaffifîn :26) buyurmaktadır.
Hasılı maddeden uzaklaşarak manaya ulaşmak; fani olandan vazgeçip baki olana yönelmektir aslolan, zaten çok derin manalar ifade eden Miraç hadisesi ile verilen derslerden biri de budur.
Okurken, ticaret yaparken, eğlenirken, dinlenirken, seyahat ederken hatta cihad ederken, hayatımızın her anında hedefin Baki olan olmasıdır şiirde kastedilen. Çünkü aksi ruhbanlıktır. Asıl mesele hayat imtihanını verirken fani imkan ve lezzetleri mi yoksa baki olanı mı hedeflediğimiz ve hangisine göre niyet edip davranış sergilediğimizdir.
Baki selamlar olsun…
Allah İçin Yaşamak
(Ama) İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini (hevâsını, dünyalık rahatını ve menfaatini) feda etmekte (zulme ve hıyanete karşı tek başına direnmekte ve her türlü baskı ve barbarlığa göğüs germekte)dir. Allah, kullarına karşı (Raûf) şefkat sahibidir. (Münafık ve menfaatçi tipler ise, dinlerini ve davalarını satıp dünyalık makam ve menfaat elde etmektedirler.)
(Bakara suresi 207)
Dua Niyetiyle
Ne güzel öğütler, anlayabilsem
Terketsem sahteyi Hakk’a yönelsem
Bunca münafıktan öyle sıyrılsam
Faniyi bırakıp Baki’yi bulsam…
Masivadan Sıyrılki Kurtulasın
Fani işler sonunda ruhun daraltır
Dünyada her anın büyük azaptır
İman kalple tasdik dille ikrardır
Masivadan sıyrılki kurtulasın
Ki onlar (müjdelenmiş mü’min kullar, her konuda yazılan ve konuşulan) sözü (dikkatle) dinleyip duyarlar, (ama bunlardan Kur’an’a ve vicdana en yakın bulduğuna ve) en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir.(zümer 18)
Aldanma faniye, Baki’yi ara…
Allah (c.c) Yaradılış gayemizi her an aklımızda ve yaşantımızda ön planda tutan , hayır ve şerri ayırt edebilen bilinçli bir kul olarak , Allahın Rızasını kazanmayı hedeflemiş ,gayret sarfeden kullarından eylesin.Son nefesimize kadar muvaffak kılsın ve ahirette cennet ve cemaliyle şereflendirsin inşallah (Amin)
ALDANMA GÖNÜL…
“(Oysa) Bu dünya hayatı, sadece bir oyun ve (eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadan ibarettir. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Keşke (insanlar bu gerçeği) bilmiş olsalardı”
Ankebut wé4
“Onlara, dünya hayatının örneğini (şöyle) ver; gökten indirdiğimiz (bir yağmur) suyuna benzer ki, onunla yeryüzünün bitkileri (yeşerip) birbirine karışır (ama sonra kuruyup), böylece rüzgârların savurduğu çalı-çırpı halini alır. Allah, her şeyin üzerinde güç yetiren (Muktedir olandır).
(Sizin beğenip böbürlendiğiniz) Mal ve çocuklar, (sadece) dünya hayatının geçici ve çekici-süsü (konumundadır); asıl sürekli (bâki kalacak ve yarar sağlayacak) olan ‘salih davranışlar’ ise, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlıdır, ümit ve temenni edilecek (yüksek makamlar) bakımından da daha hayırlıdır.”Kehf Suresi 45-46
Hep hüdadan bekleyen, hiç hülyaya kanatlı..
Şu halde onların malları ve çocukları(nın, imkân ve taraftarlarının fazlalığı) Seni imrendirmesin; Allah bunlarla, sadece onları dünya hayatında (uğraştırıp) azaplandırmayı ve canlarının inkâr içindeyken zorlukla çıkmasını istemektedir.Öyle ise) Onlardan (inkârcılardan ve münafıklardan) bazılarını yararlandırdığımız (“Ezvaç” burada; herkesin imrendiği ve özendiği gösterişli, benzeyişli ve iştah çekici nimetlere, dünyalık makam ve menfaat gibi geçici) şeylere sakın gözünü dikme, onlardan dolayı hüzne kapılıp üzülme, mü’minler için de (şefkat) kanatlarını ger (ve kutlu sonu bekleyiver.)(Ey Nebim!) Onlardan bazı gruplara (inkârcı ve münafık takımına), kendilerini denemek (üzere fitne olması) için yararlandırdığımız dünya hayatının süsü olan iştah çekici benzer şeylere gözünü dikme. Senin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha devamlıdır.(Ey Nebim!) İnkâr edenlerin (ve zalimlerle işbirlikçilerin; bir müddet gurur ve şımarıklıkla) ülke ülke dönüp-dolaşmaları (ve güçleriyle her tarafa ulaşmaları) sakın Seni aldatmasın. (Mutsuzluğa ve umutsuzluğa kaptırmasın.)
3:197
(Çünkü bunlarınki) Az bir yararlanmadır. Sonra onların barınma yerleri cehennem olacaktır. O ne kötü bir yataktır (ne dayanılmaz azaptır!) Öyleyse onlara
karşı nefsin hasretlere kapılıp gitmesin. gerçekten Allah yaptıklarını bilendir…
Tevbe 55..
Hicr .88.
Taha 131..
Al-i imran. 196197.
Ayetlerde rabbimizin buyurduğu gibi…Mümin küfrün bir kısmında bulunan süslü , cazip, çekici görüntülerin rastgele, tesadüfen, amaçsız olarak yaratılmadığını
bilir. Ve bilir ki İzzet ve şeref yalnızca Allah’ın elindedir. bütün güzellikler, ve zenginlikler, varolan her şey tamamen Allah’a aittir; Allah’ın Gani ve Cemal sıfatlarının tecellileridir. Bu yüzden küfür de bir güç ve üstünlük görmek ve bundan dolayı küfre yakınlaşmaya girişmek, müminlerin değil, ancak Mümin taklidi yapan münafıkların bir özelliğidir..
Yarabbi bizleri izzetili ülfetli yaşat…