BİLİM ARAŞTIRMA VE MİLLİ DEĞERLERİ KORUMA VAKIFLARINDAN CEVAP BEKLİYORUZ!

Bugüne kadar yayınladıkları eserlerdeki gerçeklerle, acaba çelişmekte mi dir?

Yoksa değişmekte mi dir?

Veya bazı merkezlere, yağ mı çekilmektedir?

09 Şubat 2005 tarihli bazı gazetelerde "Türk İslam Birliğine Çağrı" başlıklı tam sayfa bildiriler yayınladınız.

Kutlu müjdelerin doğrultusunda, umutlu gelişmelerin yaşanacağı ve Türkiye'mizin bunlara öncülük yapacağı konusundaki ortak temennilerimize tercümanlık yaptınız.

Ancak:

"Aynı zamanda bir NATO ülkesi olan Türkiye'nin AB'ye de girmesi, Batı dünyası ile Türk İslam dünyası arasında bir köprünün oluşmasını sağlayacak; bu durum, büyük bir zenginliğin, refahın ve huzurun yolunu açacaktır. Türkiye, yapacağı bu köprü görevi ile, hem ekonomik, hem de sosyal yönden Altın Çağın başlamasına vesile olacaktır."

Paragrafıyla, kafaları karıştırdınız…

Şimdi samimiyetle soruyor ve cevaplarını bekliyoruz:

1- Türkiye'nin bu tarihi ve talihli öncülük görevini: Kime ait olduğunu yakinen bildiğimiz, o yüksek ilmi, imani ve ahlaki düsturları ortaya koyan; çağımızın sosyal, ekonomik ve siyasal gerçek sorunlarını ve çözüm yollarını anlatan Harun Yahya eserlerinde

a- Siyonist şeytanların askeri karargahı olarak anlatılan NATO üyeliği,

b- Ve yine sinsi Yahudilerin sömürme ve sindirme tuzağı olan AB üyeliği sayesinde yapacağı imajını vermek, o eserlerdeki gerçeklerle taban tabana zıt değimlidir?

2- Yoksa bizim haberimiz olmadan NATO ve AB'mi şeytani çevrelerin güdümünden çıkıp, hayırlı yönde bir değişim geçirmiştir?

3- "Köprü" olmakla "öncü" olmak çok farklı şeylerdir. "Körü" olmak; hazır Batı medeniyetinin, Türk-İslam dünyasına taşınmasına sadece basit bir aracı olmaktır ki, bu zaten Siyonist ve emperyalist güçlerin Türkiye'ye reva gördükleri bir görevdir.

Halbuki Türkiye, "köprü" lük değil, "öncü" lük yapacak fikri ve fiziki bir devrim gereklidir ve geçirecektir.

4- Sorumluluk sahibi olan herkesi bu birlikteliğin kurulması yolunda gayrete çağırıyorsunuz?

Yani örtülü biçimde AKP'nin, Türkiye'nin geleceğini ve güvenliğini karartacak tavizci ve teslimiyetçi tavrına destek mi istenmektedir?

NATO ve AB sayesinde mi Altın Çağ'a erişilecektir?

AKP, Altın Çağ'ın öncüsü mü, Siyonist ve emperyalist işgalin köprüsü mü, rolündedir?

Öyle dolaylı, kapalı, şüphe ve endişeler doğurucu değil; doğru, doyurucu, net ve mert bir açıklama, basım, yayım ve dağıtımına vesile olduğunuz o çok güzel ve mükemmel eserlerin, samimi, sürekli ve seviyeli okurlarını tatmin ve teselli edecektir…

Böylece:

Bilim Araştırma Vakfı

• Kendi yayınladıkları eserlerdeki "doğru" lar ve "olgu" lar la çelişmekte mi dir?
• Veya, olumlu ve onurlu çizgisi değişmekte mi dir?
• Yoksa, AKP'ye yağ mı çekilmektedir?

Sorularının da cevabı tespit edilecektir.

• 1- Bilim Araştırma ve Milli Değerleri Koruma Vakı8f Başkanlarının. Kendi yetki ve yeteneklerinin sınırlarını aşıp, nefsi hevesler ve dünyevi hedefler uğruna yanlış ve yakışıksız mecralara ve maceralara sürüklenmeleri tehlikesinden korunmaları, Allah'tan en içten dua ve dileğimizdir. Çünkü hiçbirimiz böyle bir ihtimal ve imtihandan masun ve masum (PEŞİNEN KORUNMUŞ VE SUÇSUZ DEĞİLDİR.
• 2- Cenab-ı Hak hepimizi nefislerimizin şerrinden, Siyonist ve emperyalist şeytanlara alet olma derekesinden muhafaza buyursun. Amin

Çünkü tarihi kendisine itimat ve itibar edilen kişi veya ekiplerin, bunları istismar ve suistimal etmeye kalkışmaları halinde, başlarına gelen acı ve alçaltıcı misallerle doludur.

Akıllı ve ahlaklı bir insanın, Olgun ve onurlu bir müslümanın yolu; Kur'an vicdan ve iz'an yoludur.

Biz ilanı okuduktan hemen sonra bu yazıyı kaleme almıştık.

Bir gün sonraki Milli Gazete'nin AKP iktidarının gaflet ve hıyanetine dikkat çeken "Yine Taşeron Oluyorlar" başlıklı başyazısı da bu konuya değinip ilgilileri uyarmıştı

"Yine taşeron Oluyorlar"

"Yanıbaşımızdaki komşumuza (İran'a) emperyalizmin dayattığı şeylere boyun eğmesi ve Batı kültürünün değerlerine teslim olması tavsiye ediliyor. Kimbilir belki de İranlı Bakan buna sıcak bakmayınca O'na İskenderun Limanı'ndan Habur sınır kapımıza doğru yola dizilen TIR filosunu göstermişlerdir. Bu, İran'ı dize getirmek için ABD sopasını göstermenin bir başka yolu.

Etrafımızdaki çemberin her geçen gün daraldığını, kalkan bu sopanın bir süre sonra bizim başımıza ineceğini görmüyoruz bile!

Dünki gazetemizde yer alan bir ilan bazı okuyucularımızın dikkatini çekti. İslam Birliği'ni önceleyen bir ilanın dikkat çekmesi elbette normaldir. Ancak sözkonusu metnin bir yerinde geçen ifadeler "Türkiye için kurtuluş yolunun AB'ye girmekten geçtiği" şeklinde yorumlanırsa (ki hüsnü zan sınırlarımızı zorlamamıza rağmen, maalesef NATO ve AB'yi huzur kapısı, dolasıyla AKP'yi de kurtuluş iktidarı gösteriyordu.) elbette böyle bir düşünceyi biz Milli Gazete olarak kabul etmeyiz. Sözü edilen bir ilan da olsa biz ondan gelecek ekonomik katkıya ihtiyaç duymayız. İlanın bütünü mutlaka kurulması gereken İslam Birliği'ne vurgu yapmakta ve Türkiye'nin öncülüğünü tavsiye etmektedir. Bu yüzden sayfalarımızda yer alan ilanın AB ile ilgili değerlendirmesine bizim katılmamız asla söz konusu olamaz."[1]

[1] Milli Gazete / 10 02 2005 / Başyazı