İSRAİL KAŞINIYOR

İsrail, Hizbullah yenilgisinin intikamını almak, Türkiye ile Suriye'nin arasını bozmak ve hala güçlü olduğunu ispatlamak için, Türkiye ve Suriye hava sahalarına girmiş ve taciz uçuşları gerçekleşmiştir.

Bu saldırı açıkça, Türkiye'yi de hedef haline getirdiğinin ve Ankara ile yaptığı askeri eğitim anlaşmalarını istismar ve suistimal ederek, Türkiye üzerinden İran'a vurabileceğinin küstahça bir ifadesi ve işaretidir.

Daha sonra Ankara'da "Milli derin devletin" ikaz ve ihbarıyla etkisiz hale getirilen ve korkunç bir facianın önüne geçilen, 850 kg.lık bomba yüklü mercedes minibüste yine İsrail'in, MOSSAD ve CIA'nın işiydi.

İsrail; Ortadoğu'da çıbanın başı!

Filistinlilere zulüm üstüne zulüm yapan İsrail şimdi de ölüm kusan uçaklarıyla Suriye'ye saldırdı. Suriye, "Hedefler bombalandı" açıklamasını yaparken İsrail henüz saldırıyı doğrulamadı.

Suriye Hava Kuvvetleri'nin, Suriye hava sahasını ihlal eden İsrail uçaklarına ateş açtığı bildirildi. Suriye'nin resmi SANA ajansının haberine göre Suriye ordusu sözcüsü, nasıl ateş açıldığını ya da olayın nerede olduğunu açıklamazken, sadece gece yarısı olduğunu söyledi. Sözcü, "Düşman İsrail hükümetini bu açıkça saldırgan davranışına karşı uyarıyoruz" diyerek, buna uygun yolla karşılık verme hakkını saklı tuttuklarını belirtti. SANA'nın haberinde, İsrail uçaklarının, Suriye'deki bilinmeyen hedefleri bombaladığı öne sürüldü. Ajans, bombardımanda ölü ya da yaralı olmadığını duyurdu. 

Suriye devlet televizyonunun askeri bir kaynağa dayandırdığı haberine göre, Suriye uçaksavar bataryaları, hava sahasını ihlal eden İsrail uçaklarına ateş açtı. Kaynak, Suriye uçaksavar bataryalarının ateş açmasının ardından İsrail savaş uçaklarının iki yakıt deposunu bıraktığını, ancak maddi herhangi bir zarara yol açmadığını bildirdi. Olayın ardından Suriye yönetimi, devlet televizyonundan yaptığı açıklamada, "Düşman İsrail'i bu eylemi tekrarlamaması konusunda uyarıyoruz. Suriye uygun bir zamanda buna cevap verecektir" denildi.

İsrail'in şımarıklığı

İsrail uçakları "bölgenin tek sahibi benim" havasında istedikleri gibi uçuyorlar. Lübnan üzerinde rutin uçuşlar gerçekleştiren İsrail uçakları zaman zaman da Suriye hava sahasına giriyorlar. Suriye'de kritik petrol istasyonları ve santralleri koruyan uçak savarlar tarafından püskürtüldü. Suskunluğunu koruyan İsrail'de ise ordu sözcüsü böyle bir şeye ilişkin herhangi bir bilgileri bulunmadığını söyledi. İsrail ordusunun ve başbakanlığın haberi araştırdığı kaydedilirken, İsrailli bir askeri kaynak ise İsrail'in bu hafta kuzeyde bir tatbikat yaptığını hatırlattı.

4 sene önce bombalamıştı

Bu arada görgü tanıkları, kuzeydeki Rakka kentinin 160 kilometre kuzeyindeki Tell El Abyad üzerinde 5 ya da daha fazla İsrail uçağının sesini duyduklarını belirtti. Suriye, son olarak geçen yıl haziran ayında, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın yazlık konutuna yakın uçan İsrail savaş uçaklarına ateş açtığını açıklamıştı. İsrail ise 1973 savaşından sonra ilk kez 2003 yılında Şam yakınındaki bir Filistin militan üssünü bombalamıştı.

İsrail savaş uçakları Konya'dan mı havalandı?

İsrail savaş uçaklarının Türk hava sahasını ihlal ederek Suriye'deki bazı bölgeleri bombalaması bölgeyi yeni bir krizin eşiğine getirdi. Türkiye-Suriye-İsrail üçgeninde yeni bir gerginliğin başlangıcı olabilecek gelişmeler konusunda yetkililerin kamuoyunu tatmin edici açıklama yapmaması da kafaları karıştırıyor. Suriye sınırına yakın, Hatay'ın Hassa ve Gaziantep'in Oğuzeli ilçelerinde bulunan yakıt tanklarının İsrail uçaklarına ait olduğu belirlendi. Bu durum İsrail jetlerinin Türkiye hava sahasını ihlal ederek Suriye'ye geçtiği iddiasını doğrulamış oldu.

İsrail Savaş Uçaklarının Suriye Hava sahasını ihlal etmesiyle birlikte çok ciddi iddialar ortaya atılmıştı. Bu iddiaların başında da İsrail uçaklarının Konya'dan kalkarak Suriye hava sahasına girdiği iddiasıydı. Ancak Başbakan Erdoğan İsrail uçaklarının Türkiye'den kalktığı iddialarının doğru olmadığını açıklamıştı.

Konya'daki ilginç tatbikat

Ancak önemli bir ayrıntı dikkat çekiyor. Konya'da her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Anadolu Kartalı Tatbikatı'nın bu yılki ayağının 3 Eylül tarihinde başladığı ve halen devam ettiği belirtiliyor. Bu tatbikatın 3-13 Eylül tarihlerinde gerçekleştirildiği gelen bilgiler arasında. Daha önceki yıllarda Anadolu Kartalı Tatbikatı ile ilgili haberler; başta AA olmak üzere haber ajansları aracılığıyla kamuoyuna aktarılırken, son tatbikat hakkında herhangi bir açıklama yapılmaması dikkat çekici bulunuyor. Bilindiği gibi İsrail Anadolu Kartalı Tatbikatı'na sık sık katılan ülkeler arasında bulunuyor. Ve son tatbikata İsrail jetlerinin de katılıp katılmadığı cevabı merak edilen sorular arasında.

Kamuoyu aydınlatılmalı

Dış işleri bakanlığı, 6 Eylül 2007 tarihinde İsrail uçaklarının Suriye hava sahasını ihlal ettiğine dair haberler üzerine yaptığı açıklamada, "Bir İsrail uçağının Suriye hava sahasını ihlal ettiğine dair haberler kaygıyla izlenmektedir.Bölgenin içinden geçmekte olduğu bu kritik dönemde bu gibi gelişmelerin gerginliğe yol açabileceğini düşünüyor, bu itibarla tarafların teenniyle hareket etmelerini bekliyoruz" denilmişti.  Yetkili makamların İsrail jetlerinin Türk hava sahasını ihlaline karşı suskunluğunu sürdürmesi ise dikkat çekiyor.

Genel Kurmay'ın ihlal listesi

Öte yandan Genel Kurmay Başkanlığı'na ait web sitesinde bulunan "Hava İhlalleri" bölümünde de bu konuda herhangi bir bilgi yer almaması dikkat çekti. Genelkurmay'ın sitesine göre 26 Temmuz tarihinden itibaren herhangi bir hava sahası ihlali bulunmuyor. Sitede büyük çoğunluğu Ege ve Akdeniz üzerinde olmak üzere Yunan jetlerine ait ihlallerden oluşan uzun bir liste bulunuyor. İhlaller listesinde geçtiğimiz nisan ayı içinde Amerikan uçaklarının Hakkari üzerinden 4 dakika süreyle Türk hava sahasını ihlal etmesi olayın yer verildi. Bu ihlal Türkiye'de uzun süre tartışılmış ve Türkiye ile ABD arasında krize neden olmuştu. Genelkurmay'ın bu sabrı ve ağırbaşlı tavrı, İsrail'i ürkütürken, Yeni Şafak ve Zaman gazetelerinin kışkırtıcı tavırları mide bulandırıyordu!

İsrail gazetesi Türkiye'ye çattı

İsrail'in önde gelen gazetelerinden The Jerusalem Post, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın "İsrail'in hareketi kabul edilemez" şeklindeki konuşmasını eleştiren bir analiz yayınladı. Herb Keinon imzalı analizde, İsrail'in terörü beslemekle suçladığı Suriye'ye olan tavrına benzer hareketleri, geçmişte Türkiye'nin de gerçekleştirdiği belirtilerek Babacan'ın ifadeleri "ilginç ve ironik" şeklinde nitelendirildi.

Babacan'ın, "Bölgedeki bütün ülkeler, diğerlerin egemenlik haklarına saygı göstermeli" sözlerine atıfta bulunan Keinon, bundan 9 yıl önce PKK lideri Abdullah Öcalan'ı elinde bulunduran Suriye'ye Ankara tarafından yapılan askeri ve siyasi baskıya dikkat çekti.

Türk ordusunun, terör örgütü liderini topraklarında barındıran Şam yönetimine tepki olarak sınıra binlerce asker yığdığı belirtilen makalede, dönemin Türkiye-Suriye ilişkileriyle şimdiki İsrail-Suriye ilişkileri arasında benzerlik olduğu bildirdi.

Keinon, İsrail'deki terör eylemlerinin arkasında olduğunu iddia ettiği Hamas'a, Suriye'nin destek verdiğini söylediği yazısında, şiddet olaylarına tahammül edemeyen Tel Aviv hükümetinin Suriye ile aslında "Türkçe konuştuğunu" ifade ederek, geçmişteki Türkiye-Suriye gerginliğine işaret etti.

Türkiye, terör örgütü elebaşısı Öcalan'ın sınır dışı edilmesi için Suriye'ye büyük bir baskı kurmuş ve 15 Eylül 1998'de dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş Hatay'da Suriye sınırı yakınlarında "Suriye Apo'yu barındırmaya devam ederse "Türk ordusu gereğini yapacaktır" demişti. Org. Ateş'in bu ifadesi basında Türkiye'nin Suriye'ye "Türkçe konuşması" olarak gösterilmişti.

"Türkiye"nin tavrı ve tarafı

Geçtiğimiz haftalar Sderot kasabasındaki bir kreşin yakınlarına Filistin tarafından ‘Kassam' roketi fırlatıldığını ve kreşteki onlarca çocuğun hastanelerde travma tedavisi gördüğünü hatırlatan Keinon, güvenlik kabinesinin olayın ardından yaptığı "Teröre karşı mücadelemizde kimse dokunulmaz değil" sözlerine dikkat çekti. Makalede, açıklamanın hemen ardından Perşembe günü İsrail Hava Kuvvetlerinin Suriye sınırında ses duvarınını aştığını ve son kreş saldırısına cevabın verildiği savunuldu.

Gerektiğinde İsrail'in Suriye ile daha fazla "Türkçe konuşabileceğini" vurgulayan Keinon, "Babacan neden keskin bir ses tonu kullandı? Neden Ankara'daki İsrailli diplomatlar, neler olduğuna dair açıklamaya davet edildi?" sorularına cevap olarak İran'a olası bir İsrail saldırısına işaret etti. Keinon analizinde, Türkiye'nin bu şekilde sesini yükseltmesinin ABD'deki Yahudi lobisi Anti-Defamation League (ADL)'nin 1915 yılındaki olayları "Ermeni Soykırımı" olarak kabul etmesinden başka bir nedeni olabileceğini ve bunun İran'a yapılması muhtemel bir İsrail hava saldırısı olduğunu savundu. "Türkiye, İsrail'in İran'ın nükleer santrallerine yapacağı bir saldırıda, hava sahasını İsrail'e kullandırmakla suçlanmak istemiyor" diyen Keinon, bu nedenle Türkiye'nin şimdiden bununla ilgili kendine bir zemin oluşturmaya çalıştığını iddia etti.[1]

İsrail'den hâlâ cevap yok

İsrail'in Türkiye'nin hava sınırlarını ihlal etmesinin ardından Dışişleri Bakanlığı'nın konuya ilişkin acilen detaylı bir açıklama istemesine rağmen İsrail'den hâlâ bir cevap gelmedi. İsrail Genelkurmay'ı askeri operasyonlarda açıklama yapmamayı tercih ediyor. Kamuoyu Türk sınırlarına girerek, yakıt tankı bırakan İsrail'in bu tavrına karşılık Dışişleri Bakanlığı'nın daha sert bir uyarıda bulunmasını bekliyor.

Geçen haftalarda İsrail savaş uçaklarının Suriye'de sınır ihlali yapmasıyla birlikte açılan ateş sonucu Türkiye sınırını da ihlal ederek yakıt tankı bırakması konusundaki İsrail'in sessizliği sürüyor. Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın acil olarak İsrail'den detaylı açıklama beklediklerini açıklamasının üzerinden günler geçmesine rağmen hala İsrail bu yönde bir bilgi vermedi.

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Suriye sınırında bulunan savaş uçağı yakıt tankıyla ilgili olarak, "Bu durum Türkiye tarafından kesinlikle kabul edilemez. Tüm kurumlarımız olayı araştırmak için devrede. İsrail'den izahat istedik. En kısa sürede olayı araştırıp bizi bilgilendireceklerini bildirdiler" diye konuştu.

Ancak şu ana kadar İsrail'den bu yönde herhangi bir cevap gelmemiş olması, Türkiye'nin bu süreçte nasıl bir diplomatik yöntem izleyeceği hususunda soru işaretleri doğuruyor.

Arslan Bulut'un sorusu anlamlıydı:

İsrail uçakları türbanlı mıydı, türbansız mı?

"Bu nasıl soru?"  diyenler olabilir! Evet ama, Türkiye topraklarında İsrail savaş uçakları geziyor, hem de yakıt tankı bırakıyor, kimseden çıt yok!

Konu türban olunca maşallah herkesin bir fikri var! Cumhurbaşkanı'nın eşi türbanlı olur muydu olmaz mıydı derken, halkın bu tartışmaları dayatma olarak algılaması, seçimlerde Abdullah Gül'ün önünü açtı.

Hani diyorum ki, İsrail uçaklarının Türkiye'de yakıt tankı düşürmesini gündeme getirebilmek için mutlaka türban ile ilişki kurmak gerek! Yoksa kimsenin umurunda bile değil!

Hürriyet'in haberine göre İsrail uçaklarının dört gün önce Suriye sınırını ihlal ettiği saatlerde, gece saat 24.00 sıralarında Hatay'ın Suriye sınırındaki Samandağ ilçesi yönünden gelen bir grup savaş uçağı, Kırıkhan üzerinden çok alçaktan geçerek kuzeye doğru uçtular. 

Bu ilçedeki yurttaşlar, 3-4 uçağın yerden 500 metre kadar yüksekten uçtuğunu, camları#n sarsıldığını söyledi. Uçaklar Hassa İlçesi'ne doğru gözden kayboldu. 15 dakika kadar sonra bu kez kuzeyden güneye yine alçaktan bir uçuş gerçekleşti. Hatay'ın Hassa ve Gaziantep'in Oğuzeli ilçelerinde 2 yakıt tankı boş arazilere düştü. 

Genelkurmay Başkanlığı'nın İnternet sitesinde Yunanistan'ın hava saha ihlallerinin hepsi bilgi notu olarak veriliyor. Sitede, yazıyı yazdığım saatlerde İsrail'in bomba yüklü uçaklarının Türk hava sahasını ihlali ile ilgili bir bilgi notu yoktu.

• Neden resmi bir açıklama yapılmıyor? Türkiye topraklarında herhangi bir ülkenin alçaktan uçan savaş uçaklarını Türkiye'nin radarları görmüyor mu? Görmüyorsa ne tedbir alınacak? İsrail uçakları yakıt tankı bırakmak yerine bomba bıraksaydı ne olacaktı?
• İsrail'in modernize ettiği Türk uçakları, İsrail uçaklarını durdurabilir miydi?
• Yoksa, Türkiye'nin bu "ihlal" den önceden bilgisi var mıydı?
• Dışişleri Bakanlığı neden İsrail'e hemen nota vermedi?
• Konya'da bir süredir eğitim uçuşları yapan İsrail savaş pilotlarının bu olayla bir bağlantısı var mıdır?
• Olay, İsrail uçaklarının, İsrail'den yakıt tankları ile havalandıktan sonra Akdeniz üzerinden uçarak Suriye'nin kuzeyinde Suriye uçakları ile çatışmaya girmesi ve kaçarken Türkiye topraklarına girmesi midir?
• İsrail uçakları türban taktığı için mi görünmez oldu, yoksa türbanı bizim devlet erkânı mı taktı ki Türkiye'nin hava sahası ihlal edildiği halde önlerine bakıyorlar?
• Türk Dışişleri, Kerkük etrafındaki Türkmen köylerini tamamen boşaltmak için hava saldırısı düzenleyen Amerikan savaş uçakları ile ilgili herhangi bir açıklama yapacak mı?

Yoksa peçe mi taktılar da görmüyorlar, duymuyorlar.[2]

Kürdistan: İran-İsrail savaşının yeni cephesi…

Türkiye'nin giderek ‘dar kalıp' özellikleri içeren ‘bizim-sizin mahalle' polemiklerinden sıyrılıp, bir kez daha mercek altına alması gereken önemli gelişmeler yaşıyoruz, sınırlarımızın hemen yanı başında…

Dünya siyaset sözlüğünde artık ‘Kürdistan' olarak tanımlanan Kuzey Irak üzerinde şekillenen bir mücadele, hepimizin yakın geleceğini etkileyecek boyuta tırmandı bile…

Bir yıl arayla yaşanılan iki gelişmenin aydınlattığı olaylar zinciri, bir numaralı stratejik tehdit bölgesi olarak algıladığımız Kuzey Irak'ın, artık Ortadoğu'da sürmekte olan İran-İsrail hesaplaşmasının yeni cephesi olduğunu işaret etmektedir.

Böylece, Güney Lübnan ve Filistin'in Gazze Şeridi'nden sonra Kuzey Irak da, Mesut Barzani-Ceal Talabani ikilisinin ‘var olmak ile teslim olmayı birbirine karıştıran' politikaları nedeniyle çok boyutlu ve kanlı denklemin içine çekilmiştir.

Aslında, bölge için ‘ alarm zilleri', geçtiğimiz yıl 20 Eylül günü BBC televizyonunda yayınlanan ve İsrailli askeri uzmanların peşmerge ordusunu, özellikle de Erbil'deki stratejik önemdeki havalimanının güvenlik personelini eğittikleri görüntüleri yayınlamasıyla çaldı…(İsrail, o günlerde, bu görüntülerin BBC'ye Türk istihbaratı tarafından aktarıldığına inandı.)

Gelişmeyi tırmandıran son nokta ise, İsrail Stratejik Tehditler Bakanı Avigdor Lieberman'ın, İsrail Radyosu'nun Acemce yayınında ülkesinin ‘İran'a muhalif kendini ispatlamış gruplara silah yardımında bulunduğunu' kabul etmesi oldu.

Türkiye ve İran, İsrail ordusunun, Kuzey Irak'ta, İran kaynaklı bir saldırıya karşı ‘erken uyarı üsleri' kurduğunu tspit etmişlerdi. Yani… Amerika'daki Yahudi lobisi ile İsrail'e yakınlığı ile tanınan New York Times' ın Musevi asıllı yazarı Thomas L.Friedman boş yere Erbil'lere kadar gidip, Amerika'nın ne yapıp ne edip Kürdistan'ı ayakta tutması gerektiğini yazmıyor!..[3]

[1] (cha)

[2] 09.09.2007 / Yeniçağ

[3] 09.09.2007 / Ardan Zentürk / Star