AHMET AKGÜL, ÜSTADIMDIR!
Facirler saldırmış, O direnmişti
Hem yüzlerce sahte, ilaha rağmen…
İthamlara karşı, şöyle demişti
“Kimse zarar veremez, Allah’a rağmen!..”
İlmi dirayetle, yüksek cesaret
Fazilet ehliydi, gerçek feraset
“Korkaklık, alçaklık; büyük esaret!..”
Olduğun söylerdi, melaha1 rağmen…
Bâtılla savaştı, tabular yıktı
Her iddiasından, hep haklı çıktı
Hakikat kurşunun, haksıza sıktı
Darlığa katlandı, feraha rağmen…
Fakirin garibin, sesin duyardı
Güçlü iktidara, suçun sayardı
Hak rızasın arar, Dine uyardı
Başına dayanan, silaha rağmen…
O çok şefkatliydi, hem de yiğitti
Sabırla çok sadık, kardeş eğitti
Çıkara ilgisiz, hayra seğirtti2
Makam istemezdi, günaha rağmen…
Dava aşıkıydı, cihad delisi
Erbakan hayranı, takva velisi
Hem ilim erbabı, şaşmaz “Beli”si3
Sıkıntı belaya, her aha rağmen…
“Tek kişilik ümmet…”, sırrına sahip
Hainse takmazdı, hoca şeyh rahip
Zalime karşıydı, âlime muhip
Fesat çıkarmazdı, salaha rağmen…
Sayesinde nice, gönül göverdi4
Ömürden ziyade, ölmü severdi
Yanlışa düşerse, dizin döverdi
Fıska yanaşmazdı, felaha rağmen…
Bağışlardı hayra, muvafık5 ise
Sevmezdi Siyonla, mutabık6 ise
Riyakâr sahtekâr, münafık ise
Başındaki beyaz, külaha rağmen…
1- Melah: Yüz ve öz güzelliği.
2- Seğirtmek: Yetişmek için hızla yürüyüp gitmek.
3- “Beli” demek: Âlem-i ervahta, Allah’a “Evet” diye söz vermek.
4- Gövermek: Ağaçların baharda yeşermesi ve filiz vermesi.
5- Muvafık: Uygun, uyumlu.
6- Mutabık: Anlaşan, uzlaşan.

HERŞEYE RAĞMEN!
Haksızlığa herdaim dimdik dururdu!
Zalimin çarkına hep çomak soktu!
Adil Düzenin hep bekcisi oldu !
Lanetlenen şeytanın tuzağına rağmen!
Erbakan Hocamız ve Ahmet Hocamızın talebesi olmaktan Rabbimiz bizleri ayırmasın inşaAllah…Amiin
“Kimse zarar veremez, Allah’a rağmen!..”
Facirler saldırmış, O direnmişti
Hem yüzlerce sahte, ilaha rağmen…
İthamlara karşı, şöyle demişti
“Kimse zarar veremez, Allah’a rağmen!..”
Dava aşıkıydı, cihat delisi
O çok şefkatliydi, hem de yiğitti
Sabırla çok sadık, kardeş eğitti
Çıkara ilgisiz, hayra seğirtti2
Makam istemezdi, günaha rağmen…
hocam rabbim sizden sonsuz razı olsun inşallah .
Üstadımız Ahmet Akgül
Allah rızası için, bizim hidayet ve istikamet bulmamıza ve Hakkın hâkimiyetine çalışmamıza vesile kılan, Kur’an’ımıza tercümanlık yapan, Bize öğrettiği ve öğütlediği şeyleri, önce kendisi yaşayan, Kur’an ahlâkı ve ahkâmı uygulansın diye çırpınan Ahmet Hocamız’dan Allah razı olsun
Muhterem Ustadım Benim
Tağutlarınızı ve tabularımızı yıkan
Adil düzen Milli Görüş diye haykıran
Erbakan savunan, Hakka taraf kalan
Cihadı anlatan, şeytani belamlara rağmen
Asrımızın Kutup Yıldızı Üstad Ahmet Akgül Hocam! Seni Kabul Etmeyenler Bile Senin Vesilenle Doğru Yolu Görmekte!..
“Katı Ulusalcısından Ilımlı İslamcısına, AKP iktidarından, müzmin CHP+HDP muhalefet kanadına, tarikat istismarcılarından Cemaat (FETÖ) yapılanmasına; hepsinin haksızlık ve yanlışlıklarını yıllardır yazıp konuşan, ama bunlara karşı doğruları, ilmi ve milli programları da ortaya koyan ve bu yüzden nice saldırı ve sataşmalara uğramasına ve mahkemeler açılıp çeşitli cezalara çarptırılmasına rağmen hala dimdik duran ve metanetini bozmayan bir bilge ve mücahit insan!. Bu yüksek marifetlerin ve örnek meziyetlerin hiç birini kendi şahsına mal etmeyip, Cenabı Rabbil Âleminin lütfu inayeti ve Milli Çözüm Ekibinin himmet ve gayreti sayan, bunların sayesinde bu hizmetlerin başarıldığına inanan yılmaz, yorulmaz, sarsılmaz ve savrulmaz, adam gibi bir adam!.
Bilmiyorum, çağımızda 67 yılına 67 kitap sığdıran, ömrünü verdiği kendi partisinden ve yakın çevresinden bile gördüğü onca hıyanet ve hakaretlere rağmen, haklı ve hayırlı Milli Görüş davasından ve hele Erbakan sevdasından milim sapmayan ve caymayan başka biri daha var mıydı?
Ahmet Akgül dışında, Saadet Partisi ve teşkilatlarının, yan kuruluşlarının ve Erbakan Vakfının bunca eleman ve imkâna rağmen solcuların, ulusalcıların, sağcıların, din istismarcılarının ve iktidar yalakalarının onlarca gazete, dergi ve TV’lerinde Erbakan Hocaya ve İslami hakikatlere yönelik saldırılara susmaları karşısında, hepsinin tek tek yanıtlarını veren ve hadlerini bildiren ve bu uğurda her türlü tehdit ve tehlikeye göğüs geren biri daha çıkar mıydı?
Evet, biraz serttir; ama bu sertliği mertliğinden ve netliğinden kaynaklıdır. Ve zaten çelik gibi bir irade ve karakteri olmayanın, bunca yükün altında sağlam kalması imkânsızdır. Hamur gibi yumuşak değil demir gibi sert ve sağlam olması bu hizmet ve gayretlerin devamı ve davasının hatırı için herhalde lazımdır ki, Cenabı Hak Onun fıtratını böyle kılmıştır.
Şahsına ve menfaatine yönelik haksızlık ve yanlışlıkları – o an kızsa bile – kısa zamanda unutan, bütün bunların bizzat Allah tarafından ve imtihan kastıyla takdir buyrulduğuna inanan ve zahiri sebepler ve kişiler üzerinde fazla durmayan; ama Yüce Dinimize, Milli ve Manevi değerlerimize, Milli Görüşün şahs-ı manevisine, ilmi ve insani projelerine yönelik kasıtlı ve şeytan kafalı saldırı ve sataşmaları ve bunlara cesaret eden küstahları – tevbe edip vazgeçmedikçe – asla unutmayan, Allah için buğzedip ayarsızlıklarını ortaya koyan ve bunlara karşı -makam ve mansıplarına bakmadan- metin ve çetin duruşuyla hayranlık uyandıran Ahmet Akgül Hocamız, üstadımızdır. Kırk yıldan fazladır Onu tanıyorum, yakından takip ediyorum; geceleri abid, gündüzleri mücahit ve fani dünyaya karşı zahid bir zattır. Sözü özüne, dışı içine, düşüncesi işine uygun bir zattır. Erbakan Hoca hariç, Kur’ana ve İslama bu kadar aşina, Hak davasına bu denli sadık ve Aziz Hocasına bu denli aşık… Ve şeytanın cisimleşmiş ekibi Siyonizme, Deccalizme ve onların sinsi plan ve projelerine bu kadar vakıf başka bir insana rastlamadım. Allah’ın lütfu ihsanı olan bu yüksek sıfatlara ve bu yüksek donanıma rağmen bu denli sade, samimi ve mütevazı başka bir insan tanımadım.
Olayların akışını, amacını ve sonuçlarını tam bir mümin ferasetiyle, 10 yıllarca önce tahlil ve tahmin ettiğinde, önce şüphe ile karşılanan; hatta bu yüzden çeşitli ithamlara maruz kalan, ama sonunda, hayranlık ve şaşkınlık uyandıracak şekilde hep kendisi haklı çıkan.. Ve bunları da tamamen Kur’anın işaretine ve Resulullah’ın beşaretine dayandıran Muhterem Ahmet Akgül Hocamızdan niye acaba; kendi partimiz ve dava kardeşlerimiz ürküp çekinmektedir?.. Niye tüm İslamcı ve yandaş medya Onu yokluğa mahkûm etme peşindedir? Niye sözde iktidar karşıtı medya ondan hiç bahsetmemekte, gündeme getirmemektedir? Çünkü malum ve mel’un odakların açık piyonları da, münafık (İslamcı) taşeronları da ve hepsinin ortak patronları da elbette Kur’an’dan ve onun tercümanından korkmakta haklıdırlar; ama kim bilir, belki de Cenabı Hak, özlenen ve gözlenen hakikat devriminin hazırlık şartları olgunlaşıncaya kadar bu gibi zevatı, nazardan ve kazalardan korumak için bir nevi saklamaktadır!..
Cenabı Allah’a tam güvenmeyen, sadece Onun rızasını gözetmeyen, her oluşumu ve sonucu Onun takdiri ve taksimi bilip teslimiyet göstermeyen, her halde ve her meselede sadece kulluk şuuru ve sorumluluğuyla hareket etmeyen, övülmeyi de sövülmeyi de bu imtihanın bir sırrı ve parçası görmeyen bir insan, tam yarım asır (elli yıl) boyunca hiç usanmadan, değişip başkalaşmadan aynı hakikat noktasında sadık ve sağlam kalmayı nasıl başaracaktı? Tek yaranı ve yardımcısı bir avuç sadık Milli Çözüm ekibi arkadaşları olan bu Zatı tanımak, Onun talebesi ve takipçisi olmak bizler için ne büyük şans ve bahtiyarlıktı… Ya Rabbi bizi rızandan, Hak davandan ve bu kutlu Milli Çözümcü dostlardan ayırma, ayaklarımızı kaydırma, bu hayırlı oluşumdan caydırma… Amin.”
Emekli Öğretim Üyesi
Kazım Candan
AK GÜL İLE KIRMIZI GÜL
Seyrimde bir şehre vardım
Gördüm sarayı güldür gül
Sultanının tacı tahtı
Bağı duvarı güldür gül
Gül alırlar gül satarlar
Gülden terazi tutarlar
Gülü gül ile tartarlar
Çarşı pazarı güldür gül
Toprağı güldür, taşı gül
Kurusu güldür, yaşı gül
Has bahçenin içinde
Servi çınarı güldür gül
Gülden değirmeni döner
Onun ile gül öğünür
Akar suyu döner çarkı
Bendi pınarı güldür gül
Ak gül ile kırmızı gül
Çift yetişmiş bin bahçede
Bakışırlar hâre karşı
Hârı ezharı güldür gül
Ümmi Sinan gel vasfeyle
Gül ile bülbül derdini
Yine bu garip bülbülün
Ah u figanı güldür gül
Amiin Amiiin Amiiin
[quote name=”Abdullah A.”]Şu dünyada ömrümün şu son demlerine geldiğim günlerde, rabbimden tek dileğim; Kur’an’a Sünnete Qllah’a adanmış bir ömür süren ZERRE İSRAF ETMEYEN, Aziz Erbakan’ı en güzel şekilde örnek alan , O’nu en doğru şekilde anlayıp anlatan yolunun yolcusu olan , dünyevi hiç bir beklentisi ve amacı olmadığını yaşadığı hayat tarzıyla ispatlayan, Allah’ın takdirine taksimine tayinine tanzimine yürekten bütün hücreleriyle razı olan Üstad Ahmet Akgül’ün insanlığın saadeti için Adil Düzen’in uygulayıcısı olarak ABAHTARLARIN TESLİM EDİLDİĞİ GÜNÜ göster ve ruhumu sana hazır olarak al ve beni MİLLİ ÇÖZÜM EHLİNE – AHMET HOCAMIZA VE ERBAKAN HOCAMIZA EBEDİ ALEMDE CENNETTE KOMŞU OLMAYI LÜTFEYLE… AMİN.
[b]Facirler saldırmış, O direnmişti
Hem yüzlerce sahte, ilaha rağmen…
İthamlara karşı, şöyle demişti
“Kimse zarar veremez, Allah’a rağmen!..”[/b][/quote]
Amiiin
Hidayet rehberim, Üstadım…
Evet, hak davası olmayanın aşkı, sadakati olmayanın sevdası sahtedir. Bir kişinin veya ekibinin aynı anda hem Rahman’a hem de Şeytan’a yaranması mümkün değildir. Mazlumlara ve Müslüman’a yararlı olanlara, gavurların madalya takacağını düşünmek eblehliktir. Amerika’ya tutsak, Avrupa’ya uşak kimselerin, bir de kalkıp İLAHİ AŞKTAN bahsetmeleri, riyakârlık ve sahtekârlığın son sistemidir.
Kur’an cihadın delili, cihad ise aşkın gereğidir. Hakkı ve adaleti hâkim kılmanın gayretini çekmek asaletin; Siyonist ve emperyalist düzenin güdümüne girmek ise sefaletin göstergesidir. Bu sözlerin sahibi,
Muhterem Üstdamız Ahmet Akgül Hocamız;
Bütün Siyonist merkezlerin, Masonik şebekelerin, münafıkların ve sünepe çömezlerin hücumuna maruz kalmış; ama asla yılmamış, yıkılmamış ve yamulmamıştır.
Aziz Erbakan Hocamız in Adil Düzen Projeleri ni geliştirmiş bu gaye ve fedakarlıkla ömrünü davasına adamış, Aziz Erbakan Hocamız’ın en özel bir talebesi ve temsilcisidir.
Seçkin, Onurlu, Saygın ve Mukarreb…
[b]
Külli yer ve gökler, Hak oldu mutlak;
Söyler def ü çeng ü ve ney; “Ene-l Hak!”
Hem, ma’şuk ile aşık, oldu tek bir zat,
Mahv oldu vücud-i, hem nefy ü isbât.
Gör her katre oldu, muhît-i a’zem;
Hem her zerre oldu, Mesîh-i Meryem.[/b]
[b]
Seyyid Nesimi[/b]
Elhamdülillah
Dava aşıkıydı, cihat delisi
Erbakan hayranı, takva velisi
Hem ilim erbabı, şaşmaz “Beli”si3
Sıkıntı belaya, her aha rağmen…
Allah c.c Ahmet Akgül Hocamızdan razı olsun. Allah’ın rızasını, halkın çıkarını ve davasının hatırını her şeyin üstünde tutan örnek bir şahsiyet. Bizler; Kur’an aşkının yanında, vatan sevdasının, devlet ve millet bağlılığının ne olduğunu, hocamızdan dinlendiğimiz sohbetlerde ve birbirinden güzel eserleriyle kavradık.
Rabbim bizleri kıymet bilenlerden eylesin. Hak davadan ve çok değerli Üstadımız Ahmet Akgül Hocamıza talebe olmaktan, bu kutlu ve hayırlı oluşumdan ayırmasın. Aminn
Özledik seni…
Fakirin garibin, sesin duyardı
Güçlü iktidara, suçun sayardı
Hak rızasın arar, Dine uyardı
Başına dayanan, silaha rağmen…
Ümmetin yükü omuzlarında olan şahıs
İyiliğe yöneldik, kötülüğe direndik. Sizinle tanıdık yüce şahsiyetleri. Ve sizinle tanıdık nice dışı amber içi zehir zemberekleri. Kulluk nedir sizde gördük ve örnek aldık. Kardeşlikte merhameti ve hoşgörüyü, namertlere karşı netlik ve mertliği gördük. Sayenizde eğitildik. Rabbim anlayışımızı artırsın.
Tek Dileğim!..
Şu dünyada ömrümün şu son demlerine geldiğim günlerde, rabbimden tek dileğim; Kur’an’a Sünnete Qllah’a adanmış bir ömür süren ZERRE İSRAF ETMEYEN, Aziz Erbakan’ı en güzel şekilde örnek alan , O’nu en doğru şekilde anlayıp anlatan yolunun yolcusu olan , dünyevi hiç bir beklentisi ve amacı olmadığını yaşadığı hayat tarzıyla ispatlayan, Allah’ın takdirine taksimine tayinine tanzimine yürekten bütün hücreleriyle razı olan Üstad Ahmet Akgül’ün insanlığın saadeti için Adil Düzen’in uygulayıcısı olarak ABAHTARLARIN TESLİM EDİLDİĞİ GÜNÜ göster ve ruhumu sana hazır olarak al ve beni MİLLİ ÇÖZÜM EHLİNE – AHMET HOCAMIZA VE ERBAKAN HOCAMIZA EBEDİ ALEMDE CENNETTE KOMŞU OLMAYI LÜTFEYLE… AMİN.
[b]Facirler saldırmış, O direnmişti
Hem yüzlerce sahte, ilaha rağmen…
İthamlara karşı, şöyle demişti
“Kimse zarar veremez, Allah’a rağmen!..”[/b]
Nice şanslıyız!
Erbakan anlattı dinledik ama,
Hepimiz anladık, öğrendik sanma,
Üstadım olmasa cahildik hala,
Çok şükür Allah’a, tanıttı bize,
Talebe eyledi, şans güldü bize…
Üstadımın maiyetinde
Biz bilmiyorduk sayende öğrendik Hakkı hakikati öğretileri sayesinde kavradık çok şükür Allah’ım eksikliğini gösterme
Allah razı olsun üstadım…
O çok şefkatliydi, hem de yiğitti
Sabırla çok sadık, kardeş eğitti
Çıkara ilgisiz, hayra seğirtti
Makam istemezdi, günaha rağmen…
Çağlayan
Erbakan Hocamızın Sadık Talebesi ve Davasının Manevî Mirascısı Olarak, Tahkikî bir imanla, her daim Zafer Muştusu aşılayarak ve Allah’ın va’dine tam inanarak istikamet üzere olmayı öğreten;
Her türlü dünyevî ve nefsanî tutkulardan uzaklaşıp, her daim Hak rızasını arayarak ukbaya hazırlanmayı öğütleyen;
Hidayet, Feraset ve Dirayet abidesi Muhterem üstadımızı tarif etmeye kelimelerimiz kâfi gelmeyecektir.
Ona talebe olmaya layık olamasak da nankörlük etmekten Allah’a sığınır duacısı olmaya gayret ederiz.
“Selâm Hidayete Tâbi Olanlara”…