Bunlar Erbakan'ın Halefi Değil;
HOCA'NIN HAİNLERİDİR
Nurullah tecelli, etmiş zatında
Hakka hak tercüman, Erbakan kişi…
Ne kadar makbulmüş, Mevlâ katında
Mana âleminde, bir hakan kişi…
“Mübelliğ1 Mümeyyiz2, Mübeşşir3” gibi
Felaha çıkarır, izin takibi
Deccal ve Süfyan’dır4, Onun rakibi
Onurlu yüzünden, nur akan kişi…
Hakk dururken tutup, bâtıl seçerler
Hayvan gibi yaşar, murdar göçerler
Âlem ayet dolu, bakıp geçerler
Görmüyor gerçeği, her bakan kişi…
Kur’an HAK’la indi, “Bil hakki nezel”5
Fermanı okunur, Ebet ve Ezel
“Adil Düzen” duysa, azar mübtezel6
Haini destekler, kırıtkan7 kişi…
Şereftir Hak dava, kahrını çekmek
Çirkeften sakınıp, taşlardan sekmek
Şifa değil zehir, emeksiz ekmek
Sabırla yoğrulur, ter akan kişi…
Hain; gül içinde, saklı çöğürdür8
Şeytan sözcüsünü, bas bas böğürdür
Hakka kul olanlar, halktan özgürdür
Has kulluk tacına, dür9 takan kişi…
Bak kuduz İsrail, Aksa’yı basar
İslam kutsalına, veriyor hasar
Mazlum feryat eder, Siyonist azar
İşbirlikçi kınar, çığırtkan kişi…
Hain münafıkı, kahraman tanır
Şarlatanlık yapar, Şeytan utanır
Çöplük dünyasında, Sultan atanır
Riya kibir ehli, kir kokan kişi…
Kendi kof zannına, hikmet ekliyor
Vicdan motor bozuk, daim tekliyor
Cehennem kızışmış, onu bekliyor
O gafil; cennetten, yer bakan kişi…
Böyle zırvalar mı, gerçeği görse
Nasıl görecek ki, kalp gözü körse10
İpek böcek gibi, zindanın örse
Hayrı zarar sanır, şer bakan kişi…
“İt ürürken kervan, yürür” aldırma
Hemen öfkelenme, boşa saldırma
Fikrini bulanık, suya daldırma
Safları saptırır, ser yakan11 kişi…
Sevgisiz şefkatsiz, halka yanaşmaz
Kof bilgiçlik taslar, sormaz danışmaz
Kur’an Meal bakmaz, Kitap tanışmaz
Sıpayı at sanır, ters bakan kişi…
Fitne karıştırır, gittiği şehri
Kem sözle kirletir, girdiği nehri
Zeki geçinir ya, engerek zehri
Dost bardağına dert, bırakan kişi…
1- Mübelliğ: Hakkı tebliğ eden.
2- Mümeyyiz: Hak ile Bâtılı, mü’minle münafıkı, doğru ile yanlışı ayırıp gösteren.
3- Mübeşşir: Mücahitlere zaferi ve cenneti müjdeleyen.
4- Süfyan: Dindar Kahraman sanılan, Siyonizm işbirlikçisi münafık ve fırsatçı adam.
5- “Biz Onu (Kur’an’ı) Hakk (her konuda gerçeğin ve Adil bir Düzenin temel esasları) olarak indirdik ve O (aynı zamanda) Hakk (Resulüllah) ile (beraber) inmiştir; (Ey Nebim!) Seni de sadece ve elbette bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik.” (İsrâ Suresi: 105)
6- Mübtezel: Değersiz, saygınlığını yitirmiş.
7- Kırıtkan: Karaktersiz, cıvık, kıvırıp duran.
8- Çöğür: İğde ve akasya gibi ağaçların iri ve tehlikeli dikenleri.
9- Dür: İnci, mercan.
10- “(Tarihi kalıntılardan ve yaratılış harikalarından ibret almak üzere) Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki; böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin? Velâkin doğrusu şu ki; (gerçekleri görmeyenlerin ve akıl yürütmeyenlerin bedenlerindeki) gözler (kapanıp) kör olmaz; ancak sinelerindeki kalpler körleşip (hidayetleri kararmaktadır. Basiret ve maneviyat penceresi perdelenip kapanmakta ve artık bunlar gerçekleri göremez olmaktadırlar.)” (Hacc Suresi: 46)
11- Ser yakan: Başları belaya sokan. Çevresini yıkıp dökerek can sıkan.

Yaşadığımız şu devirde insanların her yaptığını gördükçe, bundan daha şaşılmazı yoktur heralde diye düşünürken, her an daha şaşılacak olaylar görüyor, gidişatla ilgili daha da endişeye düşüyoruz. Çok şükür ki Rabbimizin Nurunu tamamlanacağına iman etmişlerdeniz. Cok şükür ki Aklı kaybetmemek için ve ayak kayıp çukura düşmemek icin Rabbimizin müjde ipine sarılanlardanız. Rabbim yolundan, Rızasindan adil duzen çabasından cihat icinde olmaktan ayrılan, ayağı gönlü kayıp heba ve helak olanlardan etmesin.. Amin..
Şereftir Hak dava, kahrını çekmek
Çirkeften sakınıp, taşlardan sekmek
Şifa değil zehir, emeksiz ekmek
Sabırla yoğrulur, ter akan kişi…
Hain; gül içinde, saklı çöğürdür8
Şeytan sözcüsünü, bas bas böğürdür
Hakka kul olanlar, halktan özgürdür
Has kulluk tacına, dür9 takan kişi…
Aziz Erbakan Hocam’a ihanet edene…
Ne oldu bak, devran döndü
Sönmez sandın, havan söndü
Sonsuz sandın, çıkmaz yöndü
Bir hain, kendin mi sandın
Yanlış cevap! şimdi yandın…
Erbakan demek ,tüm dünya nimetlerini terk edip, ahireti kazanmak için çalışmak demek .
Biri hocam diyor, biri babam diyor, ikiside mevki makam devşiriyor.
Yetmez!. sekiz aylık iktidarı tırnaklarımızla kazıyarak aldık siz bize iktidar vermediniz !.. diyen Erbakan hocamıza sekiz ayı çok görenler !. Dindar Kahramanlara 24 yıl verdiler ,tüm müslümanlara göz yaşı, maddi manevi tahribatlar , neden hala Erbakan farkını goremiyorsunuz yazamiyorsunuz ?çünkü sizde zalimden ve menfaatten yanasiniz .
Bir avuç milli çözüm erleri uykunuzu kaçırıyor ! . çünkü sizde zalimden besleniyorsunuz ,ve onlarla birlikte yok olacaksınız .vicdan azabından kurtulanlar tarihin gazabından kurtulamayacaklar..
Mümeyyiz: Hak ile Bâtılı, mü’minle münafıkı, doğru ile yanlışı ayırıp gösteren. Milli çözüm ….
Makam İçin Kutsalını Satanlar, açlık ve çaresizlikten namusunu satandan alçaktır…
Nisâ 115
Her kim kendisine ‘dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan (hidayet ve hakikati bilip tanıdıktan, Hakk ile Bâtıl’ın farkına ve şuuruna vardıktan) sonra, (dünyalık makam ve menfaat hırsıyla) Elçiye (Peygambere ve Hakk dava rehberine) muhalefet edip (haklı ve hayırlı hareketten ayrılırsa) ve mü’minlerin yolundan başka bir yola (Siyonist ve Haçlı İttifakına ve şeytani kurallarına) uyarsa, onu dönüp gittiği yanda (şerli ortam ve ortaklıkta) bırakırız (bu hıyanet ve hakaretinden dolayı tekrar Hakka ve hidayet yoluna dönmesine fırsat tanımayız ve hidayetini karartırız) ve (ahirette de) cehenneme sokarız. O ne kötü ve sürekli bir (zindan) karargâhıdır! [Not: İmam-ı Şafii: “Bu ayet, ‘icma’ya ve Hakk hâkim olsun diye ortaya çıkan oluşuma bağlı kalmayı gerekli sayan en önemli ayetlerin başındadır” buyurmaktadır. Bak: Razi. Cilt: 11 Sh: 43]
https://www.mealikerim.com/4/nisa/115
“Mübelliğ Mümeyyiz, Mübeşşir” gibi
Felaha çıkarır, izin takibi
Deccal ve Süfyan’dır, Onun rakibi
Onurlu yüzünden, nur akan kişi…
Günümüzde Hakkı ; iyiyi güzeli faydalıyı doğruyu adil olanı ve aynı zamanda kötüyü yanlışı zararlıyı çirkini ve zulmü , Hakk ile Batılı mü’minle münafığı ayırıp gösteren tebliğ eden haykıran yazan anlatan , zaferi cenneti müjdeleyen ASRIMIZIN SAHİBİ AZİZ ERBAKAN HOCAMIZIN ve Onu takip eden en yakın talebesi olan Onun devamı ve izini süren zamanımızın rehber şahsiyeti Kur’an’ın Tercümanı olanÜstad Ahmet AKGÜL Hocamız ve MİLLİ ÇÖZÜM’ÜN TEK RAKİBİ olan; Batıl’ın temsilcisi Siyonizim ve İşbirlikçileri ve işbirlikçi başı olan dindar kahraman sanılan münafık ve fırsatçı adam olan süfyandır.
Fitne karıştırır, gittiği şehri
Kem sözle kirletir, girdiği nehri
Zeki geçinir ya, engerek zehri
Dost bardağına dert, bırakan kişi…
Zamanımızın en büyük istismarı Milli Görüşçü geçinmek, Erbakancı geçinmek… Önüne gelen Milli Görüşçüyüm Erbakancıyım diye taraftar toplama derdinde hatta bu istismarcılıklarıyla istismar ettiği DEĞERİ – KIYMETİ = ERBAKAN HOCA SEVGİSİNİ VE PROJELERİNİ ÖĞRETİLERİNİ ÖĞÜTLERİNİ , boşa çıkarma hatta çelik kaplama yapmaya çalışarak beton dökme derdindeler… Bunlar; babadan oğula malın geçtiği gibi HÂL’in de geçeceğini zanneden aklı evveller ve şeytanı dahi utandıracak kadar şeytanlaşmış ZEKİler KUTLU İNSANA VE DAVASINA VE ONUN DEVAMI OLAN MİLLİ ÇÖZÜM zihniyetine zarar ve kötülük verme gayreti güdenler… Yorulmayın boşa enerjinizi harcamayın diyecem ama siz şeytanın şakirtleri olunca vazifeniz bu elbette…
TEVBE SURESİ 52. AYET
De ki: (Ey inkârcılar ve münafıklar!) “Siz bizim başımıza, ancak (dünyada zafer ve saadet, ahirette ise cennet gibi) iki güzellikten birinin (dışında herhangi bir şeyin) gelmesini gözleyebilir misiniz? (Hayır, çünkü Allah, mücahit ve müstakim mü’minler aleyhindeki kurgu ve kuruntularınızı sonunda boşa çıkarıverecektir. Bu nedenle) Biz ise, şüphesiz Allah’ın Kendi katından veya bizim ellerimizle size bir azap indirmesini (zaten) gözleyip beklemekteyiz. Öyle ise (şimdilik) bekleyin bakalım, çünkü biz de sizinle beraber (Allah’ın va’adini) gözetleyip duruyoruz.”
KAYNAK:http://www.mealikerim.com/9/tevbe/52
En Yüce Hakikat,tecelli etmiş
Hak Batıl cepheler,belirgenleşmiş
Anlamazdan gelen,kendine etmiş
Hakka tabi olur,akıllı kişi!..
Fatimi Deccal ve Süfyan sahnede ama kazananlar müminler olacaktır elbette
Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı gerçek manada tanımak için Üstad Ahmet Akgül Hocamızın gözüyle/bilgisiyle konuya bakmak şart.
Üstadın “Dünya’nın Değişimi ve Erbakan Devrimi” kitabını okunmadan, konferans ve özel sohbetlerini dinlemeden asrın en kutlu insanı olan Aziz Erbakan Hocamızı tanımak mümkün değil! İster evladı, isterse 40 yıl yetkili konumda hizmet edeni olsun dikkatle baktığınızda bu gerçeğin değişmediğini göreceksiniz!..
İşte evladı “babamda olsa aynı şeyi yapardı” söylemleri ile Erdoğan’a yedek lastik oldular. Erbakan Hocamızın AKP zihniyetine (AB’ci, zinayı suç olmaktan çıkarıcı, 6284 yasayı getirmesi, İsrail’le normalleşmesi gibi Milli Görüşe, tarihimize, dinimize temelden ters uygulamalarına) yönelik ağır eleştirilerine rağmen.
Bir insanın batıl yönde tercihi (yanlışta olsa) olabiliyor. Fakat bu tercihi “Aziz Erbakan Hocamızda yapardı” denmesi; Erbakan Hocamıza iftira, davasını ise hiç tanımamış olmaktan geçiyordu.
Ve Partisinin başındakilere sorun “Adil Düzen’in 10 maddesini” sayabiliyorlar mı?
Erbakan Hocamızın temel davası ve en büyük gayretlerinden biri olan;
“Yeni Bir Dünya”yı kurmak için; “Mutlak Doğru”ları esas alarak ve yine “Mutlak Yanlışlardan” sakınılarak hazırlanmış a) İlmi b) İnsani c) İslami d) Orijinal bir yeni sistem olan ve 1- Aklı selimin 2- Müspet bilimin 3- Tarihi tecrübe ve birikimin 4- Vicdani kanaat ve tatminin 5- Evrensel hukuk ve adalet prensiplerinin 6- İlahi Dinin ve Kur’an’ı Kerim’in;
Ortaklaşa, iyi, yararlı ve güzel buldukları DOĞRU, yine bu 6 temel ölçü biriminin ittifakla; kötü, zararlı ve çirkin buldukları ise YANLIŞ olarak gördüğü,
Doğrulara dayanan ve yanlışları bırakan, yepyeni ve orijinal bir sistem modeli olan, tarihte başka bir örneği bulunmayan “ADİL DÜZEN”i bilmeyen Aziz Erbakan Hocamızı tam tanıyamaz, davasını bilemez.
Evet, her geçen gün; sevgisi çığ gibi büyüyen, haklılığı toplumun her kesiminde anlaşılan, tüm dünyada “projeleri” kurtuluşun tek adresi olarak dillendirilen “Aziz Erbakan Hocamızı” sevmek büyük bir nasip, fakat tanımak/taraf olmak/sorumlulukları kuşanmak (insanlık düşmanı Siyonizm’i bilmek, Erbakan Hoca istismarcılarına kanmamak, dost görünen şeytan zekilere aldanmamak, ilaç olandan bi haber olup ömrü gafletle yaşamamak) ise en büyük gerekliliktir.
Bunun da tek bir yolu var o da Üstad Ahmet Akgül Hocamızı tanımaktan, dinlemekten ve okumaktan geçiyor.
Bütün dünyada ,müslümanlar olarak zor günler geçiriyoruz. Bu zor günlerin en büyük müsebbibi yine bizleriz. Refahyol Hükümetinin onca büyük fedakar çalışmalarınin kıymetini bilemedik. Erbakan Hocamıza destek olamadık.
Erbakan Hocamıza ihanet eden, AKP ye 22 -yıldır ihanetlerine kılıf uydurmak için gayret edenlere, bu ikiyüzlü ve Siyonizmin işbirlikcisi olduğu halde destek verenler, Zalime ve onun zulmüne sesiz kalan, sineye çekenler, zalimle mazlumu aynı keyfe koyanlar. Bu uyarılara İnşallah kulak veririz.
İşte çağımızın sorunlarını çözmek ve Zalimin karşısında korkmadan ve büyük bir cesaretle Milli Çözüm ün bu fedakâr uyarı ve çözüm önerilerini dikkate alınmazsa sonumuz felaket olur.
(Hud suresi 113. Ayette)
(Hakk davasına ve halkına ekonomik ve ahlâki olarak) Zulmedenlere (asla) eğilim göstermeyin (onları hiçbir şekilde desteklemeyin), yoksa size de ateş dokunur (Allah’ın azabına ve gazabına uğrayıverirsiniz). Sizin Allah’tan başka velileriniz (sahibiniz ve destekçiniz) olmadığına (göre), sonra yardım da edilmezsiniz. [Not: Bu iki ayet Hz. Peygamber Efendimizin: “Hud Suresi’nin bu tehditleri Beni ihtiyarlattı” buyurdukları İlahi tembih ve tavsiyelerdir.]
Günümüz ortamında her an ve her zaman zulümle ve zulmün yandaşlarıyla karşılaşmak mümkündür. İşte Filistin -Doğu Türkistan bu zulmün karşısında bu sessizlik nedeniyle sonumuz ne olur?
İnsanın Allah’a karşı işlediği şirk ve küfür de aynı zamanda bir zülümdür.
Sonuç olarak bir Müslüman eğer bu zalimleri alkışlarsa, onların zulmüne maddi veya manevi bir destek vermişse, o da zalimler güruhundandır. Ve eninde sonunda o zalimlerin simgesi olarak bilinen ateşin, günün birinde onlara da dokunacağı bin billah kesindir. Efendimiz (s.a.v.) buyurur ki: “Zulmetmekten korunun. Zira zulüm, kıyamet gününde (sahibini kuşatan) karanlıklardır. İyi bilin ki; “sizin Allah’tan başka yardımcınız yoktur”. O gün zalimler size yardım edemezler. Allah size kapısını kapatırsa, “sonra O’ndan da yardım göremezsiniz”
Selam ve saygılarımla…
Nurullah tecelli, etmiş zatında
Hakka hak tercüman, Erbakan kişi…
Ne kadar makbulmüş, Mevlâ katında
Mana âleminde, bir hakan kişi…
Bizi ahir zaman mehdisi, Hoca-i Kainat olan Zat’a Talebe edip onun yolunda Adil Düzen Medeniyetini yeniden yeryüzünde hakim kılmak için asker kılan Allah’a hamdolsun.
Ya Rabbi! Bizi Aziz Hocamızın bu asırda Kuran’ın tercümanı, Resulüllahın takipçisi ve Hak davanın rehberi olan zata talebe kıldığın için şükürler olsun.
EY GÖNÜL
Bu, gaflet kefenini yırt, ten kabrinden çık yeter
Ki, “Ölmeden evvel ölün”, buyurdu Hayrül Beşer..
Göçüp Vahdet diyarına, Semt-i Yare et sefer
Geç bu resmü riyadan sen, Bahr-i aşka dal gönül!
Kasret-i surette kalma, Vahdet-i mânaya dal
Lâmekân şehrine varıp, huzur-u Hazrette kal
Boşa dünyayı Ahmed’im, gönlünü sevdaya sal
Kuru laftan bir şey çıkmaz, bula gör hâl ey gönül!
Hakk geldi, bâtıl zail oldu.
Deccalizm’e karşı, bütün cephelerde savaşan
Bütün dünyaya, tek başına kafa tutan
Cesur bir Âlim’dir, Hakkın temsilcisi olan
Eyy yalaka bilgiç süfyan, sonun geliyor hazırlan!