YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
691ff890f13d5
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 4 7
Bugün : 4888
Dün : 45549
Bu ay : 857612
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45261433
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

LİDERLİK; BAŞKALARINI DA HİZMETE KATMA
VE RAKİPLERİNDEN BİLE YARARLANMA SANATIDIR!

Liderlik; Başkalarını Da Hizmete Katma ve Rakiplerinden Bile Yararlanma Sanatıdır
5 21 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Subscribe
Bildir
16 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Liderlik vasfı her insanda bulunmayan bir özelliktir. Yönetici sadece yönetir. Lider etkiler ve peşinden sürükler. Bu bakımdan lider özelliği olan kişiler, gerek iş hayatında gerekse siyaset meydanında hemen fark edilir ve önü kesilmeye çalışılır. “Siyonizme rağmen lider kalabilmek”, işte sorun bu. Yöneticilik bir vasıf değildir. Sıradan insanlar bile şanslarının yardımıyla yönetici olabilir. Ama lider olmak ve öyle kalabilmek çok zordur. 
“Lider bütün dünyayı yönetir ve liderlik doğuştan gelir. Yönetici biraz zeki birilerinin bir konuda eğitim almış olma durumlarıdır ve sadece belli kurumları yönetir” İşte Asrın Lideri Prf Dr. Necmettin Erbakan Hocamız bu özelliğiyle dünyanın değişimi için, Adil Düzen projeleriyle mührünü vurmuş ender bir liderlik özelliğini taşımaktadır.
   Milli Çözüm ise Aziz Erbakan Hocamız ın,  Davasını ve Adil Düzen projelerini hayata geçirmek için gayret eden ve geliştiren yeryüzündeki tek Ekip olma özelliğini taşımaktadır.
   Her özelliği ile bunu ispatlamış durumdadır.
Milli Çözüm e saygı ve sevgilerimi sunuyorum. 

Bir madenin kıymetini, hangi alanda kullanılacağı belirler. Gerçek liderler, önderler de tıpkı maden sarrafları gibi, hangi insanın hangi alanlarda fıtraten yatkın ve yetenekli olduklarını, hangi zaaflara sahip olduklarını bilirler; kişiye özel tedavi metotları ve yönlendirmeler yaparlar. Hiçbir insanı ve hatta tek bir insandaki hiçbir kabiliyeti israf etmezler ve hepsini hayra kullanırlar.

Gerçek liderler, sadece kendi çağının lideri de değildirler. Gerçek liderleri ayıran en önemli özellik, ardında kendilerinden sonraki çağlara da liderlik edebilecek bir sistem kurmalarıdır. Nasıl ki bir tiyatro oyununda, oyuncular değişse dahi tiyatro metni defalarca aynen oynanabilir. Öyle de gerçek liderlerin kurdukları sistemler, kişiler değişse dahi toplumları yönetmeye devam eder.

Peki, böylesine bir sistem nasıl kurulacaktır? Elhamdülillah ki Rabbimiz rahmeti gereği zaten bu sistemin kolonlarını, yapıtaşlarını Kur’an-ı Kerim ve Efendimiz (SAV)’in Sünneti ile bizlere vermiştir. Gerçek liderler de bu en sağlam temeller üzerinde içtihatlar ederek çağın gereksinimlerine çareler üretir.

Tarih boyu gerçek liderler, kendi çağlarında çok az insan tarafından anlaşılabilmiştir. Hatta kendi çağlarından asırlar geçmesine rağmen dahi yine çoğunluk tarafından anlaşılamamışlardır. Stratejik düşünme kabiliyeti şeytanilerde de, Rahmanilerde vardır fakat gerçek liderler iman nuru ile bakarlar ve feraset sahibidirler. Bilirler ki, Allah’ın her zaman tüm planları da kapsayan bir planı vardır. Bu nedenle kuru kahramanlıklara ve hiçbir menfaate tenezzül etmezler.

Asırlar boyu da Rahmanilerle şeytanilerin savaşı, Hak ile bâtılın savaşı devam etmiştir. Bizlere düşen ise Gerçek Lider’in ardında safımızı belirlemektir.

Evet, “Kim (samimi, seviyeli, güzel ve iyi) davranışlar içinde (sorumlu ve şuurlu bir mü’min ve) muhsin olarak kendisini bütünüyle Allah’a teslim ederse (özünü ve yüzünü Kur’an’a dönerse), o en sağlam kulpa yapışmış (ve kurtuluşa ulaşmış)tır. Zaten bütün işlerin sonu Allah’a (varacak)dır.” (Lokman:22)

Selâm olsun o en sağlam kulpa yapışanlara!..

DÜNYAYA BİR LİDER GEREK!

Yıkık harap gönüller
Yakarır zikirli diller
Ölmezler İsmail’ler
Büyük mertebede şehitler..

Irak, Libya ve Lübnan
Gazze’de dökülür kan
Suriye, Mısır ve Arakan
Yükselir feryat, Ortadoğudan..

Tuzu kuru olanlar ne anlar
Zulümleri hiç umursamazlar
Tek düşünceleri, tarla arsalar
Söze geldimi, en iyi Müslümanlar..

Selamı burnunun ucuyla alıyor
Kendin Karun gibi görüyor
Allah’tan uzak, şeytana yaklaşıyor
Mal mülk zengini, firavunlaşıyor..

Yazınca yazdı oluyor, ne yapayım
İçimde tutupta, hep saklayayım
Sonra da, iki yüzlümü olayım
Kim ne derse desin, Haktan tarafım

Dünyanın bozulmuş, tüm düzeni
Yakın uzak akraba, bitmiş sevgisi
Unutur olunmuş, geçmiş mazisi
Yitirildi artık, maneviyat iklimi

Bir lider lazım, Erbakanca bakan
İnsanlık kurtulsun diye, çalışan
Dosta umut, düşmana korku salan
Milli bir çözüm ile, Adil Düzen kuran

Milli Çözüm, ümittir!

Mutlu ve kutlu son Milli Çözüm ile tecelli edecektir?

Milli Çözüm Liderliğinde, Türkiye kendini yeniden bulacak, Milletimiz düşürüldüğü gaflet ve sefaletten çekip çıkarılacaktır.

Milli Çözüm Liderliğinde, yeni bir dünya oluşturulacak, Adil bir düzen kurulacak ve asil bir dönem yaşanacaktır.


İşbirlikçiler ve yandaşları ümitsizdirler!

Siyonist ve emperyalist kafaların kuklası, figüranı, asistanı (pardon “eş başkanı”) olan…

Siyonist ve emperyalistlere “vitrin mankenliği” yapan…

Siyonist ve emperyalistler tarafından sürekli kullanılan…

Siyonist ve emperyalistlere makam ve menfaat karşılığı karizmasını kiralayan…

Başkan görünümlü uşak adamlardan lider olmaz…

Olsa olsa Siyonist ve emperyalistlerin kullanıp heder ettikleri işbirlikçileri süpürecekleri gider olur!

Last edited 1 yıl önce by Necati Akgül

Ama mutlu ve kutlu son nasıl tecelli edecektir? Kendisinden sonra lokomotifin raydan çıkmaması veya makas değiştirilip hedef sapmaması için hangi sigortalar temellendirmiştir? Bu soruların cevapları yaklaşan zaman içinde ve hep birlikte görülecektir.”
Erbakan Hocamızın Mührünü yeni kurulacak bolluk ve bereket medeniyetine Üstad Ahmet Akgül Hocamız vuracak inşallah

–HAK DAVAYA VE TARİHİ DEĞİŞİME LİDERLİK —

Erbakan Hocamızın defalarca vurguladığı üzere: “HİDAYET, FERASET, DİRAYET, SİYASİ CESARET” gibi Allah (c.c) vergisi çok özel ve seçkin meziyetler gerektiren; ilim ve ehliyet, irade ve azimet, ciddiyet ve metanet, Hakka teslimiyet ve adalet gibi yüksek ve örnek marifetler isteyen LİDERLİK, Allahu Teâlâ’nın bir ihsanı ve ikramı ve kader programının tayin ve tanzim ettiği bir imtihanıdır.

Milli Görüş mektebinde yetişmiş, Hak davanın çilesini çekmiş, sadakat ve samimiyetini, feraset ve faziletini, cesaret ve metanetini hizmetleri ve hayat serüveniyle ispat etmiş şahsiyetler içerisinde, yukarıdaki ilmi ve İslami ölçülere uygun görülen kişileri, liderlik makamına layık görmek ve desteklemek, hem lazımdır, hem de dava ehlinin en doğal hakkıdır. Ancak bunları yaparken imani ve vicdani ölçülere sadık kalmak şarttır; kuru ve duygusal bir taraftarlıkla rakipleri karalamak yanlıştır. Ve asla unutmayalım ki, sonuçta Allah’ın dediği olacak ve herkes kendi niyet ve gayretinin karşılığını bulacaktır. Erbakan Hocamızın: “Bu davaya, sadece dünyalık heves ve hesaplar için girip çalışan bir insanın, cehenneme atılmak için artık başka bir günah aramasına gerek yoktur” uyarılarını asla unutmamalıdır.

İlgili ayeti kerimelerden ve hadisi şeriflerden, İslam âlimlerinin içtihat ve kanaatlerinden ve Erbakan Hoca’mızın öğretilerinden anladığımıza göre; evet, Milli Devrime şöyle bir Lider lazımdır!

1.      Kur’an-ı Kerimi ve prensiplerini, Hz. Peygamber Efendimizin sünnetini ve hayat sistemini, Asrı Saadeti, İslam tarihini ve bunların günümüze nasıl yön vereceğini çok iyi bilen, anlayan ve uygulayan.

2.     Erbakan Hocamızın kutlu hayat hikâyesini, yüksek siyaset ve stratejisini ve evrensel projelerini çok iyi bilen, benimseyen; O’nun seminer ve sohbetlerinde yetişmiş olan.

3.     Milli Görüş davasını, manasını, amacını ve üstün farkını detaylarıyla bilen, bunları içine sindiren ve bir ömür boyu sapmadan bunlara sahip çıkan ve yaşayan.

4.     Adil Düzen Projesini, geçiş sürecini, uygulama biçimini teferruatıyla bilen, her türlü platformda bunları ilmi, siyasi, ekonomik ve ahlaki gerekçeleriyle rahatlıkla savunup tartışan.

5.     İlk gençlik yıllarından itibaren, hem de gönüllü ve sürekli olarak, Milli Görüş davasına her kademede, Türkiye’nin ve İslam ülkelerinin her yerinde hizmet sunan.. Anarşi dönemlerinde, 12 Eylül sürecinde ve kapatılan partilerimizin yeniden kurulması gayretlerinde hep Aziz Hocamızın yanında, yolunda ve camiamızın hayrına çalışmalara katılan…

6.     Partimize kasıtlı olarak sızdırılan veya sonradan azdırılan gaflet ve hıyanet ehlini, herkesten önce fark edip camiamızı uyaran; öngörülerinin tamamına yakını aynen çıkan; ancak davamıza çöreklenen nifak takımınca kara listeye alınıp dışlanan, suçlanan ve iftiralara uğrayan

7.     Ama bütün bu saldırı ve mahrumiyetlere rağmen; asla davamızdan, Hocamıza sadakatten ve Milli Görüş’ü savunmaktan geri durmayan.

8.     Her türlü makam ve menfaat teklifine ve çeşitli tehditlere rağmen, asla Milli Görüş’ten ayrılan döneklere ve batıl düşüncelere kaymayan; istikametinden ve hedefinden caymayan..

9.     Özellikle, “Bunlar da Milli Görüş’ün devamıdır ve Erbakan Hoca’nın bir planıdır” diye yutturulmaya çalışılan, Aziz Hocamızın tabiriyle; “şu BOP hizmetçisi ve Siyonizm işbirlikçisi” AKP’ye… Ve yine ılımlı İslam diye Dinimizi yozlaştırıp emperyalizme hizmet ettirmeye yönelen Cemaat’e asla meyletmeyen ve tahribatlarını yazıp konuşmaktan sakınmayan.

10.       Yani inancı ve davası uğruna nefsi çıkarını ve rahatını feda etmekten kaçınmayan.

11.       İslam’ın mesajını, Milli Görüş davasını ve Erbakan hakikatini çok iyi bilmek yanında; Siyonist ve emperyalist dünya düzenini, bunların arkasındaki Yahudi lobilerini ve Masonik merkezleri de çok iyi tanıyan ve yukarıda saydığımız konuların her birisi hakkında ilmi konferanslar sunacak ve bilimsel kitaplar yazacak kadar birikimli bulunan.

12.       Yeni bir Dünya medeniyetinin merkezi ve motoru olacak Türkiye’mizde, Milli birlik ve dirliğimizin korunması; ertelenen SEVR’in ve gizlenen LOZAN’ın özel maddeleri gereği ülkemizin federasyonlara ayrılıp parçalanmasına kesinlikle karşı çıkılması hususunda, oldukça dikkatli ve duyarlı davranan.

13.       Ve bu nedenle Yüce Mevlamız; Milli ve vicdani gayret güden çok farklı kesimlerde de kendisine itimat ve itibar edilip, saygı duyulan; hidayet, feraset, cesaret, ilim ve dirayet sahibi bir lideri herhalde hazırlamıştır ve yollarını açacaktır.

“Onlar, süs (hazır kolaylık ve rahatlık) içinde yetiştirilip (bazı imkân ve makamlara ulaştırılan ve nazlı kadın misali mertçe) mücadeleye açık olmayan(ları) mı (Allah’a layık ve yakışık buluyorlar?)”[4]

Ayetinin ikaz ve işaretiyle: Allah’ın rızası ve davasının hatırı için, hasımları olan din düşmanlarına ve teşkilata sızmış münafıklara karşı, en çetin şartlarda bile, cesaret ve metanetle Hakkı savunacak, her türlü sıkıntı ve kısıntı içinde ve her çeşit zorlama ve horlamaya rağmen çileli ve çetrefilli yolları bir bir aşıp kutlu hedefe ulaşacak, “dava dertlisi bir devrim rehberine” ihtiyaç vardır ve inşallah ortaya çıkacaktır.

Yukarıdaki özellikleri taşıyan bir şahsiyete sahip çıkmak ise; iz’an ve insaf ehli dava erlerimizin, iman ve vicdan ayarını gösterecek bir imtihanıdır. Elbette; “Yardım Allah’tandır ve Zafer Yakındır!” Ve Mevla’mızın Va’di Haktır.

“Mücrimler (sorumluluktan kaçan suçlu günahkârlar) istemese de (Allah) HAKKI gerçekleştirip (üste çıkarmak) ve BATILI geçersiz kılmak (istiyordu)”[5]

“Velev kâfirler hoşlanmasa da, Allah kendi nurunu tamamlamaktan başka bir şey murad etmiyordu.”

“Müşrikler (ve münafık kesimler) kerih görüp (engel olsa da) O (Allah) Dinini bütün (batıl düzen ve) dinlere üstün kılmak üzere, elçisini hidayetle ve Hak dinle gönderiyordu”[6]

Sonuç olarak:

Hiçbir güç ve girişim, Cenabı Hakkın tayin, takdir ve taksimini değiştirmeye yeterli olmayacaktır. Hangi değişim ve devrimi, hangi kişi ve ekipler eliyle yapacağı, Allah’ın kararıdır ve kaderde kayıtlıdır. Nefsi kurgu ve kuruntularımızın heveslisi ve hayalcisi olmak yerine; Cenabı Hakkın rızası peşinde, ahiret hazırlığı gayretiyle kulluk sorumluluklarımızı kuşanmak lazımdır ve nefsi iddialar değil, imtihan zamanıdır.

Şayet Hakkın hakimiyeti ve davanın galibiyeti, özel beklentisi dışında başka bir şahsiyet eliyle gerçekleşmesi, milletimizin ve ümmetin huzura erişmesi halinde; bu işi kendileri başarmış gibi sevinip, nasipli kişileri canugönülden tebrik ve takdir edip tabi olmayan kimse, sadece nefsinin hizmetçisi bir zavallıdır..

Nevzat Gündüz (2012 MÇ)

Makale son derece ufuk açıcı, yol gösterici, umut verici… Çünkü makalede geçen şu ifadelerin veya soruların karşılığını çok şükür bulduk … Neydi o ifadeler :
Ama mutlu ve kutlu son nasıl tecelli edecektir? Kendisinden sonra lokomotifin raydan çıkmaması veya makas değiştirilip hedef sapmaması için hangi sigortalar temellendirmiştir? Bu soruların cevapları yaklaşan zaman içinde ve hep birlikte görülecektir. “

Aziz Erbakan Hocamız , kendisinden sonrası için 1 tane kişi olsun yeterliydi ve hamdolsun o 1 kişiyi bulabilmek için aradık ve bulduk hamdolsun. Makalede de geçen o ” YERLİNİN ” ifadesi ile yön ve işaret levhalarını kaldırıp milleti aslından özünden koparanların kimler olduğunun farkında olan ve bunlara karşı tedbirini alan, gerekli hazırlıklarını yıllardır yapan vazifesini en güzel en doğru en faydalı en iyi ve en adil şekilde ifa etmeye çalışan BİLGE – YİĞİT – REHBER ŞAHSİYET ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZI bulmanın konforunu ferahlığını yaşıyoruz. İnşaallah başta ülkemiz TÜRKİYE olmak üzere 8 milyarlık insanlık alemi de bu konforun tadına fiilen ve resmen bakmasına ramak kaldı …
Çok şükür bu, ekip vardır
Milli Çözüm, sadık yârdır
Ahiret azığı, kârdır
Taat cihad, talan olmaz!..

Yeryüzünde Aziz Erbakan Hocamız kendisinden sonra , lokomotifin raydan çıkmaması için veya makas değiştirilip hedefinden saptırılamaması için Üstad Ahmet AKGÜL Hocanın FİKRİ MÜCADELESİYLE – TUTTUĞU KALEMİYLE hamdolsun devletimizin ilgili bürokrasisine yetmez uluslararasında da başta İSLAM ÜLKELERİ ve diğer mazlum mağdur ülkelere de bu FİKRİ MÜCADELENİN ulaştırılması yolundaki gayret ve çabaları ehlince malumdur. Örneğin ÜSTAD AHMET AKGÜL’ÜN bu mücadelesiyle ülkemizde hep beraber şahit olduğumuz kimsenin cesaret edemediği en ince ayrıntısına kadar ve PİSLİĞİ PİSLİKLE TEMİZLEME STRATEJİSİNİ ÖZELLİKLE KULLANARAK (AKP yi de buna mecbur kılacak stratejiler ile) Siyonizmin CIA VE MOSSAD’ın en örgütlü kurumu olan din istismarcısı FETÖ’yü deşifre etmesi – TSK mensuplarının ve Silahlı Kuvvetlerimizin kurumu TSK ‘mızı halkımız nazarında düşman görülmesi yerine dost görülmesinin sağlanması şimdiler de her gencimizin asker olmak için can attığı hale gelmiş getirilmiş olması, TSK’mıza sahip çıkılmasına vesile olması, TSK’mızın Millileştirilmesi çabaları – Atatürk Gerçeğini yani Mustafa Kemal’in önderliğinde başlatılıp başarılan şanlı Kurtuluş Savaşımız öncesi oluşan Kuvayı Milliye cephesinde de yine; inancımızın ve insanlığımızın gerektirdiği, Atatürk’ün de hedef olarak gösterdiği : Her yönden kalkınmış ve bağımsızlığını kazanmış , muasır medeniyeti yakalamış ve aşmış, huzur ve refaha ulaşmış Lider ülke Türkiye’yi kurma sevdasıyla çırpınan ATATÜRK GERÇEĞİNİ ve İslamiyetçilerin, Milliyetçilerin ve Sosyalistlerin Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği yolda birlikte hareket edilmesi yönündeki gayretleri, Milli Görüş Camiasının olsun tarikat cemaatlerin içine sızdırılmışlar olsun, muhalefet içine yerleştirilen MARAZLILARI – İŞBİRLİKÇİLERİ deşifre etmesi ve gereğini yerine getirme çabaları – ….vb gibi lokomotifi raydan çıkarmaya makas değiştirip hedefinden saptırılmaya çalışılan bir çok hususta ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCANIN ikazları hatırlatmaları uyarıları ile hamdolsun TÜRKİYE’de hala BÜYÜK İSRAİL PROJESİNİ hayata geçiremediler tam aksine bu projelerinde büyük hüsrana uğradıklarını hep birlikte görmekteyiz… ELHAMDÜLİLLAH… İYİKİ VARSINIZ BÜYÜK LİDER MUHTEREM AHMET AKGÜL HOCAM.. Rabbim ömrünüze ömür lütfetsin …

Makalede geçen şu ifadeleri yinelemek istiyorum:

Evet liderlik, insanları:

a) Yararlı ve başarılı olacakları alanları doğru tespit edip, o yönde kullanma,

b) Onların can sıkıcı yanlarına katlanma,

c) Haklı ve hayırlı hedefler için, başkalarını kurgulama ve kontrol altında tutma sanatıdır.

Ancak bu kullanma ve hizmete katma;

Etkili ve yetenekli kimselerden yararlanma, yardımlaşma, onları âtıl ve bâtıl kalmaktan kurtarma anlamındadır.

Elbette; şerli maksatlarla ve şeytanlıkla başkalarını kullanmaya kalkışmak; insanların iyi niyetini istismar ve suiistimal için onlara yaklaşmak, bencillik ve bayağılıktır.

Bizim kastettiğimiz kullanma; bir nevi ham demiri işleyip paslanmaz çelik haline sokmak veya çelikleşmiş olanları, bağ bahçe çiti veya ağıl çerçevesi gibi sıradan işlerde harcanmasına engel olmaktır.

Tarihi bir hakikattir ve Sünnetullahtır: Toplumları düştükleri gaflet ve sefaletten, ya büyük felaketler veya büyük liderler çekip çıkarmaktadır. Türkiye’nin de yeniden kendini bulması böyle olacaktır.

—————————————-

İşte bizzat Aziz Erbakan Hocamızın o tarihi ve talihli hatırlatmaları:
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki; TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”

Last edited 1 yıl önce by Osman Nuri

“Üstat Bediüzzaman’ın deyimiyle “gücümüz zaafımızda saklı” sanki.”

Yazının bu kısmı bana farklı bir bakış açısı kazandırdı. Toplum olarak travmalarımız zayıflıklarımız olarak görülmektedir. Hatta bu travmalar kısa – orta vadede toplumumuzun çok yara almasına da sebebiyet vermektedir.

Örneğin başörtüsüne zamanında uygulanan kısıtlamalar nedeniyle toplumumuzda bir travma oluşmuştur. Bu nedenle birisi sadece başörtüsünü serbest bıraktı diye onun diğer bütün tahribatları toplum nazarında göz ardı edilmekte hatta yok sayılmaktadır. Başörtüsünün altındaki kafayı islami, insani ve milli değerlerden uzaklaştırsa dahi o başörtüsünün serbest olması toplumumuz açısından yeterli olmaktadır.

Bizim bu tarz zayıflıklarımız ve yine siyonist çevrelerin kasıtlı politikaları vasıtasıyla oluşturulan travmalarımız, yine bu çevreler tarafından bir kontrol unsuru olarak kullanılarak işbirlikçilerin iktidarın devam etmesine de sebep olmaktadır.

Fakat son kertede bu zayıflıklar/travmalar bizi inatçı/dayanıklı bir toplum yapmış, Kurtuluş mücadelemiz gibi varolma mücadelesi verdiğimiz zamanlarda hiç bir toplumun gösteremeyeceği sebat ve azmi gösterme niteliğini kazandırmıştır.

İnşallah son yüzyılda toplumumuza kazandırılan !! ve zayıflık olarak görülen (kısa – orta vadede büyük zararlara da neden olan) bu travmalar siyonizmin burnunun kırılacağı ve Adil Düzen’in kurulacağı kutlu mücadelede toplumumuza yine Kurtuluş mücadelemizin sebatını, azmini ve şuurunu kazandıracaktır.

SELAM OLSUN! DAVASININ “DELİ”Sİ OLAN SADIKLARA!.

Sultan Abdülhamid Han;
Büyük İsrail’in kurulmasını geciktirdi!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk;
Büyük İsrail’in kurulmasını engelledi ve Küçük İsrail’in kurulmasını geciktirdi..

Erbakan Hocamız;
Şeytanın şaheseri olan Siyonizm’in en güçlü olduğu dönemde, bunların uşakları olan Emperyalistler ve yerli işbirlikçileriyle ömrü boyunca mücadele etti ve dünyada ki görevini en güzel şekilde tamamlandı. Derken;

“Türkiye’nin gökyüzü Erbakan Teknolojisi korunuyor.” gerçekleri gün yüzüne çıktı.
Üstün teknolojiye sahip savunma silahları haricinde, Sihaların mucidi olduğu kanıtlandı.
Yetmez Siyonistlere Gazze’yi dar eden Hamas’ın kuruculuğunda öncülük yaptığı ispatlandı!

Bu gerçekleri Erbakan Hocamız 20 yıl önce anlatırken Hocamızı hayalperestlik ile suçlayan, “Hoca temenni ediyor.” diyerek inanmayanlar!
Milli Çözüm bu gerçekleri savunurken, sahip çıkarken, çarpıtmaya çalışanlara ağzının payını verirken..
Bizlere deli diyen aklı kıtlara hatırlatalım..

Erbakan Hocamız;
Kapitalizm yıkıldıktan sonra kurulacak olan sistem olan Adil Düzen Projelerini hazırlamış!
Kendisinden sonra bu düzeni uygulayabilecek bir lideri yetiştirmiş!
Siyonist İsrail’i tarih sahnesinden silecek ve Emperyalistler ise arkalarına bakmadan kaçmak zorunda kalacakları üstün teknolojik silahları hazırlamış.
Bunları kullanacak şanlı ordumuza ise ilk konferansını 1960 yılında vermişti!. (bizim bildiğimiz)

“Bir terazinin iki tarafına aynı kiloda birer dağ konulduğunu farz edelim, işte siyaset ve strateji; o hassas dengeleri bir ceviz kabuğu ile değiştirebilmek, terazinin ayarını istediği yöne çekebilmektir! Bütün şeytanilerin hilelerini başlarına geçirmek, bir taşla yüz kuş vurmak! yetmez düşmanı kendi silahıyla bitirmektir!.. ”

Şimdi dünyada ki vicdan ehli insanlar, gerçekleri görmeye başlamıştır!
Bütün insanlık Adil Düzene hazırdır.
İslam’ın zaferinden sonra Mekke’nin fethinde olduğu gibi bütün insanlık fevc fevc İslam’a koşacaktır Allah’ın izniyle!

Küçük beyinlerinize yatıramadığınız dünyaya tek başına kafa tutan Âlim, Adil Düzen projelerinin noksanlarını tamamlamış, bütün şeytaniler ve uşakları gece gündüz uğraşmalarına rağmen bir eksiğini bulamamıştır.
Yozlaştıralan bütün değerlerimizin ve Hak dinin aslına döneceği, ılımlı ve katı İslam projelerine son verileceği, Yahudi ve Hristiyanların tahrip edilmiş Dinlerinden utanıvereceği, kutuplaşan halkımızın ortak paydalarda birleşeceği, barış köprülerini değerli fikirleri ve eserleri ile kurmuştur!
“Unutmayalım ki, tarihte dünyayı değiştirenlere hep deli denilmiştir!

“Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.” buyurmuşlardı Erbakan Hocamız!
Rabbim zaferi en çok inanan, en çok çalışan, en çok hazırlık yapanlara nasip etmiştir.
Bekleyin ve görün yarım asırdır olduğu gibi Üstat Ahmet Akgül Hocamız, yine haklı çıkıverecek bütün alem şaşkınlıkla izleyecektir!

Fetih 23
(İşte bu) Allah’ın öteden beri süregelen kanunu (ve imtihan programıdır ki: Hakk namına biat ve hayırda itaat şuuruyla cihad edenleri mutlaka zafere ulaştıracak, inkârcıları ve dönek-hain münafıkları ise mahvu perişan kılacaktır.) Allah’ın kanununda (ve ezeli takdir planında) asla bir değişiklik bulamazsın. (Size düşen Allah’ın Kitabına ve imtihan şartlarına uymak ve sıkıntılara sabırla katlanmaktır. Bugünkü zalim düzenler de her halde yıkılacak ve hainler hak ettikleri akıbete uğrayacaklardır.)

https://www.mealikerim.com/48/fetih/23

Ne sağcılık ne solculuk, ne de sahte dindarlık

Ne “demukratur” hilesi, ne zalim hükümdarlık

Ne “mezhebi çok geniş”lik, ne yobaz dini darlık

Akıl kıyas, Kur’an mizan; tek çare Adil Düzen!

Milli Görüş, Milli Çözüm; diriliş kervanıdır

Örnek laik ve demokrat, Hak düzen hayranıdır

Artık sevinin yaklaşan, zaferler bayramıdır

Cennet olur hatta Fizan, tek çare Adil Düzen!

Temmuz 2015’te, Çin, Almanya, Fransa, Rusya, İngiltere ve ABD’den oluşan ve P5+1 olarak adlandırılan ülkeler, İran ile uranyum zenginleştirmeyi azaltması karşılığında bazı ekonomik yaptırımların kaldırılmasını öngören nükleer anlaşma imzalamıştı.Ancak ABD başkanı Trump İran nükleer anlaşmasından çekildiklerini açıklamıştı. Yani İran stratejik hata yapmış kazık yediğini sonradan anlamıştı tabi iş işten geçmişti. Bugün ise İran İsrail,ABD,İngiltere üçgeninde köşeye sıkıştırılmak istenmekteydi. Bazı kararlar basiretli devlet aklı gerektirir. Büyük şahsiyetler en olumsuz koşullarda dahi durumu fırsata çevirme becerisine sahiptir. AKP hükümetinden bu tür manevralar beklemek kuyuya taş atmaktan farksızdır. Kof ve boş kahramanlıklarla halkı kandırmak zaman kaybıdır.Milli Çözüm: Ülkemizin bekaasının garantisidir. Statejik düşünce kuruluşudur. Bu uğurda gecesini gündüzüne katan Muhterem Ahmet AKGÜL üstadımıza çok şey borçlu olduğumuzun farkına varın. Ey etkili ve yetkili kurumlar bu sese artık kulak verin..!

Amerikalı bir grup, bir yerli ile ormanda dolaşırken, Amerikalılar panik içinde: “Eyvah, kaybolduk!” demiş. Bunu duyan yerli, kendinden emin bir şekilde: “İşte buradayız ya!” yanıtını vermiş… Amerikalılar devamla: “Baksana, yön işaret levhası kaybolmuş!” deyince yerli cevabı yetiştirmiş: “Yahu ‘biz’ yerine, ‘yön işaret levhası kayboldu’ desenize!..”

Ahmet Akgül Hocamızın sıklıkla vurguladığı çok önemli hususlardan biri şuydu :

Yahudi şu iki kişiyle asla çalışmaz ;İmanlı ve Akıllı insanla…
Buna mukabil yahudi;
İmansız ve Ahmak kişiyle çok rahat çalışır.

Yarabbi bizi; Milli Çözüm ikliminde, Milli Çözüm mevsiminde, Erbakan Hocamızın ve Ahmet Hocamızın tertemiz istikametinde, Meali Kerimin işaret levhalarının hedefinde kaybolanlardan(!) eyle.. Amin

• Liderlik, başkalarını da hizmete katma ve rakiplerinden bile hayır yolunda yararlanma sanatıdır. Yüksek hedefleri doğrultusunda, başkalarını da kurgulayıp hizmete koşanlar, rakiplerinden ve muhaliflerinden bile hayır yolunda yararlananlar ve hiç kimsenin yetenek ve birikimlerini boşa harcatmayanlar, lider; ama kendisini başkalarına kiralayıp kullandıranlar ise heder olmaktadır.

• Her şeyden önce olgunlaşmanın ve vicdani bağımsızlığa ulaşmanın ilk şartı; insanın yetenek ve dürtülerini kontrol altına alıp; kendi kendisini aklı ve vicdanı doğrultusunda kullanmayı başarmasıdır.

• Liderlik, insanları yararlı ve başarılı olacakları alanları doğru tespit edip, o yönde kullanma, can sıkıcı yanlarına katlanma, haklı ve hayırlı hedefler için başkalarını kurgulama ve kontrol altında tutma sanatıdır.

• Ancak bu kullanma ve hizmete katma; etkili ve yetenekli kimselerden yararlanma, yardımlaşma, onları âtıl ve bâtıl kalmaktan kurtarma anlamındadır.

• Elbette; şerli maksatlarla ve şeytanlıkla başkalarını kullanmaya kalkışmak; insanların iyi niyetini istismar ve suiistimal için onlara yaklaşmak, bencillik ve bayağılıktır.

• Bizim kastettiğimiz kullanma; bir nevi ham demiri işleyip paslanmaz çelik haline sokmak veya çelikleşmiş olanları, bağ bahçe çiti veya ağıl çerçevesi gibi sıradan işlerde harcanmasına engel olmaktır.

• Tarihi bir hakikattir ve Sünnetullahtır: Toplumları düştükleri gaflet ve sefaletten, ya büyük felaketler veya büyük liderler çekip çıkarmaktadır!.. işte bu büyük lideri içinde bulunduran Milli Çözümdür!.

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
16
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...