BİR HOCA LAZIM!
Adil Düzen bilen, zulmü öldüren
Maneviyat ehli, mazlum güldüren
Şer gidişi tekrar, hayra döndüren
Gün görmüş geçirmiş, bir “koca” lazım
Sahte değil gerçek, bir Hoca lazım…
Bir elinde bilim, bir elde Kur’an
Deccal’le savaşıp, D-8 kuran
Bu sinsi Siyonist, zinciri kıran
Dünyayı bir uçtan, bir uca, lazım
Cumhurun başına, bir Hoca lazım…
Her konuda kurmay, tam profesör
Engin deneyimle, ülkeme şoför
Hırsından çatlasın, nasipsiz nankör
Bize dört yapraklı, bir yonca lazım
Merhametli bilge, bir Hoca lazım…
Hidayet rehberi, kutlu bir lider
Mazlum duasıyla, mutlu bir lider
Kırk yıldır korkusuz, umutlu lider
Rahmani merkezli, bir loca lazım
Her dilden anlayan, bir Hoca lazım…
Mazlum milletlerin, rağbet ettiği
Şeytani cephenin, nefret ettiği
Şerefli kişinin, hürmet ettiği
Dört mevsim açacak, bir gonca lazım
Maddi ve manevi, bir Hoca lazım…
Artık vakit tamam, gelsin şimdiye
Ki Onunla kalksın, faiz rantiye
Anadolu’m baştan, başa şantiye
Her yere fabrika, bir baca lazım
Bize makinacı, bir Hoca lazım…

Evet ülkemin ve dünyanın başına bir Hoca lazım, mazlumları yüzün güldürecek zalim ocağın söndürecek, Erbakan naibi bir Hoca lazım, Aziz Hocasının projelerini %100 yüz bitirecek deccalin kellesini alacak bir Hoca lazım, Erbakana kıtmır olmayı kendine şeref sayan sadıkların şahı bir Hoca lazım, sağcısı solcusu, alevisi sünnisi, laik’i dindarı, tek derdi vatan olan herkesin sevip saydığı, ülkemde ikinci Kuva-i Milliyi canlandıran bir Hoca lazım, tek başına siyonist deccale meydan okuyan, münafık ve nankörleri hırsından çatlatan bir Hoca lazım
Adil Düzen bilen, zulmü öldüren
Maneviyat ehli, mazlum güldüren
Şer gidişi tekrar, hayra döndüren
Gün görmüş geçirmiş, bir “koca” lazım
Sahte değil gerçek, bir Hoca lazım
***
Elhamdülillah ki, o hocayı tanıyıp talebesi ve takipçisi olmak şerefine mazhar olduk.
Rabbimiz, bu nimetin şuuruyla hareket edebilmeyi ve samimiyetle gayret ederek, layık olabilmeyi nasip etsin.
Bir Hoca Lazım!
“Önce ahlâk ve maneviyat, sonra mutlaka ağır sanayi ve yaygın kalkınma!” diyerek çıkılan kutlu yolda, Milli Görüş’ten Milli Çözüm’e, Aziz Erbakan Hocamızdan, bugün Ahmet Akgül Üstadımıza, daha ilk günkü hedef ve projelerden bir milim sapmadan devam eden ve insanların yegâne; ilmi, insani ve İslami huzur ve kurtuluş reçetesi olan “ADİL DÜZEN” programlarını bilen, şer gidişi tekrar hayra döndürüp zulmü öldürecek, mazlumları güldürecek, Maneviyat ehli gerçek bir Hoca lazım…
Necmettin ERBAKAN Hocamızın Milli Görüş plan ve programları lazım.
Ahmet AKGÜL Hocamızın Milli Çözüm iktidarı lazım.
“Biz her bir elçiyi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (İlahi gerçekleri ve insani görevlerini) apaçık beyan edip (anlatabilsinler)…” (İbrahim Suresi 4. Ayet)
“Nitekim kendi içinizden size ayetlerimizi okuyan (ve açıklayan), sizi temizleyen (küfür ve kötülükten arındıran) ve size Kitap ve hikmeti (Sünneti) öğreten ve ayrıca bilmediklerinizi de öğretip (olgunlaştıran) bir Resul (olarak Hz. Muhammed’i) gönderdik.” (Bakara Suresi 151. Ayet)
“Andolsun ki Allah mü’minlere; kendi içlerinden, onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları (kötü düşünce ve davranışlardan) arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti (sünneti) öğretiyor. (Oysa) Ondan öncesinde onlar apaçık bir sapkınlık içindeydiler.” (Âl-i İmran Suresi 164. Ayet)
“Gönderilmiş (bütün peygamber)lere (ve Hakk elçilere) selam olsun.” (Sâffât Suresi 181. Ayet)
Adil Düzen bilen, zulmü öldüren
Maneviyat ehli, mazlum güldüren
Şer gidişi tekrar, hayra döndüren
Gün görmüş geçirmiş, bir “koca” lazım
Sahte değil gerçek, bir Hoca lazım…
Hidayet rehberi, kutlu bir lider
Mazlum duasıyla, mutlu bir lider
Kırk yıldır korkusuz, umutlu lider
Rahmani merkezli, bir loca lazım
Her dilden anlayan, bir Hoca lazım…
Mazlum milletlerin, rağbet ettiği
Şeytani cephenin, nefret ettiği
Şerefli kişinin, hürmet ettiği
Dört mevsim açacak, bir gonca lazım
Maddi ve manevi, bir Hoca lazım…
Cenab-ı Hak Zülcelâl Hazretlerinin izni ve inayeti… Hz. Peygamber Efendimizin ruhaniyeti ve şefaati… Ve sadık talebesi ve takipçisi olmakla şereflenen Aziz Erbakan Hocamızın himmet ve müjdeleri bereketiyle, Milli Çözüm’ün kitabını yazdığı ve insanlığın hizmetine sunduğu TEK İLMİ VE EVRENSEL PROJE ADİL DÜZEN VE YENİ BİR DÜNYA eserinin gereği olarak inşaallah çok ama çok yakın bir gelecekte inşaallah Adil Düzen Devrimi yaşanacaktır.
Bu barış ve hayırda yarış hareketinin başarısı için, tarihte ilk defa Milli Çözüm’ün hazırladığı projelerinden bir kaçını sayacak olursak:
Hamdolsun MİLLİ ÇÖZÜM ;
• Tarihte ilk defa “Cihad İlmihali”ni yazdı. Cihadın anlamını, amacını, farzlarını, vaciplerini, sünnetlerini, müfsitlerini, mekruhlarını anlatan kitap hazırladı. Böylece cihadın, istismar aracı yapılmasının, hatta anarşiye bulaştırılmasının önünü aldı. Türkiye’de ancak fikri ve siyasi cihad yapılacağını açıkladı.
• Adil Anayasa’nın temel kurallarını saptadı. İlk defa tarihte; evrensel doğrulara, toplumun ihtiyacına, inanç ve ahlâk esaslarımıza uygun bir anayasa taslağı hazırlayıp yayımladı ve devlet kurumlarına yolladı.
• Kur’an ve Sünnet’ten çıkarılan yeni genel prensipler, buna “Kaide-i Külliye” denir, onları hazırladı. İlk defa Milli Çözüm olarak; tarihte bu şeref hamdolsun, Milli Çözüm’e nasip oldu.
• Kur’an; bir anayasa kitabı değildir. Her asırda yapılacak anayasaların temel-genel kurallarını içeren, Allah’ın kelâmıdır. Ancak; Kur’an’dan doğrudan kanun da çıkarılmaz. Önce “Külli Prensipler” çıkarılır yani anayasası hazırlanır. Ondan sonra, Ona uygun kanunlar yapılır.
• Ve yine orijinal, çağdaş, -Mehmet Akif’in tabiriyle- asrın idrakine uygun Meal-i Kerim hazırladı. Milli Çözüm’ün elli yıllık gözlemlerine göre; Dine uzak duranların çoğu, Kur’an’dan ve İslam’dan değil; maalesef, din istismarından, katı ve kötü İslam anlayışından, İslam’ın doğru anlaşılır şekilde ortaya koyulmamasından insanlar kaçıyorlardı. Bu nedenle; Kur’an’ın doğru ve doyurucu Mealine ihtiyaç vardı Allah Milli Çözüm’e lütuf buyurdu elhamdülillah.
• Milli birlik ve dirlik amaçlı; toplumun birbirine düşman yapılmış farklı kesimlerini birbirine kucaklaştırmak ve yeni bir döneme kapı aralamak için, “Bizim Atatürk” kitabını kaleme aldı. Ve Milli Çözüm’ün bu kitabı sayesinde 10-15 tane farklı, Atatürk’ün bu milletin diniyle, inancıyla bir hesabı olmadığını, gerçekte inançlı bir insan olduğunu ve bu millete gerçek hizmet yapmak için çırpındığını anlatan kitaplar hazırlandı, ona vesile oldu.
• Bu hizmet ve gayretlerin ibadet sayılması için 5 şey gerektiğini vurguladı, tarihte ilk defa Milli Çözüm olarak…
“Bir hizmet, bir hareket nasıl ibadet hüviyeti kazanır?” Bunu açıkladı… Neydi onlar?
O ibadet ve hizmetin;
1- Emredildiği için; yani Allah’ın rızası ve insanların yararı için yapılması lazım…
2- O ibadetin emredildiği ve Hz. Peygamber’in öğrettiği şekilde yapılması lazım…
3- O ibadet ve hizmetin, emredildiği kadar yapılması; miktar ve orana uyulması lazım…
4- Emredilen zaman ve mekânda yapılması lazım…
5- Önem ve öncelik sırasına göre yapılması lazım… Farz, vacip, sünnet, müstehap gibi…
• Ve yine Milli Çözüm olarak; “İçtihada kıyasla içtihad yapılamayacağını”… “Bu konuda İmam-ı Azam şöyle buyurmuş, İmam-ı Şafi böyle buyurmuş, filan büyük âlim şu kanaate varmış, biz de ona göre şunu şöyle söylüyoruz” diyemezsiniz… “Kıyas”ın; sarih ayetlere ve sahih hadislere bakılarak yapılacağını açıkladı. Yeni bir içtihad ihtiyacı varsa, bu, açık ayet hükümlerine sahih-doğru hadislere göre yapılacak ve İslam’ın temel amaçlarına-esaslarına uygun, insanların ihtiyacını karşılayacak şekilde ortaya konulacağını açıkladı.
• Ve yine; Kur’an’ın kıssalarından da hükümler çıkarılacağını hatırlattı. Mesela “İşçi-İşveren Hukuku”nu Kasas Suresi’nde, 23-28’inci ayetlerinden yani Hz. Şuayb ile Hz. Musa’nın hikâyesinde işçi-işveren münasebetlerinin nasıl olması gerektiği konusunu oradan anlayarak… Çünkü Kur’an bir hikâye kitabı değil sadece hâşâ… Her hikmetli anlatışında her çağın ihtiyacına uygun temel esaslar içeren Allah’ın kelâmıdır.
• Ve yine; Külli Kaide olarak, Milli Çözüm tarihte ilk defa şu genel prensipleri ortaya koymuştur. Elhamdülillah.
1- “Ya dünyanın tamamına hâkim olacaksınız; -o da fiilen değil, bu şart değil; ekonomik, teknolojik ve stratejik olarak- veya bir köyde bile Adil Düzen’i uygulayamazsınız” hakikatini ortaya koydu.
Çünkü zaten bu, Enfal Suresi 39’uncu ayetinin hikmeti içerisindedir bu… Çünkü Cenab-ı Hak buyuruyor: “(Ülkenizde ve yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya, (temel insan haklarına aykırı tüm fesat odakları kurutuluncaya ve böylece) Dinin (adalet düzeninin) hepsi Allah’ın (rızasına ve temel insan haklarına uygun) oluncaya kadar (zalim ve kâfirlerle) çarpışın (ve mücadeleyi bırakmayın). Şayet (zulüm ve fitneden) vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını Görendir (siz de onları kendi hallerine bırakın).” buyurulmaktadır.
2- İkinci önemli Külli Kaide olarak : Şu gerçeği ilk defa tarihte Milli Çözüm olarak saptadı. Allah’ın inayetiyle, O’nun lütfettiği ilmî feraset ve gayretle… Nedir o?
“Takibi ve tespiti mümkün ve münasip olmayan suçlara ceza tatbik edilemez!” Bir insan namaz kılmıyor, oruç tutmuyor diye ona fiili ceza uygulayamazsınız. Niye, nereden çıkarıyoruz? Çünkü bir insanın namaz kılıp kılmadığını, oruç tutup tutmadığını tespit etmemiz mümkün değil; her insanın evine gece-gündüz devamlı bir polis, 8 saat çalışsa 3 polis koyamazsınız. Bu, dine de ahlâka da insan haklarına da aykırı bir şeydir. Elbette namaz, oruç gibi konularda insanlara telkin-tavsiye, talim-terbiye, eski deyimle “terğib-terhib” yani rağbetlendirme-korkutma elbette yapılır ama insanlara “şu namazı kılmıyor, şu oruç tutmuyor” diye ceza veremezsiniz.
3- Ve yine; Kaide-i Külliye olarak şu gerçeği ortaya koydu Milli Çözüm: “İslam’ın Adil Düzen’i tüm insanlık için gerekli ve geçerlidir.” Ahireti isteyen ona göre gayret eder, ona hazırlık yapar. Ama “Ben bu dünyada temel insan haklarına sahip ve saygın yaşamak istiyorum” diyorsa bir insan, Adil Düzen’in bütün haklarından yararlanır. İnsan olmak kâfi sayılmıştır.
4- Ve yine ilk defa Milli Çözüm olarak; doğruları ve yanlışları tespit için 6 ölçü kullanılması gerektiği ortaya konulmuştur. Nedir bunlar:
1- Aklıselim,
2- Müspet ilim,
3- Tarihi tecrübe ve birikim,
4- Vicdani kanaat ve tatmin,
5- Evrensel hukuk ve ahlâk kaideleri,
6- İlahi dinin kutsal metinleri…
Müslümanlar için Kur’an-ı Kerim’dir bu kutsal metin. Hadis-i şeriflerdir. Hristiyanlar, Yahudiler için Kitab-ı Mukaddes’tir. Çin ve Budist halkı için, Konfüçyüs ve Budist metinleridir. Bu 6 ölçünün İTTİFAKLA güzel-gerekli-yararlı buldukları doğrudur. Yine bu 6 ölçünün ittifakla çirkin-kötü-zararlı buldukları yanlış sayılmıştır. Zerre aklı, vicdanı, irfanı, iz’anı olan hiç kimse bu ölçülere karşı çıkamaz, bunları yanlış sayamaz.
Bizler şükrediyoruz ki; bu hakikati böyle bilimsel tespitlerle ortaya koyan ve gereğini hazırlayan sadece Milli Çözüm hareketidir, elhamdülillah.
5- Ve yine Milli Çözüm olarak, insanlara, topluma, şunu açıkladık, ilk defa tarihte…
“Bir Müslüman toplumun dini ile düzeni uyuşmazsa, orada inanan insanlar:
1- Ya dinin gereklerine uyacak ama sistemle çatışacak ve birçok devlet imkânından mahrum kalacaktır. Örneğin; faizli krediyle ev ve araba sahibi olamayacak, mevcut banka ve kefalet kurumu nedeniyle ticaret ve şirket kuramayacaktır…
2- Veya düzene uyum sağlayacak, dini duyarlılıkları ve vicdani ayarları laçkalaşıp bozulacak ve giderek yozlaşacaktır.
3- Ya da böyle bir sistemde yani bugünkü düzende, bazen dinine bazen de düzene uyacak, uydurma fetvalarla haramlara bulaşacak, her iki tarafı idare ettiğini sanacak ve giderek münafıklaşacaktır.” Bu acı ve alçaltıcı gerçeği de yine ilk defa Milli Çözüm olarak ortaya koyuldu. Elhamdülillah.
…
Ve daha nice nice hizmetlere imza atmakta Milli Çözüm!…
Bir hakikate bir davaya gerçekten; KİM İNANIYORSA, kim onun için HAZIRLANIYORSA, kim işbaşına geldikten sonra uygulayacak İLMİ CİDDİ KUR’ANİPROGRAM VE PROJELERE SAHİP BULUNUYORSA, Allah saadeti onların eliyle verir. Kur’an’ı Sünneti inceledeğimizde bu hakikati görüyoruz. Çünkü bu saadet nizamını ve zalimlere hakettiğini verecek olanı , kimseye nasip etmediği böylesi hizmetlerle meşgul eder.
Müjdeler olsun !.. Günümüzün işte o bekleneni ; böylesi hazırlıklara imza atan ve Aziz Erbakan Hocamızın En Sadık Talebesi ve Takipçisi Milli Görüş’ün Tek Temsilcisi MİLLİ ÇÖZÜM’e ihtiyaç vardır . Sahipsiz vatanın batması haktır, Milli Mutabakat kurtaracaktır İNŞAALLAH!..
Yoksa siz, daha önce gelip geçen (kavimlerin durumu) başınıza gelmeden (onların İslam yolunda ve imtihan amacıyla çektiklerini siz de çekmeden; dünyada Adil Devlete erişeceğinizi, ahirette ise) cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Onlara öylesine belalar, yoksulluk ve hastalıklar dokunmuş ve öylesine sarsılmışlardı ki, sonunda peygamber ve onunla birlikte iman eden kimseler; “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek (kadar çaresiz kalmışlar ama buna rağmen davalarından asla caymamışlardı. Sadakat ve samimiyetlerini böylece ispat ettikten sonra) İyi bilin ve bekleyin ki, artık Allah’ın yardımı yakında erişecektir.(Bakara 214)
Sakın ha, Allah’ı; elçilerine (ve Hakk davetçilerine) verdiği sözden (ve zafer va’adinden) dönecek sanma(yın). Gerçekten Allah Azîz’dir, İntikam sahibidir. (Ey zalimler ve hainler, sizin de zulüm ve hıyanetlerinizin hesabını soracak, saltanatınızı yıkacaktır.)
[İbrahim 47]
ERBAKAN HOCAM’A
Sayende niceler, erdi devlete
Çokları kavuştu şan-u şöhrete
Kimileri kondu, mal-u servete
Nankörlük ederler, hayrettir Hocam!
Ahmaklar anlamaz siyasetini
Nicelerin gördük, hıyanetini
Sattılar dinini, diyanetini
Bilinmez ki bu ne, hikmettir Hocam!
Sen öğrettin bize, birlik barışı
Hayırda ittifak, Hak’ta yarışı
Vatan toprağının, her bir karışı
Eserinle canlı, ziynettir Hocam!
İnsaftan ihlastan, hep tamtakırlar
Cilası dökülse, paslı bakırlar
Kargalar bülbülüz, diye şakırlar
Bu ne yüzsüzlüktür, şirrettir Hocam!
Babamızın nesli, bedbaht nesildi
Hakkı söyleyenin, dili kesildi
Sayende kediler, kaplan kesildi
Varlığın ne büyük, nimettir Hocam!
Hizmet şuurumuz, Senden hediye
Nasipsizler kârı, yükler kediye
Siyonizm’in sonu, geliyor diye
Kudurmuş saldırır, cinnettir Hocam!
Bu iman selleri, benzer taşkına
Münafık masonlar, dönmüş şaşkına
Hakkı candan seven, kullar aşkına
Dilediğim sadece, himmettir Hocam!
Hasretle bekleriz, Hakkı rahmeti
Yeter çektiğimiz zulmü zilleti
Nice yıldır sefil, İslam ümmeti
Saadet nizamına, hasrettir Hocam!
Bu millete sahip, çıkmazsan eğer
Hainler bizlere, verir mi değer?
Sen ölü canlara, canmışsın meğer
Sana hizmet cana, minnettir Hocam!
Ey Ali’m, körlere, renk anlatılmaz
Sağır pazarında, hikmet satılmaz
Nankör nasipsizler, safa katılmaz
Her sözün ayrı bir, kıymettir Hocam!
Alıntı: Milli Çözüm Dergisi (Yazar Ali Çağıl)
GEL EY “BEKLENEN” TEZ GEL KALMADI FER!.
Ahirzaman’da maddi manevi zulüm heryerdeydi
İsrail Abd Çin vd..işkence soykırım peşindeydi
Deccalizm insanlığı kendisine kul köle etmişti
Müslümanlar dağınık umursuz bu nasıl gafletti
Dindar kahramanların tek derdi servet şöhretti
Mazlumlara Gazze’ye sahip çıkmak sözdeydi!.
Ümmet Bop vb ile adım adım yok edilmekteydi
İnsanlığı uyandıracak kurtarıcı beklenmekteydi
Artık vakit tamam, gelsin şimdiye
Ki Onunla kalksın, faiz rantiye
Anadolu’m baştan, başa şantiye
Her yere fabrika, bir baca lazım
Bize Akgül gibi kokan, bir Hoca lazım…
Yaşadığımız ve şimdiye kadar görülmemiş bu karanlık dönemden ancak şiirde vurgulanan özelliklere sahip olan bir lider Hoca (iş başına geçmesiyle) insanlık kurtarabilir.
“KOCA” DA OLUR, HOCA DA GEL…
Ümit nuru sönmüş, “gelmezmiş!” haşa
Bir lahza düşmedik, ye’is girdabına
Meczup deli gömleği, şevk verir bana
Sadık sayısı uygundur, sünnetullaha…
Aziz asil lider, Erbakan Hoca
Yıktın tabuları, hak makam “koca”
Dua kıl Ahmed’in, Deccal’i yıka
Kurulsun Adil Düzen, nurlansın dünya…
Tevbe Suresi 128
Andolsun ki size kendi içinizden; (her türlü) sıkıntıya düşmeniz (ve zorluk çekmeniz) Onun gücüne gidip izzeti nefsine dokunan, size pek düşkün, mü’minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir Elçi gelmiştir.
A’raf Suresi 35
Ey Ademoğulları, içinizden size ayetlerimi haber verip anlatan elçiler geldiğinde, kim (isyandan ve günahtan) sakınırsa ve (davranışlarını) düzeltip ıslah olursa, işte onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.
ÖLÜMÜ ÖLDÜRENLERE NE YAPSIN ÖLÜM?
Başbakan, Cumhurbaşkanı olmak kolaydı!
Zor olan ERBAKAN olmaktı!.
Siyonist, Amerikan ve AB kucağına oturan, zamane şeyhlerden olmak kolaydı!
Zor olan, dünyaya tek başına kafa tutmaktı!
Zalime yaranmak için ERBAKAN’a hıyanet etmek kolaydı.
Zor olan bütün ERBAKAN düşmanlarına meydan okumaktı!
Makam menfaat karşılığı milletvekili, bakan olmak kolaydı.
Zor olan AK-GÜL gibi tertemiz kalmaktı!