DAVAN ÇİN BELAYA, ÇATTIM ALLAH’IM!
Şaşırdım şımardım, unuttum Rabbim
Bin türlü günaha, battım Allah’ım!..
Gaflet cehaletle, karardı kalbim
Kesildi manevi, hattım Allah’ım!..
Hep çaresiz dönüp, kapına vardım
Hep Sana sığındım, Sana yalvardım
Nusret inayetle, bela savardım
Okum zulme şerre, attım Allah’ım!..
Hayır huzur vardı, kutlu çağrında
Rahat rahmet buldum, şefkat bağrında
Hep Senin yolunda, davan uğrunda
Her çeşit belaya, çattım Allah’ım!..
Hidayet erişti, ilim okudum
Hakikat öğrendim, hikmet dokudum
Süfyan’a Deccal’e, meydan okudum
Has kullara şuur, kattım Allah’ım!..
Kur’an’a tercüman, oldum dışlandım
Gerçeği konuştum, yalan suçlandım
Hakaretler duydum, yandım haşlandım
Hakkı haykırdıkça, arttım Allah’ım!..
Dünyaya tapınmak, kör maraziydi
İman iddiası, bir faraziydi
Sağlam bağlandığım, Hakk teraziydi
Her şeyi Kur’an’la, tarttım Allah’ım!..
Sadıklar dost olup, üstad edindi
Yolunda çırpınıp, aşkla didindi
Münafık sevmedi, hain kendindi
Fasıklarca; “Şerli, Zat”tım Allah’ım!..
Darwin evrimciyle, cinle kapıştım
Dinsiz devrimciyle, kinle çarpıştım
Tüm küffâra karşı, nura yapıştım
Kaçmayıp cefayı, tattım Allah’ım!..
İmanıma şirk ve, riya sokmadım
Hıyanet kız oldu, dönüp bakmadım
Hep Hakk’tan yanaydım, güçten korkmadım
Trenin önüne, yattım Allah’ım!..
İsrail Gazze’yi, yakıp yıkarken
Mazlumun feryadı, Arş’a çıkarken
Hasret mihnet ile, kulun bıkarken
Ömür geçti gayrı, karttım Allah’ım!..
Kur’an’la ma’naya, bulaştım şükür
Zalimle hainle, uğraştım şükür
Artık kutlu sona, ulaştım şükür
Canımı Canan’a, sattım Allah’ım!..

Gafletten uyanışa, mücadeleden, cesaretten teslimeyete uzanan kutlu bir yolculuk bir şiirle böylesi güzel dile getirilebilinir. Emeğinize sağlık. Rabbim her daim rızasına talip olanlardan eylesin.
Biz aciziz, eksiğiz, noksanız, günahkar kullarınız. Sen ise sonsuz şevkat ve merhamet sahibisin affet ve bağışla bizleri, Ya Rabbim adaletin hükmümüzü verirsen halimiz perişandır, ne yaparsak yapalım verdiğin nimetlerin karşılığı değildir. Ya Rabbi, Sen bizlere Rahmet ve merhametinle hükmümüzü ver.
Bu kapıdan başka kapı mı var ki çalalım, yardımın ve desteğin olmaz ise halimiz Per perişandır.
Süfyan ve Deccal’le şahidiz savaş’ına, her zaman heyecan ve ümit verdin sadıklara tuttun elimizden bırakmadınız Hocam…
Milli Çözüm yıllardır neden hiç yanılmaz, ölçüsü Kur’an, Sünnet vede Aziz Hocasıdır. Terazi Hak’dır hakikattir o yüzdendir hiç yanılmaz…
Ne büyük nimet fasıklarca “şerli zat” sayılmak, münafık ve hainlerce düşman bellenmek, sadıkların ise yoluna ışık olup aydınlatman ve beraberce onlara yoldaş olman bizlere şereflerin en yücesidir Efendim.
Zalim kral’a hakkı haykırıp sonrasında mağaraya sığınmak Kur’an över o gençleri, ya Size ne demeli Efendim bıkmadan usanmadan korkmadan kaçmadan sözün en güzeliyle Deccal’e ve Süfyan’a her daim Hakkı haykırmak bir milim bile yerin kalkmadan…
“Kur’an’la ma’naya, bulaştım şükür
Zalimle hainle, uğraştım şükür
Artık kutlu sona, ulaştım şükür
Canımı Canan’a, sattım Allah’ım!..”
“Haramda mutluluk ararsan, mutluluk sana haram olur.” (Hz. Ömer)
Aykut Bey’in belirttiği gibi; Allah yolunda canını-malını harcayanların huzurunu yaşadıktan sonra insan anlıyor ki; o gaflet ve cehaletle kalbi kararanlar, en mutlu anlarında bile bizim en mutsuz olduğumuz andaki huzurumuza erişememektedir.
“Ve alamat vebin neçmihim yehtedun. ”
“Daha nice alametler yıldızlar ile onlar yolunu dogrulturlar.”
Üstadımızı tanıma ve tâbi olmayı lütfeden Rabbimize sonsuz şükürler olsun, Üstadımıza sıkı ve sağlam yol arkadaşları olabilmeyi nasip eylesin. Amin.
Şaşırdım şımardım, unuttum Rabbim
Bin türlü günaha, battım Allah’ım!..
Gaflet cehaletle, karardı kalbim
Kesildi manevi, hattım Allah’ım!..
Şımarıklık, insanın marifetlerini kendinden bilmesi ve Rabbini unutması demektir. Bu da gafletin, riyanın, yalanın, münafıklığın, zinanın, kumarın… kapılarını aralar. Günahlar arttıkça insanın, artık Kur’an’la, vicdanla ve akılla bağları zayıflar; zanla, nefisle ve şeytanla hareket etmeye başlar.
Hep çaresiz dönüp, kapına vardım
Hep Sana sığındım, Sana yalvardım
Nusret inayetle, bela savardım
Okum zulme şerre, attım Allah’ım!..
Kimin tarafında durduğunu, nusreti nerede aradığını ve kime sığındığını, attığın ok gösterir. O ok, Allah’ın, Resul’ün, Kur’an’ın ve Hak dava’nın düşmanlarına yöneltilmişse, bu kişi Hak yolunun yolcusudur; bu, O’nu bulmak için en büyük işarettir.
Hayır huzur vardı, kutlu çağrında
Rahat rahmet buldum, şefkat bağrında
Hep Senin yolunda, davan uğrunda
Her çeşit belaya, çattım Allah’ım!..
Bu dünyada gerçek anlamda rahat yoktur. Hakiki huzur ancak Hak yolunda cihatla mümkündür. Şefkat ve rahmet de yalnızca O’nun rahmet ikliminde bulunur. Siyonizm’in uşaklarına Allah rızası için karşı durmak, işte bu iman ve sadakatin açık bir göstergesidir.
Hidayet erişti, ilim okudum
Hakikat öğrendim, hikmet dokudum
Süfyan’a Deccal’e, meydan okudum
Has kullara şuur, kattım Allah’ım!..
Hidayet, insana ilimle hakikati öğretir; işlerini hikmetle yapmayı sağlar. Allah’ın izni ve inayetiyle kişiyi daima hak üzere yürütür. İman ise kişiyi firavunlara, nemrutlara, Siyonizm’e ve işbirlikçilerine karşı dimdik durdurur.
Sadakatle bağlılarını; FETÖ, cübbeli zihniyeti, Özal, Mısıroğlu, Kaplan, Arınç, Şevki, Durduyan gibi kişilerin şerrinden; Kur’an’sızlıktan ve Allah’tan ümidi kesmek gibi felaketlerden Allah’ın izniyle korur.
Sadıklar dost olup, üstad edindi
Yolunda çırpınıp, aşkla didindi
Münafık sevmedi, hain kendindi
Fasıklarca; “Şerli, Zat”tım Allah’ım!..
Haza min fadli Rabbiy… Bize Kur’ani gerçekleri ve insani görevlerimizi, böylesine eğitici öğütlerle öğreten Rabbimize hamdü senalar olsun. Cenabı Hak, bizleri Erbakan Hocamızın izinden ve himmetinden Muhterem Ahmet Akgül Hocamızın yanından ve Milli Çözümden ayırmasın. Amin!.
Biz şahidiz Allah’ım… Her türlü eksiğimize rağmen yine de bizleri yoluna ve davana kattığın için sonsuz şükürler olsun Allah’ım… Son kalemiz Milli Çözüm’ü koru, Üstadımızın eliyle Adil Düzen mührünü vurdur Allah’ım… Amin.
Elhamdülillah…
Sadıklar dost olup, üstad edindi
Yolunda çırpınıp, aşkla didindi
Münafık sevmedi, hain kendindi
Fasıklarca; “Şerli, Zat”tım Allah’ım!..
Rabbim bizede canı gönülden, inanarak ve tam bir teslimiyet ile “Canımı Canan’a, sattım” diyebilenlerden eylesin. Amin.
“Asra (mübarek dönemlere ve zaman dilimlerine ve özellikle sayılı ömür sermayesine) yemin olsun ki, insan hüsrandadır (zarar ve ziyandadır. Sonunda pişman ve perişan olacaktır.) Ancak (sadece) iman edip salih ameller işleyenler, hak (hakim olsun diye tebliğ ve tavsiye edenler, (bu yolda uğradıkları sıkıntı ve saldırılara kendileri katlandığı gibi) çevresine de sabrı telkin ve tavsiye edenler hariç (bu dört vasfı üzerinde taşıyan mümin ve mücahitler dünya ve ahiret’te kurtulacaktır)” (Asr Süresi: 1-3)