Bir Siyonist Yahudi'nin itirafları:
AH, ŞU ERBAKAN OLMASAYDI!..
Sömürürdük, semirirdik
Şu Erbakan olmasaydı!..
Sağar, soyar, kemirirdik
Şu Erbakan olmasaydı!..
Sis kalktı, güneş gökyüzü
Açıldı milletin gözü
Arslan yutturduk öküzü
Şu Erbakan olmasaydı!..
Ne rahat bir düzen vardı
Ülke Müslümana dardı
Tezgâhtan kim haberdardı
Şu Erbakan olmasaydı?..
Kemalisti komünisti
Hep kutsardık Darwinisti
Vatandaş benimsemişti
Şu Erbakan olmasaydı!..
Masonluğu faş eyledi
Koltuğumuz yaş eyledi
Pamuğumuz taş eyledi
Şu Erbakan olmasaydı!..
Recep, Saakaşvili’yi
Sağ-sol tahterevalliyi
Oyalardık ahaliyi
Şu Erbakan olmasaydı!..
Ters satrançta, aynı şahı
Hizbullah’ı, Fetullah’ı
Değişirdik hep külahı
Şu Erbakan olmasaydı!..
Avrupa’sı, Amerka’sı
Siyonistmiş, hep arkası
Tutardı Tofaş markası
Şu Erbakan olmasaydı!..
Boşa çıktı tuzağımız
Böğürmüyor buzağımız
Batar mıydı buz dağımız
Şu Erbakan olmasaydı?..
Ortaya çıktı foyamız
Döküldü sahte boyamız
Kararmazdı hiç dünyamız
Şu Erbakan olmasaydı!..
Asker bekçi, Koç bankaya
New-York’a şube, Çankaya
Devlet dönmüştü, “anka”ya
Şu Erbakan olmasaydı!..
Siyon; şeytan palasıdır
Mason, fasık; balasıdır
Başımızın belasıdır
Şu Erbakan olmasaydı!..

BİZLERSE HOCAM’A HASRETİZ!
Dünya bolluk içinde yaşardı!
Huzur, bereket, sevinç içinde!
Herkes evinde olacaktı!
Siyonist zalimler olmasaydı!
İslam’ ın huzurun yaşardık!
Kan kusturan zalimler olmasa!
Çocuklar neşe içinde yaşardı!
Siyonist zalimler olmasaydı!
Biz çok sevdik Erbakan Hocamı!
D8 le Müslümanlar kalkınacaktı!
O’nun projeleri huzur saçacaktı!
Siyonist zalimler olmasaydı!
Irak, Suriye ,Lübnan, Gazze!
Kan gölüne döndüler!
Bütün dünya huzura hasret!
Siyonist zalimler olmasaydı!
Gazze herkese İslâm ı öğretti!
Cihad ı huzuru yaşattı!
Dünya Cennet e dönecekti!
Siyonist zalimler olmasaydı!
“Ezber bozan bir lider; ezilenin sesi, unutulanın umudu, hakikatin gür sesi, yeri doldurulamaz bir uyanışın meşalesi… Fakat senin gittiğin bu hak davandan, bu halk gitmedi hocam zor geldi maalesef ki.”
“Zafer İnananlarındır ve Zafer Yakındır!”
Siyonistlerin ve işbirlikçirinin dünyada ki diğer bir cezası ise:
Erbakan talebelesi bir avuç sadık’ın; en zayıf ve çaresiz gözüktüğü ve yenildikleri zannedilen bir günde, Erbakan devrimini ve kıtmirlerin zaferini ilan etmeleridir!
Enbiyâ 18
Hayır, aksine; doğrusu Biz Hakkı Bâtılın tepesine fırlatırız, O da onun beynini parçalayarak mahvedip bitirir. (Kur’an’a, Resulüllah’a ve insan haklarına dayalı hayır ve huzur sisteminin ana hatlarını ve Siyonizm’in perde arkasını sadık kullarımızla topluma bildiririz, böylece inkârcı zalimleri deşifre edip deviririz. Ardından) Bir de bakarsın ki, o (bâtıl ve barbar rejimler, zalimler ve işbirlikçiler yıkılıp) yok olup gitmiştir. (Allah’a karşı; “sözünde durmaz, süper güçlerle başa çıkamaz” gibi zanlardan ve) nitelendirdiğiniz yakışıksız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size! [Not: Beyni parçalanan ve fikriyatı boşa çıkarılan bâtıl ve barbar sistemin, geri kalan görkemli gövdesinin çökmesi ve çözülmesi artık kolay ve kaçınılmaz olacaktır.]
https://www.mealikerim.com/21/enbiya/18
ERBAKAN
Küfür karanlıklarını delen…
Zulüm odaklarını ve şeytani çarklarını deşifre eden…
Cehalet ve zulüm karanlığını aydınlatan….
BİR YILDIZDIR!
Hakk geldi, bâtıl zail oldu…
Güneş doğdu, karanlık kayboldu…
Erbakan geldi…
Milli Görüş geldi…
Milli Çözüm geldi…
Siyonizm batıp bitecek…
Siyonist Deccal yok edilecek…
Siyonist işbirlikçileri ve yandaşları ise kaybolup gideceklerdir!
Siyonistler, işbirlikçileri ve yandaşları hayıflanarak ve pişmanlıkla “Şu Erbakan olmasaydı!..” şarkısını söyleyeceklerdir!
İÇTEN VE DIŞTAN BÜTÜN ENGELLEMELERE RAĞMEN ERBAKAN’I DURDURMAK MÜMKÜN DEĞİLDİ!..
1926 yılında dünyayı şereflendiren Aziz Erbakan Hocamız, Türkiye’nin en genç profu olmasıyla ve üniversiteyi İstanbul Erkek lisesini birincilikle bitirmesi ve o zamanın şartları gereği lisede birinci olanlara üniversite sınavına girmeden istediği bölüme yerleşme imkanı tanındığı halde üniversite sınavına girip yine dereceyle sınavı kazanması ve Makine Mühendisliğine direkt 2. sınıftan başlaması hakkını kazanmıştı. Üniversitede öğrenciyken ve öğrencilik sonrası da İTÜ’de öğretim üyeliği akademisyenlik yaptığını da hatırlatmak lazım.
Sömürürdük, semirirdik
Şu Erbakan olmasaydı!..
Sağar, soyar, kemirirdik
Şu Erbakan olmasaydı!..
1960 yılında Erbakan Sanayi Kongresinde yerli otomobil yapma konusunda bir sunum yaparak Türkiye’nin otomotiv üretimi yapabileceğine dair ikna edici deliller ve somut fikirler ortaya atmıştı. Hatta bu kongreden yaklaşık bir yıl kadar sonrasında toplanacak olan OTOMOTİV KONGRESİ’ ne de önayak olmuştu. Mayıs 1961 de gerçekleşen Otomotiv Kongresinde Erbakan Hoca yerli otomobil yapılması konusundaki fikirlerini aktarmış ve toplantıya katılım sağlayanlar arasında işadamları, bürokratlar, mühendisler ve gazeteciler vardı. Koç Otomotiv adına katılan işadamı Bernar Nahum toplantıda söz alarak : ” … ‘şeftali üretmek, otomobil üretmekten hem daha kolay hem daha kazançlıdır’ mealinde bir konuşma yaparken kendisini tutamayan bir MÜHENDİS ayağındaki ayakkabıyı çıkartıp kendisine fırlatmış ve ‘Bize otomobili siz ürettirmiyorsunuz, sizler bizi Batı’ya mahkûm ediyorsunuz!’ şeklinde bağırmıştı.
70’li yıllarda MSP döneminde : Müstehcen Neşriyatla (ahlaksız yayınlarla) Mücadele Kanunu çıkarılmış, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları’nca ciddiyet ve cesaretle uygulanmıştır. Bütün okullara din ve ahlak dersleri programı konulmuştur ve daha sonra 12 Eylül Askeri Yönetimi bunun önemini kavrayarak DİN EĞİTİMİNİ ZORUNLU DERSLER SINIFINA almıştır. 50 yılda 50 tane açılan İmamhatip okulu, MSP döneminde 70li yıllarda 3 sene içinde 300 imamhatip okulu ayrıca üçbin Kur’an Kursu açılmıştır.
Farklı bir örnek vereyim: 70’li yıllarda ALAT-I SABİTE VERGİSİ KANUNU diye bir kanun koymuş işbirlikçi zihniyet. Yani sanayide makinelerin tezgahların (torna makinası freze makinası ..vb) yere vidayla sabitlenirse, vergi almaya yönelik bir kanun. Vidayla sabitlemezse vergi yok. Yani hassas makinelerde bu sabitleme yapılmazsa kaliteli ürün çıkmaz ortaya. Hep bu mantıkla kanunlar çıkarılıyor. Sömürmeye ve kalitesiz ürün çıkarmaya yönelik. Bunlara engel olunmuştur Erbakan Hoca tarafından hükümette. Örnekler çok .. ( BAK: Ahmet Akgül Hocamızın DİN DEVLET DEMOKRASİ ve ERBAKAN DEVRİMİ adlı eserinden ulaşılabilir bilgilere. )
… Gibi daha bir çok üretim ve bir kısım kanunlarda düzenlemeler sağlayarak insanımızı SÖMÜRÜLMEKTEN SEMİRİLMEKTEN SAĞILMAKTAN SOYULMAKTAN KEMİRİLMEKTEN kurtarılmak adına imza attığı hizmetler vesilesiyle ayakta kalmamız mecalimizin tamamen bitmesine engel olunmaya çalışılmıştır. Ağır ağır yavaş yavaş yapa yapa hamdolsun ülkemizi Afrika Ülkeleri gibi en basit ilacı bulamadığı için elini bile kaldıramayanlardan olmaktan kurtarılmıştır.
Kemalisti komünisti
Hep kutsardık Darwinisti
Vatandaş benimsemişti
Şu Erbakan olmasaydı!..
Kemalizm ile Atatürkçülük arasındaki farklar
1- Kemalizm Darwinizm’i ve Sosyalizm’i savunmakta, Atatürkçülük ise Demokrasiyi ve Milli Düşünceyi öne çıkarmaktadır.
Zaten komünizmin ne olduğu anlaşıldığında, Atatürkçülükle asla bağdaşmayacağı ortaya çıkacaktır. Atatürk’ün komünizmle ilgili söylemiş olduğu şu cümle de aslında durumu net olarak açıklamaktadır: “Biz ne Bolşeviğiz ne de Komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü biz milliyetperver ve dinimize hürmetkârız.”
2- Kemalizm İslam’ın yerine yeni bir DİN gibi kurgulanmıştır. Oysa yüksek ve gerçek İslam esaslarının ve inandığı Hak Din’in amaçlarının doğru anlaşılması ve uygulanması için Kur’an-ı Kerim’i Türkçeye çevirmek üzere Elmalılı Hamdi Yazır’a ve Mehmet Akif Ersoy’a ricada bulunan, Hz. Muhammed’in gelmiş geçmiş en büyük Peygamber ve en kutlu komutan olduğunu savunan Atatürk adına yeni bir Din uydurulması hem sahtekârlıktır, hem de O’nun hatırasına en büyük saygısızlıktır. (BAK: Ahmet Akgül’ün BİZİM ATATÜRK Kitabından)
Erbakan’ın fikri gayretleriyle düzenlettirilen Evrim Teorisi konferanslarıyla Darwin’in Evrim Teorisine inanana geri zekalı olarak bakılacak hale gelmiştir an itibariyle.
Evet Siyonizm’in bu husustaki gayretlerini de boşa çıkarmıştır Erbakan Hoca.
Ortaya çıktı foyamız
Döküldü sahte boyamız
Kararmazdı hiç dünyamız
Şu Erbakan olmasaydı!..
Ülkemiz insanlığı faizci sömürü kapitalist sistemle fakir daha fakir , zengin daha zengin olan bu sistemle iliklerine kadar emilmekte olduğunu fark ettirdi Erbakan Hoca. Onlarca haksız vergilerle , faiz mikrobuyla, kambiyo yöntemiyle, darphane ile karşılıksız para basarak insanın emeğinin çalınması mikrobuyla ve bozuk bankacılık düzeniyle Siyonizm’in tüm foyasının ortaya dökülmesini tarihte ilk defa ERBAKAN DEŞİFRE ETMİŞTİR SİYONİZMİ. Diğer lider geçinen parti başkanları başta olmak üzere, sermayenin iş adamları patronları , medya patronları , bu Siyonizm’i bilenleri vardı veya tam bilmeselerde bunların işbirlikçiliğini yapıyorlardı bunlar Batıl’ı temsil eden Siyonizmi deşifre edemediler. Ne zaman ki Erbakan ortaya çıktı döküldü sahte boyaları. Sistemlerini deşifre etti ve Hakka dayalı bir düzen kurulabilirliğini ispatladı hatta o düzenin ( ADİL DÜZEN) projesini genel hatlarıyla hazırladı insanlığa haykırdı…
Ayrıca Avrupa Birliği yerine İslam Birliğini, Siyonizm’in Natosu yerine İslam Savunma Paktını, Siyonizm’in dolarının yerine İslam Müşterek Dinarı parası ve İslam Ortak Pazarı, Siyonizm’in bozuk eğitim ve kültür işbirliği yerine İslam Kültür ve Eğitim Ortaklığı , gibi projelerle Siyonizm’in dünyası yakın bir gelecekte inşaallah tamamen kararacak ve insanlık madden ve manen nefes alacak hakkına tam olarak sahip olacak.
Başka bir örnek verecek olursak Erbakan bu şeytanın temsilcisi Siyonistlerin foyalarını sahte boyalarını nasıl ortaya çıkardığına dair ve dünyalarının kararmasına neyin sebeb olduğuna dair : Siyonist Haim Nahum diyor ki Sevr Anlaşmasını uygulayamıyoruz bari Lozan’ı imzaladıktan sonra şu 7 şeyi yapalım: İnsanları aç bırakalım, işsiz bırakalım, borca esir edelim, dinini bozalım (ılımlı islam projesi), ırk tarikat mezhep siyasi görüş ayrılıkları oluşturup kışkırtarak Türkiye’yi parçalayalım, böldüğümüz bu parçaları birbiriyle vuruşturalım çarpıştıralım, parçalanmış yumuşatılmış lokmaları yutalım Siyonizm’in emrine sokalım düşüncesiyle asıl hedefleri olan BÜYÜK İSRAİL’İ KURMA PROJESİNİ böylece hakim kılalım stratejilerini deşifre etti Erbakan Hoca . Ve dünyaları kararmaya başladı.
Büyük israil denilen proje Allah muhafaza hayata hakim olması demek Müslüman ve Mazlum bir tane insanın kalmaması demektir. Elbette buna ne Allah müsade edecekti ne de ERBAKAN VE ONUN EN SADIK TAKİPÇİSİ VE TALEBESİ MİLLİ ÇÖZÜM müsade edecekti.
MİLLİ GÖRÜŞ – MİLLİ ÇÖZÜM HİZMETLERİ SİYONİZM’İN DÜNYASINI KARARTMAKTADIR. HAKK VARSA BATIL ZAİL OLMAYA MAHKUMDUR.
İÇTEN VE DIŞTAN BÜTÜN SİYONİST ENGELLERE RAĞMEN ERBAKAN’IN DEVAMI OLAN MİLLİ ÇÖZÜM, İNŞAALLAH MİLLİ BİR MUTABAKAT DESTEĞİ İLE HAKKA VE ADALETE DAYALI HAZIRLIĞI OLAN ADİL BİR DÜZEN’İ İLAN EDECEK!..
İşte günümüzde Siyonistleri ve İşbirlikçilerinin planlarını projelerini ve ERBAKAN’ı ve stratejilerini anlamanın tanımanın kavramanın yolu da ERBAKAN’IN EN SADIK TALEBESİ VE TAKİPÇİSİ OLAN MİLLİ ÇÖZÜM’ den geçtiğini artık sağır sultan bile anladı. Bunun ispatı işte bu şiiri okuduğunuz sitedeki yayınlar makaleler şiirler video konferanslar ve yüz küsür tane kaleme alınmış kitaplardır. Ve bu yayınlara ve gayretlere elbette engeller çıkarılmaya çalışmalarıdır.
Çaresi yok Siyonizm’i deşifre etmek ve onu etkisiz çaresiz kılmak için yapılmış hazırlıklarda beraberinde gelir ve diyoruz ki ; düşmanın stratejisini , şeytanın hilesini ve hedefini savaştan önce öğrenen bilge ve cesur bir lider için zafer, bulutlarla kararan gökyüzünden beklenen yağmur kadar yakındır.
Siyonizm’in geçmişteki tahribatlarını ve gelecekteki hain planlarını; masonluk, Lions ve Rotary Kulüpleri, BM, Ortak Pazar, Dünya Bankası vb. teşkilat ve tertibatlarını en iyi tanıyan… Şer güçlerin, insanlığı mahvu perişan eden bütün hazırlık ve hilelerini boşa çıkaracak, İslamî ve insanî çözüm ve çareler hazırlayan ve adım adım uygulayan… Ve inşallah Siyonizm’in saltanatını temelinden yıkacak bütün politik, stratejik ve teknolojik projeleri hazırlayan ve bunlar sayesinde hedefe varılacak olan, LİDER MÜSLÜMAN!..
İşte bu gerçeği çok iyi bilen Masonik ve münafık çevreler “Aman ERBAKAN geliyor!” korkusuyla kıvranırken ve en adi yöntemleri kullanarak onu yıkmaya ve yıpratmaya çalışmış ancak başaramamışlar ve bu hak davasını yıkmayı başaramayacaklar çünkü Naibi Erbakan ve ona meveddedli sadıkları MİLLİ ÇÖZÜM adıyla dimdik ayakta hazırdır
ELHAMDÜLİLLAH
Erbakan, daha ilk çıktığı günden itibaren, açıkça “Milli Görüş, Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya” diyerek davetini ve hedefini gayet net ve mert bir şekilde ortaya koyan… Ve bu maksatla, yasal teşkilatlarını kuran ve muhtemel gelişmelere karşı tedbirlerini hazırlayan… Ama ‘güç kaynaklarını ve destek merkezlerini, teknik ve bürokratik özel ekiplerini, kısa ve uzun vadeli stratejik projelerini’ ise devamlı kamufle edip gizlemeyi ve rakiplerini yanlış yönlendirip, sonunda kendi amaçlarına hizmet ettirmeyi başaran… Ve herkesin yılgınlığa ve şaşkınlığa uğradığı en çaresiz ve ümitsiz dönemlerde bile “Tek kişilik bir ordu” gibi davasını omuzlayan ender ve önder bir şahsiyettir… Ve Onun sadık takipçi ve talebeleri, yine Onun istikametinde büyük hedeflerine ulaşmak üzeredir!…
…
Meşhur masonlardan birisinin şöyle söylediğini hatırlıyoruz: “Şu Erbakan iki türlü kazanıyor… Birincisi sağlam ve samimi insanları kendi partisinden aday yapıyor, ondan kazanıyor… İkincisi, bizler de onun adayına karşı mecburen vaiz, müftü, hacı, hoca takımından birisini aday çıkarmak zorunda kalıyoruz… O da seçilip Месlis’e girince, yine Erbakan kazanmış oluyor!..” Öyle ya “Erbakan’ın partisi ve örnek adayları olmasaydı, biz kendi masoncuklarımızı bırakıp, Müslümanların oyunu Erbakan’a kaptırmamak için hacı, hoca takımını aday yapmak zorunda kalır mıydık?” demek istiyordu.
Dünya’nın Değişimi ve Erbakan Devrimi Ahmet Akgül
ERBAKAN KİMDİR!?
Tevhid tebliğcisi, varisi Nebi
Merkez kutbuz zaman, Erbakan kimdir…
Hakkın temsilcisi, hayrın sebebi
Resul halifesi, kaym-makam kimdir
Hak huzur rehberi, Erbakan kimdir…
Her tavrı bir ibret, her sözü kitap
Çağrısı evrensel, âleme hitap
Bıkıp usanmadı, düşse de bi-tap
Hak Bâtıl ayıran, bu Furkan kimdir
Hâlâ anlamadın, Erbakan kimdir…
Eyvah bilinmedi, kadru kıymeti
Tarihlere örnek, kutlu hizmeti
Ruhen sadıklara, hazır himmeti
Bir ömür alnından, ter akan kimdir
Cidden düşün anla, Erbakan kimdir…
Rahman’ın nefesi, rahmet gölgesi
Kur’an davetçisi, ibret belgesi
Hak dava delili, hikmet bilgesi
Siyonist şeytana, recm çakan kimdir
Tanı ve tabi ol, Erbakan kimdir…
Mü’min başa kor mu, öyle her kepi
Dostu arayanın, aşktır merkebi
İnsanı kâmildir, irfan mektebi
Her iki cihanda, bir hakan kimdir
Anla ve uyan ki, Erbakan kimdir…
Kâfirler zalimler, nefret ekmişti
Münafık tiplerden, neler çekmişti
Hainler arkadan, hançer çekmişti
Nur yüzü, hak sözü; pir kokan kimdir
Sadıklar sultanı, Erbakan kimdir…
Darwinist yalanın, kökten iflası
Siyonist sarmalın, fikren imhası
Ondan öğrenmiştik, cehdi ihlası
Hicreti rıhleti, kalp burkan kimdir
Saygı şükranla an, Erbakan kimdir…
Kulluk şuuruyla, atağa kalktı
Nefsi siyasi cihat, birlikte yaptı
Şeriat tarikat, tek hakikattı
Can feda edip de, ser yakan kimdir
Hem zahid hem cahid, Erbakan kimdir…
Gönlümüz kendine, hayran etmişti
Bir devrim başlatmış, devran etmişti
Göçünce zındıklar, bayram etmişti
“Kurtulduk!” sanıp da, zil takan kimdir
Şeytanların hasmı, Erbakan kimdir…
Daha durun neleri var
Ettiğiniz kalamaz kar
Dünya size gelecek dar
Dilinizde; olmasaydı…
Şeytana mı kalsın alem
Mazlumlar inliyor her dem
Boynunuza vurulur gem
Ne mutlu bize ki vardı…
Aziz Erbakan Hocamızın, yaşadığı asırda; gayreti, hizmeti ve mücadelesiyle kıyaslanabilecek,cihadı-gayreti ile O’na yaklaşabilecek bir başka şahsiyet bulunmaz. O, adeta bir numune-i şahanedir. Peygamberimizi tanımada en mükemmel temsilin adresidir. Kimse O’nunla boy ölçüşemez, kıyas dahi edilemez.
O’nu tanıyabilmenin ise tek bir yolu, tek bir kapısı vardır!
O kapı olmadan O’nu tanıyamazsın! Tanıyamazsın! Tanıyamazsın!
Tanıdığını zannedersin; fakat Siyonizm’in tesiriyle Aziz Erbakan Hocamıza ya şaşı bakarsın ya da eksik ve çarpık anlarsın.
Erbakan düşmanları zaten içten içe sızlanmakta:
“Şu Erbakan’ın Kutlu Takipçisi olmasaydı,
Erbakan’ı Atatürk’e ve TSK’ya düşman gösterecektik.
bir çok sözde profesörlerle Adil Düzen’i yerden yere vuracak,
parti içindeki hainler, gafiller, cahiller eliyle Adil Düzen projelerini unutturacaktık.”
Ama yetiştirdiği Kutlu Takipçisi her birinin payını avuçlarına bıraktı.
Adil Düzen’e itiraz edilemeyecek formüller üretip sistemi olgunlaştırdı, tamamladı.
Ah, O olmasaydı!
En büyük korkumuz olan Adil Düzen’i çoktan hafızalardan silmiştik.
Cübbeli, Kalkancı, Mısıroğlu gibi nice şarlatanı,
Milli Görüşçülerin en mübarek hocası, şeyhi yapmıştık.
Yani Erbakan’ın adı kalacak, davası ise yozlaşacaktı.
Ah, O olmasaydı…
FETÖ ile birlikte köklerini kazıyacaktık.
Erbakan’ın kutsal davası olan “Kur’an’ın zamanımıza mana ve mesajı” asla duyurulmayacaktı.
Hainlerin eliyle diğer işbirlikçi partilerle birleştirip, Erbakan’ın dava erlerini kendi neferlerimize dönüştürecektik.
Baltamızın sapını(!) başlarına geçirecektik! “Erbakan, Adil Düzen…” sloganlarıyla camiayı kendi ordumuzda askerlik yaptıracaktık.
Evet, Aziz Erbakan Hocamızın en büyük kerameti,
etrafındaki sayısız haine, gafile, cahile rağmen attığı eşsiz hizmet imzaları
ve kendisinden sonrası için yetiştirdiği,
kelimelerle hakikati öğreten, bileği bükülmez Kutlu Temsilcisidir.
Siyonistlerin gözünden bakıldığında;
Prof.Dr.Necmettin Erbakan Hocamız, İslam dünyasını uyandırma gayreti güden, Batı’nın çıkarlarına karşı duran ve Türkiye gibi stratejik bir ülkede, İsrail’e karşı güçlü bir kamuoyu oluşturan ve siyonistler için tehlikeli bir liderdir. Erbakan Hocamız, D-8 gibi girişimlerle Müslüman ülkeler arasında ekonomik ve politik birlik arayarak, Batı’nın küresel düzenine alternatif bir blok kurmayı amaçlamıştır. Retoriği ve eylemleri, sadece Türkiye’de değil, tüm İslam dünyasında anti-Siyonist bilinci diri tutmuştur. Dolayısıyla Erbakan Hocamızın etkisinin kırılması, Batı’nın ve İsrail’in bölgedeki çıkarları açısından zorunlu olmuştur.
Yani, Prof.Dr. Necmettin Erbakan Siyonistlerin gözünde bir siyasi lider değil, “ideolojik bir tehdit” idi.
Müminlerin bakış açına göre ise;
Erbakan Hocamız; zulme karşı dimdik duran, imanla yoğrulmuş bir akıl ve adaletle yoğrulmuş bir vicdandır. O, yalnızca politik bir lider değil; aynı zamanda ümmetin şahsiyetli duruşunu temsil eden bir öncüdür. İslam coğrafyasını küresel sömürüye karşı uyandırmak isteyen, bilimle inancı buluşturan bir fikir mimarıdır. Sadece Türkiye’yi değil, tüm mazlumları ayağa kaldırmayı hedefleyen, çağdaş bir dava adamıdır.
Erbakan Hocamızın sözleriyle:
“Biz bu yola Allah rızası için çıktık. Kime ne anlatacaksak Allah için ve ne yapacaksak Allah için.”
Yani bizim için de Erbakan Hocamız, geçmişin lideri değil, “Geleceğin Ruhudur.“
” Önce Ahlak ve Maneviyat; sonra Ağır Sanayii ve Yaygın Kalkınma ” inancının ve ülkemiz ile birlikte tüm mazlum ülkelerin tam bağımsızlığını kurmanın adıdır Erbakan.
Yeryüzünde siyonist şeytanlar tarafından kurulmuş olan sömürü düzeni çarkının dişlerini Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya inanç ve ideolojisi ile kırmaktır Erbakan.
Ekonomik, Askeri, Ahlâkî ve Kültürel işbirliğini D8 ler ile sağlamak ;
✓Savaş değil Barış,
✓Çatışma değil Diyalog,
✓Çifte Standart değil Adalet,
✓Üstünlük (tekebbür) değil Eşitlik,
✓Sömürü değil İşbirliği,
✓Baskı ve Tahakküm değil Hürriyet ve İnsan Hakları
İlkelerini zihinlere kazımaktır Erbakan.
“İman varsa imkan da vardır” demektir Erbakan.
“Biz inanıyoruz ki Allah bize yardım eder. Allah bize yardım etti mi ancak biz galip geliriz, başka kimse bize galip gelemez ” diyebilmektir Erbakan.
“Zafer inananlarındır ve zafer yakındır” demektir Erbakan…