YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6922a270d46d5
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 5 3
Bugün : 4782
Dün : 47039
Bu ay : 945744
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45349565
IP'niz : 216.73.216.189

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

TENEZZÜLAT-Î SULTANÎ VE İLTİFAT-Î HÜNKÂRÎ

“Ey her mevsim açan, ak-pâk çiçeğim
Barışın ellere, küsün bana mı…
Sana kim öğretti, böyle sevmeği
Bayramın ellere, yasın bana mı…

Duyman mı gönlümün, haykırışını
Kırarsın kalbimin, sabır taşını
Dayanmam gösterme, çatık kaşını
Gülüşün ellere, nazın bana mı…”

MAHCUBİYET İKRARI VE MESRURİYET İZHARI

Bunca kusur içre, günahkâr iken
İkram iltifatla, mahcup eyledin…
Her günüm hasretle, ahu zar iken
Bin şükür rızanı, matlup eyledin…

En güzel tecelli, bedenin büstün
Kapında Kıtmirlik, beylikten üstün
Lütfedip sorarsın: “Benden mi küstün?”
Kulunu aşkına, merkûp1 eyledin…

Nice rezalete, bulaşır idim
Ben nasıl vahdete, ulaşır idim
Faniler peşinde, dolaşır idim
Gönlüme Zatını, mahbup eyledin…

Ey Can baştan sona, Hak’tın hayırdın
Tutup dalâletten, çekip ayırdın
Hamdü senalar ki, seçip kayırdın
En kutlu davana, mensup eyledin…

İnşallah lütfuna, etmem hıyanet
Nimete nankörlük, aynen cinayet
Kerim Rahim Rabbim, kıldın inayet
Ahiret cenneti, merğup2 eyledin…

Elbette gelmedik, tozup gezmeye
İbadet hizmetten, kaçıp bezmeye
Umarım Deccal’in, başın ezmeye
Bu aciz kulunu, mansup3 eyledin…

Haddime mi düşmüş, hâşâ itiraz
Edep takınmayan, bulur inkıraz4
Başa bela açar, ikbal ihtiras
Helal nimetlerin, mendup5 eyledin…

Nefsim olmaz idi, İslam’a mail
Hidayet nurunla, eyledin nail
Yoksa kalır idik, gafil ve cahil
Kur’an’ı bizlere, mektup eyledin…

Her temenni acep, dert mi deva mı
Taksime razı ol, isyan reva mı
Cennet cemal has kul-luğun devamı
Duamız ahrete, mahsup6 eyledin…

Aşkınla yanarken, hoş gör feryadım
Sana kurban olsun, canım evladım
Rızandan ayırma, budur muradım
Ahmedin sevdanla, meczup7 eyledin…

Lügatçe:

  1. Merkûb: Üzerine binilen, merkep.
  2. Merğub: Rağbet edilen, kıymet verilen.
  3. Mansub: Nasb edilen, tayin edilip görevlendirilen.
  4. İnkıraz: Yıkılıp gitme, sona erme.
  5. Mendup: Dinen mubah görülen, izin verilen.
  6. Mahsup eylemek: Hesaplayıp kayda geçmek, dünyada yapılan duaların karşılığını cennet ve mağfiret    olarak vermek.
  7. Meczub: Aklı başından giden, cezbeye düşen.
4.8 22 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ramazan YÜCEL

Ramazan YÜCEL

Subscribe
Bildir
7 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

“Ey her mevsim açan, ak-pâk çiçeğim
Barışın ellere, küsün bana mı…
Sana kim öğretti, böyle sevmeği
Bayramın ellere, yasın bana mı…

Duyman mı gönlümün, haykırışını
Kırarsın kalbimin, sabır taşını
Dayanmam gösterme, çatık kaşını
Gülüşün ellere, nazın bana mı…”

En güzel tecelli, bedenin büstün
Kapında Kıtmirlik, beylikten üstün
Lütfedip sorarsın: “Benden mi küstün?”
Kulunu aşkına, merkûp1 eyledin…

***

Ey benim canım, kardelenim,
Gül yaprak misali aşkla saranım,
Papatya gibi;
Ortası güneş, nurla çevrelenenim,
Ruhumun ruhu, inancım, tek gerçeğim.
Hayy nefes sesine canım veririm..
Gülüşün ellere, nazın bana mı…

Bizce Ahmet Akgül demek; Hayırla anılabilecek en güzel sözlerden biri demektir!
Bizce Ahmet Akgül demek; Allah’a aralanan ve Hakkı arayanlara yol açan bir kapı demektir!
Bizce Ahmet Akgül demek; Ruhumuza düşen en güzel cemre demektir!
Bizce Ahmet Akgül demek; Kalbimizde huzur, dilimizde dua demektir!
Bizce Ahmet Akgül demek; Bir umuda sımsıkı sarılabilmek demektir!
Bizce Ahmet Akgül demek; Sabrederken, sabretmeye de sabretmek demektir!
Bizce Ahmet Akgül demek; Görmeden sevmenin okulu demektir!
Bizce Ahmet Akgül demek; İçerisi ateş gibi yanarken, zahiri buz gibi dimdik durabilmek demektir!
Bizce Ahmet Akgül demek; Daralan ve bunalan göğse dolan inşirah demektir!
Bizce Ahmet Akgül demek; Bizim içimizdeki bilinmeyen odalarımızın anahtarı demektir!

Ey Cann! Yüreğin acıyla dolar da nefes alamazsan, gel; huzurla doldurduğum kıyılarım Senindir! Umutların sararıp kurumaya başlar da su bulamazsan, gel; beraber sulayalım, gözyaşlarım Senindir! Çaresiz, dert ve çilelere bir umut kapısı açamazsan, gel; Kendime ve tüm âlem-i İslam’a ettiğim dualarım Senindir!” 
Dinimizi ,imanımızı kemale erdirmeden ; kurtarmadan,nasihatimizi  ve nasibimizi kesme…Fethi Mübin’de gayret etmeden, insanlığın kurtuluşunu görüp yer yüzünü Sen’in boyanla boya yıp izzete ve devlete ermeden ve hasretimizi gidermeden  nasibimizi kesme !. Ya Rabbi ,bizi Sana ,Efendimize (SAV) , Aziz Erbakan Hocamıza ,Muhterem Ahmet Hocamıza  ve kutlu davamıza nankör etme! Bizi Hocamızın ,Hocamızı bizim gönüllerimizde daim eyle..!”

Çok azimli, büyük sebat sahibi, vefakar ahdine ve davasına bağlı muhabbet de ve mevedded de zirve olmuş iki sevgilinin karşılıklı birbirlerine olan emsaline az ya da hiç rastlanılmayan bir durumun kaleme alınmış haliyle karşı karşıyayız. Rabbimiz bu şiirden hisse kapanlardan olmamızı lütfeylesin.

Haddime mi düşmüş, hâşâ itiraz
Edep takınmayan, bulur inkıraz
Başa bela açar, ikbal ihtiras
Helal nimetlerin, mendup eyledin…

Milli Çözüm’ün de ifadesiyle: Ciddiyetten uzak kişi, hürmet etmez üstadına, disiplin yoksa imanın, nasıl varacak tadına, “Söz gümüş, sükût altındır”, seni eğiten dadına, bile hürmet gereklidir, ya Hocan nasıldır acep, dost gönlüne girme yolu; illa edep illa edep!..

Yüksek makam ve mevkiye ya da iyi bir duruma erişmek için aşırı tutkulu güçlü isteklerimiz hırslarımız başımıza bela açacağı, çok şükür ki 8 milyarlık insanlık alemi içinde hem insanlığın saadeti için çabalayan ve zalimleri etkisiz çaresiz kılacak fikri mücadele sahasında iyinin doğrunun güzelin faydalının ve adil olanın hakim olması yolunda Kur’an’a Tercüman olan Bilge ve Yiğit Şahsiyete ve davasına tâbi ve taraf olma nimetiyle bizleri müşerref kılmış rabbimiz, bu emsalsiz nimetin kıymetini bilme ve gereğini yerine getirme uğrunda gayret ve çaba sarfedenlerden olmamızı daim eylesin rabbim…

Ne büyük ikramın, Ey Yüce Rabbim
Sevdiklerin bize, tanıdık oldu
Evvel Zatın, Ahir Zatın; bu bilgi kesin
Lütfunla gözümüz hep aydın oldu

Bugün eğer bizler Allah’a böyle içten yakarabiliyor ve batıla ve dünyaya değil hakikate yönelmişsek…
Bu sadece bireysel bir hidayetin değil, bir kurtuluş reçetesine dahil oluşumuzun sonucudur.

O reçetenin adı: Milli Görüş’tür.
O reçetenin özü: Milli Çözüm’dür.
Ve o reçetenin müellifi: Aziz Erbakan Hocamız, ve onun izini istikametle sürdüren Ahmet Akgül Üstadımızdır.

Bugün biz hala ahirete dair bir endişe taşıyabiliyorsak, hala Deccal fitnesini fark edip ona karşı sancak açabiliyorsak, hala mazlum coğrafyaların acısına “bizim davamız” diyebiliyorsak, hala daha Adil Düzen ümidimiz varsa, bilmeliyiz ki bu, Milli Çözüm nimetiyle nasiplendirildiğimiz içindir.

Aksi takdirde biz de nice gafiller gibi:

Siyonistlerin projelerine “medeniyet” diye alkış tutar,

IMF düzenine “ekonomik kalkınma” diye kanar,

ABD’ye “dost”, İsrail’e “stratejik ortak” diye methiyeler dizer,

Ümmetin değil partinin, halkın değil efendilerin memuru olurduk…

Ama Rabbimiz lütfetti.
Bizi uyandırdı…
Ve bu şiirin şairi gibi biz de boynumuzu bükerek dedik ki:

“İkram iltifatla, mahcup eyledin…”
“En kutlu davana, mensup eyledin…”

Bu mısralar sadece şairin değil, her Milli Çözümcünün dili olmalıdır…

Çünkü biliyoruz ki:
Bu davaya mensubiyet, bizden önceki manevi mirasın ortağı ve bizden sonraki kıyamete dek sürecek bir şahitlik zincirine dahil olmaktır…

Ve bu nimete nankörlük, sadece bir yanlış tercih değil, bir cinayettir, dünyamızı da ahiretimizi de yıkmaktır…

Elbette kuluz, beşeriz şaşarız. Birçok hatalarımız var, olacak da… Ama değilmi ki Rabbimizin vaadine ve Resulünün (sav) müjdesine talip olup başta Üstadımız olmak üzere herbir müntesip türlü türlü bedeller ödedi, imza atılan tarihi çalışmalara omuz verdi. O zaman iblis vesvese verdiğinde bir düşünelim, bu davadaki her bireyin tüm hatalarını bir kefeye koysak, diğerine ise, bırakalım milyonlara direkt veya dolaylı etki eden tebliğ, kavrayış, tekamül, ictihad vb diğer tüm kıymetli çalışmaları, sadece Meali Kerim eserimizin gayretleri konsa hangisi ağır basar!?

Allah’a hamdolsun,
Bizi lütfuyla hem mahcup eden, hem mesrur eden bir istikamete yani Milli Görüş’ün özü olan Milli Çözüm’e mensup eyledi:

“Rızandan ayırma, budur muradım…”

Amin

Ey Can baştan sona, Hak’tın hayırdın
Tutup dalâletten, çekip ayırdın
Hamdü senalar ki, seçip kayırdın
En kutlu davana, mensup eyledin…

İnşallah lütfuna, etmem hıyanet
Nimete nankörlük, aynen cinayet
Kerim Rahim Rabbim, kıldın inayet
Ahiret cenneti, merğup2 eyledin…

Hamdü senalar olsun Ya Rab, lütfuna mazhar ettiğin, affınla sarıp yoluna yönelttiğin için… Kalbimizi senden ayırma, nimetini üzerimizden eksik etme. Sadakatle yolunda daim eyle Âmin.

Şükretmek ten acizim lakin nankörlükten Sana sığınırım ya Rabbi…

İbrahim 7
Ve yine bir vakit Rabbiniz şöyle ilan edip duyurmuştu ve buyurmuştu: “Andolsun eğer şükrederseniz gerçekten size (nimetlerimi) artırıveririm ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz Benim azabım pek şiddetlidir.”

Üstadımız bu ayeti izah ederken, şükredilmeyen (gereği yerine getirimeyen vazifeler), nimetler ellerimizden alınır buyurmuşlardı…

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
7
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...