EY DOST, SANA GELDİM
Cennetler gönüller, itminan için
Cehennem nankörden, intikam için
Bu dünya fanidir, imtihan için
Zorluklara göğüs, germeye geldim
Hak edip rızana, ermeye geldim…
Gafile zorluklar, usanç yeridir
Bize zelil hayat, utanç yeridir
Dünya ahiretin, kazanç yeridir
Kapında Kıtmirim, ürmeye geldim
Can verip Canana, ermeye geldim…
Hep Seni anlatır, bu ayetlerin
Seni hatırlatır, tüm nimetlerin
İhsan ikramındır, hep ziynetlerin
Bin Esma tecellin, görmeye geldim
Saadet güllerin, dermeye geldim…
Ya Rabbi yetmezse, katından nusret
Vahdete eremem, çün boğar kesret
Affedip sevindir, bitsin bu hasret
Sonsuz mutluluğu, örmeye geldim
Göster cemalini, görmeye geldim…
Sensiz kışa döner, baharım yazım
Sensiz matem olur, derneğim sazım
Selamın sohbetin, en büyük hazzım
Ayağına yüzüm, sürmeye geldim
Göster cemalini, görmeye geldim…
Mahrum bırakırsan, lütfundan eğer
Bu kulun ebedi, boynunu eğer
Uğrunda bin canım, kurbana değer
Selamet yurduna, girmeye geldim
Göster cemalini, görmeye geldim…
Sadık mü’min olan, herkes fevkimdir1
Huzur şuur ile, zikir zevkimdir
Kâfir münafıkla, cihat şevkimdir
Zalimin defterin, dürmeye geldim
Adil Düzen hüküm, sürmeye geldim…
Aşkın ateşiyle, kalpte közümle
Rü’yete mazhar kıl, iki gözümle
Sadık mü’minlerle, Milli Çözüm’le
Döşeği bahçene, sermeye geldim
Göster cemalini, görmeye geldim…
Dost yolunda can kan, ter akan ile
Bâtıl tepip Hakka, her bakan ile
Nebiler şehitler, Erbakan ile
Cefanın sefasın, sürmeye geldim
Çok özledim ey Can, görmeye geldim…
1- Fevk: Üst derece, yüksek mertebe.

dosta yaklaşmak
Bu dünyada çekilen zahmetlerin aslında bizi Mevla’mıza yaklaştıran en önemli araçlardan olduğu ifade edilmektedir. dost hatırına bazı zahmetlere katlanılmaz ise dostluğun anlamı nerde kaldı?!!! Ayrıca çekilen zahmetler kişiyi olgunlaştırdığı gibi Adil Düzen’nin kurulması ve yürütülmesi için yapılan çalışmalarda ihtiyaç duyduğumuz bilgi, beceri ve davranışların gelişmesine de büyük katkı sağlamaktadır.
Kapına geldik
Bu dünya imtihan yeridir ve fanidir, Rabbimizin dertlere sıkıntılara dayanıp Hak rızasının kazanılacağı yerdir, zevki sefa yeri değildir. Nankörler ile müminlerin ayrışma yeridir. Ahiret hak edenin hak ettiğini bulacağı yerdir.
Kapısında kıtmir olmak şeriflerin en yücesi, emanet edilen canı sahibine O’nun yolunda feda etmek ölümlerin en yücesi, mümine utanç gelen bu dünya gafile usanç gelir.
Kul odurki yaratılan herşey de Rabbinin tecellesini görmektir. Allah’ın yarattığı bu kainat ve nimetleri kiminin imanını artırırken kiminin inkarını artırmaktadır. İmtihanın sırrı buradadır. Herkesin içinde dışa vurmadığını Allah herkesin kendisine göstermektedir. Hesap gününde itiraz edebileceği ortada hiç bir şey kalmasın.
Sultanım Sen olmadan düğünüm, sazım matem yeri, tek beklentim gül yüzünü görmek ve hoş sohbetinde bulunmaktır. Cemalini görmek kışımı bahar eder tüm dertlerime derman olur.
Selamet yurdunda Cemalin görmek en büyük arzumuz selamet yurduna varmak lütfuna ermek en büyük hedefimiz, lütfundan mahrum kalmak en büyük felaket Selamet yurdunda açtır gözlerimizi Ya Rabbi…
Sadık bir kul olabilmek bu alemdeki hiç bir şey ile denk değildir. Milli Çözüm erlerinin yolu Hocasının hazırladığı büyük inkilabın kurdelasını kesip Adil Düzen medeniyetini yürütmektir.
İmtihan olmak için dünyaya geldik
İlk kıtata Cennetin itminan, Cehennemin intikam için yaratıldığı; dünyanın ise imtihan için yaratıldığı ve geçici olduğu… Daha ilk mısralarında amaç olabilecek, kaçınılabilecek tüm varlıkları, kimileri için putları tamamen önemsizleştirip, yegane gerçek amacın “ALLAH RIZASI” olduğu çok çarpıcı bir şekilde ifade edilmiştir.
2. kıtada ise dünyaya geliş amacımızın imtihan olduğunu bildirmişlerdir. Bazı insanlar dünyaya geldiği için imtihan olduklarını sanırlar. Dünyanın zevkinin amaç olduğunu, bu arada da imtihan olduklarını sanırlar. Halbuki sırf imtihan olabilmemiz için bu dünyaya gönderilmişizdir. Yegane amacımız bu fani hayatta hak edip Allah rızasına erişebilmektir.
3. kıtada ise her nereye baksak Yüce Rabbimizin yaratış delilleri ve ayetlerinin gözümüzün önünde olduğuna dikkat çekilmiştir. Yanından gafletle geçip gittiğimiz nice ayetler… Yaratış delilleri üzerinde dikkatle ve derin düşünmemiz gerektiğine dikkat çekilmiştir.
4. kıtada bu imtihanımızı ancak yine O’nun yardımıyla başarabileceğimize ve ona dua etmenin önemine değinilmiştir.
Sonraki kıtalarda O’nun rahmetinden uzaklaşmanın kendi sonumuz açısından felaket olacağına işaret edilmiştir. O’nun rahmetine yakın olabilmek için ise şevk ve heyacanla, ihtiyaç ve iştiyak duyarak, sadık dava arkadaşlarımızla birlik ve beraberlik içinde Milli Çözüm’e omuz vermeye, bu uğurda çaba göstermenin önemine değinilmiştir. Böyle ciddi ve cesaretli, şuurlu ve huzurlu bir toplumun kafir ve münafıklarla şevkle cihat etmesi sonucunda, Allah’ın yardımıyla zalimlerin defteri dürülecek, Adil Düzen hüküm sürecektir. Ve inşallah Allah rızasına erişmiş olarak, sadık dostlar, nebiler, şehitler ve Erbakan Hocam ile birlikte çekilen cefaların sefası sürülecektir.
Duamız niyazımız sanadır yarab
Yarabbi ,ruhumuzu gaflet zindanından çıkar,
Sorumluluklarımızı bilip ona göre hareket etmeyi nasip eyle,
Feraset gözlerimizi ac,gönül evimizi kirleten her şeyden uzak eyle ..Amin
Aziz erbakan hocamızı ve üstat Ahmet Akgül hocamızı tanıtıp gerçek kimliğimizi bulmayı nasip eden rabbimize sonsuz şükürler olsun.
Anladıkki hayat iman ve cihattir,.. çünki bunu anlamadan yaşadığımız cahalet dönemimiz, yada yaşadığımızı sandığımız yıllar, koca bir hiçlikten ibaretmis, aziz erbakan hocamızın himmetinden, ahmet akgül hocamızdan beslenme suyumuz, bizi biz yapan kişiligi buldurdu çok şükür bin şükür. Kapına kirmir edip ürdüren rabbim dünyada izzet ve devlete ahirette cennet ve cennetini cemalini nasip eyle
bütün sadıklarinla inşaallah.
MİLLİ ÇÖZÜMLE BULMAYA GELDİK…
Nice yüzbin günah,büktü belimi
Rahmanım Rahmini,umarak geldim
Zulmet rezalete,kaymış kalbimi
O Nur Irmağından,yuymaya geldim…
Bilirim kapında,eğriye yer yok
Lakin ihsanının,hiç sınırı yok
Çölleşmiş gönlüme,başka tabib yok
Ölü ruhlar dirilten,nefhana geldim…
Kainat Fahri’ni,bildirdin şükür
Kutlu Elçi’sine,bend ettin şükür
İman cihat sıdkla,yaşat tüm ömür
Hak Davanda kıtmir olmaya geldim…
Hidayet nimetin,alma ya Rabbi
Özümüz batıla ,salma ya Rabni
Nankörler safına,katma ya Rabbi
Çözümle Rızanı, bulmaya geldim
Herşey şerefli bir ölüm içidir.
Kulluk bilincini, imtihan gerçeğini ve amacını, kelimei tevhid ve yaratılış sırrını hatırlatan ve ders eden bir şiir…
Her mısrası bize kim olduğumuzu, neden ve niçin yaratıldığımızı ve hedefimizi gösteren bir şiir…
Dünya imtihanının bir araç, en şerefli bir şekilde bu imtihanı vermenin ve en şereflilerle beraber Rü’yete mazhar olmanın en yüce amaç olduğunu hatırlatan ve hissettiren bir şiir…
Rabbim rehberimizden gani gani razı olsun, başımızdan eksik etmesin, bizleri hem ona hem Zatına layık eylesin. Hatalarımızı affeylesin, kapısında kıtmir olma şerefini (eğer hakedebilmiş isek) elimizden almasın, ayaklarımızı sabit kılsın…
Aziz Erbakan Hocamızın buyurduğu gibi; herşey şerefli bir ölüm içidir. Rabbim şerefli bir ölüme şerefle yani hak davada Hakk’ın rızasına uygun yaşayarak ulaşmayı ve bunun için tüm sorumluluklarımızı hakkıyla kuşanarak kulluk görevimizi eksiksiz yerine getirerek yaşamayı lütfeylesin inşallah. amin…
Vuslat Günü…
Alma mazlumun ahını
Çıkar aheste aheste
Fani dünyayı terk edip
Rabbe varmayı hevesle…
Gönül gözü kapalı
Var ama duymaz kulağı
Rabbin himmeti ile kalp pasın silip
Ahiret diyarını nuruyla aydınlatmalı…
Varlığını bilen, insan vasfını bilir
Neylesin hâlıkını, bilmeyen gafil
Sana varan yolun, cefası katmerlidir
Aşkın ile kavrulana, senden gayrısı boş gelir…
Dostum bildim hep dostun olanı
Kafire zalime, dimdik duranı
Dünya imtihandır nefsine karşı
Adil düzen için, çalışandır farklı…
Kelamın hak ise, şaşmaz hiç rotan
Sorana söylersin; sağlamdır pusulam
Erbakan ışığıyla Milli Çözüm Erlerim
Vuslata erecektir, bilir o günü gözlerim…
Biraz Tefekkür…
İnsanın inandığı şeyi görmediği halde ona iman ettiği şeyin sırf Allah rızası için onun istediği bir kul olarak bizimde şeksiz şüphesiz inandığımız zaman ömrü ahir zamandan sonra onunla ala olduğumuz zamandır.
Öyle bir sonuç için ise şu fani dünyada karşılaşacağımız bütün zorlukların bizim bir imtihanımız olduğunu bilip sonuç ahiret için kazanca çevirmeye çalışmalıyız. Elbette bu mutlu son için, öyle çok aklını kullanan insanlar için ibret alman istersek delil görmek istersek bir kere şöyle bir evreni düşünüp, bir an gözünüzü kapatıp, biraz tefekkür etsek yeterde artar bile düşünmesini bilen insan için. İmtihan buya kolayda olmaz bazen ama değil miki hz kuranda okuyup da anlayalım diye müjdelenmiş inşallah sonuda değişmez, gerçekle mutlaka kavuşacağız buluşacağız…
YA RABBİ BU KULUN BOYNUNU EBEDİ EĞİK BIRAKMA!
Zorluklara göğüs germeyi
Hak edip rızana ermeyi
Kapında Kıtmir olup ürmeyi,
Can verip Canana ermeyi
Bin Esma tecellin görmeyi,
Saadet güllerin dermeyi,
Sonsuz mutluluğu örmeyi,
Ayağına yüzüm, sürmeyi,
Uğrunda bin canım kurban etmeyi
Selamet yurduna girmeyi
Zalimin defterin dürmeyi
Adil Düzen hüküm sürmeyi
Sadık mü’minlerle, Milli Çözüm’le Döşeği bahçene sermeyi.
Nebiler şehitler, Erbakan ile Cefanın sefasın sürmeyi
Cemalini görmeyi
Lütfeyle.
Mahrum bırakırsan, lütfundan eğer
Bu kulun ebedi, boynunu eğer…
Ya Rabbi yetmezse, katından nusret
Vahdete eremem, çün boğar kesret
Affedip sevindir, bitsin bu hasret
Amin.
Davaya İnanç!
Biz bu davaya koşarak gideriz
Koşarak gidemezsek yürüyerek gideriz
Yürüyerek gidemezsek sürünerek gideriz…
demiş aziz Erbakan hocamız.
Rabbim bizleri de hocamızın aynası Ahmet hocamızla sadık yiğitleri arasına katsın.
Sabit kalmak
İnsan yaratılmışların en şereflisi olmaya layıktır. Amma şiir de ifade edilği gibi olunursa, Rabbim bizleri rızası İçin hasretle yana yana kül olmayı layıkı ile kul olmayı nasip etsin. Amin. Her halde ve şartta bize rehber olan bizimle Cennetinde bir ve beraber olmayı isteyen Peygamber efendimize ümmet olmayı nasip etsindir dua kabilindeki şiir, bizler Erbakan hocamla başlayıp, üstadım Ahmet Akgül hocamla devam eden, cennette cemalullaha kavuşma yalvarışıdır bütün Milli çözüm ekibiyle İnşaAllah. Rabbim İstikameti üzere olamayı nasip etsin. Peygamber efendimiz, Yarabbi kalplerimizi İslam istikametinde sabitkıl diye dua ederdi,( Hadis) Allahım Üstadımızın yanında yakınında, istikamet üzere kalplerimizi İslam istikametinde sabit kıl kaydırma, Milli çözümçü kardeşlerimle yarabbi. Amin.o
Ey Dost
Kasas 60
(Ey münkirler ve nankörler!) Size verilen şeyler, sadece (fani) dünya hayatının geçimi ve ziynetidir. (Sadık ve mücahit mü’minler için) Allah katında olan ise (elbette) daha hayırlı ve daha süreklidir (bâkidir). Hâlâ aklınızı (ve vicdanınızı) kullanmayacak mısınız?
https://www.mealikerim.com/28/kasas/60
Şimdi, kendisine güzel bir va’adde bulunduğumuz, dolayısıyla (dünya ve ahirette) ona (hidayet ve rahmete) kavuşan kişi; şu dünya hayatının (geçici makam ve menfaatleriyle) metalandırıp (zevkü sefa içinde yaşattığımız, ama) sonra kıyamet günü (azaba çarptırılmak üzere) hazırladığımız kimse gibi midir? (Bunları aynı mı sanmaktasınız?)
https://www.mealikerim.com/28/kasas/61
SUBHANA DOĞRU
Kendimi bulunca, Sen’i aradım
Ömrüm adım adım, hep sona doğru
Seni anladıkça aslıma vardım
Şimdiki yollarım hep Sana doğru
Dünya tecellinin bir bölgesidir
Gördüğüm gerçeğin bir gölgesidir
Varlığım vahdetin bir belgesidir
Çevirdim gönlümü Sübhana doğru
Hakikat yolunda hep yaya kaldım
Dünyaya aldanıp, hülyaya daldım
Şükür Ahmedimi Mevlaya saldım
Gayrı yönelmişim ihsana doğru
Üzerimizdeki nimetler ve Allah’ımıza olan bağlılığımızın zayıflığını anladığımız dörtlükler!..
Bu Dünya geçici bir imtihan yeridir.Allah (c.c.) insanları iyiye yönetebilmek için cenneti hediye etmiştir. Kötüleri de cehennem ile korkutuyor. Hakiki müminler sadece Allah’ı razı etmek , Allah’ı hoşnut etmek için gayret gösterirler . Bir teşekkür bile beklemezler.
Hak yolda zamanımızdan , canımızdan fedakarlık yapıp Allah’ın razı olacağı , seveceği , memnun olacağı bir kul olmak gerektiği…
Yeryüzündeki her şey seni anlatır ( Kur-an’ı Kerim , dağlar , taşlar , hayvanlar , insanlar …
Allah’ı Allah İle Bilmek
Üstlerinde kanatlarını açıp yumarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Develerin nasıl yaratıldığına bakmıyorlar mı? Göğün nasıl yükseltildiğine bakmıyorlar mı? Dağların nasıl dikildiğine bakmıyorlar mı? Yerin nasıl yayılıp döşendiğine bakmıyorlar mı? Allah bu âyetlerle insanı evren ve içindeki tüm nesneler üzerinde düşünmeye sevk etmektedir. Zira evrendeki ‚her şeyi yaratmış, ona bir düzen vererek belli bir ölçüye göre var etmiştir. Evrende ‚geceyi gündüze, gündüzü de geceye bağlamış, güneşi ve ayı emre hazır hale getirmiş ve onlara bir vakit tayin etmiştir. Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökten yağdırıp kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her canlıyı var etmesinde, rüzgârları ve gökle yer arasındaki bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için âyetler vardır. Aynı şekilde, ‚yaratılan her şeyin birbirleriyle uyum içinde olması insana Allah’ın ilmini edinmede farklı bir iz’an vermektedir. Evrenin bina edilmesi ve belli bir düzene göre şekillendirilmesi, insanın aklını kullanıp ilâhî ilme ulaşmasında önemli bir rehberlik yapmaktadır. Varlık sahnesine çıkan bir nesnenin diğer bir nesneye müdahale edip onun ilâhî ölçüsünü bozması mümkün değildir. Zira her şey belli bir ölçü ve yörüngede akıp gitmektedir. Yaratılan tüm varlıklarda kendi ilmiyle tezahür eden Allah, her şeyi belli bir hesaba göre yaratmıştır. Var ettiği her şeye Kendi ilminin görünümü olan isim ve sıfatlarıyla tecelli eden Allah, her yerde ve her ân varlık sahnesine çıkardığı mahlûkun künhüyle beraberdir.
İnsanın Allah’ı gereği gibi bilmesi ve tanıması için ilk aşamada, Allah’ın evrendeki âyetlerini okuyup anlaması daha sonra da, kendini okuyarak bilmesi ve tanıması gerekmektedir. Kendini bilen insan da, bedeninin hangi hücresine bakarsa baksın, orada Allah’tan başkasını okuyup öğrenmesinin mümkün olmadığını fark edecektir. Zira Allah, insandan kendi nefsini şahit tutarak, yalnızca Kendini bilmesi için Söz almıştır. İnsana ‚insan vasfını kazandıran özün, Allah’ın kendi Nefhası olduğu gerçeğini bilmesinin en büyük ilim olduğunun öğretilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda insanın, en güzel bir yaratılışla yaratıldığını ve Allah’tan aldığı ilim ve ruhla bütün varlıkların en şereflisi olduğunu kendi benliğinde bulması gerekir. Hangi konuda olursa olsun kaçıp sığınılan ve yönelinen tek yerin Allah olduğu bilinirse ve oraya bütün benlikle iltica gerçekleşirse, işte o zaman; O, insandan razı, insan da, O’ndan razı olur
Adil Düzen Hüküm Sürmeye Geldim
Sadık mü’min olan, herkes fevkimdir1
Huzur şuur ile, zikir zevkimdir
Kâfir münafıkla, cihat şevkimdir
Zalimin defterin, dürmeye geldim
Adil Düzen hüküm, sürmeye geldim…
[b]Allah’ım Adil Düzenin Dünya Nizamına Hakimiyet Kurup Sefasını Bizlere Sürdürmeye Nasip Eyle İnşallah…[/b]
Rızan ile sana varmaya geldik
Ateş dağdan Nemrut’a diz çöktürmeye,
Kuyulardan hükümranlığa,
Sevr mağaradan fethi mekkeye,
Sevr’den yeni bir dünyaya,
Mazluma sevinç, zalime korku olmaya,
Kimsesizin kimi olmaya,
Erbakan Akgül, elçiye biat edip
Ey iblis düzenin bozmaya geldik…
Hak adına intikam almaya geldik…
Ey Dost rızan ile sana varmaya geldik…
KITMİRE DÜŞEN SADAKAT…
Ne mutlu o kullara ki dünyada imtihan şartlarına göğüs gerip cihat ve nefis terbiyesiyle haklı bir olgunluğa erme ve manevi mesuliyeti taşıma şerefine erdiler…
Ya Rabb gafletle usançta bizleri bırakma razı olmadığın bir sisteme, rıza gösterenlere katma. Her hakikati; sadık kıtmir misali haykırmayı lütfet canını yolundan esirgeyenlerden etme…
Lütfet Ya Rabb bedeli canımız olsun. Yeter ki cemale rızanaulaştır… Kolay kıl Allah’ım…
Her satır ayetlerin izaha olan bu hikmet dizelerinle “her güzellik sendendir”, sezdirdin Rabbim. Lütfetla Rabbim, ilmimizi ve anlayışımızı artır ve bizi Salihlere kat Amin.. Verdiğin her nimet senin lütfundur Rabbimiz bizi nankör eyleme.
Ya Rabbi! eğer yardımın olmazsa imtihanımı ve sana ulaşma yollarını aşamam. Günahlarımı silip affedip rüyet kapılarını aç… Ne olur bu hasretle ve kesrette bırakma Allah’ım! Hatırlıların hatırına lütfet göster Cemalin…
Allah’ım bilirsin sensizlik girdabında ki hicranımızı… Sensiz Dünyayı verseler bile kıymeti olmadığını… Kurban olduğum bir selamdır beklediğimiz… “Ayağına yüzümüz sürmeye geldik, Lütfet Cemali görmeye geldik!”
Bizler düşe kalka yürüyenleriz, kesme rüzgarımızı, lütfen Allah’ım!
Gönül özümüzü, dünya gözümüzü Rü’yete erdir…
Kutlu Hakanla Fetih yaşattır…
Adil Düzen Hükmün bizle yürüttür…
Vakit tamam… Cemali, sisteminin kemalini Lütfet Sultanım!… Amin.
YA RABBİ RIZANDAN DOSTUNDAN AYIRMA!
Fikirde zikirde eylemde herşeyde en güzel örnek
Rıza başarı için O hak dosta bende olmak gerek!
Kalbini zihnini O’na açmak tam açı ile yönelmek!
Adil Düzen İslam Birliği Yeni Adil Dünya İstemek!
Zorluklardan yılmamak ve de asla vazgeçmemek
Rabbimizin bunca nimetine nankörlük etmemek!.
Hele hidayete dost yoluna ihanete yeltenmemek!
Nusreti ilahi ile zafere yürümek rü’yeti hak etmek
Hak BİR’E Teslim olanlardan Kılıver Rabbim!..
“EY DOST, SANA GELDİM” diyebilen bir imana – irfana – aşka – heyecana – hidayete – ferasete – dirayete – HAK BİR’E ulaşabilmeyi veya ulaşabilmek için gayret ve çaba gösterenlerden olabilmek lütfunu göster Allah’ım.
[b]Ya Rab hatırına, ismi Kahhar’ın
Gücünü zalime, göster Allah’ım!..
Anlasınlar va’di, neymiş Cebbar’ın
Vur Deccal boynuna, neşter Allah’ım!..[/b]
(M.Ç)
[u]İNSAN SURESİ 29. AYET[/u]
Şüphesiz Bu (Kur’an) bir öğüt ve hatırlatmadır. Artık dileyen (bununla) Rabbine (ulaştıracak) yolu bulacak (hidayet kulpuna tutunmuş olacaktır).
Milli Çözüm şiirleri aynı zamanda; bu asırda insanın ihtiyacı olan “en etkili, ehem ilacı” sunmakta.
Bu dünya geçici her insan bilir en azından görür. Fakat en çok unutulan en önemli gerçeklerden biri olduğu için “ölüm” hatırlatılıp, dünya hayatının imtihan yönüne de dikkat çekilmekte şiirimizde.
İmtihan “direnme, dayanma, katlanma, güç gerektiren, sonuçta bir deneyim kazandıran zor durum” demektir.
“İmtihanımızda bizden beklenen “direnme, dayanma, güçlük…” sınırını geçerek; Rabbimizi razı etmeye (rızasını kazanmaya) geldik bu dünyaya” gerçeği de hatırlatılmakta.
Mümine usanç asla uğramaz;
Usanç, gafillerin uğrak yeridir. Çünkü mümin; dünyadaki her anı (zorluk, kolaylık, yokluk, varlık, fitne, fesatı…) ahiret hayatına ecir toplama fırsatı olarak bilir ve imtihan şuuruyla her olayı değerIendirir.
Kıymetli yazarımızın şiirindeki hikmetleri acizane fark etmek, yazıya dökmek haddimize değil. Bizler sadece şiirden gönül dünyamıza düşün hikmet damlalarını ifade edebilme çabasındayız.
Nefse okunduğunda -samimiyet- elden bırakılmadığında;
[b]“Milli Çözüm şiirleri aynı zamanda; bu asırda insanın ihtiyacı olan “en etkili, ehem ilacı” sunmakta” olduğu görülmekte[/b].
[b]Aynı zamanda şiirimizden, kıymetli yazarımızın[/b] “Hak rızasına, Peygamber Efendimize, Aziz Erbakan Hocamıza” karşı eşi benzere görülmeyen “sevgisini, sadakatini, aşkını, kendinden(nefsinden) vaz geçişini görmekte (Okumakta) ve bu yolda ilerleyen “müminlere” de sınırsız şefkatini, muhabbetini hissetmekteyiz.
Böylesine “sonsuz aşkı” yüreğinde barındırıp hayatının her karesine de yansıtan kutlu şahsiyete karşı Rabbimiz bizi sadakatten, yolunu sevmeden ve gereken sorumlulukları kuşanmaktan gafil etmesin. (Amin)
Rahmetinden Ayırma
Katmadın çok şükür sağcı solcuya
Yoldaş kıl Allah’ım sadık yolcuya
Aç gönüllere Hak somuncuya
Layık kıl, daim kıl, ayırma Ya Rabb
Dünyada mahşerde rahmeyle Ya Rabb
Cefanın, sefasını sürmeye geldik…
Bu her dizesi ayrı hikmetler içeren şiire söz eklemek, üzerine yorum katmak haddini elhamdülillah kendimde bulmasam da ancak anladıklarımı, bu dizelerin hayatıma, maneviyatıma kattıklarını, bu dizelerin bana çizdiği yol ve durakları yazabilirin nacizane…
Asıl ve tek niyetimiz, gayemiz Hakkın rızasıdır. İnsanlar ve cinnler ancak Allah’a kulluk için yaratılmıştır.
Kul’un lügatta bildiğimiz Allah tarafından yaratılmış olan insan anlamı dışında pek çok anlamı vardır. Bunlardan birisi şudur; [u][i]Başka ülkelerden esir olarak alınan köle veya câriye. [/i][/u]
İnsan mahiyeti, arzuları, emelleri, hırsları itibariyle bu fani, sınırlı dünyaya ait değildir ve bunu zaten aklını geçici zevklerle sarhoş etmeyen her insan musibetlerin kamçılarıyla farkeder.
Zaten bu musibetler insana aslını, amacını sorgulamak için birer şefkat, rahmet tokatlarıdır.
İnsan dışında her canlı hemen yaşadığı yere uyum sağlayıp üzerine yüklenen programı uygular. Oysa insan doğduğunda dış yaşama uygun kürk vb şeylerle doğmaz, bakıma, ilgiye muhtaçtır.
Bunları bahsettiğim kulun tanımı ile aynı bağlamda düşünelim… Tanım şuydu: [u][i]Kul; başka ülkelerden esir olarak alınan köle veya câriye…
[/i][/u]
Yani bizler asıl vatanımız ahiret yurdundan; dünya hayatına belli bir amaç ve hizmet için gönderilmiş köle-kullarız.
[i][b]Biz bu dünyaya zaten kulluk karşılığında geldik. [/b][/i]
Yani Cennet bir emek karşılığı, bir ücret değil, Allah’ın kalplerimize sunduğu ekstra bir itminan, ödüldür. Ödül ve azık zaten peşinen bu dünyada sayısız nimetlerle verilmiştir.
Fakat Cehennem ise kulluk görevini yapmayanın cezasıdır, mazlumun zalimden hakkını alacağı intikam yeridir.
Bu bilinçle zorluklara göğüs germeli, kulluk görevini yani ibadetleri ve Cihat Meydanını terketmemeliyiz.
Hayat boyu yaptığımız yapacağımız hiçbir ibadetle değil Cenneti, tek gözümüzü dahi hak edemeyeceğimizin bilincinde olup yapıp ettiklerimizle kendimizi beğenmemeli, hak iddia etmemeliyiz.
Ayrıca bu ibadetler ve Cihat Allah’tan hakkıyla korkanlar ve Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına, yani gafillere cahillere zalimlere elbette ağır bir yükmüş gibi gelecektir.
Oysa mümin için, tıpkı bir kuş uçmaktan; bir balık yüzmekten zorlanmıyor zaten bunlara kabiliyetli programlanıp yaratılmışsa mümin de kullukta -ibadet ve cihata- zorlanmayacak, yük gibi hissetmeyecektir. Hatta cihat ve ibadet ettikçe aslında bunlara nasıl uygun yaratıldığını farkedecektir.
Gelen her zorlukta bir çeşit esmanın sırrını görecek, olgunlaşmanın zevkine varacak, kâinatı, sayısız esmayı seyre dalacak ve iman ile lezzetlenecektir.
Kul olmaya, ibadet ve Cihat ile olgunlaşmaya çalışan bizler; Allah’ın izni ve lütfuyla bugünün en hayırlı, şuurlu, iskimatli Cihat Sahası olan; [i]Milli Çözüm ve mensupları bir avuç sadık dost ile…[/i]
Hayatının başında ortasında sonunda hep aynı istikamette olan, ve zaten en büyük kerametleri de bu “kulluk ve istikamet” olan [i]Üstadımız Ahmet Akgül Hocamız ile…
[/i]
Bizlere ve Üstadımıza maddi manevi, projeleriyle hikmetli ve ibretle rüya mesajlarıyla rehber olan [i]Aziz Necmettin Erbakan Hocamız ile… [/i]
İnşaallah [b]CEFANIN, SEFASINI SÜRMEYE[/b] geldik.
[b]Allah’ım! Bizleri yine bizim muhtaç olduğumuz, Nebilerin, Şehitlerin, Evliyaların yolundan; Cihat yolundan ayırma! Fethi Mübini görmeden, Adil Düzeni tesis etmeden, kardeşliğimizi pekiştirmeden canımızı alma… [/b]
Rahman ve Rahim Allahın adıyla
“Allah (O’dur ki), Kendisinden başka hiçbir İlah (mevcut ve mümkün) değildir, O sürekli diridir ve yarattıklarını koruyup yönetendir. O’nun bir (an bile) uyuklaması (ve gaflet basması) ve uykuya dalması yoktur. (Allah bu kusurlardan münezzehtir.) Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. (O’nun elinde ve emrindedir.) O’nun izni olmadan, (Allah’ın) katında kim şefaat (başkaları için aracılık) edebilir? O, onların geçmişlerini ve geleceklerini (bütün mahlûkatın önlerindekini ve arkalarındakini) bilir. Onlar (kulları) ise, O’nun ilminden, O’nun dilediğinin dışında hiçbir şeyi kavrayamazlar. (Bildiklerini de Allah öğretir.) O’nun Kürsüsü (hükümranlığı), gökleri ve yeri (tamamen) kaplamış ve kuşatmış vaziyettedir. Onları (gökleri ve yeri) koruyup gözetmek (asla) O’na ağır da gelmemektedir. O, çok Yücedir, çok büyük Azamet sahibidir.”
Rü’yete mazhar kıl, iki gözümle Sadık mü’minlerle, Milli Çözüm’le
Yunus 26
(Allah’ın bu davetine uyup iman eden ve) Güzel amel işleyenlere (cennetle beraber) daha güzeli, bir de ziyadesi (Allah’ın tecelli Cemâlini görmesi) vardır. (Hadis: Müslim, iman 297.) Artık onların (cennete ve rü’yete ulaşanların) yüzlerine zillet ve mahcubiyet (ayıpları) bulaşmayacak (hep emniyet ve saadet içinde olacaklar)dır. İşte bunlar cennet ehlidir ve orada daimi yaşayacaklardır.
https://www.mealikerim.com/10/yunus/26
Ya Rabbi yetmezse, katından nusret
Vahdete eremem, çün boğar kesret
Affedip sevindir, bitsin bu hasret
Sonsuz mutluluğu, örmeye geldim
Göster cemalini, görmeye geldim…
Aşkın ateşiyle, kalpte közümle
Rü’yete mazhar kıl, iki gözümle
Sadık mü’minlerle, Milli Çözüm’le
Nebiler şehitler, Erbakan ile
Cefanın sefasın, sürmeye geldim
Çok özledim ey Can, görmeye geldim…
Dua
Kesrette boğma bizi Ya Rab!…