YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
656e796949d8e
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 3 2 3
Bugün : 1273
Dün : 10786
Bu ay : 48584
Geçen ay : 302569
Toplam : 21291566
IP'niz : 44.212.96.86

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

ERBAKAN’IN ŞANLI KIBRIS ÇIKARMASI VE KARARLILIĞI!

 

ERBAKAN’IN ŞANLI KIBRIS ÇIKARMASI VE KARARLILIĞI!

(Ahmet Akgül Hoca’mızın Erbakan Devrimi kitabından – Kâzım Gülfidan)

          

Bazı küçük beyinlerin, büyük olayları idrak etmesini beklemek boşunadır. Kindar ve kıskanç kimselere, Lider şahsiyetlerin birtakım üstün başarılarını kabul ettirmek gerçekten kolay olmamaktadır. Bu ba­kımdan, Erbakan Hoca’nın, 74 Kıbrıs Zaferini hafife alanların ve asıl kahramanlığı Ecevit’e yamamaya çalışanların bu tavırları da, ya bu ola­yın boyutlarını kavrayamadıkla­rından veya kıskançlık damarlarındandır. Demirel, Ecevit ve Özal dönemleri Masonik Medya’nın, hem Kıbrıs konusunda hem diğer tarihi ve talihli atılımlarında, Erbakan’ı yok sayma veya O’nun başarılarını başkalarına yamama nankörlüğünü, maalesef 17 yıllık iktidarları boyunca AKP’li kurmayları ve yandaşları da sürdürmeye çalışmışlardır.

Şimdi Kıbrıs Barış Harekâtı’nın hem stratejik, hem psikolojik, hem de si­yasi ve askeri sahadaki üstün başarılarının ve mutlu sonuçlarının bir kıs­mını hatırlatalım:

Her şeyden önce bilinmesi ve kabul edilmesi gereken gerçek şudur ki, 74 Kıbrıs Harekâtı’nın asıl mimarı ve kahramanı Erbakan’dır. Sadece mu­hale­fet­teki Demirel’in Adalet Partisi değil, koalisyon ortağı Ecevit’in Halk Partisi de böyle bir harekâta kar­şıydı. Çünkü korkuyorlardı ve Amerika ve Avrupa’nın bas­kısı nedeniyle çıkarma yapmaya cesaret edemiyor­lardı. Hükümetin CHP kanadının bu harekâta razı edilmesi için, Erbakan’ın ilk mücadelesini koalisyon içerisinde ve Büyük Millet Meclisi’nde kazandığını belirtmemiz lazımdır. Umuyorum ki pek yakın bir gelecekte, bütün bu gerçekler, belgeleriyle ortaya konulacak ve milletimiz olup bitenleri o zaman daha iyi anlayacaktır.

Bilindiği gibi 15 Temmuz 1974’te Samson adlı EOKA’cı, Kıbrıs’ta Makaryos’u devirip darbe yapmış ve adayı Yunanistan’a katacağını ilan etmiş bulunmaktaydı. Artık Kıbrıs’a müdahale etmemiz kaçınılmazdı. Ama maalesef hem Ecevit, hem de başta Demirel olmak üzere bütün muhalefet, askeri çıkarmayı çılgınlık olarak nitelemekte ve karşı çıkmaktaydı.

Sonunda İngiliz Başkanı Callahan’la konuyu görüşmek üzere Ecevit, Oğuzhan Asiltürk’le birlikte Londra’ya gönderiliyor, böylece Erbakan, artık tam yetkili başbakan vekili oluyordu. Erbakan Hoca, CHP ile koalisyon protokolüne, “Başbakan’ın (Ecevit’in) Yurt dışına çıkması durumunda, Başbakan Yardımcısının “Her konuda ve tam yetkili sayılması” şartını yazdırıyor ve bu maddenin ne işe yarayacağının ve ne maksatla kullanılacağının farkına kimse varmıyordu!? Havaalanında Ecevit uğurlandıktan hemen sonra, Genelkurmay Başkanı Semih Sancar ve Kuvvet Komutanları, Erbakan’la birlikte özel bir odaya geçiyor ve orada bulunan Süleyman Arif Emre Bey bile içeri alınmıyordu. Bu uzun ve tarihi toplantıda, Kıbrıs’a derhal çıkarma kararı üzerinde anlaşmaya varılıyordu. Kuvvet Komutanları: “Yıllardır böylesine onurlu ve olumlu bir karara hasret çektiklerini… Düşmanların dikkatini çekmesin diye, dağıtılarak Dörtyol, İskenderun ve Mersin’de konuşlandırılan birliklerimizin çıkarmaya hazır hale gelmesi için 2–3 gün gerekeceğini” bildiriyordu. Bu arada daha önce İnönü ve Demirel’in yaptığı gibi verilen karardan geri dönülmemesi için, Erbakan’dan özellikle ricada bulunuyorlardı. Ve artık Ecevit, Türkiye’ye döndüğünde alınan bu karar gereği, hazırlıkları tamamlanan ve Kıbrıs’a doğru yola çıkan kahraman Ordu’muza mani olmaya kalkışamıyordu.

Ecevit, Kıbrıs çıkarması ve sonrasında:

1- Önce çıkarmaya çekingen ve ürkek davranmak, kararın alınmasını uzatmak ve Rumlara vakit kazandırmak,

2- Batı’nın baskısıyla, daha çıkarmanın ilk gününde Bakanlar Kurulu’nu toplayarak “ateşkes kararı” için çırpınmak,

3- Bu ateşkes kararını saat 17.00’yi bile beklemeden gündüz 11.00’de açıklamak,

4- “Kanton Çözüm” gibi yanlış ve milli çıkarlarımıza aykırı bir öneriyi karşı tarafa acelecilikle sunmak,

5- 2’nci Harekâta şiddetle karşı çıkmak ve harekâtın durdurulması için koalisyon ortağından habersiz gizli talimatlar yağdırmak,

6- Kıbrıs’ta Ordu’muzun rahatlıkla alabileceği stratejik ve ekonomik bölgelerin ele geçmesine engel olmak,

7- Maraş’ı boş bırakıp pazarlık gücümüzü zayıflatmak,

8- “Federe Devlet” sözünü ağzına sakız yapıp Kıbrıs’ta kesin ve kalıcı bir çözümü zora sokmak gibi; 8 tane tarihi ve talihsiz hata yapmıştır. Ama buna rağmen Kıbrıs Fatihi rolü oynamaktan da geri durmamıştır.

Kıbrıs üzerinde, her ne kadar Yunanistan’ın heves ve hesapları bu­lunduğu ve orayı bütünüyle bir Rum adası yapmayı planladığı biliniyorsa da, Kıbrıs asıl İsrail için önemlidir. Birleşmiş Milletler’in, ABD ve İngiltere’nin Kıbrıs’ı karıştırmak ve Türk Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak için çırpınma­ları işte bu yüzdendir. Bir dünya haritasını önünüze alıp baktığınızda görülecektir ki, İsrail’in çevresi hep İslam ül­keleriyle çevrilidir. Bu ülkelerdeki kabuk yönetimler ve kiralık beyinler de, eninde sonunda devrilip gidecektir. İsrail ise, sonunun geldiğini hissetmekte ve bunca yıldır Müslümanlara ve İslam dünyasına yaptığı hıyanet ve hakaretlerin, mutlaka hesabının sorulacağını düşünmekte ve psikolojik bir suçlu­luk korkusu ve kompleksi içinde debe­lenmektedir. Akdeniz dışında, İsrail’in bütün yardım kapıları ve kaçış yolları kapalı­ vaziyettedir. Çünkü Müslüman ülkelerin kontrolündedir. Akdeniz yollarının kalesi ve kapısı ise Kıbrıs olduğu için, terör şebekesi İsrail Siyonist stratejileri açısından Ada’nın kendi güdümünde olmasını istemektedir. İşte bu yüzden; “Kıbrıs’ın Müslüman Türklerden arındırılması, İsrail’in güvenliği ve geleceği açısından hayati bir önem” arz etmektedir.

Kıbrıs, İslam âlemine yeniden lider ve lokomotif olacak bir potan­si­yeli bulunan, ve bu nedenle tarihi ve tabii bir sorumluluğu üzerinde taşıyan Türkiye açısından da oldukça önemlidir. Ege ve Akdeniz’de, burnumuzun dibindeki adalar bile maalesef tamamen Yunanlıların ve düşmanların elindedir. Akdeniz’de batmayan bir donanma ko­numundaki Kıbrıs’ın da bütünüyle elimizden çıkması, Türkiye’nin kolunun ka­nadının kırılması demektir. Zaten vaktiyle Sokullu Mehmet Paşa’nın Kıbrıs’ın Fethi’nden sonra İnebahtı’da Osmanlı Donanması’nı yakan Haçlı elçilerine, “Siz bizim gemilerimizi yak­makla sadece saka­lımızı tıraş etmiş oldunuz. Ama biz sizden Kıbrıs’ı al­makla kolunuzu kırmış olduk” de­mesi de bu yüzdendir.

Bu durumu çok iyi bilen ve ortaya çıkan fırsatı yerinde değerlendiren Erbakan, “Daha yakın temaslarda bulunmak(!)” üzere Ecevit’i Londra’ya uğurluyor ve resmen bütün yetkileri üstlenmiş Başbakan Yardımcısı sıfatıyla; “Ordular ilk hedefiniz Kıbrıs’tır!” komutunu veriyordu. Nice yıllardır böylesine onurlu ve olumlu bir karara hasret çeken kahra­man Ordu­’muz, hem geçmişte bu Peygamber ocağında şehadet rütbesine ulaşmış ev­liya makamın­daki mücahitlerin manevi duası ve himmeti, hem de yakın bir ge­lecekte yeniden Hak ve adaletin bekçileri olmanın peşin bereke­tiyle, bir nevi imkânsızı başarıyor, Amerika ve Avrupa’sıyla bütün Batılıları ve bâtıl kafalı­ları hayret ve dehşete düşüren bir cesaret ve hareketle, ismini Peygamberle­rinden alan Mehmetçikler Kıbrıs’a çıkıyordu.

Kıbrıs Zaferinin mutlu sonuçlarına gelince:

a- İslam dünyasındaki, pek çoğu danışıklı dövüş, şüpheli ve şaibeli bulunan ve maalesef sonunda Müslümanları kültüründen ve kimliğinden uzaklaştırıp emperyalistle­rin yarı sömürgesi du­rumuna sokan, bazı kurtuluş hareketlerini hesaba katmaz­sanız; Kıbrıs Barış Harekâtı, yakın tarihte Haçlılara karşı yüzde yüz milli amaç­lar ve yerli im­k­ânlarla kazanılan en önemli zaferlerden biri olma özelliğini ve önemini taşımaktadır. Kıbrıs’ta, Amerika’sı, Avrupa’sı, Rusya’sı, İngiliz’i, Fransız’ı, Yunan’ı, İsrail’i, kısaca Yahudi ve Hristiyan dünyası yeni bir Haçlı İttifakı ku­rup karşımıza çıktıkları… Sözde müt­tefikimiz olan NATO ülkeleri bile aleyhimize tavır aldıkları… Parasını peşin verdiğimiz silahlara, gemi ve uçaklara el koydukları ve her türlü ambargoyu uyguladıkları halde, Türkiye’nin Kıbrıs’a çıkması ve yarısını kur­tar­ması, yeni bir Kosova’dır, Niğbolu’dur, Mohaç’tır…

b- Şanlı Kurtuluş Mücadelemizden sonraki, en milli ve cesaretli girişim olan Kıbrıs zaferi; Afgan direnişi, Bosna mücadelesi ve Çeçenistan zaferi gibi destanlara, dolaylı şekilde zemin hazırlamıştır. Zira Kıbrıs’taki bu beklenmedik başarının bereketli ve cesaretli sonuçları, her tarafa yansımıştır. Yeryüzündeki İslami diriliş ve direniş hareketleri Kıbrıs zaferiyle yeni bir hız ve heyecan kazanmıştır. Böylece; “Batı yenilmez, Haçlılara karşı gelinmez” korkusu ve kompleksi yıkılmış­tır.

c- Kıbrıs çıkarması yüzünden ülkemize uygulanan ambargolar sebe­biyle, Türkiye kendi ihtiyaç duyduğu başta savunma sanayiini kurup geliştirmeye, bütün harp silah ve gereçle­rini üretmeye yönelmiş ve bu sahada başarılı olabileceğini kanıtlamıştır.

Velhâsıl 74 Kıbrıs Harekâtı; Cumhuriyet tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıdır. Kıbrıs’ın sadece alınmasının değil, o günden bugüne elimizde kal­masının da kahramanı, yine Erbakan’dır. Erbakan Türkiye’de yıllarca ikinci ve üçüncü sınıf insan muamelesi gö­ren, her vesileyle horlanan ve ezilen dindar insanlarımızın, yeniden kendilerine güven duygusu ve girişimcilik ruhu kazanmalarını sağlamıştır. İnancını yaşayan ve bunu en büyük şeref sa­yan ve Hakk’ı savunan insanlar, Meclis’e taşınmış… Bunlara Bakanlık yaptırılmış ve yönetim kademelerinde en üst görevlere atanmıştır. Bunun üzerine, Nurculuk ve Süleymancılık gibi ke­sim­lere, tarikat ve İslami hizmet ehli kimselere; sırf Erbakan’a kayma­sınlar diye, düzenin partileri ve hükümetleri tarafından müsaade ve müsamaha edilmeye başlanmıştır… Bu da onların daha rahat hiz­met vermelerini ve İslami düşünce ve davranışların daha bir gelişmesini ve yerleşmesini sağladığı sanılsa da, aslında Fetullahçılar gibi işbirlikçi hainlerin ve din istismarcısı kesimlerin önünü açmıştır. Yani Selamet ve Refah Partisi dışındaki, manevi hizmetlerin ve İslami gelişmelerin şerefine ve seva­bına da, dolaylı olarak Erbakan yine ortaktır; ama Dini yozlaştırmak, dindarları yobazlaştırmak ve Dış Güçlerin maşalığını yapmak gibi tahribatların büyük vebali AKP iktidarının sırtındadır.

Özetle: “Önce ahlâk ve maneviyat” diyerek yola çıkan, manevi kalkınma hamlesini başlatan ve başaran Erbakan, hemen ardından ve özellikle Kıbrıs za­ferinin arkasından tarihi “Ağır Sanayi” hamlesini başlatmış ve bütün iç ve dış mihrakların karşı­sına dikilmesine rağmen, temelini attığı 200 fabrika­nın 68 tanesini tamamlamıştır. Geri kalanları da hizmete sokmak ve sadece yeni bir Türkiye değil, yepyeni bir dünya kur­mak üzere, Selamet gemisi, Refah birikimi ve Fazilet kadrosuyla, Saadet burcunda zafer limanına yaklaşmışken; makam ve çıkar uğruna Siyonist odaklarca irtibat ve ittifak kuran Erdoğan ve arkadaşlarının gaflet ve hıyanetiyle, bu tarihi adımlar ve planlar, geçici olarak akamete uğratılmıştır. Erbakan Hoca’mızın ölümü ise bu kutlu gidişatı aksatmayacak, bilakis hızlandıracaktır. Çünkü O’nun sadık talebeleri ve takipçileri Milli Çözüm projelerini uygulayacak inkılap ve iktidarın yolunu açacaktır!

 

 

Bu makaleyi sesli olarak dinleyebilirsiniz:

{mp3}erbakanvekibris{/mp3}

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

-

-

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
15 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Mehmet Akif

SANA SADAKAT ŞEREFİMİZDİR MUHTEREM HOCAM!
Kıbrısın fethi aslında Yeni Bir Dünyanın kurulmasının da önünü açacak fevkalade mühim ve şanlı bir zaferdir.

İslam alemine; Bâtılın ve Batılıların Yenilebilir olduğunu ispat ederek, mücadele azmi ve şevki aşılamıştır.

İsrailin güvenliği ve de Türkiyenin İsraili ablukaya alması açısından hem Siyonizm için hem de Milli Türkiye için Kıbrısın önemi büyüktür.

Muhterem ERBAKAN Hocamız hem dış düşmanların tamamını (ABD, AB, İsrail, vs.) hem de içerdeki işbirlikçi korkak ve gafil kesimlerin hepsini Kıbrıs Zaferiyle hezimete uğratmıştır.

Kıbrıs Zaferi, Siyonizmin belinin kırılması ve beyninin darmadağın edilmesinin bir provası konumundadır.

İnşaallah Güzel günler ve Fethi Mübin Yakındır.

Rabbim ayaklarımızı Milli Görüş ve Milli Çözüm Şuurunda daim eylesin.

Kemal Serkan

Mustafa Kemal’den sonra toprak alan, ağır sanayiler kuran, ülkemizin ve insanlığımızın onurunu saygınlığını koruyan zirveye çıkaran tek lider ERBAKANDIR.
Mustafa Kemal’den sonra toprak alan, ağır sanayiler kuran, ülkemizin ve insanlığımızın onurunu saygınlığını koruyan zirveye çıkaran tek lider ERBAKANDIR.

1969 yılında, ülkemizin insanlığının manen ve maddeten saadet bulacağı yolunun en kestirme ve herkesçe ortak paydaş olan SİYASET ile olacağını anlamış ve hayatını bu yolda harcamış PROF. DR. NECMETTİN ERBAKAN Hocamızı rahmetle minnetle anmadan geçmek nankörlük olur. Kıbrıs Atatürk’ten sonra kazanılmış tek toprak parçası malumunuz. Onca iç ve dış kirli güçlere rağmen üstün bir strateji ve bilgelikle en güçlü düşmanlara rağmen kazanılan bu toprak parçası taaa bugünlerde 7 milyar insanlığın huzurunun sağlanacağı siyonizmin batırılacağı tarihin çöplüğüne gömülmesine vesile olacağı bir TOPRAK PARÇASI HATTA BATMAYAN BİR UÇAK GEMİSİ.
Şuan AKDENİZ’de onlarca ülkelerin uçak gemisinin hazır bulunduğu gerçeğinden hareketle büyük kolaylıklar sağlanacağı bir toprak parçasıdır KIBRIS…
İleriyi gören ENDER LİDER ERBAKAN’IN bize ve tüm insanlığa hediyesidir KIBRIS…

Gel gelelim ERBAKAN’ın haricindeki diğer işbirlikçi lider bozuntularının yaptığı tek iş ise toprak satan fabrika satan onur ve izzetimizi peşkeş çekenler olmuş olması…

İnşaallah Aziz Erbakan Hocamızın sadık talebeleri eliyle tekrar o şahsiyetli saygın onurlu izzetli maddi ve manevi refahın geleceği günlerin arefesinde olduğumuzu hissediyoruz hatta faizci sömürü sisteminin iflas ediyor olduğunu görüyor olmanın verdiği büyük bir hazzı yaşıyoruz.. Rabbim sadıklar hürmetine , “nusret gayrete aşıktır” sözünü takatının sonuna kadar bilfiil yaşayan Üstad Ahmet AKGÜL Hocamızın yüzüsuyuhürmetine Adil bir düzenin gelişini hızlandırsın kolaylaştırsın inşaallah…

SAYGILARIMLA.

Yakup G.

Şanlı Zafer…Barbaros Hayrettin Paşa’nın: “Denizleri kontrol edebilen, dünya ticaretini; dünya ticaretini kontrol edebilen, zenginlikleri; dünyanın zenginliklerini kontrol edebilen de dünyayı kontrol eder.” sözü Şanlı Kıbrıs Zaferimizin sonucu açısından stratejik özelliğini anlatan çok yerinde bir söz olsa gerek. Ayrıca, Kıbrıs’ın Türkiye için önemi 1920’lerin İngiliz Başbakan’ı Lord Curzon’un şu sözünde gizlidir; “Kıbrıs’ın kaderi, Anadolu’nun kaderine bağlıdır”… Makale içerisindeki şu söz aslında Kıbrıs Barış harekatının önemini göstetmektedir; “Türkiye’nin Kıbrıs’a çıkması ve yarısını kur¬tar¬ması, yeni bir Kosova’dır, Niğbolu’dur, Mohaç’tır… “ Şanlı Kıbrıs Zaferini hafife almak bir eziklik psikolojisidir. Ve Ecevit’in zaferden yıllar sonra verdiği röportajlar bu meyandadır. Bu zafer o kadar büyük bir zaferdir ki;1. Savunma sanayimizin ateşini fitillemiştir. 2. Akdeniz’de ülkemizin kıta sahanlığını genişletmiş ve bugün bulunan enerji yatakları hususunda ülkemizi söz sahibi etmiştir.3. İslam aleminin özgüvenini arttırmış, İslami diriliş ve direniş hareketlerine hız ve heyecan kazandırmıştır.4. İsrail’in kaçış ve yardım noktası Türkiye’nin kontrolüne geçmiştir.5. Preveze Deniz Savaşı (27 Eylül 1538), Cerbe Deniz Savaşı (14 Mayıs 1560), ve Çanakkale Deniz Savaşı (18 Mart 1915) sonrası Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki ilk Deniz Zaferi ve adanın alınması açısından Cerbe Zaferinden sonra son 400 yıldaki en önemli ada fethi ve 1699 Karlofça Antlaşması’ndan sonra toprak kazanılan 2.büyük zaferdir (1. Si Dömeke zaferidir.)6. Vietnam’da büyük yenilgi yaşayan ABD, kısa sürede kazanılan stratejik, psikolojik, siyasi ve askeri bir zafer olması açısından ve savaş esnasında uygulanan stratejilerden dolayı bu zaferi harp müfredatına dahil etmiştir. Günümüze geldiğimizde, Doğu Akdeniz, hem enerji hem de askeri güvenlik açısından dünyanın en kritik bölgelerinden biri olmuştur. Hemen bütün ülke donanmaları burada bulunmaktadır. Ülkemiz için en hayati güvenlik tehditleri bu bölgede yoğunlaşmaktadı r. Türkiye’nin acil olarak KKTC’de kapsamlı bir deniz üssü kurması gerekmektedir. Bu durum KKTC’nin egemenlik haklarının muhafazasında güvence olmasının yanısıra, KKTC ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerinin korunması, deniz enerji sahalarındaki işgalleri önleyecek tedbirlerin alınması ve yeniden başlatılmak istenen müzakerelerde KKTC ve ülkemizin elini güçlendirecektir. Bu arada makeleyi okurken kulaklarımda Aziz Erbakan Hocamızın 90’lı yıllarda Refah Partisi Genel Başkanı olarak bir Meclis konuşmasındaki şu konuşması yankılandı: “Ne yapacağız biz Kıbrıs’ta? Derhal federe devlet görüşmelerine son vereceğiz.Ne imiş bu federe devlet görüşmesi?Yahu bizim bağımsız bir devletimiz var.Gidiyoruz bir yandan bu bağımsız devleti sözde Müslüman ülkelere ne olursunuz siz de bu devleti kabul edin diyoruz, öbür taraftan işte BM şunu dedi bunu dedi, onu dedi; vay canına ya. BM sizi hipnotize mi ediyor? Allah aşkına bırakın şunu. Efendim Amerika’nın hoşuna gitmiyor. Bana ne Amerika’dan. Amerika mı bizi yönetecek? Ne imiş bu federe devlet? Şu hale bakın, sözde bağımsız devletiz. Biz bu devleti tanımışız. Senelerden beri niçin uğraşıyoruz? Rumlarla ortak bir devlet kuracağız, kendi bağımsız devletimizi ortadan kaldıracağız! Bu nasıl iştir? Kim zorluyor bizi? Rum peşimizde koşsun. Bırakın bu görüşmeleri; kesin.Kesin de altmış milyon sizi alkışlasın.Altı milyar insan selam dursun. Bırakın bu safsataları… Bas bas bağırıyorum.Yah u KKTC’yi tanıttırın, bırakın bu federe devlet saçmalıklarını. Ne imiş bunlar?…” Annan Planı’nı destekleyen Erdoğan ve Gül için de Aziz Erbakan Hocamız şöyle demişti: “Bir baba evladına ‘bir baltaya sap olamadın’ der. Bu AKP’li yöneticiler de, ‘Milli Görüş içinde bir baltaya sap olamıyoruz’ dediler ve ayrıldılar. Bir atasözü vardır;… Devamını oku

Yakup G.

ŞANLI ZAFER ve STRATEJİ VE MAHİYETİ…Kıymet Sezer 28 Ağustos 2018, 04:00 Son Güncelleme: 29 Ağustos 2018, 09:21 Yeni ŞafakBarbaros Hayrettin Paşa’nın: “Denizleri kontrol edebilen, dünya ticaretini; dünya ticaretini kontrol edebilen, zenginlikleri; dünyanın zenginliklerini kontrol edebilen de dünyayı kontrol eder.” sözü Şanlı Kıbrıs Zaferimizin sonucu açısından stratejik özelliğini anlatan çok yerinde bir söz olsa gerek. Ayrıca, Kıbrıs’ın Türkiye için önemi 1920’lerin İngiliz Başbakan’ı Lord Curzon’un şu sözünde gizlidir; “Kıbrıs’ın kaderi, Anadolu’nun kaderine bağlıdır”… Makale içerisindeki şu söz aslında Kıbrıs Barış harekatının önemini göstetmektedir; “Türkiye’nin Kıbrıs’a çıkması ve yarısını kur¬tar¬ması, yeni bir Kosova’dır, Niğbolu’dur, Mohaç’tır… “ Şanlı Kıbrıs Zaferini hafife almak bir eziklik psikolojisidir. Ve Ecevit’in zaferden yıllar sonra verdiği röportajlar bu meyandadır. Bu zafer o kadar büyük bir zaferdir ki;1. Savunma sanayimizin ateşini fitillemiştir. 2. Akdeniz’de ülkemizin kıta sahanlığını genişletmiş ve bugün bulunan enerji yatakları hususunda ülkemizi söz sahibi etmiştir.3. İslam aleminin özgüvenini arttırmış, İslami diriliş ve direniş hareketlerine hız ve heyecan kazandırmıştır.4. İsrail’in kaçış ve yardım noktası Türkiye’nin kontrolüne geçmiştir.5. Preveze Deniz Savaşı (27 Eylül 1538), Cerbe Deniz Savaşı (14 Mayıs 1560), ve Çanakkale Deniz Savaşı (18 Mart 1915) sonrası Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki ilk Deniz Zaferi ve adanın alınması açısından Cerbe Zaferinden sonra son 400 yıldaki en önemli ada fethi ve 1699 Karlofça Antlaşması’ndan sonra toprak kazanılan 2.büyük zaferdir (1. Si Dömeke zaferidir.)6. Vietnam’da büyük yenilgi yaşayan ABD, kısa sürede kazanılan stratejik, psikolojik, siyasi ve askeri bir zafer olması açısından ve savaş esnasında uygulanan stratejilerden dolayı bu zaferi harp müfredatına dahil etmiştir. Günümüze geldiğimizde, Doğu Akdeniz, hem enerji hem de askeri güvenlik açısından dünyanın en kritik bölgelerinden biri olmuştur. Hemen bütün ülke donanmaları burada bulunmaktadır. Ülkemiz için en hayati güvenlik tehditleri bu bölgede yoğunlaşmaktadır. Türkiye’nin acil olarak KKTC’de kapsamlı bir deniz üssü kurması gerekmektedir. Bu durum KKTC’nin egemenlik haklarının muhafazasında güvence olmasının yanısıra, KKTC ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerinin korunması, deniz enerji sahalarındaki işgalleri önleyecek tedbirlerin alınması ve yeniden başlatılmak istenen müzakerelerde KKTC ve ülkemizin elini güçlendirecektir. Bu arada makeleyi okurken kulaklarımda Aziz Erbakan Hocamızın 90’lı yıllarda Refah Partisi Genel Başkanı olarak bir Meclis konuşmasındaki şu konuşması yankılandı: “Ne yapacağız biz Kıbrıs’ta? Derhal federe devlet görüşmelerine son vereceğiz.Ne imiş bu federe devlet görüşmesi?Yahu bizim bağımsız bir devletimiz var.Gidiyoruz bir yandan bu bağımsız devleti sözde Müslüman ülkelere ne olursunuz siz de bu devleti kabul edin diyoruz, öbür taraftan işte BM şunu dedi bunu dedi, onu dedi; vay canına ya. BM sizi hipnotize mi ediyor? Allah aşkına bırakın şunu. Efendim Amerika’nın hoşuna gitmiyor. Bana ne Amerika’dan. Amerika mı bizi yönetecek? Ne imiş bu federe devlet? Şu hale bakın, sözde bağımsız devletiz. Biz bu devleti tanımışız. Senelerden beri niçin uğraşıyoruz? Rumlarla ortak bir devlet kuracağız, kendi bağımsız devletimizi ortadan kaldıracağız! Bu nasıl iştir? Kim zorluyor bizi? Rum peşimizde koşsun. Bırakın bu görüşmeleri; kesin.Kesin de altmış milyon sizi alkışlasın.Altı milyar insan selam dursun. Bırakın bu safsataları… Bas bas bağırıyorum.Yahu KKTC’yi tanıttırın, bırakın bu federe devlet saçmalıklarını. Ne imiş bunlar?…” Annan Planı’nı destekleyen Erdoğan ve Gül için de Aziz Erbakan Hocamız şöyle demişti: “Bir baba evladına ‘bir baltaya sap olamadın’ der. Bu AKP’li… Devamını oku

N.Gündüz

Gerçek Liderler zamanla anlaşılır
1974 Kıbrıs çıkarmasını yapan Erbakan Hocamız’ı iyi tanıyan Siyonist merkezler, O’nun müslümanlar tarafından tanınmaması için gayretlerinde belki başarılı oldular ama proje ve planlarını engelleyemedikleri açıktır. Buda Erbakan Hocamız ‘ın ne kadar önemli bir şahsiyet olduğunu ortaya koymaktadır.
Şeytani cephe Erbakan Hocamız’ın karşısında yenilmiştir. Bu saldırı ve hırçınlıkları ondandır.
Tabi zamanla herşeyin gerçek yüzü ortaya çıkacaktır. Kim kahramanmış kim sahtekarmış göreceğiz.
Aziz Hocamız beni hans anladıda Hasan anlamadı. Sözü boşuna söylenmemiştir .

Mus ab

Şeytanlara ve İki Ayaklı Şeytanlara En Güzel Cevaptır Kıbrıs Harbi-Zaferi
Kimse bizle baş edemez! Herkes bizim kontrolümüz dedir! Dünya bizim tek elimizdedir! Türkiye Siyon dünya düzenimize başkaldırması değil, toplu ine bile artık üretemez! Diye çifte naralar atarak zulmüne devam ederken bir Osmanlı şamarı-Kıbrıs Zaferi, şimşek gibi çaktı suratlarının ortasında. “Bundan sonra artık dünya istediğiniz gibi yönetilmeyecek” dedi Eşsiz komutan ERBAKAN. Sarsılan Yeni Dünya Düzenlerinin imajını elli yıldır Kıbrıs’ı Geri alarak kurtarmak istese de zalim Siyonistler, Eşsiz Komutan ERBAKAN ve Kahraman Türk Ordusunun pençelerinin arasından Kıbrıs’ı geri almaya ne aklı nede gücü yetmedi. Böylelikle asırlar sonra şeytana verilmişti en okkalı cevap Allah’ın izniyle.
Bu gün “Neden Abd stratejik müttefikiniz? Yaptığı zulme rağmen, neden İsrail’le normalleşme anlaşmasını yırtıp atmıyorsunuz? Neden ABD’nin, AB’nin, Siyonist’in zulümlerine seyirci kalmaktan da öte taşeronluk yapıyorsunuz?” diye sorulduğunda; iki ayaklı şeytanların vereceği cevap cinsinden cevaplar kaşımıza geliyor! YAHU BUNLARLA NASIL BAŞ EDELİM.! SAYISIZ ANLAŞMA VAR. BUNDAN DOLAYI KILIMIZI BİLE KIPIRDATAMAYIZ.! ZULÜMLERİNE RIZA GÖSTERMEKTEN BAŞKA YAPACAK HİÇ BİR ŞEYİMİZ YOK! Dendiğini ya da bu psikolojiyle hareket edildiğini şahidiz. Bu kafadaki kişilerin, yöneticilerin geçersiz mazeretlerini yok edecek, şeytani ruh hallerine ayna tutacak; ülkemiz şuan ki durumundan her yönüyle 40 yıl geride iken işte o yürekli, akıllı, vicdanlı, onurlu, mazlumu kurtarıcı, imkansızlığa rağmen zulme başkaldırıcı ruhun start cümlesini paylaşıyoruz;
“BAŞBAKAN OLARAK EMİR VERİYORUM: KIBRIS ÇIKARTMASINI YAPIN!” Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN (Eşsiz Komutan)

Süleyman

Kıbrıs
Kıbrıs zaferi demek bütün dünyaya Erbakan olarak meydan okumanın adıdır.
Kıbrıs zaferi Yeniden büyük Türkiye ve yeni bir dünyanın kesinlikle kurulacağının batıl kafalarda kazındığının adıdır.

Saffet

Medya maymunları oynamaktaydi
45.Yıl dönümünü kutladığımız kıbrıs barış harekatının olağan üstü bir dirayet gayret ve kararlılıkla kazanılması 200 yıl sonra ilk defa toprak kazanılmasında elbette Erbakan imzasi bulunmaktaydi.Ancak medya aynı noktadan emir almış ve ağız birliği yapmışcasına maymunları oynamakta Erbakan ismini gizleyip Eceviti kahraman gibi göstermek acaba hala neyin korkusuydu.Aziz Erbakan Hocamizin Rauf denktaşin ve birçok devlet adamının olduğu bir ortamda kıbrıs çıkarma emrini kendilerinin nasıl verdiğini anlatan videoları varken bu başarıyı kimler neden hala gizlemeye çalışmaktaydı.O gün kıbrıs fethinde gösterilen büyük başarı bugün Akdenizde siyonist israille ve batililarla yasanacak Armageddon savaşında InsaAllah yine Alt yapısını Aziz Erbakan Hocamızın hazırladığı ve Askerimizin yetkili birimlerine teslim ettiği dünyada barış ve huzur sağlanacaktır.

cengiz nuhoğlu

büyük devlet adamı büyük lider
elhamdülillah böyle kutlu ve mutlu bir davada kalabilmek kendi adıma allahın bana bir lütfudur allah inşallah ayağımızı kaydırmaz kıbrıs barış harekatı başladığında 12 yaşındaydım dün gibi hatırlıyorum o kutlu zaferi o günkü medya yine bügünkü medya gibi hep ecevit,ten bahsediyordu kıbrıs fatihi karaoğlan çok iyi hatırlıyorum rahmetli erbakan hocam pist,te savaş uçağının kabinin,de pilotların taktığı kask hocam başına takmış milli görüşün simgesi olan iki elini kaldırıp baş parmağıyla işaretini yapmış ilk startı vermişti biz sol bir aileden geliyoruz evimize her gün gazete gelirdi ogünkü gazete başlıkları bugünkü gibi aklımda tek satır rahmetli hocamdan yok 1992 senesi refah partisiyle ve hocamla tanışıklığımız başlıyor sonra 1994 refah partisi gölcük ilçe teşkilatında yönetim kurulu yedek üyesi olarak çalışmaya başladık daha önce ticaret gereği milli çözüm ekibinden faruk bulut beyle.orhan atay bey,osman eraydın bey le tanıştık hepsinin bana dini konularda siyasi konularda çok emekleri oldu bir vesile sebep elhamdülillah milli görşteyiz milli çözüm ekibinin büyük bir kısmıyla konferanslarda tanışma imkanı oldu hepsinden allah razı olsun nasip oldu AHMET AKGÜL Hocamla tanışma şerefine nail olduk sağolsun milli çözüm,deki arkadaşalar dergiye abone yaptılar her ay dergim geliyor site,dende takip ediyorum yazılarınızın tamamına yakınını okudum bu vesileyle başta AHMET AKGÜL Hocam ve milli çözüm ekibini kıbrıs barış harekatı yıldönümünde tebrik ediyorum gerçek kıbrıs fatihi sevgili erbakan hocama allah,tan rahmet diliyorum

Orhan

Kıbrıs Fatih’i Başkomutan sn.Erbakan ve silah arkadaşlarıdir.
Sn.Erbakadan hocamiz hem Kıbrıs’ı sahada arazide şartlarında hem masada Almıştir.yanilmiyorsam 1997 54 hükümet zamanında masadada rest çekerek Avrupa birliği kapılarınida kapatmıştir. en son sağlığında ” bizim Kıbrıs ta müzakere edecek bir sorunumuz yok 40 sene önce bu işi halletik “”Avrupa birliği den gün alacaz diye Kıbrıs veremeyiz “.diye bu konuyu kapattı.

Bugün ki bazı eski sağcı ve solcu siyasiler ve hele hele 17 yıllık Akp hükümeti sürecinde KKTC her hafta masada pazarlık konusu yapıldı ve Avrupa Kıbrıs da TSK yi işgalci konumda gördüğü halde,

AB yle oturtup kim Avrupa birliği girmek isteyen bir zihniyet Kıbrısi biz kazandık demesin.!

KKTC Hem sahada hem masada Sn.Erbakan hoca liderliğinde alınmıştır.bu böyle biline

Harun AKGÜL

KIBRIS FATİHİ ERBAKANDIR
Dünya siyonizmi ve kuklalığını yapan kesimler için hăla daha korkusuyla yaşadıkları tek lider Erbakan Hocamızdır. Tüm ambargolara, dayatmalara ve baskılara rağmen Kıbrıs harekat emrini veren ve başarıyla Kıbrıs’ın fethedilmesinde büyük bir inanç ve dehalıkla hayırlı ve başarılı sonucun ve neticenin altında imzası olan tek lider Erbakan Hocamızdır. Ama bugün bazı kansızlar bunu yok gibi göstermeye ve içlerindeki haset kinini bu yolla tekrar kusmaya yelteniyorlar. Başta Akp kanadı, Anadolu ajansı gibi satılık basın ve dış bağlantılı diğer soysuzlar, açıklamalarında Erbakan Hocamızın ismini dahi ağızlarına almayacak kadar basitleşmiş ve alçalmışlardır. Ey şeytan Siyonizmin hizmetçileri, ne yaparsanız yapın ama bir hakikat değişmeyecek ve Kıyamete kadar Kıbrıs’ın Fatihi Erbakan Hocamız olarak bilinecek ve sizlerde bu kininizle çatlayıp patlayacaksınız. Asıl yakında Erbakan Hocamızın hazırladığı üstün teknolojik harikalarla, Akdenizdeki tüm şeytani güçlerin gemileri batırıldığı zaman ve Adil Bir Düzenle yeni bir Dünya kurulduğu vakit küçük dilinizi yutacak, hayret ve şaşkınlık içinde parmaklarınızı yiyecek ve kaçacak yer arayacaksınız. Bekleyin görün. O günler çok yakın.

Necati

ERBAKAN HOCANIN KIBRIS ZAFERİ SIYONIZMiN BÖĞRÜNE SAPLANMIŞ BiR HANÇERDİR
Ey siyonist şeytan! Erbakan Hoca Akdenizde Kıbrısta BÖĞRÜNE öldürücü darbeyi vurdu. Hemde kendini artık yenilmez zannettiğin bir zamanda, en acı yeniliğini taddın. İşbirlikçilerin Erbakan HOCANIN şanlı zaferini unutturmaya çalışmaları senin acını dindiremeyecek.
Ey siyonist ŞEYTAN! Erbakan Hoca sana öldürücü darbeyi Kıbrısta vurdu. Artïk iflah olmazsın. Seni Erbakan HOCANIN kïlıcı gebertecek. Şimdi kılıç bilenmiş, DECCALE son darbeyi vurmayı bekliyor.
İşbirlikçi hainler hala siyonist şeytanın can çekiştiğinin farkında değiller, hala hainlik peşindeler.
ERBAKAN korkusu siyonist şeytanın dudağını uçuklatmıs. Korkunun ecele faydası yok. DECCAL GEBERECEK!

A.Hakan

ZAFERİN SAHİBİNİ GİZLEMEK!
Erbakan demek ZAFER demektir.
Deccalizmin yerli yabancı uşaklarının tek hedefi olmak; İzzet, Asalet, olarak bir insana yeterdi.
Evet bu İzzettin sahibi son yy. da RAKİPSİZ LİDER ERBAKANDI. Aziz Hocamız, Cumhuriyetten sonra başarı ve zafere susamış Milletimizi ve İslam alemini ziyadesiyle memnun etmiş ve Yüce Milletimize Tarihini kimliğini yeniden HATIRLATMIŞTI. İşte bunun içindir ki 45. Fetih yılını kutladığımız Şanlı Kıbrıs Zaferimiz anılırken Yine dikkat çeken en önemli ayrıntı özellikle ERBKAN’SIZ bir zaferin ön plana çıkarılmasıydı. TRT ve diğer medya verdiği haberlerde yine ERBAKAN’I ÖZENLE GİZLEDİLER!?
Yetmez Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanının Kıbrıs Zaferi mesajının içeriğinde ERBAKAN isminin hiç anılmaması medyanın dikkatini çekmiş ve yazar haklı sorusunu sormuştu.
“ERBAKAN ADINI ANMAMANIZ FETÖ HAYRANLIĞINIZIN BİR NETİCESİMİYDİ!?”
Bizler de sesleniyoruz ey gavur aşıkları çatlasanız da patlasanız da yediğiniz ekmekten. …fanilanıza kadar ERBAKN’A borçlusunuz… Hatta aldığınız nefeste bile onun payı var. Bu hazımsızlığınızdan dolayı çıldırabilirsiniz. Ne diyelim ayeti kerimenin hatırlattığı gibi “Kininizle geberin”, “Ayağınızdan tavana asılın!” Yetmez Adil Düzen sisteminde ERBAKAN sandıklarının adaletiyle muhatap olasınız. Olacaksınız da..
Erbakan hayatta değilse, partisinin durumu da belliyse korkuları kimden ve de neden?!.
Ey MİLLİ ÇÖZÜM SADIKLARI bütün mesele SENSİN SEN..

e Asıl Kahramanı GİZLEDİ!?

Necmettin

Yeni Adil Bir Dünya’ya Doğru!..
Gerçeklerin üstü belli bir zaman örtülü kalsa;büyük ve üstün tarihi şahsiyetlerin kıymeti bir dönem hiç analşılmasa da!.. Hakikat mutlaka bir gün,gün yüzüne çıkacaktır!..Ömrünün her karesini ülkesi-milleti,ümmet ve tüm insanlığın saadeti için adamış ,Aziz Erbakan Hocamız gibi büyük şahsiyetlerin ,yüksek kişilik ve üstün özellikleri,tarihi girişim ve büyük zaferleri,başarılı icraat ve namütenahi proje,hamle ve hazırlıkları, herkes ve her kesim tarafından mutlaka anlaşılıp takdir edilecektir!..

Elbette hakkı teslim etmek,yapılan büyük hamle ve hazırlıkları takdir etmek faziletli bir davranıştır!
Ancak yeterli değildir!..Asıl marifet ve izzet; ülkemiz ve tüm insalığın saadeti istikametinde yürütülen bu kutlu çalışmalara,bu kutsi mücadeleye omuz vermek,destek çıkmak ve en şereflisi de varlığını bu uğurda harcamak-adamaktır!.. İşte,Milli Çözümün duruşu ve mücadelesi bu adanmışlığın en güzel bir numunesidir!..

Ülkemizin güvenliği ve insanlığın huzuru için hayati öneme sahip bulunan Kıbrıs adasının, sağlam ellerde bulunmasının gerekliliğini en iyi şekilde bilen Aziz Erbakan Hocamız;gerçek,güçlü,cesur ve bilge bir devlet adamın yapması gereken ne varsa bi hakkın yapmış ve Kıbrıs’ımızın kurtarılmasına önderlik etmiştir!..
Pek çok hükümet üyeleri ve yetkili zevatın çılgınlık olarak gördükleri “Kıbrıs Müdahalesi”ni tarihi ve mecburi bir “Milli Sorumluluk”olarak gören Erbakan Hoca;kakraman ordumuzun sağlam,kararlı ve cesur tutumunu ZAFER’e taşıyacak büyük bir siyasi dirayet sergilemişlerdir!..

Şimdilerde Kıbrıs’ın gerçek Fatihi’nin Aziz Erbakan Hoca olduğu gerçeğini kitlelere öğretmesi ve Kıbrıs’ın korunup- kollanmasına,geliştirilip-güçlendirilmesine sahip çıkması gerekenlerin!..Bırakınız bu milli görevleri ifa etmeyi,Annan Planı gibi Kıbrıs’ı yoketme şeytanlıklarına şuursuzca nasıl çanak tuttuklarına şahit olunmuştur!..(Bu günlerde gazlar konusunda vb yapmak durumunda oldukları bir kısım doğrular ise ,kendi irade ve istekleriyle kesinlikle değil ,Milli Devlet Aklı ve İradesi’nin mecburi yönlendirmeleri sonucu gerçekleşmektedir!..)

Kıbrıs’ın şer güçlerin mutlaka kontrolünde kalmasını ve hatta tüm Müslüman-Türk unsuların bölgeden çıkarılması-yokedilmesinin hayallerini kuran şer güçlerin şahı ,devlet postlu terör şebekesi israil’in tüm hayal ve umutları da pek yakında alt üst olacaktır…

Aziz Erbakan Hocamızın tarihi ve talihli plan,proje ve Mİlli Hedeflerine tam anlamıyla inanmış,kavramış ve amacına ulaşmasını kendisine gaye edinmiş; bilge ve üstün bir şahşiyetin liderliğinde,Türkiye kendisine kurulan tüm kirli tezgah ve kumpasları mutlaka kırıp dağıtacak!..Adil Düzene geçecek ve böylece;
-Yaşanabilir Bir Türkiye
-Yeniden Büyük Türkiye ve
-YENİ ADİL BİR DÜNYA’ya ulaşılmış olacaktır!..

H. T.

Kıbrıs Zaferinin 45.yılı
Kıbrıs Harekatı, küresel güçlerin her türlü ambargo, tehdit ve şantajına karşı destansı bir zaferdir.

YORUMLAR

Son Yorumlar
15
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx