YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
674f9d69d993b
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 1 5 6
Bugün : 2427
Dün : 30630
Bu ay : 117242
Geçen ay : 890827
Toplam : 29861808
IP'niz : 18.97.9.175

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

MİLLİYETÇİLİK, YARARLI VE HAYIRLI
IRKÇILIK İSE, ZARARLI VE HARAMDIR!

Milliyetçilik, Yararlı ve Hayırlı; Irkçılık ise, Zararlı ve Haramdır!
5 14 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Abdullah AKGÜL

Abdullah AKGÜL

Yorumu Takip Et
Bildir
16 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Birbirlerinin coğrafi ve tarihi birikimlerinden, inanç ve ahlâk deneyimlerinden yararlanıp ortak medeniyetler kurmaları için ayrı kavim ve kabileler şeklinde var kılındıklarını beyan buyurmaktadır. Bu, yararı ve lüzumu tarihi tecrübelerle sabit olmuş MÜSPET MİLLİYETÇİLİK ile; ortak inanç, ahlâk, ideal ve bilimsel programlar etrafında hayır dayanışması ve huzur kaynaşması olan ÜMMET BİLİNCİ’nin birbirini tamamladığı açıktır. Ancak Milliyetçilikle Ümmetçiliği hâlâ birbirine aykırı görmek, ya akıl ve anlayış kısırlığıdır veya içinde sakladığı kasıtlı bir Din düşmanlığıdır.

Oysa Milli Çözüm’ün formüle ettiği gibi; “5-P” ortaklığı bu kaynaşmayı sağlayacak, her millet kendi ülkesinde bağımsızlığını koruyacaktır.



1- Pasaport ortak, 2- Pazar ortak, 3- Para ortak, 4- Pakt (savunma) ortak, 5- Program (kalkınma projeleri) ortak olan ve aynı inanç, ahlâk ve idealleri paylaşan ülkeler, farklı kültür ve kökenden, iyi niyetli ve adaletli ülkeleri de yanına alarak yeryüzünde kutlu bir BARIŞ ve BEREKET birlikteliği kuracaklardır.

Milliyetçilik ne kadar lazım olan bir şey ve toplumlar içinde gerekli ise bir o kadarda ırkçılıkta tehlikeli ve sakıncalıdır. Bu ırkçılığında temelinde üstün ırk inancı yani evrim safsatası yatmaktadır. Temelinde ben diğerinden üstünüm bu inanca sahip olan bireyler bir başkasına her türlü kötülüğü hiç gözünü kırpmadan yapabilir çünkü kendisini karşısındakinden her türlü ayrılacalıklı ve üstün görmektedir.

Bu ırkçılık yapan insanların önceliğini İslami esaslar belirlemeyeceği için başta kavmi ve kabilesine huzurlu ve mutlu bir ortam ve gelecek sunamayacaktır. Çünkü saadete ancak İslam ve İslam kardeşliği ile ulaşılacaktır. Herşeyin sahibi olan Rabbimiz aynı zaman sonsuz ilminde sahibi olduğu için kullarına karşıda sonsuz merhamet sahibidir, bu sebeple dünya ve ahiret saadetine nasıl ulaşılacağınıda İslam ve Kur’an ile öğretmiş gerçek ilerleme ve çağdaşlaşma ancak İslam ile mümkün olacağından islamdan başka bir yerde saadet aramak insanın kendisine yapacağı en büyük zulüm olacaktır. Bu dünya hayatını da kendisine zindan edecek ve asıl kötü sonu ise ahirette yaşayacaktır.

Güncel mülteci olaylarının yorumlanması için harika bir yazı..

Son dönemde yaşanan mülteci endeksli olaylar ve Suriye temsilciliklerimizde gerçekleşen menfur saldırılar düşünüldüğünde siyonizmin ırkçılığın zeminini hazırlayarak nasıl gündem değiştirdiğini görmekteyiz.

Önce yanlış göçmen politikası ile ülkemizin ekonomik, kültürel ve demografik yapısının alt üst edildiği, sonrasında fırsatını buldukça ya da fırsat oluşturarak bunun gündem ve algı aracı olarak kullanıldığını görmekteyiz.

Ülkemizde Hamas’ın kutlu direnişi ile oluşmaya başlayan siyonizm karşıtı bilincin, mültecilerin yanlış davranışları ve Suriyelilerin ülkemiz temsilciliklerine saldırıları vasıtasıyla gölgelenmeye çalıştığı gözlemlenmektedir. Filistin davasının milliyetler üstü bir kavram olduğunun anlaşılmaya başladığı bu süreçte Suriyeli karşıtlığı vasıtasıyla ırkçılık asabiyetinin tetiklenmesi manidardır.

Zafer inanalarındır…

ündemi titizlikle sentezleyip doğruların ışık tuttuğu bir makale olmuş Allah CC razı olsun Hocam…..İnsanlar farklı Millet ve Irktan oluşmaları ne kadar doğalsa birbirlerine saygı duymaları da o kadar elzemdir…Peki neden bu kadar kin ponpalanmıştır topluma…Kardes kanı akıtılsın için…O halde bizlere düşen İman ımıza sarılıp sımsıkı tutmak ve bilinçlenip bilinçlendirmek olmalıdır…

Ya RAbbi fitne ateşi yakanları ne olur bu ateşte yak…Zalimlerin oyunlarını onların üzerine çevir Ya Rabbi!

Aminn

Son düzenleme 4 ay önce ELİF ÇAĞIL tarafından

Ha bir de futbol maçlarında oyuncuların yaptığı hareketleri de es geçmemek gerekiyor.
Yoksa daha sonra olayı ülkeler arasında bir mesele gibi görmeye başlıyorlar.

Milliyetçilik ve Irkçılık dendiğinde aklıma hep aynı resim geliyor nedense.

Bir haber düştü önüme internette dolaşırken. Tam da yurdum insanından bir manzara koymuş ortaya.

“İstanbul’da lüks restoranda yemek yiyen Arap iş insanları kabus yaşadı! “Arap marap anlamam ben, Türkiye lan burası”

Bir vatandaş, gözleri felfecir okuyor, ayağında kısa bir şort, üstünde California yazılı bir tişört, hem alkollü ve hem de eliyle bozkurt işareti yaparak bu sözü söylemiş.

Bu resme bakarak yorum yazmaya bile gerek kalmıyor. Dedik ya yurdum insandan bir manzara ve milliyetçilik postuna giydirilen ırkçılık anlayışı.

Aziz Hocamızın hazırladığı Adil Düzen projelerinin uygulanacağı, Siyonist İsrail’in yıkılacağı, Emperyalist ABD ve AB’nin hizaya sokulacağı ve tüm insanlığın kurtulacağı, tarihi ve talihli devrim ve değişimi, bizlerin eliyle gerçekleştir… Bu aciz kullarını sevindir ve şereflendir Allah’ım!.. Amin…

Maalesef şu soruların yanıtı bir türlü verilmemektedir: İslam dışı bir Türkçülük düşüncesinin: Hukuki kuralları, iktisadi esasları, siyasi (devlet ve hükümet sistemiyle ilgili) kanunları var mıdır, varsa nelerdir? Oturup bir “Türklük anayasası” yapılabilir mi? Haçlı Batıdan kopya edilen kanun, kural ve kurumlara biraz da İslam sosu ekleyerek uydurulup uygulanacak bir düzenle bu millet nereye varabilir?

Asrısaadetten günümüze Milyarlarca Müslümanın, milyonlarca evliya ve ulemanın: “Hz. Muhammed’in kendi uydurduğu söz ve hükümlere Allah kelamı diye aldanıp kapıldıklarını ve böyle bir yalanın ve sahtekarlığın peşine takıldıklarını” iddia edecek kadar sapıtanların, bu millete ve insanlık alemine verecekleri hiçbir şey olmadığı kesindir.

Hayat felsefemiz; Vahşi hayvanlar ve düşmanlarla dolu ormanlık bir alanda ve gece karanlığında, kurtuluş yolunu bulmak için: İman ışığımız, Kur’an haritamız, akıl pusulamız, Resulüllah rehberimiz, Müsbet milliyetçilik ise gayretimiz ve direncimiz yerindedir. Yüce Yaratıcımızın buyruklarına uyarak Onun rızasını aramak, ölüm sonrası sonsuzluk hayatına hazırlanmak; Ülkemize, milletimize ve devletimize sahip çıkıp hizmet sunmak amacıyla yaşamak ve insanlığın hayrına fedakârlıkta bulunmak yegâne hedefimizdir.

https://www.millicozum.com/mc/2014/eylul-2014/turkculuk-ve-milliyetcilik-tartismalari/

BUNA MİLLİ ÇÖZÜM FARKI DENİR, BUNA ASRIN SAHİBİ OLMAK DENİR, BUNA KUR’AN’A TERCÜMAN OLMAK DENİR…!! ELHAMDÜLİLLAH..

Makale başlı başına ASRIMIZIN KUR’AN’A TERCÜMANI OLAN MİLLİ ÇÖZÜM’ÜN ŞAHSİ MANEVİSİ ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZIN, günümüz problemlerine sıkıntılarına Kur’an’dan Sünnetten yola çıkarak içtihat ile çözdüğüne muhteşem bir örnek…

HUCURAT SURESİ 13. AYETTEN YOLA ÇIKARAK : “Ey insanlar, gerçekten Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık (Hz. Adem’le Hz. Havva’dan türetip çoğalttık). Ve birbirinizle (kolaylıkla) tanışmanız (ve farklı yetenek ve faziletlerinizden yararlanmanız) için sizi (değişik) kavimler ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün olanınız (kerim ve değerli sayılanınız, ırk ya da soyca değil) takvaca (kötülükten sakınma, iyilikte yarışma konusunda) en ileride bulunanlarınızdır. Şüphesiz Allah (her şeyi hakkıyla) Bilendir, Habir’dir.”  
Bu, yararı ve lüzumu tarihi tecrübelerle sabit olmuş MÜSPET MİLLİYETÇİLİK ile; ortak inanç, ahlâk, ideal ve bilimsel programlar etrafında hayır dayanışması ve huzur kaynaşması olan ÜMMET BİLİNCİ’nin birbirini tamamladığı açıktır. Ancak Milliyetçilikle Ümmetçiliği hâlâ birbirine aykırı görmek, ya akıl ve anlayış kısırlığıdır veya içinde sakladığı kasıtlı bir Din düşmanlığıdır. Oysa Milli Çözüm’ün formüle ettiği gibi; “5-P” ortaklığı bu kaynaşmayı sağlayacak, her millet kendi ülkesinde bağımsızlığını koruyacaktır.

1- Pasaport ortak, 2- Pazar ortak, 3- Para ortak, 4- Pakt (savunma) ortak, 5- Program (kalkınma projeleri) ortak olan ve aynı inanç, ahlâk ve idealleri paylaşan ülkeler, farklı kültür ve kökenden, iyi niyetli ve adaletli ülkeleri de yanına alarak yeryüzünde kutlu bir BARIŞ ve BEREKET birlikteliği kuracaklardır.

İYİ Kİ VARSIN MİLLİ ÇÖZÜM, İYİ Kİ VARSIN MUHTEREM ÜSTADIMIZ AHMET HOCAM.

ÖZE DÖNÜŞ
Öyle bir inkılap geliyor ki;
Yozlaştırılan bütün kavramlar çok kısa süre içerisinde özüne dönecek Allah’ın izniyle.
Bâtıl ideoloji ve düşüncelere sahip olup, zerre kadar vicdanı olan herkes “nasıl yapabildik, inananabildik, savunabildik?” diyerek pişmanlık duyup utanacak..
Adil Düzen, zalimler hariç herkesi kucaklayacak!
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!

İslam dini, tüm insanları Allah’ın yaratmış olduğu eşit varlıklar olarak kabul eder ve ırkçılığı kesin bir dille reddeder. İslam’ın temel öğretilerinde, insanları ırk, renk, dil veya etnik köken gibi ayrımlarla sınıflandırmak ve bu farklılıklar üzerinden üstünlük kurmak kesinlikle yasaklanmıştır.

Peygamber Efendimizin Irkçılıkla İlgili Söylemleri

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v), Veda Hutbesi’nde bu konuyu açıkça vurgulamıştır:

“Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız birdir. Hepiniz Adem’densiniz. Adem ise topraktandır. Arab’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arab’a; beyazın siyaha, siyahın da beyaza bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.”
Bu hutbe, İslam’ın ırkçılık ve etnik ayrımcılığı kesinlikle kabul etmediğini göstermektedir. Allah katında üstünlük, sadece kişinin takvası (Allah’a olan bağlılık ve saygısı) ile ölçülür.

İslam Kardeşliği ve Adil Düzen

İslam kardeşliği, sadece Müslümanlar arasında değil, tüm insanlık için adalet ve eşitlik ilkelerini içerir. Irkçılık ve ayrımcılığın reddedildiği bu anlayış, İslam dünyasında birlik ve beraberliğin teminatıdır. Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Adil Düzen ve D-8 projeleri, bu kardeşlik ve adalet anlayışını hayata geçirme çabalarının somut örnekleridir.

Adil Düzen, ekonomik ve sosyal alanda adaletin tesis edilmesi, herkesin hak ettiğini alması ve kimsenin haksızlığa uğramaması anlamına gelir. D-8 ise, İslam ülkeleri arasında ekonomik, sosyal ve kültürel işbirliğini artırmayı amaçlayan bir platformdur. Bu projeler, İslam’ın kardeşlik ve eşitlik ilkelerini pratikte uygulamak için geliştirilmiştir.

Sonuç

İslam, ırkçılığı ve her türlü ayrımcılığı reddeder, insanları takva ve ahlak üzerinden değerlendirir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın söylemleri, İslam’ın bu evrensel mesajını açıkça ortaya koymaktadır. Bu anlayış, sadece İslam dünyasında değil, tüm insanlık için barış ve adaletin tesis edilmesinin yolunu açar.

“Biz her bir elçiyi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (İlahi gerçekleri ve insani görevlerini) apaçık beyan edip (anlatabilsinler). Böylece Allah dilediğini (küfrü ve kötülüğü tercih edeni) şaşırtıp saptırır, dilediğini (imana ve iyiliğe yöneleni) de hidayete erdirir. O Üstün ve Güçlü olandır, Hüküm ve Hikmet sahibidir. [Not: Bu ayet, Kur’an’ın Arapça bilmeyen kavimlerin kendi dillerine mealen çevrilmesi gerektiğine de işarettir.]” (İbrahim Suresi: 4) ayetinin emri ve hikmeti gereği, iman ehli olarak; önce doğru ve uygun hazırlanmış bir Meal-i Kerim’i baştan sona dikkatle ve ihtiyaç hissederek okumamız ve bütün düşüncelerimizi Kur’an’a uyarlamamız, kurtuluşumuzun ilk adımıdır.

https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/milliyetcilik-yararli-ve-hayirli-irkcilik-ise-zararli-ve-haramdir/

Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı Müslümanların Batılılardan kurtuluş mücadelesi olarak değerlendirmiştir. Bu mücadelede Türk milletinin Müslüman kimliğini hep ön planda tutmuştur. Küfrevîzade Şeyh Abdulbaki Efendi’den Bitlis halkını milli mücadele hakkında aydınlatmasını isteyen Atatürk, ona yazdığı mektupta şu ifadelere yer vermiştir:
“…Yakında Müslümanların, Avrupalı müstevlilerden kurtuluşu hususundaki başarı haberlerini inşallah size bildiririm. (Utkan Kocatürk, Doğumdan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1999, s. 231.)
Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nın amacını, İslâm’ın kurtuluşu olarak nitelemiştir. Bu amaç için savaşan Türk ordusunun başarısı için dua edilmesini istemiştir. Şeyh Ahmed Şerif Senûsî’ye, “İslâm’ın kurtuluşu amaçlarına yönelik olan bugünkü savaşçıların başarılı olmaları için dualarınızı beklerim.” demiştir. (Onar, ag.e., H/261.)
Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında camilerde Kur’an ve Sahih-i Buhâri okunmasını istemiştir. (İbrahim Agâh Çubukçu, “Halifelik Din ve Lâiklik”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı: 17, 1990, s. 304.)
“Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hem milli hem de İslâmî açıdan büyük bir öneme sahip olduğunu belirtmiştir. Atatürk’ün, 21 Nisan, 1920’de Heyet-i Temsiliye adına yayınladığı tamim’de şu açıklamalara yer verilmiştir: Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış günü, Hacıbayramı Veli Camii Şerifinde Cuma namazı kılınarak, Kur’an ve namazın nurlarından feyz alınacaktır.”
Atatürk’ün bu kişilik özelliğini tespit edenlerden birisi Gott-hard Jachke’dir. Ona göre Atatürk, çoğu zaman Allah’ın hidâyeti için dua etmiş, bir zaferden sonra da Allah’a şükretmeyi hiç unutmamıştır. Tanrıdan yardım dilemek onun en belirgin özelliklerinden birini oluşturmuştur. Mücadelesinde her zaman destek ve yardımı Allah’tan isteyen Atatürk, her fırsatta Kur’an okutup dua etmeye özen göstermiştir. Yeni Türk devletinin temellerini atarken dayandığı tek kuvvet, Allah’a olan tevekkülü olmuştur. (Can Erkan Atatürk’ün Devlet Adamlığı Sh. 126)
Atatürk, Zübeyde Hanım ve Fikriye Hanım’a cepheden gönderdiği telgrafta, Allah’ın yardımıyla kazanılan zaferlerden bahsetmiş ve vatanın kurtuluşu için dua etmelerini istemiştir:
“Buraya geldikten sonra düşmanı kovmak gerektiğinden taarruz ederek Allah’ın lütfuyla attık. Afyonkarahisar’ı aldık. Bu nedenle daha birkaç gün buralarda kalmak lazım gelecektir. Siz müsterih olunuz! İnşallah duanız berekâtıyla bütün memleketimizi düşmandan kurtarmak nasip olacaktır. (Kocatürk, Doğumdan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, s. 292.)
Atatürk, milli mücadeleye önderlik etmek üzere Ankara’ya geldiğinde ciddi bir biçimde maddi sıkıntı çekmekteydi. Bu durumdan haberdar olan Ankara müftüsü Atatürk’ü ziyaret etmiş ve ona bin lira gibi azımsanmayacak miktarda maddî destek sağlamıştır. Sağlanan bu maddi imkanın ardından Atatürk, Mazhar Müfit Kansu’ya, “Gördün mü, akşam ne kadar sıkılmıştık. Bu hatıra gelir miydi? Allah bize yardım ediyor” demiştir. (Adnan Nur Baykal, Mustafa Kemal Atatürk’ün Liderlik Sırları, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2004, s. 96.)

https://www.millicozum.com/mc/2006/aralik-2006/ataturkten-utanin/

HİDAYETLE YOĞRULUP, FERASETLE BAKMAK!

Her konuda olduğu gibi, bu konuda da Kur’ani, insani ve vicdani bir yaklaşımla; Irkçılığın yanlış ve tehlikeli, müspet milliyetçiliğin ise doğru ve yararlı olduğu çok net ve anlaşılır bir şekilde ortaya konmuştur. Hidayetle yoğrulmak ve Ferasetle bakmak bu olsa gerek. Teşekkürler Milli Çözüm.

Makaleden, bizi etkileyen özet cümleler:

Kendi kavmini, mensubiyetini, ülkesini ve devletini sevmek ve sahiplenmek normal bir yaklaşımdır.

Kendi kavmini veya kabilesini başkalarından üstün görmek, herkesten daha asaletli ve faziletli olduklarını ileri sürmek ise IRKÇILIK’tır, haramdır ve çağdışı bir saplantıdır. Çünkü bu temelsiz iddia, hâşâ, Cenab-ı Hakkı adaletsizlikle suçlamaktır.

Irkçılık sapkınlıktır ve Bâtıl Sistemlere uşaklık kılıfıdır!

Bu nedenle diyoruz ki; kendi milletini, milli ve manevi değerlerini, bağımsızlık ve bekasının gereklerini, kutlu simgelerini ve imgelerini, devletini, hürriyet ve haysiyetini sevmek ve sahiplenmek olan MİLLİYETÇİLİK, hem lazımdır hem de yararlıdır. Ancak kendi kavmini ve kabilesini üstün görmek, ama zalim ve kâfir Batılıların bozuk sistemlerini benimseyip Milliyetçilik ve İslamiyetçilik jelatini ile kutlu ideal haline getirmek ise IRKÇILIKTIR ve Batı’ya uşaklıktır!..

Hangi ırk ve kavimden olursak olalım, cahiliye kültürlerimizi ve İslam dışı düşüncelerimizi diriltme ve yürütme çabası, şeytanın ve şeytanlaşmış insanların bir tuzağıdır.

Din kardeşliği nesep kardeşliğinden ve evleviyetle ırk kardeşliğinden çok kuvvetli ve önemli sayılmalıdır. Bir Müslümanın en hassas önceliği; atası, anası, nesep ve ırk yakınlığı değil, İslam birlikteliği ve Kur’an prensipleri olmalıdır.

Yararı ve lüzumu tarihi tecrübelerle sabit olmuş MÜSPET MİLLİYETÇİLİK ile; ortak inanç, ahlâk, ideal ve bilimsel programlar etrafında hayır dayanışması ve huzur kaynaşması olan ÜMMET BİLİNCİ’nin birbirini tamamladığı açıktır. Ancak Milliyetçilikle Ümmetçiliği hâlâ birbirine aykırı görmek, ya akıl ve anlayış kısırlığıdır veya içinde sakladığı kasıtlı bir Din düşmanlığıdır.

Oysa Milli Çözüm’ün formüle ettiği gibi; “5-P” ortaklığı bu kaynaşmayı sağlayacak, her millet kendi ülkesinde bağımsızlığını koruyacaktır.

1- Pasaport ortak,

2- Pazar ortak,

3- Para ortak,

4- Pakt (savunma) ortak,

5- Program (kalkınma projeleri) ortak

olan ve aynı inanç, ahlâk ve idealleri paylaşan ülkeler, farklı kültür ve kökenden, iyi niyetli ve adaletli ülkeleri de yanına alarak yeryüzünde kutlu bir BARIŞ ve BEREKET birlikteliği kuracaklardır.

İman ehli olarak; önce doğru ve uygun hazırlanmış bir Meal-i Kerim’i baştan sona dikkatle ve ihtiyaç hissederek okumamız ve bütün düşüncelerimizi Kur’an’a uyarlamamız, kurtuluşumuzun ilk adımıdır.

“Biz her bir elçiyi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (İlahi gerçekleri ve insani görevlerini) apaçık beyan edip (anlatabilsinler). Böylece Allah dilediğini (küfrü ve kötülüğü tercih edeni) şaşırtıp saptırır, dilediğini (imana ve iyiliğe yöneleni) de hidayete erdirir. O Üstün ve Güçlü olandır, Hüküm ve Hikmet sahibidir.  [Not: Bu ayet, Kur’an’ın Arapça bilmeyen kavimlerin kendi dillerine mealen çevrilmesi gerektiğine de işarettir.] (İbrahim Suresi: 4)  ayetinin emri ve hikmeti gereği, iman ehli olarak; önce doğru ve uygun hazırlanmış bir Meal-i Kerim’i baştan sona dikkatle ve ihtiyaç hissederek okumamız ve bütün düşüncelerimizi Kur’an’a uyarlamamız, kurtuluşumuzun ilk adımıdır.

Irkçılığın Özü :

“Herhangi bir ırkın, kavmin ve kabilenin kendisine mahsus bir sistemi bulunmamaktadır. Sadece kapitalist veya sosyalist sistemlere uyum sağlamanın bâtıl bir aracıdır. Bugün ülkemizde, Siyonizm güdümündeki Haçlı AB kriterlerini uygulamanın, yani emperyalist Batı’ya demokratik köle olmanın; İslamcılık veya Türk Irkçılığı gibi jelatinler sarılıp sunulması tam bir sahtekârlıktır.”

Irkçılığın Panzehiri :

Milli Çözüm’ün formüle ettiği gibi; “5-P” ortaklığı bu kaynaşmayı sağlayacak, her millet kendi ülkesinde bağımsızlığını koruyacaktır.

1- Pasaport ortak, 2- Pazar ortak, 3- Para ortak, 4- Pakt (savunma) ortak, 5- Program (kalkınma projeleri) ortak olan ve aynı inanç, ahlâk ve idealleri paylaşan ülkeler, farklı kültür ve kökenden, iyi niyetli ve adaletli ülkeleri de yanına alarak yeryüzünde kutlu bir BARIŞ ve BEREKET birlikteliği kuracaklardır.”

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
16
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx
Paylaş...