DONALD TRUMP YENİ ADOLF HİTLER Mİ OLACAKTI?
Trump’ın; Kanada, Grönland, Panama ve Meksika Macerası!
Trump’ın, Grönland Çıkışı ve Rusya’nın Kuşkuları
ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump’ın, Grönland’a askeri müdahalede bulunma tehdidi sonrası Rusya’dan ilk açıklama yapılmıştı. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, “Yakından takip ediyoruz. Şükür ki (Trump’ın çılgın hevesleri) henüz söylemin ötesine geçmedi” diyerek endişelerini aktarmıştı.
“Durum oldukça dramatik” diyen Peskov, ABD’nin 19. yüzyıla dayanan Grönland’ı ele geçirme girişimlerine Avrupa’nın çok dikkatli tepki verdiğini hatırlatmıştı. Peskov, “Avrupa çok çekingen tepki veriyor ve Trump’ın çılgınlıklarından korkuyor; bu nedenle Avrupa çok dikkatli, mütevazı, sessizce, neredeyse fısıldayarak tepki veriyor,” ifadelerini kullanmıştı. Trump, sahibi olduğu “Truth Social” sosyal medya platformu üzerinden yaptığı paylaşımda “Grönland’ın kontrolüne sahip olmanın mutlak bir zorunluluk” olduğunu aktarmıştı.
Trump’a karşı ‘Haçlı Ordusu’ çağrısı
Her şey, ABD’nin 47. Başkanı olarak seçilen Trump’ın sağ kolu Musk’ın yaptığı açıklamalarla başlamıştı. Musk, aşırı sağcı ve Hitler hayranı Almanya için, Alternatif Partisi‘ni överek “Almanya’yı yalnızca AfD kurtarabilir.” buyurmuşlardı ve bu sözleri Almanya’da büyük bir tartışmaya yol açmıştı. Bu durum sadece Almanya’da değil, Avrupa genelinde de şaşkınlıkla karşılanmıştı. Musk’ın bu açıklamasına ilk tepkiyi, SPD lideri ve Almanya Başbakanı Scholz koymuşlardı.
Seçim kampanyasında konuşan Alman Başbakan Scholz, “Bizi asıl endişelendirmesi gereken, Elon Musk gibi medyada güçlü bir adamın Avrupa’da, örneğin İngiltere’de, Almanya’da ve diğer birçok ülkede aşırı sağcı partilere destek çıkmasıdır.” diyerek Musk’ın çağrısına karşı çıkmışlardı.
Ancak, Elon Musk’ın bu açıklamaları Trump’tan bağımsız sanılmasındı. Musk bu açıklamaları yaparken Trump ise Danimarka’dan Grönland’ı alacağını vurgulamış, Kanada’nın da ABD’nin bir parçası olduğunu açıklamıştı. Avrupa’dan; Grönland ve Kanada’ya göz diken Trump ve Musk’a tepkinin ötesinde çok ciddi bir itiraz vardı.
“Avrupa Birliği’nde 450 milyon insan var!” çıkışı!
Almanya’da ana muhalefet konumunda bulunan Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin Başbakan adayı Friedrich Merz, ülkesinde 23 Şubat’ta yapılacak genel seçimler öncesi Flensburg’daki seçim etkinliğinde Trump’ı yanıtlamış ve bir nevi Haçlı İttifakı yapılmasını hatırlatmıştı. Merz, Avrupalıları öz güven ve birlik içinde olmaya ve ABD Başkanı Trump’a karşı koymaya çağırmıştı.[1]
Biden’a “Üstad Mason” Madalyası!
Eski ABD Başkanı Joe Biden’a, 20 Ocak’ta görevini yeni Başkan Donald Trump’a devrinden bir gün önce, Güney Carolina Hür ve Kabul Edilmiş Mason Locası’nda “Üstad Mason üyeliği” unvanı verildiği ortaya çıkmıştı. Biden’ın, Büyük Üstadlar Konferansı’nın internet sayfasında yer alan duyuruya göre 19 Ocak’ta, Güney Carolina Eyaleti Hür ve Kabul Edilmiş Masonları’nın “En Saygıdeğer Prince Hall Büyük Locası’nda Üstad Mason Üyeliği ve Tam Onur” ile ödüllendirilmesi neyin mesajıydı? Mason Büyük Üstadı Victor C. Major imzalı duyuruda, Biden’a, “Amerika Birleşik Devletleri’ne yaptığı olağanüstü hizmetlerden dolayı” üyelik verildiği vurgulanmıştı.
Hristiyanlığın Katolik mezhebinden olduğu bilinen Biden’ın masonluğa kabul edilmesi, ABD medyasında “aforoz edilmekle karşı karşıya kalabileceği” yorumlarına yol açmıştı. MasonicFind sitesine göre Biden’dan önce, aralarında George Washington, Andrew Jackson, Theodore Roosevelt, Harry S. Truman ve Gerald R. Ford’un da yer aldığı 15 mason ABD Başkanı bulunmaktaydı. Katolik Kilisesi’nin 1983’te aldığı bir karara göre, gizli ritüel ve gelenekler içeren masonluğa katılanların “doğrudan aforoz edilmesi” kararı alınmıştı. Ama bizdeki güya Dindar Kahraman AKP iktidarı, Katolik Kilisesi kadar bile duyarlı ve cesur olamamış, masonluk aleyhine bir tavır takınamamış, bunların gizli ve kirli faaliyetlerini araştıran ve yasaklayan bir kanun çıkaramamıştı!
Acaba, giderayak Bunak Biden’a “Üstad Mason” unvanı verilmesi, Manyak Trump’a masonlardan bir gözdağı mıydı?
Trump’ın Yahudi Siyonist Kadroları!
Trump’ın İsrail Büyükelçisi olarak atadığı eski Arkansas Valisi Mike Huckabee, Ocak 2017’deki ziyaretinde ‘Batı Şeria diye bir şey yok, buralar İsrail’indir’ diyen adamdı.
Eski Arkansas Valisi Huckabee İsrail Büyükelçisi
11 yıl süreyle Arkansas eyaletini vali olarak yöneten Mike Huckabee, 2008 – 2016 yıllarında iki kez ABD Başkanlığına adaylığını koyup, Cumhuriyetçi Parti ön seçimlerinde elenmiş bir şahıstı. En son dini yayınlar yapan televizyon ağı Trinity Broadcasting Network’te program sunmaktaydı. Şubat 2024’te ve daha önceleri İsrail’e ‘dini turlar’ düzenlemekle tanınmıştı. 2009’da, Doğu Kudüs’te yaptığı bir konuşmada İsrail’in Batı Şeria üzerinde egemenlik hakkı olduğunu savunup, “Batı Şeria diye bir yer olmadığını” öne sürmekten sakınmamıştı.
Steve Witkoff Ortadoğu Özel Temsilcisi
ABD kamuoyunda “emlak zengini” diye lanse edilen ve Donald Trump’ın “golf arkadaşı” olarak da bilinen Steve Witkoff, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilciliği görevine aday yapılmıştı. Trump, Witkoff kararı hakkında paylaştığı gönderide, “(Steve Witkoff) Barış için yılmaz bir ses olup hepimizi gururlandıracak” diye yazmıştı.
Öte yandan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Temmuz 2024’te ABD’deki Kongre’ye hitap ettiği sırada, salonda bulunanlardan biri de Steve Witkoff olmaktaydı. O günle ilgili Fox Business’a konuşan Witkoff, “Orada olmak ayrıcalıktı. Her beş saniyede bir ayağa kalktık” diyen Siyonist kuklasıydı.
Marco Rubio Dışişleri Yetkilisi
Trump’ın Dışişleri Bakanlığına Florida Senatörü Marco Rubio’yu atayacağı konuşulmaktaydı. 14 Kasım 2024 Perşembe günü Trump’ın Truth Social hesabından yapılan açıklamada Rubio’nun aday gösterildiği anlaşılmıştı. İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes çağrılarına karşı çıkan Rubio, “Hamas’ı acımasız hayvanlar” olarak vasıflandırmıştı. “Hamas yanlısı, İsrail karşıtı propaganda yaydığı” ve “ulus için varoluşsal bir tehdit” oluşturduğu iddialarıyla TikTok’un yasaklanmasını talep eden bunaktı.
Trump’ın Yeni İktidarı ve Türkiye’nin Sorunları
Önce hatırlatalım: ABD’nin 47’nci Başkanı seçilen Donald Trump’ın ilk döneminde Ankara-Washington hattında büyük krizler yaşanmıştı. Uzmanlar, ikinci Trump iktidarının ilişkilere kısa vadede geçici ve cüzi kazanımlar sağlayacağını, ancak uzun vadede çok ciddi sorunlara yol açacağını belirtiyorlardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından Trump’ın seçim zaferini “Dostum Donald Trump’ı tebrik ediyorum” diyerek kutlamıştı. Londra Üniversitesi Oryantal ve Afrika Çalışmaları Okulu’nda (SOAS) Araştırma Görevlisi Dr. Karabekir Akkoyunlu, Trump’ın zaferinin Ankara’da olumlu karşılandığını vurgulamıştı.
Suriye Politikaları
Trump’ın Beyaz Saray’daki ilk döneminde Suriye’nin kuzeyi ile ilgili ayrışan politikaları, ilişkileri düğümlenme noktasına taşımıştı. Washington, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile iş birliği yaparken, Ankara bu kuvvetlere karşı 2019’da Barış Pınarı Harekâtı’nı başlatmıştı.
SDG’nin omurgasını, Türkiye’nin PKK’nın uzantısı saydığı ve “terörist” olarak tanımladığı Halk Savunma Birlikleri (YPG) oluşturmaktaydı. Ama şimdi bazılarında; Ankara’da ikinci Trump döneminde Washington’ın Suriye politikasını gözden geçirmesine yönelik bir beklenti olduğu anlaşılmaktaydı.
Ancak tarafsız uzmanlar, Pentagon’un bu konuda sıkı bir tutum takındığını ve Trump’ın Suriye’den tamamen çekilip çekilmeyeceğinin henüz netlik kazanmadığını hatırlatmaktaydı.
Ve zaten 29 Ocak 2025’te bir toplantı için geldiği Türkiye’de, ÜLKE TV’ye demeç veren ABD eski Savunma Bakan Müsteşarı ve NATO eski Genel Sekreter Yardımcısı Roberts:
“Türkiye-AB ilişkileri Trump döneminde de değişmeyecektir. Türkiye bizim için PİLOT BİR ÜLKEDİR!.. Ayrıca Türkiye bölgede ekonomik bir merkez olabilir!..” demişti.
“Pilot bir ülke” demek “ABD ve İsrail’in çıkarları yönünde Ortadoğu’yu şekillendiren işbirlikçi örnek ve model ülke” anlamına gelmektedir.
Cumhur İttifakı’nın ve Erdoğan iktidarının, ABD ve İsrail için ne ifade ettiğini Siyonist Roberts’in bu sözleri kadar açık ifade eden itiraflara pek az rastlanabilir.
İsrail ve İran Sorunları
Trump’ın; İsrail’e ve Başbakan Binyamin Netanyahu’ya Joe Biden yönetiminden daha fazla destek vereceği endişeleri vardı. “İran ile yaşanan gerginlik, hele ki ABD taraf tutmaya iterse, Türkiye’yi zor durumda bırakacak bir şey. İran’a askeri müdahale de Türkiye’yi zor durumda bırakır.” kuşkuları haklıydı.
Trump’ın Ekonomik Kararları
İkinci Trump iktidarının Türkiye üzerindeki olası ekonomik etkileri de tartışılmaktaydı. ABD, 2018’de Rahip Brunson krizi sırasında Türkiye’ye yaptırımlar getirmiş, 2019’da Barış Pınarı Harekâtı’nın başlamasının ardından Trump, Türkiye’nin “sınırı aşması” durumunda ekonomisini “yok etme” tehdidinde bulunmuşlardı. Sinan Ülgen, Trump’ın yeniden başa geçmesiyle ABD’nin “daha tek taraflı, daha korumacı, çok yönlü kuralları yok sayan bir güç ekonomisi politikasına” yönelebileceğini ve bunun Türkiye’yi dış ekonomik ilişkiler bakımından “daha zorlu bir konjonktüre” itebileceğini vurgulamıştı.
Deniz Tansi ise Trump’ın iktidara gelmesi durumunda Türkiye’nin BRICS grubuna üyelik başvuru sürecini erteleyeceğini hatırlatmış ve “Trump’ın bu konuda anlayışlı davranacağını sanmıyorum” yorumunu yapmıştı.
Ukrayna Savaşı
Trump’ın seçim vaatlerinden biri de Ukrayna’daki savaşı 24 saat içinde sonlandırmaktı. “Türkiye hem Trump ile hem de [Rusya Devlet Başkanı Vladimir] Putin ve [Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir] Zelenski ile var olan yüksek düzeyli siyasi ilişkileri üzerinden yakın geçmişte olduğu gibi bir diplomatik rol oynayabilir” diyerek Sn. Erdoğan’a şans tanısa da bu kuru bir umut ışığıydı.
Türkiye’nin, 2022’de Rusya, Ukrayna ve BM’nin parçası olduğu ve “Tahıl Koridoru” olarak da anılan Karadeniz Tahıl Girişimi müzakerelerine ev sahipliği yapması, şimdi küresel sorunlara arabulucu olmasına yeterli sayılmazdı.
Trump’ın NATO’ya Bakışı
Trump geçmişte Türkiye’nin de parçası olduğu NATO ittifakını eleştirmiş; müttefikleri, taahhüt ettikleri savunma harcamalarını yapmamakla suçlamıştı. İkinci Trump iktidarında ABD’nin NATO’ya karşı nasıl bir yaklaşım benimseyeceği belirleyici olacaktı. Trump’ın NATO’yu zayıflatacak bir politika yürütmesi Türkiye’nin dezavantajına olacaktı.
Trump’ın Kolombiya Baskısı
Yeni Hitler Trump, 2. İsrail sayılan Kolombiya’daki lityum, nikel ve bakır gibi madenlerin ve diğer yer altı zenginliklerinin çok ucuz fiyata Amerika’ya satılmasına karşı çıkan Kolombiya’nın solcu Başkanı Gustavo Petro’yu kurusıkı pozlarına rağmen hizaya sokmayı başarmıştı.
Bu arada 30 Ocak 2025 gece yarısında ABD Washington’da bir yolcu uçağı (yerel saatle 21:00’de) inişe yaklaşırken, Sikorsky tipi askeri bir helikopterin çarpması sonucu Potomac Nehri’ne düşmüş ve 64 kişiden kurtulan olmamıştı. Bir gece vakti askeri bir helikopterin çok yoğun bir havaalanı üzerinde ne işi vardı? Trump’ın çok yakın dostlarından ve ABD’nin en önde gelen simalarından birilerinin de bu uçakta bulunmaları, yoksa Trump’a yönelik suikastların devamı mı? sorularını gündeme taşımıştı…
Hitler’in Aslı ve Amacı
Kaderin bir cilvesi ve tarihin bir belgesi olarak; insanoğlu yüzyıllar boyunca bulamayacağı her köklü teknolojiyi, özellikle savaş dönemlerinde iki-üç yıla sığdırmıştır. Jet ve Roketler (V-1, V-2) ile Uzay çağı (V-3 ya da Satürn roketleri) açılmıştır. Von Braun’un buluşu sadece II. Dünya Savaşı içinde başarılmıştır.
1. ve 2. Dünya Savaşı ortamında; insanoğlu, tarih boyunca alamadığı bilimsel ve teknolojik bulguları iki yılda şipşak bulmuşlardır. 1943 yılında “Atom bombası” için “Hayal” deniyordu ama, aynı yıl Einstein’ın isteği doğrultusunda çabucak yapılıp kullanılmıştır. Aynı yıl Philadelphia deneyi ile bir gemi ve mürettebatı görünmez kılınmıştı. Yine aynı yıl, Wiener tarafından radar ve sibernetik teknolojileri bulunmuş, bilgisayar çağı başlatılmıştır.
Lazer, renkli TV, transistör, entegre devreler ve mikroçipler, nükleer reaktörler, uzay istasyonları, helikopterler ve yüzlerce önemli buluş, sadece on yıla sığdırılmıştır. İnsanoğlu, birden nasıl böylesine inanılmaz bir atağa kalkmıştır? Tüm bunların savaş şartlarının arz-talebi olabileceğini düşünecek kadar safdil olmamak lazımdır. Ve şimdi oldukça yaklaşan SİLM (Barış) Medeniyeti çağını başlatacak olan… Ve elbette İsrail’in yıkılmasını, Siyonizm’in güdümündeki Süper Güçlerin hizaya sokulmasını sağlayan, Yeni Devrim sırasında da, herkesi şaşkınlık ve hayranlık içinde bırakacak TEKNOLOJİ HARİKALARI ortaya çıkacaktır!..
Bütün bu inanılmaz parlak buluşların sahiplerinin hemen tamamı Alman bilim adamlarıdır. Hitler bunlardan yararlanacağına, tersine Birleşik Amerika’ya kaçmaları için elinden geleni yapmıştır.
Bir millete samimiyetle sahip çıkan bir liderin özellikle bilim konularında çok duyarlı olması lazımdır. Çünkü savaş endüstrisi, bilginlerin tasarımcılığından gelişme sağlayacaktır.
Söz Hitler’den açılmışken, onun “Milletine ne denli sahip çıktığı” konusu tartışmaya açıktır. O, Berlin Metrosu’na rastgele on binlerce Alman’ı dolduran ve su baskınıyla boğan insandır. Gerekçe olarak da “Büyük Ruh”un (yani şeytanın) kurban istediğini söylemekten sakınmamıştır. Üstelik bu kurbanlar rastgele yoldan çevrilen masum Almanlardı. Şimdi sormak lazımdı: Hitler, özel kurgulanmış bir Alman düşmanı mıydı? Büyük ruh kimdi, niçin bu görünmez yaratık hemen her gece Hitler’e görünüyor ve çılgın krizlerle arzular aşılıyordu?
Hitler bir deli değildi; tümü medyum olan bir Yahudi ailenin (Hiedler) çocuğuydu ve “Beni Yahudiler finanse etti” diyerek itirafta bulunmuştu.
Marx’ın sosyalizmi ile Siyonist faşizmi birleştirerek öyle bir şeytani ideoloji kurmuştur ki, akıl hocası İtalyan Mussolini olmaktadır. Faşizmin kurucusu Mussolini ise “Ben bir Siyonist’im, Filistin’de bir Yahudi devleti kurulması için her türlü yardımı yapacağım” diye beyanat veren insandır!?
Hitler döneminde daha önce Polonya’ya yerleşmiş on binlerce Hazar Türkü Polonya’dan alınarak katliama uğramıştır. Karaim Türkleri de denen Musevi dinine mensup Türklerin soykırıma uğramasının nedeni, “Yahudilerin, hayvan ve köle dedikleri” kendi dışındaki milletlerin “Musevi olmasına asla izin vermemesi” olduğu saptanmıştır. Museviler, Karaimleri hiç gündeme taşımadılar, sadece telef bilançolarına onları ekleyerek, propaganda yaptılar. Neden bir Yahudi diğer Yahudileri katletsin ki? İşte, Hitler’in Berlin Metrosu’nda on binlerce Alman’ı boğarak öldürmüş olması kendi Yahudi ideallerine daha uygun düşüyordu.
Hitler, 3 milyonluk Alman Ordusunun önemli bir kısmını da Moskova varoşlarında soğuktan dondurarak katletmekten niçin sakınmamıştı? Herhalde “Büyük Ruh” (şeytan) onu (kışın ortasında) Moskova’ya saldırması için, ani bir “Yaz geleceği” saçmalığına inandırmış olmalıydı… Hatta ordu, kış savaşına göre zayıf giydirilmiş, biçimcilik üzerinde durmuşlardı. Daha savaşmadan yüz binlerce Alman askeri yolda donarak ölümün kucağına atılmıştı. (Bu, tatil için kışı beklemek, yüzmek için kutba gitmek gibi bir saçmalıktı. Mason ve İttihatçı Enver Paşa’nın 90 bin askerimizi Sarıkamış’ta dondurması da bundan farksız bir olaydı!..)
Artık sormak lazımdı; bazı askerler ve liderler, acaba daha gizli bir savaşın kuklaları mıydı? Hitler’in iki telepatı vardı: İstanbul’da kalmış ve Müslümanlığı öğrenmiş General Karl Haushofer ve yine Gurdjieff’in (Kars doğumlu Müslüman) İstanbul’da Müslümanlaştırdığı Eric Hanusen…
Stalin’in de bir telepatı vardı ki kendisini “Büyük Ruh” ilan etmiş şeytandı; Yahudi Wolf Messing!.. Messing, kendisine dünyada tek rakip olarak “Haushofer”i görüyordu.
Uzakdoğu-Hint-Çin ve Tibet dili, gelenek ve gizli bilimlerini iyice bilen General Karl Haushofer, Japonların “Almanlar safında” yer alması için Japon Genelkurmayı ile görüşmüş ve bunu başarmıştı. Haushofer çok önemli bir hipnozitör (toplu hipnoz) ustasıydı. Japonları, doğrudan Sovyetlere saldırmaya ikna eden adamdı.
Almanlar, “Hasta adam” dedikleri Sovyetleri batıdan kıskaca almışlardır. Bu kritik noktada, başlarında general üniforması giymiş Messing olduğu halde, bir Sovyet askeri kurulu, Japonya’da Japon Genelkurmayı ile görüşme talebinde bulunmuşlardı.
Messing gerçek bir general olmadığı halde, kurul başkanı olarak, tek tek özel olarak bütün Japon ileri gelenleri ile görüşmeler yapmıştı. Birden Japonlar, Sovyetlerle barış anlaşması yaparak, güneye doğru çekilmeye başlamışlardı. Sovyetler doğudaki tümenlerini, hemen batıya kaydırarak, zaten soğuktan donmuş Alman ordusunun karşısına çıkarmışlardı. Böyle bir ani değişiklik niçin ve nasıl yapılmıştı?
Hanusen, Haushofer, Messing, Kozirev ve Gurdjieff gibi Yahudi asıllı telepatlar arasında nasıl bir gizli parapsikoloji irtibatı vardı? Beşi birden bombaların nereye düşeceğini, saati önceden haber veriyor, buralar önceden boşaltılıyor, can kaybı bile olmuyordu. Böyle bir kehanet mümkün müdür, geleceği nasıl biliyorlardı? Yoksa her şeyi Siyonist Yahudiler mi planlamaktaydı?
Yahudi fizikçi Immanuel Velikovsky’nin de tüm kehanetleri çıkmıştır:
Durup dururken Jüpiter’den yoğun radyo dalgaları geleceğini söylediği gün ve saatte bu gerçekleşiyordu. Venüs’ün ardında bir görünmeyen kuyruk olduğunu söylemişti ki bu da bulundu. Mars gezegeninin atmosfer elementlerinin söylediği oranlarda olduğunu Mariner uydusu sonradan doğruladı. Oraya gitmeden bunlar nasıl biliniyordu?
Einstein ve Velikovsky ile, uçan dairelere inanan bir başka bilim adamı Morris Jessup’tur (1900-1959). Fizikçi, Oşenograf ve (bir gemiyi tayfalarıyla birlikte görünmez yapan, ünlü) Philadelphia deneyinin yönetmeni Müslüman bilim adamı Jessup, sonra UFO’larla ilgili “Uçan daireler” konulu bir kitap yazmıştı.
Ne var ki bu kitabında TT hipotezini içeren bölümün çıkarıldığını hayretle gördü. Bu işi soruşturmaya başladıktan sonra, bir gün garajında otomobilinin egzozuyla zehirlenmiş olarak ölü bulunmuş ve intihar ettiği vurgulanmıştı.
Ne var ki, en yakın arkadaşı ve asistanı Dr. Valentin onun “Siyah takım elbiseli” adamlar tarafından izlendiğini ve öldürüldüğünü basına açıklamıştı. (Bu açıklama Charles Berlitz’in “Bermuda Şeytan Üçgeni” adlı eserinde de kayıtlıdır!?)
Trump’ın, Şeytani Gazze Planı Ortaya Çıkmıştı!
ABD’nin 47. Başkanı Donald Trump’ın ekibinde yer alan bir yetkili, Trump’ın Gazze’de yerinden edilen Filistinlileri göçe zorlayabileceğine vurgu yapmıştı. Filistinlilere ev sahipliği yapabilecek ülkelerden birinin ise Endonezya olduğu anlaşılmıştı. ABD merkezli NBC News, İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkes anlaşmasında yer alan son aşama olan ‘yeniden inşa’ sürecinde Trump’ın, Gazze’deki nüfusun bir kısmını başka ülkelere ‘taşımayı’ planlandığını yazmıştı. Yerinden edilmesi planlanan Filistinlilere ev sahipliği yapabilecek ülkelerden birinin ise Endonezya olduğu ortaya atılmıştı. Yeni ABD Başkanı tarafından Ortadoğu Özel Temsilcisi olarak atanacağı duyurulan Steve Witkoff‘un Gazze’yi ziyaret edeceğini açıklamıştı. Aynı yetkili, Gazze’de yerinden edilen Filistinlilerin zorunlu göçe tâbi tutulabileceğine; Mısır, Ürdün hatta Endonezya’ya yerleştirilebileceklerine vurgu yapmıştı.
Trump, böylece boşaltılıp İsrail’e bırakılacak Gazze Şeridi’nde dünyanın en güzel ve görkemli bir tatil kentinin kurulacağını bile ağzından kaçırmıştı.
Acaba Trump’ın bu vahşi planına “Çok akıllı adam!” diye iltifat buyurdukları Sn. Erdoğan da, görünüşte şiddetle karşı çıkmasına rağmen, gerçekte ve gizlice destek çıkacak ve Kahraman Gazze halkını ve Hamas’ı bu yönde ikna etmek üzere özel arabuluculuk rolüne soyunacaklar mıydı?
Ancak biz biliyoruz ve inanıyoruz ki, 500 gün boyunca aç, susuz, ilaçsız ve silahsız… Ama “Hayat iman ve cihaddır!” şuuruyla Siyonist İsrail’e ve arkasındaki Süper Şeytanilere dayanan ve sonunda barışa mecbur bırakan Kahraman ve Mücahit Gazze halkı Allah’ın izniyle bu kirli ve sinsi oyunları da bozacaktır!
29 Ocak 2025 Ülke TV’de Turgay Güler’in yönettiği “En Sıradışı” programına, Gaffar Yakınca, Doç. Dr. Kemal Olçar’la birlikte katılan Prof. Dr. Yusuf Dinç:
“Biden giderayak Soros’a madalya taktı… Bu aslında bir dönemin kapanmasıydı. Trump, yepyeni ve farklı bir dönemi ve düzeni başlattı. Türkiye’de AKP iktidarına karşı devrimvari sinsi hazırlıklar, Trump’ın gelmesiyle boşa çıkarıldı. Hatta Trump’ın da övgüyle bahsettiği Suriye Politikası Cumhur İttifakı’nın değerini daha da arttırdı” anlamındaki sözleriyle Amerikan taparlığın Trump kılıfıyla devam edeceğini ortaya koymuşlardı. Ve bu zavallılar Trump’ın geçen dönem Sn. Erdoğan’a yönelik küstah hakaretlerini bile unutturmaya çalışmaktaydı. O programda Gaffar Yakınca’nın hatırlatmasıyla, Halk TV canlı yayınında, telefon açarak, artık verilen talimatları gündeme taşımaları konusunda uyaran çok hatırlı patronlara karşı: “Tamam Abi… Biz de şimdi zaten o konuya girecektik!..” diyen, çok dürüst ve cesur(!) gazeteci İsmail Saymaz’ı kınayan bu kahramanlar(!), kendilerinin Yeni Hitler Trump’ın gönüllü şakşakçılığını yaptıklarını unutuyorlardı.
Ekrem Kızıltaş’ın Yamuk Yandaşlığı!..
Bundan 2 gün önce ise (27 Ocak 2025) A Haber’de Melih Altınok’un Sebep-Sonuç programında canlı yayında Gazzeli Mücahit Aktivist Enver Atallah’a görüntülü telefonla bağlanmışlardı. Bir soru üzerine Enver Atallah:
“Türkiye’nin, Gazze ve Filistin davasına ilgi ve desteğinin, umduklarının ve Türkiye’nin imkânlarının çok altında kaldığını… Ama diğer ülkelere nazaran daha duyarlı davrandığını aktarmıştı. Örneğin (Cumhur İttifakı’nın) İsrail’le ticareti, önce sakladığını, sonra güya yasakladığını ama maalesef başka kılıflar altında, hâlâ Siyonistlere her türlü malzeme yollandığını hatırlatmıştı. Hatta, iktidarın yönlendirmesiyle, ABD ve İsrail Büyükelçilikleri ve Başkonsolosluk merkezleri önünde, gençlerin sürekli ve sistemli protesto nöbetlerini sürdürmek suretiyle, bu Siyonist mezalimin gündemde tutulması gibi gayet kolay yöntemlerin bile yapılmadığını” vurgulamıştı!..
Bunun üzerine lafa dalan Ekrem Kızıltaş, iktidarın samimiyetsizliğini ve bu suçluluk psikolojilerini örtmek üzere uydurulan mazeretleri tekrarlayıp, Sn. Enver Atallah’ı kendi ayarınca uyarmaya ve fırçalamaya kalkışmışlardı…
Hatta Enver Atallah, “Türkiye’nin Mahmut Abbas’ı davet edip Meclis’te konuşturmasını yararsız ve yaralayıcı bulduklarını, çünkü Abbas’ın İsrail’in işbirlikçisi olduğunu herhalde biliyor olduklarını” hatırlatıp… “Biz Gazze halkı olarak ve sadece Allah’a sığınarak, günlerce yemeden, içmeden ve uyuyup dinlenmeden nasıl böyle dinç kaldığımıza ve kutlu direnişten geri durmadığımıza hayret etmekteyiz… Bu ancak İlahi bir inayet ve mucizevi bir destektir!” itirafında bulunmuşlardı.
Ekrem Kızıltaş’ın bu talihsiz tavrını görünce “Bütün peygamberlerin ortak hikmet sözü; Eğer utanmazsan, istediğini yap ve konuş!” hadisini hatırlamıştık.
Kassam Tugayları’nın Anlamlı Mesajı!
Hamas ve İsrail arasındaki esir takasının ikinci turunda Gazze’deki 4 İsrailli kadın esir asker, İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından serbest bırakılarak Uluslararası Kızılhaç Örgütü’ne teslimi sağlanmıştı. Kassam Tugayları ve Uluslararası Kızılhaç Örgütü yetkilileri esir takasına ilişkin evrakları meydanda kurulan sahnede imzalamıştı. Üzerlerinde askeri üniforma ve boyunlarına asılı yaka kartlarıyla sahneye çıkan 4 İsrailli kadın esir asker, burada bekleyenleri selamlamıştı. İsrailli kadın esir askerlerin sahnede gülümsemesi ve gayet sağlıklı görünmesi dikkatlerden kaçmamıştı.
Kassam Tugayları, esir takasının Kuzey Gazze’de gerçekleştirilmesi sırasında İsrail’e karşı gözdağı vermekten geri durmamıştı. Yüzlerce mücahit meydanlara çıkarak İsrail’e “Gazze direnişi olduğu gibi ayaktadır” mesajını ulaştırmışlardı. Ayrıca mücahitler, çatışma sırasında İsrail askerlerinden ele geçirdikleri silahları da kullanarak Siyonistlerin çaresizliğini ve yenilgisini ortaya koymuşlardı. Kassam Tugaylarının, esir takası sırasında sahnede verdikleri mesaj da dikkat çekti. Sahnedeki yazılarda, “Nazi Siyonizmine karşı mazlum Filistin halkının zaferi” gibi ifadeler yer almıştı.
Ucuz ve uyuz yandaşların “Suriye Zaferi”nin foyası da ortaya çıkmaya başlamıştı.
Suriye’deki geçici yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, “devlete ait liman ve fabrikaların özelleştirileceğini; yabancı yatırımcıların davet edileceğini ve uluslararası ticareti geliştirmenin” planlandığını açıklamıştı. Dışişleri Bakanı Şeybani, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’na katılacaktı. Bu, Suriye’nin ilk kez küresel karar alıcıların toplantısına katılacağı anlamını taşımaktaydı. Şeybani bu katılımı, “Beşşar Esad döneminden kalma yaptırımların kaldırılması çağrılarını yenilemek için” kullanacaktı.
Ayrıca havaalanları, demiryolları ve karayollarına yatırımı teşvik etmek için kamu-özel sektör ortaklıklarını araştıracaklarını söyleyen Şeybani, yabancı yatırımları teşvik edeceklerini vurgulamıştı. Ne de olsa akıl hocaları AKP iktidarıydı. Avrupa Birliği’nin baş diplomatı Kaja Kallas Ocak 2025’te yaptığı açıklamada yaptırımların hafifletilmesi için “Suriye’yi tüm çeşitliliğiyle yansıtan bir siyasi geçiş sürecinde somut ilerlemeler olması gerektiğini” hatırlatmıştı. Şeybani, Suriye’deki yeni yönetimin Körfez Arap ve Batılı ülkelere bir tehdit oluşturmadığı konusunda güvence vermeye çalıştığını aktarmıştı.
Zaten HTŞ Lideri Ahmet eş-Şara da, henüz ilk demecinde “İsrail’le asla savaşmayacaklarını!” açıklamamış mıydı?
Bunak Biden’den Sonra Manyak Trump’tan Medet Uman Saftirikler!
Evvela herkesin şunu iyi bilmesi gerekir ki Amerika’da ha Cumhuriyetçi bir adayın ha da Demokrat bir adayın seçilmesi ABD’nin dış politikasını ve kim kazanırsa kazansın ilk görevinin İsrail’i koruyup kollamak olduğunu değiştirmez… İcazet aldıkları yer bellidir Yahudi lobileri ve düşünce kuruluşları…
Sadece bu seçimlerde olduğu gibi Siyonist dünya düzenini yönetenler içerisinde görüş ve hedef değil yöntem farklılığı olan iki grup;
Büyük İsrail ve dünya imparatorluğumuzu savaş, zulüm ve kan dahil yer yöntemle gerekirse tüm dünyayı karşımıza alarak kuracağız diyenlerZaten dünyayı el altından ekonomik olarak direk ve bize tabi olan işbirlikçiler eliyle dolaylı olarak biz yönetiyoruz… Böyle alenen sınırsız güç ve acımasız savaş yöntemleriyle dünyada antisemitizmi ve Yahudi düşmanlığını arttırmanın faydası yok diyenler
arasında bir seçim yaşandı !
Daha önce Hüseyin Barak Obama başkan olduğunda sevinen zavallılar nasıl yanıldılarsa bugünde Trump kazandı ve Siyonizm’in sonu geldi diyenler ve ondan medet uman ahmaklar yine yanılmaktaydı!?
Daha başkanlığının ilk gününden itibaren Gazze konusunda söyledikleri, İsrail’e sınırsız yardım ve destekleriyle safını belli etmişti… Anlaşılan tek faydası beklenen Armageddon savaşını hızlandırıp herkesin safını net olarak ortaya çıkmasında belirleyici rol oynayacaktı!
İnşallah Şeytanın ete kemiğe bürünmüş şekli Siyonizm’in ve beşeriyet içerisindeki habis ur İsrail’in yıkılışı ve tabii olarak Amerika’nın burnunun kırılıp ekonomik ve askeri gücünün yok oluşu ile netilenecek olayların seyri hızlanmış ve ilahi kader ağını ilmik ilmik örmeye başlamıştı!
Burada şunu da hatırlatmakta fayda mülahaza ediyorum zamanında Milli Çözüm ekibi ve şahsi manevisi Ergenekon Yeşil Dalga diye Fetöcüler tarafından tutuklanıp sorgulanırken Üstat Ahmet Akgül Hocamıza siz kime güveniyorsunuz da Başbakan, Cumhurbaşkanı ve Fetullah Gülen Hoca Efendi hakkında bunları söylüyorsunuz dediklerinde Üstadımız; ” Biz Rabbimize yerlerin ve göklerin yaratıcısına , sonsuz güç ve kuvvet sahibi Cenab-ı Allah’a güveniyoruz ve diyoruz ki bizim Rabbimiz sizin tapındığınız ilahınızı ( Amerika ve arkasında sizi besleyen Siyonist Lobileri) eninde donunda mağlup edip hizaya çekecektir. deyince sus pus olmuşlardı!
Fetöcüler ve Hak dava içindeki Pakraduniler ve daha niceleri Üstadımızın ve Milli Çözümün yıllar öncesinden Kuran ve sünnet merceğinde elekten geçirip gerçek ayarlarını zahir olmadan gün yüzüne çıkardıklarına en güzel örneklerdendi!
Evet sonuç olarak bunak Biden veya manyak Trump farketmez Siyonist İsrail’in emperyalist ABD’nin , haçlı Avrupa’nın ve komünist Rusya ve Çin’in kısaca dünyadaki zulüm düzeninin yıkılışı yaklaşmakta ve ilahi inkılap inşallah buna iman eden ve bu uğurda gayret çeken Milli Çözüme inan bir grup eliyle tecelli edecekti…
Trump ile Hitlerin ortak özellikleri var ikiside narsist ,ikisininde manyak olduğunu aklı selim olan herkes bilmektedir.
Kısaca bunlar, Siyonist yahudiler her nezaman ülkeleri vuruşturup zayıflatmak ve güdümüne sokmak üzere savas amacı ile bir fitne ateşini alevlendirmek isteselerde Allah u teala onların yaktıkları atesi (sonunda) söndürecektir ve (Siyonist yahudiler ,şeytani ve nihai amaçlarına erisemeyecektir) … Maide 64 ayetinin bir tezahürü daha yaşanacak birinci ve ikinci dünya savaşlarını çıkarıp milyonlarca insanın ölümüne ve ülkelerin tahribine yol açan bu şer sebekesinin üçüncü dünya savaşını cikarma ve yeryüzünü kendi hukumdarlıgına alma planları da ,İnşallah kendi sonlarını hazırlayacaktır.Yani Allah onların tuzaklarını kendi başlarına dolayacaktır
Evet savaşların tahripci ve zulmedici yönleri yanında geleceği sekillendirici ülkeleri ve sınırları dizayn edici ve yeni bir dünya düzenini inşa edici özellikleri de vardır.Ve zaten aslında bu sonuçlara varılması amacıyla savaşlar çıkarılmaktadır ancak bu sefer tarihi kötüler değil iyiler yazacaktır. Erbakan hocamın harika teknolojilerine ve Adil duzen projelerine inanan sahip çıkan ve uygulayacak olan bir sadıklar ekibinin artık işbaşına geleceği günler yakındır,devran Milli Çözüm devranıdır.
Milli çözüme inanan bir cumhurbaskanının o makama oturması Milli çözüme inanan bir hükumetin kurulması ve Yeni bir devrin baslamasiyla insanlığın ve Islam aleminin bunlardan kurtuluşu ancak mümkündür.
Siyonizm mutlaka yıkılacak ve Adil Düzen kurulacaktır…
Erbakan Hocamızın “Siyonizm’i bir timsaha benzetirsek, üst çenesi kapitalizm, alt çenesi komünizmdir. Bu iki çenenin karşılıklı çarpışmaları düşmanlıklarından falan değil; araya giren avlarını parçalamak, gövdeyi; Siyonizm’i, beslemek içindir.” sözleri, şimdi yaşanan olaylar karşısında ne kadar haklı olduğunun ispatıdır.
Siyonizm timsahının şimdiki alt çenesini dünyada en büyük askeri güçlerden biri olan ABD ve lideri Trump temsil etmekte, Trump’ın perde arkasındaki güç ise Rockefeller ailesi ve Amerikan işbirlikçileri olmaktadır. Timsahın şimdiki üst çenesini ise diğer en büyük askeri güçler kabul edilen Putin Rusyası ile Çin temsil etmektedir. Rusya ve Çin’i perde arkasından hem kullanan hem de yöneten güç Rothschild ailesidir. Bunların birbirleriyle zıt kutuplarmış gibi gözükmeleri birer aldatmacadır. Siyonizm’in başını çeken bu iki aile tamamen dünyadaki yer altı ve yer üstü zenginliklerini paylaşma telaşlarına düşmüşlerdir. Onlar için Trump ve Putin, bu paylaşımda arayıp bulamadıkları liderlerdir. İşte, Amerika ve Rusya’nın Suud’da yaptıkları toplantıda Amerika heyetinde Rockefeller ailesinin yetkili temsilcileri, Rusya heyetinde ise Rothschild ailesinin yetkili temsilcileri yer almıştır. Bu toplantının kimler tarafından organize ve tertip edildiği açık bir şekilde ortadadır. Toplantının amacı ve gayesini Rusya-Ukrayna savaşını bitirmek ve barış yapıyoruz gibi ilan etseler de; aslında Ukrayna, Grönland ve Akdeniz’deki doğalgaz enerji yatakları ile lityum, altın ve gümüş madenlerinin paylaşma anlaşmasıdır. Bunun sonucunda Rusya Ukrayna’da işgal ettiği topraklardan çekilmeyecek. Ukrayna’nın yer altı enerji kaynaklarını ve madenlerini de ABD gerekli gördüğü kadarını para vermeden almak şartlarını sunmuşlardır. Ayrıca Siyonizm izlediği bu politikalarla Kuduz İsrail’e de Ortadoğu’da Kudüs başkentli büyük bir devlet olma kapısını açmaya çalışmaktadır. Ancak bu yolda, ülkemizde pek yakında gerçekleşecek olan Milli Çözüm inkılabını en önemli ve en büyük tehdit ve engel olarak görmektedirler. Bu yüzden Türkiye’yi her tarafından ve içerdeki işbirlikçileri ile kuşatma ve etkisiz hale getirme telaşındalar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, Allah Nurunu tamamlayacaktır…
Yüce Rabbim; Siyonizm’in ve onlara uşaklık yapan işbirlikçilerin, Allah’ın orduları karşısında ne kadar güçsüz ve nasıl bir aldanış içinde olduklarını, Allah’a güvenenlerin ise; Erbakan Hocamızın alt yapısını oluşturup ön hazırlıklarını yaptığı ve pek yakında Ahmet Akgül üstadımızın yeryüzünde hayata geçirip uygulayacağı Adil Düzen projeleriyle nasıl refah ve huzur dolu mutlu sona ulaşacaklarını 1450 sene önce Kur’an-ı Azimüşşan’da bizlere şöyle bildirmektedir:
“(Onlar) Üstlerinde kanat süzerken ve açıp yumarken sıra sıra uçanlara (gökyüzündeki kuşlara ve uçaklara) bakıp görmüyorlar mı (ve hiç düşünüp ibret almıyorlar mı)? Ki onları (bütün kuşları, uçakları ve uzay araçlarını havada) Rahman’dan başkası tutmuyor (her şey O’nun koyduğu tabii kanunlarla ve insana verdiği akıl yoluyla yürüyor). Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla (ve bütün incelik ve gizlilikleriyle) görüp durandır.
(Ey Siyonist ve emperyalist zalim güçler ve Allah’tan ziyade bunlardan çekinen ve güvenen gafiller! İşte bu yegâne kuvvet ve kudret sahibi olan) Rahman’a karşı (ve O’na rağmen), size yardım edeceğine (inandığınız ve süper güç sandığınız) şu sizin ordunuz (uçak gemilerinizden, balistik füzelerinizden ve tank roketlerinizden oluşan bir sürü devasa filonuz; Cenab-ı Hakkın Kudreti karşısında neymiş ve) kimmiş (ki korkup onlara sığınmaktasınız…?) Oysa gerçekte bütün kâfirler, (ve onlardan korkan gafiller) sadece boş bir gurur ve aldanış içinde bulunmaktadırlar.
Veya O (Allah) eğer rızkını (size ikram ve ihsanı olan her türlü nimet ve faziletini) tutup kesecek olsa; sizi kim rızıklandıracak (maddi ve manevi ihtiyacınızı kim karşılayacak)tır? Hayır, onlar (nankör inkârcılar ve münafıklar, Hakka karşı derin bir gaflet ve) nefret içinde, inatla ve azgınlıkla direnip bocalamaktadırlar.
O halde, (süper güç dedikleri zalim merkezlerden ve hain işbirlikçilerden korkarak veya menfaat umarak; bunlara yaranmak için) yüzüstü kapanarak sürünen (uşak ruhlu kimseler mi) daha doğru (ve onurlu) sonuca (hidayete) ulaşır, yoksa sırat-ı müstakim üzerinde (İslam ve Kur’an çizgisinde ve insanlığın hizmetinde) dümdüz ve başı dik yürüyen mi (Allah’ın rızasına ve başarıya kavuşacaktır? Elbette, haklı ve hayırlı yolda ve onurla yürüyen; halkın ve mazlumların çıkarlarını gözeten ve sadece Allah’a güvenen kimseler mutlu sona varacaklardır; tarihen de, tabiaten de, dinen de, vicdanen de bu hep böyle olacaktır.)”[1]
Evet, Ahmet Akgül Hocamızın bizlere seneler önceki uyarıcı, müjdeleyici ve yol gösterici nasihatlerini de bu bağlamda hatırlayıp üzerinde düşünmemiz yararlı olacaktır vesselam:
“Hz. Peygamber Efendimizin tavsiyesiyle; “Allah’ın ve Resulüllah’ın ahlâkıyla ahlâklananlar” ve Kur’an’ın ifadesiyle; “Allah’tan kendilerine güzellikler (ve üstün özellikler) geçmiş bulunanlar…”[2] Zahmet içindeki rahmeti, zorluk içindeki hikmeti, ibadet ve teslimiyet içindeki saadeti fark edip, zevk edip yaşayanlar kazanacaklardır… Ve sonuna, yani ölüm anına kadar hayırda yarışanlar… İyilerle kötülerin, sağlamlarla çürüklerin… Elmaslarla kömürlerin… Mü’minlerle kâfirlerin denenip elenmesi için, bu dünyada imtihanda bulunduğunun ve her an ayrı bir imtihana tâbi tutulduğunun şuuru ve sorumluluğu içinde davrananlar kurtulacaklardır… En başa çıkılmaz sıkıntılar… En dayanılmaz sarsıntılar ve en aşılmaz görünen sorunlar karşısında, kısaca Kur’an’ın “yüreklerin hançereye dayandığı anlar”[3] diye tarif ettiği durumlarda bile, metanet ve istikametini bozmayan ve Allah’ın razı olduğu tavırdan ayrılmayanlar… Kısaca, ömür boyu küfürle ve kötülüklerle boğuşanlar, sonunda ayetlerin haber verdiği şekilde “yeryüzünün varisi ve insanlığın hamisi” olacaklardır.” (“İnsan’ın Yozlaşması” kitabından.)
[1] Mülk: 19-22 (Not: Ayetler; Ahmet Akgül Hocamız tarafından hazırlanan “Yüce Kur’an’ın Manası ve Mesajı” Meal-i Kerimindendir.)
[2] Enbiya: 101
[3] Ahzâb: 10
KABBALİST SİYONİSTLERLE, KAPİTALİST SİYONİSTLERİN HESAPLAŞMASI
10 Yıl kadar önce Milli Çözüm sitesinde yayınladığınız ve önemine binaen 18 Şubat 2025’te tekrar yayınladığınız; “SİYONİST REJİMLE, PİYONİST YÖNETİM BİRLİKTE Mİ YIKILACAKTI?” yazınızda “Peki, Tüm bunların arkasında; İsrail’deki Kabbalist Siyonistlerle, ABD’deki Kapitalist Siyonistlerin hesaplaşması mı vardı?” diye bir soru sormuş ve bunun gerekçelerini açıklamıştınız.
Evet, yıllardır İsrail’deki Kabbalist Siyonistlerle (ki bunlar Arz-ı Mev’ud-Büyük İsrail hayalini gerçekleştirmek için her türlü zulmü yapmakta ve Ortadoğu’yu ateşe vermekten çekinmemektedirler), ABD’deki Kapitalist Siyonistler (ki bunlar; “Biz zaten; Ekonomik-FED, Siyasi-BM, Kültür-NOBEL-UNESCO, Sinema-Sanat-OSCAR, Askeri-NATO, Ulaşım (Kara-Deniz-Hava)-LOYD-ICAO vb. her türlü kontrol ve denetimi ellerinde bulunduranlar) arasında bir anlaşmazlık vardır.
ABD’deki Kapitalist Siyonistler; Bu İsrail’deki Kabbalist Siyonistlere, “Biz zaten her alanda dünyaya hakimiz ve sizin bu Büyük İsrail hayalinizi gerçekleştirmek için yaptıklarınızdan dolayı tüm dünyada Yahudi düşmanlığına sebep oluyorsunuz ve bu bizim Küresel hakimiyetimize zarar veriyor, vazgeçin bu Büyük İsrail hayalinizden” diyorlar. İsrail’deki Kabbalist Siyonistler ise; “Siz dininden dönen ve bu yüzden Büyük İsrail-Arz-ı Mev’ud ideallerinden vazgeçen bir topluluksunuz ve biz sizi tanımıyoruz ve gerekirse sizinle de savaşırız” diyor ve kavga edip duruyorlardı. ABD’de; Demokratlar Kapitalist Siyonistler olurken, Cumhuriyetçiler Kabbalist Siyonistler olmaktaydı ve tabi hangi partinin adayı kazansa yine Siyonistler kazanıyor ve her şart altında İsrail’e ve Siyonizm’e hizmet ediyorlardı.
Hatırlayın; HAMAS’ın Gazze saldırısı öncesi; İsrail’de hükümet aleyhinde sokaklarda gösteriler başlamış ve Netenyahu’nun oğlu Yair sosyal medya hesabından “İsrail’deki protestoların arkasında ABD Dışişleri Bakanlığı var. Amaçları Netanyahu’yu devirmek…” ifadelerini kullanmıştı. Ve yine Aralık 2023’te; Biden: “İsrail, Gazze meselesinde dünyanın desteğini kaybetmeye başladı” diyor ve İsrail’in Gazze’de ayrım gözetmeksizin sürdürdüğü bombardıman nedeniyle “küresel desteği” kaybetmeye başladığını belirterek İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerinde derin bir çatlağa işaret etmişti.
İsrail Gazze savaşı devam ederken ve 40 yaşına kadar İsrail’de zorunlu askerlik varken, İsrailliler askere çağrılıyor ama gitmek istemiyorlar ve askere alınmalarına tepki gösteriyorlardı ama birileri de tam bu sırada Benjamin Netanyahu’nun 32 yaşındaki oğlu Yair Netanyahu’nun Florida’daki tatil görüntülerini yayınlıyordu.
Velhasıl, Kapitalist ve Kabalist Siyonistler kendi aralarında hesaplaşmaya ve kavgaya devam ediyorlardı. Öyle ki, Biden sonrası Netenyahu Trump tarafından ABD’de karşılanıyor ve görüşme sonrası basın açıklaması için masaya otururken sandalyesi Trump tarafından çekilip itiliyordu ki bu hiçbir devlet başkanının bir devlet başkanına yapacağı bir nezaket değil, aksine tam bir teslimiyet hareketidir. Verilen mesaj; “ABD olarak biz, İsrail’e her türlü desteğe vermeye hazırız ve biz İsrail’in emrinde onun hizmetkârıyız!?” demekti. Ancak Trump bir devletin temayüllerine aykırı olan bu hareketi basın önünde niye yapardı?
Ve zaten Trump’ın tüm kadrosu bir nevi Arz-ı Mev’ud düşünceli Kabalist Siyonistlerden oluşmuştur. Bu durum Trump’ın Büyük İsrail hedeflerine yönelik başta Suriye’de Kürt devletinin oluşumuna destek vereceğinin ve bunun için Rusya’nın bu Kürt devletinin oluşumuna yönelik bir müdahalesi olmaması için Ukrayna ile barış masasına oturtmaya çalışması ve Rusya’yı bu barışa ikna etmek için işgal ettiği yerlerin (rüşvet verir gibi) Rusya’ya bırakılmasını öne sürmesi tamamen Ortadoğu’yu Büyük İsrail için dizayn ederken, Rusya’yı bir müdahalesi olmasın diye devre dışı bırakma girişimleri olarak mı okunmalıydı?
Ayrıca; İsrail, ki Kabbalist Siyonistler Gazze’de yaptıklarından dolayı küresel desteği kaybetmişlerdi… Trump’ın Gazze konusundaki açıklamaları ise bölge ülkelerince hoş karşılanmamış ve tepkiye neden olmuştu. Trump’ın; Kanada, Grönland, Panama ve Meksika konusundaki beyanatları, başta Avrupa’yı endişelendirmiş ve Trump’a karşı Avrupa’nın Haçlı İttifakı yapması önerilmişti. Peki Trump ne yapıyordu? Trump bu çıkışlarıyla hem ABD’li Kapitalist Siyonistlere hem de İsrail’deki Kabalist Siyonistlere karşı küresel bir başkaldırıyı daha da arttırmayı başladığını görmeyecek kadar manyak mıydı?
Trump yeni Hitler’miydi? Hitler, Avrupa’daki Yahudi bilim adamlarının ve bankerlerin desteğiyle, Avrupa’da yaşayan ama kurulacak olan İsrail’e gitmek istemeyen Yahudileri bir nevi göçe mecbur bırakan bir misyon üstlenmiş ve bunun gereğini de yapmıştı. 1. Dünya Savaşıyla Osmanlı yıkılmış ve 2. Dünya Savaşı ile de İsrail kurulmuş ve böylece Siyonizm dünya Hâkimiyetini ilan etmişti. Trump’ın bu İsrail yandaşlığı ve yaptığı açıklamalar küresel bir Yahudi düşmanlığı başlatır mıydı? Her ne kadar Trump için, “Küresel bir Ekonomik Savaş başlatıyor” yorumları yapılsa da Trump bu savaşta başta Çin ve Avrupa ülkelerini karşısına alıyordu ama ABD olarak bu savaşta tek bir müttefiki bile yoktu!..
Ve Trump’ın bu çıkışlarıyla; başlayacak olan küresel Yahudi-Siyonizm düşmanlığı; 2. Dünya savaşı sonrası Siyonizm’den intikam alacağı günü bekleyen başta Almanya ve Japonya olmak üzere; Türkiye’de de kurulacak Milli bir Mutabakat ile Milli Çözüme inanan bir Cumhurbaşkanının o makama oturması ve Milli Çözüme inanan bir hükümetin de kurulmasıyla, Siyonizm’i, küresel bir ekonomik savaşa çekerek, gelir kaynaklarını yok edecek hamlelerin yapılıp yok edilmesi en büyük beklentimizdir inşaallah…
NOT: AT izinin, İT izine karıştığı şu günlerde; ülkemizde ve dünyada gelişen olayları anlamak ve yorumlamak, kimin kimle iş tuttuğunu ve ayarını-asıl amacını göstermek, neyin ne için yapıldığını ifşa etmek ve en önemlisi Hakkı Hak bâtılı bâtıl olarak tanıtan hem yeni hem eski yazılarınızı bir bütün halinde bizlere büyük bir özveri ile hazırladığınız her haliyle belli oluyor, bu gayretinizden dolayı emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
Hakkın taraftarları ile Batıl arasındaki mücadelede, her büyük devrim öncesinde olduğu gibi Hakkın taraftarları oldukça az, güç bakımından zahiren zayıf, destek bakımından ise en yakınlarının bile ihanetlerine maruz kalmış durumdalar. İşte son ve en büyük örneği Şanlı AKSA TUFANI ve bu süreçte yaşananlar… Bizzat ülkemizden bile onca yakıt, gıda ve askeri sanayi malzemesi terör şebekesi İsrail’e gönderilirken, bu yalnızlık ve zayıflık karşısında hepimizin umutları sönerken; bu Şanlı Harekatın daha birinci ayında Üstad Ahmet Akgül Hocamız, bir yazısında adeta hedefi gösterircesine şu ifadeleri başlık olarak kullanmıştı: “Dünyanın Fikri Değişimi Türkiye’den FİİLİ DEĞİŞİMİ İSE FİLİSTİN’DEN BAŞLAMIŞTIR!”
Adım adım hedefe doğru gidilirken, terör şebekesi israil ateşkese mecbur kalmış, kendi rezilliği kendine fazlasıyla yeter duruma gelmişti. Öte yandan ikinci kez ABD başkanı seçilen Trump ise tutarsız tavırları ile dünyada dengeleri sarsmıştı. Seçim döneminde adeta ölümden kıl payı kurtulan Trump, Üstadımızın deyimiyle “manyaklık” örneklerine hergün yenisini eklemekten usanmıyordu. Bir yandan İslam’a ve Müslümanlara saldırırken, bir yandan da sıkı dostlarına hücum ediyordu. Ve inşallah Rabbimizin Haşr suresi 14. ayetinde buyurdukları üzere birliklerini bozacak eylemlere yönelmeye başlıyordu. Bakalım yaklaşık 300 yıldır insanlığa zulmeden bu alçak ekibin dağılışı ve bir karton gibi yırtılışı ne zamana denk gelecek ve dünyanın fikri ve fiili dönüşümü ne zaman tamamlanacak? Merakla bekliyoruz!
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Onlar, (Siyonist ve emperyalist odaklar) iyice korunmuş (sağlam tedbirler alınmış) şehirlerde veya surlar-kaleler gerisinde (ve demir kubbeler içerisinde) olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşa girişemezler (ve kendilerine güvenemezler. Müşriklerin ve münafık kesimlerin) kendi aralarındaki çarpışmaları (birbirlerine kin ve haset duyguları) ise pek daha şiddetlidir. Sen onların (zahiren) birlik ve dirlik (içerisinde olduklarını zan ve) hesap edersin; oysa onların kalpleri paramparça vaziyettedir (çıkarları ve ihtirasları uğrunda her an kapışmaya hazır haldedirler). Bu, şüphesiz onların akletmeyen (ve imana gelmeyen) bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir.
Haşr Suresi, 14.
http://www.mealikerim.com
Trump’ın çılgın söylemleri tüm dünyayı tedirgin etmişti.
Almanya Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz, Avrupalıları öz güven ve birlik içinde olmaya ve ABD Başkanı Donald Trump’a karşı hareket etmeye çağırmıştı.
Almanya ve Fransa liderlerinden de Trump’a karşı dik durma çağrısı gelmişti.
Bâtıl sistemlerini dünyaya kabul ettirmeye çalışan bu Siyonist ve emperyalistlerin; dost gibi görünseler de aslında birbirlerine karşı ne kadar kin ve düşmanlık beslediklerini, Maide Suresi 14. ayetten anlıyoruz:
(Bunun gibi) “Biz Nasraniyiz-Hristiyanız” diyen kimselerden de (Allah’ın peygamberlerine, kitaplarına inanıp itaat edeceklerine dair) söz (ahd-ü misak) almıştık. Ama onlar da kendilerine hatırlatılan uyarılardan ders (pay ve haz) almayı unuttular. Bu yüzden kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. (Bu nedenle Hristiyanlar çok farklı ve aykırı mezhep ve ekollere ayrılıvermişlerdir.) Allah, yapageldikleri (sinsi ve suni) şeyleri ileride onlara (tek tek) haber verecektir. (Hesaba çekilip cezalarını göreceklerdir.) (Maide:14 mealikerim.com – Hazırlayan: Abdullah Akgül-Yorumlayan: Ahmet Akgül)
Erbakan Hocamız 1 Ekim 1994’te Washington’da hem de Amerikalı komutanlar ve yüksek bürokratların karşısında yaptığı bir konuşmada “Sizin medeniyetiniz terbiye edilmemiş vahşi aygır gibidir. Sizin medeniyetinizde güçlü olan haklıdır. Bu hak anlayışı bâtıl bir anlayıştır. Bu anlayışta, haklı bile olsa zayıflar ezilmeye mahkûmdur. Bu medeniyetin hâkim olduğu her yerde kan vardır, acı vardır, gözyaşı vardır. Bu nedenle insanlık sizin medeniyetinize emanet edilemez” diyerek, insanlığın Batı’nın insafına bırakılamayacağını vurgulamıştı.
Erbakan Hocamız yine seneler öncesinde ABD’nin başındaki Bush’a şöyle seslenmişlerdi:
“İster Bağdat’ı bombala, ister Afganistan’ı bombala, ister Keşmir’i, ister Filistin’i.
Bu bombalar senin kanserine merhem olmaz.
Firavunluğu bırakacaksın.
Hakkı üstün tutan medeniyete döneceksin.
Adil Düzene döneceksin.
Başka çaresi yok!”
Evet, Adil bir Düzen kurulacak.
Milli Çözüm ekibinin sahiplendiği; Erbakan Hocamızın projeleriyle ve teknolojik harikalarıyla yeni bir medeniyet kurulacak inşaallah.
Ne mutlu, bu yolda gayret gösterenlere.
1 . ve 2. Dünya savaşlarını İsrail’i kurmak niyetiyle çıkartan siyonizm yine yeni bir dünya savaşı ile arzı mevudu ilan etme planları yapıyordu.
Hitler eski Alman imparatorluğu hesapları yaparken eldekinden de olmuştu, aynısını şuanda da Trump yapmak istiyordu, dünya jandarmalığını pekişmetirmek için Kanada’dan Grödlanda doğru büyüme hevesleri içinde idi, Rusya Ukrayna savaşını bitirip Avrupayı karıştırma derdinde olabilir ama bunların sonunda da aynı Hitlerin sonu gibi kendini sadece Atlantik ötesine hapsedip kendi ülkesinin işleri ile uğraşıp, bizden uzaktakilerden bizene deyip aynı zamanda da Amerikanın bu vesile ile parçalanmasının sebebi olabilirmiydi?
Faşist diktatörleride, kominist diktörleride, demokrasi derebeylerinide iş başına getirip yönetim yönlendirende hep aynı siyonist odaklardı bunların tek hedef ve gayeleri vardı siyonizmin hedeflerine ulaşabilmesini sağlamaktı. Erbakan hocamızın tarifiyle timsahın alt ve üst çenesinin çarpışması gövdeyi beslemek olduğundan bunların hedefi belliydi.
Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.) İbrahim suresi 46 çaresi yoktu sonları belliydi.
(Ey Resulüm! Hatırla) O vakti ki; inkârcılar Seni tutup bağlamaları (ve hapse atmaları)veya öldürmek (suretiyle Senden kurtulmaları, ya da Seni ülkenden çıkarıp) sürgüne yollamaları için, aleyhinde tuzak kuruyor (ve hesap yapıyorlardı). Onlar Sana bu hileyi düşünürken, Allah da onlara tuzak kuruyordu. (Sana hicret emri vererek; Medine’ye gitmeni ve İslam devletini kurarak geri dönüp Mekke’yi fethetmeni ve müşrik düzenlerini tepelemeni kolaylaştırıyordu.)Doğrusu Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. Enfal Suresi 30. ayette Allah kafirlerin ve zalimlerin tuzaklarını başlarına geçireceğini açıkça belirtiyordu.
Artık zaman Hakka uyanların tarih yazacağı dönemdi Erbakan teknolojilerinin kullanılarak sadık talebesi Milli Çözüm eliyle siyonizmin yok edilip Adil Düzenin kurulacağı dönemdi, artık söz Milli Çözüm Ahmet Akgül’ündü…
Adolf Hitler savaşın sonlarına doğru, kadını ile sığındığı yer altı sığınaklarından birinde tabanca ile kafasına sıkarak intihar ederek yaptığı her türlü zulüm ve katliamdan sonra, hak ettiğine bu dünyada kavuşmuştu, oysa asıl ceza ahiretinde idi. Dünyevi olarak Firavun’laşanlara ve Faşistliğe özenenlere kısa bir hatırlatma. Hayal aleminde gezen Trump beyaz sarayda basın açıklaması yaparken göreve atadığı Elon Musk ve Musk oğlu X basın toplantısı boyunca burnunu karıştırıp burnundan çıkanları Trump’ın masasına sürerken, bir taraftan da Trump’a sataşarak o koltuktan kalk sen başkan değilsin diyordu. Bizim atasözümüzde var çocuktan al haberi.
Anlaşılıyorki Siyonizm Trump’ın hemen arkasına ikinci adam olarak Musk yerleştirmiş her zamanki gibi. Kendimce demem odur ki batık bir ekonomisi ile Amerika ülkesini bir şirket gibi yöneteceğini söyleyen Siyonizim Uşağı Trump söylemleri ile de kendince ABD uluslar arası şirketini yeni döneminde, Kuzey ülkelerini, Meksika’nın, Ukrayna’nın topraklarına çökerek, Aynı zamanda Gazze topraklarını boşaltarak bütün dünya için tatil beldesi yapacakmış. Eskiden böyle sözlere, buna gargalar bile güler denirdi oysa gargalar bile bunlardan daha akıllı. Zira Gazze de bir avuç inanmış Mücahit’i bütün dünya birleşti Gazze’yi alamadı. Eh görelim Rabbim neyler neylerse güzel eyler. Nerede ise 2 yıla yakın sürede Terörist kuduz İsrail taş üstünde taş bırakmamak bahasına orada insanları katlederken bizim siyasilerimizin de başı çektiği iş adamları, savaşın ortasında binlerce ton inşaat demiri ve çimento, ağaç kalas ihraç ediyorlardı. Şaşmam dostum Trump diyenlerle inşaat ortaklığı var diye duyulur yazılırsa. Zira Müslümanlar orada katledilirken ve açlıktan, basit ilaç eksikliği yüzünden öldürülürken, varil başı bir kaç dolar için gurur duyuyorum diyen, AKP grup sözcüsü millet vekili Özlem Zenginler var bu ülkede.
İnanmış Allah’tan başkada hiç bir güçten korkmayan mümin ve Müslümanlar içlerinden hele bir gelin bekliyoruz diyorlar eminim. Kendimce inandım Elhamdülillah iman ettim, yüksek akıl ve seciyesi ile, şaşmaz imani akılla, hala yaptıklarını kavrayamadığımız mucizevi teknolojileri ile orta doğu ve dünya için, Müslümanlar ve bütün insanlık için belirlediği stratejileri ile dünya bunca karmaşanın içinde çok hızlı bir şekilde kurtuluşa doğru gidiyor. Niye denirse, bunca megolaman, narsist kendinden başka, ne ülkesini, ne vatandaşını, nede dünya insanlarını ve yaratılmış her hangi bir canlıyı düşünmeyen bu dünya liderleri anlamadı ve anlamayacak zira bu körlük ve ahmaklıkları yüzünden ansızın inandıkları sistemleri çöküverecek . Dünya insanlarının sitemlerin çöktüğünü anlayalı çok oldu. Sadece kendini başkan, başbakan veya her ne ise siyasi erk veya holding, şirket patronları ve Siyonizm şak şakçıları anlamadı. Cennet mekan Erbakan hocam hep anlatırdı, totem direğine bağlı katil kovboy, kızıl derili reise yalvarıyor yapma etme çok param var veririm, size silahta temin ederim gibi, kızıl derili reis totem direğindeki katil kovboya mesele basit deyip piposundan bir fırt çekip gebereceksin diyor, derdi. Herkesin bu ve benzeri filmleri izlediğini tahmin edebiliyorum, ama herkesin aynı ferasetle kızıl derili reisin istikrarını, cesaretini, kendine olan güvenini görebiliyor muydu bilmiyorum. Yıllar önce bizlere bu ve benzeri sahnelerle mesaj veren Cennet mekan Erbakan hocam İnsanlara zulüm eden zalimlerle ilgili de bir strateji belirlemiştir muhakkak.
Hele gelsin o günler hasretle muhabbetle ve heyecanla bekliyor gözlüyoruz. Sonsuz kere şükürler olsun ki, Erbakan hocamın projelerini çok ama çok yakından takip eden ve hayata geçmesi içinde var gücüyle gayret eden kaynak tespiti yapan, yazıları ile yayın hayatına başladığı günden beri her şeyi adeta kayıt altına alan, ama her kim olursa olsun haddi aşan küçük bir yanlış ifadeye en kısa zamanda süratle cevap veren, bütün vaad edilenlere harfiyen inanmış Milli Çözüm var Elhamdülillah. Emeği geçen kalemi ile yazan, klavye kullanan, okuyan takip eden herkese, bizimde tuzumuz olsun niyeti ile gayret eden bütün dostlarımıza kardeşlerimize hürmet ve şükranlarımı sunuyorum. Allah’a emanet olun.
KÜFÜR TEK MİLLETTİR
HA HİTLER HA TRUMP
Gerçek şu ki,onlar(zalimler ve hainler müminlere ve islami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular.(ve kuracaklardır.) Oysa onların (şeytani) hile ve hazırlıkları dağları yerinden oynatacak(derecedebugün nükleer silahlara ve teknolojik imkanlara dayanmış) olsada,ALLAH katında kesinlikle onları(boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret)planları ve programları vardır.(ALLAHzalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.
İbrahim Suresi(46.ayet)
Kurban olduğum MEVLAM bizleri hiç bir zaman yalnız bırakmadın.Bir zalimle diğer zalimleri cezalandırıyorsun.Biri geçmişte SİYONİZME hizmet etmiş,biri de şimdi ediyor.İkisinin arasında hiçbir fark yok.PİYONLAR ve SİYONLAR.Onları seyreden İSLAM aleminin kör sağır ve dilsiz liderleri.Rahmetli ERBAKAN Hocam; SİYONİZM, timsaha benzer.Alt çene KOMİNİZM üst çene KAPİTALİZM gövdesi SİYONİZM ve İŞBİRLİKÇİLER.Artık birbirlerini yemeye başladılar. Önünde sonunda anahtarları getirip teslim edecekler.Çünki hiç kimse hiç bir yapı ALLAH’IN intikamından kaçamaz.VALLAHİ ALLAH’ın vaadi haktır ve bu vait gerçekleşecektir.
FARUK BULUT
Trump sözde Filistin topraklarını kendi himayesi altına alıp Gazze’yi turistik kent haline getirmeyi planlıyor. Hatta yanında bulunan Musk’ın Yapay Zeka ile video hazırlayıp Gazze’nin kendilerine ait sahil kenti olarak tanıtmaktaydı. Ama unuttukları şey planlarının başlarına yıkılacağından habersizlerdi.
500 gün boyunca, çok dar bir alanda müthiş bir bombardımana tutulup yüzbinlerce şehit veren, aç, susuz, ilaçsız ama “Hayat; iman ve cihaddır!” şuuruyla İsrail’i barışa mecbur bırakan Mücahid Gazze Halkı, Allah’ın izniyle bu kirli ve sinsi oyunları da bozacaktır.
Allah’ın izniyle İnşallah tüm insanlığın huzur bulacağı ADİL DÜZEN İNKILÂBININ yaşanacağı günleri görmeyi cümlemize nasip eylesin.
Hz. Muhammed (S.AV)’in asırlar öncesinden müjdelediği, tüm dünyanın cennete dönüşeceği; “Mehmetçik rehberli bir merhamet medeniyeti” gerçekleşmiş olacak… Bu mutlu devrim ve değişim esnasında, Ehli kitabın, Yahudi ve Hıristiyanların iz’anlı ve insaflı takımı da Türkiye’nin yanında, yani haklı ve hayırlı safta yerini alacak… Böylece, yalnız mağdur Asya ve Afrika halkları değil, Avrupa ve Amerika’daki insanlar da, mağrur ve mel’un merkezlerin haksızlık ve ahlaksızlık kıskacından kurtulacak…
Bu gibi tarihi devrim ve dönüşümler, ya büyük felaketlerin neticesinde veya büyük liderlerin öncülüğünde gerçekleşiyor. Dünyamız ise, her ikisine birden sahip olmanın, hem sancısını hem avantajını yaşıyor.
Sadece Türkiye’mizde değil, sadece bölgemizde değil, bütün yeryüzünde ve tüm ülkelerde, bu tarihi ve talihli devrimin psikolojik, sosyolojik, ekonomik, politik ve teknolojik her türlü alt yapısı ve stratejik detayları, yıllar süren çalışmalar sonucu hazırlanmış bulunuyor… Hem de, dünyadaki Siyonist sömürü sisteminin güdümündeki kabuk iktidarlar ve mevcut kurumlar eliyle bu işler yaptırılıyor. Çünkü, deri altındaki yarayı iyileştirecek tedbir ve tedavileri uygulamadan, görünürdeki kabukları kaldırırsanız, yaranın mikrop kapıp kötüleşeceğini, ama içteki yaralar iyileşince, dıştaki kabukların kendiliğinden dökülüp düşeceğini çok iyi bilen, kutlu bir lider bu süreci yönetiyor. Bir insan bedeninin her yerine sirayet etmiş kanser hücreleri misali, beşeriyet bünyesine yerleşmiş Siyonist şebekeleri tamamen tesirsiz hale getirecek, çok dikkatli ve rikkatli (şefkatli ve ince düşünceli) bir tabibin titizliğiyle hareket ediyor.Bu nedenle, iz’an ve vicdan sahibi herkesi, Siyonist ve emperyalist çeteyi değil, adaletli ve insaniyetli bu cepheyi desteklemeye çağırıyoruz. Freni patlamış, motoru çatlamış, ve girdiği son virajda uçuruma sürüklenmeye yaklaşmış Amerikan arabasından inip, Nuh’un gemisine binmelerini bekliyoruz. Nuh Suresi 23. ayetinde:
“Ve (kâfirler birbirlerine) dediler ki: “Kendi ilahlarınızı bırakmayın; bırakmayın ne Vedd’i, ne Suva’ı, ne Yeğus’u, ne Ye’uk’u ve ne de Nesr’i.” (Yani bu tapındıklarınıza ve tabi olduğunuz hayat tarzına sahip çıkın, Nuh’un peşine takılmayın diye birbirlerini kışkırttılar. Bunlar aile ve kabile perestliği, altın ve serveti, güç ve kuvveti, kadın ve şehveti, rızık ve emniyeti temsil eden putlardı.)”
2005 yılında dünyada oluşmuş dördüncü ve belki de en önemli olay Allah’ın ‘Tsunami’ ve ‘kasırga’ ile kendisini insanlara, özellikle de dünyaya tek başına hükmetmeye kalkışan çağdaş firavunlara hatırlatmasıydı.
Erbakan Hocamızın sıkça vurguladığı gibi; Müslümanların tıkanıp kaldıkları her durumda Cenabı Hak bu inançlı kullarını selamete ulaştırmak ve onları çaresizlikten kurtarmak için düşmanlarına yanlış yaptırırdı . Ve yapılan yanlışlar, düşmanın tuzaklarını bozardı. Bu ilahi yardımla Müslümanlar galibiyete ulaşırdı.
Tıpkı İsrail’in 2006’da Beyrut’a çıkarma yaparken gemisinin batırılması ve geri çekilmek zorunda kalması sonucu Siyonizmin iki kolu diyebileceğimiz Küreselciler ile Arz-ı Mev’ud’cular arasındaki çatışmanın derinleşmesi gibi, son Aksa Tufanı sonrasında da bu uçurum daha da derinleşmiştir. Bu süreçte, Hamas mücahidleri eliyle küreselcilerin ve Arz-ı Mev’ud’cuların arasındaki gerilim daha da belirgin hale gelmiştir. Trump’a yapılan suikastlar bunun göstergesidir.
Trump, kendisine suikast düzenleyenlerin küreselciler olduğuna inandığı için, Arz-ı Mev’ud’cularla iş birliği yaparak küreselcilere bedel ödetmektedir.
Trump’ın Meksika, Panama, Grönland, Kanada, Ukrayna ve NATO hakkındaki söylemleri küreselcilere karşı bir mesajdır…Bu sürecin sonunda Arz-ı Mev’ud’cular ile Küreselciler arasındaki uçurumun daha da derinleşmesi beklenmektedir.Daha az tehlikeli bir zalim aracılığıyla daha büyük bir zalimin bertaraf edilmesi ihtimali doğmaktadır.
Hitler’in Arz-ı Mev’ud’culara hizmet ederek II. Dünya Savaşı’nı tetiklemesi gibi, Trump da benzer bir yol izleyerek III. Dünya Savaşı’nı kışkırtmaya çalışmaktadır.
Hitler, Sovyetlerle saldırmazlık paktı yaparak ve İngiltere ile Fransa’nın Almanya’nın toprak genişletme politikalarına sessiz kalmasından güç alarak savaşı tırmandırmıştı.Trump da küresel siyaset içinde benzer bir strateji izleyerek küresel güç dengelerini değiştirmeye çalışmaktadır.
Hitler’in yanında Arz-ı Mev’ud’cu Yahudi telepatların olması kaçınılmaz olduğu gibi, Trump’ın da benzer şekilde Yahudi telepatların etkisi altında olduğu söylenebilir.
Trump’ın Rusları ikna etme sürecinde bu tür yönlendirmelerin etkili olduğu düşünülebilir.Elon Musk’ın da bu sistem içindeki rolü, bu stratejik yönlendirmelerin bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Mitolojik ve tarihsel benzetmeler açısından, günümüz siyasi aktörleri şöyle okunabilir:
Trump = KarunNetanyahu = Firavun (Deccal) Elon Musk = Sihirbaz İşbirlikçi DÜnya Liderler= Haman Bunlara fetva verenler = Bel’amI. ve II. Dünya Savaşları sürecinde askeri teknolojilerin hızlı gelişimi üç şekilde okunabilir:Birincisi: III. Dünya Savaşı için halen kullanılmamış gizli silah teknolojilerinin hazır olduğu ve savaş çıkınca kullanılacağı ihtimali.İkincisi: Bu gelişmelerin temelinde “Hızır Tezkireleri” olduğu ve bu bilgilerin en son Aziz Erbakan Hocamızın elinde görülmesi.Üçüncüsü: III. Dünya Savaşı sürecinde Hakk’ın safında yer alan güçlerin en üstün teknolojilere sahip olacağı ve Batıl’ın zail edileceği (inşallah).Milli Çözüm’ün yıllardır dile getirdiği Erbakan Teknolojilerinin kullanılacağı, siyonizmin yıkılacağı ve Adil Düzen’in kurulacağı günler yakındır inşallah…
Rahman ve Rahim Allahın Adıyla
Yoksa onlar, (İslam nizamı gelmesin ve zulüm düzenleri devam etsin diye) işi sıkı mı tuttular (çok etkin ve kesin tedbirler mi aldılar, buna mı güveniyorlar)? İşte şüphesiz Biz de (işimizi ve tedbirlerimizi) sıkı tutanlarız. (Küfür ve kötülük iktidarını yıkmaya kararlıyız.)
Zuhruf Suresi 79
Bakın size kesinlikle şunu ifade ediyorum ki :TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU, milli çözüme inanan bir cumhur başkanının o makama oturması, milli çözüme inanan bir hükümetin kurulması, ve yeni bir devrin başlaması ile mümkündür!..
Prof. Dr. Necmettin Erbakan
KÜFÜR TEK MİLLETTİR!
DOĞRULAR RABBİMİZDEN, YANLIŞLAR NEFSİMİZDENDİR!
Hakk ile bâtılın mücadelesi üzerine imtihan olduğumuz dünya hayatında;
Mü’minler Kur’an nizamı kurulsun ve yürütülsün, kâfirler ise şeytanın düzeni kurulsun ve yürütülsün diye çalışıp çarpışırlar.
Mevcut duruma baktığımız zaman;
1. Dünya savaşından sonra 1.Sevr-i önümüze koyan Siyonist – Emperyalistler amaçlarına ulaşamamışlar, Büyük İsrail’i kuramamışlardır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ayrıca küçük İsrail’in kurulmasını da geciktirmiştir.
Günümüzde verilen mücadele ise 19 Mayıs’ta verilen mücadeleden daha zorlu ve mühimdir. Bazı nedenleri ise şöyledir;
1-) Küçük İsrail kurulmuş ve Siyonizm dünya hakimiyetini ele geçirmiştir. Şeytanın şaheseri dünya tarihin en güçlü dönemini yaşamaktadır.
2-) Ülkemiz resmen olmasa da fiilen işgal edilmiştir.
3-) Haim Nahum Doktrini ve BOP Projesinin sonuna gelinmiştir. Ahlâki, ekonomik, kültürel, sosyal, manevi yozlaşma tarihin gördüğü en üst seviyelere ulaşmıştır.
4-) Ülkemizin dört tarafı kuşatılmıştır ve mevcut kadro ve kurumlar bu varoluş mücadelemizi kazanabilecek şuurdan çok uzaktalar.
23 yıldır aynı çizgide büyük bir feraset, dirayet ve cesaretle; Olaylara Kur’an dürbünüyle bakan ve her tespit ve tahlili doğru çıkan Milli Çözüm Dergisinin Üstad Ahmet Akgül Hocamızın müthiş makalelerinden anlayabildiğim kadarıyla..
Son süreçte dünya siyasetinde hızlı bir şekilde yaşanılan gelişmelerden idrak edebildiklerim şunlardır:
Rusya’dan gelen açıklamaya göre; 3 yıl önce Rusya – Ukrayna savaşı bitmek üzereyken yani barış antlaşması yapılmışken İngiltere antlaşmayı bozmuştur ve savaş halen devam etmektedir.
Kapitalist Siyonistler savaşın devam etmesini isterken, Kabbalistler ise savaşın sonlanmasını arzu etmektedirler.
Zaten dünya üzerinde ki bütün ülkelerin yönetimi Siyonistlerin güdümünde bulunmaktadır.
Sevr Antlaşmasına baktığımız zaman Türkiye’yi Anadolu’ya hapsetme planları çok açıktır. Sadece Siyonist Yahudilere Büyük İsrail’in teslim edilmesiyle kalmıyor, Siyon güdümlü Emperyalist Devletler ise ülkemizi kendi aralarında parçalama hesapları yapmaktalardı.
Şuan BOP Projesi, Çözüm süreci, Anayasa değişikliği, Suriye’de Rojava Kürdistan’ının kurulması gibi tuzaklara önümüze 2. Sevr konuşmuş durumda ve plan son aşamadında. Ukrayna’ya paylaşmaya başladılar bile…
Rusya – Ukrayna Savaşının Büyük İsrail Projesi olduğu, Ukrayna’nın 3 e bölüneceği, Yahudiler ve Emperyalistler tarafından paylaşılacağını Milli Çözüm Dergisi savaşın hemen başında yazmıştı. Görünen o ki yine haklı çıkmıştı!
AMAÇLAR AYNI!
Evet Büyük İsrail Projesinde 22 İslam Ülkesi parçalanırken, Emperyalistler de kendi payına düşeni almak için yarışıyor.
Çin Gazze’ye sözde destek verirken AB, sözde ABD’ye karşı çıkıyor ancak AB’nin, ABD’nin karşısında diz çökmekten başka seçeneği ve gücü bulunmuyor.
Özetle küfür tek millettir. (kalpleri paramparça olsa dahi) Amaçları aynıdır sadece stratejileri farklı olabilir. Bu durum dünya dengeleri ve şeytanın hilelerini çok iyi bilmeyi gerektirir. Dünyayı yönetecek olan güç için önemli argümanlardır.
Zaten Milli Çözüm’ün her tahlil ve tespiti çıkmıştır, geriye sadece bir tanesi kalmış bâtılın beyninin paramparça olmasına da ramak kalmıştır.
SONUÇ!
Allah nurunu tamamlayacaktır!
Trump intikam alacak, Rusya şu hamleyi yapacak, Çin şunu açıklayacak, AB şu şekilde davranacak vs vs..
Şundan eminiz ki en büyük intikamı Allah, sadıkların eliyle alacak!
Dünya tarihinin en büyük zaferi;
Siyonistler aynı stratejide birleşse de,
ABD, AB, Rusya, Çin ve bütün bâtıl (hiç güç kaybetmeden) üzerimize gelselerde yine zafer inananların olacak! (Erbakan Hocamızın buyurdukları gibi “ABD karton gibi parçalanacak.” Üstad Ahmet Akgül Hocamızın 1. Trump döneminde vurguladıkları gibi “kırmızı – turuncu turp ABD’nin sonu olacak!”)
Erbakan Hocamızın Milli TSK’ya bıraktığı üstün teknolojisi ile Milli Çözüm – Milli Mütabakat Hükümetinin kurulmasıyla birlikte Erbakan Hocamızın öncülüğünde kurulan Hamas’ı yenemeyen küfür cephesi analarından doğduklarına pişman olacak.
İşbirlikçi hainlerden hesap sorulacak, İsrail yerin dibine batırılacak ve yardımcı kuvvetleri arkalarına bakmadan kaçmak zorunda kalacak Allah’ın izniyle!
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!
HAİN PLANLAR!
Savaşı bitiriyorum diyen Tramp aslında savaştan yorulan ve yıpranan Abd ve İsrail in planlarına ; medya nın arka planında sinsice savaşa devam edeceğini ortaya koymuştur… ABD seçimlerinin arifesinde Gazze de ”ateşkes ”imzaladılar ve sinsice seçimi kazandılar… Sonra İsrail başkanının sandalyesini itecek kadar küçülerek ağırladılar… Bu Uluslararsı İlişkilerde ben senin kölenim anlamı taşımaktadır!.. Emrindeyim alçaklığıdır…
Sonra Suriyede Arap Baharı estirirken bizdeki hainler de Doğu Bölgemizi masada vermek için Apo yu konuşturma hazırlığı içindeydi…
27 şubat yani 28 Şubat arifesinde bu hain girişim de tamamlanmış oldu… Tabi elbette ki bunlar asla tesadüf değildir… Herşey siyonistler tarafından hesaplanmıştır… Planlanmıştır…
Büyük İsrail planının Türkiye ayağı aslında Türkiye mizde Ordumuzun elini-kolunu bağlamıştır… Büyük operasyon lar nasıl bir şehir izleyecek göreceğiz.!!
Ne diyelim Rabbimizin de vaadi var elbet… İmtihan dünyasında herkesin safını görelim ki cehennem lüzumsuz değildir sözü de yerini bulup ateş halkını daha net okuyalım… Rabbimiz ayaklarımızı ne olur sabit kıl davamızda… Amiin
❝BİZ KARADA GEMİLER YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ LAKİN İNANIYORUZ Kİ, ALLAH (C.C) DENİZİ AYAĞIMIZA GETİRECEKTİR❞
Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
(Cenab-ı Hakk şunun için zahmet ve hizmet günlerini uzatıyor ve zaferi geciktiriyor;) Onlarla (inkârcılarla ve muzır münafıklarla) mücadele edin ve çarpışın ki, Allah sizin ellerinizle onların cezasını versin, onları rezil ve perişan etsin ve yardımıyla sizi onlara karşı (zafere eriştirip) üstün ve galip getirsin de (böylece iman ve cihad ehli olan) mü’min bir kesimin göğüslerine-gönüllerine (huzur ve) şifa eriştirsin.Tevbe 14
Yarınlar İslam’a müjde, Siyonizm’e gazap,
“Karitas”ı unutan haça hüsran getirecek.
Lanetli Sammael’in dostu kanlı Zelotlar Yarın bölükler halinde Gehenna’ya girecek.
İsrail’in ananevi terörüne gölge olan Haç, Yarın Hristos’un eliyle çökecek.
Ve çok şeye gebe olan yarın, zulmün yıkılmaz Sanılan paktlı kaleleri bir bir düşecek.
Bizlere siyonizmi öğreten bütün gizli kirli işlerini aşikar eden yetmeyip bu büyük küresel belanın çökertilmesine yönelik teknolojik harikaları üreten ve bitmedi küresel fesadın yıkılmasından sonra dünyaya saadet getirecek bütün sosyo ekonomik siyasal hayatın programı olan adil düzeni hazırlayan asrın lideri sayın Necmettin ERBAKAN dır.
MİLLİ ÇÖZÜM çağımızın Hz Nuh (as) gemisi konumundadır ,geminin kaptanı Aziz Necmettin ERBAKAN hocamızın naibi sırdaşı yoldaşı” Muzaffer AHMET AKGÜL” dür
Tüm toz ,bulut dağıldığında “ERBAKAN” mührünü göreceksiniz!!..
Ucuz ve uyuz yandaşların “Suriye Zaferi”nin foyası da ortaya çıkmaya başlamıştı.
Suriye’deki geçici yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, “devlete ait liman ve fabrikaların özelleştirileceğini; yabancı yatırımcıların davet edileceğini ve uluslararası ticareti geliştirmenin” planlandığını açıklamıştı. Dışişleri Bakanı Şeybani, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’na katılacaktı. Bu, Suriye’nin ilk kez küresel karar alıcıların toplantısına katılacağı anlamını taşımaktaydı. Şeybani bu katılımı, “Beşşar Esad döneminden kalma yaptırımların kaldırılması çağrılarını yenilemek için” kullanacaktı.
Ayrıca havaalanları, demiryolları ve karayollarına yatırımı teşvik etmek için kamu-özel sektör ortaklıklarını araştıracaklarını söyleyen Şeybani, yabancı yatırımları teşvik edeceklerini vurgulamıştı. Ne de olsa akıl hocaları AKP iktidarıydı. Avrupa Birliği’nin baş diplomatı Kaja Kallas Ocak 2025’te yaptığı açıklamada yaptırımların hafifletilmesi için “Suriye’yi tüm çeşitliliğiyle yansıtan bir siyasi geçiş sürecinde somut ilerlemeler olması gerektiğini” hatırlatmıştı. Şeybani, Suriye’deki yeni yönetimin Körfez Arap ve Batılı ülkelere bir tehdit oluşturmadığı konusunda güvence vermeye çalıştığını aktarmıştı.
zalimler için yaşasın cehennem
Ancak biz biliyoruz ve inanıyoruz ki, 500 gün boyunca aç, susuz, ilaçsız ve silahsız… Ama “Hayat iman ve cihaddır!” şuuruyla Siyonist İsrail’e ve arkasındaki Süper Şeytanilere dayanan ve sonunda barışa mecbur bırakan Kahraman ve Mücahit Gazze halkı Allah’ın izniyle bu kirli ve sinsi oyunları da bozacaktı.
Gazze halkının Dünyaya verdiği dersler asla unutulmayacaktı yapılan takaslarda Gazze den giden esirler o kadar huzurlu ayrılıyorlardı ki Kassam Tugaylarının alnından öperek nerdeyse gitmek istemiyorlar gibiydiler, ama malesef onların gönderdikleri kardeşlerimiz ise yapılan zulüm ve işkencelerden akıllarını yitirmiş bi şekilde geliyorlardı kim hayvani kim insanı dünya ya gösteren Kassam Tugayları ne büyük dersler vermişti. Gazzede Hamas filli mücadeleyi, Milli Çözüm ise fikri mücadeleyi gerçekleştiyordu. Siyonizmin alaşağı edileceği ve Siyonizmin yok edileceği günler en yakın zamanda göreceğiz inşallah…
Ancak biz biliyoruz ve inanıyoruz ki, 500 gün boyunca aç, susuz, ilaçsız ve silahsız… Ama “Hayat iman ve cihaddır!” şuuruyla Siyonist İsrail’e ve arkasındaki Süper Şeytanilere dayanan ve sonunda barışa mecbur bırakan Kahraman ve Mücahit Gazze halkı Allah’ın izniyle bu kirli ve sinsi oyunları da bozacaktır!
TRUMPTA TIPKI HİTLER GİBİ YAHUDİLERİ FİLİSTİNE TOPLAMAYA MI ÇALIŞMAKTAYDI?
TRUMPUN ŞEYTANİ GAZZE PLANINDA GAZZEYİ BOŞALTACAĞI, FİLİSTİNİLİLERİ GÖÇE ZORLAYACAĞI, BUNUN İÇİN FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN GÖÇ EDECEKLERİ YERLERDEN BİRİ OLARAK ENDONEZYA OLACAĞI KONUŞULMAKTAYDI. NE HİKMETSE TAM BU ESNADA SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ DA ENDONEZYAYA BİR GEZİDE BULUNMUŞLARDI. ENDONEZYAYI BU PLANA İKNA ETME ÇABALARI MI ACABA DİYE DÜŞÜNMEDEN EDEMEDİM.
TRUMP, BÖYLECE BOŞALTILIP İSRAİL’E BIRAKILACAK GAZZE ŞERİDİ’NDE DÜNYANIN EN GÜZEL VE GÖRKEMLİ BİR TATİL KENTİNİN KURULACAĞINI BİLE AĞZINDAN KAÇIRMIŞTI.
HİTLER YAHUDİ NEFRETİ ADI ALTINDA ALMANYADAKİ YAHUDİLERİ FİLİSTİNE GÖÇE ZORLUYORDU. ASIL NİYETİ İSRAİL İN KURULUŞU İÇİN YAHUDİLERİ FİLİSTİNE GİTMEYE MECBUR BIRAKMAKTI. YENİ HİTLER TRUMPTA BUGÜN AYNI ŞEYİ YAPMAYA MI ÇALIŞMAKTAYDI.?.GAZZEYİ BOŞALTIP BÜYÜK İSRAİLİN KURULABİLMESİ İÇİN BÖLGEYE YAHUDİLERİ GELMEYE Mİ ÇALIŞMAKTAYDI.. BÜYÜK İSRAİL BÜYÜK ALANI KAPSAMAKTAYDI VE ORADKİ YAHUDİLERİN SAYISI BU BÖLGEYİ DOLDURMAYA YETMEMEKTEYDİ. AZİZ ERBAKAN HOCAMIZIN TABİRİYLE HER İLÇEYE BİR KAYMAKAM ATASAK SAYILARI YETMEZDİ. HATTA ABD DEKİ YAHUDİLERİ GÖNDERİP ONLARIN EKNOMİK YÜKLERİNDEN KURTULMAYIDA AMAÇLAMIŞ OLABİLİR.
Artık sormak lazımdı; bazı askerler ve liderler, acaba daha gizli bir savaşın kuklaları mıydı? Hitler’in iki telepatı vardı: İstanbul’da kalmış ve Müslümanlığı öğrenmiş General Karl Haushofer ve yine Gurdjieff’in (Kars doğumlu Müslüman) İstanbul’da Müslümanlaştırdığı Eric Hanusen…
Acaba Trump’ın bu vahşi planına “Çok akıllı adam!” diye iltifat buyurdukları Sn. Erdoğan da, görünüşte şiddetle karşı çıkmasına rağmen, gerçekte ve gizlice destek çıkacak ve Kahraman Gazze halkını ve Hamas’ı bu yönde ikna etmek üzere özel arabuluculuk rolüne soyunacaklar mıydı?
Ancak biz biliyoruz ve inanıyoruz ki, 500 gün boyunca aç, susuz, ilaçsız ve silahsız… Ama “Hayat iman ve cihaddır!” şuuruyla Siyonist İsrail’e ve arkasındaki Süper Şeytanilere dayanan ve sonunda barışa mecbur bırakan Kahraman ve Mücahit Gazze halkı Allah’ın izniyle bu kirli ve sinsi oyunları da bozacaktır!
Ve şimdi oldukça yaklaşan SİLM (Barış) Medeniyeti çağını başlatacak olan… Ve elbette İsrail’in yıkılmasını, Siyonizm’in güdümündeki Süper Güçlerin hizaya sokulmasını sağlayan, Yeni Devrim sırasında da, herkesi şaşkınlık ve hayranlık içinde bırakacak TEKNOLOJİ HARİKALARI ortaya çıkacaktır!..
SAFFAT SURESİ
170-Andolsun, (peygamber ve Hakka rehber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir (ve tarafımızdan şu garantiyi vermişizdir):
171-Elbette onlar; mutlaka kendilerine yardım edilecek (nusret verilecek ve zafere eriştirilecekler)dir.
172-Ve hiç şüphesiz; Bizim askerlerimiz (ve desteklediklerimiz) elbette galip gelecek (zalimlerin ve kâfirlerin düzenlerini devirecek)lerdir.
https://www.mealikerim.com/37/saffat/172
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki:
TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU;
Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması,
Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve
Yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”
Prof. Dr. Necmettin Erbakan – TRT Basın Toplantısı -Nisan 1980
Trump, kadrosuna Yahudi Siyonistleri almıştı. Filistinlileri zorunlu göçe zorlayıp Mısır, Ürdün ve Endonezya’ya sürmeyi planlıyordu. Filistin’i boşaltıp oraya Siyonist Yahudiler için görkemli bir tatil kenti kurulacağını ağzından kaçırmıştı. İsrail-Hamas savaşında olduğu gibi; görünüşte karşı çıkıyor, dindar rolü oynuyor, Filistin’e yardım ediyor görünen ancak İsrail’e ve Siyonist emellerine yardımcı olan bazı askerler ve liderler ise bu sinsi ve gizli oyunların kuklalarıydı.
500 gün boyunca, çok dar bir alanda müthiş bir bombardımana tutulup yüzbinlerce şehit veren, aç, susuz, ilaçsız ama “Hayat; iman ve cihaddır!” şuuruyla İsrail’i barışa mecbur bırakan Mücahid Gazze Halkı, Allah’ın izniyle bu kirli ve sinsi oyunları da bozacaktır.
Çok önemli teknolojik çalışmalar halk kesimine ulaşmadan önce devletler tarafından gerektiğinde kullanılmak üzere geliştirilir ve sadece ilgili kişilere bildirilir. 1. ve 2. Dünya Savaşlarında olduğu gibi zamanı gelince ortaya çıkarılır ve insanlık bu teknolojilerle tanıştırılır. Aziz Erbakan Hocamızın da ESAM konferanslarında bu teknolojilerden bahsettiği bir yerde “…Havaya nazaran sürtünmesi çok düşük olan öyle birtakım madenler var ki, -fazla açıklama yapmayı uygun görmüyorum- o madenleri sen buradan fırlattığın zaman onun uçan kalesinin 1000 misli hızla gidiyor. Tellerden ibaret olmak üzere havada dağılıyor…” gibi daha birçok açıklamalarından anlıyoruz ki, İsrail’in yıkılmasını, Siyonizmin güdümündeki güya süper güçlerin hizaya sokulmasını sağlayan; Yeni Devrim sırasında da herkesi şaşkınlık ve hayranlık içinde bırakacak teknoloji harikaları ortaya çıkacaktır.
Öncelikle ufuk açıcı makale için Saygıdeğer Hocamıza şükranlarımı arzediyorum…
Milli Çözüm, aylar önce hatta önceki yıllarda yazdığı Trump makalelerindeki kaleme aldığı bilgiler aynen gerçekleşmekte…
Örneğin Milli Çözüm Farkı diyebileceğimiz, Trump konusu makalelerde – şiirlerde olsun video konferanslarda olsun;
Taa başından beri MANYAK TRUMP diye ifade buyurulmuştu… Bu ifadenin gereklerini yaptığı ortada.
Siyonistlerin de kendi aralarındaki anlaşmazlıkları yıllardır Milli Çözüm’de yazılmakta hatırlatılmakta… O ikiliğin adı ise Küresel Siyonistler ve Armegedoncu Siyonistler olarak ifade edilmekte… Mesela Küresel Siyonistlerin özelliği kendilerini çok aşikar etmeden perde gerisinden gizli anlaşılmalarını tanınmalarını zorlaştıracak stratejilerde icraat yapmamız daha iyi olur düşüncesindeler, Armegedoncular (Arzı Mevudcular) ise tam aksine kimin ne dediği değil hedefimizi her türlü kaba kuvvet gerekiyorsa kaba kuvvetle, öldürmemiz gerekiyorsa öldürerek her türlü aleni işlerle hedefimize ulaşmalıyız diyen ekip. Trump bu kategoride olduğu için Manyak şekilde ve Deccal Netanyahu’nun iskemlesini çekmesiyle birlikte de Siyonist projelerden ve politikalardan da sapmadığını tescillemiştir
“Katolik Kilisesi’nin 1983’te aldığı bir karara göre, gizli ritüel ve gelenekler içeren masonluğa katılanların “doğrudan aforoz edilmesi” kararı alınmıştı. Ama bizdeki güya Dindar Kahraman AKP iktidarı, Katolik Kilisesi kadar bile duyarlı ve cesur olamamış, masonluk aleyhine bir tavır takınamamış, bunların gizli ve kirli faaliyetlerini araştıran ve yasaklayan bir kanun çıkaramamıştı! ” Makalede hatırlatılan şu gerçekler de ülkemizdeki Siyasi İradeyi de deşifre etmekte görene…Sn. Erdoğan Tehoder Hertzel’in mezarını ziyaret etmiş ve başında dua etmişti hatırlarsanız.
Daha güncel durum olarak ise şuan YENİ AÇILIM SAFSATASI diyebileceğimiz APO’yu mecliste konuşturma ve serbest bırakma akabinde Suriye Kuzey Kürdistanı diyebileceğimiz ROJAVA bölgesine yönetici atamanın gayretini gütmekteler. İsraille asla savaşmayacağız diyen HTŞ Lideri ve şimdi Suriye Yönetiminin Lideri Ahmet Eş-Şara’yı kucaklayabilmekteler. Siyonistlerin planlarında kuklalık ettiklerini aşikar etmekteler görene. Veya makalede geçen şu örnekte yeterli olur: ABD eski Savunma Bakan Müsteşarı ve NATO eski Genel Sekreter Yardımcısı Roberts: “Türkiye-AB ilişkileri Trump döneminde de değişmeyecektir. Türkiye bizim için PİLOT BİR ÜLKEDİR!.. Ayrıca Türkiye bölgede ekonomik bir merkez olabilir!..” demişti. “Pilot bir ülke” demek “ABD ve İsrail’in çıkarları yönünde Ortadoğu’yu şekillendiren işbirlikçi örnek ve model ülke” anlamına gelmektedir.
Makalede geçen şu ifade yine dikkati calib olunacak bir durum: ” … ABD merkezli NBC News, İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkes anlaşmasında yer alan son aşama olan ‘yeniden inşa’ sürecinde Trump’ın, Gazze’deki nüfusun bir kısmını başka ülkelere ‘taşımayı’ planlandığını yazmıştı. Yerinden edilmesi planlanan Filistinlilere ev sahipliği yapabilecek ülkelerden birinin ise Endonezya olduğu ortaya atılmıştı… ” Erdoğan’ın Endonezya ziyareti olmuştu geçenlerde malum. Bu planların taşeronluğunu mu yapıyor sorusu akla geliyor tabi.
Milli Çözüm’den başka hiçbir şahsiyet ve kurumun dile getirmediği veya getiremediği veya kavrayamadığı sadece Milli Çözüm’ün yazdığı hatırlattığı ikaz ettiği ucuz ve uyuz yandaşların “Suriye Zaferi”nin foyası da ortaya çıkmaya başlamıştı.: ” … Suriye’deki geçici yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, “devlete ait liman ve fabrikaların özelleştirileceğini; yabancı yatırımcıların davet edileceğini ve uluslararası ticareti geliştirmenin” planlandığını açıklamıştı. Dışişleri Bakanı Şeybani, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’na katılacaktı. Bu, Suriye’nin ilk kez küresel karar alıcıların toplantısına katılacağı anlamını taşımaktaydı. Şeybani bu katılımı, “Beşşar Esad döneminden kalma yaptırımların kaldırılması çağrılarını yenilemek için” kullanacaktı. Zaten HTŞ Lideri Ahmet eş-Şara da, henüz ilk demecinde “İsrail’le asla savaşmayacaklarını!” açıklamamış mıydı? ”
Kaderin bir cilvesi ve tarihin bir belgesi olarak; insanoğlu yüzyıllar boyunca bulamayacağı her köklü teknolojiyi, özellikle savaş dönemlerinde iki-üç yıla sığdırmıştır. Ve şimdi oldukça yaklaşan SİLM (Barış) Medeniyeti çağını başlatacak olan… Ve elbette İsrail’in yıkılmasını, Siyonizm’in güdümündeki Süper Güçlerin hizaya sokulmasını sağlayan, Yeni Devrim sırasında da, herkesi şaşkınlık ve hayranlık içinde bırakacak TEKNOLOJİ HARİKALARI ortaya çıkacaktır!..
Evet tüm kirli çalışmaların arkasında Siyonizm, tüm temiz yani insanlığa ve dünyaya yarayan faydalı olan çalışmaların planların icraatların arkasında da MİLLİ ÇÖZÜM olduğu gerçeğini unutmamalıyız. Milli Çözüm, Siyonizmi deşifre etmiş, fikren çökertmiş, çaresiz bırakmış, olduğundan onları büyük bir korku sarmış vaziyette oldukları ortada. Maddi Güç artık kirlilerden alınmış vaziyette olduğu gerçeği yakın gelecekte resmiyete geçeceği günlerin arefesindeyiz. Ve inşaallah SİYONİST YÖNETİMLER, PİYONİST YÖNETİMLERİN YIKILIŞININ ARDARDINA OLACAĞI GÜNLERDE YAŞIYORUZ. İNŞAALLAH. Ve en önemlisi, Ülkemizin, Bölgemizin, İslam ve İnsanlık âleminin ancak ve sadece Milli Çözümle ve Adil Düzenle kurtulacağına herkesten önce biz inanmalıyız.
NOT: Milli Çözüm de yayınlanmış şu makalelerin tekraren okunmasında yarar görüyorum:
1) TRUMP SUİKASTİ VE “SİYONİZM’İN” MEDYA MANİPÜLESİ
https://www.millicozum.com/mc/2024/agustos-2024/trump-suikasti-ve-siyonizmin-medya-manipulesi/
ABD ‘nin yeni başkanı Donald Trump göreve gelir gelmez kendisini bu göreve getirenlere teşekkür eder gibi çalışmalarına ve söylevlerine başlamıştır.Dikkatimi ilk çeken şey ise bir iş adamı olan Elon Musk’ın tüm dünya siyasetinde bu kadar söz sahibi olmasıdır .Siyonist yahudi localarının tüm isteklerini harfiyen yerine getiren bu siyaset ve iş insanları aslında uygulanmaya çalışılan Arz-ı Mevut projesinin birer aktörümüydü .Ne yazık ki tüm olaylara gereken tepkiyi biz islam ülkeleri değil Grönland açıklamasından ötürü alman siyasetçiler vermişti.Artık her türlü haksızlığa sesiz kalmak ve sinmek ,işimize gelen ve içimizi rahatlatan bir kılıf bulmak en mahir olduğumuz yeteneğimiz haline gelmiş durumdadır.500 günüaşkon bir zamandır Siyanizmşn ve Yahudi sermayesinin karşısında büyük bir onur ,hidayet ve kararlılıkladuran Hamas yaklaşık 300 yıldır işlenen siyonist oyuna en büyük darbeyi vurmuştur Allah’ın izniyle.Bu isabetli ve ufuk açıcı yazınızdan dolayı Milli Çözüm dergisine çok teşekkür ediyorum.
Siyonistlerin her zamanki dünyayı kendi isteklerine göre dizayn etmek. Bu uğur’da dünyayı yakıp yıkmak ve diğer insanları kendileri için bir araç olarak görmek her zamanki halleridir. Turamp gibiler ise Hitler gibi bu Musoniller gibi kendilerini iyice kaptırmış Siyonistlerin en gözde kuklalarıdır. Ne yazık ki içimizdeki işbirlikçiler de onlarla birlikte hareket etmektedir. Çok şükür ki oyun kuralları en büyüğü Yüce Mevlam oyun kurucularında en büyüğüdür tüm oyunlarını başlarına yıkacaktır.
Yazının başlığı , tarih eğer ders alınmaz ise tekerrür eder sözü ile Dünyada Bâtılın temsilcisi olan Siyonist Yahudiler için “…Onlar yumurta pişirmek için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen lanetlilerdir.” sözünün de bir hatırlatması ve ikazı mahiyetinde olmuş.
Bir önceki başkanlık dönemi ve akabinde henüz başkanlığa seçilir seçilmez yaptığı davranışlara bakarak delilikten de öte Trump’ın normal bir insan olmadığını söylemek zor olmayacaktır. Bakıldığında tam bir Narsist Kişilik Bozukluğu özelliklerini de sergileyen Trump, bu yönden de Hitler’i andırmaktadır.
Her iki kişinin de mevcut Bürokrasi ve var olan kemikleşmiş siyasi klikler ile sorunları olmuştur. Söylemleri Faşizan bir söyleme yakındır ve her ikisi de mevcut statükonun ülkelerini; geri, fakir, zayıf bıraktığı savındadırlar. Yetkileri alır almaz, hem yakın komşularına saldırgan ve istilacı üslupla saldırmış, diğer dünya devlet başkanlarına ise temsil ettikleri milletleri ve halkları aşağılayacak şekilde, küstah ve Narsist bir yapı ile davranışlar sergilemiştir.
Nasıl ki Hitlerin arkasında dev bir propaganda gücü olarak Goebbels vardı ise Trump’ın da yanında 600 Milyon kayıtlı kullanıcısı (Mayıs 2024) ile Başkan’ın gölgesi olarak anılan Elon Musk’ın sahip olduğu, x (Twitter) sosyal medyası, gökyüzünde binlerce Starlink isminde haberleşme uyduları vardır. Zira burada gerek Troller, gerekse yapay zeka destekli propagandalarla saatler, dakikalar içinde istedikleri medya suikastını yapabilmektedirler. Gobbels’in bir sözü diye aklımda kalmış,
Topluma yalanı ne kadar büyük ve tekrar-tekrar söylerseniz o kadar inandırıcı olur demiş ve bunu da uygulamıştı.
Biz bu yazıları okurken dahi Amerikan başkanını ziyaret etmekte olan Fransız Devlet Başkanı ile dahi, aşağılayıcı ve devlet protokollerine uymayan sahte mi gerçek mi ayırt edilemeyen görüntüler, hem de binlerce arka arkaya dev bir propaganda – trol ordusunun tvitleri vasıtası ile yayılmaktadır…
At izi ile İt izinin birbirine çok karıştığı bu gibi dönemlerde, Milli Çözüm ve Üstad Ahmet Akgül Hocamızın, bitmek tükenmek bilmeyen şekilde; hep uyardığı ve bizlere anlattığı : Doğru ile yanlışı, hak ile batılı ayıran, ve “en tehlikeli yalan, gerçeğe-hakka en yakın olandır” ikazı ve uyarısının ışığında, yazı ve yorumları ile bu yalanlardan uyanmamızı sağlamak için çaba sarf ettiğinden dolayı, zamanımız insanı için en bulunmaz bir nimettir, tabi ki kıymetini bilene…
Şuan, Milli Çözüm dışında, mevcut hiçbir basın yayın kurumu yoktur ki gelişen olaylara, bu kadar kısa bir sürede, hem de en gri ve kompleks olayları en basit şekilde anlatabilsin, gelecek tehlikelere karşı uyarabilsin.
Yaklaşık 3000 küsur sözcükten oluşan bu makalede 8 milyara dayanmış dünya nüfusunu bu kadar yakından ilgilendiren bu yazıyı bilgimize sunmak büyük bir feraset, basiret ve dirayetin yanında ümmet, millet ve insanlık sorumluluğu gerektirmektedir.
Hele hele yapay zeka ile ortaya atılan ve oluşturulan, ve nerede ise gerçeğinden ayırt edilemeyen video ve ses görüntüleri, dahil yayılan binlerce yalan dolan içinde, başvurulacak en yakın ve değerli kaynak Milli Çözüm yazıları olmaktadır. Çoğu zaman okuyuculardan ve çevremizden de duyduğumuz, siyasi ve sosyal havanın puslandığı ve kurtların sokaklara üşüştüğü anlarda bir çok yorumcu, bürokrat ve siyasinin soluğu Milli Çözüm’de aldıklarını duymuş ve dahi şahit olmuşuzdur…
Yazının her bir paragrafı dahi TV’lerde saatlerce sürebilecek haber programlarına konu olacak bilgilerle doludur.
Şöyle bir baktığımızda, farkına varıp anlayabildiğimiz,
Trump’ın da farklı bir güçlerin karşılıklı çatışması sonucunda (Tez-Anti Tez) bir çatışmanın “sentez”i olarak başkanlığa taşındığıdır. Belki gelişen olaylar, belki de kasıtlı olarak devletin büyük organları ile savaştırılmış ve yaralı aslan pozisyonuna taşınmıştır.
ABD Devlet başkanı olmasına rağmen nerede ise Amerikan Federal Devletin bir çok organı ile kavgalı haldedir.
Hatta Beyaz Saray Oval Ofis’in duvarlarına “Sabıka Kaydı Fotoğrafını” asmıştır.
Narsit bir kişilik bozukluğu olan bir kişi olarak da zaten kendisine yapılanları asla affedecek de değildir. Ve bu intikam işlerinin bazılarında “ Kıdemli Danışman” olarak Elon Musk’ı kullanmaktadır.
Tam bir Post-Modern Kovboy havası ile her tarafa saldırmakta, Erbakan Hocamızın Tabiri ile “Vahşi Aygır” misali sağa sola çifteler atarak, kişneyerek saldırmakta ve ahkam kesmektedir. Ve bütün bunları da Amerika’yı yeniden büyük yapmak iddiası ile yaptığını söylemektedir.
Eskiden kalma kabuklaşmış ne kadar yara varsa kaşımış ve kanatmaya da niyetli olduğunu sezdirmiştir. Trump’ın; Kanada, Grönland, Panama ve Meksika Macerası….. NATO, Ukrayna söylemleri… ÇİN’i gerek ticari, gerekse askeri yönden tehditleri….
Ama bir yandan da baktığımızda bu kudurmuş vahşi aygır herkese bir korku salıp, hakaretler etmesinin ardından, Amerikayı ziyarete gelen Efendisi Katil Netanyahu’nun sandalyesini çekecek kadar da nazik bir insan(!) olduğunu göstermiştir.
Bu görüşmeyi müteakiben ise;
Gerek Ortadoğu ve özellikle Gazze hususunda Siyonist politikalardan pek sapmadığını, ama Gazze şeridine ise tatil köyü yapacağını da belirterek, vatanları için canlarını veren binlerce insanın hatırasına küstahça saldırmış, ve kapitalist bir öğretinin ürünü olarak ise niyetini kusmuştur.
Evet; gavur, batıl da olsa, davasında deliler(!) gibi mücadele etmektedir. Peki bizim, bizden sandığımız, yandaş-yalaka kimseler Hak dava yolunda ne yapmaktalardı? Utanç ve esefle izliyoruz ki, kendilerinden önceki yandaş, yalaka artıkçılardan artan kemiklere bir diş de biz atabilir miyiz telaşındalardı.
Hele yazının sonunda bahsedilen o “Suriye Zaferi”nin kokusu da çıkmaya başlamıştı. Yahu o bölgede, o kadar silahlı insanla pikniğe bile çıkılmaz iken, bir avuç silahlı güç ile, hem de kimsenin burnu kanamadan, Suriye rejimi devrilmiş ve eş-Şara denen yandaş kukla iktidara taşınmıştı.
İlk sözü ile “İsrail’le asla savaşmayacaklarını” açıklaması idi.
Nasıl oluyorsa bölgede İslam adına savaştıklarını iddia eden, şanlı-şerefli, kahraman HAMAS mücahitleri haricinde, hiçbir Siyonist Yahudiler, İsrail’le savaşmamakta ve hatta bir kuru sıkı kurşun bile sıkmamaktalardı. Hatta bu yandaş eş-Şara bir televizyon programında Trump’ın Şeytani Gazze planına güvendiğini söyleyecek kadar da alçalmıştı.
Evet bugüne kadar hep olduğu gibi; dün, bugün ve yarında HAK olan, dillerden, gönüllerden düşürülmemesi gereken Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın bu sözlerini her daim hatırlamamız ve tüm gücümüzle gerçeklemesi için dün olandan daha fazla şekilde çalışmamız gerektir.
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki:
TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU;
Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması,
Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve
Yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”
Prof. Dr. Necmettin Erbakan – TRT Basın Toplantısı -Nisan 1980
“Tüm dünyadaki, özellikle Amerika’daki ve Ortadoğu’daki olayları, Siyonist odaklardan irtibatsız yorumlamak sakattır ve bu şekilde gerçeğe ulaşmak imkânsızdır. Büyük İsrail Hedefi (BİP) ve Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) hesaba katılmadan, her türlü yaklaşım, toplumu oyalamaktan ve Siyonist planları kolaylaştırmaktan başka işe yaramayacaktır. Ve hele BOP Eşbaşkanlarının güdümündeki iktidarlar, maalesef en tehlikeli sorunlarımızın kaynağıdır.”
Ve inancımız gereği hiçbir olayı Allah’tan bağımsız düşünmemiz gerekir. Büyük resimde tüm planlar plan kurucuların en hayırlısı Allah’ın planına hizmet etmekteydi. Cenab-ı Hakk’ın Siyonizmi çok ufacık ve beklenmedik gelişmelerle tarihin çöplüğüne atma kudretinin olduğunu da akıllarımızdan çıkarmamamız gerekirdi. Çünkü batıl kartondan bir kuleydi. Tespit edilmiş akıbet vuku bulduğunda sönecekti…!
Evet manyak Trump yeni Adolp Hitler olmuştu. Tüm dünya ABD seçimlerinde Trump’ın gelmesiyle savaşın değil daha ılımlı politikalar benimseyerek ticaretin önünün açılacağını beklemekteydi. Fakat manyak Trump beklenmedik farklı gündemlerle dünya kamuoyunun önüne çıkıyordu. Trump Gazze, Grönland, Kanada dahil dünyadaki birçok yer için işgal mesajları veriyordu. Şimdilerde ise Ukrayna’dan yeraltı kaynaklarını istemekte ve Ukrayna’yı Rusya’ya karşı yalnız bırakmakla tehdit etmekteydi. Dünyada büyük bir tiyatro oynandığı açıktı.
Erbakan Hocamızın dediği gibi Siyonizmin alt çenesi sosyalizm, üst çenesi vahşi kapitalizm idi. İkisinin çarpışması kavganın değil gövde olan Siyonizmi daha iyi beslemek içindi.
ABD’nin ve AKP gibi işbirlikçi iktidarların sonunu çatlak Trump’ın manyak politikalarının getireceği apaçık gözükmekteydi.
Ahmet Akgül Üstadımızın buyurdukları gibi: İnşallah bu sefer tarihi kötüler değil; iyiler yazacaktı!… Tüm dünya hiç olmadığı kadar adalet ve barış diye haykırmaktaydı. Dünyanın bir dengesi vardı: Talep olmadan arz edilen değersiz olmaktaydı. Evet artık çağın ihtiyacı vardı. Ve tüm insanlık Adil Düzen’e muhtaç ve talepkârdı. Görelim Allah neyler, neylerse güzel eyler.
Trump’ın Yeni Dönemi ve Küresel Etkileri
• Trump’ın Grönland’ı almak istemesi, Kanada’nın ABD’nin bir parçası olduğunu iddia etmesi ve aşırı sağcı partilere verilen destek, Avrupa’da kaygı yaratıyor.
• Makale, Trump’ın İsrail yanlısı politikalarını, Yahudi Siyonist kadrolarını ve Ortadoğu’daki olası müdahalelerini de inceliyor.
• Türkiye’nin Trump’ın ikinci dönemine yönelik tepkisi ve olası ekonomik etkiler, Suriye politikaları ve NATO’daki rolü gibi konular da değerlendiriliyor.
• Trump’ın Ukrayna savaşıyla ilgili açıklamaları ve olası arabuluculuk rolü, Kolombiya’ya yönelik baskıları ve ABD’deki gizemli uçak kazası da makalede yer alan konular arasında.
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/donald-trump-yeni-adolf-hitler-mi-olacakti/
Katolik Kilisesi, masonluğa katılanları “doğrudan aforoz” ederken, AKP iktidarı masonluk aleyhine herhangi bir adım atmamış, bu yapılanmanın gizli ve kirli faaliyetlerini araştıran veya yasaklayan bir kanun dahi çıkaramamıştır.
1. ve 2. Dünya Savaşları sırasında çok kısa sürede olağanüstü teknolojik gelişmeler yaşanmıştır. Bu ilerlemeleri yalnızca savaşın arz-talep dengesiyle açıklamak saflık olur. Siyonizm’in güdümündeki süper güçlerin kontrol altında tutulmasını sağlayacak ve Yeni Devrim sürecinde herkesi hayrete düşürecek teknoloji harikalarının kullanılacağı müjdesi, tarihte yaşanmışların en görkemlisi olacağına dair bir haber!
Bir milletin geleceğine sahip çıkan bir liderin, özellikle bilim ve teknolojiye önem vermesi gerekir.
Trump, Gazze’lisiz bir Gazze’de tatil kenti kuracağını açıklamıştı. Peki, onun bu vahşi planına “Çok akıllı adam!” Hamas’ı ikna etmek için arabuluculuk yapacak mıydı?
Ancak biz biliyoruz ve inanıyoruz ki Aziz Hocamızın manevi bereketi ve Allah’ın inayetiyle, Hamas’ın fiili mücadelesi ve Millî Çözüm’ün fikrî cihadı sayesinde Filistin üzerindeki oyunlar bozulacak ve Yeni Bir Dünya kurulacaktır.
Aziz Erbakan Hoca’mızın şu sözü bu gerçeği açıkça ifade eder:
“Türkiye’nin kurtuluşu, Millî Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanının göreve gelmesi, Millî Çözüm’e inanan bir hükümetin kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür.” müjdesi sadece Türkiye’nin ve ümmetin ancak Milli Çözümle kurtulacağını değil asıl Milli Çözüm’ün Allah’ın izni inayetiyle mutlaka iktidar olacağını belirtmektedir.
A Haber’de Gazze’li aktivist Enver Ataallah, iktidarın İsrail’le ticaret gibi yanlışlarını dile getirirken, Ekrem Kızıltaş’ın ise bu yanlışları hala daha suçluluk psikolojisiyle savunmaya çalışması, yandaşlık ve yamukluğunun göstergesidir. Bu durum, “Eğer utanmazsan, istediğini yap ve konuş!” hadisini hatırlatmaktadır.
Ucuz ve uyuz yandaşların “Suriye Zaferi” foyası da ortaya çıkmaya başlamıştı.
Daha ilk günlerden HTŞ Lideri Ahmet eş-Şara’nın “İsrail’le asla savaşmayacaklarını” sözlerini hatırlatıp, senaristin şerli planına ve piyonlarına dikkat çeken “Bilgenin şaşmaz feraseti, sapmaz istikameti” bir kez daha (bin kez) gün yüzüne çıkmıştı!
Kanmamak, Siyonizm planı doğrultusunda hareket etmemek için tek şart: Şaşmaz Ferasetin gösterdiği istikametten milim sapmadan hareket etmektir. Aksi halde Ay’a gidiyoruz derken Merih’in yolunu tutmuş oluyoruz. Allah korusun.
Erbakan Hoca’nın Beygir Fıkrası
1994’te Refah Partisi’nin adayı Yalçın Demir, Nevşehir Belediye Başkanlığı seçimini kazandı. Ancak DYP’li Esat Kıratlıoğlu, pusuladaki at figürünün sola baktığı gerekçesiyle seçim iptali için başvurdu. Yenilenen seçimde, SHP adayı çekilmesine rağmen Refah Partisi daha da fazla oy alarak tekrar kazandı. Erbakan Hoca, bu olay üzerine şu benzetmeyi yapmıştı:
“Yok, beygir sağa bakmışmış… Yok, sola bakmışmış… Bu şarlatanlıklarla bir yere varamazsınız… İşte beygir nalları dikti; şimdi ne yapacaksınız!?”
Erbakan Hoca’nın şu tespiti, Siyonizm’i en iyi anlatan tanımlardan biridir:
“Siyonizm’i bir timsaha benzetirsek, alt çenesi komünizm, üst çenesi kapitalizmdir. Bu çeneler sürekli hareket eder ve çarpışır. Ancak bu, düşman oldukları için değil, avlarını parçalayarak gövdeyi, yani Siyonizm’i (İsrail’i) beslemek içindir!”
Olaylar esnasında olaylara Erbakan’ca bakıp Millî Görüş şuuruyla değerlendirmeyi günümüzde ancak “Aziz Erbakan Hocamızın siyaset ve stratejisine hakim ve onun en bilge ve en sadık takipçisi” yapabilmektedir.
Siyonist tezgâhı ve küresel oyunu boşa çıkarmak için Millî Görüş = Millî Çözüm iktidarına acilen ihtiyaç vardır. Adil Düzen ile sömürü yerine adaletin hâkim olacağı bir sistem kurulmalıdır.
Biliyoruz ve inanıyoruz ki Aziz Hocamızın manevi bereketi ve Allah’ın himaye ve inayetiyle, Hamas’ın fiili ve askeri çarpışmasıyla, Millî Çözüm ise fikrî cihadıyla Filistin özgürlüğüne kavuşacak ve Yeni Bir Dünya kurulacaktır.
“Ne büyük bir garanti müjdesidir ki; samimiyetle ve tam bir teslimiyetle ve Cenab-ı Allah’a sağlam ve sarsılmaz bir güvenle, hayırlı bir işe girişenlerin, tüm evren ve güçleri onun emrine verilir. ABD-Rusya, AB, Çin bu evrensel güçler (melekler, cinniler, ruhaniler) yanında hiç mesabesindedir! Siz Hz. Nuh gibi dağın başında gemi yapmaya devam ediniz. Allah, denizi ayağınıza getirecektir!.. Zaferin uzaması, sevabınızın artması içindir!” [1]
[1] https://www.millicozum.com/mc/2024/eylul-2024/aziz-erbakan-hocamizin-manevi-ikazlari-ve-ahmet-akgul-hocamizin-yorumlari-2/
Aziz Erbakan hocamız mana aleminde;
’’ Bâtıl için çalışanlar, yanlış ve sonuçsuz davaları için çalışmaktan usanmıyorlarsa; siz, Hak olan ve mutlak galip olacak olan davanız için çalışmaktan niçin usanasınız?
Yani; hem Hak ve hayır üzerindesiniz, hem mutlaka zafere ve kutlu devrime erişeceksiniz!.. Öyle ise dirilip gayrete geliniz, asla ümitsizliğe ve tembelliğe düşmeyiniz!.. ’’
Allahın izniyle kutlu devrim ZAFERE İNANAN ve bu uğurda çalışan , gayret eden MİLLİ ÇÖZÜM eliyle olacak inşallah.
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinin ardından Gazze halkını bölgeden tehcir etmek için planını açıklamıştı.Bu plan kapsamında yaklaşık 2.5 milyonluk nüfusun Mısır ve Ürdün başta olmak üzere bölge ülkelerine sürüleceği ifade ediliyordu.Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas), gerçekleştirilen esir takası sırasında ABD Başkanı Donald Trump’a mesaj Verdi:Trump’ın Gazze’deki Filistinlileri bölgeden sürme planına karşılık olarak verilen mesajda, “Gazze’nin ancak Kudüs’e gitmek için terk edileceği” ifadeleri yer almıştı.
Hitlerin Avrupadaki yahudileri Filistin bölgesine göndermek suretiyle o bölgede bir Yahudi toplululuğu oluşturmak için uyguladığı baskının bir benzerini acaba Manyak Trump da Armageddon öncesi bir benzerinimi yapmak istemekteydi. Yani dünya büyük değişim ve dönüşümün final maçına hazırlanmaktadır. Bu satrancın fikri gücü stratejik hamlelerle İsrail’i önce dünya insanlığının vicdanında Siyonizmin gerçek yüzünü ortaya çıkaran Staratejik Hamas direnişinin arkasındaki Erbakan ve Milli Çözüm gerçeğidir. Önce Manevi yıkımı yaşayan Siyonist İsrail çok yakında Fiili yıkıma uğrayacak ABD ve Avrupa Birliği gibi figüranlarda bu yıkıma engel olamayacaktır. Ancak Türkiyedeki piyon medya ise bu gerçeği anlamayacak saflıkta veya ahmaklıktadır. Adil bir dünyanın kurulması Allah’ın vaa’dinin gerçekleşmesi kaçınılmazdır. Önemli olan haklı ve hayırlı tarafta mücadele etmektir.!
Aziz Erbakan Hoca’mız:
“Türkiye’nin kurtuluşu, Millî Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanının göreve gelmesi, Millî Çözüm’e inanan bir hükümetin kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür.” ifadesi gerçek kurtuluşun reçetesidir.
ABD de, Sovyetler Misali KARTON GİBİ PARÇALANACAKTIR!..
(Prof. Dr. Necmettin Erbakan)
ABD BAŞKANLARI 8. SINIF KAHYA KONUMUNDAYDI…
BUNAK BİDEN – MANYAK TRUMP
Biden’a “ÜSTÜN MASON” Madalyası, verilmesi boşuna değildi. Donald Trump’ta bu madalyayı almak için Siyonist ve ırkçı emperyalist Netanyahu‘nun sandalyesini çekmesi boşuna değildi.
Erbakan Hocamızın Milli Selamet Partisi’nin 26-27-28 Mayıs 1978 günlerinde, Ankara Yukarı Ayrancı’da yaptıkları bir konuşma sırasında, “Şuurlu ve Milli onurlu Generallerimizle her fırsatta birlikteyiz. ‘Bu ülkeyi Senden başkasına teslim etmeyiz’ diyorlar. Onlara diyorum ki; ‘Siz Bana teslim etseniz bile Yahudi elimde üç gün bırakmaz, geri alır. Ülkeyi öyle bir zamanda teslim alacağız ki, Yahudi artık geri alamasın.’ Yakın bir gelecekte, Mücahit Mü’minler olarak; SSCB ve ABD’yi Allah’ın izniyle karton gibi yırtacağız!..” buyurmuşlardı. Ve artık hem ABD’de hem Filistin’de hem de Türkiye’mizde tarihi bir devrim ve değişim yaşanacaktı ve oldukça yaklaşmıştı! Ayrıca, Muhammed Muhtar Han mahlasıyla yazdığı “SİYASİ SİYASET” kitapçığının kapağına, Siyonizm güdümündeki Sovyetler’in ve ABD’nin karton gibi parçalandığını gösteren bir resim koymuşlardı.
Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.)
Sakın ha, Allah’ı; elçilerine (ve Hakk davetçilerine) verdiği sözden (ve zafer va’adinden) dönecek sanma(yın). Gerçekten Allah Azîz’dir, İntikam sahibidir. (Ey zalimler ve hainler, sizin de zulüm ve hıyanetlerinizin hesabını soracak, saltanatınızı yıkacaktır.)
(Kıyamet saati gelip de) Yerin başka bir yere (Dünya’nın farklı bir görünüme), göklerin de (başka âlemlere) dönüştürüldüğü gün; onlar tek olan, Kahhâr olan Allah’ın huzuruna çıka(rıla)caklardır. (Her şeyin hesabı sorulacak, hak ettikleri karşılığı bulacaklardır.) İbrahim Suresi 46-47-48
(Bu ültimatom) Müşriklerden kendileriyle antlaşma imzaladıklarınıza, Allah’tan ve Resulü’nden kesin bir uyarı yerindedir!
Bundan böyle yeryüzünde (size tanınmış bir süre olarak) dört ay (daha) dolaşın. Ve bilin ki Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz. Gerçekten Allah, inkâr edenleri hor ve aşağılık hale getirecektir. Tevbe suresi 1-2
Hiç şüphesiz Allah, -karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere- mü’minlerden, canlarını ve mallarını satın almıştır. Ki onlar Allah yolunda çalışıp-çarpışırlar, (gerektiğinde) öldürürler ve öldürülürler; (bu) Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da O’nun üzerine gerçek olan bir va’addir. Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde (ey mücahit mü’minler) yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinip-müjdeleşiniz. İşte ‘büyük kurtuluş ve mutluluk’ budur. (Çünkü mücahit mü’minler ebedi cennete erişeceklerdir.) Tevbe suresi 111
(Ey Nebim!) Şu halde Sen sabret (ve umutla dayan ki), hiç şüphesiz Allah’ın va’adi Hakk’tır. Sonunda ya onlara va’ad ettiğimiz (azab)ın bir kısmını (dünyada iken) Sana göstereceğiz; ya da Senin hayatına son versek bile, (yine onları kahredeceğiz ve zaten sonunda) onlar mutlaka Bize döndürüleceklerdir. Mü’min Suresi 77
YA RAB, ZAFERE ULAŞTIR!..
“İnne va’dellahi, hakkün”1 hükmüne
İnandım İlahi, Kur’an Senindir…
Çün: “Ketebellahü, leeğlibenne
Ene ve Rüsüliy”2, ferman Senindir
Kuvvet kudret nusret, her an Senindir…
Bâtıl nizam içre, kulun muztarib
Hak davan uğrunda, meşgul muharib
“Nasrün minellahi, ve fethün garib”3
Buyuran Zatındır, ferman Senindir
Gayret metanet ver, derman Senindir…
Milli Çözüm zafer, umar kapından
Kopmasın elimiz, Kur’an kulpundan
Lütfeyle bizlere, kudret hapından
Zafere ulaştır, ferman Senindir
“Azizün züntikam”4; bayram Senindir…
Tank top füze değil, asa kazanır
Roma değil garip, İsa kazanır
Kudüs’te mücahit, Nisa kazanır
Çünkü Din Hak dava, devran Senindir
Yol ver galip gelsin, ferman Senindir…
Rızana ravzana, tam ermek ister
Cennette güllerin, hep dermek ister
Ahmedin yolunda, can vermek ister
Aslında mal mülk can, kurban Senindir
Aç zafer kapını, ferman Senindir…
YA RAB, ZAFERE ULAŞTIR!.. (ŞİİR) – Milli Çözüm Dergisi
DONALD TRUMP YENİ ADOLF HİTLER Mİ OLACAKTI? – Milli Çözüm Dergisi
ABD de, Sovyetler Misali KARTON GİBİ PARÇALANACAKTIR!.. (Prof. Dr. Necmettin Erbakan) – Milli Çözüm Dergisi
Aziz Erbakan Hocamız bir Altınoluk Sohbetinde şöyle anlatmışlardı:
“İkinci Cihan Harbi; İsrail’in kurulması için yapılmıştır, tıpkı birincisi gibi… O harbin arkasından, Almanya ezildi; oradaki Yahudilere birtakım haksız muamelelerden yüzünden, -haksızlığı yapan Yahudiler- bütün Alman ekonomisini ele geçirmişler, birbirleriyle yardımlaşmak suretiyle bütün Alman milletini sömürüyorlar. Hitler’in söyledikleri doğru, yalnız tedavisi yanlış, yoksa söyledikleri doğru. Bu durum karşısında onu ezdiler, İsrail’i kurmak için… Amerika’yı harbe soktular, Rusya’yı harbe soktular, Almanya’yı, İtalya’yı ezdiler, ve bunun arkasından ilk iş olmak üzere, yeni bir dünyayı kurmak için Yalta Konferansı’nı yaptılar. Bu konferansta, kurdukları dünyada bir Birleşmiş milletler olacak, bunu bir daimi komitesi bulunacak, güvenlik konseyi…Bu konseyde daimi üyeler olacak, bu üyelerin veto hakkı olacak. Bunların içinde Amerika da var, Amerika demek büyük Yahudi demektir. Dolayısıyla, Yahudi öyle bir dünya kurdu ki, ikinci cihan harbinden sonra, intikam almak için… Bu dünyada Yahudinin istemediği hiçbir şey yapılmayacak…”
https://www.youtube.com/watch?v=vQTp1LniZ8A&t=135s
Trump’ın bazı söylemleri doğru, birçok eylemi yanlış da olsa, Allah, bir zalimi bir zalime telef ettirmeye ve bu kokuşmuş düzeni yıktırmaya kâdirdir.
Firavun sistemi de 3000 yıl sürmüştü ama neticede yıkılmıştı. Şimdi 300 yıllık Siyonist- Deccal saltanatı mı yıkılmayacaktı?
Görünen o ki, Allah kimini kimiyle defedecek, şeytanın saltanatını yıkacaktır. Ve yeryüzünde bir Adil Düzen kurulacaktır. Çünkü Allah’ın vaadi Hak’tır.
Erbakan Hoca’nın “Sovyetler ve ABD Karton Gibi Parçalanacak!” Uyarısı!
Erbakan Hocamızın Milli Selamet Partisi’nin 26-27-28 Mayıs 1978 günlerinde, Ankara Yukarı Ayrancı’da yaptıkları bir konuşma sırasında, “Şuurlu ve Milli onurlu Generallerimizle her fırsatta birlikteyiz. ‘Bu ülkeyi Senden başkasına teslim etmeyiz’ diyorlar. Onlara diyorum ki; ‘Siz Bana teslim etseniz bile Yahudi elimde üç gün bırakmaz, geri alır. Ülkeyi öyle bir zamanda teslim alacağız ki, Yahudi artık geri alamasın.’ Yakın bir gelecekte, Mücahit Mü’minler olarak; SSCB ve ABD’yi Allah’ın izniyle karton gibi yırtacağız!..” buyurmuşlardı. Ve artık hem ABD’de hem Filistin’de hem de Türkiye’mizde tarihi bir devrim ve değişim yaşanacaktı ve oldukça yaklaşmıştı! Ayrıca, Muhammed Muhtar Han mahlasıyla yazdığı “SİYASİ SİYASET” kitapçığının kapağına, Siyonizm güdümündeki Sovyetler’in ve ABD’nin karton gibi parçalandığını gösteren bir resim koymuşlardı.
https://www.millicozum.com/mc/2024/mayis-2024/abd-de-sovyetler-misali-karton-gibi-parcalanacaktir-prof-dr-necmettin-erbakan-2/
AKP elbette Kataolik kilisesi kadar olamazdı. Çünkü Siyonist mahfiller tarafından kurulan AKP’nin kurucu üyelerinden bile Eski İstanbul il başkanı gibi Mason Kulüp üyeleri vardı. Zaten Siyonist bir proje olan AKP varlığı itibariyle, hatta iddia o ki ablemi bile ritüel içerikliydi.
Yeni Dünya Düzeninde bütün dünyada coğrafyalar da yeniden düzenlenmekteydi. Bu bölüşüm bir “MANYAK TRUMP” un oldu-bitti açıklamalarıyla yapılmaktaydı.
Trump’un Suriye’nin kuzeyindeki SDG ile işbirliği yapması, Erdoğan’ın “dostum Trump” çıkışları;
A- İktidarının BOP eş başkanlığık görevinin devam ettiğinin…
B- Bu bölgede Türk ordusunun barış pınarı harekatıyla SDG’nin omurgası YPG ye operasyon yapılması ve belinin kırılması Türkiye’de orduyla-iktidarın ayrı görüşte olduğunu mu ortaya koymaktaydı?
C– Savunma Bakan Müsteşarı ve NATO eski Genel Sekreter Yardımcısı Robertsın Türkiye’nin bölgede pilot ülke açıklaması ise A şıkkında ki Türkiye de AKP iktidarının işbirlikçilik konumunu desteklemekteydi.
D- Şayet Türkiye-Trump ilişkisi olumlu devam ederse Türkiye- İran’a ABD adına tavır alarak Türkiye’nin İran’la savaşması halinde Türkiye’nin İsrail ve avanesinin karşısında zayıf anında saldırıya maruz kalması tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Sebep olanlar ise BOP eşbaşkanları olacaktı. (2. bir Enver Paşa vakası) Yani Türkiye güçsüz düşürülecekti.
E– Yeni Suriye Dışişleri bakanı hızlandırılmış pardon hazırlanmış şekilde Davos’a katılmış ve gelmeden yabancı yani Siyonist sermayeye ülkesini açarak Türkiye’ye Büyük İsrail’i şimdilik sınır yapacaklarını ilan etmişlerdi.
F- Ayrıca en özel ve stratejik silahlar savaşın da en stratejik anında ortaya çıkarılacağından iman ve teknolojik üstünlüğü olanlar galip gelecektir.
YANİ: MİLLİ ÇÖZÜM’ÜN YILLARDIR YAZIP UYARDIĞI;
– “AKP VE AKIBETİ”
– HTŞ” NİN SİYONİST BİR ORGANİZASYON OLDUĞU KANAATİ GERÇEKLEŞMİŞTİR.
AYRICA; MİLLİ ÇÖZÜM’ÜN YILLARDIR GÜNDEMDE TUTTUĞU ERBAKAN TEKNOLOJİLERİ MİLLİ ÇÖZÜM ŞUURUYLA DESTANLAR YAZACAKTIR. İNŞALLAH.
SIYONISTLERLER SİYONİST KİŞİLİKTE OLANLAR DÜNYAYA REFAHI ASLA SAĞLAYAMAZ
Tek amaçları kendi çıkarları doğrultusunda olanlar gücü eline aldığı an dünyayı cehenneme çevirmektedir,örneklerini tarihtede günümüzde görmekteyiz
Makale bizlere
1- Trump Hitler marx Mussolini vb kimler iktidara taşımıştır ve iktidarları döneminde kimin hizmetinde kullanılmışlardır
2-Onlar her nekadar teknolojik olarak maddi güç olarak kendilerini güçlü görsede bir kaç yıl içerisinde yüzyıllık buluşların ortaya çıkacağını ve batılın bu teknoloji karşısında mağlup olacağını
3-Her dönemde iş birlikçilerin olduğunu ve olacağını
4-Hayat iman ve cihaddır
5-Şaranın İsrail için düşündükleri ve Suriye’nin kimlere hizmet etmek için parçalandığı aynı şekilde Gazze planı ve planın gizli açık destekçileri
Milli Çözüm, Siyonistlerin kendilerini gizlemek için yüzlerine taktıkları sinsi ve şeytani maskeleri yırtıyor!
Yahudiler, “Büyük Ruh” dedikleri Şeytana tapınarak, Siyonist Şeytanlara dönüşmektedirler.
Siyonist Şeytanlar, insanları aldatabilmek için kılıktan kılığa girerler, ama gerçek yüzlerini asla göstermezler!
Ancak zaman zaman bazı Siyonistler “Ben bir Siyonist’im, Filistin’de bir Yahudi devleti kurulması için her türlü yardımı yapacağım” diyerek, gerçek niyetlerini itiraf etmektedirler.
Karl Marx Sosyalizmi, Adam Smith kapitalizmi, Benito Mussolini ise faşizmi kurarak bütün insanlığın başına bela etmişler, sinsi ve şeytani bir şekilde Siyonizm’e hizmet etmişlerdir.
Siyonist Şeytanlar bazen sosyalizm, bazen kapitalizm, bazen de faşizm kılığında “Büyük Ruh” dedikleri Şeytanın talimatlarını yerine getirmektedirler.
İster sosyalist kılığına girmiş olsun, ister kapitalist kılığına girmiş olsun, isterse faşist kılığına girmiş olsun bütün Siyonist Şeytanların ortak hedefi; Siyonist Yahudileri dünyanın efendisi, diğer bütün insanları da Siyonist Yahudilerin kölesi yapmaktır.
Siyonist Yahudiler, “hayvan ve köle” dedikleri kendi dışındaki milletlerin Musevi olmasına da asla müsaade etmemektedirler. Hitlerin Musevi dinine mensup Hazar Türklerini ve Karaim Türklerini de soykırıma uğramasının nedeni budur.
Hitler de, Yahudi ailenin (Hiedler) çocuğuydu ve “Beni Yahudiler finanse etti” diyerek itirafta bulunmuş ve sözde Almanlara sahip çıkıyor görüntüsüyle Siyonizm’in hedeflerine hizmet etmiştir.
Evet, Stalin, Mussolini, Hitler… Hepsi sözde kendi milletleri Milletlerine hizmet adı altında Siyonizm’e uşaklık etmişlerdir.
Şimdi Trump, sözde Amerika’ya hizmet adı altında Siyonizm’e uşaklık etmektedir.
Siyonist şeytanlarla işbirlikçilik yapan işbirlikçi hain idareciler de sözde kendi milletlerine hizmet görüntüsüyle Siyonist Şeytanlara uşaklık etmektedirler.
Hatta bu işbirlikçilerden “İsrail’le asla savaşmayacaklarını!” bile söylemekten utanmayan hainler bile bulunmaktadır.
Ucuz ve uyuz yandaşların işbirlikçi hain iktidarlara karşı yalakalıkları ise tek kelime ile mide bulandırıcıdır.
İşbirlikçilere yalakalık yapan yandaşlara söylenecek söz “Bütün peygamberlerin ortak hikmet sözü; Eğer utanmazsan, istediğini yap ve konuş!” hadisini hatırlatmak olacaktır!
Ve şimdi SİLM (Barış) Medeniyeti çağı oldukça yaklaşmıştır.
Yeni Devrim sırasında da, herkesi şaşkınlık ve hayranlık içinde bırakacak TEKNOLOJİ HARİKALARI ortaya çıkacaktır!..
Ve elbette İsrail’in yıkılacaktır…
Siyonizm’in güdümündeki Süper Güçler hizaya sokulacaktır…
Netenyahu’nun sandalyesini çekerek kendisini suikastle öldürme teşebbüsünde bulunmasına ramen siyonist yardakçılığını ispatlamaya çalışan manyak Trump’ta, her fırsatta ey Abd, ey İsrail diye kuru sıkı atıp akabinde onların isteklerini harfiyen yerine getiren İşbirlikçiler ve diğer işbirlikçi liderlerde Firavun’un geldiği sondan neden ibret almazlar ve Kader planından nasıl kaçacaklar..!
Şimdi bilinen İnsanlık tarihine bir yolculuk yapalım.
Mö 2000 yılında Hz. İbrahim (as)’ın yeryüzüne gelmesiyle Hakkı üstün tutan bir medeniyet kuruldu ve İnsanlık uzun süre refah ve huzur içinde yaşadı. Mısır bu düzenden etkilendi ama dejenere etti. Kadeş harbiyle maddi güç Firavunların eline geçti ve gücü üstün tutan bir medeniyet kuruldu insanlık yeniden fesada boğuldu.
Akabinde Firavunlar’ın en güçlü oldukları bi anda Hz. Musa (as) geldi ve yeniden Hakkı Üstün tutan bir medeniyet kurdu ve zulme son verdi. Yunanlılar bundan etkilendi ama dejenere ettiler tekrar maddi güç batılın eline geçti yine yeryüzü fesada boğuldu. Yunanlıların gücü zirvesindeyken Hz. İsa (as) geldi yeryüzünde Hakkı üstün tutan bir medeniyet kurdu. Romalı’lar etkilendiler ama dejenere ettiler. Yeniden batıl düzen hakim oldu ve gücü zirvedeyken Efendimiz Hz. Muhammed (as) İslam Medeniyeti’ni kurdu ve insanlık yeniden huzura kavuştu.
2.Viyana kuşatmasının başarısız olmasıyla beraber maddi gücü ele geçiren Firavun zihniyetinin devamı ve şeytanın şaheseri siyonizm üç asırdır insanlığa kan kusturmaktadır. Hatta öylesine şımarmıştır ki işbirlikçi piyonları eliyle Gazze’yi boşaltıp tatil kenti kuracaz şeklinde küstahça haddi aşan açıklamalar yapmaktadırlar. Bi aralar bu siyonistlere güvenerek Bop eş başkanı ilan edenlerin olması gibi Siyonist şeytanlar zahiren tamda yukarıda Erbakan Hocamız’ın konuşmasından yaptığım alıntıda ki gibi gücünün tam zirvesindeydi.
Şimdi bulunduğumuz noktada insanlığın iki ihtimali vardı. 1. si ya Adil Bir Düzen kurulacaktı. 2. si ise yada siyonist düzende insanlık uzun zamanlar ezilmeye devam edecekti.
Rabbimiz’in yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimde bildirdiği müjdeler, Efendimiz(sav) in sahih Hadislerindeki haberleri ve Erbakan Hocamızın hazırlıkları ve mücadelesinden beslenerek yola çıkan Milli Çözüm artık bu siyonist düzenin Mehdiyyet ve Mesihiyyet dönemiyle son bulup yeryüzünde Adil Bir Düzen’in kurulacağını müjdeleyip bunun için çalışmaktadır. Yüce Allah zaferi bazende ihtiyaçtan verirdi. İnsanlık üç asırdır çok çekti ve buna ihtiyaç vardı ve Kader asla hata yapmazdı.