YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6920c27183e8c
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 4 9
Bugün : 39790
Dün : 45549
Bu ay : 892514
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45296335
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

 

Amerika, kuklası (veya Gürcistan'ın Tayip Erdoğan'ı) olan Mihail Saakaşvili'yi kışkırtıp şu şeytani hesaplarla Osetya'ya saldırttı ve iki bine yakın Müslümanın canına kıydırdı.

1- İran'a planlanan bir saldırı öncesi, Rusya'yı Kafkas sorunlarıyla belaya sokmak ve ABD'ye tepki gücünü azaltmak..

2- Mecburen müdahale edeceğini bildiği Rusya'nın, dünya kamuoyunda ve Batı nazarında hala "büyük bir tehdit ve tehlike" olarak algılanmasını sağlamak.

3- Olimpiyatlara ev sahipliği yapan ve Amerika'ya rakip olmaya başlayan Çin'in Rusya ile ittifak bağlarını koparmak.

4- Askeri sanayi ve nükleer teknoloji konusunda ve diplomasi sahasında İran'a destek veren Rusya'yı hizaya sokmak.

5- Türkiye ile Rusya'nın arasını açmak, "hatta BTC (Bakü-Tiflis-Ceyhan) boru hattı tehlikeye giriyor" bahanesiyle Türkiye'yi Gürcistan safında savaşa taraf yapmak.

 

6- Türkiye'yi yaklaşan İran müdahalesinde, ABD'ye mecbur ve mahkum konuma taşımak.

7- Şayet Türkiye; halkının önemli kısmı Müslüman olan Güney Osetya'nın tam özerklik veya federatif isteklerine destek çıkarsa, Kuzey Irak'taki Kürdistan oluşumuna örnek ve gerekçe uydurmak.

8- Gürcistan'ın NATO'ya katılımını hızlandırmak.

9- ABD'nin ve Siyonist güçlerin; İttihatçı Talat, Enver ve Cemal masonlarının hıyanetiyle iki Alman Zırhlısını boğazlardan geçirip Türk bayrağı asarak Karadeniz'e açtırmaları sonucu, hiçbir ilgisi ve gereği olmadığı halde Osmanlıyı Rusya'ya savaş açmış konuma sokarak devletin çözülmesine ve çökmesine yol açtıkları gibi bugün de; hastane gemisi ve yardım malzemesi görüntülü Amerikan donanmasına bağlı iki savaş zırhlısını, hem de Montrö antlaşmasına aykırı olarak boğazlardan geçirip bizi Rusya ile kapıştırmak.

İşte bu sinsi ve emperyalist heveslerle Saakaşvili'yi Osetya'ya saldırttı ama, hesapları tutmadı. Rusya umduğundan daha atik ve kararlı davrandı. Sınırlarını genişletme veya garantileme rüyaları gören Gürcistan, Osetya ve Abhasya'yı büsbütün elden çıkardı. Yani Amerika Kafkasya'da tam bir hezimete uğradı. Kuklası Saakaşvili'ye sahip bile çıkamadı… Böylece Rusya Kafkasya'da KKTC modelini de uygulama şansı yakaladı.

Mihail Saakaşfili tam bir şok ve şaşkınlık içinde hatta psikolojisi bozulmuş vaziyette bocalamaktaydı.

Sonunda Gürcistan Rusya'nın dayattığı çok ağır şartlarını mecburen kabule yanaştı.

Buna göre:

a) Barış görüşmeleri Gürcistan'la Osetya arasında yapılacak, yani Gürcistan Osetya'nın varlığını resmen tanıyacak.

b) Gürcü birlikleri Osetya'dan ve sınır birliklerinden çekilip çıkacak.

c) Abhazya sorunununda benzer yöntemlerle çözümüne razı olacak.

d) Osetya ve Abazya'nın güvenliği Rus barış güçlerince sağlanacak.

e) Saakaşvili yönetimden uzaklaştırılacak.

Evet bu sonuçlar sadece Amerika'nın değil, NATO'nun da yenilgisi ve çaresizliği anlamındadır.

Amerika'nın gizli ve kirli derin devleti olan ve Siyonist Yahudilerin güdümünde bulunan CFR (Dış İlişkiler Konseyi):

"Kafkasya'da yaşananlar Batı ile Rusya'nın nüfuz kapışmasıdır" diyerek bizzat kendilerinin Soros eliyle iktidara taşıdıkları Saakaşvili'nin hezimetini ve siyonizmin yenilgisini saptırmaya ve Zevahiri kurtarmaya çalışmaktadır.

Türkiye'yi savaşa bulaştırmak tuzakları da tutmamıştır.

Rusya "BTC boru hattını bombaladığı" yolundaki haberleri anında yalanlamıştır.

Üstelik CIA-MOSSAD destekli PKK militanları, aynı hattın Erzincan bölgesindeki borularını patlatıp yakmıştır. Yani Türkiye'nin asıl ve yakın düşmanı Rusya değil, Amerika ve İsrail olduğu bir kez daha anlaşılmıştır.

Saddam'ı aldatıp Kuveyt'e sokan ve bu bahane ile Irak'ı işgale zemin hazırlayan ABD, aynı taktikle Saakaşvili'yi de Osetya'ya saldırtmış, ama bu sefer oyunları başlarına yıkılmıştır.

Bu arada ABD'nin; "Yardım malzemesi yüklü Hastane gemisi" görünümlü iki donanma gemisinin boğazları geçip Karadeniz'e ulaşmasına Türkiye'nin Montrö sözleşmesi şartlarına aykırı olduğu gerekçesiyle izin vermeyip karşı çıkması ve Amerikalı yetkililerin buna sızlanıp durması;

Milli Derin Devletin onurlu gücünü ve siyonist-emperyalist merkezlerin çaresizlik ve çöküşünü göstermesi bakımından da anlamlı ve gururlandırıcıdır.

Ve bütün bunlardan sonra hala İran'a saldırırsa, bu Amerikan imparatorluğunun ve İsrail terör oluşumunun hezimete uğrayıp çökmesinden başka bir işe yaramayacaktır.

Dünyanın bozuk dengeleri

Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla sona eren Soğuk Savaş sonrasında dünya için "barış ve huzur" döneminin başlayacağı sanılmıştı. Bu beklentinin doğru olmadığı kısa sürede anlaşıldı.  Çünkü bu süreçte de büyük devletler arasındaki nüfuz mücadelesi gibi gösterilen "Siyonist Yahudi sermayesinin dünya hâkimiyeti" süreci eskisinden çok daha kanlı olarak yaşanmaktaydı. Çünkü Siyonizm canavarı kanla beslenmeye alışmıştı.

Dağılan Sovyetler Birliği sonrasında tek süper güç olarak kalan ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali, Yugoslavya'nın dağılmasından sonra Balkanlar'da yaşanan etnik temizlik hareketleri, hep bu nüfuz savaşının devamıydı. Kafkasya'da çakan kıvılcım da bu bölgenin ateş çemberi altında kalma riskinin ne kadar yüksek olduğunu herkese hatırlatmıştı.

Görünürde Gürcistan ile Osetya arasında yaşanan çatışmanın, gerçekte Rusya ile ABD arasındaki Kafkasya'yı kontrol etme mücadelesinden başka bir şey olmadığı anlaşıldı.  Rusya'nın eskiden beri arka bahçesi olarak gördüğü Kafkasya'da tutunma çabasına karşılık ABD de nüfuzu altına aldığı Gürcistan'da tam olarak yerleşmeyi amaçlamıştı. Böylece İsrail'in güvenliği ve geleceği sağlama alınacaktı. Bölgenin enerji kaynaklarına yakınlığı ve enerji koridoru içinde olması bu çatışmanın en önemli nedenlerinden biri olarak algılanmalıydı.

Devlerin Kafkasya kapışmasında, olan, küçük ve yoksul Kafkas halklarına olmaktaydı. Stalin'in izlediği politikaların acısını bugün Osetler ve Abhazlar çekiyor. Stalin'in Sovyetler coğrafyasında milli ve etnik sorunları nasıl kullandığı ve Komünizmin tahribatları bugün daha net görülüyor.

Sovyetler Birliği'nin kuruluşu aşamasında bağımsız bir cumhuriyet olan Osetya'yı ikiye bölüp kuzeyini Rusya'ya güneyini de Gürcistan'a bağlaması; yine bağımsız cumhuriyet olan Abhazya'yı da özerk cumhuriyete çevirip Gürcistan'a katması, problemin bahanesini oluşturuyor. Asıl tetikleyici ise küresel sömürü saltanatını sürdürmek isteyen Siyonist merkezler oluyor. ABD'nin Gürcistan'ı Kafkasya'daki köprü başı haline getirmesinden sonra Rusya Güney Osetleri ve Abhazları ABD-Gürcistan ikilisine karşı desteklemeye başlıyor.  Çeçenistan'ı ayrılıkçı ilan eden Rusya'ya karşı da Gürcistan Çeçenler'e destek olmayı sürdürüyor.  Kafkasya tam bir çelişkiler yumağı olarak her an çatışmalara müsait hale getiriliyor.

Türkiye'nin talihsizliği: AKP yönetimi

Türkiye'de bu çelişkiler yumağında zorlanıyor. Bir yanda Bakü-Tiflis-Ceyhan hattının koridorunu oluşturan ve Orta Asya'ya açılan karayolu kapısı konumundaki Gürcistan ile yakın ilişkilerini sürdürmek, ABD-Gürcistan-Azerbaycan ittifakındaki yerini güçlendirmek, diğer taraftan, Kafkas kökenli vatandaşlarıyla akrabalık bağı içindeki Abhazlar ve Osetlerle ilgili duyarlılığını göstermek arasında bocalıyor. Yine PKK ve ayrılıkçı Kürt hareketiyle Kıbrıs sorunu nedeniyle bu çatışmalarda taraf olmaktan uzak durma dikkatini göstermesi gerekiyor. Bu nedenlerle Kafkasya coğrafyasındaki nüfuz savaşı Ankara'yı da giderek zora sokuyor. Oysa bölgenin doğal zenginlikleri, oluşturulan enerji koridoru etrafında yapılacak bölgesel işbirliği bir kalkınma modeli olarak ortada duruyor. Ama AKP bu dengeleri milli ve insani hedefler için değerlendirecek kapasiteden çok uzak bulunuyor.

Bölgeyi yeniden dizayn eden ABD'nin, İran'a saldırı öncesi Osetya'da Rusya'yı dize getirme hesabı tersine tepmişti!

Soğuk savaşın ardından fetret dönemine giren Rus-ABD savaşı, bu kez Kafkaslar'da sıcak savaş olarak patlıyordu. Yıllarca büyük devletler paravan; küçük, fakir ve mazlum ülkeleri de kurban olarak kullanıp bu kanlı ve kirli kumpaslar yürüten Siyonizm, yeni savaş platformu olarak Kafkasya'yı seçiyordu.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Kafkaslarda başlayan gerginlik bir türlü dinmiyordu. Rusya'dan bağımsızlığını ilan eden Gürcistan'ın içinde de 3 özerk bölge oluşuyordu. Bunlar; Abhazya, Acarya ve Osetya. Özerk Kuzey Osetya ile birleşmek isteyen 70 bin nüfuslu Güney Osetya ise nihai olarak Rusya'ya iltihak etmek isteyen yönetimi, geçen yılki referandum sonrası iş başına getiriyordu.  ABD epey bir süredir Rusya'ya gözdağı vermek istiyordu. SSCB'nin Afganistan işgali sırasında Afgan mücahitlere verdiği desteği anımsatarak, Rusya'nın kendisinden kopmuş yeni bağımsız ülkeler üzerindeki etkisini yok etmeyi amaçlıyordu. Gürcistan'daki Şaakaşvili liderliğindeki "Kadife devrim"in ardından, bu ülkeyi desteklediğini açıkça deklare eden ABD yönetimi, bunun karşılığında Irak işgalinde de 2 bin Gürcü askeri kullanıyordu. 

Osetya sorununun tarihçesi

Gürcistan, 26 Mayıs 1918 tarihinde, ülkedeki bütün azınlıklara eşit siyasi ve sosyal haklar verdiğini açıkladı. Kendilerini serbestçe geliştirme imkânı tanıdı; Ancak 1919'da yerel meclisleri kapatma kararı aldı. Güney Osetya'daki Gürcü hâkimiyeti 25 Şubat 1921 tarihinde Kızıl Ordu'nun Gürcistan'a girmesiyle sona erdi. Güney Osetya, 1922'de ''Güney Osetya Özerk Bölgesi'' olarak tekrar Gürcistan'a bağlandı. Sovyetler Birliği zamanında durgun bir dönem geçiren bölge, Sovyetlerin dağılması sürecinin ardından pek çok bağımsızlık hareketiyle çalkalandı. Rusya Federasyonu'na bağlı Kuzey Osetya ile birleşmeyi isteyen Güney Osetya ve Gürcistan arasındaki gerginlik 1989 sonlarından itibaren tırmanmaya başladı. Güney Osetya'nın, 20 Eylül 1990 tarihinde kendisini ''Demokratik Güney Osetya Sovyet Cumhuriyeti'' ilan etmesi üzerine, Gürcistan aynı yıl içinde söz konusu bölgenin özerk statüsünü kaldırmıştı.

Güney Osetya'da Rusya'nın desteğindeki bağımsızlık yanlısı bir yönetim ile Gürcistan hükümetinin atadığı yönetim olmak üzere iki yönetim bulunuyor. Ayrılıkçı yönetimin merkezi Tshinvali, Gürcistan'ın atadığı hükümetin merkezi ise Kutra oluyor. Güney Osetya, Gürcistan'ın kuzey kesiminde, Sovyet döneminde özerk bölge olarak kuruldu. Ancak bu statüsü, Gürcistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra Gürcü hükümeti tarafından kaldırıldı. Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecinde Moskova yönetiminin desteğiyle tek yanlı olarak bağımsızlığını ilan etti. Bu sırada bölgede çıkan savaşı durdurmak için yapılan anlaşmanın da etkisiyle "de facto" bir yönetim ortaya çıktı. Bugün bu "de facto" yönetim tarafından Güney Osetya Cumhuriyeti olarak adlandırılan Tshinvali ve çevresi bağımsızlık yanlısı yönetim tarafından kontrol edilmektedir. Bölgenin yaklaşık yarısı ise Gürcistan hükümetinin kontrolü altında.

1991 yılı sonlarında bölgede şiddet olayları baş gösterdi. Çıkan olaylarda binden fazla kişi öldü, 100 bine yakın etnik Osetyalı, Kuzey Osetya'ya kaçtı. Aynı şekilde 23 bin Gürcü de bölgeden kaçarak Gürcistan'ın diğer bölgelerine yerleşti. 1992 yılında Gürcistan ve Güney Osetyalı ayrılıkçılar arasında ateşkes imzalandı. Rus, gürcü ve Osetyalılardan oluşan bir barış gücü oluşturuldu. 6 Kasım 1992'de Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı tarafından bölgede bir misyon kuruldu. Bundan sonra 2004 yılı ortalarına kadar Güney Osetya sakin bir dönem geçirdi. Haziran 2004'te Gürcü yönetimi, bölgedeki kaçakçılık olaylarına karşı baskın bir denetim uygulayınca gerilim yeniden yükseldi. Çatışmalar, bombalamalar ve adam kaçırma gibi olaylar yaşandı. Ancak 13 Ağustos'ta yeni bir ateşkes sağlandı.

Gürcistan, Rusya'nın bölgede hem siyasi hem de ekonomik etkinliğini artırmasına ve Güney Osetya'nın kontrol edilmeyen ordusuna karşı çıkıyor.  Gürcistan yönetimi, bölgedeki anlaşmazlığın barışçı görüşmelerle çözmek için Nisan 2007'de parlamento kararıyla Güney Osetya Geçici Yönetimi'ni işbaşına getirdi. Bu yönetimin başında bulunanlar, eski ayrılıkçı yönetiminde yer alan kişilerdi. Güney Osetya geçici yönetimi, 2007 yılında bütün Gürcistan çapında ve bu bölgede "de facto" yönetimin kontrolü dışında kalan yerlerde, bağımsızlık yanlısı Eduard Kokoiti'yi ülkeden çıkarmak için Kokoiti Fandarast adı altında eylemler gerçekleştirdi. Ve Gürcistan ABD'nin kışkırtmasıyla 07 Ağustos 2008 Cuma sabahı, ''anayasal düzeni yeniden sağlama operasyonu'' kapsamında bölgeyi yeniden ateş altına aldı.

Bölgenin geleceği ve güvencesi

"Osetya Gürcistan'dan ayrılarak otonom olmayı ve Rusya ile birleşmeyi istiyordu. Gürcistan ise böylesi ayrılıkçı bir harekete izin vermeyeceğini söylüyordu. Ve derken bir sınır çatışması, savaşın fitilini ateşliyordu. Acaralar ve Abhazalar da aynı şekilde özerk unsurlardan. Osetya'nın yarısı Müslüman yarısı Ortodoks'tur. Kafkasya'daki bu savaş hali birden bire oluşmadı. 5-6 yıldır alttan alta gerilim artıyordu. Kafkasların savaşçı bir mizacı vardır ve gözü kara insanlardır. Saakaşvili'yi yakinen tanırım. Tahsilini Batı'da yapmıştır ve Batı'nın kuklası bir adamdır. Yahudi asıllı olduğu konuşulup yazılmaktadır. Zaten Siyonist soros'un desteği ile iktidara taşınmıştır. Bölgede Batılı bir yönetici varsa o ülkede huzur olmaz. Çünkü Batı'ya mı ülkesine mi hizmet ettiği anlaşılmaz. Balkanların kuyruğuna takılan Gürcistan AB üyesi olmak istiyor. Rusya ise buna sıcak bakmıyor. ABD'nin İran'a karşı bir saldırıda bulunması ihtimali giderek güçleniyor. Saakaşvili de İran'a yönelik bir saldırı öncesi dikkatleri başka yöne çekmek için Osetya'ya savaş açtığı anlaşılıyor. Olayın, ABD ile anlaşmalı bir girişim olduğu her halinden sırıtıyor.

Rusya, askeri üsleri ve havaalanlarını vuruyor. Türkiye de burada Gürcü askerlerine eğitim veriyor. Rusya belli noktaları vurarak Batı'ya, "Sen benim işime karışma!" mesajı gönderiyor. Rusya Putin'le tekrar bir toparlanma sürecine girdi ve Batı'ya karşı gövde gösterisi yapıyor. Önümüzdeki yıllarda Kafkaslar ve Hazar bölgesi, Ortadoğu gibi çok önemli bir stratejik önem kazanacak, bu bölgede güç mücadeleleri artacak ve bölge daha da karışacak gibi gözüküyor!"

Türkiye denge unsuru olabilir!

Gürcistan, Türkiye'nin Orta Asya'ya açılan kapısı konumunda bulunuyor. Aynı zamanda Ermenistan ile ilişkimiz olmadığı için Azerbaycan'a ulaşmak için kritik önem taşıyor. Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan bir bakıma ekonomik birliğe dönüştü. Gürcistan ortadaki kilit nokta özelliğini taşıyor. Diğer yandan Rusya, 30 milyar dolarlık hacimle Türkiye'nin en büyük ticaret partneri, en önemli turist gönderen iki ülkeden biri ve Türkiye'nin önemli miktarda enerji ihtiyacını karışılıyor.

Kafkaslar Uzmanı gazeteci Fehim Taştekin:

Bu savaşı ABD körükledi!

"Bugünkü noktaya 2004 yılından bu yana süren gerginlik yüzünden gelindi. Saakaşvili seçimlerde Abhazya ve Osetya'yı topraklarına katacağı vaadinde bulunarak oy istedi. Yaklaşık iki aydır da Osetya sınırında tatbikat yapıyordu. Diğer yandan Rusya'nın da Barış gücü adı altında bölgede bulunması, müdahale etmesini kaçınılımaz kılıyordu. Savaş aniden Gürcü-Rus çatışmasına dönüştü. Abhazya'da da gerginlik devam ediyor ve Rusya bu iki bölgeye de büyük önem veriyor. Gürcüler çekilmeden Rusların çekileceğini sanmıyorum. ABD, 2002 yılında Gürcistan üzerinden Kafkaslar'a girdi. ABD de Rusların iç çatışmalarını körüklemek istiyor. Kullanılan silahların da ABD menşeli olduğu düşünülürse ABD bu savaşta açıkça bir taraftır.  Rusya bölgede ABD varlığını istemiyor. 11 Eylül'den sonra Rusya ABD yakınlaşması tıkandı Ve Putin'in liderliğinde yeniden bir güç olarak ortaya çıktı. Soğuk Savaş döneminin gerginliği yeniden başladı. Rusya kendi sınırlarından ABD ve NATO'yu uzak tutmak istiyor. Türkiye, Gürcistan'ı destekleyerek yanlış bir yerde duruyor. Türkiye bölgede barışı sağlayan bir güç olarak durabilir!"

Azerbaycan, petrol sevkıyatını kesti.

Azerbaycan'ın Gürcistan'ın Kulevi ve Batum limanlarına petrol ihracatını askıya aldığı bildirildi.

Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ve Petkim'in Yönetim Kurulu Başkanı Rövnag Abdullayev, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, ayrılıkçı Güney Osetya'daki çatışmalar nedeniyle önceki gün petrol ihracatının askıya alınmasına karar verildiğini belirtti. Abdullayev, Bakü-Novorossisk (Rusya) petrol hattından ihracat konusunu değerlendireceklerini; ancak bu hattın kapasitesinin oldukça düşük olduğunu kaydetti.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Grigoriy Karasin ise Karadeniz'deki Rus savaş gemilerinin Gürcistan limanlarından yapılan petrol sevkiyatını engelleme planının olmadığını söyledi. Karasin, düzenlediği basın toplantısında, Gürcistan limanlarından yapılan petrol sevkıyatını engelleme planlarının olmadığını belirterek, "Gemi seyahatlerini engelleme planıyla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Gemilerin durdurulup aranması, bir engelleme olduğu anlamına gelmiyor." dedi. Rus diplomat, "savaş söz konusu olduğunda Gürcistan'a hangi tip kargo gemisinin gittiği ve oradan ayrıldığı konusunda dikkatli olmaları gerektiğini'' ifade etti.1[1]


[1] Bakü, Moskova, aa

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Subscribe
Bildir
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

AHMET AKGÜL KİMDİR?

INTRODUCTION OF USTADH AHMET AKGÜL

رسالة تعريفية لمعلمنا أحمد أكجول

قبل مؤتمر النظام العادل في جامعة قيرغيزستان أراباييف، والذي حضرناه، قدم أحد المحاضرين أستاذنا أحمد أكجول على النحو التالي: أحمد أكجول موجود في تركيا؛ إنه عالم ومثقف نادر جدًا يجمع بين المبادئ الإسلامية والمتطلبات الإنسانية، وفكر أتاتورك في التغيير والقومية الإيجابية والتوازن الاجتماعي. ألف حوالي 100 كتاب، بعضها في 3 مجلدات، وجميعها أعمال فريدة وأصيلة. 10 من الكتب؛ تمت ترجمته إلى الإنجليزية والروسية واليابانية والفارسية والفرنسية والعربية. البروفيسور الراحل، أحد رؤساء وزراء تركيا الأسطوريين. دكتور. ويعتبر من أكثر الطلاب المميزين وأتباع نجم الدين أربكان.
لقد حضر المؤتمرات العلمية في جميع أنحاء تركيا وأوروبا والجغرافيا الإسلامية منذ ما يقرب من 40 عامًا. إنه رجل حكيم تنبأ وشرح التطورات المهمة في تركيا ومنطقته والعالم قبل عقود، وتعرض للعديد من المشاكل والهجمات لهذا السبب، لكنه كان دائما على حق في النهاية. وهو رئيس تحرير مجلة الحل الوطني، التي يتابعها عن كثب كبار البيروقراطيين العسكريين والمدنيين، وأساتذة الجامعات، والكتاب والمعلقين المهمين، ومسؤولي الدولة في تركيا. ضد الأنظمة الرأسمالية والاشتراكية والليبرالية في العالم؛ فهو يحتوي على الجوانب الجيدة والمفيدة لجميعها، لكنه يترك الجوانب السيئة والضارة؛ سيدنا، الذي أعد ودافع عن برامج النظام العادل الأصلية القائمة على العقل والعلم والتاريخ والضمير والقرآن، يبلغ من العمر 74 عامًا وأب لخمسة أطفال. لا يتقاضى إتاوات أبدًا عن أي من كتبه أو مجلاته أو مقالاته أو مؤتمراته، ويعيش حياة متواضعة بعيدًا عن الترف والراحة، ويغطي نفقات كل ذلك بحوالي 40 من الرفاق المتطوعين والمخلصين في سبيل الله. المعلم الذي يدافع عن "حرمة التبشير بالعلم" وبالتالي لا يدين بالشكر لأي مركز أو حكومة. باستثناء ما يقرب من 105 من أعمال أستاذنا، حتى الأحزاب والحكومات تظل غير مبالية؛ الدين والأخلاق في المرحلة الابتدائية: 4-5، المرحلة المتوسطة: 1-2-3، المرحلة الثانوية: 1-2-3-4 والجامعة: 1-2-3، وفقاً للحقائق العلمية وجوهر الإسلام. ولكن بغض النظر عن أي طائفة، فقد أعد كتب العلم. خلال أحاديثهم المميزة جداً، كتلاميذه ومتابعيه المخلصين: "كيف أعددتم هذه (100) كتاباً يزيد عن مائة، كيف رتبتم وقتكم؟" أجاب أستاذنا أحمد أكجول على أسئلتنا كالتالي، ليكون قدوة وتشجيعًا لنا:



1- منذ ما يقرب من 60 عامًا، باستثناء الأمراض الخطيرة والصعوبات الكبيرة؛ ولم أؤجل عمل اليوم إلى الغد، كما أنني لم أحاول تأجيل عمل الصباح إلى الظهر أو عمل الظهر إلى المساء. لأنه لا ينبغي لي أن أضيع رأس مال حياتي المحدود في مساعي فارغة ومجانية يسميها القرآن الإلغاء ويحرمها

 

2- حتى لو كان شخصًا لديه معرفة وخبرة في موضوع ما، حتى لو كان أصغر منا كثيرًا... حتى لو كان شخصًا عاديًا وبسيطًا، فأنا لا أشعر بالإهانة أبدًا عند الاستماع إليه أو تعلم شيء ما، لأن أكبر عائق أمام التعلم والحصول على العلم هو الكبرياء والكبر

-3ما حصلنا عليه؛ حاولت أن أقرأ وأفهم كتابات وكتب الجميع، محليًا أو أجنبيًا، يساريًا أو يمينيًا، أعرفه أو لا أعرفه، أحبه أو أكرهه.
4- كنت أسجل المعلومات التي تعلمتها وأجد أهميتها منها أو مما سمعته في البرامج والمؤتمرات التليفزيونية، ولم أتردد قط في كتابتها ونقلها بذكر أصحابها
5- من خلال الوقوع في الرغبات والاعتراضات التعسفية من أقرب أقاربي ورفاقي وأعضاء الحزب وذوي المناصب ذات النفوذ والكفاءة... أو من منطلق حرصي على راحتي ومصالحي الشخصية، لم أخفي أبدًا الحقيقة التي قالها لي يجدها العقل والضمير نافعة ومفيدة، ولم أصعب فهمها بتغليفها بأغلفة مختلفة
6- كل الأشخاص الذين التقينا بهم في أي مناسبة وأصبحنا قريبين بما يكفي لتناول كوب من الشاي أو السفر لمدة ساعة على متن الطائرة؛ حاولت مساعدتهم على اكتساب وزيادة وعيهم الأخلاقي والضميري وكرامتهم، وخاصة سلامهم الروحي والعالمي. بمعنى آخر، كنت أهدف إلى أن أكون مفيداً له، وليس أن أستفيد من منصبه وفرصه ومجاملاته.
7- ولعل ذلك يعتبر ثمرة ومعجزة للأهداف والجهود المخلصة... وطبعا بفضل الله تعالى وفضله لا بد من قراءة كتاب ما يقارب 700 صفحة بسرعة في ساعة أو ساعتين. وتهنئة هذا الكتاب وانتقاده عمدا، والحمد لله أن إنتاج ملاحظات من 10 صفحات أصبح أسهل بالنسبة لنا.
أطيب التحيات…

YORUMLAR

Son Yorumlar
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...