YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6920fbc98cb78
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 5 0
Bugün : 1871
Dün : 41199
Bu ay : 895794
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45299615
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

 

Hep başkalarının hareketlerinden anlamlar çıkartmaya çalışıyoruz. Ama hakikat aynasında kendimize hiç bakmıyoruz! Nelerden ve ne için hoşlanıyor, ne için hoşlanmıyoruz.? Çekingenliğimiz yüzünden hangi ortam ve imkânlardan dışlanıyoruz! Takıntılarımız yüzünden kaç arkadaşımızla kırgın bulunuyoruz? Aynaya baktığımızda karşımızdaki kişiye, yani kendi özümüze ne kadar yakın bulunuyoruz? Haklarımızın neler olduğunu ve hangi haklarımızı, ürkeklik ve kölelik ruhuyla despotlara rüşvet sunduğumuzu biliyor muyuz?

 

Kendi yeteneklerimizi keşfetmeyi ve yitirdiğimiz değerleri yeniden sahiplenmeyi hiç düşünmüyoruz . Kendimizi tanıdıkça, hayatımızın daha da anlamlı olacağını ve aşamadığınız sorunların çözümlerinin aslında içimizde, özümüzde saklandığını bir türlü göremiyoruz.

Bütün bunları çok kısa zamanda başarmamız, yoğunluğumuz ve yorgunluğumuz nedeniyle belki mümkün olmayabilir. Ama bir yerden başlamamız gerekir. Çünkü fırsat geçmekte, ömür akıp gitmektedir. Bunun için:

1- Kalbinizi dinleyin ve kendinize güvenin:

Vicdanınızın sesine kulak verin. Şeytani vesveseleri ve nefsani hevesleri değil, insani değerlerinizi önceleyin.

2- Hedef ve amaçlarınıza kilitlenin:

Yola çıkacağınız zaman nereye gideceğinizi bilmiyorsanız, ayaklarınızın sizi götüreceği yere razı olmanız gerekir. Hedefini bilmeyen okun isabet etmesi ne kadar imkânsızsa, hedeflerini belirlemeyen kişinin de amacına ulaşması o kadar mümkün değildir. Öyle ise hedef ve amaçlarınızı, hayatınıza ne şekilde yön çizeceğinizi maddeler halinde listeleyin.

3- Nelerden hoşlanıp, hoşlanmadığınızı tespit edin:

Ve bunların İslam ahlakına ve insanlık onuruna uygun olup olmadığını denetleyin.

4- Huzur bulduğumuz ve rahatsız olduğunuz ortamları belirleyin:

Kişi her yerde kendisini rahat hissedemez. Bazı ortamlar vardır ki insanı yay gibi gerer, bazı ortamlar ise huzur ve mutluluk verir. Elbette ortamlardaki insan faktörünü de göz ardı etmemek gerekir. Ortamdan kasıt; işyeri, ev, okul, cami, deniz kenarı, yeşil alanlar, arkadaş grupları, davetler… gibi sosyal alanlardır. Kendinizi huzurlu, mutlu, rahat hissettiğiniz ortamlar ile; sıkıntı, rahatsızlık veren ortamları, nedenleri ile birlikte yazıya geçin.

5- "Vazgeçilmez"lerinizi kesinlikle gözetin:

Olmazsa olmazlar, kişinin hayat felsefesini oluşturan en önemli basamaklardandır. Vazgeçilmezlerinizi ve kutsal prensiplerinizi listeleyin ve her madde de ek olarak, neden vazgeçemediğinizi belirtin. Vazgeçilmezlerinizin sağlam temellere oturmasına, ön yargılardan arınmış olmasına ve hayat felsefenizle uyuşmasına dikkat edin.

6- Çekincelerinizi tespit edin ve korkularınızı yenin:

Utangaçlık, her insanda var olan duygulardan biridir. İnsanlardaki utangaçlık özelliğinin ayıracı; kişilerde farklı oranlarda görülmesidir. Kimi insanlar, çekingenliğin dozunu ayarlayamaz. çoğu şeyden çekinir. Tabii ki bu duygunun tamamen ortadan kalkmasına uğraşmak yanlış bir davranış olur. Ama utangaçlığı yeterli ölçüde ve yerli yerinde kullanmayı öğrenmek gerekir. Siz de – acaba konuşursam yanlış bir şey söyler miyim?… Gibi- çekincelerinizi listeler halinde belirleyin. Böylece gereksiz ve temelsiz endişelerinizi yenin ve cesaretlenin.

7- Haklarınızın farkında olun ve kendinizi israf etmeyin:

Haklarınızı bilmediğiniz müddetçe; rotasının koordinatlarını bilmeyen bir gemi gibi, bilinmezlere doğru sürüklenirsiniz. Dünya haklar üzerine kurulmuştur. Her eşyanın, her insanın, her varlığın hakları vardır. Eğer haklarınızın çerçevesini çizebiliyorsanız, başkalarının hak çerçevesinin de farkında olursunuz. Böylelikle, hak çatışması ve haksızlıklar ortadan kalkar, siz de gideceğiniz limana güvenle varabilirsiniz. Haklarınızı, açıklamalarıyla birlikte kaydedip değerlendirin. Yani kendinize sahiplik edin ve saygı gösterin.

8- Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğüne fazla üzülmeyin:

Elbette eleştirilecek ve bu eleştirileri, daha iyiye ulaşmak için birer basamak olarak kullanacaksınız. Ama çevrenizdekilerin her sözünü, her eleştirisini çok da ciddiye almamalısınız. Çevrenizdeki tüm insanlara kendinizi beğendirmeniz, hepsini sizden hoşlanır hale getirmeniz imkânsız. Siz doğru olduğuna emin olduğunuz şeyleri yaptığınız takdirde zaten, olgun insanlar da size inanacak ve size destek olacaktır. "Acaba gittiğim toplantıdaki insanlar benim hakkımda ne düşündü?" gibi tahminlerinizi ve bunların haklı ve haksız yönlerini irdeleyin.  Ama kendinizi, öz değerlerinize göre disiplinize edin.

9- Kendinizi sevin ama kibirlenmeyin:

Kişinin kendisini sevebilmesi için, öncelikle kendisini çok iyi tanıması gerekir. Hatasız kul olmaz, bize düşen, hatalarımızı fark etmek ve onları iyiliğe çevirmektedir. Hatalarımızdan dolayı kendimizi sevmez isek, sevmediğimiz birisine yardımcı olmak da istemeyeceğizdir. Şairin dediği gibi "Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni…" En sevdiğiniz yönlerinizi ve nedenlerini gösterin.

10- Günlük tutun, önemli ve öğretici anılarınızı kaydedin:

İşte size, sizi anlatan bir kitap için tam fırsat… Bundan sonra yapacağınız en önemli şey, günlük hatalarınızı, sevaplarınızı; başardıklarınızı, yarım bıraktıklarınızı özet halinde ve net biçimde yazıya geçirmektir. Günlük tutmak size, kendinizi daha yakından tanıma ve kontrol altına alma şansını verecektir. Ayrıca, daha düzenli ve anlamlı bir hayata da başlangıç vesilesidir. Unutma, ahirette de yine "kendi kitabını okuman" gerekecektir.

Evet;

İnsanoğlu, sürekli bir değişim ve etkileşim süreci içerisindedir. Kişinin "Ben beni tanırım" diyerek geçiştirmesi ve sürekli bir otokontrol sistemi ve vicdan muhasebesiyle kendini disiplinize etmemesi, aslında daha kendisini tanıyamadığının en belirgin göstergesidir. Bu nedenle, her an kendimizi dinlemeli, iç seslerimize kulak vermeli ve bu sesleri anlamlandırmalı ve önemsemeliyiz. Böylelikle hayatta önümüze çıkabilecek en önemli engel olan kendimizi aşabiliriz…

İşte on basamakta öz güven kazanmanın anahtarları:

Kendine güven duymak: aşırı ve şuursuz şımarıklıkla, düşündüğünüz en doğal ve normal şeyleri yapmaktan korkmak arasındaki farktır. Bizim kendi sezgilerimiz, başkalarının bizim hakkımızdaki sezgilerinin büyük etkisi altındadır. Ancak sezgi bir gerçekliktir, kendinize ne kadar güveniniz varsa, başarma şansınız o denli yüksek olacaktır.  Bunun için:

1. İnsanlara İltifat Edin

Biz kendi hakkımızda olumsuz düşündüğümüzde, bunu başkalarına da bulaştırır diğerleri üzerine atmaya çalışır, çevremizdekileri aşağılar veya kızarız. Bu negatif enerji çemberini kırmak için, diğer insanlara iltifat etmeye başlamalıyız. Elinizden geldiğince olumsuz eleştirilerden kaçınıp, övgü dolu sözler söylemeye uğraşmalıyız. Diğerlerinin en iyi özelliklerini ortaya çıkarmaya çalışırken, kendimizdeki en iyi özellikleri de görmeye başlayacağız.

2. İnsanlara Fayda Verin

Çoğu zaman kendi arzularımıza kapılıp gideriz. Kendimize çok odaklanırken, çevredekilere gerekenden çok daha az ilgi gösteririz. Eğer kendimiz hakkında endişelenmeyi, yani bencilliği bırakıp, başkalarının huzuruna daha fazla katkı yapmak için çalışırsak, kendi endişelerimiz bize çok daha küçük görünecektir. Bu bizim kendimize olan güvenimizi tazeleyecek ve maksimum verimliliğe ulaşmamızı sağlayacaktır. Diğerlerine fayda sağladıkça, aldığınız ödüller ve teşvikler artacaktır.

3. Konuşmasını Öğrenin ve Çekinmeyin

Grup tartışmalarında birçok insan asla konuşmaz, çünkü saçma bir şey söylerse başkalarınca yargılayacaklarından korkarlar. Bu korku mantıklı değildir. Genel olarak, insanlar bizim tahmin ettiğimizden çok daha hoşgörülüdür. Gerçekte birçok insan bu tür korkularla uğraşır. En azından her tartışmada bir kere konuşmaya çalışmak, sizi daha iyi bir konuşmacı yapar, böylece kendi düşünceleriniz hakkında daha kararlı olursunuz ve arkadaşlarınız tarafından el üstünde tutulursunuz.

Kendinizi güvende hissetmenizi sağlayacak en güzel şey, güzel bir konuşma dinlemektir. Ne yazık ki, bu tür konuşmaları iyi bir konuşmacıdan dinlemek pek nadir bir nasiptir. Kendinize katılacağınız konularla ilgili birkaç dakikalık, kişisel hedeflerinizi ve projelerinizi anlatan bir konuşma hazırlayın. Ne zaman kendinize güven pompalamak isterseniz, bu konuşmayı aynanın önünde yüksek sesle veya kendi içinizden söyleyerek yapabilirsiniz.

4. Sahip Olduğunuz Nimet ve Faziletlere Sevinin

Dünyevi isteklerinize ve nefsi heveslerinize çok odaklanırsanız, beyin; bunları neden elde edemediğinizle ilgili kuruntulara saplanır. Bu sizi zayıflıklarınızla baş başa bırakır. Bundan kaçınmak için yapılabilecek en iyi şey; elinizdekilere şükretmek ve Allah'ın büyük lütuflarını hatırlamaktır. Eski çalışmalarınızı, başarılarınızı ve kazanımlarınızı düşünüp mutlu olmaktır.

5. İyi Giyinin, Kendinize Değer Verin

Her ne kadar giysiler sizi değiştiremese de, sizin kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayabilir. İnanın hiç kimse sizin kendiniz kadar dış görünüşünüzden etkilenmeyecektir. Eğer siz iyi görünmüyorsanız, bu sizin kendinize verdiğiniz değeri yansıtır ve insanlarla olan ilişkilerinize de yön verir. Bunu kendi avantajınıza çevirin ve görünüşünüze önem verin. Çoğu zaman düzenli olarak banyo yapmak, tıraş olmak, temiz giysiler giyinip kuşanmak ve pejmürdelikten sakınmak sizi daha saygın hale getirecektir.

6.  Beden Ve Beyin Eğitimini İhmal Etmeyin

Aynen dış görünüşünüze verdiğiniz önem gibi, fiziksel durumunuzda kendinize olan güveninizi belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Eğer vücudunuz istemediğiniz kadar kötü bir şekil almışsa, kendinizi daha güvensiz, daha isteksiz ve daha az enerjili hissedersiniz. Egzersiz yaparak fiziksel görünümünüzü geliştirebilir, enerjinizi arttırabilir ve pozitif olarak bir işi başarma duygusuyla rahatlayabilirsiniz. Egzersizleri düzenli olarak yapmak sürekli bir ibadet alışkanlığı ve az yeme tutarlılığı sadece sizin daha iyi hissetmenizi sağlamayacak, ayrıca size gün boyu sürecek pozitif psikolojinizi güçlendirecektir.

7. Daha Hızlı ve Vakur Hareket Edin

Bir insanın kendi hakkında nasıl hissettiğini söylemek için en kestirme yol, nasıl yürüdüğüne bakmaktır. Hızlı mı, yavaş mı? Yorgun ve yılgın mı? Acı mı veriyor? Yoksa enerjik ve bir amacı varmış gibi mi? Kendine güvenen insanlar daha hızlı yürürler. Onların gidecek yerleri, görecek insanları ve yapılacak önemli işleri vardır. Sizin aceleniz olmasa bile, yürüyüşünüzü biraz hızlandırarak kendinize olan güveninizi arttırabilirsiniz. %25 daha hızlı yürümek sizin daha önemli görünmenizi ve hissetmenizi sağlar.

8. İyi Bir Duruş Sergileyin

Benzer olarak, bir insanın duruşu bize bir hikâye anlatabilir. Düşük omuzlar, uyuşuk davranışlar bize o insanın kendine güveni hakkında bilgi verir. Onlar yaptıkları işlerde hevesli değillerdir ve kendileri önemli olarak görmezler. Her zaman daha iyi bir duruşla kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Ayağa hızlıca kalkın, kafanızı yukarı kaldırın ve göz teması yapın. Böylece diğerleri üzerinde pozitif bir etki oluşturacak ve kendinizi daha canlı, güçlü hissedeceksiniz.

9. Ön Sıraya Geçin

Okulda, ofiste toplu oturulan her yerde, insanlar her zaman arka köşelere gitmeye meyillidir. Birçok insan arkaya geçer, çünkü fark edilmekten ürkmektedir. Bu kendine güven duygusunun gelişmemiş olmasının göstergesidir. Siz de oturmaya karar vererek bu güvensizlik duygusunu yenebilirsiniz. Ayrıca önemli insanlarla konuşurken önde oturarak çok daha görünür olmak hoşunuza gidecektir. Kendinize güvenin, ama kibirlenmeyin.

10. Maneviyatınızı ve Allah'a inancınızı Güçlendirin

Her şey elinde ve takdirinde olan, dilediğini aziz, istediğini zelil ve aciz kılan Rabbinize yönelin. Kur'ani hakikat ve hikmetleri öğrenin ve titizlikle tatbik edin.

Kapasitenizi iyi kullanın, kaprislerinizle savaşın. Ama kadere inanarak yaşayın! 

Günümüzde insanlara, ‘Kader nedir?' diye bir soru yöneltilse çok az kişiden doğru cevap gelecektir. Bu durum insanların kaderin tam olarak ne anlama geldiğini bilmediklerini göstermektedir. Kaderin gerçek anlamını bize her konuda doğruyu gösteren Kur'an'dan öğrenmemeleri, kaderi kavramanın kendilerine kazandıracağı rahatlık ve huzurdan da mahrum kalmalarına sebebiyet vermekteir.

Kader, Allah'ın yarattığı her canlının geçmişte yaptığı ve gelecekte yapacağı her şeyi, her hareketi, düşünceyi, konuşmayı en ince ayrıntısına kadar bilmesi ve kontrol etmesidir. İnsanlar daha doğmadan, hayatları boyunca görecekleri ve yaşayacakları her şey Allah katında belirlenmiş ve planlanmıştır. Allah, her şeyi bir kader dahilinde yarattığını "Hiç şüphesiz, Biz her şeyi kader ile yarattık" (Kamer Suresi, 49) ayetiyle bildirmektedir. İnsan hayatı süresince Allah'ın kendisi için dilediği ve istediği olaylarla karşılaştığından, tamamen Allah'ın dilediği bir şekilde hayatını sürdürmektedir. Allah bu gerçeği bize şöyle bildirmektedir:

"Onların işlemiş oldukları her şey kitaplarda (yazılıdır). Küçük, büyük her şey satır satır (yazılıdır)." (Kamer Suresi, 52-53)

Allah'ın ayette belirttiği gibi, tüm insanlar tamamen Allah'ın kontrolü ve hakimiyeti altında yaşamaktadırlar. Bir başka ayette ise Allah, tüm insanların Rabbimizin belirlediği kader doğrultusunda bir yaşam sürdüklerini şu sözlerle haber vermektedir:

"Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Müminleri Kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı). Şüphesiz Allah işitendir, bilendir." (Enfal Suresi, 17)

Bu nedenle, insanın dilediklerini değiştirmesi, kaderinin dışına çıkması söz konusu değildir. İnsanların kaderleri, kaderleri dahilinde karşılaştıkları her şey ve verdikleri her tepki, Allah'ın bir ‘emri'dir. Allah bu gerçeği "…Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir" (Ahzab Suresi, 38) ayetiyle bildirmiştir. Bu yüzden tüm insanlar her türlü tedbiri ve gayreti bir kulluk görevi ve imtihan gereği olarak yerine getirmek şartıyla kadere teslimiyet ve Allah'a tevekkül göstermelidir. İnsan dahil tüm canlılar Allah'ın belirlediği kadere göre hayatlarını sürdürmektedir.

Bu anlattıklarımız, insanın mutluluğu yakalamasında, her şartta huzurlu ve rahat bir şekilde davranarak, dengeli bir ruh haline sahip olmasında çok önemli prensiplerdir. Kadere teslim olmanın insana vereceği rahatlık ve ferahlığı daha net görmek için, kadere inanıp teslim olan ve kadere inanmayan iki insanın, önemli bir olay karşısında verecekleri tepkileri karşılaştırmak yeterlidir. Örneğin: tüm gençlerimizin, hayatlarının bir dönüm noktası olarak gördükleri üniversite sınavlarını ele alalım. Bahsettiğimiz iki kişinin de bu sınava gireceğini varsayalım. Bu iki kişinin de kadere olan bakış açıları birbirlerinden çok farklı olduğu için, yaşayacakları sınav psikolojisinin de bu iki kişi üzerindeki etkisi oldukça farklı olacaktır. Allah'ın kendisi için taktir ettiği kadere teslim olan kişi, sınav sırasında yapacağı hataların ve sonucun, daha sınava girmeden Allah katında belli olduğunu ve Allah'ın tüm bunları bir hikmet üzerine yarattığını bildiğinden, sınavın doğuracağı stres ve gerginlikten uzak kalacaktır. Çünkü sınav, aslında kaderinde olup bitmiştir. Kişi her türlü hazırlık aşamasını yerine getirdikten sonra sadece sınava girerek bunun neticesini görmeyi bekleyecektir. Sınav sonucuna müdahale edebilecek Allah'tan başka bir güç olmadığının bilincindedir. Alacağı sınav sonucu iyi ya da kötü de olsa, Allah'ın her şeyi hayır ile yarattığını düşünmesi sınavdan dolayı sıkıntı ya da strese kapılmasını engelleyecektir. Allah'a olan tevekkül ve teslimiyeti nedeniyle sınavdan çıkacak iyi ya da kötü her sonuca gönülden rıza gösterecektir. Çünkü bunu Allah dilemiştir.

Böyle bir insan heyecanlanmayıp, strese girmediği için, tüm bunların kendisine vereceği zarar ve kayıplardan da uzak kalır. Çünkü heyecanlı ve stresli bir insan rahat edemez, dikkatini toplayamaz, bilgisini iyi kullanamaz, kolaylıkla yanlış yapabilir. İnsanın önemli bir sınavda bu gibi bir ruh hali içerisinde olmasının, sınavdaki başarısını da olumsuz yönde etkileyeceği açıktır. Bu kimse kadere olan güveni sayesinde hem sınav psikolojisinin getirdiği olumsuz yükten uzak kalacak, hem de imtihanda başarılı olma ihtimali artacaktır.

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Subscribe
Bildir
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Picture of İsmet SEZGİN

İsmet SEZGİN

YORUMLAR

Son Yorumlar
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...