YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
69209ba7c4e57
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 4 8
Bugün : 31399
Dün : 45549
Bu ay : 884123
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45287944
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

TÜRKİYE İÇİN EN YAKIN TEHDİT
CUMHUR İTTİFAKI’DIR!

  1. Hürseda haber / 13.12.2024
  2. Arslan Bulut / 12 Aralık 2024
  3. @enformasyon55
  4. B Yüzü-@BYuzuTV
5 2 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Subscribe
Bildir
19 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Suriye’de süratli ve şaibeli zafere ulaşan muhalif güçlerin HTŞ’li Başkanı Colani (Ahmed Hüseyin eş-Şara); Habertürk muhabiri Çetiner Çetin’in aktardığına göre; özel bir sohbette şu açıklamaları yapmıştı:

1- Rusya’ya Suriye’de kalması için fırsat sunacağız.

2- İngiltere ile iyi ilişkiler kurmaya çalışacağız.

3- İsrail’le savaşmayacağız… (Yani uzlaşacağız!)

4- Bütün gruplardan silahları toplayacağız (Yeni Suriye Ordusu’nu kuracağız).

• Dikkat! “Ama, PKK-PYD’nin otonom-özerk bölgesini tanımayacağız ve silahlarına el koyacağız,” demiyor!

5- Hristiyanlar ve Dürziler de bizimle beraber savaştılar, yeni dönemde onları da söz sahibi kılacağız!?”

Rahmetlı PROF.DR.ERBAKAN HOCAMIZIN BUYURDUĞU GİBİ HEDEF SURİYE DEĞİL TÜRKİYE ‘YDİ…ZALİMLER GAZZE YE ÇOK TEPKİ OLUNCA DÜNYA KAMUOYUNU BU KEZ ZAFER HAVASINA SOKTULAR MÜSLÜMANLARI…HEDEFLERİNE BU SEFER ZAFER ŞARHOŞLUĞUNA DÜŞEN MÜSLÜMANLAR UYURKEN SAVAŞSIZ DEVAM ETTİLER….GOLON TEPELERİ İLE İŞGALE BAŞLADILAR VE HERYERİ ALMAYA DEVAM EDİYORLAR….

ÜLKEMDE DE APO SOYSUZUNUN MECLİSE GETİRİLMESİ SENERYOLARI HAYATA GEÇİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR…YAZIKLAR OLSUN ZALİMLER!!

ALLAH IM ZALİMLERİ YOK EDECEK İMKANLARI TÜRKİYE ‘MİZE LUTFEYLEDİN BİZLERE BU GURURU YAŞAMAYI NASİP EYLE …İNSANLIĞIN KURTULUŞUNA ÜLKEMİZİN ÖNDERLİĞİNDE HİZMET ETMEYİ NASİP EYLE…AMİİİN

“Siz meseleyi Suriye mi sanıyorsunuz? Suriye’yi istemelerinin tek bir nedeni vardır. O da Türkiye’yi işgal etmek için zemin hazırlamaktır. Eğer bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye’dir.
Prof.Dr.Necmettin ERBAKAN

Önce Kürdistan arkasından Büyük İsrail için İslam Coğrafyası işbirlikçi yaönetici takımlarıyla yumuşak lokma yapılmıştı.İsrailin BOP’a engel tek güç Son kale Türkiyemizi zayıf düşürmek için Trump’ın değimiyle tek yıpranmamış Ordu Türk Ordusunu, R.T.Erdoğanı kahramanlaştırıp Suriyede kahraman asker rolü ile kullanılıp yıpratılması amaçlanmaktaydı. İsrail’in Şam yakınlarına kadar ilerlemesi Suriyenin en büyük barajını işgal etmesi ile bölgede su gücünü kontrol altına almak istemesi karşısında Türkiye hükümeti ve Suriyedeki hiç bir gruptan İsrail’e karşı açıklama yapılmaması adım adım Arzu Mevud planlarının ilerlediğinin göstergesiydi.Tehlike artık bizim sınırlarımıza dayanmıştı. Asrın Lideri Aziz Erbakan Hocamızın söylediği tarihi söz tamda bu durumu açıklamaktaydı.” Bu inançtaki insanlar o kadar tecrübe sahibiler ki 5767 seneden beri bak söyleyeceğim söze dikkatle bakın “Kim ben mi? Ben hiç İsrail’e hizmet eder miyim yahu? Şarkısını söyleyerek İsrail ordusunda talim yaptırır. Neye alet olduğunuzu bilmezsiniz. O bilir ve sizi kullanır. Şimdi bugün ü AKP’yi teşkil eden kuran kurduran kendi planları için bütün bu gördüğümüz senaryoları tanzim eden Siyonizm’dir.”
Ülkemizin bir an evvel bu işbirlikçi AKP-MHP koalisyonundan kurtulması elzem olmuştur. İsraili ve avanelerini hizaya sokacak devrim ve değişimin fikri temellleri Milli Çözüm sayesinde atılmaktaydı. Yıllardır üstadımız Muhterem Ahmet Akgül Hocamız bu hakikatleri yazdığı kitap ve yazılarda dile getirmiş mahkeme ve cezalarla susturulmaya çalışılmıştır.Ancak herkez bu tarihi süreçte safını belirleyip kendi akıbetini hazırlamaktadır. Ya Milli Mutabakat hükümeti kurulacak yeni bir devrim yaşanacak yada İsraile vilayet olacağız..!

Erbakan Hocamız yıllar öncesinden 1997 yılında ırkçı emperyalizmin Milli Görüş’ü bitirip yerine içerdeki dünyacıları iş başına getirerek büyük israil’i kurma planlarını deşifre etmişti. Bu maksatla iş başına getirilen işbirlikçilerden doğru bir iş beklemek ıspanaktan yağ çıkarmaya benzerdi. Sözde dünya lideri gibi medyaya pohpohlanan’ların ise gerçekte ne kadar aciz ve gafil işbirlikçiler oldukları ise pek yakında ortaya çıkacaktı.

Dünya Yanıyor, Erbakan hocasını Arıyor.

Erbakan Hocamıza sırtını dönenler, İsrail’in çizdiği çizgide ilerler…

Görüldüğü üzere, Orta Doğu da, Hamas (Hizbullah) hariç ,suriyedeki tabela örgütlerı pyd pkk, işid, ypg, SDG,HTŞ, öso, ve diğerleri,
Tüm örgütler,Devlet kurma çabasında değil,
Büyuk İsrail Devleti nın kurulması için tasarlanmıştır.
HTSnin suriyeyı güya alması, İsrail in Golan’ı aşıp Şama kadar ilerlemesi, HTŞ nin İsraille bir sorunun olmaması, Filistin’de yapılan soykırımdan bahsetmemesi, daha nasıl açıkça ifade edilebilir ki bizim Türkiye’de bulunan Cumhur ittifakı mensupları na?!?

Emevi Camii’nde kılınan namaz görüntüleri nı konuşan kamuoyu, Filistin dekı katliamları unutmuş, sanki Kudüs fet edilmiş havasına gitmişti…!

Suriye’de, açıkça, HTŞ ypg pkk pyd ÖSO büyük İsrail Devleti kurulsun diye çalısmakta.
İsrail e açıktan çalısan bu örgütlerın durumu ortada iken, Dişleri bakanı Mit Başkanı da HTŞ lideri beraber hareket etmekte!?

Türkiye de, cumhur ittifakı ise, eş zamanlı olarak,” Apo ya umut hakkı, Dem partı ile yeni açılım sürecine girdi…

Cumhur ittifakı mensupları,Son iki genel seçimden buyana Ülkenin yarısını terörist olarak ilan ederek,Hdp nin masada olmadığı,millet ittifakını töhmet ,zan altında bırakmiştır..

Mangal da kül bırakmayanlar,” Vatan Bayrak Din ” Propagandası yapanlar..

Ama sizleri ne yaparsanız yapın nasıl olsa, “hesabı sorulmuyor ” Sizler yaptığınız her işe bir bahane bulup “devlet aklı” deyip geçersiniz..

Ama En büyük Devlet Aklı Erbakan’ hocadır,
Bunu kabullenemedınız.!
Erbakan hocamızın yakın zamanda öngörülerıni fikirlerini hatırlatan Milli çözümü, dinlemeyen benımsemeyenler, dikkat e almayanlar , İsrail’in oyuncağı olurlar..

Erbakan Akl-ı fikirleri dinlense idi Siyasî ve idari olarak Ülke olarak bunu kabullenseydınız, ne İrak ne suriyede ne Filistin ne Ortadoğu’ nede dünya da, mazlum insanlar müslümanlar katledılemıyecektı..

Cumhur ittifakının yeni açılım süreci başlatması ülkemizin çok tehlikeli ve kritik bir döneme girdiğinin bir işaretidir.Dünya’nın hiç bir yerinde ve tarihte “Terör örgütü silah bırakmadan” işleyen ve başarıya ulaşan bir süreç yoktur.

Terör örgütü önce silah bırakır, bir daha silah kaldırmayacağını ispat eder ve süreç başlar ve sürecin sonunda devlet affeder.
Bu silah bırakma işi sadece Türkiye için değil, Irak ve Suriye için de geçerlidir.

Eğer terör örgütü silah bırakmadan (geçmişte olduğu gibi) bir süreç işletilmeye çalışılırsa, bunun hem içeride hem de dışarıda çok ağır bedelleri ve sonuçları olur.

Büyük İsrail’in kurulması için Türkiye’nin parçalanmak istenmesi Siyonizm’in bir planıydı.
Milli Çözüm Dergisi’nin aylardır, hatta yıllardır gündeme taşıyıp uyardıkları tehlike şimdi kapımıza dayanmıştı ve maalesef Cumhur İttifakı buna taşeronluk yapmaktaydı!
AKP iktidarının ve Cumhur İttifakı’nın: “Suriye’de zafer kazanılmıştır ve bunun mimarı da Sn. Erdoğan’dır!” iddiaları, halkımızı avutup oyalamayı ve Suriye’deki Siyonist ve emperyalist planları saklamayı amaçlayan kof palavralardı.

Suriye’deki hızlı gelişmeleri, İsrail ve ABD’nin kontrolü dışında düşünmek imkânsızdı!
Suriye’de uygulanan Siyonist ve emperyalist planların sonucunda;
Fırat’ın doğusunda, hâlihazırda PKK-PYD adına defakto bir hükumet ve otonom-özerk bölge kurulmuştu…
PKK görünüşte bölgeden çıkarılacak, ama YPG Özerk Bölgesi resmen yerinde kalacak ve Barzanistan örneği yeni bir çıbanbaşı oluşturulacaktı…
Suriye’ye giren İsrail, işgali bir adım öteye taşıma kararı almıştı ve işgal ettiği Suriye topraklarını “sonsuza kadar İsrail’in ayrılmaz parçası” olarak ilan etmeye başlamıştı…
İsrail’in Suriye’yi işgali karşısında bile Culani, hâlâ İsrail’i düşman saymamış, hatta “İsrail’le savaşmayacağız!” açıklamasıyla İsrail’in işine yarayacak adımlar atacağını ilan etmiş ve “Bizim; Esad, Hizbullah ve İran dışında düşmanımız yok” diyerek, İsrail’i “dolaylı Dost” saymıştı…
(Hâlâ bunları “Dindar Kahraman!” sananlar, eğer süper ahmak değillerse, kasıtlı hıyanet takımıydı!)

Siyonizm’in planlarına alet olan AKP iktidarından ve Cumhur İttifakından kurtulmak gerekliydi.

Sözde muhalefette ise, SP, Gelecek ve DEVA Partilerinin oluşturacağı ÇATI OLUŞUM hızlandırılarak İsrail baltasına sap olmuş Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yapma çabaları yürütülmekteydi.

Türkiye’nin, böylesine Amerika ve Siyonistlerin kurduğu tuzağa düşmesi karşısında “İslam’a sıkı sıkıya bağlı kalmış ve İslam’ı savunmuş bir milletin nasıl olup bitenleri hâlâ fark etmediklerine ve nasıl onların adına eylemler gerçekleştirdiğine” hayret edilmekteydi.

Yeni Suriye yönetiminin yaptıklarına bakıldığı zaman kime ve neye hizmet ettiğini kolayca anlayabilmek mümkün iken bazılarına ne oluyorda büyük bir hezimeti zafer diye yutturmaya çalışıyorlardı. Evet ortada bir zafer vardı ama bu İsrail’in zaferiydi, Esat’ın gitmesi ile hemen Suriye sınırından içeriye giren İsrail’in aslında bu sonucun kime yaradığının net göstergesi idi. İran ve Rusya haricinde herkes durumdan çok memnundu ama burada bir tezatlık vardı. ABD ve pyd’nin menfaatleriyle tam zıttı olan ülkemin menfaatleri ne oluyordu da bizde kazançlıymışız gibi yapılıyordu. Belkide Türkiye adına bir hezimet olan bu durumu zafer gibi gösterenler aslında genleri gereği gerçekte kazançlı idiler.
Amma şuna inanıyor ve iman ediyoruz ki kader hata yapmazdı. Mutlaka Allah’ında bir hesabı vardı, O tuzak kuranların en hayırlısı idi ve bu kurulan tuzaklar zalimlerin başına geçecekti. Biz düşen ise haini, zalimi ve münafığı  tanıyıp ona göre davranmak ve tedbir almaktı vazifemiz.

Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Afrika Projesi olarak bildiğimiz Arz-ı Mevud amaçlayan Haçlı Siyon Seferinin temel amacı bölgenin anahtarlarının Soykırımcı Siyonist İsrail’e teslimidir. 1. Dünya savaşı ile 1980 arasında coğrafyaya yerleşme ve 1980’lerden itibaren bölge ülkelerinin zayıflatılması, zayıflayamayacak kadar büyükse işgali veya İsrail ile hizalanarak uydu ülke haline sokulması hedeflenmekteydi. ABD Dış İşleri Bakanı Rise bölge ülkelerinin 22 tanesinin sınırlarının değişeceği haber vermişti. 

Bu sebeple 2000’li yılların başında bölgenin en güçlü ülkelerinden birisi olan Türkiye’nin yönetimine işbirlikçi Bop eşbaşkanları ve ingiliz kraliçe madalyalı yahudi baltasının yerli sapları dış desteklerle müsallat edilmişti. 

Afganistan, Irak, Libya, Sudan, Körfez ülkeleri, Filistin, İran ve Suriye bu minvalde bombalandı ve bölge ülkeleri yumuşak lokma haline getirildi. Devletimiz Ergenekon ordu zayıflatma operasyonunu bertaraf ederek 2015’te Hendek Operasyonu kapı önü temizliği ile ABD İsrail kurgusu Çözüm Sürecini çöpe atmış, ardından 2018’de Zeytin Dalı Harekatıyla komşu ülkelerde işbirlikçi ve gölge örgüt temizliğine başlamıştı. 

Bir yandan bu süreçte İsrail toprak ve diplomasi olarak en büyük kazanımlarını AKP Hükümetleri sayesinde yapmıştı. Son olara Suriye’de Şam’a 15 km kadar işgal gerçekleşmiş ve yerleşim planları onaylanmıştı. Bir yandan da HŞT ve SDG Suriye Kürdistanı için pazarlık yapmakta, Türkiye güneye doğru 32. Km’yi geçtiğinde ise Sihası düşürülmekteydi. Bu süreçte Türkiye Suriye’den kuşatılırken Cumhur ittifakının zafer naraları ile halkı avutması tam bir sahtekarlık ve şarlatanlıktı. Milli Çözüm Dergisi başyazarı Üstad Ahmet Akgül 21 yıllık yayın hayatında bu gerçeklere dikkat çekerek 8 yıl önce Suriye’de Yaklaşan Hilal Haçlı Savaşı adlı kitabını yayınlamıştı. Tehlike artık kapımıza dayanmıştı. Makalelerde artık İsrail Türkiye savaşı ne zaman diye yazılmaktaydı. Türkiye’nin kurtuluşu Milli Çözüm Mutabakat hükümeti ile mümkündür. Ve en büyük güvenlik sorunu AKP iktidarının ta kendisidir.

Ve elhamdulillah ki finali Cenab-ı Hakk müjdelemişti ve ötelerden gelen bu kutlu haber gönüllerimizi ferahlandırmaktaydı:

Kamer suresi 41-46: 

Andolsun, Firavun âline (ve zalim yöneticilerine) de uyarıcılar gelmişti. (Ancak) Bizim ayetlerimizin tümünü yalanlayıvermiş (zulüm ve küfürde diretmiş)lerdi. Biz de onları Azîz ve Muktedir olan (Allah)ın yakalayışıyla yakalayıp (düzenlerini devirmiştik.) (Şimdi, ey bu çağın gafil ve cahilleri!) Sizin kâfir (yöneticileriniz ve süper güç)leriniz onlardan daha mı hayırlıdır? Yoksa sizin için kutsal kaynaklarda (kurtulacağınıza ve başıboş bırakılacağınıza dair) bir beraat mı var ki? (Aynen Firavunlar gibi, bugünkü sömürücü ve saldırgan zalimleri de devirmeyelim ve yerin dibine geçirmeyelim? Yoksa onlar: “Biz, ‘birbiriyle yardımlaşıp nusret bulan’ (ve karşısında kimseler duramayan) ‘Güçlendirilmiş bir Cemiyetiz’ (sanki, Birleşmiş Milletleriz” diyerek) mi (şımarıp böbürlenmektedirler. (Oysa) Yakında o “Birleşik Cemiyet” bozguna uğratılacak ve arkalarını dönüp kaçacak (delik arayacak vaziyete ve hezimete düşeceklerdir). Daha doğrusu onlara va’ad edilen (asıl azap) saati yaklaşarak (gelmektedir). O saat ki, ‘kurtuluşu mümkün olmayan çok korkunç bir intikam’ vaktidir ve çok acı bir (akıbettir).

“Olanlardan en kârlı çıkan İsrail’dir” itirafı!

Bölgede olan bitenler yakından takip edilirken konuyla ilgili eski TBMM Başkanı AKP’li Bülent Arınç dikkat çeken bir çıkış yapmıştı. Arınç, Suriye’deki gelişmelere ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede “İsrail beklenmedik bir şekilde ta Şam’a kadar geldi ve eskiden beri işgali altında tuttuğu Golan Tepeleri’ni, su kaynaklarını tekrar elde etti. Gemilerini yaktı, uçaklarını bombaladı. Gık çıkmadı. Zaten Suriye’de olanlardan en kârlı çıkan İsrail’dir. İran’ı mahvetti, Gazze’yi perişan etti, Suriye’yi işte şimdi perişan ediyor. Rusya zaten Ukrayna’yla savaşından başını kaldıramıyor” ifadelerini kullanmıştı.

Yahu, korkunç Filistin katliamlarına rağmen hâlâ Kuduz İsrail’in arkasında duran… Hâlâ PKK-YPG’ye sahip çıkan…Hâlâ Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya çalışan… 60 yıldır AB’ye alacağız diye bizi kapısında bekletip oyalayan… Bizi 1000 yıldır 21 Haçlı saldırılarıyla yıkmaya uğraşan… Çanakkale’de, Şanlı Kurtuluş Mücadelemizde hep kendileriyle boğuşmak zorunda bırakan şu HAÇLI GÂVURLARI şimdi kalkmış Erdoğan’ı övüyorlarsa, bunun altında bir şeytanlık yattığını… Ve bu gidişatın Türkiye’nin lehine olmadığını anlamamak için, iz’an ve vicdan fukarası olmak lazımdı.

Muhterem Ahmet Hocamız 2016 yılında farklı başlıklar altında gerçekleştirdiği 3.Dünya Savaşı Hazırlıkları ve Türkiye’nin Suriye üzerinden kuşatılması konulu dizi konferanslarının satır aralarında bugün yaşanan gelişmelerin sinyallerini vermiş ve tarihi doğru okumanın önemine vurgu yapmışlar ve hiç bir olayın birbirinden bağımsız olmadığını anlatmışlardı. Tekrar izlediğimiz bir videodan aklımızda kalanlarla bugün yaşanılan gelişmeleri harmanladığımız zaman şu bağlantılı başlıklara ulaştık. Elbette konuya vakıf ehil abi ve kardeşlerimiz daha çok başlıklar ekleyebilir

– Kahraman Ordumuzun 15 Temmuz Darbe girişimi bahanesiyle Askeri liselerin kapatılması kuvvet komutanlıklarının itibarsızlaştırılması ve ordunun minimalize edilmesi

– Ortadoğu coğrafyasına hem islam ülkelerinin birbirleri ile hem de kendi içlerinde mezhep çatışmaları ile bölünüp parçalanması

– Bu bölünme neticesinde israil güdümünde farklı isimler altındaki örgütlerin kontrolünde özerk bölgelerin oluşturulması

Ve bugün gelinen noktada

– Evvela yemin töreni nedeni ile genç teğmenlere soruşturma başlatılması
– Devlet Bahçelinin Apo’yla müzakere çıkışları
– Yeni bir çözüm sürecinin başlatılması
-Tam da bu süreçte Esad yönetiminin devrilivermesi siyonizm planlarının adım adım işlediğini gösteriyordu.

Ve Ahmet Hocamız o konferanslarından birinde şöyle söylüyorlardı : ” Peki onların bir planı bir programı var da Allah’ın bir hesabı planı yok mu? Var var! Olmaz olur mu. Açın Kamer suresi 41-46 ayetlerini okuyun”

Andolsun, Firavun âline (ve zalim yöneticilerine) de uyarıcılar gelmişti. (Ancak) Bizim ayetlerimizin tümünü yalanlayıvermiş (zulüm ve küfürde diretmiş)lerdi. Biz de onları Azîz ve Muktedir olan (Allah)ın yakalayışıyla yakalayıp (düzenlerini devirmiştik.) (Şimdi, ey bu çağın gafil ve cahilleri!) Sizin kâfir (yöneticileriniz ve süper güç)leriniz onlardan daha mı hayırlıdır? Yoksa sizin için kutsal kaynaklarda (kurtulacağınıza ve başıboş bırakılacağınıza dair) bir beraat mı var ki? (Aynen Firavunlar gibi, bugünkü sömürücü ve saldırgan zalimleri de devirmeyelim ve yerin dibine geçirmeyelim? Yoksa onlar: “Biz, ‘birbiriyle yardımlaşıp nusret bulan’ (ve karşısında kimseler duramayan) ‘Güçlendirilmiş bir Cemiyetiz’ (sanki, Birleşmiş Milletleriz” diyerek) mi (şımarıp böbürlenmektedirler. (Oysa) Yakında o “Birleşik Cemiyet” bozguna uğratılacak ve arkalarını dönüp kaçacak (delik arayacak vaziyete ve hezimete düşeceklerdir). Daha doğrusu onlara va’ad edilen (asıl azap) saati yaklaşarak (gelmektedir). O saat ki, ‘kurtuluşu mümkün olmayan çok korkunç bir intikam’ vaktidir ve çok acı bir (akıbettir). (Kamer: 41-46)

BUYURUN CENAZE NAMAZINA!

Adil Düzen kurulmadan, kurtulamazsın
Böyle giderse, dövecek diz bulamazsın
Kalp kararmışsa, hakikate ulaşamazsın
Ey insanoğlu, ektiğini biçip toplayacaksın

Halâ anlamazmısın, BOP işliyor
Ortadoğuyu ateş sarmış, yanıyor
Dünya çıkmazda, için için kaynıyor
Karabulutlar, ülkemi kuşatıyor..

Kırmızı turp, övgüler diziyor
Gafiller, heyecanla alkışlıyor
Bilmezler ki, iman pilleri bitiyor
Dünyada izzet, ahirette cennet gidiyor

Ellibin insanın katilinden
Medet umulur, caniden
Demlenirler, Dem’den
Utanmazlar; şehit ve gazilerden

Saplanmışlar, ihanet çamuruna
Buyurun, cenaze namazına
Kim ihanet ederse vatana
Bulur, mücahitleri karşısında..

Irak’ın işgalinden sonraki süreçte, her ne kadar, merkezi hükümet söz sahibi gibi görünse de özellikle Kuzey Iraktaki insiyatif, daha çok yerel Kürt unsurların elindedir.. Bu insiyatifin sağlanmasında Akp İktidarının ve başındakilerin çok büyük rolü vardır..
O yıllarda “Bizim Büyük Ortadoğu Projesinin eşbaşkanı olarak bir GÖREVİMİZ var” demişlerdi. Bugün Suriyede bir merkezi hükümet kurulmuş gibi görünse de yine en büyük insiyatif Kuzey Suriyedeki terörist Kürt unsurların elinde olduğu açıktır.
Şimdi Suriye sürecine dair yapılan açıklamada ise Irak sürecinde kullandığı ifadeyi İngilizce bir karşılıkla, “Bizim Suriyede bir MİSYONUMUZ var” diyerek, kendisine verilen görevi, 22 yıllık süreçte itina ile yerine getirdiğini ortaya koymaktadır.
Evet coğrafyamız parçalı gibi görünen bütüncül bir tehdit unsurun ablukası altındadır.. Bu tehdidin en büyük sacayağı ise Türkiye’nin başına bela edilen Cumhur İttifakıdır.

“Korkunç Filistin katliamlarına rağmen hâlâ Kuduz İsrail’in arkasında duran… Hâlâ PKK-YPG’ye sahip çıkan…Hâlâ Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya çalışan… 60 yıldır AB’ye alacağız diye bizi kapısında bekletip oyalayan… Bizi 1000 yıldır 21 Haçlı saldırılarıyla yıkmaya uğraşan… Çanakkale’de, Şanlı Kurtuluş Mücadelemizde hep kendileriyle boğuşmak zorunda bırakan şu HAÇLI GÂVURLARI şimdi kalkmış Erdoğan’ı övüyorlarsa, bunun altında bir şeytanlık yattığını… Ve bu gidişatın Türkiye’nin lehine olmadığını anlamamak için, iz’an ve vicdan fukarası olmak lazımdı.” Makaledeki bu önemli tesbit ve yaşananlar Bakara Suresi 120. ayetin hakikatini tekrar hatırlatmaktadır…

Bakara Suresi 120
Sen onların milletlerine (Siyonist ve emperyalist emellerine ve zulüm düzenlerine) tâbi olmadıkça Yahudi ve Hristiyanlar, kesinlikle Senden (ve Ümmet-i Muhammed’den) asla razı olacak (memnun kalacak) değillerdir. (Eğer Yahudi ve Hristiyanların zalim takımı, Müslüman bilinen kimselerden razıysa ve yardımcı oluyorlarsa, anlayın ki bunlar, kendilerinin güdümüne girmişlerdir.) De ki: Şüphesiz (tek) kurtuluş ve huzur yolu, Allah’ın yoludur (Peygamberin sünneti ve sistemidir). Eğer Sana gelen bunca ilimden (ve Kur’ani haber ve hükümlerden) sonra onların (yani Siyonist ve emperyalist odaklara yanaşanların) hevâlarına (ve şeytani arzularına) uyacak olursan, (artık) Senin için Allah (tarafın)dan ne bir dost, ne de bir yardımcı kalıverir.

İsrail’in saldırıların şiddeti nedeniyle bölgede 3.0 büyüklüğünde deprem etkisi ortaya çıkmış buna rağmen Culani, hâlâ İsrail’i düşman saymamış, hatta onunla asla savaşmayacağını açıklamıştı.

Culani, ilk uluslararası röportajını İngiliz Sky News kanalına vermiş olması ve İsrail’in Suriye’ye dönük kapsamlı saldırıları sürerken bu röportajı veren Culani, İsrail’i bir “tehdit unsuru” olarak hiç anmamış, asıl tehlikenin Esad, Hizbullah ve İranlı milisler olduğunu açıklamaktan sakınmamış.

Bu yönde Culani’nin daha birçok açıklaması makalede geçmekte. Defacto durum da bu!

Bunak Biden HTŞ’ye yeşil ışık yakmış ve ‘Doğru sözler ediyor, faaliyetlerini izliyoruz’ diye batılı yandaşları gibi sahip çıkmıştı.

“Hâlâ bunları “Dindar Kahraman!” sananlar, eğer süper ahmak değillerse, kasıtlı hıyanet takımıydı!”
hatırlatmaları “Siyonizm’in ölüm uykusuna yatırmak istediklerini uyandırmak için gür/net/bilge bir haykırıştı.   

Demek oluyor ki, PKK görünüşte bölgeden çıkarılacak, ama YPG Özerk Bölgesi resmen yerinde kalacak ve Barzanistan örneği yeni bir çıbanbaşı oluşturulacaktı. Yani Milli Çözüm Dergisi’nin aylardır, hatta yıllardır yazı, kitap ve konferanslarıyla gündeme taşıyıp uyardıkları tehlike şimdi kapımıza dayanmıştı ve maalesef Cumhur İttifakı buna taşeronluk yapmaktaydı!

Sosyal medyada dolaşan güzel bir tespit var: “Son dönemlerde yaşanan hadiseler, ülkemizde yeni bir atasözünün ortaya çıkmasına vesile oldu: Erbakan haklıydı!” Onlarca kullanıcının; ülkemizin, bölgemizin ve dünyamızın içinde olduğu durumlarla ilgili olarak Aziz Erbakan Hocamızın tespitlerinin haklılığı karşısında verdikleri bu tepki bir fenomen haline gelmiş ve ortak bir kanaatin gelişmesine sebep olmuştu. Evet Erbakan Hocamız yine haklıydı. Siyonizm şeytani planını yürütmek için bir tiyatro kurmuş, oyununu sergiliyordu. Tüm sınırlarımız çevrilmiş, hemen dibimizde ne olduğu belirsiz tiplerin iktidarı kurulmuş ve en önemlisi büyük milliyetçi! zevat “devlet aklı” diyerek bize PKK elebaşıyla ittifak seanslarına başlamışken; her halde perdedeki kahramanlık hikayelerinden başka hiçbir şey bizi oyalayamazdı! Aslını astarını Milli Çözüm’den öğrendiğimiz bir sürü adamın bize kahraman diye yutturulmaya çalışılmasını Milli Çözüm’ün ikazları olmasa elbette biz de yutacaktık. Aziz Erbakan Hocamızın, Haklı Davasının tek temsilcisinin Milli Çözüm olduğunun ispatı bu yaşadığımız süreçlerdi. Biz de varız diyenlerin kimi “Milli Görüşçüyüm diyen hanımına çiçek alsın” diyecek kadar meselenin dışında ve laçka haldeydi, diğeri ise seçim ittifakının zehirlerini hala üstünde taşıyordu.

YA MİLLİ ÇÖZÜM’CÜSÜN YA İŞBİRLİKÇİ!

Türkiye’de muhalefet kaldı mı?
Yıllarca AKP İktidarına çok sert çıkışlar yapan Devlet Bahçe’linin, hepimizi şaşırtan dönüşlerinin ardından Cumhur İttifakı kurulmuş, ardından ise Kılıçdaroğlu’nun yerine AKP yandaşı Özgür Özel getirilmişti!
Abdullah Gül’ün, ABD çıkarlarına yeşil ışık yakan açıklamalarından sonra Ahmet Davutoğlu’nun itirafları bizleri hiç şaşırtmamıştı!
Ruh olarak AKP’den hiç ayrılmadığını, partisinin muhalif olarak kurulmadığını, AKP’den veya kendi Partisinde birleşme isteği olduğunu açınca belirten Davutoğlu, İmralı Sürecinde de, Cumhur İttifakına açıkça destek çıkmıştı…
Siyonistlerin en büyük ve sadık hizmetkârları, AKP kurmaylarıydı!..
Siyonistlerin tuzaklarına düşmemek ve karşısında durmak için Milli Çözüm ferasetine sahip olmayanlar, Erbakan Hocamızın üzerine beton dökme planlarına ya alet olmuşlar ya sessiz kalmışlardı!

SENARYO AYNIYDI!

Muhalif güçlerin Esad’ı hızlı bir şekilde devirmesinin ardından %25’i aşkın toprak elde eden YPG, ağabeyi ABD’nin isteğiyle, Türk halkını avutmak için bazı bölgeleri SMO’ya bırakmıştı!
Suriye hava sahası, İsrail’e tamamen açılmış ve hava saldırıları ile Suriye’nin savunma mekanizması çökmüş durumdaydı..
İran ve Hizbullah bir darbe daha almış sıkışan ve yorulan İsrail rahat bir nefes almıştı!
Türk Halkı avutulurken, Suriye Kürdistan’ı resmen kurulmuş olmaktaydı!
Suriye’de Dürzilerin, İsrail’e bağlanmak istemeleri Milli Çözüm’ü bir kez daha haklı çıkarmıştı!
CHP’nin ayarladığı, Milli Görüş’ün temsilcisi Saadet Partisini çizgisinden çıkarmak için Abdullah Gül’ün hazırlandığı, Irak ve Suriye Kürdistan’ının birleştirilmeye planlarının hızlandığı, savaş nidaları atıldığı ve Anayasanın değişmesi gerekliliğinin vurgulandığı senaryoda..
Doğu ve Güney Doğu’da çıkacak bir karışıklık, ayaklanma ve plan dahilinde Kürdistan’a bağlanmak isteyecek olan isyancıları kullanacak olan Siyonistler, Büyük İsrail Hayallerine hiç olmadıkları kadar yaklaşmış olacaklardı!
ABD’de düzenlenen Daeş saldırıları da,
PKK/YPG’nin desteklenmesinin kılıfıydı!
Vekil güçleri ile Türkiye’yi bölebileceklerini zanneden Siyon – Haçlı Birliği yanılmaktaydı ve bin yıllık hesaplaşma artık kaçınılmazdı!

Mevcut kadro ve kurumlardan bu zor şartlardan çıkmasını beklemek aptallıktır. Başta ülkemiz olmak üzere İslam Âlemi, işbirlikçi zihniyetten kurtulma vakti gelip çatmıştır!
Siyonistler bilmelidirler ki, yolunda gidiyor sandıkları planlarının bir çok noksanı, dezavantajları ve hataları vardı. Planlarınızı deşifre eden feraset ehli, bu zafiyetlerin farkındaydı ve intikam için sabırlı bir şekilde hazırlıklarının son aşamasını tamamlamaktaydı!
Kıbrıs Fatihi Erbakan Hocamızın öncülüğünde
1974’ten hemen sonra temelleri atılan savunma sanayimizin yarım asırlık birikimleri, bin türlü tuzaktan dimdik çıkabilen Milli TSK’mız, Siyon – Haçlı Birliği ve İşbirlikçilerin hamlelerini hayret ve hayranlık verecek manevralarla Milli Çözüm zihniyetli – Milli Mütabakat Hükümetinin kurulmasının önünü açacak emin eller, tarihi hesaplaşmanın kapısını arayalayacaktır. O gün Milli Çözüm dirayeti ve Erbakan Teknolojisi ile tanışan zalimlerin sonuna bütün dünya şaşkınlık ve hayranlıkla şahit olacaktı!
Tehlike aynıydı ancak şartlar çok farklıydı, ecdadımızın süngülerle savunduğu topraklarımızı, parçalama hayalleri zalimlerin sonunu hazırlayacaktı!
Allah nurunu tamamlayacak!

Suriye’deki gelişmeler ülkemiz adına vahim verici
durumda kurulacak olan yeni rejim anlayışının bölgede PKK ve YPG gibi güçlerin varlığını sürdürürerek sınır güvenliğimizi her an daha da fazla tehdit edecektir. Türk halkı burada yaşanan zulüm ve tehlikeli sonuçları görmeli sonuç olarak gelişen tüm olaylar İsrail’e fayda sağlarken batı rejiminin Erdoğan güzellemesi yaptığı başarılı lider profili üzgünlük verici bir durum.
İsrail için gönüllü olarak katılmayı bekleyen 6 köy, İsrail ve Abd kontrolünde Suriye yeni yapılanması anlaşmalar için pozitif bir bakış açısına sahip yeni yönetim.
Golan tepelerinde mevcut su kaynaklarının İsrail tarafından kontrolünün sağlanması, Suriye hava sahasının İsrail tarafından kullanılması gibi bir çok olumsuz durum ancak ve ancak İsrail’e yarar Erdoğan’a degil Ülkemiz adına tam bir vehamet verecektir.

Picture of Osman Nuri ÇELİK

Osman Nuri ÇELİK

YORUMLAR

Son Yorumlar
19
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...