SEÇME YORUMLAR (2)
TRUMP’IN SONU, HİTLER GİBİ Mİ OLACAKTI!?
Orhan Atay (26.02.2025)
Adolf Hitler savaşın sonlarına doğru, kadını ile sığındığı yer altı sığınaklarından birinde tabanca ile kafasına sıkarak intihar ederek; yaptığı her türlü zulüm ve katliamdan sonra, hak ettiğine bu dünyada kavuşmuştu, oysa asıl ceza ahiretinde idi. Dünyevi olarak Firavun’laşanlara ve Faşistliğe özenenlere kısa bir hatırlatma. Hayal aleminde gezen Trump Beyaz Saray’da basın açıklaması yaparken göreve atadığı Elon Musk ve Musk oğlu X basın toplantısı boyunca burnunu karıştırıp burnundan çıkanları Trump’ın masasına sürerken, bir taraftan da Trump’a sataşarak “O koltuktan kalk, sen başkan değilsin” diyordu. Bizim atasözümüzde var, çocuktan al haberi.
Anlaşılıyor ki Siyonizm Trump’ın hemen arkasına ikinci adam olarak Musk’ı yerleştirmiş her zamanki gibi. Kendimce demem odur ki, batık bir ekonomisi ile Amerika ülkesini bir şirket gibi yöneteceğini söyleyen Siyonizim Uşağı Trump, söylemleri ile de kendince ABD uluslararası şirketini yeni döneminde, Kuzey ülkelerinin, Meksika’nın, Ukrayna’nın topraklarına çökerek, aynı zamanda Gazze topraklarını boşaltarak bütün dünya için tatil beldesi yapacakmış. Eskiden böyle sözlere, “Buna gargalar bile güler” denirdi. Oysa gargalar bile bunlardan daha akıllı. Zira Gazze’de bir avuç inanmış Mücahit’i, bütün dünya birleşti Gazze’yi alamadı. Eh görelim Rabbim neyler, neylerse güzel eyler. Nerede ise 2 yıla yakın sürede Terörist Kuduz İsrail taş üstünde taş bırakmamak pahasına orada insanları katlederken; bizim siyasilerimizin de başı çektiği iş adamları, savaşın ortasında binlerce ton inşaat demiri ve çimento, ağaç, kalas ihraç ediyorlardı. Şaşmam dostum Trump diyenlerle inşaat ortaklığı var diye duyulur, yazılırsa. Zira Müslümanlar orada katledilirken ve açlıktan, basit ilaç eksikliği yüzünden öldürülürken, varil başı birkaç dolar için gurur duyuyorum diyen, AKP grup sözcüsü milletvekili Özlem Zenginler var bu ülkede.
İnanmış, Allah’tan başkada hiçbir güçten korkmayan mümin ve Müslümanlar, içlerinden “Hele bir gelin, bekliyoruz” diyorlar eminim. Kendimce inandım Elhamdülillah, iman ettim, yüksek akıl ve seciyesi ile, şaşmaz imani akılla, hâlâ yaptıklarını kavrayamadığımız mucizevi teknolojileri ile Ortadoğu ve dünya için, Müslümanlar ve bütün insanlık için belirlediği stratejileri ile dünya bunca karmaşanın içinde çok hızlı bir şekilde kurtuluşa doğru gidiyor. Niye denirse, bunca megolaman, narsist, kendinden başka ne ülkesini, ne vatandaşını, ne de dünya insanlarını ve yaratılmış herhangi bir canlıyı düşünmeyen bu dünya liderleri anlamadı ve anlamayacak. Zira bu körlük ve ahmaklıkları yüzünden ansızın inandıkları sistemleri çöküverecek. Dünya insanlarının sitemlerin çöktüğünü anlayalı çok oldu. Sadece kendini başkan, başbakan veya her ne ise siyasi erk veya holding, şirket patronları ve Siyonizm şakşakçıları anlamadı. Cennet mekân Erbakan Hocam hep anlatırdı: “Totem direğine bağlı katil kovboy, kızılderili reise yalvarıyor; yapma etme çok param var veririm, size silah da temin ederim gibi. Kızılderili reis totem direğindeki katil kovboya ‘Mesele basit’ deyip piposundan bir fırt çekip ‘Gebereceksin!’ diyor” derdi. Herkesin bu ve benzeri filmleri izlediğini tahmin edebiliyorum, ama herkesin aynı ferasetle kızılderili reisin istikrarını, cesaretini, kendine olan güvenini görebiliyor muydu bilmiyorum. Yıllar önce bizlere bu ve benzeri sahnelerle mesaj veren Cennet mekân Erbakan Hocam İnsanlara zulüm eden zalimlerle ilgili de bir strateji belirlemiştir muhakkak.
Hele gelsin o günler… Hasretle, muhabbetle ve heyecanla bekliyor, gözlüyoruz. Sonsuz kere şükürler olsun ki, Erbakan Hocamın projelerini çok ama çok yakından takip eden ve hayata geçmesi için de var gücüyle gayret eden, kaynak tespiti yapan, yazıları ile yayın hayatına başladığı günden beri her şeyi adeta kayıt altına alan, ama her kim olursa olsun haddi aşan, küçük bir yanlış ifadeye en kısa zamanda süratle cevap veren, bütün vaad edilenlere harfiyen inanmış Milli Çözüm var Elhamdülillah. Emeği geçen, kalemi ile yazan, klavye kullanan, okuyan, takip eden herkese, bizim de tuzumuz olsun niyeti ile gayret eden bütün dostlarımıza, kardeşlerimize hürmet ve şükranlarımı sunuyorum. Allah’a emanet olun.
Osman Eraydın (25.02.2025)
KABBALİST SİYONİSTLERLE, KAPİTALİST SİYONİSTLERİN HESAPLAŞMASI
10 yıl kadar önce Milli Çözüm sitesinde yayınladığınız ve önemine binaen 18 Şubat 2025’te tekrar yayınladığınız; “SİYONİST REJİMLE, PİYONİST YÖNETİM BİRLİKTE Mİ YIKILACAKTI?” yazınızda “Peki, Tüm bunların arkasında; İsrail’deki Kabbalist Siyonistlerle, ABD’deki Kapitalist Siyonistlerin hesaplaşması mı vardı?” diye bir soru sormuş ve bunun gerekçelerini açıklamıştınız.
Evet, yıllardır İsrail’deki Kabbalist Siyonistlerle (ki bunlar Arz-ı Mev’ud-Büyük İsrail hayalini gerçekleştirmek için her türlü zulmü yapmakta ve Ortadoğu’yu ateşe vermekten çekinmemektedirler), ABD’deki Kapitalist Siyonistler (ki bunlar; “Biz zaten; Ekonomik-FED, Siyasi-BM, Kültür-NOBEL-UNESCO, Sinema-Sanat-OSCAR, Askeri-NATO, Ulaşım (Kara-Deniz-Hava)-LOYD-ICAO vb. her türlü kontrol ve denetimi ellerinde bulunduranlar) arasında bir anlaşmazlık vardır.
ABD’deki Kapitalist Siyonistler; Bu İsrail’deki Kabbalist Siyonistlere, “Biz zaten her alanda dünyaya hâkimiz ve sizin bu Büyük İsrail hayalinizi gerçekleştirmek için yaptıklarınızdan dolayı tüm dünyada Yahudi düşmanlığına sebep oluyorsunuz ve bu bizim Küresel hakimiyetimize zarar veriyor, vazgeçin bu Büyük İsrail hayalinizden” diyorlar. İsrail’deki Kabbalist Siyonistler ise; “Siz dininden dönen ve bu yüzden Büyük İsrail-Arz-ı Mev’ud ideallerinden vazgeçen bir topluluksunuz ve biz sizi tanımıyoruz ve gerekirse sizinle de savaşırız” diyor ve kavga edip duruyorlardı. ABD’de; Demokratlar Kapitalist Siyonistler olurken, Cumhuriyetçiler Kabbalist Siyonistler olmaktaydı ve tabi hangi partinin adayı kazansa yine Siyonistler kazanıyor ve her şart altında İsrail’e ve Siyonizm’e hizmet ediyorlardı.
Hatırlayın; HAMAS’ın Gazze saldırısı öncesi; İsrail’de hükümet aleyhinde sokaklarda gösteriler başlamış ve Netenyahu’nun oğlu Yair sosyal medya hesabından “İsrail’deki protestoların arkasında ABD Dışişleri Bakanlığı var. Amaçları Netanyahu’yu devirmek…” ifadelerini kullanmıştı. Ve yine Aralık 2023’te; Biden: “İsrail, Gazze meselesinde dünyanın desteğini kaybetmeye başladı” diyor ve İsrail’in Gazze’de ayrım gözetmeksizin sürdürdüğü bombardıman nedeniyle “küresel desteği” kaybetmeye başladığını belirterek İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerinde derin bir çatlağa işaret etmişti.
İsrail Gazze savaşı devam ederken ve 40 yaşına kadar İsrail’de zorunlu askerlik varken, İsrailliler askere çağrılıyor ama gitmek istemiyorlar ve askere alınmalarına tepki gösteriyorlardı ama birileri de tam bu sırada Binyamin Netanyahu’nun 32 yaşındaki oğlu Yair Netanyahu’nun Florida’daki tatil görüntülerini yayınlıyordu.
Velhasıl, Kapitalist ve Kabalist Siyonistler kendi aralarında hesaplaşmaya ve kavgaya devam ediyorlardı. Öyle ki, Biden sonrası Netenyahu Trump tarafından ABD’de karşılanıyor ve görüşme sonrası basın açıklaması için masaya otururken sandalyesi Trump tarafından çekilip itiliyordu ki bu hiçbir devlet başkanının bir devlet başkanına yapacağı bir nezaket değil, aksine tam bir teslimiyet hareketidir. Verilen mesaj; “ABD olarak biz, İsrail’e her türlü desteği vermeye hazırız ve biz İsrail’in emrinde onun hizmetkârıyız!?” demekti. Ancak Trump bir devletin temayüllerine aykırı olan bu hareketi basın önünde niye yapardı?
Ve zaten Trump’ın tüm kadrosu bir nevi Arz-ı Mev’ud düşünceli Kabalist Siyonistlerden oluşmuştur. Bu durum Trump’ın Büyük İsrail hedeflerine yönelik başta Suriye’de Kürt devletinin oluşumuna destek vereceğinin ve bunun için Rusya’nın bu Kürt devletinin oluşumuna yönelik bir müdahalesi olmaması için Ukrayna ile barış masasına oturtmaya çalışması ve Rusya’yı bu barışa ikna etmek için işgal ettiği yerlerin (rüşvet verir gibi) Rusya’ya bırakılmasını öne sürmesi tamamen Ortadoğu’yu Büyük İsrail için dizayn ederken, Rusya’yı bir müdahalesi olmasın diye devre dışı bırakma girişimleri olarak mı okunmalıydı?
Ayrıca; İsrail, ki Kabbalist Siyonistler Gazze’de yaptıklarından dolayı küresel desteği kaybetmişlerdi… Trump’ın Gazze konusundaki açıklamaları ise bölge ülkelerince hoş karşılanmamış ve tepkiye neden olmuştu. Trump’ın; Kanada, Grönland, Panama ve Meksika konusundaki beyanatları, başta Avrupa’yı endişelendirmiş ve Trump’a karşı Avrupa’nın Haçlı İttifakı yapması önerilmişti. Peki Trump ne yapıyordu? Trump bu çıkışlarıyla hem ABD’li Kapitalist Siyonistlere hem de İsrail’deki Kabalist Siyonistlere karşı küresel bir başkaldırıyı daha da arttırmayı başladığını görmeyecek kadar manyak mıydı?
Trump yeni Hitler miydi? Hitler, Avrupa’daki Yahudi bilim adamlarının ve bankerlerin desteğiyle, Avrupa’da yaşayan ama kurulacak olan İsrail’e gitmek istemeyen Yahudileri bir nevi göçe mecbur bırakan bir misyon üstlenmiş ve bunun gereğini de yapmıştı. 1. Dünya Savaşı’yla Osmanlı yıkılmış ve 2. Dünya Savaşı ile de İsrail kurulmuş ve böylece Siyonizm dünya Hâkimiyetini ilan etmişti. Trump’ın bu İsrail yandaşlığı ve yaptığı açıklamalar küresel bir Yahudi düşmanlığı başlatır mıydı? Her ne kadar Trump için, “Küresel bir Ekonomik Savaş başlatıyor” yorumları yapılsa da Trump bu savaşta başta Çin ve Avrupa ülkelerini karşısına alıyordu ama ABD olarak bu savaşta tek bir müttefiki bile yoktu!..
Ve Trump’ın bu çıkışlarıyla; başlayacak olan küresel Yahudi-Siyonizm düşmanlığı; 2. Dünya Savaşı sonrası Siyonizm’den intikam alacağı günü bekleyen başta Almanya ve Japonya olmak üzere; Türkiye’de de kurulacak Milli bir Mutabakat ile Milli Çözüme inanan bir Cumhurbaşkanının o makama oturması ve Milli Çözüme inanan bir hükümetin de kurulmasıyla, Siyonizm’i, küresel bir ekonomik savaşa çekerek, gelir kaynaklarını yok edecek hamlelerin yapılıp yok edilmesi en büyük beklentimizdir inşaallah…
NOT: AT izinin, İT izine karıştığı şu günlerde; ülkemizde ve dünyada gelişen olayları anlamak ve yorumlamak, kimin kimle iş tuttuğunu ve ayarını-asıl amacını göstermek, neyin ne için yapıldığını ifşa etmek ve en önemlisi Hakkı Hak, bâtılı bâtıl olarak tanıtan hem yeni hem eski yazılarınızı bir bütün halinde bizlere büyük bir özveri ile hazırladığınız her haliyle belli oluyor, bu gayretinizden dolayı emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
MİLLİ ÇÖZÜM, KİRLİ DÜĞÜMLERİ SÖKÜYOR!
Mustafa Yaprakçı (25.02.2025)
Netanyahu’nun sandalyesini çekerek kendisini suikastla öldürme teşebbüsünde bulunmasına rağmen Siyonist yardakçılığını ispatlamaya çalışan manyak Trump’ta, her fırsatta “Ey ABD, Ey İsrail” diye kuru sıkı atıp akabinde onların isteklerini harfiyen yerine getiren işbirlikçiler ve diğer işbirlikçi liderler de Firavun’un geldiği sondan neden ibret almazlar ve Kader planından nasıl kaçacaklar!..
Şimdi bilinen insanlık tarihine bir yolculuk yapalım.
MÖ 2000 yılında Hz. İbrahim (as)’ın yeryüzüne gelmesiyle Hakkı üstün tutan bir medeniyet kuruldu ve insanlık uzun süre refah ve huzur içinde yaşadı. Mısır bu düzenden etkilendi ama dejenere etti. Kadeş Harbi’yle maddi güç Firavunların eline geçti ve gücü üstün tutan bir medeniyet kuruldu insanlık yeniden fesada boğuldu.
Akabinde Firavunlar’ın en güçlü oldukları bir anda Hz. Musa (AS) geldi ve yeniden Hakkı üstün tutan bir medeniyet kurdu ve zulme son verdi. Yunanlılar bundan etkilendi ama dejenere ettiler. Tekrar maddi güç bâtılın eline geçti, yine yeryüzü fesada boğuldu. Yunanlıların gücü zirvesindeyken Hz. İsa (AS) geldi, yeryüzünde Hakkı üstün tutan bir medeniyet kurdu. Romalılar etkilendiler ama dejenere ettiler. Yeniden bâtıl düzen hâkim oldu ve gücü zirvedeyken Efendimiz Hz. Muhammed (AS) İslam Medeniyeti’ni kurdu ve insanlık yeniden huzura kavuştu.
2. Viyana Kuşatması’nın başarısız olmasıyla beraber maddi gücü ele geçiren Firavun zihniyetinin devamı ve şeytanın şaheseri Siyonizm, üç asırdır insanlığa kan kusturmaktadır. Hatta öylesine şımarmıştır ki işbirlikçi piyonları eliyle Gazze’yi boşaltıp tatil kenti kuracağız şeklinde küstahça, haddi aşan açıklamalar yapmaktadırlar. Bir aralar bu Siyonistlere güvenerek BOP Eş Başkanı ilan edenlerin olması gibi Siyonist şeytanlar zahiren tam da yukarıda Erbakan Hocamızın konuşmasından yaptığım alıntıdaki gibi gücünün tam zirvesindeydi.
Şimdi bulunduğumuz noktada insanlığın iki ihtimali vardı. 1.si ya Adil Bir Düzen kurulacaktı. 2.si ise ya da Siyonist düzende insanlık uzun zamanlar ezilmeye devam edecekti.
Rabbimiz’in yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bildirdiği müjdeler, Efendimiz (SAV)’in sahih hadislerindeki haberleri ve Erbakan Hocamızın hazırlıkları ve mücadelesinden beslenerek yola çıkan Milli Çözüm artık bu Siyonist düzenin Mehdiyyet ve Mesihiyyet dönemiyle son bulup yeryüzünde Adil Bir Düzen’in kurulacağını müjdeleyip bunun için çalışmaktadır. Yüce Allah zaferi bazen de ihtiyaçtan verirdi. İnsanlık üç asırdır çok çekti ve buna ihtiyaç vardı ve Kader asla hata yapmazdı.
ERBAKAN’A GÖRE, TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU NEYE BAĞLIDIR!..
Ufuk Efe (24.02.2025)
Yazının başlığı, tarih eğer ders alınmaz ise tekerrür eder sözü ile Dünyada Bâtılın temsilcisi olan Siyonist Yahudiler için “…Onlar yumurta pişirmek için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen lanetlilerdir.” sözünün de bir hatırlatması ve ikazı mahiyetinde olmuş.
Bir önceki başkanlık dönemi ve akabinde henüz başkanlığa seçilir seçilmez yaptığı davranışlara bakarak delilikten de öte Trump’ın normal bir insan olmadığını söylemek zor olmayacaktır. Bakıldığında tam bir Narsist Kişilik Bozukluğu özelliklerini de sergileyen Trump, bu yönden de Hitler’i andırmaktadır.
Her iki kişinin de mevcut Bürokrasi ve var olan kemikleşmiş siyasi klikler ile sorunları olmuştur. Söylemleri Faşizan bir söyleme yakındır ve her ikisi de mevcut statükonun ülkelerini; geri, fakir, zayıf bıraktığı savındadırlar. Yetkileri alır almaz, hem yakın komşularına saldırgan ve istilacı üslupla saldırmış, diğer dünya devlet başkanlarına ise temsil ettikleri milletleri ve halkları aşağılayacak şekilde, küstah ve Narsist bir yapı ile davranışlar sergilemiştir.
Nasıl ki Hitlerin arkasında dev bir propaganda gücü olarak Goebbels vardı ise Trump’ın da yanında 600 milyon kayıtlı kullanıcısı (Mayıs 2024) ile Başkan’ın gölgesi olarak anılan Elon Musk’ın sahip olduğu, x (Twitter) sosyal medyası, gökyüzünde binlerce Starlink isminde haberleşme uyduları vardır. Zira burada gerek Troller, gerekse yapay zekâ destekli propagandalarla saatler, dakikalar içinde istedikleri medya suikastını yapabilmektedirler. Gobbels’in bir sözü diye aklımda kalmış,
Topluma yalanı ne kadar büyük ve tekrar-tekrar söylerseniz o kadar inandırıcı olur demiş ve bunu da uygulamıştı.
Biz bu yazıları okurken dahi Amerikan başkanını ziyaret etmekte olan Fransız Devlet Başkanı ile dahi, aşağılayıcı ve devlet protokollerine uymayan sahte mi gerçek mi ayırt edilemeyen görüntüler, hem de binlerce arka arkaya dev bir propaganda – trol ordusunun tvitleri vasıtası ile yayılmaktadır…
At izi ile it izinin birbirine çok karıştığı bu gibi dönemlerde, Milli Çözüm ve Üstad Ahmet Akgül Hocamızın, bitmek tükenmek bilmeyen şekilde; hep uyardığı ve bizlere anlattığı: Doğru ile yanlışı, hak ile bâtılı ayıran, ve “en tehlikeli yalan, gerçeğe-Hakka en yakın olandır” ikazı ve uyarısının ışığında, yazı ve yorumları ile bu yalanlardan uyanmamızı sağlamak için çaba sarf ettiğinden dolayı, zamanımız insanı için en bulunmaz bir nimettir, tabi ki kıymetini bilene…
Şu an, Milli Çözüm dışında, mevcut hiçbir basın yayın kurumu yoktur ki gelişen olaylara, bu kadar kısa bir sürede, hem de en gri ve kompleks olayları en basit şekilde anlatabilsin, gelecek tehlikelere karşı uyarabilsin.
Yaklaşık 3000 küsur sözcükten oluşan bu makalede 8 milyara dayanmış dünya nüfusunu bu kadar yakından ilgilendiren bu yazıyı bilgimize sunmak büyük bir feraset, basiret ve dirayetin yanında ümmet, millet ve insanlık sorumluluğu gerektirmektedir.
Hele hele yapay zekâ ile ortaya atılan ve oluşturulan, ve nerede ise gerçeğinden ayırt edilemeyen video ve ses görüntüleri dahil, yayılan binlerce yalan dolan içinde, başvurulacak en yakın ve değerli kaynak Milli Çözüm yazıları olmaktadır. Çoğu zaman okuyuculardan ve çevremizden de duyduğumuz, siyasi ve sosyal havanın puslandığı ve kurtların sokaklara üşüştüğü anlarda birçok yorumcu, bürokrat ve siyasinin soluğu Milli Çözüm’de aldıklarını duymuş ve dahi şahit olmuşuzdur…
Yazının her bir paragrafı dahi TV’lerde saatlerce sürebilecek haber programlarına konu olacak bilgilerle doludur.
Şöyle bir baktığımızda, farkına varıp anlayabildiğimiz;
Trump’ın da farklı güçlerin karşılıklı çatışması sonucunda (Tez-Anti Tez) bir çatışmanın “sentez”i olarak başkanlığa taşındığıdır. Belki gelişen olaylar, belki de kasıtlı olarak devletin büyük organları ile savaştırılmış ve yaralı aslan pozisyonuna taşınmıştır.
ABD Devlet başkanı olmasına rağmen nerede ise Amerikan Federal Devletin bir çok organı ile kavgalı haldedir.
Hatta Beyaz Saray Oval Ofis’in duvarlarına “Sabıka Kaydı Fotoğrafını” asmıştır.
Narsist bir kişilik bozukluğu olan bir kişi olarak da zaten kendisine yapılanları asla affedecek de değildir. Ve bu intikam işlerinin bazılarında “Kıdemli Danışman” olarak Elon Musk’ı kullanmaktadır.
Tam bir Post-Modern Kovboy havası ile her tarafa saldırmakta, Erbakan Hocamızın tabiri ile “Vahşi Aygır” misali sağa sola çifteler atarak, kişneyerek saldırmakta ve ahkam kesmektedir. Ve bütün bunları da Amerika’yı yeniden büyük yapmak iddiası ile yaptığını söylemektedir.
Eskiden kalma kabuklaşmış ne kadar yara varsa kaşımış ve kanatmaya da niyetli olduğunu sezdirmiştir. Trump’ın; Kanada, Grönland, Panama ve Meksika Macerası… NATO, Ukrayna söylemleri… ÇİN’i gerek ticari, gerekse askeri yönden tehditleri….
Ama bir yandan da baktığımızda bu kudurmuş vahşi aygır herkese bir korku salıp, hakaretler etmesinin ardından, Amerika’yı ziyarete gelen Efendisi Katil Netanyahu’nun sandalyesini çekecek kadar da nazik bir insan(!) olduğunu göstermiştir.
Bu görüşmeyi müteakiben ise;
Gerek Ortadoğu ve özellikle Gazze hususunda Siyonist politikalardan pek sapmadığını, ama Gazze şeridine ise tatil köyü yapacağını da belirterek, vatanları için canlarını veren binlerce insanın hatırasına küstahça saldırmış, ve kapitalist bir öğretinin ürünü olarak ise niyetini kusmuştur.
Evet; gavur, bâtıl da olsa, davasında deliler(!) gibi mücadele etmektedir. Peki bizim, bizden sandığımız, yandaş-yalaka kimseler Hak dava yolunda ne yapmaktalardı? Utanç ve esefle izliyoruz ki, kendilerinden önceki yandaş, yalaka artıkçılardan artan kemiklere bir diş de biz atabilir miyiz telaşındalardı.
Hele yazının sonunda bahsedilen o “Suriye Zaferi”nin kokusu da çıkmaya başlamıştı. Yahu o bölgede, o kadar silahlı insanla pikniğe bile çıkılmaz iken, bir avuç silahlı güç ile, hem de kimsenin burnu kanamadan, Suriye rejimi devrilmiş ve eş-Şara denen yandaş kukla iktidara taşınmıştı.
İlk sözü ise “İsrail’le asla savaşmayacaklarını” açıklaması idi.
Nasıl oluyorsa bölgede İslam adına savaştıklarını iddia eden, şanlı-şerefli, kahraman HAMAS mücahitleri haricinde, hiçbiri Siyonist Yahudilerle, İsrail’le savaşmamakta ve hatta bir kuru sıkı kurşun bile sıkmamaktalardı. Hatta bu yandaş eş-Şara bir televizyon programında Trump’ın Şeytani Gazze planına güvendiğini söyleyecek kadar da alçalmıştı.
Evet bugüne kadar hep olduğu gibi; dün, bugün ve yarın da HAK olan, dillerden, gönüllerden düşürülmemesi gereken Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın bu sözlerini her daim hatırlamamız ve tüm gücümüzle gerçeklemesi için dün olandan daha fazla şekilde çalışmamız gerektir.
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki:
TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU;
Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması,
Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve
Yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”
Prof. Dr. Necmettin Erbakan – TRT Basın Toplantısı -Nisan 1980
BUNAK BIDEN’DAN KURTULDUK, MANYAK TRUMP’A TUTULDUK!
Ramazan Yücel (24.02.2025)
ABD de, Sovyetler Misali KARTON GİBİ PARÇALANACAKTIR!..
(Prof. Dr. Necmettin Erbakan)
ABD BAŞKANLARI 8. SINIF KÂHYA KONUMUNDAYDI…
BUNAK BİDEN – MANYAK TRUMP
Biden’a “ÜSTÜN MASON” Madalyası, verilmesi boşuna değildi. Donald Trump’ın da bu madalyayı almak için Siyonist ve ırkçı emperyalist Netanyahu‘nun sandalyesini çekmesi boşuna değildi.
Erbakan Hocamızın Milli Selamet Partisi’nin 26-27-28 Mayıs 1978 günlerinde, Ankara Yukarı Ayrancı’da yaptıkları bir konuşma sırasında, “Şuurlu ve Milli onurlu Generallerimizle her fırsatta birlikteyiz. ‘Bu ülkeyi Senden başkasına teslim etmeyiz’ diyorlar. Onlara diyorum ki; ‘Siz Bana teslim etseniz bile Yahudi elimde üç gün bırakmaz, geri alır. Ülkeyi öyle bir zamanda teslim alacağız ki, Yahudi artık geri alamasın.’ Yakın bir gelecekte, Mücahit Mü’minler olarak; SSCB ve ABD’yi Allah’ın izniyle karton gibi yırtacağız!..” buyurmuşlardı. Ve artık hem ABD’de hem Filistin’de hem de Türkiye’mizde tarihi bir devrim ve değişim yaşanacaktı ve oldukça yaklaşmıştı! Ayrıca, Muhammed Muhtar Han mahlasıyla yazdığı “SİYASİ SİYASET” kitapçığının kapağına, Siyonizm güdümündeki Sovyetler’in ve ABD’nin karton gibi parçalandığını gösteren bir resim koymuşlardı.
“Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.)
Sakın ha, Allah’ı; elçilerine (ve Hakk davetçilerine) verdiği sözden (ve zafer va’adinden) dönecek sanma(yın). Gerçekten Allah Azîz’dir, İntikam sahibidir. (Ey zalimler ve hainler, sizin de zulüm ve hıyanetlerinizin hesabını soracak, saltanatınızı yıkacaktır.)
(Kıyamet saati gelip de) Yerin başka bir yere (Dünya’nın farklı bir görünüme), göklerin de (başka âlemlere) dönüştürüldüğü gün; onlar tek olan, Kahhâr olan Allah’ın huzuruna çıka(rıla)caklardır. (Her şeyin hesabı sorulacak, hak ettikleri karşılığı bulacaklardır.)” İbrahim Suresi 46-47-48
“(Bu ültimatom) Müşriklerden kendileriyle antlaşma imzaladıklarınıza, Allah’tan ve Resulü’nden kesin bir uyarı yerindedir!
Bundan böyle yeryüzünde (size tanınmış bir süre olarak) dört ay (daha) dolaşın. Ve bilin ki Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz. Gerçekten Allah, inkâr edenleri hor ve aşağılık hale getirecektir.” (Tevbe Suresi, 1-2)
“Hiç şüphesiz Allah, -karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere- mü’minlerden, canlarını ve mallarını satın almıştır. Ki onlar Allah yolunda çalışıp-çarpışırlar, (gerektiğinde) öldürürler ve öldürülürler; (bu) Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da O’nun üzerine gerçek olan bir va’addir. Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde (ey mücahit mü’minler) yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinip-müjdeleşiniz. İşte ‘büyük kurtuluş ve mutluluk’ budur. (Çünkü mücahit mü’minler ebedi cennete erişeceklerdir.)” (Tevbe Suresi, 111)
“(Ey Nebim!) Şu halde Sen sabret (ve umutla dayan ki), hiç şüphesiz Allah’ın va’adi Hakk’tır. Sonunda ya onlara va’ad ettiğimiz (azab)ın bir kısmını (dünyada iken) Sana göstereceğiz; ya da Senin hayatına son versek bile, (yine onları kahredeceğiz ve zaten sonunda) onlar mutlaka Bize döndürüleceklerdir.” (Mü’min Suresi, 77)
YA RAB, ZAFERE ULAŞTIR!..
“İnne va’dellahi, hakkün”1 hükmüne
İnandım İlahi, Kur’an Senindir…
Çün: “Ketebellahü, leeğlibenne
Ene ve Rüsüliy”2, ferman Senindir
Kuvvet kudret nusret, her an Senindir…
Bâtıl nizam içre, kulun muztarib
Hak davan uğrunda, meşgul muharib
“Nasrün minellahi, ve fethün garib”3
Buyuran Zatındır, ferman Senindir
Gayret metanet ver, derman Senindir…
Milli Çözüm zafer, umar kapından
Kopmasın elimiz, Kur’an kulpundan
Lütfeyle bizlere, kudret hapından
Zafere ulaştır, ferman Senindir
“Azizün züntikam”4; bayram Senindir…
Tank top füze değil, asa kazanır
Roma değil garip, İsa kazanır
Kudüs’te mücahit, Nisa kazanır
Çünkü Din Hak dava, devran Senindir
Yol ver galip gelsin, ferman Senindir…
Rızana ravzana, tam ermek ister
Cennette güllerin, hep dermek ister
Ahmedin yolunda, can vermek ister
Aslında mal mülk can, kurban Senindir
Aç zafer kapını, ferman Senindir…
1- “İnne va’dellahi hakkün”: “…Hiç şüphesiz Allah’ın va’adi Hakk’tır (her dediği olacaktır)…” (Fâtır Suresi, 5)
2- “Ketebellahü, leeğlibenne Ene ve Rüsüliy”: “(Unutmayınız ki) Allah, “muhakkak Ben ve Elçilerim galip geleceğiz” diye yazmış (ve kararlaştırmış)tır. (Allah’ın partisi ve Kur’an’ın takipçisi olanlar mutlaka kazanacak ve başarıya ulaşacaklardır.)…” (Mücâdele Suresi, 21)
3- “Nasrün minellahi, ve fethün garip..”: “Yardım Allah’tandır ve zafer yakındır…” (Saff Suresi, 13)
4- “Azizün züntikam”: “En üstün ve intikam sahibi olan Allah (CC) …” (Âl-i İmrân Suresi, 4)
YA RAB, ZAFERE ULAŞTIR!.. (ŞİİR) – Milli Çözüm Dergisi
DONALD TRUMP YENİ ADOLF HİTLER Mİ OLACAKTI? – Milli Çözüm Dergisi
ABD de, Sovyetler Misali KARTON GİBİ PARÇALANACAKTIR!.. (Prof. Dr. Necmettin Erbakan) – Milli Çözüm Dergisi
BATI; TERBİYE EDİLMEMİŞ AYGIRDIR!
Kâzım Gülfidan (25.02.2025)
Trump’ın çılgın söylemleri tüm dünyayı tedirgin etmişti.
Almanya Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz, Avrupalıları öz güven ve birlik içinde olmaya ve ABD Başkanı Donald Trump’a karşı hareket etmeye çağırmıştı.
Almanya ve Fransa liderlerinden de Trump’a karşı dik durma çağrısı gelmişti.
Bâtıl sistemlerini dünyaya kabul ettirmeye çalışan bu Siyonist ve emperyalistlerin; dost gibi görünseler de aslında birbirlerine karşı ne kadar kin ve düşmanlık beslediklerini, Maide Suresi 14. ayetten anlıyoruz:
(Bunun gibi) “Biz Nasraniyiz-Hristiyanız” diyen kimselerden de (Allah’ın peygamberlerine, kitaplarına inanıp itaat edeceklerine dair) söz (ahd-ü misak) almıştık. Ama onlar da kendilerine hatırlatılan uyarılardan ders (pay ve haz) almayı unuttular. Bu yüzden kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. (Bu nedenle Hristiyanlar çok farklı ve aykırı mezhep ve ekollere ayrılıvermişlerdir.) Allah, yapageldikleri (sinsi ve suni) şeyleri ileride onlara (tek tek) haber verecektir. (Hesaba çekilip cezalarını göreceklerdir.) (Maide:14 mealikerim.com – Hazırlayan: Abdullah Akgül-Yorumlayan: Ahmet Akgül)
Erbakan Hocamız 1 Ekim 1994’te Washington’da hem de Amerikalı komutanlar ve yüksek bürokratların karşısında yaptığı bir konuşmada “Sizin medeniyetiniz terbiye edilmemiş vahşi aygır gibidir. Sizin medeniyetinizde güçlü olan haklıdır. Bu hak anlayışı bâtıl bir anlayıştır. Bu anlayışta, haklı bile olsa zayıflar ezilmeye mahkûmdur. Bu medeniyetin hâkim olduğu her yerde kan vardır, acı vardır, gözyaşı vardır. Bu nedenle insanlık sizin medeniyetinize emanet edilemez” diyerek, insanlığın Batı’nın insafına bırakılamayacağını vurgulamıştı.
Erbakan Hocamız yine seneler öncesinde ABD’nin başındaki Bush’a şöyle seslenmişlerdi:
“İster Bağdat’ı bombala, ister Afganistan’ı bombala, ister Keşmir’i, ister Filistin’i.
Bu bombalar senin kanserine merhem olmaz.
Firavunluğu bırakacaksın.
Hakkı üstün tutan medeniyete döneceksin.
Adil Düzene döneceksin.
Başka çaresi yok!”
Evet, Adil bir Düzen kurulacak.
Milli Çözüm ekibinin sahiplendiği; Erbakan Hocamızın projeleriyle ve teknolojik harikalarıyla yeni bir medeniyet kurulacak inşaallah.
Ne mutlu, bu yolda gayret gösterenlere.

Aziz Erbakan Hocamız MGV’den mezun olan bir genç en az 4 fakülte bitirmiş kadar donanımlı olur diye bahsederdi. MGV’den mezun olan bu halde ise siz gelin Milli Çözüm talebesi olan sadıkların durumunu siz düşünün pardon siyonizm düşünsün… Yapılan yorumları okunduğu zaman yapılan tesbitler ve analizler, en meşhur analistler stratejistlere taş çıkartır. Tabiki bunun da tek kaynağı olaylara Erbakan projektörüyle ve Milli Çözüm dürbünüyle bakmaktan dolayıdır.
(Nihayet yolcu kafilesi Mısır’a vardıklarında, köle pazarında görüp) Onu satın alan bir Mısırlı (Aziz,) karısına: “Onun yerini üstün tut (ona güzel bak), umulur ki bize yararlı olabilir ya da onu evlat ediniriz” demişti. Böylelikle Biz, Yusuf’u yeryüzünde (Mısır’da) yerleşik kıldık. Ona sözlerin (ve düşlerin) yorumundan (olan bir bilgiyi) öğrettik. Allah, (her işinde, takdirinde ve) emrinde galip olandır, ancak insanların çoğu gerçeği bilmeyen (cahil ve gafillerdir). Yusuf 21
Dava sorumluluğumuzun bir gayret göstergesi olarak imanımızı artttıran ve bize olgunluk katan bu hayırlı yorumlara emek veren, katkı sunan tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun.Gayret bizden muvaffakiyet Allah tan inşaAllah Muhterem Ahmet Hocamızın önderliğinde Rabbimiz va’ad ettiği zafere Milli Çözüm eliyle ulaştıracak neticeleri Halk edecektir.Biz gemiyi yapmaya devam edelim. Rabbimiz suları ayağımıza getirecektir temenlisi ile tüm dava büyüklerime ve kardeşlerime selam ve dua ile..
ALLAH’IN NUR’U VE KUR’AN DÜRBÜNÜ İLE BAKMAK!
Her olaya Kur’an gözlüğü ve hadislerin dürbünü ile bakan, her tespit ve tahlili doğru çıkan Milli Çözüm, bütün fakültelere bedeldir.
Bunun ispatı ise değerleri yazarlarımızın net, mert ve cesur yorumlarıdır.
Öncelikle Üstad Ahmet Akgül Hocamız ve değerli yazarlarımızla birlikte emeği geçen herkesten razı olsun. Elçilerini peyder pey gönderen ve Bizlerin bu kutlu davanın kıtmirleri olma şerefine eriştiren Rabbimize hamd olsun. Ayaklarımız Hakk davada sabit olsun İnşAllah amin..