YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
662afe21e6710
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 6 4 6
Bugün : 2425
Dün : 19362
Bu ay : 609239
Geçen ay : 453014
Toplam : 23388203
IP'niz : 3.134.102.182

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

İSLAM’IN KADINA BAKIŞI
VE
ATATÜRK’ÜN YAKLAŞIMI

İslam’ın Kadına Bakışı ve Atatürk’ün Yaklaşımı
0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Abdullah AKGÜL

Abdullah AKGÜL

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
6 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Yakup G.

Kadın-Erkek Eşitliği Evrensel Beyannamesi
Gerçek manada kadın hakkı İslam’dadır. Batı mevcut durumu ile kadını bir “meta” olarak algıladığı için hertürlü zulmü, adaletsizliği ve eşitsizliği reva görmektedir. Bunu örtbas etmek için ise Feminizmi uydurmuş ve sözde kadın hakları vs çalışmaları ile gazını almakta ve dikkati dağıtmaktadır. Oysa gerçek manada kadına hukuki, ekonomik, siyasi, ilmi ve ahlaki değer veren İslam dinidir. Yukarıdaki makale Kadın-Erkek Eşitliği Evrensel Beyannamesi şeklinde adlandırılabilecek bir yazıdır.

Atatürk’ün bu eksendeki tutumu İslami ancak sözde çağdaş masonik zihniyetlilerin ise Atatürk’e bu konuda isnat ettikleri sözler ise iftiradır.

Tabi ki asıl sıkıntı, Kuran’ın farklı yorumlanması sonucu İslam toplumlarında görülen hatalı yaklaşımlardır.

İnşallah Adil Düzen Medeniyetinde her konuda olduğu gibi Kadın hakkı konusunda da gerçek manada algı oluşacak ve hakiki manada kadınların hakkı tesis edilecektir.

Necmettin

Her Şeyin Ölçüsü ve Dengesi!..
Yüce İslam Dini, her şeyde denge’yi ve en ideal ölçüleri getirmiştir! Kadın erkek eşitliği ve hakları konusunsa da ,modern çağın hala ulaşamadığı çok üstsel prensipleri,hak ve selahiyetleri insanlığa öğretmiş-kazandırmıştır!..

Bugunkü batı medeniyeti malesef,eski Roma’nın,o eski Yunan’ın,o da eski Mısır’ın yani Firavunların anlayışının bir devamıdır!..Peygamberlerin getirdiği gerçek Hak anlayışına değil,batıl bir hak anlayışına dayanan batılı batıl zihniyet, aslında modern çağda da kadına zulmetmekte,istismar aracı olarak kullanmaktadır!..Ancak suçunu örtmek için gösterişte bir kısım sözde özgürlük alanları(şehvet -sapkınlık içre) ihdas etmektedir!..

Atatürk Milli ve manevi kültürlerle yetişmiş,çağını kavramış ve inancının tüm asırlara ışık tuttuğunun farkında olan bir şahsiyet olarak;bir kısım kimselerin ve o dönemde etkili olan yanlış- bağnaz tutumlarının aksine;mübarek İslam Dininin kadına sağladığı geniş hak ve alanları doğru kavramış ve cesurca bu konularda fikir beyan etmiştir.Ayrıca Atatürk’ün bu yönlerinin kaynaklarıyla ortaya konması, O’nu,kendi din düşmanlıklarına alet etmek isteyen masonik-hain şebekelerin elinden ve istismarlarından da kurtarmaktadır!..

Makalemizde geniş bir perpektifte, ikna ve ispat edici delil ve yöntemlerle ele alınan konu;Hakk’ın tesir gücünün ve mutlak üstünlüğünün,kendini nasılda hemen ortaya koyduğunu ispat bakımından çok önemli olmuştur!..

Son paragraftaki hatırlatma ise, bir şamar gibi gaflet uykusundan inşallah uyanmamıza vesile olacaktır!..

A Hakan

İslamsız Saadet Olmazdı
Sömürünün her şeklinin mübah olduğu batıl düzenler hiçbir konuda adil olamaz.
Adaletin tesisi için probleme DOĞRU teşhis koymak gerekir. DOĞRUNUN tesbitide ancak ADİL DÜZENdedir.
AKLI SELIM
MÜSBET BİLİM
TARİHİ TECRÜBE VE BİRİKİM
İLAHİ DİN – (KUR AN ve SÜNNET)
VİCDANİ TATMİN

Bu ölçüler olmadan doğruya ulaşmak mümkün olmayacak çünkü AKIL TEK BAŞINA DOĞRUYU BULMAYA yeterli değildir.
Dolaysıyla ne kadın ne de erkek İslamsız saadeti yakalayamayacak, toplum çürüyerek yok olacaktır. Günümüzde Kadın ve Ailenin problemi bu noktada zuhur etmektedir.
Malesef bu hakikatler günümüz Din İstismarcıları ve devrim yobazları istismar etmekte ve MİLLİ ÇÖZÜM haricinde meselenin İlmi, ahlaki, sosyal içeriği bir arada tesbit edilememiş ve bundan dolayı çözüme ulaşılamamıştı.
Tamda bu noktada ki cehaleti Atatürk yıllar öncesinden tesbit etmiş, bu nedenle Kur anı ve Hadislerin anlaşılması için tercümeyi acilen yaptırmıştı.
Ve merhamet timsali Aziz Erbakan Hocamız da insanlığın saadeti için Adil Düzen sistemine ömrünü vermiş. Her meseleyi bu Hak ölçülerle neticeye ulaştırmaya çalışmış, Milli Çözüm de bu ölçülerle yılardır Ülkemiz ve insanlığın sorunlarına çareler aramaktaydı.

Ekrem Başaran

Şuursuz. Ve gafil insanlar
Bütün bunların tek suçlusu ve gerçek sorumlusu ise, elbette bu bâtıl düzendir ve bu düzeni devam ettirenlerdir. Adil bir Düzen kurulmadan ve Adil bir Düzen’in kurulması için çalışıp yorulmadan, bu dertler devam edecektir. Ve korkarım asıl günah da herkesin gaflet uykusunda bulunduğu bir sırada, uyanık bulunup bu yangını görüp de söndürmek için ciddi bir gayret göstermeyenlerin sırtına binecektir!…

bpuba

N.GÜNDÜZ

Çare: ADİL DÜZEN’dir
Şüphesiz geçmiş incelendiğinde, kadınların tarihin akışı içerisinde erkeklere nazaran daha mahrum ve daha mağdur bir görüntü çizdikleri görülmektedir. Bugün İslam alemindeki bazı olumsuz görünümler, İslam’ın kadına değer vermediği gibi haksız görüşlerin ortaya atılmasına sebep olmaktadır.
İslam’da insan olmaları bakımından, erkekle kadın arasında bir fark yoktur. Her ikisi de eşit derecede Yüce Allah’ın emir ve yasaklarına muhataptır. Erkek de kadın da yeryüzünü imar etmek ve orada Allah’a kulluk yapmakla sorumludur.
Peygamberimiz (S.A.V) döneminde kadınlara tanınan hakların iyice irdelenmesi ve örnek alınması icap etmektedir.
Bugünkü batı medeniyeti ve toplumunun kadına bakışı içler acısı durumda olduğu giderek dahada vahim sonuçlar doğuracağı aşikardır.
Çağımızda kadınlarla erkekler arasında sun’i ve haksız bir eşitlik yarışı başlatılmıştır. Kadının yaratılış hususiyetlerine zıt olan bu yarış, hanımlık ve annelik meziyetlerini zaafa uğratmakta ve aileyi yaralamaktadır.
Bütün bu sorunları meydana getiren bu kokuşmuş sistem değişmeden ve Yeni bir Adil Düzen Medeniyeti kurulmadan, insanlık huzura kavuşmayacaktır.

Neslihan BAYRAKTAR

Uyanık Olan Sorumludur!
Aziz Erbakan Hocamızın bir sözü vardı:

“İnsanlığın saadeti Batılıların eline bırakılamaz!” buyururlardı.

İkiyüzlü ve çifte standartlı Batı; 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Sanayi Devrimi ile birlikte işçi olarak köleleştirdiği kadınları, erkeklerle eşit işlerde çalıştırdığı halde, erkek işçilerin ücretlerinin ancak yarısını vermekteydi.

Yıl: 2019…

Peki o zamandan bu zamana ne değişti dersiniz?!… Arama motoruna “Avrupa’da eşit işe eşit ücret” diye yazınca karşılaşılan sonuca eminim hiç şaşırmazsınız… Başta İslam toplumları olmak üzere; tüm dünya insanının ve özellikle de kadınların ifsadı için çalışan Haçlı Batı ve Siyonizm, kendi ülkelerinde bile hâlâ kadını köle gibi çalıştırmaktadır. “Mutlak Eşitlik” safsatası da işte bu ifsad çalışmalarının bir kılıfıdır. Bizdeki Soros fonlaması beslemeler de, basın-yayın yoluyla bu ifsada var güçleriyle hizmet ederler.

Ülkeleri işgal etmek yüksek maliyetli bir iş olduğundan, toplumları savaşmadan teslim almanın kolay yolu bedenlerden önce zihinleri teslim almaktır. Toplumun çekirdeği ise ailedir ve ailenin merkezinde kadın vardır. Kadın zihnen yozlaşırsa, toplumu şekillendiren maya da bozulmuş olur, dolayısıyla kadının yetiştirdiği nesiller de, artık yozlaşmış insanlardan oluşan bir topluluktur.

Ahir zamanda ve Deccalizm çağında üzülerek görüyor ve yaşıyoruz ki, bu ifsad çalışmaları gayet başarılı bir şekilde sürüyor ve maalesef şuursuz dindar kesim bu ifsad çalışmalardan çok daha hızlı etkileniyor.

Oysa, izzet İslam’dadır. Ve her kim İslam’ın dışında izzet ararsa elbette hüsrana uğrayacaktır. Allah’ın hükümlerini ve taksimini yeterli görmeyenler ne dünyada ne ahirette, huzur ve saadeti bulamayacaklardır.

Ve tüm çağlar boyunca, insanlığın Kur’an’a ve Adil Düzen’e ihtiyacı, sanırım hiç bu kadar büyük olmamıştı. Çünkü hiçbir çağda, ifsad da bu denli beynelminel değildi.

Ama bugün insanlık âlemi modern köleliği öylesine benimsemiş ki; bu ihtiyacının farkında bile değil…

Evet; her satırı ibret ve hikmetli olan yazıdaki son cümle ise içimi titretti…

[b]“Ve korkarım asıl günah da herkesin gaflet uykusunda bulunduğu bir sırada, uyanık bulunup bu yangını görüp de söndürmek için ciddi bir gayret göstermeyenlerin sırtına binecektir!…”[/b]

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
6
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx