DEVLET VE HÜKÜMET YETKİLİLERİNİN
VE
DİĞER İLGİLİLERİN DİKKATİNE!..
Vefasızlığın, vicdansızlığın ve duyarsızlığın fotoğrafıdır!..
Muhterem babaları Mehmet Sabri Bey’in Ağır Ceza Reisi olarak görev yeri münasebetiyle; Efsane hizmetleri ve projeleriyle hatırlanan Rahmetli Erbakan Hoca’mızın ilkokul yıllarını geçirdikleri; Trabzon Ortahisar Mahallesi Fatih Büyük Camii yakınında ve güney tarafında bulunan tarihi bina, bugün maalesef bir harabe ve mezbelelik halinde sahipsiz durumdaydı. Erbakan Hoca’nın Partisinde meşhur olan ve O’na hıyanet sayesinde iktidara taşınan ve nice makam ve imkânlara kavuşan en üst mevkilerdeki yetkililerden, yerel yöneticilere kadar; bu ülkede yüzlerce Bizans, Rum, Ermeni ve Yahudi kalıntılarını hem de milyarlarca liralar harcayarak restore ettiren kahramanlarımız, acaba Erbakan’ın ilkokul yıllarını yaşadığı ve aziz hatıralarının saklandığı bu iki katlı ve teraslı tarihi binanın böylesine içler acısı ve yürek yaralayıcı şekilde bakımsız bırakılmasına nasıl razı olmuşlardı? Yoksa Erbakan’ın hatırasını canlandıracak yapıya bir çivi çakarlarsa İsrail ve Siyonist odaklarca gözden çıkarılacaklarından mı korkulmaktaydı?
Peki Saadet Partisi’nin yetkililerinin bu vurdumduymazlığı neye yorumlanmalıydı ve hangi samimiyetsiz mazerete sığınacaklardı? Ya biricik evladı Sn. Fatih Erbakan Bey, bu konuda niye bir adım atmamış ve sahip çıkılmamıştı, bilmiyoruz!
Devlet büyüklerinin, hükümet yetkililerinin ve yerel yöneticilerinin öne sürecekleri bazı kanuni engelleri ve resmi prosedürleri aşacak düzenleme ve düzeltmeleri yapmak da yine kendilerinin vicdani ve ahlâki sorumluluklarıydı, bazı mazeretlere sığınmak onları aklamaz ve kurtarmazdı. Umarız bu hatırlatmalar işe yarar, geç de olsa bu ayıbı kapatacak girişimlere hemen başlanırdı. Çünkü Erbakan Hoca’mızın ilkokul yıllarını yaşadığı tarihi evin bugünkü pejmürde ve perişan manzarası, vebali ve ihmâli bulunanların yüz karasıydı, hatta vefa ayarları ve vicdan aynalarıydı. Yahu, Allah aşkına, güzel Trabzon’umuzun görüntüsünü ve tarihi dokusunu da bozan ve seyreden herkesi utandıran bu talihsiz manzaradan kurtulmak ve o binayı bir Erbakan Müzesi olarak ziyaretçilerin istifadesine sunmak, yetkili ve ilgili herkesin bir hassasiyet ve haysiyet meselesi sayılmayacak mıydı?
ŞİİR
Dostun hatırası, böyle korunmaz
Var ise vicdanı, zerre vefası
Çıkarcı fırsatçı, hayra yorulmaz
Onun tapındığı, nefs-ü hevası…
Davaya dayanak, olmayan kişi
Makam çıkar kapmak, kaypağın işi
Doldu miadları, çekilir fişi
Bekleyin bitecek, sahte sefası…
Vefası olmayan, vicdanı katı
Yakında çökecek, bu çürük çatı
Sizi kurtaramaz, Siyonist Batı
Yanınıza kâr kalır, Bâtıl cefası…
Allah Hak, Kur’an Hak; va’di de Hak’tır
Cihatsız ahkâmsız, bir din nifaktır
Tevbe ateşiyle, günahın yaktır
Dünyaya tapınmak, gâvur kafası…
Bu makaleyi sesli olarak dinleyebilirsiniz:
{mp3}devlethukumetyetkililerine{/mp3}
SADAKAT
”HOCAMIZA SADAKAT ŞEREFİMİZDİR” düsturunun yegane mihmandarı Milli Çözüm Dergimiz bir kez daha hakikate tercüman olmuştur. İlgililere ışık tutacak bu tesbitlerinden dolayı bizde bir kez daha şükranlarımızı arz eder saygılar sunarız.
Erbakan Hocamın Aziz Hatırasına Sahip Çıkmak
Erbakan Hocamın Aziz Hatırasına Sahip Çıkmak; ne hükümete, ne partiye, ne de vakfa nasip oluyor. Zaten böyle bir dertleri de yok.
Allah Milli Çözüm’e nasip ediyor.
Sadıklara nasipmiş yine hatıralara sahip çıkmak.
“Erbakan artık öldü ve toprağa gömüldü. Ama bu yetmez, Onun üzerine beton dökmemiz lazımdır. ” diyen siyonistlerin ekmeğine yağ süren sözde Erbakan sandıkları neredeler.? Peki ya ” Milli görüşün üzerine beton değil, kurşun dahi dökseniz bitiremezsiniz.” diyen Fatih Erbakan? Ne yazık ki bu davaya hizmet eden kimseye; değil bu eve sahip çıkmak, bunu dile getirmek dahi nasip olmamış. Aziz Hocama, hatıralarına, manevi mirasına sahip çıkan, yolundan sapmayan kim kaldı ki MİLLİ Çözüm’den başka!…
Ayıptır be!
Bu resimleri görüp şok olmamak elde değil! Ayıptır be!.. Ömrünü malayani işlerle bile geçirenlere reva görülmeyen muamele maalesef Erbakan Hocaya reva görülmüş.. Hem mevcut iktidarın, hem Trabzon’da bulunan siyasi ve mülki idarelerin yöneticilerinin Erbakan hocamın evini tadil edip onarmak hususunun akıllarına gelmemiş olması düşük ihtimal. Siyonist odakların yerli maşalarından ürktüler herhal! Halbuki dirisi dünyaya meydan okumuş bir zatın hatırası da muhafaza edenleri alçaklara karşı korur. Keşke hem vefanın gereği hem de devlet adamlığının icabı olarak kimseden korkmadan bu utanç ortadan kaldırılsa da bizler de vatandaş olarak huzur bulsak!
İyiki Varsın Milli Çözüm
ERBAKAN Hocanın arkasından timsah göz yaşı döken zihniyet onun üzerine beton dökmek için tüm gücüyle çalısmaktadir.Ama çok şükür ki Milli Çözüm var onun Aziz hatıralarına sahip çıkacak her seferinde onu hatırlatacak gerçek kurtuluşun ancak Erbakan projelerinin hayata geçirilmesiyle sağlanacağına inanan ve gereğini yapan Milli Çözüm dergisi ve şahsi manevisi Muhterem Ahmet Akgül üstadımiz iyi ki varsınız.Allah sizden ebediyyen razı olsun.
Yazıklar olsun!
Yazıklar olsun!
Tüm dünya yalan ve abartma haberler ile bir kişiyi övüp yücelterek o kişiyi bir değer haline getirmekte ve o uydurma değerin uydurma emanetlerine sanki gerçekten büyük bir zatmış gibi reklam ederek sahip çıkmaktadır. Yani kendilerine bir uydurma kahraman oluşturup uydurma reklamlar yapmaktadırlar. Buna karşılık güzel ülkemizin mevcut iktidarı ise ERBAKAN gibi sadece Türkiye değil, tüm dünya için [b]gerçekten çok önemli hizmetleri ve projeleri olan[/b] mübarek bir ismin, anılarını barındıran böyle bir mekanı bakımsız bırakabilmektedir. Yazıklar olsun ki bunu yapanlar kendilerini [i]“Erbakan Hoca’nın talebeleriyiz”[/i] diye tanıtarak Muhterem Hocamızın ismiyle prim yapmaktadırlar. Nerede talebelik? Bu kişilerin yanı sıra şu anda resmen Erbakan Hocamızın kurduğu partide, [i]”Hocamızın davası yolunda ilerliyoruz diyenler”[/i] neredeler? Bunların da haricinde kendilerini Saadet Partisinden ayıran Muhterem Erbakan hocamızın öz oğlu ve ekibi neredeler?
Şükür ki bize bu gerçekleri gösteren Milli Çözüm Dergisi var. İnşallah şimdiye kadar yapılmış bu ayıptan bir an önce vazgeçilir ve bir an önce müze haline getirilir.
Gölgede duranın gölgesi olmaz
Yıllardan beri Erbakan hocamızın ismini kullanarak iktidar olanlar
GAFİL, NE BİLSİN
Tarlaya tohum ekmeyen
Toprağa fidan dikmeyen
Meyvenin kahrın çekmeyen
Dalın kıymetin ne bilsin…
Helal azdan, haz almayan
Ayet hadis, baz almayan
Ter döküp de kazanmayan
Malın kıymetin ne bilsin…
Kalbi iman dolmayınca
Havfullah’la solmayınca
Atı sakat kalmayınca
Nalın kıymetin ne bilsin…
Gurur kibirde birinci
Sanır kendini, bir inci
Beğenmez etli pirinci
Yalın kıymetin ne bilsin…
Gerçek dost, ne büyük nimet
Nasihatın bil ganimet
Beş kuruşa eder minnet
Halın kıymetin ne bilsin…
Vahdet sırrına yetmeyen
Allah davasın gütmeyen
Arıya hizmet etmeyen
Balın kıymetin ne bilsin…
Hak sedasın sezmeyenler
Masivadan bezmeyenler
Yalın çıplak gezmeyenler
Şalın kıymetin ne bilsin…
Zikre girmemiş, halkayla
Derde düşmemiş halkıyla
Boğuşmamışsa dalgayla
Salın kıymetin ne bilsin…
Makam mal ile tavlanan
Dünya yemiyle avlanan
Hilal görünce havlayan
Al’ın kıymetin ne bilsin…
Nefsi necise meyilse
Her umduğuna eğilse
Rüstem pehlivan değilse
Zal’ın kıymetin ne bilsin…
ABD’ye uşak teres
Mason, Yahudi’ye metres
Onun şeyh’i, Şimon Peres
Halkın kıymetin ne bilsin…
ÖMRÜNÜ DEVLETİNE VE MİİLETİNE ADANMIŞ BİR ÖMRÜN MİRASINA SAHİP ÇIKACAKMIYIZ.!
öncelikle;
Böylesi içler acısı konuyu kamuoyu gündemine taşıyan , duyarlı ve sorumlu Mili çözüm dergisine tesekkürlerimi arz ederim.
Erbakan hocamız, ömrünü Devletine Milletine ve tüm dünyadaki Mazlum ve Magdurların yanında olmakla beraber ,siyonizmin ve kapitalist emperyalistlerin karşısında tek basına hücum etmiştir.
Evet haydi Erbakan Hocamızın vefaatından sonra Milletçe ve Devletçe toplumumuzun hemen her kesminden hep şu sesler yukseldi ” HOCAM SEN HAKLIYMIŞSIN BİZ SENİ ANLAMADIK,ERBAKAN HOCA İLERİYİ GÖREN ADAMMIŞ,NE DEDİYSE ÇIKTI ” gibi cümleler ve kelimeler sözler kuruldu söylendi,
Evet, EN yetkili kamu kuruluşlarından ve parti ve vakıf kuruluşları ve fert ve cemaatlere kadar buyrun hadi ortada bir hezeyan! var.ahde vefa göstermek isteyenleri bu görevde görmek istiyorum.
Bakalım Ömrunu ilmini bilgisini teknolojisini Devletine ve Milletine Adamiş olan Erbakan Hocamızın Trabzondaki yaşamış olduğu evine sahip çıkabilecekmiyiz.?
MÇD
Sözde Hocamızın talebeleri olduklarını iddia eden iktidar takımı, Hocamızın dava arkadaşları olduklarını iddia eden sp yöneticileri ve Hocamızın manevi mirasına sahip çıktıklarını iddia eden Fatih Erbakan ve ekibi Erbakan Hocamızın böyle bir mirasına sahip çıkmazken Milli Çözüm Dergisi bir kez daha Erbakan Hocamızın fikirlerine ve projelerine sahip çıkma gayretinde bulunan tek ekip olduğunu göstermiştir.
ERBAKAN HOCAMA SADAKAT
SİYONİZM’in:
a- Hile ve hıyanet projelerini en iyi bilen ve karşı tedbirler ve haklı sistemler geliştiren,
b- BM, NATO, IMF gibi Deccalizmin dünya çapındaki şeytani şebekelerini ve bunların masonik şubelerini etkisiz bırakacak siyaset ve stratejiler belirleyen ve hayata geçiren,
c- Sadece Müslümanların değil, tüm mazlumların; farklı din, düşünce ve kökenden bütün insanlığın huzur ve hürriyet içinde yaşayacakları adil bir düzenin temel prensiplerini, başarı yöntemlerini ve çarelerini gösteren liderdir AZİZ ERBAKAN HOCAMIZ.Hocamıza yapılan bu vefasızlık,umursamazlık,vurdumduymazlık en çokda şer şebekelerini,siyonizmi ve onun uzantılarını sevindirir.
KEŞKE DEMEMEK İÇİN!
Yarın bir sıkıntıda bin ah çekersin
Keşke geçmiş geri gelse dersin
Ama nafile o günlere dönemezsin
O zaman bu günlerin kıymetini bilmelisin
Bak yazmış yazar hakikati
Bir sefer oku şu gerçeği
Unutma iki satır yorum eklemeyi
Bırak artık uykuyu ve tembelliği
Umursamazsan eğer nasihatleri
O zaman bekle musibetleri
Artık kendine gel, et tövbeni
Takva üzere geçir, geri kalan günlerini
Ne kadar zor geliyor yazılanları okumak
Hele birde okuduğuna yorum yazmak
Kolay mı, dünyalıklardan baş kaldırmak
Hayırlı işlere zaman ayırmak
Cihat etmek lafla olmaz
Mücahitlik sözle olmaz
Dava dertlisi sessiz olmaz
Milli Görüşçü gayretsiz olmaz
Derdi dünya olanın, dünyası dert olur
Azap yolu, iyi niyet taşlarıyla doludur
Yaşananlar, Siyon şeytanın sonudur
Derdi dava olanın, her alemi cennet olur
Söylemekten dil yoruldu
Yazılacak olan bir yorumdu
Biraz hassasiyet olsa ne olurdu
Tüm bunlar Imtihan ve sırrı buydu
Hatırasına-Davasına-Adil Düzene Sahip Çıkmada En Geride, İstismara Gelince En Önde, Olmak Bu Olsa Gerek
“Erbakan Hocayı cumhurbaşkanı yapacağız”
“Erbakan Hocamızla danışıklı dövüşüz” diyerek Akp kuruldu.
“Bizde Milli Görüşçüyüz”
DEDİ AKP’LİLER
Erbakan Hocamızın makamında otururlar
Kurduğu partide maaş alır, ekmeğini yerler ve yediler!
“Erbakan Hocamızın davasının temsilcisi ve son partisi biziz” tüm milli görüşçülerin burada toplanması gerekir
DER SP’li YETKİLİLER
Erbakan Hocamızın asıl temsilcisi biziz
Erbakan Hocamızın manevi mirası bizde
Erbakan Davasının takipçisi biziz
Erbakanca tavrı biz gösteririz. Bundan dolayı tüm milli görüşçüler burada olmalı
İMA-İFADE EDİYOR VAKIFCILAR
Aziz Erbakan Hocamızın çocukluk hatıralarının geçtiği ev şuan çöplük içerisindeyse; bu üç kesiminde çıkarları için Aziz Erbakan Hocamızı istismar ettiği net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Zaten bir kez olsun bu üç kesimin Erbakan hocamıza yapılan iftiralara zahmet buyurup cevap vermemeleri; Aziz Erbakan Hocamızın davasına değil hatıralarına bile sahip çıkamayacaklarının somut göstergesiydi.
TEŞEKKÜRLER MİLLİ ÇÖZÜM
Asıl konuyu gündeme getirip çözüm üretmesi gerekenlerin vurdumduymazlığına tokat gibi bir paylaşımla ve uyarıyla cevap veren milli çözüme teşekkür ederiz
SAYGI
İNŞALLAH BU PAYLAŞIM YETKİLİLERİN VE YETKİSİ BULUNANLARIN DİKKATİNİ ÇEKERDE TEZ ZAMANDA ÇALIŞMAYA BAŞLARLAR,KONUYU GÜNDEME GETİRMEK KİMİN DAHA ÇOK DEĞER VERDİĞİ ANLAMI TAŞIR SİZLERDEN ALLAH RAZI OLSUN
KÖRLÜĞÜN VE NANKÖRLÜĞÜN RESMİ!
Rahmetli Erbakan Hocamızın hatırasına nankörlük yapan hainler!
Milli Çözüm, körlüğünüzün ve nankörlüğünüzün resmini çekmiş bulunmaktadır!
Milli Çözüm, Milli Görüş ve Erbakan Hoca istismarcılarına ayna tutmuş, gerçek ayarlarını ortaya koymuştur.
Fotoğraftaki MEZBELELİK görüntüleri işbirlikçi hainlerin ve istismarcıların gerçek görüntüsüdür!
Bundan böyle Milli Görüş’ü ve Erbakan Hoca’yı her istismara kalkıştığınızda bu görüntüler gerçek görüntünüz olarak karşınıza çıkarılacaktır!
Sizi gidi hem kör ve nankör olan hainler!
Aziz Hocam’dan özür
Dağ başında yaşayan bir ailenin ferdiyken, Müslümana dinini yaşayana hiçbir hak tanınmazken, Müslümana odacılık, çaycılık, temizlikçilik dışında hiçbir makam reva görülmezken.. Sağlam bir imanla, azimle, kararlılıkla bu ülkenin tüm mazlumlarının gözünü aydınlatacak bir tavırla ve kendilerinin ifadesiyle “Sırf Allah rızası için” verdikleri mücadele sonucunda; bizler de yeniden izzete edilmeye, yeniden söz hakkına sahip olmaya ve cesaretle dinimizi davamızı savunmaya fırsat bulduk. Hocamız ilimde çağın ötesine geçti, siyasette tüm insanlığın ihtiyacı olan ADİL DÜZEN projelerini yaptı, bir insan olarak ise kendisine türlü hainlikleri yapanlara bile hiçbir zaman imana ve ahlaka muhalif bir tavır sergilemedi.. Bu kadar emeğe karşılık bir ise bir miras yedi bile olamadık ya ona yazık.. Sanki hiçbir şey yaşanmamış, sanki hiçbir emek harcanmamış gibi Aziz Hocamızın ufak bir hatırasını harabeye çevirmişiz de kendimizin bile haberi yok.. Vah ki vah bize.. Ve iyi ki MİLLİ ÇÖZÜM var ki yapılan bu haksızlığa sessiz kalmıyor ve hak etmesem de onurumu muhafaza edip Aziz Hocamızın hatırasını muhafaza için mücadele ediyor. Ne diyelim.. Rabbim bize erdemli tavırları hatırlatan Üstad Ahmet Akgül Hocamızdan ve Milli Çözüm ekibinden razı olsun.. Bizim mahcubiyetimiz ise bakidir.. Mevlam üstümüzde hakkı olan Aziz Erbakan Hocamızın hatırasına sahip çıkma fırsatını bizlere versin.
Ayna
Yıllardır atıl halde duran usulüne uygun restorasyonu yapılmayan (yaptırılmayan) fakat Anadolu da masum insanları yakan ermeni kiliselerini trilyonlar harcayıp onaranlar Erbakan Hocamızın çocukluğunun geçtiği evi onarsalardı bu idarecilerin içerisinde Milli Görüşçü birisi kalmış deyip tezat oluşurdu. İnsanların imanını taraftarlığı oluşturduğuna göre bu binada ayna vazifesi gördü.
İMAN EDEN DERTLENİR!..
Aziz Hocam sayesinde siz, meşhur oldunuz
Sonra hıyanet ile, makamlara kondunuz
Aziz hatırasına kör, ve nankör oldunuz
Pek yakında dağılır, şerli-kara bulutlar!..
Davayı içten bitirmek hem ,çökertmek için
Erbakan gerçeğine beton ,döktürmek için
Gizli hınç ve nifak damarın,gereği için
Siyonisler ve çakalları,boşa ulurlar!..
Aslolan gönül müdür,yoksa nesep bağı mı?
Aşkın Sadık’ı olmak,veya lafı güzaf mı?
Sultan’a Kıtmir olmak,veya alem şahlık mı?
Özünde sevdan yoksa,boşa tafra gururlar!..
Milli Çözüm özünden,yakalamış gerçeği
Hak yoluna baş koymuş, budur iman gereği
Adil Düzen kurulur,Hak Vaadin gereği
İmanla göçmek için,tüm bu gayret çabalar!..
İnanalara nasip olacak
Edep haya, utanma duygusu olanlara ithaf olunmuş bir hatırlatma yazısı olmuş. Dört yıldır Sümela manastırına yapılan harcama ve masraflar, ve nerede yıkılmış metruk kalıntı varsa, milyarlarca yatırım yapan zavallı akıl sahipleri. Eğer biraz izan ve haya duyguları varsa bile diye miyoruz, zira olmadığı bir kez bu uyarıya muhatap olmakla tescillenmiş oldu. Ne mutlu bu eksikliği görüp telaşa düşüp ne yaparız diye kaygı duyanlara. Biliir ve inanırımki bu şeref Erbakan hocamı seven ve eksiz inananlara nasip olacak İnlaAllah. Selam ve dua ile.
Aziz Hatıraya Sahip Çıkma Fazilet ve Şerefi…
En son İmam Gazali’nin makamını pejmurde gördüğümde bu kadar içim parçalanmıştı. Nasıl ki Gazali ehli sünneti temsil ettiğinden ziyaret edilmesi bile O’nun düşüncelerini canlandıracağını bilindiğinden makamları harabe bırakılmışsa, bugün Aziz Erbakan Hocamız da Siyonizme ve Emperyalizme direnişin, Müslümanlara ve mazlumlara ümit olmanın küresel temsilcisi olduğundan “hatırlanmasın ki fikirleri unutulsun” şeytani düşüncesiyle onu hatırlatan herşey unutturulmaya çalışılıyor.
Hocamızın hatırası olan bu evin 4-5 sene önce Trabzon’daki Milli Görüşçüler tarafından satın alındığı ve bu arkadaşların şimdi Saadet Partisi ve Yeniden Refah/ Erbakan Vakfı mensupları olduğundan anlaşmazlığa düştüğü konuşulmaktadır. Eğer durum böyleyse:
1- 5 senedir neden restorasyon yapılması için ortak noktada buluşulmamıştır? Aziz Erbakan Hocamızın hatırası anlaşmazlıklarınızdan daha mı kıymetlidir?
2- Erbakan Vakfı Aziz Erbakan Hocamızın hatırasını diri tutmak için kurulmuşsa neden sahip çıkılmamaktadır?
3- Eğer kanuni bazı durumlar bahane ediliyorsa üstesinden gelmek için oturup beklemek mi yoksa sadakat göstererek ortalığı ayağa kaldırmak mı daha Mümine bir tavırdır?
4- Kaldı ki bugün sağcısından solcusuna çoğu bürokrat Erbakan’a saygı ve hürmet gösterdiğinden bu girişimde kolaylık sağlayacaktır.
5- Bunun için iktidarın ve uzantılarının insafını beklemek en büyük ahmaklıktır. Onların sahip çıkmaları için önce çıkarları olması sonra da yapacaklarsa amacından uzaklaştırmaları gerekmektedir.
Tüm bunlara rağmen Aziz ERBAKAN Hocamızın hatırasına sahip çıkılmıyorsa tüm Milli Görüşçülerin peşine gittikleri kişileri sorgulama vakti gelmemiş midir?
Herşeyi bir kenara bıraktık, koca Trabzon’da iki tane omurgalı müteahhit de mi yoktur?
Hasılı Milli Çözüm’den başka bu hususu dert eden bukunmamakta. Ve anlaşılan bu hususun gündeme getirilmesi aziz hatıraya sahip çıkmak yanı sıra herkese ayarını gösterecek ayna tutmak ve zamanı gelince aziz hatıralara sahip çıkacak olanların yine bir tek Milli Çözüm Ekibi olacağını tarihe bir not düşmektir.
Aziz Erbakan Hocamız ve onu hatırlatan tüm proje ve değerlere sahip çıkmak nimet ve fazileti bir Milli Çözüme yakışır ve Nasib olacaktır inşallah.
Sen Ey..
Sen Ey KIRMIZI GÜLÜM…
Gökte YILDIZ yerde TOPRAK..
Denizde SU, havada RÜZGAR..
Kainatı kuşatan Nur, EN NUR…
Yaşadığın eve bile sahip çıkmak zormuş zor…
AKDAMAR KİLİSESİNE SAHİP ÇIKANLAR NEDEN ERBAKAN’IN HATIRATINA SAHİP ÇIKMAZDI!?I
Erbakan’ın hatırasına sahip çıkmak zordur be gülüm.
Hayatında her türlü nimet ve devlete kavuşanlar onu yarı yolda bıraktı ve ihanet ettiler..
Üç günlük dünya iktidarını ebedül-ebed bir sonsuzluğa tercih ettiler. Halbuki ayeti kerime de muttaki sadık kullara, sadakatlarından dolayı hem dünya da İzzet ve devlet hem de ahirette cennet ve Rü yet vadedilmişti.
Malesef dünyayı önemseyenler daha Erbakan Hocamızın hayatında gavura yaranmak için adeta “Bizi geçmişimizle değerlendirmeyin, biz Milli Görüş gömleğini samimiyetle çıkardık, hatta BİZANS’IN YADİGARLARIYIZ” diyip AKDAMAR KİLİSESİNİ sıfırdan inşa etmiş ve dünyalık karşılığı olarak Yahudi ve Hristiyanları dostlar veliler edinerek makam ve menfaatlerine tapınmışlardı.
Akdamar kilisesi ki gavurlar tarafından tecavüz ve öldürülmek için götürülen fakat sandallardan şehadete atlayıp su da şehit olan annelerimizi hatırlatırdı. Ne güzel söylemiş Bediüzzaman “Zalimler için yaşasın cehennem”
Bakara 114 ayette;
(Elinde imkân ve iktidar olduğu halde) Allah’ın mescitlerinde O’nun isminin anılmasına (ve Kur’ani hakikatlerin konuşulmasına) engel olan ve bunların (Hakk nizamı kurmaya ve korumaya uğraşan yapıların) yıkılmasına çalışandan daha zalim kim olabilir? (Oysa) Onlara (yakışan, mescitlerin) içlerine korkarak girmekten başkası değildir. (Mescitleri ve İslami prensipleri engelleyen zalimler ve bunları destekleyen hainler var ya) Dünyada bir aşağılanma, ahirette ise büyük bir azap onlar içindir (ve bunu hak etmişlerdir).
http://www.mealikerim.com/2/bakara/114
Evet Aziz Erbakan Hocamızın mirası Allah’ı, Rasulünü,Hak ve Adaleti, Siyonizm ve Emperyalizmle mücadeleyi hatırlatırdı. Bu bedeli de ancak hakkıyla inananlar öder di.
Anlaşılıyor ki Erbakan mirasına sahip çıkmak için sadece Saadet Partili ve ya Yeniden Refah Partili olmak yetmiyormuş..
Öyle ya Erdoğan a “İmparator” kitabını hediye edenlerin (Şevket Kazan hediye etmişti) gönlünde gizli bir KİLİSE ya da Havra sevdası da vardı.
Erbakan’ın mirasına (manevi) ancak Onun Adil Düzeninin gayretini çekenler sahip çıkabilirdi. Selam olsun o sadık ve sağlamlara…
Vefasızlar vicdansızlar
Maalesef ismi dahi bilinmeyen kiliseleri kanun çıkararak restore eden hainler
Babadan Evlada mal kalır hali kalmazmış hali kalmayan evlat senin de vicdanın çürümüş
Partinin malı mülkü deyip mal peşine lider olma hevesine
düşen sözde dava lideri sizde vicdan çürümüş
Asrın liderine vefasızlık edip iman çürütenlere
Hazreti Süleyman rolüyle onun yerine konulan ifrit Süleymanla bir olmaz her tacu taht sahibi de sultan sayılmayız
ve içimizi yakan bu vefasızlıga ne kadar söz söylesek yetmez yetmez
Elbet bir gün bunların hesabı sorulacaktır
Hocamızın mirasına hatırasına sahip çıkmayan
Devlet erkanından tutun evladına kadar hepiniz
Bu kininiz ve ayıbınız bir gün sizin üzerinize beton dökecektir
ve milli çözüm ekibi hocamızın hatırasını ve mirasını tesbit edip gündeme getirmiştir
Hasseten teşekkür ederim
Vardır Bir Hikmeti
Vardır bir hikmeti
Hikmeti Irakta gördük, niye bu teslimiyet?
Herhalde meraklısı adam, illâ ölçmeye niyet!
Dövecek diz bulamayacak ahmak, budur vaziyet
Trolleri yamaya dursun “vardır bir hikmeti”
Vardır Bir Hikmeti
Vardır Bir Hikmeti
Ellemesinler Hocamın hatırasına
Başlarım döneğin ahde vefasına
Büyülüdür bunlar, dalmış siyon aynasına
Trolleri yamaya dursun “vardır bir hikmeti”
İlk bomba düşünce, hesaba yattı milyar
Zihniyeti bu olanı bilmem ki ne paklar
Bombalar yine mazlumun başında patlar
Trolleri yamaya dursun “vardır bir hikmeti”
Coniler ezdi geçti ne ırz kaldı ne namus
Kavatın milyarı yattı, semirdi sanki camus
Yazık ettin ümmete, yapamazdı bunu casus
Trolleri yamaya dursun “vardır bir hikmeti”
Zavallı hayal kurar 23 te süper gücüz
Ekonomi tavan yaptı, süper olmak çok ucuz
Uçaktan vazgeçtim, hani soğan patates karpuz
Trolleri yamaya dursun “vardır bir hikmeti”
Füze uçak teknoloji dünyada deviz
Gavur vermezse, aspirin yerine ceviz
Lider nasıl olur? Uzun şirin kereviz
Trolleri yamaya dursun “vardır bir hikmeti”
İbneye isim buldu diyelim mi ona Gay!
Sağda solda olmaz çatı yaptım burda kay!
Olur elbet hesabı, sana da var bunda pay
Trolleri yamaya dursun “vardır bir hikmeti”
Tv de dizi var ar namus bini bir para
Adamın işi var buna da bakar bir ara
Nesil telef oldu umursamaz man kafa
Trolleri yamaya dursun “vardır bir hikmeti”
Hikmeti Irakta gördük, niye bu teslimiyet?
Herhalde meraklısı adam, illâ ölçmeye niyet!
Dövecek diz bulamayacak ahmak, budur vaziyet
Trolleri yamaya dursun “vardır bir hikmeti”
Yediğin nanelerin hangisini sayayım
Geriye dönüp te şöyle, bir bir bakayım
Biz buna lâyıktık, Fuzuli dir laflarım
Lâkin hazmedemedim “Hocama ihaneti”
Fuzuli Akıl
Emanete ve Mirasa Sahip Çıkmak
Erbakan Hocanın mirasını canlandırmak demek onu ve fikriyatını canlı tutmak demektir. Erbakan Hocayı hatırlamak ve hatırlatmak demek Hakk’ı tutup kaldırmak demektir. Haktan yana olmak demektir. Batılı, Siyonizmi karşına almak demektir. Elini taşın altına koymak demektir. Bedel ödemek demektir. Erbakan Hocadan yana olmak demek Mümince bir duruş demektir. Bunlar hainden, dönekten, inkarcıdan, sahteden, renksizden ve istismarcıdan beklenmeyecek kıymetli hasletlerdir.
Erbakan Hocanın mirası; Adil Düzen’dir. Milli ve Yerli üretimdir. Adil paylaşımdır. Faizsiz ve sömürüsüz yeni bir dünya kurmaktır. Kuran’ın emrettiğini kurumsallaştırıp bir düzen kurup onu yaşatmaktır. Siyonist sömürüye isyandır. Bu fikirlerin canlı tutulması şeytan ve adamlarının işine gelmemektedir. İşte Milli Çözümden başka bunları dillendirip sahip çıkan da olmadığı aşikardır. Erbakan Hocamızın maddi ve manevi mirasına ancak Milli Çözüm sahip çıkmaktadır ve bundan sonra da daima sahip çıkacaktır.
Davanın edebiyatını yapıp prim yapmaya çalışanlar bu kirli görüntülerden hiç mi rahatsızlık duymamaktadır? Basit bir şairin evi bile müzeleştirilirken Erbakan Hoca gibi büyük bir ilim ve devlet adamının geçmişine neden sahip çıkılmamaktadır? Yoksa siyonist abileriniz ismini kullanmaya, istismara izin verip yaşatmaya, hatırlatmaya kota mı koymaktadır?
ERBAKAN’IN EMANETİNE SAHİP ÇIKMA GAYRETİ ÇEKMEYENLER ADAMLIKTAN SÖZ ETMESİNLER
Utanarak ve sinirlenerek tanık olduğum şu manzara bir kez daha göstermiştir ki, lideri gerçek Allah dostlarını sevmek lafla olmuyor. Onların her daim yanında olanlar, ve onların emanetine sahip çıkanlar adam gibi adamlardır. Ama sözde seviyor özde iş yürütme peşinde olanlar ve emanetine sahip çıkmayanlar adamlıktan söz etmesinler. Adana’dan Milli Çözümün adam gibi adamlarına saygı ve selamlar
EMANET EHİL ELDE
İnanıyor ve iman ediyoruz ki her şey Allahın dilemesiyle olacaktır ve o dilemedikçe hiç kimse hiç birşey dileyemeyecektir. Siteyi ve Üstad Ahmet Akgül hocamızın eserlerini takip edenler hatırlayacaktır daha önce aynası ve ayarı bilinen Şevket Kazan Aziz Erbakan Hocamızı anlatan bir kitap yazma niyetinde bulunmuş ve yazacağı eserde zehrini bal kasesinde akıtacağı için Allah hevesini kursağında bırakmıştı. Ve Allah adaletinin ve rahmetinin tecellisi olarak Aziz hocamızın hayatını anlatan ERBAKAN DEVRİMİ ve tüm insanlığın kurtuluşuna vesile olacak projelerini anlatan ADİL DÜZEN ve YENİ BİR DÜNYA adlı eserleri yazmayı O’nun en sadık talebesi ve en yakın takipçisi Üstad Ahmet AKGÜL hocamıza nasip etmişti. Şimdi yaşanan hadiseyi de aynı çerçevede değerlendirdiğimizde bir yanımız Aziz Hocamızın hatırasını bu şekilde harabedilmesine üzülürken bir tarafımızda Allah kirli ağızlara küflenmiş kalemlere hayatını anlattirmayi yazdırmayı dilemediği gibi kirli ellerin ve zihniyetlerin bu hatiraya sahip çıkmalarını dilememesinde bir hikmet vardır ve hocamızın kurduğu ilk islam devletine sahip çıkmak ve hatıratını ayakta tutmak da Ahmet Hocamıza ve Milli Çözüm Ekibinin sadıklarina nasip olacaktir inancı ile şükür ve sevinç içerisindeyiz. Allah bizleri sadıklardan ayırmasın Amin kere amin
YAPAMAZLAR VE BAŞARAMAZLAR
Bahsi geçen konuyu muhatapları yine yapamaz ve başaramazlar. Neden mi? Çünkü Erbakan adının geçtiği bir işi yapmak iman ister, yürek ister, kararlılıkla olaya bakış ister. İşte bunun için bunlar yapamazlar. Yani aslında bu hayırsız, vicdansız ve vefasızlardan çok şey istenmiş oluyor.
Bu Böyle Gitmeeez!
Aziz Hocamız sizi anlatmaya kelimeler dahi aciz kalırken,Aziz haritanızı bu denli duyarsız kalınması sizi seven sadıkları da gönülden yaralamıştır…Fakat sizinde buyurdugunuz gibi ”Bu böyle gitmeeez” deyip yetkiyi eline alan sadıklar İnsaAllah hatıralarınızı yaşayacaktır…
Seven sahip çıkar
Aşık Mevlâ’sına, duyar mehabet
Huşû saygı ister, gerçek muhabbet
Çün ol muhabbetten, hâsıl Muhammet
Sevmek; dert belayı, gülle sarmaktır…
Seven sahip çıkar, Dine devlete
Aşkını satar mı, makam servete
Riske göğüs gerer, düşer külfete
Cefaya sebatla, Hak’ka varmaktır…
Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır değildir. Önce Milli Çözüm yazarları ve okurları sonra İnşallah yazının başlığında ki muhattapları bu haklı yazıyı okurlar ve gereğini yapar’ız(lar)…
VEFA
Çok az insana nasib olan meziyetlerden biri de vefa. Bütün ömrünü. başta Türkiye olmak üzere tüm insanlığın kurtuluşu için yeryüzünün bu güne kadar ki en büyük şeytani düzeni siyonizme karşı mücadele ederek geçiren Erbakan Hocamızın çocukluk yıllarını geçirdiği Trabzondaki bu kutlu mekanı bu şekilde sahipsiz ve bakımsız bırakmak Hocamızın hatırasına ve davasına karşı büyük bir samimiyetsizlik ve saygısızlık örneğidir. Devlet yetkililerinden, Saadet Partisi ve oğlu Fatih Erbakan bir çok konuda olduğu gibi bu konudada gaflet hatta hıyanet içindeler.. Hocamızın hatırasına yapılan bu saygısızlığı yine Milli Çözüm dergimiz ve Erbakan Hocamızın en sadık talebesi muhterem Ahmet Akgül Hocamız gündeme getirmiştir. İnşaAllah bu vesile ile Hocamızın hatırasına gereken değer verikedek bir an evvel, kuvvetle muhtemel Milli Çözüm eliyle Erbakan Hocamzın daha iyi anlaşılmasının sağlanacağı Erbakan Kültür evi vb. Yapılır. Bu vesile ile Ahmet Hocamızın bu hatırlatması ve gereğinin yapılması ile bu büyük vevalden ve vefazılıktan kurtuluruz..
Taş bile olamadınız
O binanın bahçesindeki bir çakıl taşı bile olamadınız…yazık..
Trabzon’daki yerel bir gazetenin haberine göre Aziz Hocamızın yaşadığı tarihi binanın, Erbakan Vakfının Trabzon şubesi olarak hizmet vereceğinin söylenmiş, o binanın yıllar önce parti adına satın alındığının ve bugün pay edilemediğinin bir işareti olarak nitelendiriliyor.
Eyy vakıfcılar, partililer..15-20 yıldır boş halde, kaderine terkedilmiş bu binanın nesini mi pay edemediniz.. biz söyleyelim…
Bu binayı ayakta tutmak Aziz Hocamızın mirasına sahip çıkmaktı, onun mübarek hatırasını yaşatmaktı… bile bile harebeye çevirdiniz
Bu binadan elde edeceğiniz bir rant, bir gelir yoktu.. sırf Allah rızası için bir taş koyacak, bir boya sürecektiniz yapmadınız…
Sokaklara, caddelere, içinde saçma sapan ve hatta gayrı ahlaki etkinliklerin yapıldığı binalara Hocamızın ismini verdiniz de bir taş binanın penceresini neden takamadınız… Çünkü ne ihalesine fesat karıştaracak, rüşvet yiyecek kadar büyüktü bu tarihi taş bina ne de seçim zamanları billboardlarınızı süsleyecek oy malzemesi etmezdi değil mi?
Hoş, siz Aziz Hocamızın hayatında dahi ona destek olmamışken, ihanet etmişken, vefatının ardından davasına, fikri mirasına sahip çıkmamışken, her türlü sataşma ve hıyanete göz yummuşken… yıllar önce yaşadığını bu taş binaya mı sahip çıkacaktınız?
Milli Çözüm tek başına tüm saldıralara karşı Aziz Hocamızın maneviyatını ve onun davasını savunup diri tutarken, siz her fırsatta yıkmaya çalıştınız, göz yumdunuz…
Ey akpliler, partililer, vakıfcılar… Yazıklar olsun!! Siz değil bir gün bile Erbakan olmak…O binanın bahçesindeki çakıl taşı bile olamadınız, olamayacaksınız… Yazıklar olsun…
“Ey inananlar! Size ne oldu ki: “Allah yolunda topluca cihada çıkınız” dendiği zaman (ürkeklik ve gevşeklikle) yere çakılıp kalıyorsunuz? Yoksa ahireti bırakıp, dünya hayatının (rahatlığına ve çıkarına) mı razı oldunuz? (Halâ anlamıyor ve inanmıyor musunuz?) Halbuki dünya hayatının nimet ve lezzeti ahirete nazaran pek az (ve kıymetsizdir).” Tevbe 38
İyiki Milli Çözüm Var
Erbakanın Aziz hatırasına sahip çıkmak iman ister. Erbakanın Adil Düzen, İslam Birliği v.b insanlığa umut ve ışık olan tek kurtuluş projelerini bile bırakın hayata geçirmeyi ağzına almaya bile korkan sözde milli görüşçüler ve idareciler mi… Kimse kimseyi kandırmasın… Seven insan Onun uğruna herşeyi göze alandır. Şöyle bir bakıyorum da iyiki Milli Çözüm var…
Ektiğinizi biçeceksiniz
Müslümanların sesini siyasi arenaya taşıyan, Milli Görüş Hareketi’nin kurucusu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin eski başbakanlarından Muhhterem Erbakan Hocamız’ın Aziz hatırasına yapılan bu vefasızlığa karşı, Hem iktidar tarafından hem Saadet partisi ve Fatih Erbakan tarafından ilgisiz kalmalarını kınıyorum.
Hadi Akp yi biliyoruz .Ya siz Saadet li yetkililer sizin bahaneniz nedir..?
Önce Erbakan vakfı şimdi Yeniden Refah Partisinin genel başkanı Sayın Fatih bey..!Ya siz neyle izah edeceksiniz çok merak ediyorum.
Hocamıza ihanet karşılığında iktidara taşınan Akp liler, ancak Hocamızı istismar edebilmekle övünmektedir.
Siyonist güçlere hizmet etmekten ve halkı aldatmak için kahramanlık söylemleriyle vakit geçirmekle kendi iktidarlarını sürdürmektedir.
İslam ve Erbakan düşmanları Akp gibi işbirlikçileri eliyle intikamlarını almaya çalışmakta.
Maalesef müslüman yığınlarda böyle büyük şahsiyetlerin değerini anlamamanın cezasını çekmekte.
Hadisi Şerif’te: Efendimiz (A.S) şöyle buyurmuştur. Her bir hain, vefasız ve sözünde durmayan için kıyamet günü bir sancak vardır. Bu sancak, yaptığı vefasızlık nisbetinde kendisi için yükseltilir. DİKKAT EDİN! Toplum liderinin hıyanet ve vefasızlığından daha büyük bir hain ve vefasız olamaz. (Müslüm, Cihat, 4, no :1738/16 , 3/1361)
Kişinin ihaneti ve vefasızlığı nisbetinde o sancağı yükseltilecek.
Şimdi soralım bütün dünyadaki müslümanların ve mazlum milletlerin,kurtuluşu için ömrünü feda eden ,bu yolda Adil Düzen projelerini hazırlayan ve siyonizmin bütün projelerini boşa çıkaran .Şahsiyete olan kininizin ve vefasızlığınızın altında boğulacaksınız.
Yüksek değerlere sahip olmak
Erbakan Hocamızın mirası Adil Düzen’e sahip çıkıp uygunlanmasına ve tüm dünyada yaygınlaşmasına dair en ufak bir gayret göstermeyenlerden Hocamızın aziz hatıralarının yaşatılması için bir şeyler yapmaları zaten beklenmez. Bunlar vefa gibi en önemli değerleri de kaybetmişler, ne denebilir ki. Başta Adil Düzen olmak üzere Hocamızın manevi mirasına sahip çıkan Milli Çözüm’ün hangi yüksek değerlerle donandığı da burada ortaya çıkmaktadır.
NEREDEN NEREYE
Bu yaşananlar Erbakan hocaya ve aziz hatırasına saygısızlıktır. Vay be! Bu millette hiç mi hassasiyet kalmadı. Nereden nereye.
Maalesef
Yazınızı okudum ben sizi takip eden bir okuyucu olarak şunu belirmek istiyorum. Erbakan hoca gerçekten tarihe adını altın harflerle yazdırmış çok büyük bir şahsiyettir. Onun hatırasına sahip çıkılmamışsa bu ayıp başta devlet yöneticileri, Saadet Partisi ve Fatih beyin ayıbıdır. Üzülerek okudum. Yazık.
İHANET BU DEĞİLDE NEDİR
Nicelerinin sayesinde adam yerine koyulduğu ve tanındığı, bu adam yerine koyulma ve tanınma neticesi ve akabinde iş sahalarında ve devlet kademelerinde etkin görevler, Belediye Başkanlığı, milletvekili, Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanlıği ve başkanlık gibi etkili ve yetkili görevlere geldiği gerçeğini bile bile ve göre göre, Merhum Erbakan Hoca’mızın hatırasına sahip çıkmayan bu zevata, mücadelesini verdiği Milli Görüş davasının tek siyasi temsilcisi olarak belirttiği Saadet Partisinin ve tüm milkoların yöneticilerine, kendi öz siyasi partisini içerisine sızmış ve çöreklenmiş olan hainlerden ve ihanet şebekesinden kurtarıp özüne döndürmek yerine, kaçıp kolaycılığı tercih ederek yeni bir parti kuran Yeniden Refah Partisinin ve Erbakan Vakfının yöneticilerine söylenecek tek söz nankörsünüz, nankörsünüz, nankörsünüz. Allah aşkına haydi Akp’lilerin bu konulardaki telaş ve korkularını ve zaten ihanet ve hainliklerini bilmeyen yoktur. Ya siz Ey Saadet Partisi içerisine sızmış hain alçaklar ve hălă daha onları destekleyip alkışlayan yavşaklar, ve hele hele adına vakıf kurup yetmez bir de yeni parti hevesiyle sonu olmayan bir maceraya atılmış olan Yeniden Refah Partisinin yönetici ve mensupları, sizlerin bu konulardaki duyarsızlıklarınıza, ilgisizliğinize ve görmezden gelmenize ne demeli?! Yıllardır Erbakan Hocamıza içten ve dıştan yapılan tüm saldırılara, iftiralara, hakaretlere, yalan yanlış haberlere Milli Çözümden başka karşılık veren, gereğini yerine getiren var mı? Milli Çözümden başka bu gerçekleri gündeme getiren var mı? Varsa söyleyin ve delilleriyle ortaya koyunda bizde bilelim ve onları tebrik edelim!…
İşte ALLAHÇA BİLMEK ve ERBAKANCA OLAYLARA BAKMANIN FARKI!… Tebrikler MİLLİ ÇÖZÜM
Allahça demek: Cenab-ı Hakkın Kur’an ayetlerindeki amacını , mesajını ve çağımızın sorunlarına dair hangi çözüm yollarını barındırdıklarını araştırıp öğrenmek,
Erbakanca Düşünmek: Allahça’yı öğreten, günümüzün sorunlarını Kur’an’i metotlarla aşma yönteminin benimsetilmesini sağlayan düşünce yöntemi diyebiliriz.
Bir zamanlar malumunuz küçük bir örnek olsun Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de naaşı yıllarca Etnoğrafya Müzesinin eşyaları arasında mahzenlerinde bırakılışı ve şanına layık bir ANIT KABİR yapılmasının geciktirilip bağlılarının bile hiç üstüne basmaması , hatta Mustafa Kemal’in kendi vasiyet ettiği ve manevi huzur bulacağını düşündüğü Çankaya Köşkü bahçesinin en uygun, gösterişten uzak bir yerine yapmak dururken neden şimdiki yerine yapıldığı , hatta İsmet İnönü’yü bu konuda zorladıklarında ‘’Ben mezar bakıcısı ve türbedarı mı olacağım’’ sözlerini sarfetmesi İnönü’nün içindeki ATATÜRK nefretinin düşmanlığının ve onun prensip ve projelerine düşmanca muhalefetin bir göstergesi olduğu aşikardı.İnönü ve ekibi , kendilerine koca bir vatanı ve en yüksek makam ve imkanları bırakan, Atatürk’ün küçük bir vasiyetini esirgemekteki asıl amaçları; O’nu fiilen yaptıkları gibi , fikren de öldürmek ve uydurma bir Kemalizm safsatasıyla insanlığı Atatürk’e karşı mesafeli duruş sağlamak ve uzak tutmak olduğu ortadır.
Aynı Recai Kutan’ın , Aziz ERBAKAN Hocamızında bıraktığı vasiyeti açıklayacağını söyleyip sonra vazgeçen (vazgeçirilen) konu misali bu Trabzon Ortahisar’daki malikanesini çer çöpün içerisinde bırakılıp sahip çıkılmadığı, ERBAKAN Hocamızın o vasiyetnamesindeki maddelerden birimiydi acaba bu malikaneyi ADİL DÜZEN Üniversitesi olur, ERBAKAN MÜZESİ şeklinde Plan ve projelerinin canlandırıldığı bir yapıt olur vs… Bu tür konuları basit görmek veya basit görenlere şu söz yeterlidir: ERBAKANCASI OLMAYANIN BU KONULARI ANLAMASI İMKANSIZDIR. ERBAKANCA olaylara bakmak DEMEK: Erbakan’ın Adil Düzen Projelerini anlayıp kavrayıp ve sömürü düzeninin yıkılması ve insanlığın maddi manevi huzura saadete ulaşması için çalışıp yerine ADİL DÜZEN’in hakim kılınması uğrunda Allah’ın Resulullah’ın ve ERBAKAN’ın öğretileri ışığında cihat etmek hayatını ikame ettirmek manasında. Ya değilse kuru kuruya Erbakan’ı seviyorum deyip hayat ve yaşamı O’nun hedef ve gayesine uymuyorsa istersen ERBAKAN’ın derisini giy O’nun gibi düşünmedikten ve yaşamadıktan sonra fayda sağlamaz . Bundan dolayı Başbakan olmak, Cumhurbaşkanı olmak kolaydır, zor olan ERBAKAN OLMAKTIR. (Not: Bu arada bu Recai Kutan’ın vasiyetnamesini açıklayacağını bildirdiği haberler internet sitelerinden kaldırılmıştır hatta Milli Gazete’nin sitesinde bile bulunmamaktadır. Düşündürücü değil mi?)
Ne hikmetse bu tür devlet adamları genelde aynı muameleyi görmüşler. Hadi diyelim ki kirli niyetliler görevini yapıyorda, Allah aşkına temiz niyetlilerde SAADET PARTİSİ, ERBAKAN VAKFI, YENİDEN REFAH PARTİSİ gibi kurumlar bu tür konulara neden üstüne basmazlar dert etmezler kendilerine görev addetmezler acaba. Yoksa ERBAKAN İSTİSMARCILIĞI YAPIP yakın tarihten örnek olan Mustafa Kemal ve benzerlerine yapıldığı gibi BU TÜR DEVLET ADAMLARININ, MİLLİ KAHRAMANLARIN plan ve projeleri hakim olmasını istemeyen güçlerin kontrolüne girdikleri için mi bu konuların üzerine hiç basmazlar!!??
Veya Aziz Erbakan Hocamızın Siyonist odaklara ve şeytanın dostlarına attığı kazığın acısını, kiralık kuklalarının halâ unutmadığını gösteriyor ve hepsi AKP şakşakcısı olan bu uşak kafaların ayarını ortaya koyuyordu.
Hamdolsun bu makale ve benzerleri bir kez daha tescillemiş oluyor ki Milli Çözüm ve hassaten şahsi manevisi Üstad Ahmet AKGÜL Hocamız bu insanlığın gerçek sahibi ve Milli Görüşü en iyi muhafaza eden Aziz ERBAKAN’A ve öğretilerine en sadık kalandır.
Milli Kahraman Aziz Erbakan Hocamız gibi şahsiyetlerin hatıralarını canlı tutmak müze haline getirmek fikirlerinin ve projelerinin bu vesileyle tüm nesillere aktarılarak canlı tutulmasını sağlamak her bir vatan evladının asli görevi olduğunu hatırlatarak MİLLİ ÇÖZÜM DERGİSİ Mensuplarını ve hassaten ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZA ŞÜKRANLARIMI SUNMAYI vazife sayarım. Allah sizlerden razı olsun.!!
İlerde herkes bilecek ve görecek ki Aziz Erbakan hocamızın Merkez efendi Kabristanlığında bulunan Makamı Alilerinden tutun , makalede bahsedilen Trabzon Ortahisar Malikanesinden tutun ve çok daha fazlası Müze Halinde ve Fikirlerinin plan ve projelerinin tüm nesillere deklare edildiği muhteşem yapıtları başta Üstad Ahmet AKGÜL HOCAMIZIN yer aldığı Milli Çözüm Ehli kimselerce insanlığın hizmetine sunulacaktır.
Saygılarımla!..
Sadece Evi mi?!…
[b]Hocamın vefat ettiği ilk yıllarda, mübarek Kabrinin üzeri bakımlı idi. Her gittiğimizde, farklı farklı çiçekler, kimi zaman güller, kimi zaman lalelerle bezeliydi… Hele de vefat yıl dönümlerinde ve bayramlar yaklaşınca, mezarlık görevlileri tarafından daha bir özenilir ve bakımı yapılır, kabrinin etrafı arefe gününden yıkanır, bayrama hazırlanırdı. Ama özellikle şu son birkaç aydır; dikkatimi çekiyordu. Mesela, bayramdan bir ay önce gittiğimde; eşinin, abisinin, yengesinin kabrinin üzeri bakımlı olduğu halde, hepsinin tam ortasında olan Erbakan Hocamızın kabri; ilginç şekilde, bakımsızdı ve bir dal gül vardı ki, onu bile kökünden sökmüşler. Herhangi bir görevli bulsa idim, bu aymazlığın ve hadsizliğin sebebini soracaktım. Bulamadım maalesef, güvenlik de kilitliydi…
Bayram sabahı gittiğimde ise, sinirden küplere binmiştim.
Özensiz, bir tutam papatya vardı, o da kurumak üzereydi. Milli Çözüm Ekibinden bir kardeşimiz hazırlıklı gelmişti. Bayramlıklarını giydirir gibi, Kabrinin üzerini çiçeklerle bezedik, Elhamdulillah…
Dün yine oradaydım, su bile dökmemişler, bizim ektiğimiz çiçekler kurumaya yüz tutmuş…
Bunu hangi kansız yapıyor veya yaptırıyorsa, bilinçle –bile isteye- yapılıyor elbet!… Ama şu bilinsin ki; kimsenin yaptığı ve yapması gerekirken yapmadığı, elbette yanına kâr kalmayacak!…
Her şey kayıt altına alındı-alınıyor… [/b]
Bu Müslümanlara Hava bile haram!
Dünyadan bir çok beldesine ve o beldelerdeki birçok ölmüş gitmiş ama meşrebine göre yaşadığı zamanlarda birilerinin gönlünde sıcaklık, kalbinde anı ve kulaklarda hoş bir seda bırakan bir çok insanın öldükten sonra hayatlarını geçirdikleri evleri, kullandıkları eşyalar hem o kişileri yad etmek, hem de onları anmak için restore edilir, bakımları yapılır ve birrer kutlu hazine gibi saklanır….
Normal de kalbinde vicdanı olan ve ahde vefa taşıyan kimselerin yaptıkları budur….
Ancak bu durumun bir istisnası vardı…. Geçmişte kalan kişi şuan gücü elinde bulunduran kimselerin zulüm arabalarına taş koymuş ise, tekerlerine çomak sokmuş ise bundan sonra gelenlere hatırlamasın, yarenleri de bakıp bakıp acı çeksinler diye zamanında kendisine güç yetiremeyenler, intikamlarını geride bıraktıkları hatırasından almaya kalkarlar….
Kalkarlar da, gavur gavurluğunu yaparken neden Müslüman müslümanlığını yapmaz??
Hoş hayatta iken dahi Muhterem Hocamıza atmadıkları iftira, sui zanlar, iftiralar kalmamıştı, lakin O yine de “Emrolunduğu gibi dosdoğru” oldu ve yine vaadini tutmak üzere cihad etti…
Kaybeden ise yine biz(!?)ler olduk…
[b]Alın size dirisine bunu yapan ölüsüne neler yapar durumunu anlatan bir fıkra….[/b]
BU ÇEŞMEDEN MÜSLÜMANA SU İÇMEK HARAM!
Vaktiyle Bursa’ da bir Müslüman, bir muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş:
[b]“Her kula helâl, Müslüman’a haram!..”[/b]
Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye…
…
Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka-paça huzûra getirilmiş. “Bu nasıl fitnedir, dini İslâm, ahalisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslüman’a yasakla!… Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin?..” diye çıkışmışlar adama. Adam:
– “Müsaade buyurun, sebebi vardır, lâkin ispat ister, delil şarttır…”dedikçe kadı kızmış:
– “Ne delili, ne ispatı?.. Sen fitne çıkardın, Müslüman ahâlinin huzurunu kaçırdın, katlin vâciptir!” demiş. Demiş ama, bir yandan da merak edermiş:
– “Nedir gerekçen?..” diye sormuş. Adam:
– “Bir tek Sultan’a derim…” diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz Sultan’a gitmiş, adam yaka paça saraya götürülmüş… Padişah da sinirlenmiş ama, diğer yandan o da meraklanırmış:
– “De bakalım ne diyeceksen. Bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helâl, Müslüman’a haram yazarsın?..” Adam, başı önünde konuşur:
– “Delilim vardır, lâkin ispat ister.”
– “Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?..”
– “O zaman boynum, hükme kıldan incedir Sultânım…”
– “Eeee?!..”-
“Sultânım, herhangi bir havradan (sinagog) rasgele bir hahamı izahsız yaka-paça tutuklayın, bir hafta tutun. Bakın neler olacak…” Dediği yapılmış adamın. Bütün azınlıklar bir olmuş, başlarında Mûsevîler, “ne oluyor, bu ne zulüm?.. Bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim…” Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş… Bir hafta dolunca, adam:
– “Sultanım, artık bırakmak zamanıdır” demiş. Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer Sultan’a teşekkürler, hediyeler
– “Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir papaz için yaptırınız Sultanım” demiş. Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka-paça alınmış Pazar ayininden ve aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar… din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir sarılmışlar birbirlerine… Sultan:
– “Bitti mi?..” demiş adama.
– “Sultânım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle” demiş.
– “Şimdi nedir isteğin?..”
– “Efendim, pâyitahtımız Bursa’nın en sevilen, âlimini alınız minberinden…” Adamın dediğini yapmışlar, Ulucâmi imamını Cuma hutbesinin ortasında almışlar, yaka-paça götürmüşler…Ve bir ALLAH’ın kulu çıkıp da, “ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz?.. Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz”, gibi tek bir kelâm etmemiş, imamın peşinden giden, arayan-soran olmamış… Geçmiş bir hafta, “Nerde imam” diye gelen-giden yok!.. Halk hâlinden memnun, başlamış bir dedikodu, o geçen hafta tutuklanan koca âlim için:
– “Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik…”
– “Kim bilir ne suç etti de tevkif edildi!..”
– “Vah vaah!.. Acırım arkasında kıldığım namazlara…”
– “Sorma, sorma…”
Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup-bitenleri. Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş:
– “Eee, ne olacak şimdi?.. Adam:
– “Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip helâllik almak lâzımdır hocadan.” “Haklısın” demiş padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş:
– “Ey büyük Sultânım, siz irade buyurunuz lütfen, böyle Müslümanlara su helâl edilir mi?..”
Sultan acı acı tebessüm etmiş:
[b]- “Hava bile haram, hava bile!..” demiş.. [/b]
[b]
Esasen konu “Erbakan istismarı” olunca hiç kaçırmazdı bu etkili (!) ve yetkili zevat… Hayret!…
O’nun mübarek adına, üniversite açtılar, kültür merkezi açtılar, meydan açtılar, sokaklara adını verdiler de, burasını nasıl oldu da harabe bıraktılar?!…
Halk pek görmüyordu ya burasını, -oy devşirme hesabına- o sebepten mi görünür duyulur yerleri tercih ettiler… Nasılsa buralarda bir süre sonra, isim değişikliği yapmak da kolay olurdu, öyle ya!?
Ama yaşadığı evi müze yapmak; -O’na ait izlerin altını çizmek- demek olduğundan mı buna cesaret edemediler?!…
Bu zevatın Siyonist ağababalarının da sabrı bir yere kadar, öyle ya!… Kızdırmamak elzem (!)… Yoksa gözden filan çıkarılırlar mazaallah(!)
Zaten o pis ellerini de dillerini de, uzak tutsunlar Hocamdan…
BİZ yani MİLLİ ÇÖZÜM; O’nun Aziz hatırasına sahip çıkan TEK ve GERÇEK tâbileri olarak, vakti geldiğinde gerekeni yaparız-yapacağız. O’nun Mübarek Adını dağlara taşlara kazıyacağız… İnşaallah…
Kaldı ki O’nun buna dahi ihtiyacı yok!…
Çünkü Aziz Üstadım Ahmet AKGÜL Hocamın buyurduğu gibi:
“Bulutlar dağılınca, herkes ama herkes, Dünya üzerindeki “ERBAKAN” mührünü görecek!”
İsteseler de, İstemeseler de…[/b]
Vay Be!
Vay Be!
Bir tek yorum bile, yazmaktan aciz
Hey dostlar sizlerin, ilginiz yok mu…
Kutlu hatıraya, saygısız taciz
Haberiniz yok mu, bilginiz yok mu…
Hani hassasiyet, nerede gayret
Bu nasıl duyarlık, vallahi hayret
Mazluma merhamet, zalime nefret
Allah için buğuz, sevginiz yok mu…
Münkere el ile, dil ile tepki
Kalple buğz ise, en zayıf mevki
Ahrette toplarsın, tohumun serp ki
Bu ne gevşeklik; ruhi, şevkimiz yok mu…