ARA Kİ BULASIN!
Yaratan yöneten, yürüten O’dur
Gölgeler alâmet, gerçeği ara…
Ruhun alıp beden, çürüten O’dur
Yerde ve göklerde, Gökçeği1 ara…
Esmasın yansıtır, her şey aynadır
Âlem sahnesinde, kader oynatır
Sadıklar kalbinde, aşkın kaynatır
Leyla yüzündeki, peçeyi ara…
Sadıklar her halde, Sübhan ararken
Her şeyde bir hikmet, bürhan ararken
Ta ölümsüz bir can, cihan ararken
Sen; kaş göz dudak saç, pürçeği2 ara…
Baharda doğada, buhar tütende
Seherde bağlarda, bülbül ötende
Ruhun daraldıkça, medet yetende
Hepsin ayarlayan, ölçeği ara…
Kader hükmün işler, elde değildir
İman özü kalpte, dilde değildir
Yiğitlik bilekte, belde değildir
Kurda kafa tutan, serçeyi ara…
Cezbe sarmıyorsa, demek ki boşsun
Öyle zikr eyle ki, melekler coşsun
Nebiler veliler, Merkeze koşsun
İçinde “Hû…” geçen, heceyi ara…
Dünya için ukba3, edilmez heder
Mevlâ’yı buldunsa, ne gam ne keder
Kulak ver ki Kur’an; buyurup ne der
“Cennete taşıyan, çekçeği4 ara…”
Ömrün boşa verdin, kirlettin heyhat
Dünya imtihandır, bulunmaz rahat
Artık tevbekâr ol, gündüzü cihad
Seheri zikr olan, geceyi ara…
Rabbiyle bir olan, yalnızlık duymaz
İblisin ve nefsin, keyfine uymaz
Hakiki kul hayâ, perdesin soymaz
Dost sırrın gizleyen, leçeği5 ara…
1- Gökçek: Çok güzel, özel ve sevimli olan.
2- Pürçek: Zülüf, porik ve saç demeti.
3- Ukba: Baki ve ebedi olan ahiret.
4- Çekçek: Dört tekerlekli el arabası.
5- Leçek: Başörtüsü, kıymetli şal.
Nasreddin Hoca merhumu gece vakti sokak lambasının altında bir şey aradığını gören komşuları: “Hayrola hocam ne arıyorsun” diye sorunca Hoca: “Samanlıkta anahtarımı düşürdüm onu ariyorum” demiş. Komşular şaşkın: ” Iyi de hocam samanlıkta kaybolan anahtarı burda niye ararsın” diye sormuşlar.
Hoca: “Aman evladım orası çok karanlık gözlerim görmez o yüzeen lambanın altında arıyorum ” diye cevap vermiş.
Fıkradan da anlaşıldığı gibi ne aradığımız kadar nerde aradığımız da bir o kadar önemlidir. Rabbim Milli Çözüm Hakikatleri haricinde kurtuluş reçetesi arayan hallerimizden bir an evvel kurtulmak nasip etsin (Amin)
Yaratan yöneten, yürüten O’dur
Gölgeler alâmet, gerçeği ara…
Ruhun alıp beden, çürüten O’dur
Yerde ve göklerde, Gökçeği ara…
La mevcude illallah ; Allah’tan gayrıher şey görüntüden algıdan ibaret
Gerçek mutlak varlık – hakiki varlık yalnızca Cenabı Hakktır.
İşte bu hakikate gerçeğe ulaşabilmek için , Asrımızın zamanımızın
Kur’an’a Tercümanı’nı arayıp bulup O’na tâbi ve taraf olmak en birincil vazifelerimiz arasındadır insan olarak. Çünkü O Tercümanı – Rehber Şahsiyeti – Bilge ve YİĞİT Şahsiyeti bulan, hakkıyla tâbi ve taraf olan yetmez O’nu anlayan kavrayan ve yaşayan
Her şart ve konumda O DEDİYSE DOĞRUDUR diyebilen ve bu bilincin gereğini yerine getirmek için gayret ve çaba gösterenler dünya ve ahiret saadetine ulaşması sürpriz olmayacaktır. Ama her şart ve konumda O DEDİYSE DOĞRUDUR diyemeyenler – o şuura bilince sahip olamayanlar – bir kısım şeytani basit düşüncelere kananlar , maalesef HÜSRANA UĞRAMALARI kaçınılmaz olacaktır.
İbrahim Suresi 7. Ayette buyrulur ki: Ve yine bir vakit Rabbiniz şöyle ilan edip duyurmuştu ve buyurmuştu: “Andolsun eğer şükrederseniz gerçekten size (nimetlerimi) artırıveririm ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz Benim azabım pek şiddetlidir.”
Rabbimize sonsuz şükürler ediyoruz ki; Zamanımızın ve Asrımızın Kur’an’a Tercüman olan Bilge ve Yiğit Rehber Şahsiyeti Üstad Ahmet AKGÜL Hocamızı arayıp bulma ve O’na tâbi ve taraf olma, tam sadakat gösterebilme, O DEDİYSE DOĞRUDUR diyebilme imanını bize lütfettin… Bundan daha büyük bir nimet olmadığı gerçeğini kalbimizden beynimizden sildirme Allah’ım. Gereğini yapmak için gayret ve çabamızı her daim lütfeyle lütfeyle Allah’ım. Üstadımıza Ahmet Hocamıza da sağlık sıhhat afiyet güç kuvvet ve sabırlar lütfeyle . Ömrüne ömür kat Allah’ım… Kıymet bilenlerden olmayı bizlere lütfeyle Allah’ım. Milli Çözüm İktidarını biranevvel mazlumlar mağdurlar hatırına hızlandır Allah’ım, Zalimleri İsrail’i ve avanesini Adil Düzen’in Mimarı Milli Çözüm İktidarıyla kahru perişan eyleyiver Allah’ım…
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki; TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!” (Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN – 1980 NİSAN)
Mâide 35
Ey iman edenler! Allah’tan korkun (isyan etmekten sakının) ve O’na (yaklaştıracak ve zafere ulaştıracak) vesile (çare ve yöntem) arayın; (bu amaçla) O’nun yolunda cihad edin. (Böylece) Umulur ki kurtuluşa erersiniz.
https://www.mealikerim.com/5/maide/35
Âl-i İmran 15
De ki: “Size bundan (dünyalık servet ve saltanattan) daha hayırlısını bildireyim mi? (Küfür ve kötülükten) Korkup sakınanlar için Rablerinin katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar (ve havuzlu şelaleler) akan cennetler, tertemiz eşler ve (özellikle) Allah’ın rızası vardır. Allah, kullarını hakkıyla görüp durmaktadır.”
https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/15
Âl-i İmran 16
Onlar: “Rabbimiz; şüphesiz biz (Senin bütün hüküm ve haberlerine) iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru!” diyenlerdir.
https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/16
Âl-i İmran 17
(Onlar, Hakk uğrunda ve cihad yolunda) Sabredenler, (sözlerinde ve işlerinde) dosdoğru hareket edenler, (Allah’a, Kur’an’a ve Resulüllah’a) gönülden boyun eğenler, (helâl kazançlarından) infak edenler ve ‘seher vakitlerinde’ bağışlanma dileyenlerdir.
https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/17
Sadıklar her halde, Sübhan ararken
Her şeyde bir hikmet, bürhan ararken
Ta ölümsüz bir can, cihan ararken
Sen; kaş göz dudak saç, pürçeği2 ara…
Baharda doğada, buhar tütende
Seherde bağlarda, bülbül ötende
Ruhun daraldıkça, medet yetende
Hepsin ayarlayan, ölçeği ara…
Kader hükmün işler, elde değildir
İman özü kalpte, dilde değildir
Yiğitlik bilekte, belde değildir
Kurda kafa tutan, serçeyi ara…”
Rabbimiz gerçegi bulmusken kıymetini bilmeyi ve Hak dava üzerinde durmayı nasip eylesin…Amiiin
Rabbim, Rızasın Arayanlardan etsin!
Arayan mevlasını da bulur, belasını da,
Ameller niyetlere göre, sen gerçeği ara.
Hata arayan; yanlış görür, sen hikmet ara,
Rızasın arayan hakkı bulur, sen vicdanın tara!
Boş işler çöplüğe götürür, sen hizmet etmeye yara!
Eğer Milli Çözüm, bulduysan
Çok daha önemlisi, sabit kaldıysan
Hak elçiyi herşeyden, üstün saydıysan
Dünya boş ola, gönül hoş ola!..
Dünya makam malım, hepsi kedermiş
Dosttan ayrı kalmak, herşey heder miş
İhlas istikamet, derde çareymiş
Dünya boş ola, gönül hoş ola…
“Cenab-ı Hakk-ı bulan neyi kaybeder?
Ve O’nu kaybeden neyi kazanır?
Yani “O’nu bulan her şeyi bulur. O’nu bulmayan hiçbir şey bulmaz,bulsa da başına bela bulur.
O’nu tanıyan ve itaat eden,zindanda dahi olsa bahtiyardır. O’nu unutan saraylarda da olsa zindandadır bedbahttır.” ( Bediüzzaman Said Nursi)
Bütün mesele O’nu bulmak, O’na dayanmak. O’nu bulma sırrına erişebilenlerden olabilme duasıyla. Şiir ders niteliğinde olup defalarca okunması gerek. “Cezbe sarmıyorsa, demek ki boşsun” cümlesinden sonra insan durup bir kendini tartmalı. Selam ve dua ile..
Tembellik, teneşir ehli cenazelerin halidir. Yürüyen karınca, yan gelen karacadan daha önce hedefine erişir.
Sadece dünya hayatını ve şahsi menfaatlerini düşünen, ahirete ve sonsuz cennete değer vermeyen; hürriyet ve haysiyet içinde yaşamayı hak edecek bir bedel ödemeye girişemeyen; haklı ve hayırlı olduğuna kanaat getirseler de, o davanın başarılı olacağından ve Allah’ın izniyle mutlu sonuçlar doğuracağından endişe eden; bencil ve beleşçi toplumların, basit karakteridir. Ve elbette, küçük hesap ve heveslerin sahipleri, asla büyük hedeflere erişemeyecektir
Kendimize çeki düzen vermek ve Sırdaki noktayı arayıp bulmak duası ile
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
“(Yoksa) İnsanlar; sadece “iman ettik” demekle, (öyle) imtihana tâbi tutulmadan (ve sonunda yeterli ve geçerli puan almadan) bırakılacaklarını (ve kurtulacaklarını) mı (zan ve) hesap etmektedirler?
Yemin olsun (Biz) onlardan önceki (kavim)leri de (çeşitli) imtihan (kasıtlı, fitne ve belalar)dan geçirdik. (Böylece) Allah, kesinlikle (dininde ve davasında) sadıkları da bilecektir (bilmektedir) ve gerçekten yalancı sahtekârları da bilip (belirleyecektir.)
Yoksa (her türlü) kötülüğü yapıp (gizleyenler ve olduklarından başka türlü görünenler), Bizi (Allah’ı) atlatıp geçeceklerini (ve insanları sürekli aldatabileceklerini) mi sanıvermektedirler? Onlar ne kötü (ve yanlış bir) hüküm (ve kanaat) yürütmektedirler.
Her kim Allah’a kavuşmayı (O’nun va’adine ulaşmayı) umarsa, (acele etmesin) Allah’ın (tayin ve takdir ettiği) süresi gelmektedir. O (her şeyi) İşiten ve Bilendir.” Ankebut Suresi, 2-5.
MÜ’MİNCE DURUŞ VE DUA
“Ya Rab, ya derman ver; hep yol alayım
Ey Dost, ya ferman ver; yol beni alsın!..” 1
Küfür hâkim; mü’min, hakir perişan
İsterler cihatsız, ruhban2 olayım…
Öyle razı gelmez, Rasuli Zişan
Hep nöbet başında, sekban3 olayım…
Ya Rab, ya derman ver; hep yol alayım
Ey Dost, ya ferman ver; kurban olayım…
Hayır şer fark eden, ancak insandır
Faiz fuhuş kumar, Rabbe isyandır
Herkese hakkını, veren İslam’dır
Ayran yağ ayıran, durban4 olayım…
Ya Rab, ya derman ver; hep yol alayım
Ey Dost, ya ferman ver; kurban olayım…
İslam’sız sisteme, şükreden safdil
“Küfre rıza küfür!”, uyan be gafil
Tayyip başta; ülkem, zelil ve sefil
Fırsat ver cahile, sarban5 olayım…
Ya Rab, ya derman ver; hep yol alayım
Ey Dost, ya ferman ver; kurban olayım…
Yeniden Kur’an’ı, edinip siraç6
Biz Bâtıldan Hakka, edelim mi’raç
İslam coğrafyası, nur suya muhtaç
Lütfeyle canlara, çırban7 olayım…
Ya Rab, ya derman ver; hep yol alayım
Ey Dost, ya ferman ver; kurban olayım…
Adil Düzen yok ki, adilik yaygın
Zina serbest kıldı, lutilik saygın
Vicdanlar karardı, beyinler baygın
Böyle nice sırra, türban8 olayım…
Ya Rab, ya derman ver; hep yol alayım
Ey Dost, ya ferman ver; kurban olayım…
Hak nizama varsın, attığm her adım
Arş’ına sunulsun, gayrı feryadım
Emret hasıl olsun, artık muradım
Ardından yolunda, kurban olayım…
Ya Rab, ya derman ver; ki yol alayım
Ey Dost, ya ferman ver; kurban olayım…
Kur’an hükmedilsin, İslam dirilsin
Hem Milli Çözüm’e, fırsat verilsin
Huzura erilsin, hayra girilsin
Dostlar bahçesinde, bağban9 olayım…
Ya Rab, ya derman ver; ki yol alayım
Ey Dost, ya ferman ver; kurban olayım…
Şimdi, inancı ve insafı olan herkese soruyoruz; lütfen Kur’an ve Vicdan terazisinde tartın ve dürüstlükle yanıtlayın:
● Sn. Erdoğan’ın ve iktidarının; Türbanı serbest bırakması mı, yoksa evli kimselerin zina yapmalarını suç olmaktan çıkarması… Ve İstanbul Sözleşmesi’nin Meclis’ten geçirilip 6284 sayılı yasaya çevrilmiş olması mı, daha ağır basacaktır?
● Ayasofya’yı ibadete açmaları mı, yoksa her gün Mescid-i Aksa’yı basıp onlarca Müslümana zulmeden Siyonist İsrail’le normalleşme anlaşması imzalaması ve katil Herzog’u çağırıp ağırlaması mı daha ağır basacaktır?
● Yol, köprü, tüneller açması, havaalanı ve konutlar yapması mı… Yoksa 1,5 trilyon dolar borca sokup ülkemizi ipotek altına aldırması ve geleceğimizi karartması mı daha ağır basacaktır?..
Evet, nasıl olsa mahşerde buluşacağız ve bu soruların yanıtlarına şahit olacağız!..
1- Erbakan Hocamızın dua ve yakarışı.
2- Ruhban: Sosyal sorumluluklarını bırakıp, devamlı ibadet ve riyazetle vakit geçiren.
3- Sekban: Osmanlı’da savaşa hazır taşra askeri.
4- Durban: Özel toprak ve süzme çamurdan pişirilmiş yayık.
5- Sarban: Deve eğiticisi.
6- Siraç: Nurlu ışık verici.
7- Çırban: Su kanalları görevlisi.
8- Türban: Saç örtü perdesi, setredip gizleyici.
9- Bağban: Bahçıvan, bağ-bostan bekçisi
https://www.millicozum.com/mc/2022/agustos-2022/mumince-durus-ve-dua-siir-2/
BEDAVADAN BAY OLUNMAZ!
Arayan Mevlâ’yı, elbette bulur
Sen Hak yola düşüp, yaşlanmadın ki…
Kalpler zikrullahla, mutmain olur
Bir meal hatmedip, haşlanmadın ki…
Nice gafil cahil, dolaştım diye
Çok şükür huzura, ulaştım diye
İlim hikmet nura, bulaştım diye
Hamdü heyecanla, coşamadın ki…
Kof sıfat geçersiz, hoca hacıdır
Hiç adam kayrılmaz, kardeş bacıdır
Amelyat sancılı, ilaç acıdır
Sen bu tedaviden, hoşlanmadın ki…
Şifa bulman için, katlanman lazım
“Belki de son şansım…”, şartlanman lazım
Boş heves hesabı, atlaman lazım
Kuruntu gururun, boşamadın ki…
En sonunda çıkar, insan ayarı
Kimi anlar; kimin, yoktur duyarı
Olgunlaşmak için, gerek uyarı
İnsaf et horlanıp, dışlanmadın ki…
Mü’min itiraza, etmez tevessül
İmtihan sırrıyla, eyler tevekkül
Kur’an’la ferahlar, ehli tefekkür
Sen aşkla kaynayıp, taşamadın ki…
Gerçeği haykırmaz, Hakkı gizlersin
Dini hizmetinle, dünya gözlersin
Hoş benlik güderken, Rabbin özlersin
Sen hâlâ nefsini, aşamadın ki…
İmtihan yolunda, dünya bir durak
Gönül tarlan susuz, gözlerin kurak
Takvayı cihadı, sevdana burak
Eyleyip vuslata, koşamadın ki…
Ne tevbekâr oldun, ne de uslandın
Hidayet saadet, ucuz mu sandın
Menzilin uzak ya, çabuk usandın
Sabru sebat ile, yaşamadın ki…
Ne çekti Nebiler, mü’min yâranlar
Etleri tarandı, hem yakıldılar
Dostlar bir siteme, çok takıldılar
Davan çin dövülüp, taşlanmadın ki…
Üç beş kelimeyle, bilgiçlik gütme
Üstada dostuna, nankörlük etme
Pişmeyen çiğ kalır, harcanıp gitme
Sen emanet yükün, taşımadın ki…
Üstad Ahmet AKGÜL
Yaratan yöneten, yürüten O’dur
Gölgeler alâmet, gerçeği ara…
Ruhun alıp beden, çürüten O’dur
Yerde ve göklerde, Gökçeği ara…
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin, umulur ki (küfür ve kötülükten) sakınırsınız (böylece takvaya ulaşıp korunmuş olacaksınız). (Bakara suresi21)
Bilinmek muradı, yarattı âlemi
“Kün” emriyle, cümle boyun eğildi
Ayrıntıyla yazdı, Hakk’ın kalemi
Kainatta değişmez, nizâmı ara…
İlâhî nizam içinde, nasıl yaşanır
Nebiler Resuller, bu yüzden vardır
Söz dinleyip tutana, en büyük kârdır
Kuranda meal’de, hitabı ara…
Allah göklerin ve yerin nurudur.
Alemler içinde, okunan O’dur
En mükemmel eser, insandır ruhtur
Özünde bulunan, cevheri ara…
Algül ile Akgül, aynı tecelli
İman itaat ile, buldum teselli
Vuslat özlemi, duyup çekeli
Dünyayı boşayıp, rü’yeti ara…
Hak hakim olacak, vaadi şaşmaz
Mümin sadık olur, davadan caymaz
Milli Çözüm erleri, şeytana kanmaz
Sadık samimi ol, rızayı ara…
Kainattaki herşey, Rabbimizin varlığının, birliğinin, azamet ve yüceliğinin delilidir. Rabbimiz herşeyi yaratan, yöneten ve yürütendir. Yaratılan bütün deliller ve nimetler, Rabbimizi anlamaya ve sadece Ona kul olmaya birer araçtırlar.
İman kalpte kök salmazsa, dilde ve sözde kalır. Hakiki imanı elde eden ise, bütün kâinata meydan okuyacak bir yiğitlik ve cesarete ulaşır.
İman kişiyi amele sevk etmiyor, sadece Allah için yaşayıp, daima tezekkür, tefekkür ve teşekkür üzere bir hayat sürdürmüyorsa, o inanç kof, o insan boş demektir.
Akıllı kişi, geçici dünya hevesi için sonsuz ahiret hayatını mahfetmez. İmtihanda olduğunun şuuruyla hareket edip, rahatlığa ve lağviyata rağbet etmez. Hatalarına samimi tevbekar olup, hak yolunda mücadele ederek zikir ehli olur.
Rabbini bulan, asla yalnızlık hissetmez. Ona kul olan, kula kulluktan kurtulur. Şeytanın ve nefsinin peşinden gitmez. Hakiki ve samimi mümin, edep, haya ve erdemden ödün vermez.
Sözün özü; arayan Mevlasını bulur.
Rabbimiz bizlere, hakiki imanı elde etmeyi, sadece Ona kul olmayı ve imtihanda olduğumuzun şuuruyla hareket edip, istikamet üzere yaşamayı lütfeylesin.