YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
670bbf2250204
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 0 4 5
Bugün : 18152
Dün : 34178
Bu ay : 414846
Geçen ay : 1024615
Toplam : 28284886
IP'niz : 44.220.184.63

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

BAZI NURSUZLARIN FESATLIK FELSEFESİ

Bazı Nursuzların Fesatlık Felsefesi
  1. Asar-ı Bediyye Sh: 103 – Tarihce-i Hayat s. 495 Badıllı
  2. resatnurierol@milligazete.com.tr
5 23 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Abdullah AKGÜL

Abdullah AKGÜL

Yorumu Takip Et
Bildir
30 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Bediüzzaman ve Cihad Anlayışı:

1977 senesinde, Rahmetullah Seyyid Ma’şuk Arvasi Hz.leriyle, Van’ın Gürpınar kazasının uzak bir köyüne yaptığımız ziyaret sırasında, Üstat Said Nursi Hz.lerine şaşırtıcı derecede benzeyen yaşlı bir amca şu hatırasını aktarmıştı: “Bediüzzaman Hz.leri köyümüze uğradı. Bizleri Rus işgaline karşı silahlı çarpışmaya çağırdı ve ‘İslam’ın şartı altıdır; altıncısı ise cihaddır!’ buyurup köyümüzden ayrıldı.”

Hatta Bediüzzaman Şanlı Kurtuluş Mücadelemizi ve Kuvay-ı Milliye Hareketini “İSYAN VE TUĞYAN” sayan fetvalara:

“İşgal altındaki bir memlekette, İngilizlerin emri ve tazyiki altındaki bir idarenin fetvası geçersizdir. Düşman işgaline karşı harekete geçenler asi değil mücahittirler!”[1] anlamında karşı çıkmıştır.

Şimdi bu Kur’an’sız nursuzlar, Şeriatsız nursuzlar, Cihadsız nursuzlar ve Bediüzzaman’sız nursuzlar “Artık savaş yoluyla cihad döneminin bittiğini” söyleyecek kadar sapıtmışlardı. Ne yani, yarın ABD ve AB (Haçlı Batı) veya Rusya, Türkiye’mize saldırıp işgale kalkışsalar… Bizi tüm insan haklarımızdan ve kutsallarımızdan mahrum bıraksalar, namusumuza ve onurumuza el uzatsalar öyle oturup dua ve kitap okumakla mı uğraşacaktık!? Bu ne iz’ansız, irfansız ve vicdansız bir yaklaşımdır. Bu marazlı mantığa göre; Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerimizdeki bütün ordularımızı da dağıtmamız, bu kadar büyük masraftan kurtulmamız lazımdı!?

Bu bâtıl kafalılar ve aklı bozuklar, acaba gerçekten gafil ve cahil adamlar mıydı, yoksa Nurculara sızmış gâvur ajanları mıydı?

Allah bizleri Hamas’ı savunanlardan, Filistin davasına samimiyetle sahip çıkanlardan ayrımasın.

Bu fesatçıların Haması savunmaya yürekleri yetmedikleri gibi memleketin hayrına en ufak bir şeyi de dile getirmeye ne akılları, ne cesaretleri yetiyor.

Aksa Tufanı ne mübarekmiş ki memlekette herkese safını belli ettiriyor.

Şu ayet-i kerimeler, kıyamete kadar her türlü cihadın devam edeceğini net olarak beyan buyurmaktadır:

“(Ülkenizde ve yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya, (temel insan haklarına aykırı tüm fesat odakları kurutuluncaya ve böylece) Dinin (adalet düzeninin) hepsi Allah’ın (rızasına ve temel insan haklarına uygun) oluncaya kadar (zalim ve kâfirlerle) çarpışın (ve mücadeleyi bırakmayın). Şayet (zulüm ve fitneden) vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını Görendir (siz de onları kendi hallerine bırakın).” (Enfâl Suresi: 39)



“Sizinle (Dininiz, devletiniz, ülkeniz ve hürriyetiniz konusunda ve çeşitli yollarla) savaşanlara karşı, (siz de) Allah yolunda (ve geçerli olan silah ve metotlarla) çarpışın; (ancak) aşırılığa kaymayın! Kesinlikle Allah aşırı gidenleri sevmez. (Bu nedenle haddi aşmayın ve haksızlığa sapmayın.)” (Bakara Suresi: 190)

Şüphesiz iman edenler hicret edenler Allah yolunda Cihat edenler, işte onlar Allah’ın Rahmetini umabilirler hak hakim olsun diye Cihat etmeden Cennet özleyenler ise boş bir aldanış içindedirler Allah bağışlayandır Esirgeyendir. Bakara süresi 218

“Fiili icraata geçmek gerekir. İsrail laftan anlamaz. İsrail ancak güçten anlar”

Prof. Dr. Necmettin Erbakan

Namaz dinin direği, cihad ise zirvesidir.
Allah nurunu tamamlayacaktır.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan

İslamın 6 şartı vardır. Altıncısı cihaddır.
Bediüzzaman

Lokman 17
“Ey oğulcuğum! (Allah’a teslimiyet ve vicdani hürriyet alâmeti olan) Namazı dosdoğru kıl, ma’rufu (iyi ve güzel olanı) emret, (insanları) münkerden (kötü ve çirkin işlerden) menet; (bunları uygulayacak adil bir düzen kurmaya çalış) ve bunları yaparken sana dokunacak zarar ve saldırılara karşı da sabret. Çünkü bunlar azim (kararlılık) gösterilmesi gereken (ve özgüven isteyen önemli ve öncelikli) işlerin (başındadır).”

https://www.mealikerim.com/31/lokman/17

“(Ülkenizde ve yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya, (temel insan haklarına aykırı tüm fesat odakları kurutuluncaya ve böylece) Dinin (adalet düzeninin) hepsi Allah’ın (rızasına ve temel insan haklarına uygun) oluncaya kadar (zalim ve kâfirlerle) çarpışın (ve mücadeleyi bırakmayın). Şayet (zulüm ve fitneden) vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını Görendir (siz de onları kendi hallerine bırakın).” (Enfâl Suresi: 39)

Bazı Nursuzların Fesatlık Felsefesi

• Nurcu Yeni Asya gazetesi yazarı Orhan Ali Yılmaz, Hamas’ın 7 Ekim’de başlattığı “Aksa Tufanı”nı kınayan ve nursuz ayarını ortaya koyan bir yazı hazırlamıştı.

• Yazar, “Savaş yoluyla ‘cihad’ dönemi bitmiştir…” başlıklı yazısında, “Cihad kavramı, İlahî dinlerin gayesi olarak kabul edilen şu; ‘Canı korumak, malı korumak, aklı korumak ve de dini korumak’ şeklinde belirtilen kavramların sonuncusu ile ilgili.” ifadelerini kullanmış ve dolaylı biçimde, askeri cihadın Dinin gayesine uygun olmadığını anlatmaya çalışmıştı.

• Yazar, HAMAS’ı suçlu ve saldırgan taraf gibi gösterme çabasıyla, öz vatanlarını ve özgürlük haklarını savunan Hamas’ı, terörist sayan soysuzların safına kaymıştı.

• Oysa kuduz ve Siyonist İsrail, gasp ettiği topraklarda kurulduğu günden bugüne sınırlarını yüz kat artırmış, mazlum Filistin halkını açık hapishane şartlarına mahkûm bırakmıştı.

• Yazar, “Bu durumu gören, ‘hakperest ve insaflı her bir insan’ ve de ‘Müslüman’, benim şu kanaatime iştirak edecektir diye tahmin ederim: Savaş yoluyla ‘cihad’ dönemi artık bitmiştir; çünkü mazarratı menfaatine, yani zararı faydasına galip gelmiş, sonucu itibarıyla büyük bir ‘zulme’ dönüşmüştür” diyerek, Kur’an’ın CİHAD (MİLLİ SAVUNMA) emrine bir nevi savaş açmıştır.

• Yazar, Bediüzzaman Said Nursi’nin cihad anlayışına da karşı çıkmış ve “Artık savaş yoluyla cihad döneminin bittiğini” söyleyecek kadar sapmıştır.

• Yazar, Hamas’ın İsrail’e karşı verdiği mücadeleyi küçümseyerek, “Bu ne iz’ansız, irfansız ve vicdansız bir yaklaşımdır. Bu marazlı mantığa göre; Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerimizdeki bütün ordularımızı da dağıtmamız, bu kadar büyük masraftan kurtulmamız lazımdı!?” demiştir.

https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/bazi-nursuzlarin-fesatlik-felsefesi/

“İyi bilin ki Allah’ın la’neti zalimlerin üzerinedir. O zalimler ki, Allah’ın yoluna (Kur’ani hükümlerin yaşanmasına ve uygulanmasına) mâni olurlar ve O’nu (İslâm’ı) eğriltmek ve dejenere etmek isterler.”[8]

“Veyl olsun şu kâfirlerin haline ki, onlar dünya hayatını ahirete tercih ederler, Allah’ın yoluna engel olurlar ve onun eğrilmesine (ve keyiflerine göre değişmesine) çalışırlar. İşte gerçek sapıklar bunlardır.”[9] ayetleri de böylelerini göstermektedir.

g- Her türlü zulmü ortadan kaldırmak, Hak’kı ve adaleti hâkim kılmak için yapılan hizmeti terk edenler, farz olan fikri ve siyasi cihadı bırakıp nafile işler ve ibadetlerle vakit geçirenler…

Meclisin, mektebin, basın, yayın ve eğitim müesseselerinin Hak’kın ve hayrın hizmetine girmesi için gayret göstermeyenler, bu etkili ve yetkili araçları haksızlık ve ahlaksızlık yolunda kullanacak olanlara destek verenler de, elbette zalimdir;

“Ve Allah (cihat etmeyen) zalimler topluluğuna asla hidayet vermeyecektir.”[10]

Necmettin Erbakan Hocamızın ifadesiyle, bu faizci-emperyalist-sömürücü-zalim dünya düzeninin tek çare ve çözümü de özel olarak ülkeler için “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” ile genel olarak bütün insanlık için “Adil Dünya Düzeni, Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası”dır; ve bütün bunlar kısa zamanda benimsenip uygulanacaktır…” [2]

Bu sütüne mikrop bulaşmış yazar takımı Kurtuluş Savaşı döneminde yaşamış olsalardı aynı salyalarını o zamanki Anadolunun Hamas’ı olan Kuva-i Milliye içinde akıtacaktı. Aslı ne ise ona hizmet etmek için çabalayacaktı.

İslamın canı cihattır, cihat ibadeti olmaz ise dinimiz tam manasıyla yaşamamız imkansızdır. Bugün müslümanların ve bütün insanların yerlerde sürünen izzet ve onuru cihat ibadetiyle ancak olması gereken yere kaldırılabilir. Cihatsız bir islam layt İslamdır, tabiki cihat deyince işid vari islam anlaşılmaması lazımdır. Cihat konusunda kendimize örnek almamız gereken tek kişi Aziz Erbakan Hocamızdır. Başka türlü ya namaz kılan köleler haline geliriz yada radikal islam dedikleri caniler haline gelirizki bu ikisi de islama yapılacak en büyük kötülüklerdendir.

Zaten bu nursuz sözde nurculara göre istiklal harbimiz de (haşa) bir başkaldırı, onun kutlu lideri de asi, … yahu sizin şerrinizden Allah kafirleri de korusun

HAMAS, nice ülkenin içine sızmış Siyonistleri ve Siyonist işbirlikçilerini su yüzüne çıkarmıştır.

Kur’an’sız nursuzlar, Şeriatsız nursuzlar, Cihadsız nursuzlar ve Bediüzzaman’sız nursuzlar!
“Savaş yoluyla ‘cihad’ dönemi artık bitmiştir” söyleyecek kadar sapıtmış nursuzlar!

Bu bâtıl kafalılar ve aklı bozuklar demek istiyorlar ki;
“ABD ve AB (Haçlı Batı) veya Rusya, Türkiye’mize saldırıp işgale kalkışsalar… Bizi tüm insan haklarımızdan ve kutsallarımızdan mahrum bıraksalar, namusumuza ve onurumuza el uzatsalar bile Savaş yoluyla cihat etmeyeceğiz, öyle oturup dua ve kitap okumakla uğraşacağız!?”
Bu ne iz’ansız, irfansız ve vicdansız bir yaklaşımdır.

Bu marazlı mantığa göre; Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerimizdeki bütün ordularımızı da dağıtmamız, bu kadar büyük masraftan kurtulmamız lazımdı!?

Bu nursuzlar acaba gerçekten gafil ve cahil adamlar mıydı, yoksa Nurculara sızmış gâvur ajanları mıydı?

HAMAS destanlar yazmış, süper şeytanları şaşkınlığa uğratmıştı!
Tüm dünya ile birlikte İslâm dünyası, özellikle de gençler, az ve zayıf bir topluluğun çok güçlü sanılan süper şeytanları nasıl yenebileceğini, imkânsızın nasıl mümkün hale geldiğini anlamıştır.
HAMAS direnişine İbretle bakıp ders alınız ve Amerika’ya değil Allah’a sığınınız!

HAMAS, nice ülkenin içine sızmış Siyonistleri ve Siyonist işbirlikçilerini su yüzüne çıkarmıştır. HAMAS, nice ilim insanı, düşünür, yazar, sinemacı, müzisyen, felsefeci  ve şair  meşhurun da maskesini düşürmüş; onların fırsatçılığını, çıkarcılığını, korkaklığını, içlerinde gerçek İslam’a karşı taşıdıkları öfke ve nefret duygularını deşifre etmeyi başarmıştır. HAMAS, Siyonizm’in cezalandıracağı korkusuyla susanları, sinip saklananları ortaya koymuş; sahte vicdanlarını pazara çıkarmıştır. HAMAS, dünya genelinde bazı sanatçı, bilim insanı ve düşünürün de gerçekten ne kadar samimi, ne kadar yürekli, vicdanlı ve duyarlı olduklarını ispatlamıştır. HAMAS öyle bir direniş sergilemiştir ki, dünyanın bundan sonra aynı kalabilmesi artık imkânsızdır.”

-Bu faizci-emperyalist-sömürücü-zalim dünya düzeni sona ermeye başlamıştır, bütün insanlık bu vesileyle uyanıp alternatif çare ve çözümlerin peşine düşmek ve Adil Düzen’e dönmek zorundadır.

Tekrar tekrar acilen yapılması gerekenleri hatırlatıyor ve insanlığa diyoruz ki;

-Bu faizci-emperyalist-sömürücü-zalim dünya düzeninin -özellikle Gazze’deki bu son soykırım ve katliamlardan sonra- aynı kalabilmesi imkânsızdır.

-Bu faizci-emperyalist-sömürücü-zalim dünya düzeninin “sonunun başlangıcı” özellikle Gazze’deki bu son soykırım ve katliamlardan sonra başlamıştır.

-Bu faizci-emperyalist-sömürücü-zalim dünya düzeni sona ermeye başlamıştır, bütün insanlık bu vesileyle uyanıp alternatif çare ve çözümlerin peşine düşmek ve Adil Düzen’e dönmek zorundadır.

-Necmettin Erbakan Hocamızın ifadesiyle, bu faizci-emperyalist-sömürücü-zalim dünya düzeninin tek çare ve çözümü de özel olarak ülkeler için “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” ile genel olarak bütün insanlık için “Adil Dünya Düzeni, Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası”dır; ve bütün bunlar kısa zamanda benimsenip uygulanacaktır…”

Onlar, Allah’ın nurunu ağızlarıyla (kuru laf kalabalığıyla) söndürmek istemektedirler. Oysa Allah, Kendi nurunu tamama (başarıya) eriştirecektir; kâfirler hoş görmese (ve engellese) bile (Kur’an’ın Adil Düzenini yerleştirip yürütecektir).Saf 8

Kuvvet kudret sahibi Amerika değil ALLAH tır ALLAH !!!

Yıkılmaz sandığınız süper kaleleriniz tepenize çökecek,belki o zaman anlarsınız…

İşbirlikçilere İTHAFEN:

BİZLER İSE FARKLIYIZ!

Siz, Haçlı’nın uşakları; Biz Hilal’in âşıkları

Siz hesabi, biz hasbani; Siz o taraf, biz bu taraf!

Siz Papa’nın piyonları; Biz Peygamber bağlıları

Siz Haccac’i, biz Haydari; siz o taraf, biz bu taraf!

Siz diyalog davulcusu; Biz Adil Düzen yolcusu

Siz nefsani, biz Rabbani; Siz o taraf, biz bu taraf!

Siz gavurun puştlarısız; Biz mağdurun dostlarıyız

Siz küfrani, biz şükrani; Siz o taraf, biz bu taraf!

Sizler kuyruk, biz öncüyüz; Sizler kukla biz yöncüyüz

Siz kitabi, biz Kur’ani; Siz o taraf, biz bu taraf!

Siz Amerkan hizmetkârı; Biz Erbakan hürmetkârı

Siz hasmani, biz vicdani; Siz o taraf, biz bu taraf!

Alıntı: http://www.millicozum.com

Milli Çözümün en büyük özelliği; sadıklarla sahtekarları ortaya çıkarmasıdır. İman, izan ve vicdan ehli ile, istismarcıları birbirinden ayırt edip mücadele yürütecek, hidayet-feraset-dirayete sahip olmasıdır.

Aşağıdaki cümleler, meseleyi gayet açık, net ve öz olarak ortaya koymaktadır:

….

Şimdi bu Kur’an’sız nursuzlar, Şeriatsız nursuzlar, Cihadsız nursuzlar ve Bediüzzaman’sız nursuzlar; “Artık savaş yoluyla cihad döneminin bittiğini” söyleyecek kadar sapıtmışlardı.

Ne yani, yarın ABD ve AB (Haçlı Batı) veya Rusya, Türkiye’mize saldırıp işgale kalkışsalar… Bizi tüm insan haklarımızdan ve kutsallarımızdan mahrum bıraksalar, namusumuza ve onurumuza el uzatsalar öyle oturup dua ve kitap okumakla mı uğraşacaktık!?

Bu ne iz’ansız, irfansız ve vicdansız bir yaklaşımdır. Bu marazlı mantığa göre; Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerimizdeki bütün ordularımızı da dağıtmamız, bu kadar büyük masraftan kurtulmamız lazımdı!?

Bu bâtıl kafalılar ve aklı bozuklar, acaba gerçekten gafil ve cahil adamlar mıydı, yoksa Nurculara sızmış gâvur ajanları mıydı?

Hz. Peygamber Efendimiz; “Küçük cihaddan (askeri ve silahlı çarpışma sonucu kazanılan huzur ve hürriyet ortamından), Büyük cihada (nefsani arzulardan, makam ve çıkar sevdasından uzak durmaya) döndüklerini” buyurmuşlardı. Öyle ise; Küçük cihadı (askeri ve siyasi bağımsızlığı) kazanmadan, Büyük cihadla (nefsi olgunlaşma aşamalarıyla) uğraşılamazdı. Çünkü ibadet ve hizmetlerin yapılış ve öncelik sırasını koymak, Hz. Peygambere (SAV) ait bir haktı.

….

HAMAS direnişi tüm dünyada zulme başkaldırının rol modeli sayılmıştır.

Müslümanlar HAMAS’ın direnişi sayesinde kendilerini, kimliklerini yeniden keşfetmiş durumdadır. Şuurlu Müslüman olmanın onları nasıl hedef yaptığının farkına varılmıştır. Müslüman kimliğine başkalarının nasıl baktığını anlamış ve kanıtlamışlardır. Dost sandıklarının bir anda nasıl azılı, acımasız, vahşi bir düşmana dönüştüğünü anlamışlardır.

HAMAS, Müslüman devletlerin de maskesini düşürmüş, onların nasıl korkak, pısırık, şahsi çıkarlar peşinde koşan samimiyetsiz kuklalar olduklarını ve münafık tavırlarla günü kurtarmaya çalıştıklarını açığa vurmuşlardır.

HAMAS, nice ülkenin içine sızmış Siyonistleri ve Siyonist işbirlikçilerini su yüzüne çıkarmıştır.

HAMAS, nice ilim insanı, düşünür, yazar, sinemacı, müzisyen, felsefeci ve şair meşhurun da maskesini düşürmüş; onların fırsatçılığını, çıkarcılığını, korkaklığını, içlerinde gerçek İslam’a karşı taşıdıkları öfke ve nefret duygularını deşifre etmeyi başarmıştır.

HAMAS, Siyonizm’in cezalandıracağı korkusuyla susanları, sinip saklananları ortaya koymuş; sahte vicdanlarını pazara çıkarmıştır.

HAMAS, dünya genelinde bazı sanatçı, bilim insanı ve düşünürün de gerçekten ne kadar samimi, ne kadar yürekli, vicdanlı ve duyarlı olduklarını ispatlamıştır.

HAMAS öyle bir direniş sergilemiştir ki, dünyanın bundan sonra aynı kalabilmesi artık imkânsızdır.

Son düzenleme 14 gün önce Mehmet Akif AVCI tarafından

Şimdi bu Kur’an’sız nursuzlar, Şeriatsız nursuzlar, Cihadsız nursuzlar ve Bediüzzaman’sız nursuzlar “Artık savaş yoluyla cihad döneminin bittiğini” söyleyecek kadar sapıtmışlardı. Ne yani, yarın ABD ve AB (Haçlı Batı) veya Rusya, Türkiye’mize saldırıp işgale kalkışsalar… Bizi tüm insan haklarımızdan ve kutsallarımızdan mahrum bıraksalar, namusumuza ve onurumuza el uzatsalar öyle oturup dua ve kitap okumakla mı uğraşacaktık!? Bu ne iz’ansız, irfansız ve vicdansız bir yaklaşımdır. Bu marazlı mantığa göre; Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerimizdeki bütün ordularımızı da dağıtmamız, bu kadar büyük masraftan kurtulmamız lazımdı!?

Bu bâtıl kafalılar ve aklı bozuklar, acaba gerçekten gafil ve cahil adamlar mıydı, yoksa Nurculara sızmış gâvur ajanları mıydı?

Makalede geçen bu satırları okuyunca Üstadım Ahmet AKGÜL Hocamızın şu hatırlatmalarını da ifade etmek yerinde olacağını sanıyorum:

Kur’an-ı terk etmek ve Allah kelâmına sırt çevirmek, genellikle şu şekillerde olmaktadır.

1- İnsanların, hatta kendisinin Müslüman olduğunu savunanların önemli bir kısmı, ne iman ve istikamet esaslarında, ne günlük hayat ve muamelat hususunda ve ne de adalet ve siyaset sahasında asla Kur’an’ı hesaba katmamakta, hiçbir konuda Kur’an’a ilgi ve ihtiyaç duymamaktadır.

Beşeri ve şeytani ideolojilerin ve tağuti düzenlerin kulluğunu ve kahramanlığını yapmaktadırlar. İşte bunlar zaten Kur’an’ı terk etmiş ve sırt çevirmiş durumdadırlar.

2- İnsanların bir kısmı da, Kur’an’dan işine ve kolayına gelen kısmını alıp, zoruna giden tarafını atmak suretiyle sapıtmakta ve Kur’an’dan kopmaktadır.

“Onlar ki Kur’an’ı parça parça edip bölümlere ayırmışlar (işlerine gelen kısmını alıp, diğer hükümlerini önemsiz ve gereksiz saymışlar, böylece sapıtıp azıtmışlar)dı.” (Hicr: 91) ayetinin haber verdiği bu kimseler, namazını kılar, zekâta karşı çıkarlar. Orucu tutar tesettürü çağ dışı sayarlar. Hacca gider, cihadı fitne çıkarmakla bir tutarlar. İslam ahlâkını över, Kur’an ahkâmına saldırırlar… Kısaca, sözde Allah’ın dinine hayran, ama O’nun düzenine düşmandırlar. Bunlar da Kur’an’ı terk etmiş sayılırlar. 

Evet, günümüzde hakkını vererek Hz. Kur’an’la meydan okuyan ve yine hakkını vererek Hz. Kur’an’a Tercüman olan sadece Milli Çözüm ve Üstad Ahmet AKGÜL Hoca bulunmaktadır. İyi ki varsınız?!!!

Hamas Herkesin Gerçek Yüzünü Ortaya Dökmeye Devam Etmekteydi.

Tüm dünya ile birlikte İslâm dünyası, özellikle de gençler, az ve zayıf bir topluluğun çok güçlü sanılan süper şeytanları nasıl yenebileceğini, imkânsızın nasıl mümkün hale geldiğini anlamıştır.

HAMAS direnişi tüm dünyada zulme başkaldırının rol modeli sayılmıştır. Müslümanlar HAMAS’ın direnişi sayesinde kendilerini, kimliklerini yeniden keşfetmiş durumdadır. Şuurlu Müslüman olmanın onları nasıl hedef yaptığının farkına varılmıştır. Müslüman kimliğine başkalarının nasıl baktığını anlamış ve kanıtlamışlardır.

Dost sandıklarının bir anda nasıl azılı, acımasız, vahşi bir düşmana dönüştüğünü anlamışlardır. HAMAS, Müslüman devletlerin de maskesini düşürmüş, onların nasıl korkak, pısırık, şahsi çıkarlar peşinde koşan samimiyetsiz kuklalar olduklarını ve münafık tavırlarla günü kurtarmaya çalıştıklarını açığa vurmuşlardır.

HAMAS, nice ülkenin içine sızmış Siyonistleri ve Siyonist işbirlikçilerini su yüzüne çıkarmıştır.

HAMAS, nice ilim insanı, düşünür, yazar, sinemacı, müzisyen, felsefeci ve şair meşhurun da maskesini düşürmüş; onların fırsatçılığını, çıkarcılığını, korkaklığını, içlerinde gerçek İslam’a karşı taşıdıkları öfke ve nefret duygularını deşifre etmeyi başarmıştır.

HAMAS, Siyonizm’in cezalandıracağı korkusuyla susanları, sinip saklananları ortaya koymuş; sahte vicdanlarını pazara çıkarmıştır.

HAMAS, dünya genelinde bazı sanatçı, bilim insanı ve düşünürün de gerçekten ne kadar samimi, ne kadar yürekli, vicdanlı ve duyarlı olduklarını ispatlamıştır.

HAMAS öyle bir direniş sergilemiştir ki, dünyanın bundan sonra aynı kalabilmesi artık imkânsızdır.”

Evet… Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz üzere…

TEKRAR TEKRAR ACİLEN YAPILMASI GEREKENLERİ HATIRLATIYOR VE İNSANLIĞA DİYORUZ Kİ;

-Bu faizci-emperyalist-sömürücü-zalim dünya düzeninin -özellikle Gazze’deki bu son soykırım ve katliamlardan sonra- aynı kalabilmesi imkânsızdır.

-Bu faizci-emperyalist-sömürücü-zalim dünya düzeninin “sonunun başlangıcı” özellikle Gazze’deki bu son soykırım ve katliamlardan sonra başlamıştır.

-Bu faizci-emperyalist-sömürücü-zalim dünya düzeni sona ermeye başlamıştır, bütün insanlık bu vesileyle uyanıp alternatif çare ve çözümlerin peşine düşmek ve Adil Düzen’e dönmek zorundadır.

-Necmettin Erbakan Hocamızın ifadesiyle, bu faizci-emperyalist-sömürücü-zalim dünya düzeninin tek çare ve çözümü de özel olarak ülkeler için “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” ile genel olarak bütün insanlık için “Adil Dünya Düzeni, Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası”dır; ve bütün bunlar kısa zamanda benimsenip uygulanacaktır…” 

Bakara 174
Allah’ın indirdiği Kitaptan (kendilerinin ve iktidar sahiplerinin işine gelmeyen) bir şeyi göz ardı edip saklayanlar (Allah’ın emir ve hükümlerini gündeme taşımayanlar) ve (buna karşılık) onunla değeri az (bir şeyi, dünya menfaatini) satın alanlar (böylece güç odaklarının ve iktidarların keyfine göre fetva uyduranlar var ya); onların (din istismarıyla kazanıp) yedikleri, karınlarındaki ateşten başkası değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak ve onları arındırıp temize çıkarmayacaktır. Ve onlar için acı bir azap vardır.

https://www.mealikerim.com/2/bakara/174

Bakara 175

Onlar, hidayete karşılık sapkınlığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın almışlardır. (Bu gafiller acaba) Ateşe karşı ne kadar da sabırlı ve dayanıklıdırlar! (Bu ne şaşkınlık ve sapkınlıktır.)

https://www.mealikerim.com/2/bakara/175

Tevbe 32
(Zavallılar) Allah’ın nurunu, ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, (ama Allah buna asla fırsat vermeyecektir. Ahmaklar, üfürmekle Güneş’i karartmaya çalışıyorlar;) halbuki kâfirler hoşlanmasa da, Allah mutlaka nurunu tamamlayıverecektir. (Çünkü Allah, dinini ve düzenini hâkim kılmayı murad etmiştir ve takdiri kesinleşmiştir. Bundan asla vazgeçmeyecek, Kur’an’ın hidayeti ve İslam’ın hakikatleri kıyamete kadar devam edecektir.)

https://www.mealikerim.com/9/tevbe/32

Tevbe 33
Velev müşrikler (ve münafık kesimler) kerih (çirkin ve tehlikeli) görüp (engel olmaya çalışsalar da), O (Allah) Dinini bütün (bâtıl düzen ve) dinlere üstün kılmak üzere, Elçisini hidayetle ve Hakk Din ile göndermiştir.

https://www.mealikerim.com/9/tevbe/33

Son düzenleme 14 gün önce H. Ç. tarafından

“Bu bâtıl kafalılar ve aklı bozuklar, acaba gerçekten gafil ve cahil adamlar mıydı, yoksa Nurculara sızmış gâvur ajanları mıydı?”

“Çünkü Hz. Peygamber Efendimiz “Küçük cihaddan (askeri ve silahlı çarpışma sonucu kazanılan huzur ve hürriyet ortamından), Büyük cihada (nefsani arzulardan, makam ve çıkar sevdasından uzak durmaya) döndüklerini” buyurmuşlardı. Öyle ise; Küçük cihadı (askeri ve siyasi bağımsızlığı) kazanmadan, Büyük cihadla (nefsi olgunlaşma aşamalarıyla) uğraşılamazdı. Çünkü ibadet ve hizmetlerin yapılış ve öncelik sırasını koymak, Hz. Peygambere (SAV) ait bir haktı.”

Bir milletin kendi vatanını savunmak için savaşmasını gereksiz ve anlamsız görmek, ancak yabancı unsurların ajanı, işbirlikçisi olan kişilerin ve kuruluşların yapacağı işlerdendir. Siyonizmin ve bağlılarının en çok düşmanlık yaptığı Erbakan Hocamıza bu tipler de düşmanlık yapmışlardı ve hala da Hocamızın projelerine düşmandırlar. Bu durum hangi safta olduklarını bilmemiz açısından önemlidir. Bu dönemde savaşla mücadele olmaz demelerinin altında da; milletimizin kutsal değerlerimiz uğruna mücadele edecek inanç ve kararlılığını yok etmek, bir daha kurutuluş savaşındaki gibi millet ve ordu birlikteliğini ortadan kaldırmak gibi siyonizm işbirlikçiliği kafası yatmaktadır. Böylece uyuşturulmuş bir millet oluşturup, yumuşak lokma yapıp efendilerinin kolayca işgal edebileceği bir zemini inşaa etmeye çalışmaktadırlar. İşte, Hamas’ın şanlı mücadelesi üzerinden milletimizin aklını çelmeye çalışan bu işbirlikçiler “Hamas nerden çıkarttı bu savaşı” diyerek milletimizin Hamas’a ola desteğini yok etmek için fitne çıkarırken aynı zamanda üst düzey işbirlikçilerini de koruma görevi üstleniyorlar. Yani üst düzey işbirlikçilerini durup dururken zora soktuğunu ifade etmeye çalışırken, aslında onların da millet nezdinde itibar ve menfaat kaybına uğramamak için Hamas’tan tarafmış gibi gözüktüklerini de bir nevi itiraf etmiş oluyorlar.
Uçak konusunda da; taa 2036 ya kadar olan bir süreçten bahsediliyor. Niye bu kadar zaman içerisinde uçak fabrikası kurulmuyor? Böyle davranılırsa biz nasıl üreten ülke olacağız?

Yerli İsrail Yandaşlarının Yamuklukları ve Bunlara Cevap Vermenin Önemi!

“Emin Çölaşan ayarsızı, 14 Ekim 2023 tarihli “Arap Âlemi” yazısında; “Efendim ne İslam dünyası! Hepsi perperişan, hepsi birbirine düşman…”mış… “Bunlar Türkleri hep arkadan vurmuşlar”mış…

Falih Rıfkı Atay şöyle aktarmışlarmış; “Suriye, Lübnan (gibi Arap ülkelerinde)” birilerine benzetip “Sen Türk müsün?” diye sorulunca, “Estağfirullah” diyorlarmış.

14 Ekim 2023 tarihli, yine Sözcü gazetesinde Uğur Dündar; “Atatürk’ün Ortadoğu’ya bakışı” yazısında: Falih Rıfkı Atay’ın naklettiğine göre güya Atatürk; “Floransa ne kadar bizden değilse, Kudüs de o kadar bizden değildir!” buyurmuşlarmış…

Din ve Milliyetçilik istismarında AKP’den geri kalmayan Ümit Özdağ gibi, farklı partilerdeki Türkçü Irkçıların, tam bir dinsizlik damarıyla HAMAS’a sataşmaları ve Arap karşıtlığı kılıfıyla İslam gıcıklıklarını kusmaları [1]

Ve Nurcu Yeni Asya gazetesi yazarı Orhan Ali Yılmaz, Hamas’ın 7 Ekim’de başlattığı “Aksa Tufanı”nı kınayan ve nursuz ayarını ortaya koyan yazı hazırlamaları…

Evet, zıt kesimler gibi görünseler de sonuçta hepsinin ortak çıkardığı çığlık “yerli İsrail yandaşlıklarını” ortaya koyuyordu!

Yerli İsrail yandaşlarının yalan yanlış bilgilerine “itiraz edilemez nitelikte cevaplar” ise tarihi öneme sahipti ve Filistin’e, Ülkemize yani insanlığa en büyük ve en stratejik destek niteliğindeydi!

İşte bunların foyasını dökmek ve işin aslını “Mustafa Kemal’in Filistin Duyarlılığı!”nı “Mustafa Kemal’in, dönemin Kudüs Müftüsü’ne büyük destek sağlaması” ve Filistin duyarlılığının ülkemiz, insanlık ve İslam adına vazgeçilmez önemini -itiraz edilemez nitelikte- açıklamak “Siyonizm’e/İsrail’e atom bombası atmaktan” daha etkiliydi.  

İsrail’e kurşun sıkmak mücahitlikti, Siyonizm’in ve yerli yandaşların fikirlerini kurutup onları maymuna çevirmek ise İsrail’i gömmek “yetmez” üzerine beton dökmekti. Kapitalizmin yerine insanlığa huzur getirecek adil bir düzen sunmak ise tarihte görülmemiş bir bilgelikti!
     
[1] https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/yerli-israil-yandaslari-ve-siyonizmin-son-cirpinislari/

Bu bâtıl kafalılar ve aklı bozuklar, acaba gerçekten gafil ve cahil adamlar mıydı, yoksa Nurculara sızmış gâvur ajanları mıydı?”

Makalemizde geçen bu soru üzerinden, bütün İslam dünyasındaki yecüc-mecüc tipli kafaların tahlilinin yapılması artık şarttır. Bunların beyin yakan tespitleri, insanlıktan utandıran tavırları hepimizi bunaltmıştır. İslamlık bir yana insanlıktan bile nasibini alamamış bu yaratıkların, İsrail denen habis urla birlikte yerin dibine battığı günleri görebilmek; en büyük beklentimiz, en samimi duamızdır.

Öncekiler ve şimdikiler

1977 senesinde, Rahmetullah Seyyid Ma’şuk Arvasi Hz.leriyle, Van’ın Gürpınar kazasının uzak bir köyüne yaptığımız ziyaret sırasında, Üstat Said Nursi Hz.lerine şaşırtıcı derecede benzeyen yaşlı bir amca şu hatırasını aktarmıştı: “Bediüzzaman Hz.leri köyümüze uğradı. Bizleri Rus işgaline karşı silahlı çarpışmaya çağırdı ve ‘İslam’ın şartı altıdır; altıncısı ise cihaddır!’ buyurup köyümüzden ayrıldı.”

(Bununla beraber, ülkenizde, bölgenizde ve yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya (herkese temel insan haklarını sağlayan bir düzen kuruluncaya; adalet ve hürriyet ortamını bozmaya kalkışan fesat odakları etkisiz bırakılıncaya) kadar onlarla (zulüm odaklarıyla) çarpışıp (Hakkı hâkim kılmaya çalışın!) [“Onlara (gizli, açık düşmanlara) karşı gücünüzün yettiği kadar (bütün imkânları kullanarak siyasi, askeri ve iktisadi her türlü) kuvvet ve bağlanıp beslenen atlar, (bugün ise üretilip devamlı bakımı yapılan uçaklar, füzeler ve tanklar) hazırlayın.” (Enfâl: 60)] Eğer (kâfir ve hain odaklar saldırı ve fesatlıktan) vazgeçerlerse, artık zalimlerden başkasına karşı düşmanlık yoktur (saldırganlık ve zulümkârlık caiz değildir).” (Bakara Suresi: 193)

“Onlara (gizli, açık düşmanlara) karşı gücünüzün yettiği kadar (bütün imkânları kullanarak siyasi, askeri ve iktisadi her türlü) kuvvet ve bağlanıp beslenen atlar, (bugün ise üretilip devamlı bakımı yapılan uçaklar, füzeler ve tanklar) hazırlayın. Ki bunlarla Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve Allah’ın bildiği (ama) sizin bilmediğiniz diğer (gizli şer ve nifak odaklarını) korkutasınız (ve caydırıcılık gücüne sahip olasınız. Bu konuda cimrilik ve tedbirsizlik yapmayasınız). Allah yolunda (cihad uğrunda ve milli savunma amacıyla) her ne harcarsanız, (nasıl bir katkı sunarsanız, o ahirette) size tam olarak ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız. (Allah adalet sahibidir.)” (Enfâl Suresi: 60)

NURSUZ YOBAZLAR!

Cihatla bir alakaları olmayan nursuz ve isbirlikçi kafalardan pek bişey beklemiyoruz fakat saçmalıklarını görmek gayet çekilmez bir hâl aldı!Yahu mecbur muyuz bu Aziz Vatanı ve Ümmeti bu kadar madur ve mahsun eden yolsuzluk abidesi guruhu izlemeye !Yıllardır zalim abd/ itrailin peşine takılmışsınız bu kadar vebale girmişsiniz şimdide edebiyat ve pişkinlik derdindesiniz!İnsanların psikolojilerini bozdunuz…Yolsuzluğunuzun sonu gelmiyor,kimse size engel olamaz gibi Karunlaştınız…Heryerde mevcut olan Firanvunluğunuz dayanılmaz boyutlara ulaştı…

Ya Rabbi ne olur Dinimize savaş açan kafirleri ve münafıkları hakettikleri sona ulaştır…Amiiin

İSLAMIN CANI CİHADDIR

İslam’ın içerisinden Cihadı çıkarmak açıkça Allaha ve Kur’ana savaş açmaktır. Kur’anın Mealini okumayan , anlamayan yada dünyalık bir takım beklentilerle anlamak istemeyen çevreler Dini istismar ederek toplumu kandırma ve oyalama peşindedirler. Ümmetin birlik ve beraberliği ancak Cihat şuuruyla sağlanabilirdi. Yıllarca Nursuz bu cemaatler müslümanları uyuşturarak Namaz kılan ibadet eden ama ABD ve siyonizme itaat eden müslaman yetiştirmişlerdir. Bugünkü Müslüman ülke yönetimlerinin Filistin deki şahsiyetsiz duruşları tamda bu durumu açıklamaktadır.
Uyuşturulan toplumu tekrar fabrika ayarlarına getirmek için ümmetin mutlaka Cihad şuuruyla bilinçlenmesi ve yetiştirilmesi gerekmektedir. Yoksa bu tipler hem ülkemize hemde islama zarar vermektedirler.Dini, dünyada yaşanan bunca zulümlere rağmen sadece kınama mesajlarıyla geçiştirilmekten ibaret sayanlar bilinçli ihanet etmektedirler. Muhterem üstadımız Ahmet AKGÜL Hocamız bu büyük tehlikeyi yıllar önce görmüş kimsenin yazmaya cesaret edemediği Cihad İlmihalini hazırlamıştır.

“Din istismarı yapanlar ve dünyalık kazanmak için kutsalını pazarlayanlar;parasıyla fuhuş yapan kadınlardan ve karısını-kızını satanlardan daha aşağı ve bayağı mahluklardır. Açıkca Dine ve İlahi düzene düşmanlık yapanlar ise, insan suretli şeytanlardır” Hz. İsa (AS) (Barnabas İncilinden)

HAMAS, dünyayı uyandırmış ve İmanın imkânagalip geldiğini kanıtlamıştır! 

HAMAS’ın bu şanlı direnişi, İslam’ın tüm insanlığa tebliğatıdır!

HAMAS’a sahip çıkmak, kendi gelecek ve güvenliğimizi garantiye almaktır!..

HAMAS sayesinde, Batı halkları İslam’ı araştırmakta ve İmana sarılmaktadır…

HAMAS, Siyonizm tehlikesini dünyaya tanıtmıştır!

Gazze; Rahmetli Erbakan Hocamızın “İsrail gavuru laftan ve barış çağrılarından değil, güçten ve silahtan anlar!” buyurdukları… Ve işte bunun için: 

1- İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı 

2- İslam Ortak Pazarı 

3- Ortak İslam Dinarı 

4- İslam Savunma Paktı 

5- İslam İlim ve Kültür Dayanışma Vakfı

gibi evrensel projeleri hazırladıkları… Ve bütün bunların resmen ve fiilen gerçekleşebildiğinin kanıtı olarak D-8’leri kurdukları ve çalıştırmaya başladıkları tarihi adımların ve talihli atılımların ne denli haklı, hayırlı ve gerekli olduğunun fotoğrafıdır!

İbretle bakıp ders alınız ve Amerika’ya değil Allah’a sığınınız!

CIA-MAAT ın ŞAKİRTLERİ
Şimdi bu Kur’an’sız nursuzlar, Şeriatsız nursuzlar, Cihadsız nursuzlar ve Bediüzzaman’sız nursuzlar “Artık savaş yoluyla cihad döneminin bittiğini” söyleyecek kadar sapıtmışlardı. Ne yani, yarın ABD ve AB (Haçlı Batı) veya Rusya, Türkiye’mize saldırıp işgale kalkışsalar… Bizi tüm insan haklarımızdan ve kutsallarımızdan mahrum bıraksalar, namusumuza ve onurumuza el uzatsalar öyle oturup dua ve kitap okumakla mı uğraşacaktık!? Bu ne iz’ansız, irfansız ve vicdansız bir yaklaşımdır. Bu marazlı mantığa göre; Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerimizdeki bütün ordularımızı da dağıtmamız, bu kadar büyük masraftan kurtulmamız lazımdı!?

Bu bâtıl kafalılar ve aklı bozuklar, acaba gerçekten gafil ve cahil adamlar mıydı, yoksa Nurculara sızmış gâvur ajanları mıydı?
(Makaleden özet alıntı)

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
30
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx
Paylaş...