BÜLBÜL COŞAR, GÜL COŞAR
Aşk ile şevk ile, zikre dalınca
Gönül coşar, gözüm coşar, dil coşar…
Aklımı derya-yı nura salınca
Feza coşar, füze coşar, yel coşar…
Huzurla tadarsın, zikrin hazzını
Mevlâ’ya sunarsın, hem niyazını
Erenler çalınca, aşkın sazını
Âlem coşar, devran coşar, tel coşar…
Âşıklar sadıklar, döner pervane
Gafiller sanırlar, bunlar divane
‘’Hay! Hak!.’’ diye gümler, inler elvane
İhvan coşar, halka coşar, zil coşar…
İman ihlas çıksa, vücut olur put
Sen etme aşikâr, ağzın sırrın tut
Aldırma yangına, aşkın kahrın yut
Ocak coşar, ateş coşar, kül coşar…
Felekler melekler, devrana başlar
Kuşlar kelebekler, seyrana başlar
Çiçekler böcekler, hayrana başlar
Bahçe coşar, bülbül coşar, gül coşar…
Yürekten Allah de, yalvar Ma’buda
Arayanın yolu, çıkar maksuda
Hepsi zikre düşmüş, bak şu mevcuda
Beyin coşar, boyun coşar, bel coşar…
Zikrin lezzetine, varanlar bilir
Dost ile yâr olan, yâranlar bilir
Hak yolda vücudun, yoranlar bilir
Beden coşar, ayak coşar, el coşar…
Dervişâna gece, gündüz az gelir
Başkasına sünnet, ona farz gelir
Kıştan sonra bahar, gelir yaz gelir
Yağmur coşar, ırmak coşar, sel coşar…
İmtihan sırrı
İmtihan sırrına erip, gönülden Hakk’a yönelip, şeytanın yalanına nefsin inadına direnip istikamet üzere olan kazanır demek… Herşeyi yaratıp, bize “insan” olmayı lütfedip, sonra “iman ve cihat” lezzetini tattıran Rabbimize sonsuz kere şükrolsun. Ve nihayet önümüzde dolu dizgin koşan Üstad Ahmet Akgül hocamızdan ve Milli Çözüm ekibinden de Mevlam razı olsun. Amin.
AŞKINA PERVANEYİM
AŞKINA PERVANEYİM
GÖNÜL AŞKINA PERVANE OLUNCA,
HERŞEY BOŞ VE ANLAMSIZ ,
RABBİM BİZLERE KENDİNİ BİLDİR,
SEVDİR BİZE SEVDİKLERİNİ ,
YARET BİZE ERDİKLERİNİ ,
HERŞEY ANLAMINI BULSUN,
İMTİHANIMIZI KAZANIP ,
RUYETULLAH A KAVUŞALIM…
Putlar Yere Çalınınca
Nefsinin putlarını,yere çalınca
İffet-cihat -ibadet,üzre olunca
Ser Sultan Elçisi’ne,bende olunca
Vücüt coşar,akıl coşar,ruh coşar!..
Ne Bilsin
CAHİL VE GAFİL, NE BİLSİN!
Ne tatlı bir bela imiş, aşkının zevkine düşmek
Hasretinle seherlerde, ağlamayanlar ne bilsin!
Hayatının pahasına, cihadın şevkine düşmek
Yar yolunda yaralanıp, sağalmayanlar ne bilsin!
Sen Aziz’sin ben acizim, kusurumla mahcub oldum
Zulmet; keder gafletimmiş, huzurunla sürur buldum
Her zerrede tecellinle, zuhurunla şuur buldum
Mevcudatla zikre düşüp, çağlamayanlar ne bilsin!
Bir noktadan milyar alem, alameti farikadır
Her şey kudret eserindir, san’atın ne harikadır
Müşrik, “süper güç” sanıyor, taptığı Amerika’dır
Ahed Samed sohbetine, çağrılmayanlar ne bilsin!
İlahi aşk
Bu halinle seni kudret ile çevirir ezel dili seni çağırır hak sana bilgiler öğretir türlü Ma’nevi kisveler giydirir ezeli ilimlerden sana nasip gelir gönlün açık olur kötülükler onda Eğlenmez her kötülük onda erir hep varlığın hak arzusuyla dolar böylece senden çeşitli kerametler zuhura gelir o hallersenden görünür ama aslında haktan gelir işte böylece hak için gönlü kırıklar zümresine dahil olursun .inş maksuda erenlerden olmak dusıyla .