CENAB-I HAK, ÖZE BAKAR!
Salih amel, halis niyet
Hazırla Hakk, öze bakar…
Allah aşkı, Dini gayret
Yoksa sanma, yüze bakar;
Söze değil, öze bakar…
İman ilim, cihatla dol
Budur Rabbe, varan tek yol
Emrolundun, dosdoğru ol
Eğri geçmez, düze bakar;
Yüze değil, söze bakar…
Hak-Bâtıl; kimi haklamış
Zihninde neler saklamış
Kalbinde neler tıklamış
Ne seyretmiş, göze bakar;
Söze değil, öze bakar…
Özünle sözün uyuşmaz
Gönlünle gözün uyuşmaz
Hazzınla hüzün uyuşmaz
Bahar geçti, güze bakar;
Yüze değil, söze bakar…
Kalbin mel’anet planlar
Halin dilini yalanlar
Hakka ayan, tüm alanlar
Sanma süslü, söze bakar;
Söze değil, öze bakar…
Huzurda diz, çökülünce
Sır dikişler, sökülünce
İçin dışa, dökülünce
Son tuttuğun, ize bakar;
Yüze değil, söze bakar…
Zahir mü’min, abid derviş
Nice bilgiler derlemiş
Ne ağlamış, ne terlemiş
Dost yürekte, köze bakar;
Söze değil, öze bakar…
Mal makam mı, Mevlâ’ya mı
Dünyaya mı, davaya mı
Hevâya mı, sevdaya mı
Görüntü hiç, gize bakar;
Yüze değil, söze bakar…
Zikir fikir, kalbe kalay
Gaflet gurur, çalgı halay
Ahmet Akgül, olmak kolay
Cenab Allah, töze1 bakar;
Söze değil, öze bakar…
1- Töz: Kök, asıl, cevher, gerçek özellik.
Lazım olan özdür
Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. İçinizdekini (kurgulayıp nefislerinizde beslediklerinizi) açığa vursanız da, gizli tutsanız da, Allah sizi (niyet ve hedefleriniz doğrultusunda) onunla sorguya (hesaba) çekecektir. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Allah, her şeye (güç yetiren) Kâdir’dir. Bakara Suresi 284. ayettede Rabbimizin buyurduğu gibi niyet ve hedeflerimizden sorumluyuz. Asıl kıymet ve değerimiz özümüzde saklı yani niyetlerimizde şeklin görünüşün hiç bir kıymeti yoktur. Özü bozulmuş ve çürümüş ise ne yapsın Rabbi onu aynı devasa bir ağacın içi boş ama sadece kabuğu kalmış ağaç kimsenin işine yaramaz insanoğluda öyle değil mi?
Söze değil, öze bakar…
Mal makam mı, Mevlâ’ya mı
Dünyaya mı, davaya mı
Hevâya mı, sevdaya mı
Görüntü hiç, gize bakar;
Yüze değil, söze bakar…
Selim Bir Kalb!..
“O gün ne mal ne de çocuklar bir yarar sağlamayacaktır.”
26:89
“Ancak Allah’a tertemiz bir kalple (halis niyetle ve salih amelle) gelenler bunun dışındadır.”
26:90
(O gün) Cennet takva sahiplerine yaklaştırılıp (süslenir ve hazırlanır).
26:91
Cehennem de azgınlar için sergilenip (azapla donatılır).
Şuara Suresi
Selim Bir Kalb!..
“O gün ne mal ne de çocuklar bir yarar sağlamayacaktır.”
“Ancak Allah’a tertemiz bir kalple (halis niyetle ve salih amelle) gelenler bunun dışındadır.”
(O gün) Cennet takva sahiplerine yaklaştırılıp (süslenir ve hazırlanır)
Cehennem de azgınlar için sergilenip (azapla donatılır).
“
Şuara Suresi 88-92
Men arefe nefsehü
Nefsini terketmeden, Rabbini arzularsın,
Hayvanı sen geçmeden, insanı arzularsın!
(Men arefe nefsehü, fekad arefe rabbeh),
Kendini sen bilmeden, Sübhânı arzularsın!
Sen bu evin kapısın, henüz bulup açmadan,
Ma’şûka kavuşacak, zamanı arzularsın!
Dışarı üfürmekle, yakılır mı bu ocak?
Gönlün Hakka vermeden, ihsânı arzularsın!
Dağlar gibi kuşatmış, tenbellik, kardeş seni,
Günahını bilmeden, gufranı arzularsın!
Konuk için evin yok, hiç hazırlığın da yok,
Issız dağın başında, mihmânı arzularsın!
Bostanı, bağı geçdin; meyvesin bulamadın,
Sen söğüt ağacından, rummânı arzularsın!
Gece sayıklar gibi, anlaşılmaz söz ile,
Sen de mi ey Niyazî irfanı arzularsın?
Camı temizlemeden, aynayı arzularsın,
Zünnârını kesmeden, îmânı arzularsın!
Küçük çocuklar gibi, binersin ağaç ata,
Tecriben yok, topun yok, meydânı arzularsın!
Karıncalar gibi sen, ufak ufak yürürsün.
Meleklerden ileri, seyrânı arzularsın!
Topuğuna çıkmadan, suyu deniz sanırsın,
Sen dereyi geçmeden, ummanı arzularsın!
Haydi Niyazî yürü, atma okun ileri,
Derdiyle kul olmadan sultânı arzularsın!
Niyazî Mısrî
Aynalar sır saklamaz…
Ayna sır saklamaz bilinir. Ne iseniz onu gösterir. Saçlara düşen aklar, yüzünüzdeki kırışıklıklar, yılların yorgunluğu, hal ve ahvalinizin durgunluğu, kızgınlığınız, sevinciniz, kederiniz, hüznünüz yansır aynaya.
Hz. Mevlana diyor ki, “ Aynalar türlü türlüdür. Yüzünü görmek isteyen cam’a bakar, özünü görmek isteyen can’a bakar.”
El Eman Ya Rabbi
El eman yarabbi…
Medet..
Senden yine sana sığındık Ya Rabbi..
Amin
Rabbim Salih amel, halis niyet, sözde değil özde iyi bir kul olma yolunda yar ve yardımcımız olsun.
Affın Umman
YA RAB herhalim sana ayan
Nankör kılma, nefse uyan
Sadık kulun kolum tutan
Kün emrinle düze çıkam
Şevkatin çok, affın umman..
İnsan’ın Olgunlaşması: Öz ile sözü bir eyleme süreci
Allah’ım bizleri özü ve sözü hak çizgisinde olanlardan eyle, mış gibi davranmamızı isteyen nefsimizin eline bırakma. İlk tepkilerimizi ehlileştirip nefsini ıslah edebilenlerden eyle. Gayretimizi artır, katından rahmetinin ve nimetinin şükrünü eda edemesek te nankörlük ettirme. (Amin)
Dost yürekte, köze bakar; Söze değil, öze bakar…
Günlerden bir gün müthiş bir deprem olur. Eh, dağ, dağ gibi dimdik kalır. Çevresi darmadağın olurken, dibinden bir taze volkan fışkırır; dağ, bir dağ doğurur. Sonra da dağa nâzır dağ olur. Çoğu kimse fark edemez ama âdeta kendini doğuran esas dağ gibi yankı verir: Seslenen olsun yeter ki; esas dağın yankıları gibi sesler yankılanır, dalgalanır, halkalanır: Çünkü ne de olsa dağdır!”[1]o hassasiyetleri sürdüren kimseler de ta baştan beri temkinli, tevekküllü hâlini koruduğu için çıkarcıların arasında yok gibidir. Ancak kendi gönlüne sözü geçerse, duygularını kâğıda dökmekten öte bir yola sapmaz.yarabbi Yaptığımız bütün işlerde senin rızanı kazanmamıza yardım et..
Amin…
Allah’ım bizleri nefsimizle baş başa bırakma.
Kalbimizi bütün hastalıklardan arındır,
Yaptığımız bütün işlerde senin rızanı kazanmamıza yardım et…
Allah, göğüslerin-gönüllerin özünde (saklı) olanı bilip durandır. (Ali İmran 154)
Bakara 284
Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. [b]İçinizdekini (kurgulayıp nefislerinizde beslediklerinizi) açığa vursanız da, gizli tutsanız da, Allah sizi (niyet ve hedefleriniz doğrultusunda) onunla sorguya (hesaba) çekecektir. [/b]Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Allah, her şeye (güç yetiren) Kâdir’dir.
https://www.mealikerim.com/2/bakara/284
[b]Muhammed 31
Andolsun, Biz içinizden (gerçek) mücahit olanlarla (davasında) sabredip (dik duranları) bilip, (onları kaypaklardan) ayırıncaya (ve sadıkları belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, sizi imtihana tâbi tutacağız ve (İslam davası ve Allah rızası konusunda iddia edip) haber verdiklerinizin (doğruluk derecesini) sınayıp (herkesin ayarını ve amacını ortaya koyacağız).
[/b]
CENAB-I HAK, ÖZE BAKAR!
[b]Mal makam mı, Mevlâ’ya mı
Dünyaya mı, davaya mı
Hevâya mı, sevdaya mı
Görüntü hiç, gize bakar;
Yüze değil, söze bakar…[/b]
Ya Rabbi Bizleri Niyeti Halis Ameli Salih Olanlardan Eyle (amiin)
Salih amel, halis niyet
Hazırla Hakk, öze bakar…
Allah aşkı, Dini gayret
Yoksa sanma, yüze bakar;
Söze değil, öze bakar…
ÖZÜMÜZÜ TEMİZ EYLESİN!
Zahir mü’min, abid derviş
Nice bilgiler derlemiş
Ne ağlamış, ne terlemiş
Dost yürekte, köze bakar;
Söze değil, öze bakar…
Mal makam mı, Mevlâ’ya mı
Dünyaya mı, davaya mı
Hevâya mı, sevdaya mı
Görüntü hiç, gize bakar;
Hayat; İman ve Cihad’dır…” Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Bismillahirrahmanirrahim
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
Asra (mübarek dönemlere ve zaman dilimlerine ve özellikle sayılı ömür sermayesine) yemin olsun ki;
Gerçekten insan hüsrandadır (zarar ve ziyandadır. Bu gaflet ve tembellik sonunda pişman ve perişan olacaktır).
Ancak (samimiyetle) iman edip salih ameller işleyenler, birbirlerine Hakkı (doğru ve hayırlı olanı) tavsiye (yani Kur’an nizamının kurulmasını temenni, teşvik ve tebliğ) edenler ve (bu yolda uğradıkları sıkıntı ve saldırılara kendileri katlandığı gibi) çevresine de sabrı (Allah için dayanmayı) telkin ve tavsiye edenler bunun dışındadır. (Bu dört vasfı birlikte üzerinde taşıyan mü’min, müstakim ve mücahit kimseler, dünya ve ahirette kurtulacak ve sonsuz mutluluğa ulaşacaklardır.) Asr Suresi 1-2-3
https://www.mealikerim.com/103/asr
Rahata menfaata, tapınan kişi
Aklından atamaz, korku teşvişi
Sen iman pirizinden, çekersen fişi
Zekâ baş belan olur, lazım iz’andır
Cesaretin kaynağı, sağlam imandır!
(İnsanın) Onun önünden ve arkasından (devamlı) izleyenleri (ve takipçi melekleri) vardır. Onu Allah’ın emriyle (sürekli) gözetip korumaktadırlar. Bir millet kendi durumlarını değiştirmedikçe Allah onların durumlarını değiştirip bozmayacaktır. Allah da bir kavme (İslam’dan ve insanlıktan uzaklaştıkları için ceza olarak bela ve musibetler gönderip çeşitli) sıkıntı ve kötülükler diledi mi, artık onu önleyecek ve geri çevirecek (bir güç) de yoktur (bulunmayacaktır). Onların Allah’tan başka velileri (ve sahipleri de) yoktur (çıkmayacaktır). Ra’d suresi 11