DİN; NASİHATTIR!
Allah için midir, dünya derdi mi
Senin pişmanlığın, feryadın ahın…
Makam çıkar kaybı, ruhun gerdi mi
Çok daha büyüktür, senin günahın…
Hesabilik ayıp, hasbi olmalı
Rol kesmek nifaktır, kesbi olmalı
Mü’minlik mertliktir, harbi olmalı
Davan sevdan olsun, zevkin ferahın…
Nifak alâmeti; fitne fesattır
Geçmez; uydurduğun, fetva ruhsattır
Kalkmasın bilirsen, düşmek fırsattır
Milli Çözüm kalsın, hizmet cenahın…
Çalma bilgilerle, bilgiçlik yapma
Oku öğren düşün, Mealden sapma
Rabbineymiş gibi, nefsine tapma
Hak’ta sebat ile, mümkün felahın…
Ahret kaybı için, gerek üzülmek
Hak’tan utanarak, ezlip büzülmek
Hatasını ikrar, edip çözülmek
Dosta yaklaştırır, O’dur penahın…
“Hele bak ne vardır, ahret kesende”1
Ölüme hazırlan, ecel ensende
Hâlâ gerçek tövbe, görmüyom sende
Malesef nefs için, zarın eyvahın…
Her gün tavrın farklı, takla olmalı
Aş helal olsun; tek, bakla olmalı
“Haklı olmaktan çok, Hak’la olmalı!”2
Seni Aziz kılar, Rabbin Allah’ın…
Biz Kur’an söyleriz, tutmuş rü’yadır
Damlada boğuldun, ilim deryadır
Gizli şirk sayılmış, tarzın riyadır
Şeytan nefse karşı, ihlas silahın…
Has ustaya çırak, olmayan yetmez
Sahteyse bin dinar, bir kuruş etmez
Sadıklara himmet, erişir bitmez
Enbiya evliya, bütün ervahın…
- “Ey ehli iman! Allah’tan (hakkıyla) korkup (günahlardan çekinin) ve herkes yarın (ahiret) için ne (gibi salih ve halis ameller hazırlayıp) gönderdiğine bakıversin. Allah’tan (emirlerine muhalefetten ve hükmüne itirazdan) korkup (her türlü küfür ve kötülükten) vazgeçin. Zira Allah her yaptığınızdan hakkıyla Haberdardır. (Bütün amellerinizi görmekte ve niyetlerinizi bilmektedir.)” (Haşr: 18)
- Aziz Erbakan Hocamızın bir vecizesi.
Bu dünya ya gönderilme nedenimiz, dünya imtihanımızı kazanmak içindir, bununda kullanma kılavuzu olan Kur’an’ı Kerimi Rabbimiz sonsuz şefkati gereği olarak göndermiştir. Yine merhametinin gereği olarak siz günah işlemeyen bir topluluk olsaydınız sizi helak eder yerinize günah ve hata işleyen ama hatasından, günahından tövbe eden bir kavim yaratırdım diyor. İnsan oğlu eksik ve noksan yaratılmıştır ama günahından hatasını anlayıp veya yapılan NASİHATLERİ dinleyip, eksiğini ve noksanını ne kadar çok düzeltir ve en iyisini yapmaya gayret ederse Allah’ın yanındaki kıymet ve dereceside o oranda artar. Hatasını anlar, hatasından geri döner ve tövbe ederse insan olur, Hz.Adem olur, yok hata ve günahında ısrar ederse de bu sefer şeytanlaşmaya başlar ve iblis olur. Rabbimiz hepimizi hatasını, günahını, eksiğini, noksanını anlayıp tövbe edenlerden ve düzeltenler eylesin. AMİN
Yapılan bütün amellere gerçek kıymetini veren ihlastır. İhlas ise her işi yaparken sadece O’nun rızası aranmalı eğer bir iş yapılırken %99’u Allah rızası için olurda, %1’i O’nun rızasından uzak başka bir şeyler olursa yapılan o iş tam manasıyla Allah rızasına uygun düşmemektedir. O yüzden yapılan her işimizde ihlas ve samimiyetle yapılmalı niyetlere sadece Allah’ın rızası alınmalıdır.
Özellikle kardeşler arasında kişi her işinde samimi ve şeffaf olmalı içine başka şeyler bulaştırmamalıdır, bu şuna benzer ter temiz akmakta olan bir kaynağa bir yerlerden pis suyun sızması o suyu nasıl temizliğini ve berraklığını bozar ise şeffaflıktan ve samimiyetten uzak yapılan işlerde bizleri zamanla kirletecektir bundan da Allah sığınırız.
Allah için midir, dünya derdi mi
Senin pişmanlığın, feryadın ahın…
Makam çıkar kaybı, ruhun gerdi mi
Çok daha büyüktür, senin günahın…
İnsanları Allah için sevmek ve hayra yatkınlığına göre dost edinmektir. Onlara; etiketine ve etkinliğine göre değil, takvasına ve teslimiyetine göre kıymet vermektir. Gerçek ihlas; kusurlarımızı söyleyen ve öğüt verenleri, bizi övenlerden daha değerli görmektir.
Biz Kur’an söyleriz, tutmuş rü’yadır
Damlada boğuldun, ilim deryadır
Gizli şirk sayılmış, tarzın riyadır
Şeytan nefse karşı, ihlas silahın…
Has ustaya çırak, olmayan yetmez
Sahteyse bin dinar, bir kuruş etmez
Sadıklara himmet, erişir bitmez
Enbiya evliya, bütün ervahın
Allah’ın taksimine, yani hayır ve şerden kısmetine razı ol ki, takdire iman etmiş olasın. İbadet, hizmet ve hareketlerine nefsini katma ki, nefeslerin kıymet kazansın!..
v Herkesin kıymeti gayreti kadardır; gayreti ise gayesi ve hedefi oranındadır. Hedefleri ve hayalleri kutsal ve kuşatıcı olanlar, büyük adamlardır. Gayesi ve gailesi (derdi) küçük olanlar da, ayarı düşük insanlardır.
v İslamsız insan, Kur’an’sız irfan, imansız vicdan olgunlaşamaz… En büyük akılsızlık; başkalarına haksızlık ve ahlaksızlık yapmaktır.
v Düşman gibi dine sataşanlar, şeytan gibi din istismarı yapanlar ve dünyalık hesapları için kutsalını ve davalarını satanlar; hepsi aynı ayardadır.
v Herkes senin aynandır. Akıllılık; kendinin güzel yönlerini de, çirkin hallerini de, başkalarında görüp anlamandır. Çirkinliğini gördüğün aynaları kıracağına, kendini düzeltip temizlemen daha akıllıcadır.
İnsanlığın kurtuluşu, Adil düzen Devrimi
Bekler durursun Allah’tan, mesihiyet müjdesi
Acep ruhun kurtuluşu, kim iledir bildin mi
Nefsi terbiye etmeye, kimi beklersin ey fani…
Her daim mü’mine mert, namerde sert olmalı
Rabbin kim sorusuna, doğru cevabı bulmalı
Yaratan Rabbinin adıyla oku! Ayetini unutmamalı
Yaşanan her olaydan, ferasetle ders çıkarmalı…
İmanın ölçütü sarıkla hırka, sanar da savrulur en gafil fırka
Allah’a savaş açanlara, alkış tutar ön safta
Münafık alametiya, geçinir her yerde evliya
Sakın ha uyma sen, nefsin bu oyununa
Likaullah¹ sırrını kavrayıp, her daim Rabbin için yaşa…
https://www.millicozum.com/mc/2013/eylul-2013/likaullah-allahla-karsilasmak-ve-rizasini-kazanmak/
Hikmet ve hizmetle, yükünü doldur
Mü’min zulme siper, mazluma koldur
Hedefe vardıran, tuttuğun yoldur
İnançsız Hak yola, revan olur mu…
Erbakan Hocamız, canımız bizim
Milli Çözüm’dür her, yanımız bizim
Uhuvvet muhabbet, şanımız bizim
İz’ansız vicdansız, ihvan olur mu…
Çalma bilgilerle, bilgiçlik yapma
Oku öğren düşün, Mealden sapma
Rabbineymiş gibi, nefsine tapma
Hak’ta sebat ile, mümkün felahın…
Herşeyin özü, ihlas ve samimiyettir. Sadakat ve istikamettir. İyi niyet ve hassasiyettir. Nimetleri Rabbimizden bilmek, her türlü benlik, enaniyet ve şımarıklıktan beri olmaktır.
İmtihan devam etmektedir. Sadakatten ve istikametten ödün vermeyenler, Rabbimizin rızasına ulaşacak ve ebedi kurtuluşa erişeceklerdir.
“İnsanlar helâk oldu, âlimler müstesna. Âlimler de helâk oldu, ilmiyle amel edenler müstesna. Amel edenler de helâk oldu, ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahiplerine gelince, onlar da pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar.” (Hadisi Şerif)
Yarabbi, bizleri büyük büyük konuşup, küçük küçük,basit basit yaşayanlardan eyleme..
Yarabbi bizleri sadece İddia edenlerden değil, İddiasını İspat edenlerden eyle..
Yarabbi Kul eyle. Sadece Kul.
Biz Kur’an söyleriz, tutmuş rü’yadır
Damlada boğuldun, ilim deryadır
Gizli şirk sayılmış, tarzın riyadır
Şeytan nefse karşı, ihlas silahın…
Has ustaya çırak, olmayan yetmez
Sahteyse bin dinar, bir kuruş etmez
Sadıklara himmet, erişir bitmez
Enbiya evliya, bütün ervahın…
Bilgenin karşısında bilgiçlik, gerçekten/haktan mahrumiyettir. Bilgeden aldığın bilgileri, kendine aitmiş gibi zannetmek veya satmak ise seni bir şey/şöhret gösterse de bir kuruş etmez! Bilginin kaynağını bilmek, kadir kıymet had bilip sadakat, gayret göstermek “zafer” aksi ise hezimettir.
Hesabilik ayıp, hasbi olmalı
Rol kesmek nifaktır, kesbi olmalı
Mü’minlik mertliktir, harbi olmalı
Davan sevdan olsun, zevkin ferahın…
Hayatımızın bugününe kadar; yeme – içme – toplantı – muhabbet ortamlarında teslimiyet ve itaat kolaydı. Haydi buyrun bu süreçte de teslimiyet ve itaatini gösterme zamanı geldi çattı. Görelim bakalım itaat ve teslimiyet iddiamızda ne kadar samimiymişiz?!! Ama mahçubiyet , ama mağduriyet fark etmez. Haydi gösterelim bakalım sadakatimizi…
Ayrıca bu süreçte nerdeyiz, kimin yanındayız ve NEDEN YANINDAYIZ?!!! Olayın bizzat içinde ve gerekeni yapanlardan mıyız yoksa hele bir ortalık durulsun ben şurda bir bekleyeyim biraz deyip bir köşeye sinenlerden mi olduk?!
Ayrıca bu sürece benzer bir süreç daha yaşasak, acaba nerede nasıl dururuz ve neler yaparız, kendimizin ayarını ölçebildik ve eksiklerimizi not edip ders çıkarabildik mi?!! Yoksa , ………….. ?!!!! Allah her olayı hikmetle yaratır. Hem imtihan eder, hem bizi bize tanıtır. Zaafiyetler ve menfaat kaygıları ile adalet ve hakkaniyet ölçüleri bu gibi olaylarla ortaya çıkar. Her türlü bilgi eyleme geçmek içindir. Eylem yoksa bilgi insana yüktür. Yani kitap yüklü merkep gibi…Bilgi var eylem yoksa Allah bu kimselere merkep diyor. Afedersiniz merkep yük altında belli olur. İnsan mülk altında belli olur. Mülkten kastım, makam-menfaat-imtiyaz-itibar-hürmet gibi şeyler olarak düşünelim. Bunları elde etme uğraşısı veya elde ettiyse kaybetme kaygısı… Ve bizlerin bu uğurda gösterdiği tutum ve davranışlar, ayarlarımızı belirleyecektir…
Cenabı Hak , şımarıklığa bir miktar müsade eder ama azgınlığa müdahale eder. Çünkü arada ince bir çizgi bulunuyor. Azgınlıkta zulüm var haksızlık var. En kötüsü BEN vardır. Her şey BENİM için, bana layık düşüncesi. Yani BEN hak ettim. Bu konuda ve herşeyde ben haklıydım gibi… Üstte kıymetli yazarımızın da ifade ettiği gibi ; “Haklı olmaktan çok, Hak’la olmalı!”
Seni Aziz kılar, Rabbin Allah’ın…
Has ustaya çırak, olmayan yetmez
Sahteyse bin dinar, bir kuruş etmez
Sadıklara himmet, erişir bitmez
Enbiya evliya, bütün ervahın…
Gerçek sevgi; sevdiğine sahip olmak değil, sevdiğine HİZMETKÂR olmaktır.
Şiir de bize; münafıklığa düşmenin çok ince bir çizgi olduğu, kendimizi bu konuda test etmemiz gerektiği hatta bu test için hangi kriterlere bakmamız gerektiği çok açık ve net bir şekilde belirtilmiş. Son paragrafta belirtilen “Has ustaya çırak olmak” varya; bu kriterleri has usta olmayan önümüze koyamaz, kendisine bile faydası olmaz, halkımızın arasında söylenen “yarım imam imandan eder” sözüne gelinir. Kıymet bilmemiz lazım.
İnsanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük, nefsinin aklına ve vicdanına baskın gelmesiyle nasihatlerden mahrum kalmasıdır. İnsan ne yaparsa kendine yapar. “Nasihat tutmayanı musibet tutar” demiş atalarımız. Niyet neyse akıbet ona gider. Rabbim nasihatlerden mahrum bırakmasın. Milli Çözüm nasihatleri baştan sona Hak’tır ve şifadır. Aziz de Zelil de olmak sana kalmış.
“Haklı olmaktan çok, Hak’la olmalı!”
Seni Aziz kılar, Rabbin Allah’ın…
Nasıl kaynaşmıştın, niye ayrıldın
Mal makamdan tutkal olmaz ey nefsim!
Hakk’a bağlanmıştın, sonra sıyrıldın
Maharet kendinden olmaz ey nefsim!
Bak bu yol zahmetli, şimdi ayıldın
Sanma sana değmez diken ey nefsim!
Ne yazık gafletin derindir senin
Korkarım kaybolur herşeyin nefsim!
”Her gün tavrın farklı, takla olmalı
Aş helal olsun; tek, bakla olmalı
“Haklı olmaktan çok, Hak’la olmalı!”2
Seni Aziz kılar, Rabbin Allah’ın…
Biz Kur’an söyleriz, tutmuş rü’yadır
Damlada boğuldun, ilim deryadır
Gizli şirk sayılmış, tarzın riyadır
Şeytan nefse karşı, ihlas silahın…”
HAKLA OLABİLMEKTİ MARİFET!
Kur’an bize yoldaş,en güzel kaynak!
Hem okumak gerek ve tabii anlamak!
Riyasız , şirksiz hep yaşanacaksa!
Asıl amaç elbet Rabbe kul olmaktı !
Herşey heryer hep fitneyle dolmuş!
Masum kalabilmek ne de çok zormuş!
Hak yok ! Haksızlık çok makul olmuş!
Asıl hedef güzel ahlaklı olmaktı !
Ya Rabbi, öyle birini Sultan ettin ki gönül tahtımıza, bizi bizden alıp Sana getirdi! Dinimizi , imanımızı kemale erdirmeden; kurtarmadan, nasihatimizi ve nasibimizi kesme…Fethi Mübin’de gayret etmeden, insanlığın kurtuluşunu görüp yer yüzünü Sen’in boyanla boya yıp izzete ve devlete ermeden ve hasretimizi gidermeden nasibimizi kesme !.. Ya Rabbi, bizi Sana, Efendimize (SAV) , Aziz Erbakan Hocamıza ,Muhterem Ahmet Hocamıza ve kutlu davamıza nankör etme! Bizi Hocamızın , Hocamızı bizim gönüllerimizde daim eyle !.”
“AMELLER NİYETLERE GÖRE TARTILIR…”
ÇIRAK OLMANIN İLK KURALI, ÇIRAK OLDUĞUNUN FARKINDA OLMAKTIR.
İNSANIN, KENDİ AYARINI BİLMESİNDEN DAHA İYİ NE VARDIR?
İYİ NİYET, MÜ’MİN İÇİN ŞİAR’DIR! ALLAH’A GÜVENİN B PLANINA İHTİYACIMI VARDIR?
BUGÜNÜ KURTARMAK KÂR’DIR, YARINA KİMİN GARANTİSİ VARDIR?
KITMİR OLMAK NE BÜYÜK ŞAN! ÇIKAR GÖZETENİN SONU ZİYANDIR.
BİZLER FİGÜRANIZ, BAŞARIYI NEFSİMİZDEN BİLMEK HARAMDIR!
NASİHATLERİ DİNLEMEYİP,
BİR İLİM(!) ÜZERE SAPTIRILMAK…
CASİYE 23
Şimdi Sen, kendi (nefsi) hevâsını ilah edinip (bencil tutkularına, boş gurur ve kuruntularına tapınmaya başlamış) kimseyi görmez misin? Ki Allah da onu bir ilim üzere saptırmış, (yani bazı bilgi ve becerilerine kibirlenerek, onları yanlış tefsir ve tatbik ederek ve kendisini herkesten üstün görerek azıtmış olduğundan Cenab-ı Hakk) kulağına ve kalbine mühür basmış, (böylece nasihat dinlemez ve İlahi hükümleri kabullenmez şekilde hidayeti kararmış) ve gözleri üstüne bir perde asılmış, (bu yüzden gerçekleri göremez şekilde feraseti alınmış kimselerin sapkınlığını ve azgınlığını fark edip sakınmanız gereken kişileri artık bilmelisiniz!) Şimdi Allah’tan sonra, kim ona hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?
Has ustaya çırak, olmayan yetmez
Sahteyse bin dinar, bir kuruş etmez
Sadıklara himmet, erişir bitmez
Enbiya evliya, bütün ervahın…
Hiç bir mesele çokta karmaşık değildir.
Sahabe tavrıyla sade düşünebilmek büyük bir meziyettir.
Usta varken ustalığa gerek yok. Bu bir slogan değil hakikattir. Himmet den rabbimiz hiçbirimizin ayırmasın. Layık etsin insaallah
Nifak alâmeti; fitne fesattır
Geçmez; uydurduğun, fetva ruhsattır
Kalkmasın bilirsen, düşmek fırsattır
Milli Çözüm kalsın, hizmet cenahın…
Tevbe 119
Ey iman edenler! (Her konuda) Allah’tan korkun (Kur’an’ın ve Resulüllah’ın yoluna uyun) ve (Hakk davasında sağlam duran) doğru (sadık)larla birlikte olun (ki iman; Hakka tarafgirlik ve davaya sadakattir).
https://www.mealikerim.com/9/tevbe/119
“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” demiş Ziya Paşa..