DOSTLAR DESTEK OLMALI
Mü’min hak bildiği, yolundan sapmaz
Allah’tan izinsiz, kim yarar sağlar?..
Tüm gezegenleri, taksan da kopmaz
Aramızdaki bu, manevi bağlar…
Mal makam çin dosta, ayak takılmaz
Birlikte koşarken, kusra bakılmaz
Bunca yıllık emek, tutup yakılmaz
Sonra ebediyyen, yüreğin dağlar…
Kardeş kusurunu, etmeli hazım
Bu bir imtihandır, kazanmak lâzım
Ayaklar kaymasın, budur niyazım
Sadık yoldaş için, göz yaşı çağlar…
Rabbimiz kuluna, haksızlık etmez
Hiç kimse takdirsiz, bir şeye yetmez
Ahret çin tohum serp, hiç boşa gitmez
Hidayetten kayan, ciğerim cağlar…
Hile ve hıyanet, Şeytan huyudur
İnat enaniyet, zulmet kuyudur
“Kıymetim bilinmez!”, kof bir duyudur
Bu gafletle geçer, değerli çağlar…
Gevşek iplik ile, yelek örülmez
İman bozulmadan, vicdan çürümez
Hem şartla şantajla, dostluk yürümez
Bakımsızsa solar, bahçeler bağlar…
İylik başa kakmak, ahlâki maraz
İz’anla insafla, düşünün biraz
İnsan ihvanına, duyar mı garaz
Şeytan fitne çarkın, hep hırsla yağlar…
Daima huzur-u, Hak’ta kalalım
Kin nefreti Siyon, başa çalalım
Gazze’ye bakıp da, ibret alalım
Filistin feryadı, kalbimiz dağlar…
Milli Çözüm Hakkın, hayrın hizmeti
Niyet gayret kadar, alın kısmeti
Hâşâ bizde yoktur, Nebi ismeti
Şuurlu hep kendi, haline ağlar…
Doğruyu gerçeği bildik sanırız,kep kendimiz kep kendimiz hayıflanırız.
Dosta dayanır, yinede yaşarız.
İman , Kudret en büyük nimet ,hataları silip kendine hizmet. O zaman faydan,değerlenir elbet.
Sadık Milli Çözüm kardeşliği öyle bir bağki Allah’ın dilemesiyle hiç bir güç onu koparamaz. Hak bildiğimiz yolda Hocamızın ve Üstadımızın yanından hiç bir güç alamaz bizi Allah dilemedikten sonra başında atom bombası patlasa ne zarar verebilir o kimseye.
Bu yol kısa bir yol değil ki, bu yolda yürürken yorulacaz, ayağımız tökezleyecek çünkü biz insanız eksiğiz ve noksanız ama hiç bir zaman bu yoldan geri dönülmeyecek, ayağı takılana çelme takılamaz tam tersine ona omuz verilip destek verilecek ki imtihanını kazansın bunca yıllık emeği boşa gidip heba olmasın ayetin ifadesi işin sonunda elinde sadece yorulmaktan başka bir şey kalmamıştır diyor işte o hitaba muhatap olmamak için çaba göstereceğiz.
Allah sonsuz adalet sahibidir takdirinde hiç bir zaman bir kusur aranmaz, bir kulun tüm derdi ahiretini kurtarmaktır yani Rabbimizin rızasını kazanmaya çalışmaktır, görürsem eğer yılların emeğini hiçe sayan ve ayağı kayan dayanamam yüreğim caglar…
Özür dilerim Hocam haddimi aştım, gerekeni dediniz dosta lazım olan desteği attınız, elinizi uzattınız şahidiz Siz Size düşeni yaptınız, tutun elimizden bırakmayın bizleri Siz olmasanız ne ola halimiz…
DUA BUYRUN BIRAKMAYIN ELİMİZİ…
EL EMAN YA RAB!
Rabbimiz; özümüzü, niyet ve gayelerimizi temizlesin. Gayretlerimizi artırsın. Her daim Haktan taraf olmayı, mazluma sahip çıkmayı; sadakat ve samimiyetle, ihsan ve özveriyle hizmet etmeyi; küçük-büyük, gizli-açık, tüm günahlarımızdan arınmayı; Milli Çözüm ve Ahmet Akgül Hocamızın kıymetini bilmeyi nasib eylesin. Vicdanlı, Vefalı, Vasıflı olmayı lütfeylesin.
Yıllarca yazıları, şiirleri ve sohbetleriyle bizlere Hakkı Hak olarak gösterip Hak’ta sabit kalmakla şereflenmemizi ve Bâtılı da Bâtıl olarak bizlere öğretip Bâtıldan uzak kalmamızla kıymet kazanmamızı sağlayan Ahmet Akgül Üstadımızın Siyonizm’le olan mücadelesinde Ona yardımcı ve destek olamıyorsak hiç değilse köstek olup sıkıntı ve zorluk çıkarmayalım.
“Ey iman edenler! (Din ve dava uğrundaki zorluklara, hayatın ve cihadın sıkıntılarına) Sabredin ve sabır üzerinde yarışın, (Allah’la, peygamberlerle, cihad emirinizle, Hakk yoldaki cemaatinizle) irtibatınızı koparmayın, kararlı ve sebatlı davranın (ve nöbet ve hizmet yerlerinizi terk edip ayrılmayın. Bu emirlere karşı gelmek hususunda) Allah’tan korkun. (Bu sayede) Umulur ki kurtuluşa ve başarıya (felaha) ulaşırsınız!..” (Âl-i İmrân: 200)
Yarabbi; İmanımızı kurtarmadan ve kardeşliğimizi olgunlaştırıp pekiştirmeden canımızı alma! Amin…
Kardeş kusurunu, etmeli hazım
Bu bir imtihandır, kazanmak lâzım
Ayaklar kaymasın, budur niyazım
Sadık yoldaş için, göz yaşı çağlar…
Bizim, sizi boş bir amaç uğruna var ettiğimiz ve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?”
…
Mürekkebi, iman ve Kur’an’dan süzülen ilim ve ilaç olan kalemini ; hainlere kılıç, gafillere iğne, mü’minlere ise merhem gibi kullanan bilge yiğitlerin, vücutları halkın arasında, ama ruhları ve ufukları Hakkın katındadır ve her işte O’nun rızası aranmaktadır. Fahr-i Kâinat Efendimizin buyurdukları gibi: “Cennet; Hakk yolunda yazan kalemlerin ve gaza meydanlarında savrulan kılıçların (ve füzelerin) gölgesi altındadır.” Kınında, zalimlere karşı hançer, elinde kalem, yüreğinde ise iman cesareti ve vicdan şefkati bulunmayanlara, esaret ve zillet altında kıvranmak müstahaktır. Çünkü cihadsız cerbezeler (hoş ama boş gevezelikler) konuşan cenazeler konumundadır. Evet; İslam’ın ve insanlığın felahını, kendi nefsi çıkar ve rahatlarından daha çok düşünmeyen aydınlar ve yazarlar için, küfrün ve kötülerin zelil köleleri olmaları kaçınılmazdır. Ve unutmayınız, kalplerindeki nifak ve şikak küllerini savurup, imanlarının özünü ateşleyip parlatamayan kimselere, kıyamet sonrası Arasât Meydanında ve Livâü’l-hamd sancağı altında toplanmalarının yolu kapalıdır!..
…
Milli Çözüm Makalesinden Alıntıdır:
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/hikmet-sofrasi-ve-sukur-duasi
http://www.mealikerim.com sitesinden MÜRSELAT SURESİ 1-7 ARASINDAKİ AYETLERİ TEKRAR TEKRAR OKUMAKTA ÇOK YARAR VAR ALLAH’IMIZ NEYE YEMİN EDİYORLAR HER DAİM AKLIMIZDA BULUNDURMAKTA ÇOK FAYDA VAR.
Hile ve hıyanet, Şeytan huyudur
İnat enaniyet, zulmet kuyudur
“Kıymetim bilinmez!”, kof bir duyudur
Bu gafletle geçer, değerli çağlar…
Ey Rabbimiz
Bizi yukarıdaki kötü hasletlerden muhafaza eyle..
Rızana ulaştır Ya Rabbi…
Niyet gayretlerimizi alii eyle..
Hurmet muhabbetimizi daim eyle…
Yolundan ayırma…
Eğer en kötü sonuçla muhatapsak,
Ya Rabbi oradan sil mü’minler Milli Çözümcüler defterine dahil eyle… Ve Oradan asla silme…
Bizi muradından ayırma…
Amin…
İyilikleriniz sizi sevindiriyor,
Kötülükleriniz üzüyor ise Mümin siniz.
Her zaman Allah’ ın huzurunda imiş gibi yaşar, bu insanı hem olgunlaştıracak
Hemde huzura kavuşturacaktır.
Kıymetim bilinmez kof bir duyudur
Bu gafletle geçer değerli çağlar !!
Yüce Allah, bütün insanlığa saadet ve mutluluk getirecek Adil Düzen’i kurmak için çalışan Milli Çözüm ekibinden bizleri ayırmasın. Bizlere de mükafatını sadece Allah’tan bekleyerek bu yolda durmadan çalışmayı, çabalamayı nasip etsin.
Gevşek iplik ile, yelek örülmez
İman bozulmadan, vicdan çürümez
Hem şartla şantajla, dostluk yürümez
Bakımsızsa solar, bahçeler bağlar…
İylik başa kakmak, ahlâki maraz
İz’anla insafla, düşünün biraz
İnsan ihvanına, duyar mı garaz
Şeytan fitne çarkın, hep hırsla yağlar…
Daima huzur-u, Hak’ta kalalım
Kin nefreti Siyon, başa çalalım
Gazze’ye bakıp da, ibret alalım
Filistin feryadı, kalbimiz dağlar…
Milli Çözüm Hakkın, hayrın hizmeti
Niyet gayret kadar, alın kısmeti
Hâşâ bizde yoktur, Nebi ismeti
Şuurlu hep kendi, haline ağlar…
***Rabbimiz şeytan gece gündüz batıl davasına çalısıyor iken bizim de ayaklarımızı hak davada sabit eyle Ya Rabbim…
Sabır saadeti ebedi kalır. Sabır kimde ise o nasip olur.
Yunus Emre
Biran bile nefsle,bizi bırakma
Şeytanın kurduğu,tuzakta yakma
Sadıklar safının,dışında koma
Ya Rabb rahmetinle,düşenler kalkar!..
En kutsal Davana,mensup eyledin
Mehdiyyet-Mesihyet,tabi eyledin
Sadık kardeşlerle,yoldaş eyledin
Nankörlük edersek,ayaklar kayar!..
Bin kusur günahla,karalı yüzüm
Hidayet nurunla,ağarsın gönlüm
Sadık Rehberimden,ayırma özüm
Şefkatli sesiyle,ruhlar ferahlar
Gönülden gönüle,gidiyor yollar!..
(Ve Hz. Yusuf:) “Rabbim, Sen bana mülkten (Mısır’da Devlet ve Hükümet yetkisinden bir pay ve onu yönetme imkânını) verdin, sözlerin (ve düşlerin) yorumundan (bir bilgi) öğrettin (“ehadis”in = konuşulanların, rüyaların ve olayların yorumunu ilham ettin). Ey (hiç yoktan) göklerin ve yerin kusursuz Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim (tek ve gerçek) Velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat” (duasını etmişti). Yusuf 101
Bütün mesele şerefli bir ölüm içindir.
🙏🙏 Allah razı olsun 🙏🙏
Oysa Hakkı dost edinene, bütün dünya düşman olsa da, ona zerre kadar zarar ulaştıramayacaklardır. Ve yine Hakka düşmanlık edene, bütün dünya dost olup sahip çıksa da, onu İlahi azaptan ve gazaptan kurtaramayacaktır. Ve tabi aynı anda, hem Hakka ve Hakk dostuna, hem de Hakkın düşmanına dost olunamayacaktır; bu tür iddiaların sahipleri ancak münafıklardır!.. Zira Rahman’la beraber Şeytanın dostluğunu birlikte arayanlar, yerde de göklerde de yalnız ve yardımsız kalacaklardır!..
Kaynak: https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/hikmet-sofrasi-ve-sukur-duasi/
(Ey Habibim) De ki: “Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz ve arkadaşlarınız, hanımlarınız, kavmü kabileniz-hısım akrabanız, kazanıp yığdığınız mallarınız, bozulmasından ve azalmasından korktuğunuz ticaret ve tezgâhınız (memuriyet ve meslek sahanız), pek hoşlandığınız evleriniz (ve konaklarınız)… Şayet (bu saydıklarımız) size Allah’tan ve Resulünden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevgili ve kıymetli ise (bütün bunları kaybetmeyeyim korkusuyla cihadı ve Hakk davayı terk ediyorsanız veya nemelâzımcılık ve duyarsızlıkla milli savunmaya katkı sunmuyorsanız;) o halde Allah (zillet ve esaret) emrini getirinceye kadar bekleyip gözleyin bakalım… Çünkü Allah (cihadı ve milli savunma hazırlığını ihmal eden) fasıklar topluluğunu asla hidayete (ve selamete) ulaştırmayacaktır.” Tevbe suresi: 24
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
Onlar(dan iman erleri) Calut ve askerlerine karşı çıkarken de şunları söylemişlerdi: “Rabbimiz, (cihaddan kaçmamak, ordudan ve itaatten ayrılmamak için) üzerimize sabır ve metanet yağdır; ayaklarımızı (hizmet ve istikamet üzerinde sabit ve) sağlam tut ve (Senin Hakk Dinini ve adalet düzenini) inkâr eden topluluklara karşı bize yardım et…” (diye dua etmişlerdi.) (2:250)
Milli Çözüm Hakkın, hayrın hizmeti
Niyet gayret kadar, alın kısmeti
Hâşâ bizde yoktur, Nebi ismeti
Şuurlu hep kendi, haline ağlar
Ahmet Hoca hakkın, hayrın sözcüsü
Kıymetli abimiz, şuur ölçüsü
Bu ekip hak vaadin, sadık gözcüsü
Cenab Hak desteğin, birliğe sağlar…
Meveddetle yaklaş, ihvan dosta yoldaşa
Kinini diri tut, inatçı işbirlikçi alçağa
Sözüne sadık kal ve selam dur;
Kalemiyle zalime hançer, mümine neşter olana..
Kalemini zalimlere ve hainlere hançer, ama mü’min ve masum kimselere ise neşter gibi kullanana selam, hürmet ve dua olsun…
Mürekkebi, iman ve Kur’an’dan süzülen ilim ve ilaç olan kalemini; hainlere kılıç, gafillere iğne, mü’minlere ise merhem gibi kullanan bilge yiğitlere selam olsun…
Kınında, zalimlere karşı hançer, elinde kalem, yüreğinde ise iman cesareti ve vicdan şefkati bulunmayanlara lanet olsun…
Kesinlikle Allah (CC) size; emanetleri (devlet yönetimi ve milletin idaresiyle ilgili görevleri), mutlaka ehil ve emin kimselere (oylarınızı Hakkın kurallarını ve halkın yararını gözetenlere) vermenizi ve insanlar arasında (karar verirken ve tercih yaparken) hükmettiğiniz zaman ise adalet ve hakkaniyetle hükmetmenizi emretmektedir. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, (her şeyi tüm ayrıntılarıyla) İşitendir, Görendir.
4:59
Ey iman edenler! Allah’a itaat edin (Kur’an’a uyun), Peygambere (sünnetine tâbi olun), ve sizden olan “Ulu’l-Emr’e” (yani, inandığınız gibi Hakk ve hayır üzere sizi yönetenlere, adil devlete ve hükümete, gerçek ilim ve içtihat ehline) de itaat edin. Eğer herhangi bir hususta anlaşamayıp çekişirseniz, onu hemen Allah’a (Kur’an’a) ve Resulüne (Sünnete) arz edip (bunlara göre hüküm verin. Sorunlarınızı; sarih ayetleri ve sahih hadisleri esas alarak, akıl ve ilim yoluyla kıyas yaparak, İÇTİHAT yöntemiyle çözmeyi öğrenin). Şayet Allah’a ve ahirete inanıyorsanız, bu sizin için daha hayırlıdır ve dönüp erişilecek netice olarak daha güzeldir.
4:60
(Ey Resulüm!) Sana indirilen (Kur’an’a) ve Senden önce gönderilen (Kitaplara), sözde inandıklarını öne süren (sahtekâr münafıkları) görmez misin? Ki bunlar, (hak ve adalet ölçüleriyle değil) tağutun önünde (zalim ve bâtıl düzenlerin kurum ve kurallarıyla) muhakeme olunmak (şeytan fikirli Yahudi ve Hristiyanların hükmü altında yaşamak) istemektedirler! Oysa (mü’min ve Müslüman sayılmak için) onu (tağutu ve süper güç putunu) red ve inkâr etmekle emrolunmuşlardır. Şeytan onları derin ve dönüşü olmayan bir sapkınlığa sürüklemek istemektedir. [Not: Bir Müslümanın şu soruları kendisine yöneltmesi ve samimi yanıtlarına göre iman durumunu değerlendirmesi gerekir. Benim istisnasız her konudaki tercihim ve hedefim: 1- İman ve itaat mı, İtiraz ve inkâr mı? 2- İslam’a (Hakka) teslim olmak mı, Fırsatçılık ve isyan mı? 3- Kur’an’ın Rahmani esasları mı, Batı’nın şeytani yasaları mı? 4- Faizsiz bir nizam mı, Faizli sömürü çarkı mı? 5- İslam ülkeleri ittifakı mı, Haçlı ortaklığı mı? 6- Farz-helâl kuralları mı, Haramların mübahlığı mı? 7- Hidayet aydınlığı mı, Dalâlet karanlığı mı? 8- Hakk ve hayır mı, Şer ve bâtıl mı? 9- Nübüvvet ve Sünnet bağlayıcılığı mı, Nefsaniyet ve şehvet bataklığı mı? 10- Ahiret ve adalet amaçlı mı, Dünya ve menfaat ağırlıklı mı? Evet, bu 10 şıktan sadece 1 tanesinde bile ikinci maddeyi tercih ve tensip edenlerin, iman ve İslam şuuru yara almaya ve hidayeti kararmaya başlamış demektir. Baskıcı ve zorlayıcı durumlarda aciz ve çaresiz fertlere ve müstaz’af kesimlere İkrâh-ı Mülci=Ölüm ve sakatlama cinsinden ağır tehditler gibi bazı mecburiyetler bir mazeret sayılsa bile, imkân ve iktidar sahipleri için bu tür mazeretlere sığınmak geçersizdir.]
4:61
Ne vakit onlara: (Bu temelsiz ve geçersiz yorumları bırakıp) “Allah’ın indirdiği (Kur’an’ın açık ve kesin hükümlerine) ve Resulün (bildirdiklerine ve sünnetine) gelin (bunları ölçü edinelim)” denildiğinde, o münafıkların Senden süratle uzaklaşıp kaçtıklarını (ve Kur’an’ın hükümlerinden kaytardıklarını) görürsün. (İşte bunlar asıl itikadi münafıkların ta kendileridir.)
4:62
Öyleyse nasıl oluyor da, kendi ellerinin sundukları (kötü amellerinin ve bozuk emellerinin sebep oldukları) yüzünden, onlara bir musibet isabet edince, hemen ardından Sana gelerek: “Kuşkusuz, biz iyilik yapmaktan ve arayı bulup uzlaştırmaktan başka bir şey istememiştik” diye (yalan yere) Allah’a yemin etmektedirler!
4:63
(Ey Elçim!) Halbuki Allah, bunların kalplerinde olanı bilmektedir. O halde Sen aldırma, (şimdilik) onlardan yüz çevir, (dert etme, ama) yine de kendilerine öğüt ver ve onlara nefislerini ikna edici “beliğ” (anlaşılır ve vicdanlarında iz bırakır şekilde) açık ve etkileyici söz söyle (ki bu Senin görevindir).
4:64
Biz elçilerden hiç kimseyi, ancak Allah’ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir gaye ile göndermedik. (Münafıklar) Onlar (isyan ve itiraz sebebiyle) kendi nefislerine zulmettiklerinde, şayet Sana gelip Allah’tan bağışlanma dileselerdi ve elçi de onlar için bağışlanma talep etseydi, elbette Allah’ı tevbeleri fazlasıyla kabul eden, merhamet buyurup esirgeyen olarak bulabilirlerdi.
4:65
(Ey Nebim!) Hayır (onların zannettiği gibi) değil; Senin Rabbine andolsun ki, aralarında çekiştikleri şeylerde Seni hakem kılıp, sonra Senin verdiğin hükme, (hem de) içlerinde hiçbir sıkıntı (ve gizli itiraz) duymaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, onlar hakkıyla iman etmemişlerdir. (Çünkü iman; Ayet ve Hadisleri kutsal ölçü edinmeyi gerektirir. Bu ayete göre adil devlet ve hükümet kararlarına da itaat edilmelidir.)
4:66
Eğer gerçekten Biz onlara: (Madem samimiyetle tevbe etmişseniz, haydi Allah için) “Kendinizi öldürün (bağışlanmak ve cennete ulaşmak karşılığı hayatınızı feda edip ahirete yürüyün!) ya da yurtlarınızdan çıkıp (buradan uzaklaşın!)” diye yazmış (ve ağır şartlar dayatmış) olsaydık, onlardan az bir bölümü dışında, (çoğu) bunu yapmazlardı. Ama onlar, kendilerine verilen öğüdü (tutarak gereğini) yerine getirselerdi, bu şüphesiz onlar için daha hayırlı ve yararlı olacak (bir tercihti. Yani Hz. Peygamber, (SAV) Allah’ın vahyi olarak; kendi canımıza kıymayı bile emretse, yerine getirilmesi icap ederdi.)
4:67
Biz de onlara, (emirlerimizi tuttukları ve hükmümüze teslim oldukları takdirde) o zaman katımızdan elbette çok büyük bir ecir verirdik.
4:68
Ve onları mutlaka dosdoğru yola (ve sonsuz mutluluğa) yöneltip-iletirdik. (Hakk yolda malını ve canını fedaya hazır olanlar Allah’ın inayetine ve zafere erişecektir.)
4:69
Her kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse (ve sonuna kadar İslam’da ve cihadda sebat gösterirse), işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar (Hakkı doğrulayan sadıklar), şehitler ve salihlerle beraberdirler. Bunlar arkadaş olarak; ne iyi ve ne güzel (kimseler)dir.
4:70
İşte bu fazıl (bol ihsan), Allah’tan (bir lütuf ve) nimettir. (Her şeyi hakkıyla) Bilici (ve amelleri değerlendirici) olarak Allah yeterlidir
Nisa Suresi
http://www.mealikerim.com
Milli Çözüm Hakkın, hayrın hizmeti
Niyet gayret kadar, alın kısmeti
Hâşâ bizde yoktur, Nebi ismeti
Şuurlu hep kendi, haline ağlar…
Allah yolunda ayakları tozlanan kimsenin ayaklarına, cehennem ateşi dokunmaz!.. Ya Rabbi; şu an Senin davan uğruna yüreği daralan kullarına, gökteki yıldızlar, denizdeki kumlar adedince ferahlık ver! (Âmin)
Ya Rabbi, kim Senin rızanla bir sevinç yaşıyorsa onun sevincini daim kıl! Ve kim de Senden uzakta bir hüzne dalmışsa, o kuluna da sahip çık Ya Rabbi! (Âmin)
Daima huzur-u, Hak’ta kalalım
Kin nefreti Siyon, başa çalalım
Gazze’ye bakıp da, ibret alalım
Filistin feryadı, kalbimiz dağlar…
Kardeş kusurunu, etmeli hazım
Bu bir imtihandır, kazanmak lâzım
Ayaklar kaymasın, budur niyazım
Sadık yoldaş için, göz yaşı çağlar…
Allahım bu davada ayaklarımı kaydırmadan sapasağlam bulunmayı nasip eylesin inşallah. Kıyamet yaklaştıkça imtihan zorlaşıyor. Adil düzen yaklaştıkça düzen sıklaşıyor. Allah yardımcımız olsun bu yolda.
Mü’min hak bildiği, yolundan sapmaz
Allah’tan izinsiz, kim yarar sağlar?..
Tüm gezegenleri, taksan da kopmaz
Aramızdaki bu, manevi bağlar…
Elhamdülillah…
Şuurlu hep kendi, haline ağlar…
her an sınavda olduğumuzu unutmadan şuurlu bir şekilde yaşamalıyız.