EHLİ BEYT, MUHAMMED YOLU!
Hakka uygun, gör her işi
Çıkar, gönülden teşvişi
Ehli Beyt’i, seven kişi
Namertlere kul olur mu?
Kul, Yüce Mevlâ kuludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
Kur’an’dan, vardır haberim
Resulüllah Peygamberim
Aliy Veliydir, rehberim
Damlamayan göl olur mu?
Kul, Yüce Mevlâ kuludur
Yol, Ehli Beyt’in yoludur.
Hak önünde, eğilmeyen
Hasan Hüseyin, bilmeyen
Mazlum kanını, silmeyen
Menzile düldül olur mu?
Bil, Kur’an hikmet doludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
Söze değil, öze bakın
Kul hakkına, girme sakın
Şerden uzak, hayra yakın
Gitmeyen yol, yol olur mu?
Vicdan ehli, hep mutludur
Yol, Ehli Beyt’in yoludur.
Alın terin, has aşınla
Yıka gönlün, gözyaşınla
Küs durma can, yoldaşınla
Hiç dikensiz gül olur mu?
Sadık Sahabe kutludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
Alevi Sünni ayırmayın
Doğru tartın, kayırmayın
Öfkelenip, bağırmayın
Paslı bakır, pul olur mu?
Mü’minler Hakkın kuludur
Yol, Ehli Beyt’in yoludur.
Anadolu, yiğit yurdu
Hep kardaştır, Türk’ü Kürdü
Bektaş Yunus, ne buyurdu:
Sevgi yoksa, sulh olur mu?
Hakkı tut, ne sağ soludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
Sahabeler, baş tacımız
Hepsi bizim, üstadımız
Kerbela, büyük acımız
Yanmayınca kül olur mu?
Vicdan ehli, hep mutludur
Yol, Ehli Beyt’in yoludur.
Hakka dost, şeytana rakip
Elen belen, dilen sahip
Erenleri, eyle takip
Çiğnenmeyen, çul olur mu?
Mü’min daim, umutludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
İçi kurttur, dışı ahu
Vicdan bozuk, kirli ruhu
Nerde namus, edep ya hu
Hiç nikâhsız, döl olur mu?
Bu can Ehli Beyt çuludur
Yol, Ehli Beyt’in yoludur.
Sadık kişi, Hakka bağlı
Dilim dertli, kalbim dağlı
Haram yemiş, göbek yağlı
Kargadan, bülbül olur mu?
Herkes Mevlâ’nın kuludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
Kul eyle bizleri Yüce Yaradan
“Hakka uygun, gör her işi
Çıkar, gönülden teşvişi
Ehli Beyt’i, seven kişi
Namertlere kul olur mu?”
Hakka kul olduktan sonra boşver gerisini, ne takarsın derdi tasayı, O seninle ise boşver gerisini, Ondan başkasına kul olduysan halin harap vay sana, boşaltamadıysan gönül evini nasıl girsin Yüce Yaradan
Aynı zamanda günümüzde Ehli Beyt, Muhammed Yolu;
“Ehli Beyt, Muhammed Yolu” şiirimizde ne güzele tarif edilmiş…
Aynı zamanda günümüzde Ehli Beyt, Muhammed Yolu;
* İslam ve Şeriat düşmanlarıyla, Laiklik ve Demokrasi karşıtları arasında bir köprü kurmaktır,
* Osmanlı yönetimine ve sistemine karşı oluşan gereksiz ve temelsiz nefret duygularıyla, körü körüne bir Cumhuriyet gıcıklığı arasında bir irtibat köprüsü oluşturmaktır,
* Batılılaşma adına imanî ve ahlâki yozlaşma ile, Dini taassup ve yobazlaşma arasında, doğru ve doğrultucu bir denge unsuru ortaya çıkarmaktır,
* Aşırı ve ahlâk aşındırıcı bir DÜNYEVİLEŞME ile, yanlış ve yararsız bir MÜNZEVİLEŞME arasında, insan olmanın onuruna ve İslam şuuruna uygun bir orta yol bulmaktır,
* Medeni, modern ve mutlu, ama inançlı ve insancıl bir hayat tarzına karşı çıkanlarla, başını örten ve tesettüre riayet edenlere sataşıp saldıranlar arasındaki buzlar eritilmeye çalışmaktır,
* Atatürk’ü tabulaştıranlarla, Din düşmanı sanıp küstahça bulaşanlar arasında bir denge unsuru aramaktır,
* Alevilerle Sünnilerin ayrılık ve aykırılık noktalarını kaşıyıp kutuplaştırmak yerine, yapıcı ve yapıştırıcı bir anlayışı yaygınlaştırmaktır,
* Siyasette kısır sağcı-solcu çekişmelerine ve ülke çıkarlarını Siyonist emperyalizme peşkeş çekmelerine karşı tamamen milli ve insani temellere dayalı ADİL DÜZEN sistemi oluşturmak, savunmak ve topluma tanıtılmaktır,
* Dışlayıcı ve düşmanlaştırıcı IRKÇILIK saplantısı yerine Müspet Milliyetçiliğin, yüksek şuurlu bir İslam kardeşliğinin ve samimi bir şefkat duygusuyla yaratılışta insan eşitliğini öne çıkara bilmektir,
* Peygamber sünneti diye şekilci ve taklitçi bir kolaycılığın yanlışlığı ve yararsızlığı yanında, Hz. Resulüllah’ı tamamen devre dışı bırakıcı bir sapkınlığın da tehlike ve tahribatlarını vurgulamak günümüzde “EHLİ BEYT, MUHAMMED YOLUDUR” dersek yanılmamış oluruz inşallah.
Görüyoruz ki Milli Çözüm, bu çok zor ama lüzumlu ihtiyaçların ve kutlu yolun sağlam ve sarsılmaz köprüsü ve denge unsuru olmak niyeti ve gayretiyle yola çıkmış ve toplumları hayra yönlendirme başarısıyla tarih yazmaktadır.
Ne Yüce Yoldur!
İçi kurttur, dışı ahu
Vicdan bozuk, kirli ruhu
Nerde namus, edep ya hu
Hiç nikâhsız, döl olur mu?
Bu can Ehli Beyt çuludur
Yol, Ehli Beyt’in yoludur.
Sadık kişi, Hakka bağlı
Dilim dertli, kalbim dağlı
Haram yemiş, göbek yağlı
Kargadan, bülbül olur mu?
Herkes Mevlâ’nın kuludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
S.A.V..sonsuz sâlat ve selam Efendimize ve Ehl-i Beytine olsun…
Mü’min daim, umutludur Yol, Muhammed’in yoludur.
Hz. Peygamberimiz, adil ve asil bir dünya hevesini, haklı ve hayırlı bir hayat özlemini çeken birisiydi. Mevla O’nun yüksek fıtratında ve örnek tabiatında bu ulvi ve kutsi hedefleri gerçekleştirme meyli yerleştirmişti. Aslında büyük hayaller kuramayanlar, büyük hedeflere erişemezdi. İnsani hayaller, Rabbani hakikatlerin ruhlara yansıyan görüntüleri ve mutlu devrimlerin çekirdekleri gibidir. Çünkü her şeyi olduğu gibi, hayalleri yaratan da yine ancak Cenab-ı Hak Hazretleridir. Kof kuruntu ve boş avuntu olan şeytani safsatalar hariç; birçok kurgu filmler, gelecekteki olayların manevi projeleri yerindedir.
Yol Peygamberin Yoludur!..
“…Ey Ehl-i Beyt (Resulüllah’ın ailesi)! Gerçekten Allah, sizden kiri (günah ve çirkinliği) giderip arındırmayı ve sizi tertemiz kılmayı arzulamaktadır.”Ahzap Suresi 33
Ehli Beyti, sever isen
Nur yolunda,gider isen
Zulme karşı,durur isen
Mücahit, mutsuz olur mu?
Haktan taraf,huzurludur
Yol Peygamberin yoludur!..
Vicdan ehli, hep mutludur Yol, Ehli Beyt’in yoludur.
Hakka uygun, gör her işi
Çıkar, gönülden teşvişi
Ehli Beyt’i, seven kişi
Namertlere kul olur mu?
Ülkemiz ve insanlık için birbirimize katlanmalı, Siyonizm ve İşbirlikçilerinin çalışmalarını boşa çıkartmak için Milli Çözüm Zihniyetine hep beraber destek çıkmalıyız!…
[b]Anadolu, yiğit yurdu
Hep kardaştır, Türk’ü Kürdü
Bektaş Yunus, ne buyurdu:
Sevgi yoksa, sulh olur mu?[/b]
Alevilerle Sünnilerin ayrılık ve aykırılık noktalarını kaşıyıp kutuplaştırmak yerine, yapıcı ve yapıştırıcı bir anlayışın yaygınlaştırılması ve dışlayıcı ve düşmanlaştırıcı IRKÇILIK saplantısı yerine Müspet Milliyetçiliğin, yüksek şuurlu bir İslam kardeşliğinin ve samimi bir şefkat duygusuyla yaratılışta insan eşitliğinin öne çıkarılması hususlarında Milli Çözüm, bu çok zor ama lüzumlu ihtiyaçların ve kutlu amaçların sağlam ve sarsılmaz köprüsü ve denge unsuru olmak niyeti ve gayretiyle yola çıktığı ve bu çalışmasında da Allah’ın dilemesiyle başarılı olduğunu hep birlikte müşahade etmekteyiz… Elhamdülillah…
[u][b]NİSA SURESİ 125. AYET[/b][/u]
İyilik yaparak vechini (yüzünü ve özünü) Allah’a teslim etmiş bulunan ve hanif (tertemiz Tevhid inancına sahip) olan İbrahim’in milletine (ve halis İslam düşüncesine) uyandan daha güzel dinli (ve gerçek istikametli) kim vardır? ….
[url]www.mealikerim.com[/url]
Hamza yüreğini verdi, Ali canını…
Hamza yüreğini verdi, Ali canını
Hüseyin başını verdi, Hasan kardaşını…
Bakara 214
Yoksa siz, daha önce gelip geçen (kavimlerin durumu) başınıza gelmeden (onların İslam yolunda ve imtihan amacıyla çektiklerini siz de çekmeden; dünyada Adil Devlete erişeceğinizi, ahirette ise) cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Onlara öylesine belalar, yoksulluk ve hastalıklar dokunmuş ve öylesine sarsılmışlardı ki, sonunda peygamber ve onunla birlikte iman eden kimseler; “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek (kadar çaresiz kalmışlar ama buna rağmen davalarından asla caymamışlardı. Sadakat ve samimiyetlerini böylece ispat ettikten sonra) İyi bilin ve bekleyin ki, artık Allah’ın yardımı yakında erişecektir.
https://www.mealikerim.com/2/bakara/214
Temiz ve Pak olan Ehli Beyttir!
Hem vakarınızla (ağır başlı ve saygılı biçimde) evlerinize bağlı kalın (zaruri ihtiyaçlar, çalışma durumları, alışveriş ve öğretim konuları dışında, kendi hanenizde kalıp, yuvalarınızı eğitim ve üretim merkezlerine çevirmeye çalışın). Evvelki cahiliye (devri kadınları) gibi süslenip saçılarak, (teşhircilik yapmak; güzel ve çekici yerlerinizi ve cilvelerinizi gösterip erkekleri kendinize baktırmak için) kırıtarak sokağa çıkmayın; namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Elçisine itaatli (dikkatli ve erdemli) davranın. Ey Ehl-i Beyt (Resulüllah’ın ailesi)! Gerçekten Allah, sizden kiri (günah ve çirkinliği) giderip arındırmayı ve sizi tertemiz kılmayı arzulamaktadır.