Erdoğan İktidarında; Milli Kurumlarımızın ve Topraklarımızın; PARSEL PARSEL SATILMASI
İşte AKP Döneminde Satılanların Bir Kısmı:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TESK Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “İsraf ekonomisi değil, üretim ve verim ekonomisine geçiyoruz” diye hava atmıştı. Ancak Türkiye’nin elinde ‘üretim’ yapacak fabrika kalmamıştı. AKP’nin 20 yıllık iktidarındaki özelleştirme ısrarı kamu kurumlarının elden çıkarılmasıyla sonuçlanmıştı. Maalesef kamunun elinde sadece 71 kurum kaldığı konuşulmaktaydı. Türkiye’de Cumhuriyet döneminin ilk dönemlerinde ve ardından özellikle Erbakanlı hükümetlerde; devlet yatırımlarına büyük önem verilerek şeker, demir, kâğıt, çay, fındık, elektrik, taş kömürü gibi üretim yapan büyük fabrikalar açılmıştı. 1990’lı ve Özallı yıllarda büyük bir özelleştirme rüzgârına kapılan Türkiye’de birçok kamu kuruluşu özelleştirmeden nasibini almıştı. AKP’nin hızlı özelleştirme politikaları sonucu şu an devlete ait ya da devletin ortak olduğu yalnız 71 kurum kalmıştı. Oysa, 1995’te Türkiye’de kamu işletmelerinin sayısı 278 kadardı. Özelleştirmelerle birlikte 2000’li yılların başında bu sayı 240’a, AKP döneminde ise devlete ait ya da devletin ortak olduğu yalnız 71 kurum kalmıştı.
1980 yılında Türkiye’deki kamu iktisadi işletmelerinin sayısı 166’ydı. Bu rakam kimi şirketlerin bünyesinde kurulan yan işletmelerle birlikte artmıştı. 1995 yılında Türkiye’de kamuya ait işletmelerin sayısı 278 kadardı. Türkiye Cumhuriyeti bu işletmelerin büyük bir bölümünden kâr elde ediyordu. Kâr getirmeyen işletmeler ise vatandaş için hizmet üretiyordu. Bu işletmelerle zaman içerisinde ilgilenen olmadı. İşletmelerde yer alan makineler eskidi, kadrolar şişti. Bu da işin bahanesi oldu. “Zarar ediyor” denilerek düğmeye bir bir bastılar, Türkiye’nin doğusundan batısına ne var ne yok sattılar. Satılan kurumlar parlak dönemlerinde ihracat yapıyorlardı ve ülke ekonomisine ciddi katkılar sunmaktalardı. Örneğin; 8 ilde üretim tesisi bulunan SEKA Kâğıt Fabrikası, Japonya’ya bile kâğıt ihraç ediyordu. Böylesi büyük bir üretim alanını hiçe sayan AKP yüzünden bugün ülkede döviz kuru her geçen gün yükseliyordu. Çok derin bir yarayı yara bandıyla kapatmaya çalışıyorlar ancak ekonomi kangren olmuş durumdaydı. Bunun yanında özelleştirmeler nedeniyle parayla satın alınacak ürün bile bulunamıyordu. Yine SEKA satıldığı için gazete basacak, kitap yapacak, tuvalette kullanacak kâğıt bile yoktu.
İşte AKP döneminde satılan işletmeler şunlardı:
– Paşabahçe Cam Sanayi
– Ereğli Demir Çelik
– İskenderun Demir Çelik
– ASELSAN Hisseleri
– HAVELSAN Hisseleri
– ETİ Holding
– PETKİM
– TÜPRAŞ
– BURSAGAZ
– ESGAZ
– EÜAŞ Ahlat Akarsu Santrali.
– TEDAŞ Başkent Elektrik
– Ünye Çimento A.Ş.
– Türkiye Gübre Sanayi A.Ş.
– TEKEL Alkollü İçkiler A.Ş.
– İstanbul Sigara Fabrikası
– Kıbrıs Türk Tütün Ltd. Şti.
– Merinos Halı Markası
– Seydişehir Eti Alüminyum
– Mazıdağı Fosfat Tesisleri
– Hekimhan Demir Madeni
– Güney Ege Linyit İşletmesi
– Ayvalık Tuz İşletmesi
– Çankırı Kaya Tuzlası
– Et Balık Samsun Soğuk Hava
– Sümer Holding
– Yeşilova Halı, Yün, İplik
– Manisa Pamuklu Mensucat
– Beykoz Deri ve Kundura
– Manisa Et-Tavuk Kombinası
– Kütahya Şeker Fabrikası
– OYAKBANK
– T. Sınai Kalkınma Bankası
– Yapı Kredi Bankası
– Sabiha Gökçen Havaalanı
– SEKA
– THY-USAŞ Hisseleri
– Türk Telekom
– AyCell
– Araç Muayene İstasyonu
– Ray Sigorta A.Ş.
– Başak Sigorta A.Ş.
– İskenderun Limanı
– SÜTAŞ Malatya İşletmesi
– Ortadoğu Teknopark A.Ş.
– İstanbul İmar Ltd. Şti.
– TCDD Mersin Limanı
– Büyük Efes Oteli
– SEKA’nın fabrika ve tesisleri
– Başkent Doğalgaz Dağıtım
– Koç Holding hisseleri
– THY- Lojmanları
– Trakya Cam ve Anadolu Cam
– KTHY hisseleri
– TOFAŞ hisseleri
– ÇELBOR
– TAKSAN
– Oymapınar Barajı
– Antalya Limanı
– GERKONSAN
– DİTAŞ
– TÜMOSAN
– Sakarya Traktör İşletmesi
– HEKTAŞ A.Ş.
– Büyük Ankara Oteli
– Büyük Tarabya Oteli
– Kızılay Emek İşhanı
– Kuşadası Tatil Köyü
– İstanbul Hilton Oteli
– Çelik Palas Oteli
– Erciyes Sosyal Tesisleri,
– Ataköy Otelcilik A.Ş.
– Ataköy Marina
– Kuşadası Tatil Köyü
– Yeditepe Beynelmilel Otelcilik hisseleri
– OYAK İnşaat hisseleri
– MEYBUZ A.Ş.
– ARÇELİK hisseleri
– ASPİLSAN Askeri Pil San.
– TKİ’ye ait 79528 ve 73021 no.lu maden ruhsatları
– Cam ve Çimento Sanayi
– Soda Sanayi ve Metal
– BUMAS
– ERYAĞ
– SÜTAŞ hisseleri
– Tercan İşletmesi makineleri
GÜBRE SANAYİ İŞLETMELERİ
– Gemlik, Samsun, İstanbul ve Kütahya fabrikaları, İstanbul Satın Alma Müdürlüğü Binası, Şanlıurfa, Tekirdağ ve Fatsa depoları
TEKEL İŞLETMELERİ
– Alkollü İçk. Sanayi
– Adana, Tokat, Bitlis, Malatya, Samsun-Ballıca sigara fabrikaları, ambalaj fabrikası müdürlüğü
– Ankara Başmüdürlük Binası (İkiz Kuleler)
– Bodrum tesisleri ve taşınmazları
– Gemlik Suni İplik Müessesesi taşınmazları
– İnegöl Kibrit Fabrikası
– İstanbul Tütün Mamulleri
– Kastamonu Jüt İpliği Fabrikası makine ve teçhizatı
– TEKA
– Sigara San. İşletmesi’ne ait puro marka ve varlıklar
– İzmir Yaprak Tütün İşletmesi makine – teçhizatı
TUZ İŞLETMELERİ
– Çamaltı, Tuzluca Tuzlası, Yavşan Tuzlası, Kağızman Tuzlası, Kaldırım Tuzlası, Kayacık Tuzlası, Kristal Tuz Rafine, Sekili Tuzlası
SÜMER HOLDİNG
– Adıyaman, Bakırköy, Diyarbakır, Malatya, Sarıkamış ve TÜMOSAN işletmesi
– Sarıkamış Ayakkabı İşletmesi
– Çanakkale Sentetik Deri İşletmesi
– Akdeniz İşletmesinin Makine ve teçhizatları
– Merinos İşletmesinin Makine ve teçhizatları
ŞEKER FABRİKALARI
– Adapazarı Şeker Fabrikası
– Amasya Şeker Fabrikası
– Et ve Balık Üretim A.Ş.
– Mersin Soğuk Hava Depoları
– 11 Mağaza, 23 büro
SANTRALLER
– Akyazı, Anamur, Bayburt, Berdan, Besni, Bozkır, Bozüyük Bozyazı, Bünyan, Büyükkızoğlu, Cerrah, Çağ, Çamardı, Çemişgezek, Değirmendere, Derinçay, Dere, Dereköy, Derme, Durucasu, Engil, Erciş, Erkenek, Ermenek, Esendal, Finike, Girlevik, Göksu, Hendek, Hoşap, İvriz, Karaçay, Karaköy, Kayadibi, Kayaköy, Kernek, Kısık ve Kiti, Kovada I, Kovada II, Koyulhisar, Kuzuculu, Malazgirt, Otluca, Pınarbaşı, Sızır, Silifke, Sönmez, Suuçtu, Telek, Uludere, Visera (Işıklar) ile Zeyne akarsu santralleri.
– Hamitabat Elektrik Üretim
– Çatalağzı Termik Santrali
– Kangal Termik Santrali
– Kemerköy Termik Santrali
– Kemerköy Liman Sahası
– Orhaneli Termik Santrali
– Seyitömer Termik Santrali
– Soma Termik Santrali
– Tunçbilek Termik Santrali
– Yatağan Termik Santrali
– Yeniköy Termik Santrali
ELEKTRİK DAĞITIM ŞİRKETLERİ
– Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ)
– Akdeniz Elektrik Dağıtım
– ARAS Elektrik Dağıtım
– Başkent Elektrik Dağıtım
– Boğaziçi Elektrik Dağıtım
– Çamlıbel Elektrik Dağıtım
– Çoruh Elektrik Dağıtım
– Dicle Elektrik Dağıtım
– Fırat Elektrik Dağıtım
– Gediz Elektrik Dağıtım
– İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım
– Meram Elektrik Dağıtım
– Osmangazi Elektrik Dağıtım
– Sakarya Elektrik Dağıtım
– Toroslar Elektrik Dağıtım
– Trakya Elektrik Dağıtım
– Uludağ Elektrik Dağıtım
– Vangölü Elektrik Dağıtım
– Yeşilırmak Elektrik Dağıtım
BANKALAR
– İş Bankası hisseleri
– Halk Bankası hisseleri
ETİ HOLDİNG
– Mazıdağı Fosfat, Divriği Demir Madeni, Alümina Madeni
– Bursa Linyitleri İşletmesi, ETİ Bakır, ETİ Elektro Metalürji, ETİ Gümüş, ETİ Krom, Çayeli Bakır İşletmeleri, Karadeniz Bakır İşletmesi, Samsun İşletmesi, Murgul İşletmesi, Giresun’da 2 Maden ruhsatı Murgul Hidroelektrik Santrali Samsun’daki taşınmazlar ve 1 maden ruhsatı.
TERSANE, LİMAN VE GEMİLER
– Taşucu Tersane Alanı Afyon, Aksu, Balıkesir, Kastamonu Akkuş, Çaycuma ve Karacasu İşletmeleri,
– Ankara Alım Satım Müdürlüğü binası, Ardanuç İşletmesi varlıkları, YİBİTAŞ Torba İşletmesi, İskenderun Limanı, Derince Limanı, Taşucu Limanı, İskenderun İSDEMİR Limanı, Ereğli ERDEMİR Limanı
TDİ İŞLETMELERİ
– Türkiye Denizcilik İşletmesi’ne (TDİ) ait 9 gemi, Çeşme Limanı, Trabzon Limanı, Deniz Nakliyatı T.A.Ş. 3 tanker, Dikili Limanı, Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı, Kuşadası Limanı, Ankara Feribotu, Samsun Feribotu, Karadeniz Gemisi
– Nakliyat İnşaat Turizm İhracat Pazarlama A.Ş., Salıpazarı Liman Sahası, Turan Emeksiz Yolcu Gemisi, Yakıt II Gemisi
KAPATILAN İŞLETMELER
– SSK Eczaneleri (Tasfiye Edildi)
– Köy Hizmetleri (Tasfiye edildi)
– REYTEK
KAMUNUN ELİNDE KALAN ŞİRKETLER
Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş. (PTT)
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT)
TÜRKSAT Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş.
İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu
Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ)
TKİ Ege Linyitleri İşletmesi
TKİ Garp Linyitleri İşletmesi
TTK Amasra Taşkömürü İşletmesi
TTK Armutçuk İşletmesi
TTK Kozlu İşletmesi
TTK Üzülmez İşletmesi
TTK Karadon İşletmesi
Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ)
T. Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ)
Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ)
Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş. (TETAŞ)
Yeniköy-Yatağan Elektrik Üretim ve Tic. A.Ş.
Kemerköy Elektrik Üretim ve Tic. A.Ş.
Soma Elektrik Üretim ve Ticaret. A.Ş.
T. Elektromekanik Sanayi Genel Müdürlüğü (TEMSAN)
Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. (ADÜAŞ)
T.C. Devlet Demiryolları (TCDD)
Türkiye Vagon Sanayi A.Ş. (TÜVASAŞ)
Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii A.Ş. (TÜLOMSAŞ)
Türkiye Demiryolu Makineleri Sanayii A.Ş. (TÜDEMSAŞ)
Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. (TDİ)
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ)
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü (KEGM)
Türkiye Petrolleri A.O. (TPAO)
Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ)
Türkiye Petrolleri Petrol Dağıtım A.Ş. (TPPD)
TÜBİTAK Marmara Teknokent A.Ş.
Toplu Konut İdaresi (TOKİ)
Vakıf İnşaat Restorasyon ve Ticaret A.Ş.
Çay İşletmeleri (ÇAY-KUR)
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)
Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ)
TTA Gayrimenkul A.Ş.
Doğusan Boru Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Tarım İşletmeleri (TİGEM)
Et ve Süt Kurumu (ESK)
Milli Piyango
Devlet Malzeme Ofisi (DMO)
T.C. Ziraat Bankası A.Ş.
Ziraat Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
Ziraat Portföy Yönetimi A.Ş.
Ziraat Finansal Kiralama A.Ş.
Ziraat Sigorta A.Ş.
Ziraat Hayat ve Emeklilik A.Ş.
Ziraat Teknoloji A.Ş.
Ziraat Katılım Bankası A.Ş.
Türkiye Halk Bankası A.Ş.
Halk Sigorta A.Ş.
Halk Hayat ve Emeklilik A.Ş.
Halk Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.
Halk Yatırım Menkul Değerler
Halk Finansal Kiralama A.Ş.
Halk Portföy Yönetimi A.Ş.
Halk Faktoring A.Ş.
Bileşim Alternatif Dağıtım Kanalları ve Ödeme Sistemleri A.Ş.
Türkiye İhracat Kredi Bankası
İller Bankası A.Ş. (İLBANK)
Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.
Tasfiye Halinde Kalkınma Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
Arıcak Turizm ve Ticaret A.Ş.
Türkiye Emlak Bankası A.Ş.
Eti Maden İşletmeleri
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE)
T.H. Karadeniz Bakır İşletmeleri A.Ş.
Sümer Holding A.Ş.
– Devletin ortak olduğu ya da hisselerinin bir kısmını elinde tuttuğu kurumları da gösteriyor.
İşte AKP Döneminde Satılan Stratejik Kurumlar ve Fabrikalar
CİMER, bir vatandaşın sorusu üzerine AKP döneminde satılan kurum ve fabrikaları açıkladı.
CİMER açıklamıştı. İşte AKP döneminde satılan kurum ve fabrikalar şunlardı:
AKP’NİN SATTIĞI TERMİK SANTRALLER
1- Seyitömer Termik Santrali, 2- Kangal Termik Santrali, 3- Yatağan Termik Santrali, 4- Çatalağzı Termik Santrali, 5- Yeniköy Termik Santrali, 6- Orhaneli Termik Santrali, 7- Tunçbilek Termik Santrali, 8- Soma Termik Santrali
AKP’NİN SATTIĞI HİDROELEKTRİK SANTRALLERİ
1- Ataköy Hidroelektrik, 2- Beyköy Hidroelektrik, 3- Çıldır Hidroelektrik, 4- İkizdere Hidroelektrik, 5- Kuzgun Hidroelektrik, 6- Mercan Hidroelektrik, 7- Tercan Hidroelektrik, 8- Murgul Hidroelektrik, 9- Denizli Jeotermal Santrali
SATILAN ŞEKER FABRİKALARI
1- Kırşehir Şeker Fabrikası, 2- Turhal Şeker Fabrikası, 3- Çorum Şeker Fabrikası, 4- Elbistan Şeker Fabrikası, 5- Muş Şeker Fabrikası, 6- Erzincan Şeker Fabrikası, 7- Erzurum Şeker Fabrikası, 8- Afyon Şeker Fabrikası, 9- Bor Şeker Fabrikası, 10- Alpullu Şeker Fabrikası,
SATILAN TEKEL BİNALARI
1- Adana, 2- Ballıca, 3- Bitlis, 4- İstanbul Sigara, 5- Malatya, 6- Tokat, 7- Yavşan Tuzlası, 8- Ayvalık Tuzlası, 9- Çamaltı Tuzlası, 10- Çankırı Kaya Tuzlası, 11- Tuzluca Tuzlası, 12- Sekili Tuzlası, 13- Kağızman Tuzlası, 14- Kaldırım Tuzlası, 15- Kayacık Tuzlası
SÜMER HOLDİNG’E BAĞLI ŞİRKETLER
1- Mazıdağı Fosfat Tesisleri, 2- Adıyaman İşletmesi, 3- Malatya İşletmesi, 4- TÜMOSAN İşletmesi, 5- Bakırköy Konfeksiyon San. 6- Çanakkale Sentetik Deri İşletmesi, 7- Diyarbakır İşletmesi, 8- Beykoz Deri Kundura İşletmesi, 9- Sarıkamış Ayakkabı İşletmesi
SATILAN LİMANLAR
1- Mersin Limanı, 2- İskenderun Limanı, 3- Samsun Limanı, 4- Bandırma Limanı, 5- Derince Limanı, 6- Salıpazarı Limanı (Galataport), 7- Tekirdağ Limanı, 8- Çeşme Limanı, 9- Kuşadası Limanı, 10- Dikili Limanı, 11- Trabzon Limanı
DİĞER SATILAN ŞİRKETLER
1- Seyitömer Linyitleri, 2- Güney Ege Linyitleri, 3- Murgul Bakır İşletmesi, 4- Samsun Bakır İşletmesi, 5- Yeniköy Linyitleri İşletmesi, 6- Bursa Linyitleri İşletmesi, 7- Sakarya Traktör Sanayi, 8- Ereğli Demir ve Çelik, 9- Eti Alüminyum, 10- Eti Bakır, 11- Eti Elektrometalürji, 12- Eti Gümüş, 13- Eti Krom, 14- Gübre Fabrikaları, 15- PETKİM, 16- TÜRK TELEKOM, 17- TÜPRAŞ, 18- SEKA Kâğıt Fabrikası
Tekrar hatırlatalım. Bu bilgiler Devletin resmi kurumu olan CİMER’in verilerini yansıtmaktaydı.
AKP İktidarı Cezalarla Halkı Soymaktaydı!
AKP iktidarı sigara denetimi adı altında terör estiriyordu. Hükümetin halkı soymak, vatandaştan daha fazla para toplamak için yürürlüğe soktukları sözde “Korona virüs ile mücadele” yasaları kapsamında, insanlara fahiş miktarlarda para cezaları kesiliyordu. İçişleri Bakanlığınca yayımlanan genelgeyle tüm illerde valilik ve kaymakamlıklarca belirlenecek bazı cadde ve sokaklarla ihtiyaç duyulan meydanlar ve toplu taşıma araç durakları gibi alanlarda sigara içmek yasaklanmıştı.
Ülkemizde yaşanan ekonomik ve sosyal kriz halkın yaşantısını her anlamda çekilmez hale taşımıştı. Halkın hiçbir sorununu çözemeyen AKP iktidarı halkı soyma, hatta daha fazla soyma telaşındaydı. AKP’nin polisi sokakta ceza kesecek insan avına çıkmış durumdaydı. Sokakta gördükleri, bu keyfi yasalardan habersiz insanları tek tek avlıyorlardı. Örneğin; 11 Kasım 2020’de Taksim İstiklal Caddesi’nde bu keyfi yasaklardan haberi olmayan bir gence uyarı dahi yapılmadan 900 TL ceza yazılmıştı. Ceza kesilirken bunu kameraya alan sözde muhabir ise “Sigara içiyorlar, yapıştır!” diyerek gençleri hedef göstermekten utanmamıştı. Patronlarının yolundan giden bu muhabir o gençlerin fahiş fiyattaki cezaları ödemeyi bırak, evinde ekmek dahi olup olmadığını bilmiyorlardı. Çünkü patronundan-muhabirine burjuva medyasının tek derdi AKP iktidarına yaranmaktı. Siyasi ve ekonomik çıkmazda olan AKP iktidarı sonunun geldiğini kabullenmese de bu son çırpınışlarıydı. Trafik cezaları, park cezaları, köprü-tünel geçiş paraları ise tam bir soygun tuzağıydı.
20 Yıllık AKP İktidarının Ekonomik Tahribatı
20 yıl önce iktidara gelen AKP, Cumhuriyetin birikimi yerli ve milli ne kadar kamu kuruluşu varsa elden çıkardı. Dev projeleri ise yandaş şirketlere yaptırıp Hazine garantisi vererek ülkenin geleceğini ipotek altına aldırdı.
14 Ağustos 2001’de kurulan, 3 Kasım 2002 seçimlerinden birinci parti çıkan AKP, iktidardaki 20’nci yılını geride bırakmıştı. O günden bugüne ekonomiden siyasete, adaletten güvenliğe kadar birçok alanda acayip değişim yaşanmıştı. AKP iktidarı, Türkiye’nin en büyük şirketlerini, fabrikalarını, otellerini, limanlarını, enerji üretim tesislerini, elektrik ile doğalgaz dağıtım şebekelerini ve arazilerini yerli ve yabancı özel şirketlere satmıştı. Böylece, rahmetli Erbakan’ın: “Bu özelleştirme safsatası, Türkiye’nin geleceğinin satılmasıdır ve milli varlıklarımızın yabancılarca ipotek altına alınmasıdır!” uyarıları haklı çıkmıştı.
268 Kuruluşta Kamu Payı Sıfırlanmıştı
2002 yılından bu yana 273 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış-devir işlemleri yapılmıştı. Bu kuruluşlardan 268’inde kamu payı kalmamıştı. 1986 yılından AKP’nin iktidara geldiği döneme kadar 8,2 milyar dolarlık özelleştirme yapılırken, 2002’den günümüze toplam 62 milyar dolarlık satış gerçekleştirilmiş durumdaydı.
Önce ‘Fabrika Kuran Fabrikalar’ Elden Çıkarıldı!
AKP, iktidara gelir gelmez ilk önce ‘fabrika kuran fabrikaları’ elden çıkardı. 2003 yılında iki kamu şirketi, Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyük tezgâh üreticisi TAKSAN ile sanayi tesisi imalatı yapan GERKONSAN satıldı. Aynı yıl Türkiye Denizcilik İşletmeleri‘ne ait limanlar, SEKA’nın kâğıt fabrikaları ve kamu arazileri de satılarak sadece 187 milyon dolar gelir sağlandı.
Parçalaya parçalaya satmışlardı.
Takvim yaprakları 2004 yılını gösterdiğinde özelleştirmelerde vites yükselten AKP iktidarı, 1 milyar 282 milyon dolarlık satış yaptı. 2003 yılında fabrika yapan fabrikaları elden çıkaran AKP iktidarı bu defa parçalaya parçalaya sanayi kuruluşlarını satmaya başladı.
TEKEL’in alkollü içecekler bölümü 292 milyon dolara satılırken, gübre üreten şirketler ve onların fabrikaları özelleştirilme kapsamında elden çıkarıldı. Eti Bakır 21,8 milyon, Eti Krom 58 milyon, Eti Gümüş 41,2 milyon ve Eti Elektrometalurji 15,3 milyon dolara satıldı.
Çayeli Bakır İşletmeleri 49,2 milyon dolara, Karadeniz Bakır İşletmeleri Samsun İşletmesi 11,1 milyon dolara, Kütahya Şeker Fabrikası 23,8 milyon dolara, Amasya Şeker 1 milyon 250 bin dolara özelleştirilip satıldı.
Türk Hava Yolları’nın hisselerinin yüzde 20’si 2004 yılında, yüzde 25’i ise 2006 yılında satıldı.
THY’nin Yüzde 20’si Borsada Satıldı
Doğalgaz dağıtım şirketleri ESGAZ 43 milyon dolara, BURSAGAZ 120 milyon dolara satıldı. Sümer Holding bünyesinde yer alan fabrika arazileri de tek tek satıldı. 44 milyon dolara satılan Sümerbank Bakırköy İşletmesi’ni, 27 milyon dolara satılan TÜMOSAN izledi. Blok satıştan toplam 402 milyon dolar gelir elde edilirken, 2004 yılında 689 milyon dolar değerinde tesis, varlık ve arazi satışı gerçekleştirildi. Türk Hava Yolları’nın (THY) hisselerinin yüzde 20’si ise 177 milyon dolara borsada satıldı.
Türk Telekom’un içini boşaltmakla ve bankalara olan borcunu ödememekle suçlanan Hariri Ailesi’nin üyesi Saad Hariri, bir dönem Lübnan Başbakanı’ydı. Hariri, Lübnan’da ekonomik kriz ve yolsuzluğun tetiklediği sistem karşıtı protestolar sonrası istifa etmek zorunda kalmıştı.
TÜRK TELEKOM Artık Lübnanlı Siyonist Uşaklarınındı!
2005 yılında AKP iktidarı toplam 8,2 milyar dolarlık özelleştirme yaparak rekor kırdı. Türkiye’nin en stratejik kurumlarından biri olan Türk Telekom’un yüzde 55’i 6 milyar 550 milyon dolar bedelle Lübnanlı Hariri Ailesi’ne satıldı. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’ne ait olan İstanbul Hilton Oteli binası ve arazisi 255 milyon dolara, Ataköy Otelcilik 62,7 milyon dolara, Ataköy Marina ve Yat İşletmeciliği 23,7 milyon dolara, Ataköy Turizm ise 33,5 milyon dolara satıldı.
Eti Alüminyum 305 Milyon Dolara Satıldı
2005 yılının bir başka büyük özelleştirmesi ise 305 milyon dolara Eti Alüminyum’un satışı oldu. Kıbrıs Türk Havayolları 33 milyon dolara, Adapazarı Şeker Fabrikası 45,7 milyon dolara blok olarak satılan kuruluşlar idi. AKP, 2005 yılında Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarından TÜPRAŞ ve PETKİM’in bir bölümünü borsada sattı. Bir gece yarısı TÜPRAŞ’ın yüzde 14,76’sı İsrailli iş adamı Sami Ofer’e 453 milyon dolar bedelle devredilirken, PETKİM’in yüzde 35’i 273 milyon dolara halka arz edildi.
Koç Holding-Shell ortak girişimine satılan TÜPRAŞ, 2018’de 3 milyar 761 milyon lira net kâr elde etmişti.
TÜPRAŞ ve ERDEMİR Elden Çıkarıldı
2006 yılı özelleştirme çapı açısından 2005’i, bir önceki yılı aratmadı. Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu olan TÜPRAŞ’ın özelleştirme ihalesi Eylül 2005’te yapıldı ve 4 milyar 140 milyon dolar teklif eden Koç Holding-Shell ortak girişimi ipi göğüsledi. Birkaç gün sonra ise bir başka sanayi devi Erdemir, 2 milyar 770 milyon dolara OYAK Grubu’na satıldı. Başak Sigorta ve Başak Emeklilik de 2006 Mayıs ayında blok olarak 268 milyon dolara özelleştirildi. THY’nin yüzde 25’i 207,8 milyon dolara borsada halka arz edilirken, TEKEL’in Ankara’daki genel müdürlük binası da 100 milyon dolara TOBB’a satıldı.
Oteller peş peşe elden çıkarıldı.
Emekli Sandığı’nın sahip olduğu oteller de bir bir özelleştirilirken, Büyük Ankara Oteli 36,3 milyon dolar, Büyük Efes Oteli 121,5 milyon dolar, Büyük Tarabya Oteli ise 145,3 milyon dolara satıldı. 2006 yılında toplam 8 milyar dolarlık özelleştirme yapılırken, taşınmaz ve tesis satışından toplam 710 milyon dolar gelir elde edildi.
Araç Muayene İstasyonları Yandaşlara Dağıtıldı!
2007 yılında AKP, hiç kamu şirketi satmadı. Araç muayene istasyonlarını, taşınmazları ve borsada Halkbank hisselerinin bir kısmını elden çıkartarak toplam 4 milyar 258 milyon dolar gelir elde etti.
Bugün Zorlu Center’ın yükseldiği İstanbul Boğazı’na nazır Karayolları arazisi 800 milyon dolara, Mersin Limanı 755 milyon dolara, araç muayene istasyonları 613 milyon dolara, Halkbank’ın yüzde 25’i ise 1,8 milyar dolara satıldı.
Azerbaycan devlet şirketi SOCAR, PETKİM’i 2 milyar 40 milyon dolara satın aldı.
Yerli ve milli PETKİM Yahudi ortaklı Azerbaycanlılarındı!
2008 yılında iki şirket blok olarak özelleştirildi. Birincisi tıpkı TÜPRAŞ ve Türk Telekom gibi Türkiye’nin en stratejik kurumlarından biri olan PETKİM Petrokimya Holding’di. 30 Mayıs 2008 günü imzalanan sözleşmeyle Azerbaycan devlet şirketi SOCAR, PETKİM’i 2 milyar 40 milyon dolara satın aldı.
TEKEL’in sigara bölümü ise 24 Haziran 2008’de 1 milyar 720 milyon dolara satıldı. Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş’nin (ADÜAŞ) sahip olduğu 9 santral ise 510 milyon dolara özelleştirilmiş olmaktaydı.
Şirketler bitince tesis ve varlıkları satmışlardı!
2009 yılında ise 2 milyar 270 milyon dolar değerinde özelleştirme işlemi gerçekleştirildi. Yapılan satışlarda en büyük kalemi elektrik dağıtım şirketleri oluşturdu. Başkent Elektrik 1 milyar 225 milyon dolara, Sakarya Elektrik 600 milyon dolara, Meram Elektrik ise 440 milyon dolara satıldı.
Blok olarak satış yapacak kamu şirketi sayısı azalınca, ilerleyen yıllarda tesis ve varlık satışına ağırlık veren AKP hükümeti, kamu arazilerini, fabrikaları, enerji üretim santralleri ile dağıtım şebekelerini elden çıkardı. Devletin yapacağı yatırımları ise özel sektöre ihale eden AKP, seçtiği iş birliği yöntemiyle de ülkenin geleceğini sayıları iki elin parmaklarını geçmeyecek şirkete adeta ipotek yapmıştı.
Hazine’den 100 milyar dolar çıkacaktı!
Üçüncü Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, Avrasya Tüneli ve Şehir Hastaneleri başta olmak üzere yap-işlet-devret modelli projelerde işletici firmalarla yapılan sözleşmelerde günlük veya yıllık olmak üzere yolcu, araç ve hasta sayısı garantisi sağlandı.
‘Ticari sır’ deyip halktan gizliyorlardı.
Eğer planlanan sayıda kullanım olmazsa, kamu-özel iş birliği projelerinde devletin hazinesi 25 yıl boyunca firmalara toplam 100 milyar dolarlık ödeme yapabilirdi. Ülkenin geleceğini ipotek altına alan bu mega yatırımlar için verilen taahhütleri ise “ticari sır” olarak halktan gizliyorlardı.
Kamu çalışanı sayısı yüzde 100 artmıştı!
AKP iktidara geldiğinde devleti küçültüp, harcamaları kısarak daha verimli bir yapı oluşturma iddiasını taşıyordu. Kamu şirketleri satılacak, işçiler özel sektör tarafından istihdam edilecek, merkezde toplanan yetkiler yerele devredilerek kadrolu memur sayısı azalacaktı. 2003 yılında Türkiye’de kamuda çalışan kişi sayısı 2 milyon 187 bin 599’du. 2019 yılının ikinci yarısı itibariyle kamuda istihdam edilenlerin sayısı 4 milyon 569 bin 916’ya çıkmış durumdaydı.
Ekonominin hız kesmeye başladığı yıllarda peş peşe gelen seçimler 2013 yılından bu yana kamuda çalışanlarının sayısının 2 milyon kişi artmasına neden oldu. 2002 yılında iktidar koltuğuna oturduğunda devleti küçültme iddiasını taşıyan AKP, aradan geçen 20 yılda kamuda çalışan sayısını yüzde 100’den fazla artırmıştı.
Artık, 10 kişiden üçü ekonomik suçtan cezaevini boylamıştı!
2002 yılında Türkiye’de toplam 98 bin 955 kişi cezaevindeydi. Hırsızlık, zimmete para geçirme, rüşvet, irtikap, sahtecilik, para ve mal kaçakçılığından hapse girenlerin sayısı ise 13 bin 169’du.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun konuyla ilgili yakın dönemde yayınladığı son veri 2017’ye aitti. Buna göre söz konusu tarihte Türkiye’de ceza infaz kurumunda 215 bin 761 kişi yatmıştı. Hırsızlık, zimmete para geçirme ve benzeri suçlardan hapse giren hükümlü sayısı ise 68 bin 528 olmuştu. 2002 yılında cezaevine giren her 10 kişiden biri ekonomik suçlardan dolayı hapse girerken 2017 yılında her 10 kişiden üçü bu nedenle ceza almıştı.
Cinsel saldırı hükümlüsü sayısı 14 kat artmıştı
Uyuşturucu madde kullanma, satma veya satın alma suçunu işleyen 3 bin 450 kişi 2002 yılında cezaevine giriyordu. Takvim yaprakları 2017’yi gösterdiğinde ise bu sayı 22 bin 490’a çıkmıştı. Cinsel suçtan dolayı 2002’de bin 858 kişi hüküm giyerken bu sayı 2017’de 26 bin 539’a fırlamıştı. Cinsel saldırıdan cezaevine giren suçlular 14 kat, uyuşturucudan hükümlüler ise 7 kat artmıştı.
İcra dosyalarında patlama yaşanmıştı
Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre; 2002 yılında 8 milyon 613 bin 759 adet icra dosyası bulunmaktaydı. Yıllar içinde icra dairelerindeki icra ve iflas dosyaları artarken bu sayı Kasım 2019 itibariyle 21 milyonu aşmış durumdaydı.
Resmi rakamlara göre işsiz sayısı:
2002: 2 milyon 464 bin
2019: 4 milyon 596 bin (Temmuz)
İşsizlik oranı
2002: Yüzde 10,3
2019: Yüzde 13,9 (Temmuz)
Türkiye’nin brüt dış borç stoku
2002: 129,6 milyar dolar
2019: 446,8 milyar dolar (Ekim)
Dış borcun GSYH oranı
2002: %54,8
2019: %61,9
Merkezi yönetim toplam borç stoku
2003: 283,2 milyar lira
2019: 1 trilyon 239 milyar lira (Ekim)
2021: 1 trilyon 670 milyar lira
GSYH
2002: 231 milyar dolar
2019: 749 milyar dolar (Tahmini)
Kişi başı GSYH
2002: 3 bin 492 dolar
2019: 9 bin 93 dolar (Tahmini)
Büyüme
2002: Yüzde 6,2
2019: Yüzde 0,5 (Tahmini)
Şimdi soruyoruz:
Otoyollar, tüneller, köprüler, havalimanları ve şehir hastaneleri… Bunların hepsi “Yap-İşlet-Devret” modeliyle ve 40 yıllık devlet garantisiyle yabancı şirketlere yaptırıldığı halde, hemen bütün fabrikalarımız ve milli kazanımlarımız da satılmışken, 1,5 trilyon dolara çıkan dış borcumuz nereye harcanmıştı, kimlerin kasalarına aktarılmıştı?
Türkiye bir vurgun diyarına çevrilmiş durumdaydı!
Cumhuriyet tarihinin en büyük şahsi vurgunu kripto para borsası Thodex’te ortaya çıkmıştı. Şirketin sahibi Fatih Özer, 2 milyar dolar kripto varlıkla Arnavutluk’a kaçmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatmış MASAK şirketin hesaplarına el koymuştu.
Türkiye yeni bir Çiftlik Bank vakasıyla karşı karşıyaydı. Daha önce ünlü mankenlerle reklam filmi çeken Thodex’in sahibi Faruk Fatih Özer’in, sosyal medya hesaplarını kapatarak, 20 Nisan 2021 Salı günü saat 19.50’de İstanbul Havalimanı’ndan Arnavutluk’un başkenti Tiran’a kaçtığı anlaşılmıştı. Şirketin internet sitesi de İstanbul Nida Kule’deki ofisi de kapalıydı. Özer’in, yatırımcıların 2 milyar dolar kripto parasıyla sırra kadem bastığı konuşulmaktaydı. Yaklaşık 400 bin kişinin yatırım yaptığı borsayla ilgili birçok kişi suç duyurusunda bulunmuştu. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Özer hakkında ‘nitelikli dolandırıcılık’tan soruşturma başlatmıştı. Şirketin çalışanlarının ifadeleri alınmıştı. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) da şirketin banka hesaplarını dondurmuş durumdaydı.
Thodex, Koineks Teknoloji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Fatih Özer’in sahip olduğu şirket tarafından 20 Eylül 2017’de kuruldu. Kripto para borsası, yatırımcıları çekmek için geçmişte dolandırıcıların kullandığı yöntemleri kullandı. Aralık 2020’de ünlü mankenlerle reklam kampanyası başlattı. Hatta şubatta kendi platformuna üye toplamak için bir kişiye Porsche Panamera GTS hediye ettiği bir çekiliş yaptı. Şirket, daha sonra 2 milyon Dogecoin dağıtacağını öne sürerek, yatırımcı sayısını artırmaya çalıştı. Aslında uzun zamandır şirketle ilgili şikayetler vardı. Kripto borsasında işlem yapanlar, varlık alımları için para gönderildiğinde işlem yapıldığını ancak kripto varlıkları satmak istediklerinde kendilerinin günlerce oyalandığını, paralarını alamadıklarını iddia etmeye başlamışlardı. Hatta bazı yatırımcılar, banka hesaplarında para çekme hususunda aksaklık yaşandığını belirterek, şirketin Nida Kule’deki ofisini dahi basmış ancak hiçbir yetkiliye ulaşamamışlardı.
Ticaret sicil kayıtları ise aslında birçok şeyi özetliyordu. 2017’de 4 bin TL sermayeyle şirketi kuran Özer, adres olarak Darıca’da bir apartman dairesini gösteriyordu. Koineks Teknoloji daha sonra Şişli’de faaliyete başlıyordu. 2019 yılında Kadıköy’de sokak arasındaki 10 katlı bir apartman dairesine taşınıyordu. Aynı yıl, Nida Kule’ye şirket adresinin taşınması gerçekleştiriliyordu. Thodex’te özellikle 18-36 yaş arasında X ve Y kuşağı yatırımcılar olduğu belirtiliyordu. Evet, her önüne gelen bu gariban halkı soyup duruyordu!
Kurtulamazlar, Milli Çözüm geliyor.
Yıksalar da her bir sağlam tuğlayı
Yasaklasa da hakkı savunmayı
Yaksalar da odunla her sayfayı
Kurtulamazlar, Milli Çözüm geliyor.
Satsalar da çalışan fabrikayı
Satsalar da yahudiye arsayı
Satsalar da yunanlıya adayı
Kurtulamazlar, Milli Çözüm geliyor.
Magmaya bile gömseler haklıyı
Söndürür iman nuruyla magmayı
Bırakma sakın sen hak konuşmayı
Kurtulamazlar, Milli Çözüm geliyor.
Hocamın kıymetini bilelim.
Türkiye’nin elinde hiçbir şey
Kalmadı üretim yok, tüketim
Çok, verimli topraklarımız boş
Duruyor. Üretemeyen ülke
Her zaman olduğu gibi
borçla esir yaşar Erbakan
Hocamızın yaptığı projeler
devam ediyor olsaydı ülkemiz
Cennet gibi bolluk ve bereket
Dolu olarak yaşardık. Erbakan hocamızın yolu tüm insanlığın
Kurtuluşu için bir örnektir.
AKP Demek Yoksulluk Demek,Akp Demek Yolsuzluk demek
14 Ağustos 2001’de kurulan, 3 Kasım 2002 seçimlerinden birinci parti çıkan AKP, iktidardaki 20’nci yılını geride bırakmıştı. O günden bugüne ekonomiden siyasete, adaletten güvenliğe kadar birçok alanda acayip değişim yaşanmıştı. AKP iktidarı, Türkiye’nin en büyük şirketlerini, fabrikalarını, otellerini, limanlarını, enerji üretim tesislerini, elektrik ile doğalgaz dağıtım şebekelerini ve arazilerini yerli ve yabancı özel şirketlere satmıştı. Böylece, rahmetli Erbakan’ın: “Bu özelleştirme safsatası, Türkiye’nin geleceğinin satılmasıdır ve milli varlıklarımızın yabancılarca ipotek altına alınmasıdır!” uyarıları haklı çıkmıştı.
Türkiye uçuruma sürükleniyordu..
20 yıl önce iktidara gelen AKP, Cumhuriyetin birikimi yerli ve milli ne kadar kamu kuruluşu varsa elden çıkardı. Dev projeleri ise yandaş şirketlere yaptırıp Hazine garantisi vererek ülkenin geleceğini ipotek altına aldırdı.
10 kişiden üçü ekonomik suçtan cezaevini boylamıştı!
Cinsel saldırı hükümlüsü sayısı 14 kat artmıştı
İcra dosyalarında patlama yaşanmıştı
İşsizlik oranı %20
Reel Enflasyon %300’lere yaklaşmış, Mazot 30 TL ye dayanmış, İcra dosyalarında patlama yaşanmış ama Tüfe 5 aylık açıklanan oran %30!..
Hasılı Milli Çözüm 20 yıldır uyarıyor ama malesef devlet uçuruma sürüklenirken millet hala ses çıkarmıyor. İşte kölelik denilen şey tam olarak budur. Ve İslam köleliği bu yüzden yasaklamıştır.
Bunun adı, bir ülke planlı olarak nasıl batırılır oyunudur
Milli Kurumlarımız ve Topraklarımız satıldığı halde devletimizin (milletimizin) borcunun artması Aziz Erbakan Hocamızın buyurdukları gibi “Bunun adı, bir ülke planlı olarak nasıl batırılır oyunudur.”
Sayısız oyunlar, şeytana bile parmak ısırtacak şekilde oynanırken ne muhalefetten, ne tarikatlerden nede cemaatlerden ses çıkıyordu. En acı durumda da bu olsa gerek.
Hamdolsun Milli Çözüm var.
Hakkı haykıran, Milli Çözüm yolları sunan aynı zamanda tam bağımsız(makamdan- ihaleden oluruz, partimizden atılırız, hapse atarlar gibi dünyalık korku yaşamayan) Milli Çözüm kadrosu var. Ülkemizin ve insanlığın en büyük şansı şaşmadan-korkmadan istikamet üzre yürüyen bir kadroya sahip olmasıdır.
Bu duruma nasıl geldiğimizin özeti.
Atatürk;Türk milleti çalışkandır zekidir…Erbakan;Benim Aziz Milletim…Erdoğan iktidarı; Zillet taraftargirliği, soyguncu marketler,turist dolandıran işletmeciler,tosuncuklar,pahalı telefon kullanan z kuşağı…Bir milletin üzerine yapıştırılan lakaplar makalemiz bu duruma nasıl geldiğimizi özetlemiş.Büyük liderler büyük yerli fabrikalar,tesisler kurarak bizleri yüceltmiş onurlu vatandaş olarak anmıştır,yönetmeyi satmaktan ibaret sanarak ağır vergilerle milli hazinelerimizin elimizden çıkaranlar ise bizleri faize ve sefalete mahkum bırakmıştır.
Uyanma vakti geçiyor
Erbakan hocamın da dediği gibi bunlar narkozsuz göstere göstere organlarımızı söke söke aldılar ve maalesef Milletimizin çoğunluğu hâlâ narkozun etkisinde uyumakta
Aziz Erbakan Hocamızın bir sözü: “Toprak ayağımızın altından kayıyor, dövecek diz bulamayacaksınız…”
Uyan artık ehli namus, asker sivil ehli vicdan
Vatan millet dağılırsa, neye yarar makam cüzdan
Korkma kurbağa medyadan, zafer vaat ediyor Yezdan
Uçak füzemiz yabancı, çaylarımız gâvurlaştı!
Ahmedim ahdin unutma, hep solsa da ak güllerin
Soysuzluğa sessiz kalma, yanıp savrulsa küllerin
Dirlik, Devlette birliktir; hem Türklerin hem Kürtlerin
İslam vahdet mayamızdır, “Say”larımız gâvurlaştı!
Kanbur Meselesi
Yıllar önce ANASOL-M iktidarı ve onun ekonomik sorumlusu Kemal Derviş zamanında ülkemizde bir anlayış peyda olmuştu;”Devlet kurumları halkın sırtında kamburdur.” Dışarıdan bakınca bir bakıma haklı gibi de duran bu teşbih, içeriğine bakılınca nasıl da tuzaklı bir yol olduğunun görüldüğü bir hal alıyordu. Yıllar yılı yeteneksiz, basiret yönetici ve eleman çöplüğüne dönen kurumlar zarar ettiriliyor sonra da ilgili birimlere peşkeş çekiliyordu. İşte AKP tam da bu zemin üzerine yeteneksiz ve tıyneti bozuk elemanlar eli ile kurumlarımızı canhıraş bir şekilde elden çıkarmış daha doğrusu peşkeş çekmişti. Bugün durmadan “yerli-Milli” edebiyatı yapan iktidar geldiği günden bugüne, ne yerli ne de Milli dememiş acımadan tüm kurumlarımızı elden çıkarmıştı. Yine bugünden bakınca mesele sırttaki kambur meselesi değil de omurganın sökülmesi arzusuymuş ki maalesef yurdun omurgasını oluşturan kurumlar çoktan elden çıkmıştı.
İşte Karne
İktidarları boyunca yaptıkları ekonomik tahribatlarının ve ülkenin geldiği son durumun en güzel özetini okudum…Teşekkür ediyorum.
ERBAKAN HOCAMIN DEDİGİ GİBİ”ben sana daha ne söyleyecegimde sen uyanacaksın ey gafil”
Bu tabloya görüpte hala akp yi hoca kurdurdu diyenlere söyleyecek sözümüz kalmadı artık.
Al i İmran 161
(Münafıkların Hz. Peygamberle ilgili; savaş gelirlerini keyfince ve yakın çevresine harcayıverdiği yönündeki itham ve iddiaları asılsızdır.) “Yeğüll” yapmak (yani ganimet malından gizlice bir şey aşırmak ve emanete-Beytü’l mâl’e hıyanette bulunmak) bir Peygambere asla yakışır (tavır) olmayacaktır. (Bu tür ithamlar Elçiye iftiradır.) Her kim, (ganimetten, devlet hazinesinden veya cihad bütçesinden) ihanetle bir şey çalarsa, kıyamet günü, o (haksız ve ahlâksız yollarla) aldıklarını (sırtlamış ve Allah’ın lanetine uğramış vaziyette) gelip (âleme rezil edilecektir). Sonra, (zerre kadar) haksızlık edilmeden, her nefsin kazandığı kendisine eksiksiz olarak ödenecektir.
Ah Aldınız!Düşünün Bu Ahlar Arştan Dönecek Ve Sonunuzu Getirecektir…
20 yıl önce iktidara gelen AKP, Cumhuriyetin birikimi yerli ve milli ne kadar kamu kuruluşu varsa elden çıkardı. Dev projeleri ise yandaş şirketlere yaptırıp Hazine garantisi vererek ülkenin geleceğini ipotek altına aldırdı.
14 Ağustos 2001’de kurulan, 3 Kasım 2002 seçimlerinden birinci parti çıkan AKP, iktidardaki 20’nci yılını geride bırakmıştı. O günden bugüne ekonomiden siyasete, adaletten güvenliğe kadar birçok alanda acayip değişim yaşanmıştı. AKP iktidarı, Türkiye’nin en büyük şirketlerini, fabrikalarını, otellerini, limanlarını, enerji üretim tesislerini, elektrik ile doğalgaz dağıtım şebekelerini ve arazilerini yerleri yabancı şirketlere peşkeş çekilmişti…
Peki şimdi ne olacaktı!Bu kadar vebal ödenemezdi ve mazlumun ahı elbette arşa ulaşacak ve sizin sonunuz olacaktı!
Hiç inşaa eden (yapanla), Heba (satan) Bir olurmu?
Ağır Sanayi Yapmak ERBAKAN işi dir,
Satmak heba etmek akepe işi dir,
Fabrika istihdam kuruluş kurmak ER işidir.
Yok pahasına heba etmek akp fişi dir,
Yol asfalt köprü otoyol yapar,
Parasını, millette on kat yazar,
Ağır sanayi kurum fabrika kapatır,
Vatandaş rahat ! etsin! Eylesin diye,
millet bahçesi Park bank yapar.!
Arsalarimizi yabancı katar’a satar.!
Tarım hayvancılık ithalatını,
bize “dışj güçler “sağlar.!
Bazende AB ve ABD ye naraa atar.!
Oy veren seçmeni sevinsin rahata ersindiye..
“Korkarım ki; Beni anladığınız vakit dövecek diziniz de kalmayacak!” Prof.Dr. Necmettin ERBAKAN
[b]Böylece, rahmetli Erbakan’ın: “Bu özelleştirme safsatası, Türkiye’nin geleceğinin satılmasıdır ve milli varlıklarımızın yabancılarca ipotek altına alınmasıdır!” uyarıları haklı çıkmıştı.[/b]
[b]Bakara 167
Bunun üzerine (böylesi zalim ve hain yöneticilere) uyanlar: “Keşke bir kere daha (dünyaya dönme) fırsatı verilseydi de, (orada bizi aldatıp,) şimdi bırakıp kaçtıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşıp (Hakk elçilere, adil ve asil davetçilere destek çıksaydık!)” diye (pişmanlık duyacaklardır). Böylece Allah onlara (zalim ve hain yöneticilere ve peşlerinden gidenlere; hayatları boyunca) işledikleri bütün amellerini, (ibadet ve hizmetlerini) çok derin bir hasretlik ve pişmanlık olarak gösterecek (milyonlarca insanın ezilmesine ve sömürülmesine vesile oldukları için, yaptıkları hayır ve hasenatlarına rağmen cehenneme girecekler)dir ve onlar artık ateşten çıkamayacaklardır.
[/b]
İnanç varsa imkân da vardır…
Ülkemizin haline bakıldığında insan kahroluyor. Bu ne duyarsızlık. Vatan elden gidiyor. Halk uyutulup korkutulmuş bir vaziyette. Sözün bittiğı yerdeyiz.
Aziz Erbakan Hocamız’ın , İnanç varsa imkân da vardır. Sözünü dikkate alan – Milli Çözüm. İyiki varsın..
Recep Tayyip Erdoğan: “Ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim…”
Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan özelleştirmelerin %88’i akp hükümetleri döneminde yapılmıştır. Zaten Erdoğan’ın özelleştirmeye yönelik sözleri yapılan işin gerçek niteliğini ortaya koyan açıklıktadır ve “ülke satmakla” ilgili itiraf gibidir.
Recep Tayip Erdoğan, Başbakan olduğu dönemde, Cevahir İş Merkezi’ni açarken gazetecilere şunları söyledi: “Yatırım için dünyanın tüm girişimcileriyle tek tek ve her yerde görüşürüm. Bakanlarıma da her yerde görüşmelerini tavsiye ederim. Çünkü ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim”. “Dünyanın tüm girişimcileriyle görüşürüm. Bakan arkadaşlarıma da her yerde görüşmelerini tavsiye ederim. Çünkü ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim” Kaynak: 16.10.2005 milliyet.com.tr, sabah.com.tr 16.11.2005 ve diğer haber siteleri.
Erbakan Hoca Yine Haklı Çıkmıştı!…
Leblebi dükkanı bile işletecek kabiliyeti olmayanlara 20 yıllık iktidar verildi…
Ahir zaman elçisine sadakat, vefa gösterilmedi.
Hayattayken son seçiminde 2,5 oy aldı.
Yaptığı zamlarla açlıktan ölmeyen halk, AKP’ye şükür, Erbakan Hoca’ya nankörlük etti.
Dövecek dizimizde kalmadı…
Yine hocam haklı çıktı artık sonları belliydi…
Ya kaosa götürecekler ya da Hocanın sadık takipçilerine anahtarı teslim edecekler…
Yine bu kapıya gelecekler çünkü;
Hakk İslam’dır, kurtuluş Kur’an dır. Reçete Erbakan Hocanın projeleridir!
İŞBİRLİKÇİ HORTUMCULARIN HORTUMLARINA ZİLLET VE REZALET DAMGASI VURULACAKTIR!
Böbürlenip hıyanete yönelen işbirlikçi hortumcuların elde ettikleri tüm imkânları ve istismar teşkilatları çok yakında ellerinden gidecektir.
İşbirlikçi hortumcular [i][b]“kendi iktidarlarımızın meyvelerini topluyoruz, ondan kimseye bir şey bırakamayacağız!”[/b][/i] diyerek, Milli Kurumlarımızı ve Topraklarımızı parsel parsel satmaktadırlar.
[b]İşbirlikçi hortumcular:[/b]
Gizli güçlerin kullandığı hainlerdir.
Hak yolundan şaşırıp-sapmışlardır.
Millî Görüş gömleğini çıkarmışlar ve D-8 Adil Düzen projelerine karşı çıkmaktadırlar.
Millî görüşçü olmadıkları halde sırf halkı aldatmak için milli görüşçü geçinen soysuzlardır.
Hakir, zelil ve alçak insanlardır.
Hakkı tebliğ edenleri sürekli ayıplayıp kötüleyen kimselerdir.
Milli Görüş’ü şahsi kaprisleri ve şeytani hevesleri doğrultusunda kullanmaktan ve kendilerinin asıl mahiyetini sezen sadıklara hakaret ve iftiradan asla sakınmayan ve camianın alın terini ve birikimini, liderlik rolüyle kendi hizmetine sokmaya çalışan hainlerle işbirliği halindedirler.
Cimri, bencil, menfaatçi ve beleşçi bir kişilerdir, zerre kadar kimseye bir hayırda bulunmazlar.
Rezilliği bir marifet ve meslek haline getirmişlerdir.
Kötü ahlâklı, kavgacı, aniden parlayan ve masum insanları karalamak için fırsatları kötüye kullanan kimselerdir.
İktidar ve imkân sahibi oldukları için azgınlaşıp böbürlenmektedirler.
Kur’ani hükümleri, günümüzde gereksiz ve geçersiz olan çağ dışı kurallar olarak görmektedirler.
Çok yakında bu hortumcuların hortumu üzerine zillet ve rezalet damgası vurulacak, bu kötü gidişat değiştirilecek, bunların kinleri ve kirli yönleri herkese gösterilecektir.
Halkın hakkını hortumlayan işbirlikçi hortumcuların imkan ve iktidarları ellerinden gidecek, sonunda “biz her şeyden ve bütün servetimizden yoksun bırakıldık” diye pişman ve perişan vaziyette çöküvereceklerdir.
UCUZLAYAN ŞEYLER DE VARDI
Dergimizin Haziran 2022 kapak karikatürü aslında çok şeyi özetlemişti. ‘İŞİME NASIL GELİRSE” siyaseti. Malesef ülkemizdeki vurgun, soygun talan, politikalarıyla, bir kısım kesimler Firavunlaşırken, halk borçlanmayla yapılan bazı makyaj güzelliklere tav edilmiş “cambaza bak” taktiğiyle ülkem Haim Nahum planıyla işgal edilmekteydi.
Bir çok şeyin FİYATI yükselirken birçoğunun fiyatı enflasyona meydan okumaktaydı.
Fiyatı düşen şeylere bir kaç örnek verirsek; AHLAK-NAMUS kavramı ilk sırayı almış, KUL HAKKI, DİN-VATAN SEVGİSİ VE DUYARLIĞI, HER TÜRLÜ SAYGI bedavadan ucuzdu.
Yine bir ucuzlukta bilgiye ulaşmada yaşanırken, bilgiye ulaşmak isteyen ve bilginin gereğini üstlenen de yoktu. Hatta bozulan vicdanlar bilgiyi istismar aracı yapmaktaydı.
Şimdilerin en güncel istismarı ise “ERBAKAN”cılık olmaktaydı.
Bu istismara tek engel ise Milli Çözüm kahramanlarıydı.
Duyarlı çevrelerin özenli ve güvenli liman olarak gördükleri Milli Çözüm Dergimiz her zamanki gibi
ciddiyet,cesaret ve üstün gayretle tarihi görevini yaparak adeta YAKIN TARİHİN ACİL PROBLEMLERİNİN TESBİTİ VE ÇÖZÜM YOLLARINI GÖSTEREREK GELECEĞİ PLANLAMIŞTI.
Şimdi birtakım çevrelerin korkuları ne şu ne de bu olmaktaydı. “Ya MİLLİ ÇÖZÜM’ün diğer söyledikleri de doğru çıkarsa” telaşı ZALİM Ve İŞBİRLİKÇİLERİN UYKULARINI KAÇIRMAKTAYDI.
BU BİR BEKA MESELESİDİR!.
Akp Bir Beka Meselesidir!. Erbakan Uyarıyor
Bakın “Toprak Ayağımızın Altından Kayıyor!.”
Heryer haraç mezat satılıyor.. ipotek ediliyor!
Dış Güçler Ekonomik İşgal Stratejisi Uyguluyor
Hal Böyleyken Akp yönetimi Hala Zenginleşiyor
Lüksten, Şatafattan, İsraftan Hiç Vazgeçilmiyor
Sermayenin Borçları Affediliyor + İhale Veriliyor
Yoksul Millete Zam Üzerine + Zam Bindiriliyor!.
Devlet, Adalet ve Denetimle Ayakta Kalır!
Devlet sağlam temeller üzerine bina edilecek..
Devleti yöneten iktidarı, denetim ve gözetim altında tutacak kamil ve Adil bir Düzen inşa edilecek..
Denetim ve gözetimi olmayan…
Yasaması etkisiz
Yargısı yetkisiz
Yürütmesi dirayetsiz ve kifayetsiz olan sistemler, Milletin başına bela olmaktan öte hiç bir özellik taşımaz..
Bu tablo gösteriyor ki, sanki her türlü sosyal ve siyasal patlamaya hazır bir sürecin eşiğindeyiz.
Zira kamu kuruluşları, iktisadi teşekkülleri bütünüyle boşaltılmışsa, milleti alınteri topyekün faize akıtılmışsa, geniş halk katmanları geçim derdi içerisinde inim inim inlerken, devletin en stratejik kurum kuruluşları açık bir peşkeşe harac mezata kurban edilmişse, büyük bir buhranın, patlamanın kaçınılmaz olacağı aşikardır..
Milli Çözüme inanan bir şuurun mutlaka Devlet İdaresinde tecelli etmesi artık bir Milli Güvenlik Meselesidir..
Yargının, Yasamanın, Yürütmenin kendi sahalarında ayrı ayrı, ama tam bir uyum ve intizam içinde, çatışmaya mahal vermemek üzere bir vücut halinde çalışacakları… Ve bunların uyum ve ahengini sağlayacak adeta bir beyin gibi DENETİM mekanizmasını sağlam bir zemine oturtacak, her türlü yoksulluğun, yolsuzluğun bütünüyle ortadan kalktığı.. Güçlü, Süratli, Yaygın maddi ve manevi kalkınmayı sağlayacak bir Adil Düzenin vakti artık yaklaşmıştır..
Erbakan Hocamızın buyurdukları şu altın sözleri bugün çok daha fazlasıyla anlam ifade etmektedir:
AKP 20 yıldır iktidarda hem de tek başına… Ama 20 yıldır geldiğimiz nokta maddi ve manevi olarak ortada… Bu makalede genel de AKP’nin maddi tahribatları anlatılmış olduğunu görüyoruz… Maddi tahribatın da bir kısmının yazıldığı ortada… AKP İLE; tarih boyunca gelmiş ve geçmiş tüm kavimlerin toplulukların işlediği maddi ve manevi yanlışlıkların toplamının hepsi sadece AKP DÖNEMİNDE işlenegeldiğini görmekteyiz… Önceki kavimler topluluklar zamanında her bir kavim tek bir yanlış yapmış ve helak edilmişti ama AKP döneminde yüzlerce kavimin işlediği hata ve yanlışlıklar sadece AKP döneminde icra edildiği ve işlendiğini görmekteyiz… Çünkü AKP ; insanlığın maddi ve manevi kalkınmasına büyük öncülük etmiş olan devrim niteliğindeki hizmetleriyle kendini ispat eden MİLLİ GÖRÜŞ VE ERBAKAN Hocamızın yanından ayrılanların oluşturduğu bir parti olduğundan, bunlarda Milli Görüşçü bunlarda Erbakan’ın talebesi (!) olduğu gösterilmeye çalışarak, halkın en tehlikeli yanlış olan AKP ‘ye teveccühü sağlanmış ve geldiğimiz nokta zaten ortada…
AKP’nin doğruya en yakın olan yanlış olduğunu ERBAKAN HOCAMIZ başta olmak üzere ve Milli Çözüm ve Üstadımız Ahmet AKGÜL Hocamız defaatle insanlığı uyandırmak bu yanlışa kanmamak için ömürlerini harcadılar… Ancak halkımız anlamamakta diretti ve şuan tüm insanlık dizini dövüyor…
Zaman hala var , madden ve manen huzur bulmak isteyenlere Erbakan Hocamızın 1980 lerde ifade ettikleri sözle haykırıyoruz: “Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”