YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6574e69dbba56
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 3 3 4
Bugün : 431
Dün : 11955
Bu ay : 111301
Geçen ay : 302569
Toplam : 21354283
IP'niz : 18.205.26.39

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

HAKİKATE ULAŞTIRAN HİKMET MESAJLARI

 

HAKİKATE ULAŞTIRAN HİKMET MESAJLARI

        

Bir yerden hatırlıyorum: “Güçlü olmak için, hem akıllı hem de cesur olmak lazımdır.” Sadece akıllı olanlar aşırı tedbirli davranacaklarından kuşkucu ve korkak olurlar… Riske atılamadıklarından da büyük başarılara imza atamazlar… Bu da onların zaafı yani, zayıf damarıdır. Sadece cesur olanlar ise; tedbirsiz davranıp tehlikelerden sakınmazlar… Bu da onları, düşmanlarının hazırladığı tuzaklara kolay kaptırır. Ama hem akıllı hem de cesur olanlar ise, güçlü olur ve başarıya ulaşırlar. Buna üçüncü bir şart daha eklemekte fayda vardır: Uğrunda feragat ve fedakârlık edilecek ve gerekirse ölünecek kutsal davası olanlar… Ve bu kutlu sevdalarına sonuna kadar sadık kalanlar, asla mağlubiyeti=yenilgisi söz konusu olmayan bir galibiyete=zafere ulaşacaklardır. “Öyle ise dünya hayatını (nefsi rahatını ve menfaatini) satıp, karşılığında ahireti kazanmak isteyenler, Allah yolunda cihad etsinler. Kim Allah yolunda (çalışır ve) çarpışırken (eceliyle veya zalimler eliyle) öldürülürse, veya (düşmanlara) galip gelirse, (her iki halde de) Biz ona büyük bir ecir (sonsuz bir mutluluk ve mükâfat) vereceğiz.” (Bak, Nisa: 74 – s. 88)

Çünkü onlar için, HAYAT hazırlık, ÖLÜM ise vuslattır. Erbakan Hocamız: “Hayat; iman ve cihattır!” buyurmuşlardı. Öyle ise gerçekten GÜÇ’lü ve HÜR olmak için; Allah’a tam bağımlı, Masivadan (O’nun gayrısından) ise tam bağımsız olmak lazımdı. Daha doğrusu, sadece Allah için sevmek, Allah için buğzetmek ve özellikle insanları Allah gibi sevmekten vazgeçmek lazımdı. Evet herkes aşırılıklarıyla sınanırdı. Yani bağımlılıkları ve zaafları oranında esir sayılırlardı.

Allah’ın va’adine iman ve itimat, en büyük güç kaynağıdır. İşte aşağıdaki ayetler bu gerçeği anlatmaktadır:

“(O dönek ve ödlek münafıklar var ya) Sana bir hasene (iyilik ve izzet) ulaşsa, bu onları kötüleştirir (ve kederlendirir. Ama) Eğer Sana (kötü) bir musibet dokunsa “Oh, iyi ki biz önceden tedbirimizi alıp (bunlardan ayrılmıştık)” diye sevinip ferahlanarak dönüp giden (kimseler)dir.” (Tevbe: 50)

“De ki: “Allah’ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmeyecektir. O bizim Mevlâ’mızdır. Ve mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül etmelidirler.” (Tevbe: 51)

“De ki: (Ey inkârcılar ve münafıklar!) “Siz bizim başımıza, ancak (dünyada zafer ve saadet, ahirette ise cennet gibi) iki güzellikten birinin (dışında herhangi bir şeyin) gelmesini gözleyebilir misiniz? (Hayır, çünkü Allah, mücahit ve müstakim mü’minler aleyhindeki kurgu ve kuruntularınızı sonunda boşa çıkarıverecektir. Bu nedenle) Biz ise, şüphesiz Allah’ın Kendi katından veya bizim ellerimizle size bir azap indirmesini (zaten) gözleyip beklemekteyiz. Öyle ise bekleyin bakalım, çünkü Biz de sizinle beraber gözetleyip duruyoruz.” (Tevbe: 52)

“De ki: “(Malınızı) İster gönüllü ister gönülsüz infak edin; (bunlar) sizden kesin olarak kabul edilmeyecektir. (Çünkü Allah, kötü niyetinizi bilmektedir.) Gerçekten siz bir fasıklar topluluğu (günah ve kötülük grubu) oldunuz.” (Tevbe: 53)

“(Bu) İnfak ettiklerinin kendilerinden kabulünü engelleyen şey, Allah’ı ve Elçisini inkâr (gizlice isyan ve itiraz) etmeleri, namaza ancak isteksizce gelmeleri ve hoşlarına gitmiyorken (istemeyerek) infak etmeleridir. (Böylece fasıkları ve münafıkları sizlere tanıtıyoruz.)” (Tevbe: 54)

          

DÜRÜST KAZANIR

          

Cenab Hak’tan korksan, halktan utansan

Kötülükten takvan, tasan kurtarır…

Vicdanına uysan, zora katlansan

Manevi kamera, asan kazanır…

        

Biçmek için önce, ekmek gerekir

Rahmet için zahmet, çekmek gerekir

Ayağın kırılsa, sekmek1 gerekir

Zevkler gelir geçer, tasan kazanır…

        

Hak hayır yolunda, gayretli cesur

Nefsi hususunda, olmalı yüsur2

Artık başkasında, arama kusur

Zehir yutanlardan, kusan kazanır…

        

Sen gel önce Hakkı, Bâtılı ayır

Dava dostlarını, yakını kayır

Hayırda israf yok, israfta hayır

Savurgan saçılır, kısan kazanır…

        

Ruhunu emerler, günahlar kenen

Yararsız bahane, “mazeret” denen

Gerçek pehlivan o, nefsini yenen

Şerre koşan değil, tırsan kazanır…

      

Nimet şefkat paylaş, huzur dolasın

Zulme bulaşırsan, saçın yolasın

İyilik düşün ki, iylik bulasın

Bencillik zarardır, ihsan kazanır…

      

Her yaptığım bana, kâr kalır sanan

Şehvete kapılan, Şeytana kanan

Az zararsız diye, zehire banan

Arzuları azar, yasan kazanır…

      

Hayat çok kısadır, kaçıyor fırsat

Son pişmanlık para, etmiyor heyhat

Dürüstlük onurdur, eğrilik berbat

Sahte değil sadık, Hasan kazanır…

      

Bak Milli Çözüm’e, ürüyor cahil

Firavun davasın, sürüyor bahil3

Mayınlı alanda, yürüyor gafil

Kaçan değil doğru, basan kazanır…

        

1- Sekmek: Tek ayak üstüne sıçrayıp yürümek.

2- Yüsur: Kolaylık, yumuşaklık, sühulet.

3- Bahil: Nefsini düşünen, bencil hain.

          

Aziz Hocamızın mana âlemindeki hikmetli uyarıları

Farklı Tarihlerde Âlem-i Menamda Görülen Muhterem Erbakan Hocamızın Vecizelerinden Hatırladıklarımız:

• (Allah-u Teâlâ her şeyi hakkıyla ve ayrıntılarıyla bilendir. Ama senin) Kader (çizgin); yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh bellidir. Ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatın hâkimisin, ne de hayat karşısında çaresiz!

• Eğitim; gerçeklerin ve hazır bilgilerin öğretilmesi değildir, düşünmek (ve gerçeğe erişmek) için aklın eğitilmesidir. Biz uğraştık, ama bak olmadı!

• (Ey Rabbim ve Sahibim!) Ne güzel şey; Senden başkasını tanımamak… Ve Senden başkasını takmamak!

• Yanlışa sapmanın birden çok yolu olur. Ama doğruyu yapmanın tek bir yolu bulunur! Yanlış yapmak bu yüzden kolay, doğruyu bulmak ise bu yüzden zordur.

• “Ama” sözü kaçak yoldur (ve nefsi mazeret kapısıdır), seni yanlışa kaydırır. En hafif yanlışın bile, aslında koyulan kurala yan yol açmaktır. Yan yollar ise her zaman seni doğru yoldan saptırır. Ve eğri giden ok, doğru hedefe ulaşmayacaktır…

Huzur; inandığın yolda inandığın insanla yürümektir.

Bir kardeşimizin Ahmet Hocamızın yüzlerine bakarken, göz göze gelince Ahmet Hocamızın “Ne bakıyorsun, hiç görmedin mi ve hâlâ bilemedin mi?” şeklinde yaptıkları espriyle ilgili olarak Erbakan Hocamızın rüyada bir vesilesiyle bu olayı hatırlatıp: “Bakan bilebilseydi şöyle derdi…” tarzında şunları buyurmuşlardı: Evet “Huzur gökyüzünde, Gök; yüzünde…” (Demek ki Hocamızınki gibi bazı yüzler, semavi nurlar ve gizemli sırlar barındırmaktaydı…)

• İstersen çare, istemezsen bahane bulursun.

• Allah’ım, (gözüme ve özüme değil, hatta) hayalime bile girmesin günah. Bana temiz bir gönül ve temiz bir zihin bağışla! (Âmin)

• İyiliğin kadar taşlanır, merhametin kadar dışlanır, kulluğun kadar sınanırsın. (Ki; Allah’ın rızası dışında, başkasına meylin, minnetin ve beklentin kalmasın!..)

“Aşk’a uçarsan, kanatların yanar.

Aşk’a uçmazsan, kanat neye yarar.

Aşk’a varınca, kanadı kim arar…”

(Bu sözleri Erbakan Hocamız rüyada buyurdular, internetten bakıldığında kayıtlarda 1. mısraın Sadi Şirazi’ye, 2. mısraın Mevlana’ya, 3. mısraın ise Yunus Emre’ye ait olduğu anlaşıldı.)

• Ulaşamadığın şeyin Mecnunu, ulaştığın şeyin ise nankörü olma…

• İyiliğin şartı beştir;

Tez olmalı,

Gizli olmalı,

Gözde büyütmeye kalkışmamalı,

Sürekli olmalı,

Yerini bulmalı.

Sevdiklerine; bağlı ol ama bağımlı olma…

Fedakâr ol, ama kendini feda kılma…

Dünü unutma, ama saplanıp da kalma.

Sabret, ama (hıyanet ve hakarete) katlanma…

Eleştir, ama suçlayıp dışlama…

İste, ama ısrarcı davranma… Zira istemede ısrar sadece duadadır…

• Aşk; “Her şeyi senin için var ettim” diyen Yüce Rabbe; “Her şeyi Senin için terk ettim” diyebilmektir.

“Rabbim” dediğin an, içinden geçen her şeyi biliyor olması, seni rahatlatmaya yetmiyor mu?

• Balığı uçmaya, kuşu yüzmeye zorlayamazsın… (Herkesten, fıtratına ve fırsatına göre, Hak yolda yararlanmalısın…)

• Ya Rabbi, beni dönüşü olmayan yollarla, haddini bilmeyen kullarla ve içime ağır gelecek zorluklar ve yorgunluklarla imtihan etme… (Âmin)

• Kalbim Senin evindir Ya Rabbi, temiz tutmama yardım et… (Âmin)

• İlimle konuş, hikmetle sus… (Ki, sükutun cevher, sözlerin mücevher olsun!..)

• İnsan, ayağına takılan bütün taşları, yoluna kendisi döşer…

• İman nasıl artar biliyor musun? Şu muhteşem ve kocaman kâinat içerisinde; Allah’ın senin nokta kadar küçücük dünyanı ne kadar önemsediğini ve sana nasıl lütuflar ihsan ettiğini fark ettikçe imanın artar.

• Unutma; kim Allah’ı ne ile ve ne için unutursa, işte derdi ve belası da ondan gelir.

Bir insanı rüyanda gördüğüne seviniyorsan, onu gerçekten seviyorsun demektir. Eğer birini rüyanda görmek için uyuyorsan, ona da bende (gönülden bağlı) olmuşsun demektir.

• Beş yıl sonra olacağın insan; tamamen bugün okuduğun kitaplara, vakit geçirdiğin insanlara, tükettiğin gıdalara, sürdürdüğün alışkanlıklarına ve kurduğun cümlelere ve konuşmalarına bağlıdır…

• Öfke ile yaşamak; bir bardak dolusu zehri içtikten sonra, karşı tarafın ölmesini beklemek gibi bir şaşkınlıktır. (Yeri geldiğinde Dini ve Rabbi için buğzedip kükremek aşkınlık; ama nefsi için öfkelenmek ise, asıl zararı kendisine olan bir taşkınlıktır…)[1]

                    

BAĞIMLILIK ESARETTİR, BIRAKABİLMEKSE ÖZGÜRLÜK

        

İmtihan kazanmak için, gayen kadar gayret lazım

Hak yolunda aktör gerek, olma şeytan filme figür…

Şu muhteşem kâinata, hayran olup hayret lazım

Nefsi dürtünü zayıflat, vicdan iraden ise gür

Sevdiğin kadar tutsaksın, vazgeçtiğin kadar özgür…

        

Kimi içki sigaraya, kimi pornoya bağımlı

Kimi kumara kadına, müzik zurnaya bağımlı

Gelen suyu musluk keser, akan kurnaya1 bağımlı

Ya nefsini dizginlersin, ya da olur sana çöğür2

Bağlılık kadar tutsaksın, bıraktığın kadar özgür…

        

Sevdiğine bağımlısın, her muhabbet esarettir

Allah için seviyorsan; Kur’an ölçü, ferasettir

Nefsini düşman bilerek, cephe açmak cesarettir

Nefse asla güven olmaz, çünkü nefis azgın öğür3

Sevdiğin kadar tutsaksın, vazgeçtiğin kadar özgür…

          

Kimi şöhretin peşinde, kimi şehvetin esiri

Kimi arsa kasa masa, para servetin esiri

Kimi haset hıyanetin, kin ve nefretin esiri

Neye yarar sinir öfke, hep çevrene bağır böğür4

Bağımlılık kadar tutsak, bıraktığın kadar özgür…

        

Geçmişten ders alır isen, geleceğin mir’at5 olur

Art niyetten geçmez isen, akıbetin berbat olur

Sabru sebat eyleyenler, dağı delen Ferhat olur

Dikkatle tarihte yürü, ibret ve hikmetle iz sür

Sevdiğin kadar tutsaksın, vazgeçtiğin kadar özgür…

      

Niçin yarattı Hak seni, hem nereye varacaksın

Çün eşrefi mahlukatsın, sen kılı kırk yaracaksın

Rabbe halife olmazsan, halkı nasıl saracaksın

Çıkar İblis gözlüğünü; artık şaşı bakma, düz gör

Bağlılık kadar tutsaksın, bıraktığın kadar özgür…

      

İşlediğin kötülükler, Hak yolunda önün tıkar

Aklı olan gözyaşıyla, daim günah kirin yıkar

En kıymetli sermayemiz, ömür hızla elden çıkar

Bil huzur kanaattedir, her nimete eyle şükür

Sevdiğin kadar tutsaksın, vazgeçtiğin kadar özgür…

        

Yalnız Hakka gönül ver ki, O’na güven hürriyettir

İmandan ahlâktan uzak, tehlikeli zürriyettir

Halklar Hak’ta halkalansın, işte bu cumhuriyettir

Ya erdemli tedbirli ol, ya korona olup öksür

Bağlılık kadar tutsaksın, bıraktığın kadar özgür…

        

1- Kurna: Çeşme ve hamamlarda su dolan mermer çanak.

2- Çöğür: Sert ve iri diken.

3- Öğür: Çiftleşme mevsimi gelen kızgın sığırlar.

4- Böğürmek: İnek ve deve bağırması.

5- Mir’at: Ayna.

        

Kur’an-ı Kerim: Siyonist Yahudilerle, Ben-i İsrail’i ayırmaktadır. “مِنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَاَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَ…” “Onların içlerinden de (bazı) iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır.” (Al-i İmran: 110) ayeti bunu anlatmaktadır. Siyonist Yahudilere göre: İyilik ve şefkat sadece Yahudilere gösterilir. Goyim köpeklerine (Yahudi dışındaki herkese) ise asla samimiyet ve merhamet edilmeyecektir.!? Tevrat-Eski Ahit Çölde Sayım bölümünde: (Tekvin 15 Bak) “O gün Rab, Avram’la anlaşma yaparak şöyle demiştir. Mısır ırmağından (NİL’den) Fırat ırmağına kadar uzanan bütün toprakları senin soyuna vereceğiz…”

Dikkat edilirse; İsrail bayrağı iki mavi çizgi arası beyazdır. Bunun gibi NATO amblemi de mavi beyazdır. Yani Türkiye’mizin önemli kısmının da içinde bulunduğu NİL ve FIRAT arası toprakların İsrail’e katılması, Siyonist Yahudilerin kuru bir hesabı ve planı değil, onların inancıdır! İnanç ise; -doğru veya yanlış- bunların asla terk edilmeyecek ve ertelenmeyecek kutsal amaçlarıdır!

Bu Siyonist Yahudiler ana-bacı ve kız kardeşle ahlâksız ilişkileri kendi elleriyle bozdukları Tevrat’a bile sokmuş sapkınlardır.

Osmanlı padişahlarının yabancı kadınlarla evlenmeleri birçok hikmetli hedeflere dayanmaktadır:

a) Böylece farklı kavimlerle akrabalık bağı ve irtibat ağı oluşturma fırsatı doğacaktı.

b) Yerli Türk ve Müslüman hanımların ana- baba kardeş ve akrabalarının saraya müdahale imkânı ve istismar kapıları kapatılmıştı.

c) Devlet, Sultan Hanımların, fesatçılıklarından ve fırsatçılıklarından uzak tutulmuş olmaktaydı.

d) Ama her nimetin bir külfeti de vardı: Bu yabancı kadınlar kendi eski dinleri ve milletlerinin geleneklerini çocuklarına aşılayarak birtakım tahribatlar da yapmışlardı ve bu kaçınılmazdı.

e) Öyle ise kâr-zarar dengesine göre bu uygulamadan Osmanlı daha kârlı çıkmıştı. 700 yıla yakın hüküm sürmeleri bunun bir kanıtıydı. Daha önceki Türk devletlerinin ömürleri bir-iki yüzyılı bulmamıştı. Evet Kanuni’nin annesi (Helga-Hafza Sultan) – II. Selim’in annesi Roksalan (Hürrem Sultan) – III. Murat’ın annesi Raşel (Nurbanu) – II. Ahmet’in annesi Eva (Hatice) Sultan Yahudi asıllıydı. Anneleri farklı mezhep ve kavimlerden Hristiyan olan başka Hanedan mensupları da vardı. Ama bu bir strateji icabıydı; pek çok yararları yanında birtakım zararlarının olması da doğaldı.

 


[1] Fatma Betül Erişkin

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Nail KIZILKAN

Nail KIZILKAN

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
17 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Halil..Altuntas

NEFSİN ELİNDE ŞİRK KOŞMAK
Yarab benim gibi aciz ve çaresiz bir kuluna senin kulun olduğumu hatırlat , bizleri nefsimizin eline düşüp şirk koşanlar dan eyleme, içimizdeki benlik ten bizi kurtar,
Yaşadığı gibi inananlardan değil ,inandığı gibi yaşayanlardan eyle, içimizdeki nefis putunu kırmamıza yardım et Amin..

N.Eryıldız

Hikmetli sözler
• “Ama” sözü kaçak yoldur (ve nefsi mazeret kapısıdır), seni yanlışa kaydırır. En hafif yanlışın bile, aslında koyulan kurala yan yol açmaktır. Yan yollar ise her zaman seni doğru yoldan saptırır. Ve eğri giden ok, doğru hedefe ulaşmayacaktır…

Bu hakikatleri bize duyuran Rabbimize sonsuz şükürler olsun…
Rabbim bizleri layık olmak için çaba gösterenlerden etsin, nankör olanlardan etmesin (Amiinn)

Orhan Atay

Elhamdülillah
Rabbim sana sosuz Şükür ve Hamd ederiz.
Elhamdülillah.

O.Ekinci

tercih
Ya Rabbimize kul olup dünyanın her türlü zincirinden ve bağından kurtulup özgür olacağız, yeri geldiğinde kendini güç addeden dünyanın tüm sömürücü güçlerine meydan okuyacağız. Ya da dünyaya kul olup sineceğiz, aynı zamanda ahiretimizi de berbat edeceğiz.

Orhan

Hakikati gören duyan kişi, Hakikatten mesuldur.
• İstersen çare, istemezsen bahane bulursun.
• Allah’ım, (gözüme ve özüme değil, hatta) hayalime bile girmesin günah. Bana temiz bir gönül ve temiz bir zihin bağışla! (Âmin)

İşlediğin kötülükler, Hak yolunda önün tıkar
Aklı olan gözyaşıyla, daim günah kirin yıkar
En kıymetli sermayemiz, ömür hızla elden çıkar
Bil huzur kanaattedir, her nimete eyle şükür
Sevdiğin kadar tutsaksın, vazgeçtiğin kadar özgür…

Saffet

Hikmet Deryasına Kavuştuk Sen Şımartma Allahım
Bu hikmet mesajlarının herbirimizin gönlüne nakış nakış işleyen ve bizleri yüksek ilim deryasından tatlandıran Muhterem Ahmet Hocamızdan Allah razı olsun. Bizler büyük nimetlerin karşisında şükürden aciziz en azından nankörlerden etmesin.
Muhterem Hocamızın buyurduğu gibi:
Ya Rabbi! Kolayımıza geleni değil, bize emredileni yapmaya gayret ver!.. Yersiz ve yararsız söz ve hareketlerden bizleri uzak tut! Öncelik ve özellikle bilmemiz ve yerine getirmemiz gereken; gayret, ibadet ve hizmetlerden geri koyacak, fantezi işlerden bizi kurtar Allah’ım!.. Amin!..

Süleyman

Şükürler olsun
Rabbimiz o kadar merhamet sahibi ki özellikle biz Milli Çözüm ekibine karşı Ahmet Hocamız gibi bir şahsiyetle bizleri tanıştırmayı nasip etmiş. Bu büyük üstadımız bütün çiçekleri tek tek dolaşıp onların özünü çıkartıp biz talebelerine sunmakta. İşte bu sebepten Rabbimize bu nimetin şükrü ödenmeyecek kadar büyüktür.

Yakup G.

Kanaatler ve Dua…
Birbirinden kıymetli, her biri bir ansiklopedinin damıtılmış ve hap haline getirilmiş Öz’ün özü niteliğinde kişisel gelişim ve donanım, İmani olgunlaşma, kulluk bilinci, teşkilat ve disiplin ve daha nice bereketler içeren hikmetli sözler, mısralar ve nasihatler…. Rabbimiz ders edenlerden, idrak edip tatbik edenlerden eylesin bizleri…

Bu nasihatleri tatbik etmek kulu ancak marifet ehli kılar…

Aşk’a uçarsan, kanatların yanar.
Aşk’a uçmazsan, kanat neye yarar.
Aşk’a varınca, kanadı kim arar…
***

Bu nasihat ve hikmetli sözleri okudukça insan kendisini manen çok kirlenmiş hissediyor… Bu sebeple olsa gerek reçete de birlikte verilmiş…

Kalbim Senin evindir Ya Rabbi, temiz tutmama yardım et… (Âmin)

Allah’ım, (gözüme ve özüme değil, hatta) hayalime bile girmesin günah. Bana temiz bir gönül ve temiz bir zihin bağışla! (Âmin)

Veysel

Bilmek
Bilmek.. İnsanı yaratılmış diğer canlılardan ayıran, öne çıkaran ve kulluğun gereği olarak insanın yaptığı en önemli faaliyetlerinden biri. Bilmenin, anlıyor olmanın gereği ise elde edilen bilgi doğrultusunda hareket etmek ve bu sorumluluktan kaçmamaktır. Bu sorumluluğu hakkı ile yüklenebilmenin yolu ise; akıl-cesaret ve Hak davaya bağlılıktan geçiyor. İşte Milli Çözüm bizleri bu manada cehalet denizinden çekip, uygulamalı olarak gösterdiği faaliyetlerle, hangi donanımları hangi şartlarla elde etmemiz gerektiğini muhatap olan her insanın gayet net anlayabileceği şekilde bizlere gösteriyor. Zamanımızın eğitim merkezi olan Milli Çözüm ekolünün ve Üstad Ahmet Akgül hocamızın eğitim ve öğretimine muhatap olma fırsatını veren Rabbimize sonsuz şükürler olsun. Duamız ahiret yurduna dersini geçmiş birer öğrenci, Hakkın rızasına ermiş kullar olarak varmamızdır. Mevlam nail eylesin.

Osman Nuri

Rahmani Rü’yalara inanmayanlar ve ciddiye almayanlar mahrum kalacaklardır!.. Rabbim gereğini uygulamaya gayret edenlerden kılsın!..
Makalede görüldüğü üzere, Aziz Hocamızın mana âlemindeki hikmetli uyarıları , farklı Tarihlerde Âlem-i Menamda Görülen Muhterem Erbakan Hocamızın Vecizelerinden örnekler verilmiş.
Allah c.c. bitkileri tek kromozomdan, hayvanları iki kromozomdan, insanları ise 3 kromozomdan meydana getirmiş yaratmıştır. Bu 3. kromozom diğer canlılardan bizi ayırt eden kromozomdur. 3.kromozom vesilesiyle insanoğlu İYİ İLE KÖTÜYÜ – DOĞRU İLE YANLIŞI – FAYDALI İLE ZARARLIYI – GÜZEL İLE ÇİRKİNİ – ADİL OLAN İLE ZULMÜ ayırt etmemizi sağlayan akıl nimetini düşünce nimetine sahip olmakta. Buradan hareketle Rahmani veya şeytani ruyayı ayırt edecek kaabiliyetleri rabbimiz biz insanoğluna vermiş. Rahmani olduğuna kani olduğumuz ruyalardaki hatırlatılan hakikatlere uymak ve uygulamaya geçmenin kime ne zararı veya eksisi olabilir ki? Bilakis kazancı olmaz mı? Mümin her karşılaştığı yaşadığı hadiselerden ders çıkaran , perde arkasındaki hikmeti okumakla mükellef değil midir?! Yolda gidiyoruz işyerinin birinde yüksek sesle bir şarkı parçası çalıyor sözlerinde ise ….. ölümden başkası yalan…. diye bir şarkıyı duymuş olsak. “ÖLÜMDEN BAŞKASI YALAN” bu sözden ibret almaya dünya sevgisi yerine Allah sevgisini kazanmaya Allah’ı razı edecek davranışlarla hayatımızın imtihanını kazanma gayreti gütmek , o şarkı parçasını duyurtan ve gereğini yerine getirmemize sebep olması anlamlı bişey değil mi? Kaldı ki RUYALAR tabi ki Rahmani Ruyalar biz insanlar için bulunmaz nimetlerdir. İstifade etmek gerekir. Böylesi sadık -rahmani ruyaların kıymetini bilmemek önemsememek dikkate almamak ve gereğini yerine getirmemek İLERİDE KAZANILABİLECEK BU TÜR BÜYÜK NİMETLERİN DE elimizden alınmasına vesile olur bu vurdumduymazlığımız devam ederse… !

Abdussamet Çağlar

Gayrısından vazgeçip kazan..
İnsan akıllı-cesursa ve uğrunda fedakarlık yapabileceği bir davası varsa, bu davasında ölene kadar sadakat gösterirse dünya ve ahiret hayatı bereketli olur. Hayatının merkezine davasını alan kişi asla mağlubiyet yaşamaz. Ancak insan hak ile meşgul olmazsa şeytan o kişiyi işgal eder. Bağımlılıklarına esir olur, lağviyatta boğulur, meşgaleler içerisinde kaybolur. Zamanla hakkı hak, batılı batıl olarak göremez, feraset gözlüğü buğulanır.

Gönlümüzden geçenden dahi hesaba çekecek olan Cenab-ı Hakk haktan taraf ama sorumsuz olmaktan, batıldan yana taraf tutmaktan ve hak ile batıl belli olmuşken tarafsız kalmaktan bizleri muhafaza buyursun inşallah.

Necmettin

HİDAYET OCAĞINDAN SEN AYIRMA YA RABBİ…
Ne zaman bunalsa ruhlar
Kalpler daralsa…
Ümitler zedelense
Yıpransa heyecanlar,
Tüm ordularıyla
Topyekun,
Hücuma kalksa şeytanlar
İmdadımıza hep
Yetiştiniz Efendim!..

Kuru, hem de çürük
Odun misali,
Hem de verimsiz
Hem kaprisli,niteliksiz…
Sistemin çarklarında
Öğütülmüş,
Özü alınmış
Bir posaya
Dönmüş iken…
Bizlerin,
Kıymetsiz ellerinden tuttunuz…
Adam yerine koyarak
Muhatap buyurdunuz…
Bu ne devlet!
Ne şefkat!
Ne ihsandır Efendim!..

Hak ve Batılı
Ve kavgasını!
En net,
En berrak şekilde
Öğretip de tanıtan!..
Hakka taraf olma
Hakkı tutup kaldırma,
Sıdk ile hizmet etme
Canla başla cehd etme
Yollarını,yöntemlerini
En güzel bir örneklikle
Gösterip açıklayan…
“Hak en üstündür
Ondan üstün bir şey olmaz”
“Hak Mutlaka Galip Gelecek”
“Zafer İnananların
Ve Zafer Yakın”…..
Şuurunu aşılayan!..
Bunun için,
Ne yapmak
Nasıl etmek
Ne hazırlık görmek
Gerekiyorsa,gören!..
İlimde,hikmette
Siyasette,sistemde
Teknolojide!..
Hem de,
Hayal bile edilemeyen
İmkansız olarak bilinen
Pek çok işi beceren!..
Kemâlin zirvesi
Varlığın Öznesi
Efendim…

Tarihin bir eşini
Daha hiç görmediği…
Rasullerin bile
Fitnesinden
Ümmetlerini esirgediği
Deccalizmin şerrinden!..
Bu,
En örgütlü Kötülüğün, Fitnesinin büyüklüğünden!..
Zehirli fikir sisteminden
Hileli düzenlerinden…
Zalim-gaddar işlerinden
Hayasız ilişkilerinden,
İnsanlığı sakındıracak,
Zulümden kurtaracak,
Adil Düzen kurarak!..
Değil sadece müminlerin
Tüm mazlum milletlerin
Bütün bir beşeriyetin,
Saadeti için!..
Her şeyin temelinde
Hakk’ın rızası için!..
Ömrünün her anını
Vakfeden Sultan…
Şefkatin,asaletin,
Medeniyetin Efendisi Efendim…

Vicdanlar-yaşamlar için
Tek çıkış yolu olan!
Kutlu yolunuzu,
Şanlı izinizi,
En sağlam takip eden!..
Asil,Aziz hatıranıza
İçten sahiplik eden
Bendeniz!..
Kuran’ın mesajını
Asrın idrakine
Beşerin ihtiyacına,
Hem de olması gerektiği gibi
Yeniden ifşa eden,
Beyinlere bildirerek
Yürekleri dindiren!..

Tam iman ve teslimiyetin
Sadakat ve samimiyetin
İlim ve hikmetin
Feraset ve dirayetin
Cesaretin,mertliğin
Haysiyet ve hakkaniyetin…
Okulu,
Temsilcisi
Tatbikçisi
Üstadımız…

Bayrağı aldığı yerden
Hem de pek yakında,
Yüreklerin hançereye
Dayandığı hengamda…
Kalplerin burkulduğu,
Kahpelerin kustuğu
Hainlerin coştuğu
Arsızların azdığı…
Ama maalesef,
Hak namına
Bir yerlerde
Duruyoruz diyenlerin
Korkup pustuğu,
Süngüsü düşüklerin
Sustuğu
Böylesine
Karanlık bir havada
Şerli zamanda bile!
Hakkı haykırmaktan
Gerçeği duyurmaktan
Zerrece dur olmayan!
Her zaman artan azmiyle
Hep yeniden şahlanan!..
Şahlar Şahı Efendimin
Gözdesi,bendesi
Ses vereni
O’nun namına iş edeni…
Biricik Ahmet’i olan
Rehberimiz…
Ayırmasın Yaradan
Hidayet ocağınızdan…

Mus ab

Asrımızın en önemli olaylarında biride “Aziz Erbakan Hocamızın mana âleminden rüya yolu ile yapmış olduğu hikmetli uyarılarıdır” dersek yanılmamış oluruz inşallah.
Bu rüyaların; Kur’an-ı Kerim’e, Sahih Hadis-i Şeriflere uygunluğu, selim akla, genel ahlâka, temel insan haklarına uygunluğu aynı zamanda Ümmetin hayrına, bütün mazlumların huzuruna yarayacak işaret ve beşaretler taşıdığı da aşikar. Bu özelliklere sahip rüyaların “RAHMANİ RÜYALAR” olduğu da bilinen bir gerçek.

İtiraz, inkar edilmeyecek vasıfları üzerinde barındıracak kadar açık-net olan ve bugüne kadar bir başka yerden duymadığımız böylesine hikmet dolu mesajlardan istifade edilmesi gerekirken uzak kalmak, gereken ehemmiyeti göstermemek sadece ve sadece en azından büyük bir nasipsizlik olmaz mı? (Mevla’mız bizleri bu nimetlerinden de istifade eden kullarının arasına katsın inşallah)

Gündem olacak kadar rüyalar yoluyla böylesine har kulede olaylar cereyan ederken acaba bazı kimselerin-kesimlerin görmezden, bilmezden, duymazdan gelinmesi; Üstad Ahmet Akgül Hocamızın haklılığına, istikamet üzere oluşuna, günümüzde Erbakan Hocamızın temsilcisi olduğuna işaret etiğinden miydi?
“İnkâr edenlerin örneği, sadece (çobanların) bağırıp çağırmasından başka bir şey işitmeyip (duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeden ve sürekli) haykıran (bir hayvanın) misali gibidir. Onlar (manen) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akledemez (doğru düşünüp değerlendiremez)ler.” (Bakara Suresi 171)

Tabi ki Üstad Ahmet Akgül Hocamızın şaşmaz istikametine sadece Rahmani Rüyalar değil bir ömrü, yıllar öncesinden ve günümüzde kaleme aldığı sayısız eserleri şahitti.

ELİF  ÇAĞIL

Nadide Sözler
Bakara 269
(Allah) Hikmeti kime dilerse (kim ilmi ve hakikati talep eder ve bu yönde ciddi gayret gösterirse) ona verir. (Hikmet ehli ise seçkin ve nasipli birisidir.) Ve her kime de hikmet (ilim ve feraset) verilirse, hakikaten ona çok hayır lütfedilmiştir. (Bu gerçeği ise ancak) Akıl ve gönül ehli düşünüp anlar (ve değerlendirir).

Ne kadar nadide sözler…

”Bütün kitaplar tek bir kitabı anlamak için okunur ”

Rabbimiz anlayıp uygulayanlardan olmayı nasip eylesin…Amiin

Hasan

Harika bir yazi, harika şiirler
Niçin yarattı Hak seni, hem nereye varacaksın

Çün eşrefi mahlukatsın, sen kılı kırk yaracaksın

Rabbe halife olmazsan, halkı nasıl saracaksın

Çıkar İblis gözlüğünü; artık şaşı bakma, düz gör

Bağlılık kadar tutsaksın, bıraktığın kadar özgür…

N. Gündüz

Terbiye metodu..
Allah Rasulü- sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Ashâbı kirâm manevi hallerini doğrudan doğruya Efendimiz- sallalahu aleyhi ve sellem-in sadır aleminden aldılar. Zira huşu içinde icra edilen sohbetlerde, söz ve bilginin beraberinde, gönülden gönüllere bir enerji transferi, yani feyz ve ruhaniyet akışı da vâki olmaktadır.
Sahâbeyi sâhebe yapan en mühim sırlardan biri, Peygamber Efendimizin (s.a.v) sohbetlerine mazhar olmuş bulunmalarıdır.
Nasıl ki bedenin maddi gıdalara ihtiyacı varsa, ruhun da manevi gıdalara ihtiyacı vardır. İbadet, muamelat , ahlak ve cihat ruhun en hayati gıdalarıdır.
Günümüzde Hz. Peygamber Efendimizin yolunda olan ve yazılarıyla, sohbetleriyle, uyarı ve terbiye metodu ile mümkün olduğu kadar, her fırsatı değerlendiren, ” Üstadımız Ahmet Akgül Hocamızın” hakkını ödeyemeyiz. İhtiyacımız olan her konuyu bizlere ulaştırmaktadır. Rabbim O’ na layık olmayı bizlere nasip eylesin.

necmiye

Ayna ol aynı gör…
Görenedir görene, nasip sizene çare?
köre nedir, köre ne, bakar görmez bir çare!”
Kur ‘an “işte Onu gördünüz. ama bakıp duruyorsunuz!”
diye uyarmaktadır. yani ondaki, faziletli farklılığı ve haklılığı anlayamıyorsunuz. izan ve vicdan terazisinde tartmıyor, ibret ve hikmetle bakmıyorsunuz… asıl yapan ve yaratan Allah’ın takdir ve taksimini kavramıyorsunuz” hatırlatmasını yapmaktadır..

“( Ey Resulüm) onları sana bakar görürsün. Oysa onlar görmezler! ayeti de bakmakla görmenin farklı şeyler olduğunu ortaya koymaktadır. ve en mükemmel gözetleyici Allah’tır. “sonra nasıl davranacağımızı gözlemek için onların ardından sizi yeryüzünde halifeler (Allah’ın tecelli ve temsilcileri) kıldık” ayeti insanların ve olayların sadece dış görünüşlerine değil onların iç yüzlerine, perde arkası heves ve hedeflerine ve asıl niyet ve neticelerine dikkat etmemiz gerektiğini de işaret buyurmaktadır.
Hakkin tecellisi.
Nurdan ahmet can muhammet.
Ey Resul Yolumuz Senin izin dir
Erbakan hocamız ki varisindir
hak hakim olunca şeref sizindir
Aziz kardeşlerim onurum dostlar.

YORUMLAR

Son Yorumlar
17
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx