IMF’NİN DOLAYLI KISKACI VE
MICHAEL RUBİN’İN ŞANTAJI
Erdoğan iktidarının, ekonomi kurmaylarına ve yandaş yazar-yorumcu takımına, “evet veya hayır” gibi tek kelime ile yanıtlamalarını beklediğimiz bir sorumuz olacaktı:
Yıllar boyunca sizin toplumdan sakladığınız (veya henüz farkına bile varamadığınız) bir gerçek vardı; IMF’nin kredi dağıtan bir banka falan sanılması, tam bir yanılgıydı. IMF; Siyonist özel bankaların Türkiye gibi ülkelere açtığı kredileri, vaktinde ve faiziyle birlikte ödememesi halinde, askeri tedbirler dâhil her yola başvurarak, bu borçları faizleriyle birlikte tahsil etmeyi, ABD devleti adına tekeffül ve garanti eden ve garantörlüğü karşılığında ayrıca borç alan ülkelerden komisyon bedeli alıveren bir aracı (uluslararası faktoring) kurumu olmaktadır. Şimdi iktidara ve kurmaylarına soruyoruz: 18 yıldır özel şirketlerin faizli borçlarına da sağladığınız “devlet kefaleti” dâhil, 900 milyar dolara çıkarttığınız bu borçları, ABD ve Avrupa’daki Özel Bankalardan alırken, IMF (veya yan birimleri) size aracılık yaptı mı ve yüz milyonlarca dolarlık komisyon aldı mı, almadı mı? Veya şöyle soralım: Sn. Erdoğan 18 yıldır tüm ekonomik icraatlarını ve faizli dış borç alımlarını hâlâ IMF ve benzeri Küresel Sermaye Komisyoncularıyla ayarladıkları halde, ikide bir ekranlara çıkıp; “Biz IMF ile yollarımızı çoktan ayırdık!” palavralarıyla halkımızı mı avutup oyalamaktaydı? Bu sorular yanıtlanırsa biz de belgeleriyle cevabımızı ondan sonra yazacağız.
Bu arada bir sorumuz da, muhalefet partilerine ve güya iktidar karşıtı yazar-çizerlere vardı:
IMF’nin bir Banka olmayıp; ABD devleti adına, farklı ülkelere faizli borç veren Özel Siyonist Sermaye Bankalarının, bu alacaklarını tahsil garantisi sağlayan, bir Aracı-Komisyon Kurumu görevi yaptığı gerçeğini, sizler niye hiç gündeme taşımamaktaydınız? Yoksa sizler de mi aynı Siyonist sömürü çarkının gönüllü veya kiralık elemanlarıydınız?
Michael Rubin’in küstahlıkları ve güdümlü iktidarı avuçlarında tutma şantajları
Siyonist Yahudi borazanlarından, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimini önceden yazanlardan, eski Pentagon yetkilisi ve Neo-Con strateji uzmanlarından Michael Rubin, Cumhurbaşkanını hedef alan küstahça bir yazı kaleme almıştı. Michael Rubin, “bu iktidarın yıkılması gerektiği” şantajını savunan yazısında dikkat çeken ifadeler kullanmıştı. Michael Rubin, washingtonexaminer.com internet sitesinde, “İktidarın Türkiye’deki geleceği hiç de parlak görünmüyor” başlıklı yazısında, Türkiye’nin özgür bir ülke sayılmadığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetiminin meşruiyetinin kalmadığını yazmıştı. Rubin, ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House‘un açıkladığı 2018 Dünyada Özgürlükler Raporu’nda, Türkiye’nin “kısmen özgür” kategorisinden “özgür olmayan ülkeler” arasına alınmasını hatırlatmış, ardından Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Türkiye’yi; “dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi” şeklindeki iddialarını gündeme taşımıştı. Eski Pentagon yetkilisi Rubin, “Diktatörler ilk bakışta iktidarlarında güvende olduklarını sanmaktadır. Fakat demokratlar her gün meşru görev sürelerine ve meşruiyete güvenle uyanırken; diktatörler her gün, bugün son günleri olabilir diye uyanmalıdır. Hiçbiri sonunun kalp kriziyle geleceği gafletine kapılmayıp, suikast veya bir darbeye uğrayacakları unutulmamalıdır!” şeklinde tehdit içeren küstahça ifadeler sıralamıştı.
Rubin yazısının devamında ise; “Bu iktidar nasıl sonlanır? Sadece dört ihtimal vardır” deyip bu ihtimalleri şöyle aktarmıştı:
1- “Ya devlet cenaze töreniyle ayrılırdı.”
2- “Ya sürgüne yollanırdı.”
3- “Ya hapse atılırdı.”
Rubin: “Eğer halkın öfkesi patlak verirse ve rejim değişikliği Türkiye’ye gelirse, Erdoğan savcılar tarafından suçları ortaya çıkarılıp yargılanabilir. Yolsuzluk dosyaları bekliyor. Devasa servetinin yasal bir dayanağı yok. Eski AKP’liler bile Erdoğan’ın yabancı bankalardaki hesaplarına tanıklık ediyor. Kısacası Erdoğan, kendini yıllarca hapishanede bulabilir.” sözleriyle, kendi aklı ve ayarınca uyarılar yapmaktaydı.
4- “Veya infaz yapılırdı.”
Rubin son olarak, Cumhurbaşkanını ölümle tehdit ederek, iktidarın Erdoğan’ın infaz edilerek son bulabileceği iddiasını ortaya atmıştı. “Erdoğan; ne hapse atılan ilk Türk devlet adamı olacak, ne de idam edilen ilk Türk lider olacak” diyen Rubin, daha da küstahlaşıp “idam edilen Adnan Menderes’ten ibret almasını ve Menderes’in anayasaya aykırı davranmakla yargılanmasını” hatırlatmıştı.
Michael Rubin alçağı bu yorumlarıyla:
a. Ya Siyonizm’in (ABD’nin) güdümünden çıkması halinde, başına neler geleceğini hatırlatıp Sn. Erdoğan’a şantaj yapma küstahlığına kalkışmıştı. İşte bakınız, Venezuela Kamu Güvenliği Bakanlığı; “Valencia havalimanının depolarında ABD tarafından, bir askeri müdahalede ve halkın kışkırtılmasında kullanılmak üzere gönderilen, yüzlerce sandık silah yakalandığını” açıklamıştı.
b. Veya daha önce yazdığımız gibi, “Milli Görüş’ün devamı” kılıflı sömürü arabalarının atlarını değiştirmek ve AKP’den koparacakları milletvekilleriyle Abdullah Gül’e kurduracakları yeni partiye altyapı hazırlamaktaydı. Bu konuda: “Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yeni parti kurması ve Meclis’te hazır grup oluşturması için, Abdullah Gül’e 20 milletvekili aktarma sözü verdiği” iddiaları da anlamlıydı.
ABD’nin Yeni Ankara Büyükelçisi, Siyonist Yahudi David Satterfield de bu kirli ve çetrefilli ahlâksızlık şebekesinin baş mimarlarından birisi sayılmaktaydı!
Ankara’daki ABD Büyükelçiliği duvarına LGBT yazılı pankartın asılmasının sebebinin “Orlando katliamının yıldönümü” olduğu açıklanmıştı. Ama bu bir kamuflajdı. Böylesi saldırılar ve katliamlar elbette insanlık dışıydı. Ama maalesef bunlar sadece bir istismar aracıydı, amaç her türlü ahlâksızlığın ve sapıklığın yaygınlaştırılmasıydı. Bu katliam, Terör Örgütü IŞİD tarafından üstlenilse de, aslında saldırıyı gerçekleştiren şahsın, dünya çapında faaliyet gösteren ABD’li bir özel güvenlik şirketinin mensubu olduğu ortaya çıkmıştı. Yani bu katliamı CIA ve MOSSAD yaptırmıştı!
110’dan fazla ülkede faaliyet gösteren, 620 bin çalışanı bulunan bu güvenlik şirketinin sözcülüğünü ise bir süre önce ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi olarak atanan David Satterfield, Dışişlerindeki görevi ile birlikte yürüten adamdı. Araştırmacı yazar Serdar Bozdoğan’a göre ABD istihbarat birimleri, Gladyo yapılanmasını (Ahtapotun Kolları–Octopus Arms) perdelemek için gökkuşağı renklerini içeren LGBT armasını kullanmaktaydı. Ankara’daki ABD Büyükelçiliğine asılan LGBT armasındaki yeşil rengin ABD bayrağı ile yan yana gelmesi ise Octopus Arms çatısı altındaki yeşil renk ile temsil edilen Gladyo departmanının harekete geçeceği anlamını taşımaktaydı. Yeşil renk ile sembolize edilen birim, Türkiye gibi İslam ülkelerinde dini cemaat ve gruplara sızmış örgüt mensuplarının eylem yapması mesajıydı.
Siyonist Sermaye Krallığı ve Kuklaların Kapıştırılması
Dünyada, farklı ülkelerdeki halkları; Sağcı-Solcu, Komünist-Liberalist, İlerici-Gerici, Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Müslüman-Hristiyan diye kamplaştırıp kışkırtarak boğuşturmak ve bu sayede kendi gizli sömürü saltanatını ayakta tutmak Siyonist-Emperyalist odakların en bilindik taktikleridir. Örneğin; ülkemizdeki bazı Alevi kardeşlerimizi, özellikle geçmişteki yaraları kaşıyarak bunları kışkırtan yazar-yorumcu kesimi, Dersim Hadisesi’nin intikamını alma peşindedir ve hedef olarak Sünnileri göstermektedir. Oysa Dersim Hadisesi bir Alevi-Sünni mücadelesi değildir. Yani Sünniler toplanıp Alevilere hücum etmemişlerdir. Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devletine, başta Rusların ve başka hıyanet odaklarının kışkırtmasıyla başlatılan bir isyanın bastırılması gerekmiştir. O süreçte Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’dir, İsmet İnönü Başvekildir, yani ülkeyi CHP Hükümeti yönetmektedir. İnönü isyanı bastırmayı beceremeyince, bir şekilde azledilip Başbakanlığa Celal Bayar getirilmiştir. Bu isyanı bastırma sürecinde birtakım elim ve talihsiz hatalar da yapılmış, yöre halkından isyana katılmamış veya mecbur bırakılmış masum ve mazlum kimseler de maalesef katledilmiştir. Şimdi güya Dersim’in intikamını gündeme getirenler; Atatürk’ü, İnönü’yü, Celal Bayar’ı ve dönemin CHP Hükümetini mi diriltip hesaba çekeceklerdir? Bu bahane ile Sünnileri hedef göstermek, tarihi gerçekleri tersyüz etmektir ve Milli birlik ve dirliğimizi dinamitlemektir.
Bunun gibi, güya 28 Şubat’ın intikamını aldıklarını ve alacaklarını söyleyen ve bununla ucuz ve uyuz kahramanlık yürüten bazı AKP’liler de aynı yanlışın içindedir. Çünkü tarihi D-8 girişimini başaran ve “Havuz Sistemiyle” iç ve dış sömürü hortumlarını kesip atarak Milli kalkınmanın önünü açan Erbakan’a yönelik 28 Şubat’ı tezgâhlayanlar da, ardından Sn. Erdoğan’ı parlatıp iktidara taşıyan, BOP’un eşbaşkanı yapan ve madalya takanlar da hep aynı Siyonist merkezlerdir. Rahmetli Erbakan’ın özellikle belirttiği gibi; bazı komutanlar, yazar-yorumcu takımı, sendika ağaları ve bazı rantiyeci iş adamları ise sadece birer figüran yerindedir.
Siyonist sömürü organizasyonları!
Dünyada şu an için parayı (bankaları) ve silah fabrikalarını elinde tutan bir Siyonist-emperyalist güç vardır: Bunlar hem parayı (Doları) ve bunların dolaşım mekanizmasını elinde tutmaktadır, hem de NATO ve silah stoklarıyla, teknolojik saldırı imkânlarıyla kıtaları, okyanusları ve hatta hava sahalarını kontrolüne almış bulunmaktadır. Bunların elebaşısı Rothschildler’dir, ki bu aile, hiçbir işini şansa bırakmamaktadır. Bu durum ta Mayer Amschel Rothschild’den (Doğum: 1744 Frankfurt – Ölüm: 1812 Frankfurt) beri süregelen bir gidişattır. Dünyadaki faizci bankacılık sistemini kuran Mayer Amschel Rothschild, çok sinsi bir karar almıştır. Başta Avrupa ve Amerika olmak üzere, dünyadaki Merkez Bankalarının her birine Rothschild ailesine bağlı bir yetkili sokmuşlardır. Bugün dünyada para transferinde bulunan 1000 bankanın genel merkezinde de yedekli bir şekilde Rothschild’e bağlı yetkili vardır. Onun bir sorun yaşaması halinde, yedekte bekletilen kişi o göreve atanır. 250 yıldır bu sistem değişmeden uygulanmaktadır. NATO da bunların hizmetkârıdır. George Soros, ailenin en önemli para casusu konumundadır. Ancak Soros kadar ünlü olmayan ve en az onun kadar etkin 40’ın üzerinde spekülatör de yine Rothschild’e bağlıdır. Bu 40 spekülatörün, BM’ye üye olan 193 ülkede bağlantıları vardır. O ülkelerin ekonomik faaliyetlerinde deprem veya artçıya neden olabilecek hamleler yapılmaktadır. The New York Times, Forbes, Fortune, The Wall Street Journal, The Guardian, The Economist, Financial Times, Bloomberg ve CNBC gibi dünya ekonomisine yön veren medya ile gerekli ekonomik hamleler gerektiği şekilde yapılmaktadır. Hatta David de Rothschild bir gün şunları açıklamıştır:
“İngiltere’nin ihracatı veya ithalatı, bizim üzerimizden yapılmaktadır. Sanıyor musunuz başka ülkelerdeki ihracat veya ithalat bizim kontrolümüz dışındadır!” İşte bunlar Siyonizm’in yani Deccalizm’in karargâhıdır. Faizli bankacılığı ve karşılıksız parayı (Doları) şeytani usullerle kullandıkları için siyasi zaferleri de almakta ustalaşmıştır. Merkezleri Londra’dır. Amerika’da da, Çin’de de vardır, kolları her yere uzanmaktadır.
Asıl üzerinde düşünmemiz gereken nokta burasıydı. Meşhur Panama sızıntılarından yaklaşık bir ay önce Rothschild ailesinin en önemli üyelerinden biri olan Jacob Rothschild, Waddesdon Manor Da Forbes’te paranın asıl sahibi olan 14 Baronla bir araya toplanmışlardı. El altından sızdırılan (CIA olsa gerek) konuşmanın bir bölümü çok enteresandı. Bay Rothschild burada çok iddialı sözler konuşmuşlardı: Dünyadaki 7 milyar insan, 39 kişiye çalışmaktaydı. Bu 39 kişiden 32’si Rothschild ailesine bağlıydı. Bağlı olmayan 7 zengin, Panama Belgeleri’nden sonra Rothschildler’e hizmet için yalvaracaktı… Dünya yakında bambaşka bir dünya olacaktı. 2017’den sonra dünya liderleri tek bir merkezden yönetilmeye başlanacaktı. Panama sızıntıları tamamlanınca, arkasından İsviçre Sızıntısı ortaya saçılacaktı. İşte bu sızıntıyla birlikte operasyon tamamlanacaktı. Panama belgeleri şu an İngiliz istihbaratı MI6 tarafından didik didik araştırılmıştı. 15 hedef devlete ait belgeler yayına hazırlanmıştı. Hazırlıklar bittikten sonra The Guardian hepsini yayınlayıp dünyaya duyuracaktı. İngilizler hummalı bir çalışma içindeyken, Kraliçe’nin etrafında toplanan Rothschildler parayı pulu toplayıp Nevada’ya taşınmaktaydı. Artık belli ki anlaşma büyük ölçüde tamamlanmıştı. Ama bu hamle Amerika içinde bile büyük sıkıntı ve sarsıntılara yol açacaktı.
ABD’de Cumhuriyetçiler silah ve petrol şirketlerine bağlı hareket eden bir takımdı. Bunlar savaş çıktıkça kazanırlardı. Bakın, Irak ve Afganistan, Libya ve Suriye savaşları en çok bunlara yaramıştı. Erdoğan gibi güya dindar ve kahraman bir iktidarı bile Libya saldırısında ve Suriye’nin karıştırılmasında kendi amaçları doğrultusunda kullanmışlardı. Demokratlar ise Ilımlı Yolu seçerek Siyonizm adına denge kurarlardı. Renkli Devrimler gibi kışkırtmaları bunlar ayarlardı… Temsilcileri de Soros olmaktaydı… Yani yine bildik aile işin arkasındaydı. Amerika’daki seçim yarışına baktığımızda Donald Trump: “Putin adam gibi adamdır. Biz Rusya’nın sağlığından yanayız…” diye nutuklar atmaktaydı. Kissenger da böyle yapmaktaydı. Diğer yandan Soros’un 60 milyon Dolar yatırdığı, Lynn Forester de Rothschild’in doğum günü partisi düzenlediği Hillary Clinton ise Putin’in tamamıyla karşısındaydı. Zaten Rothschild ve Soros, Putin’le kan davalıydı. Fetullahçı “Paralel” de şu an Hillary ile birlikte yol almaktaydı.
İşte tek bir isim Çin’i anlamaya yeterli olacaktı: RİO TİNTO!
Google’a bir bakın! Rio Tinto’nun ne kadar büyük bir güç olduğunu görüp şaşıracaksınız. İngiltere’de Kraliçe’nin etrafındaki Siyonist Akıl bu işin altındaydı. Yani Çin’deki Rio Tinto’nun ruhu, İngiltere Buckingham Sarayına kadar uzanmaktaydı. Ama başka ortakları da vardı! Rothschild Co… General Electric Company… Imperial Chemical Industries… Royal Dutch Shell… British Petroleum… HSBC (Hong Kong Shangai Bank Corporation)… Kennecott Holding… J.P. Morgan… Anglo American Corp… Billiton/BHP ve daha başkaları. Hepsi Rothschild’lere bağlıydı. Demek ki Amerika’nın içinde birileri ile İngilizler (yani Siyonist Yahudiler) düpedüz ortaktı! İngilizlerin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra imparatorluğu Amerika’ya vermek istemediği, ama bunu mecburen kabul ettiği bilinip durmaktaydı. İşte yukarıda ismini saydığım şirketler Rio Tinto çatısı altında birleşip Komünist kılıflı, en acımasız Kapitalist ÇİN’i oluşturmuşlardı. Yeni dengenin kurulması ve son imparator Dolar’ın yaşaması için bu lazımdı.
Paraya hükmedenler, Çin’i şekillendirenler, ülkeleri Dolar‘la kontrol edenler Hillary ile gitmek istiyor görünüp Trump’ı Beyaz Saray’a taşımışlardı. Aslında kurdukları yeni dengenin iki tarafında da kendileri olacaktı. Zaten Çin’in bayrak göstermeden, asker göndermeden Afrika’ya kadar inip hammadde ile buluşması şaşırtıcıydı. Çünkü arkalarında Siyonist Sermaye Baronları vardı. En büyük ikinci orduyu elinde tutan Rusya bunu yapamazken, Çin rahatlıkla nasıl yapmıştı? Demek ki Amerika içinden ciddi destek sağlanmıştı!
“ÇARE VAR!..”Çağrısı
“Bir komplonun en büyük handikapı,deşifre edilip komplo olduğunun kavranmasıdır!”Tarihin en örgütlü,en sistemli ve güçlü kötülüğü olan deccalist-siyonit şebekenin, başta Aziz Erbakan Hocamız olmak üzere,şimdi de sadık takipçisi tarafından bu şekilde, tüm herkesin kavrayabileceği bir sadelik ve netlikle deşifre edilmesi insanlığa yapılabilecek en büyük hayırlardan biri olamaktadır!..
Tabi Milli Çözüm, sadece isabetli teşhis bağlamında kalmıyor!..Yıkılması mutlak mukadder bu kirli Küresel Zulum Düzeni”nin nasıl bertaraf edilebileceğini…Yerine,saadet getirecek nasıl bir sistemin ikame edileceğini de ortaya koyarak,ülkemiz ve tüm mazlum coğrafyalarda yaşayan insanlığa ÇARE VAR demektedir!..
Korku düzeni yıkılacak
Her işi fenalık olan siyonist şeytani odakların, boynuna yular taktığı kişileri bir an bile serbest bırakmayıp, adeta boğuncaya kadar sıktığını açık delilleriyle gördük. Türlü dalavere ile iktidara taşıdıkları odakları iktidara geliş hedeflerinden sapmasınlar diye sürekli tehdit ve baskıya maruz bırakmayı bir çalışma yöntemi olarak belirlemişler. Bu yöntemle bir şekilde dünyanın önemli ülkelerini boyunduruk altına alırken, tehdit olarak gördüklerini de zayıflatma yöntemini seçmekteler. Bu planlar ve bu planlara tabi olanlar şeytanın düzeninin parçası olduğundan, sahte güç gösterisi sergilemeleri, insanlara korku vermeleri gayet doğal bir süreç. Yaptıkları tüm organizasyon bu manada sahte bir silüet, perdeye yansıtılmış bir görüntüden öteye geçememektedir. Bunun ispatı ise bunlara güvenip yola çıkan ve 18 yıldır ülkemizi yöneten Akp’nin her gün yeni bir kabusla uyanması, adeta korkudan gitgide vahşi bir tavır almasıdır. Evet bu sahte ve şeytani düzen yıkılacak ve güven ve refahın düzeni Adil Düzen kurulacaktır inşallah.
SİCİL
bir ülkenin kaderi ve geleceği,kişinin şahsına ve yapmış olduğu yanlışlıklara bırakılmamalıdır.yoksa durum ortadadır,gizli belgeler her an deşifre olabilir ,belge elinde olanlar her istediğini istediği şekilde yaptıracağı ortadadır.
çözüm ise ortadadır.
GDD Gizli Dünya Devleti
Dünya hakimiyeti için, yeryüzünü fesada, vahşete, ekonomik ve ahlaki bunalıma sokan Siyonist Yahudi Krallığı tüm güçleri ile bu amaçları ve büyük israil için çalışmaktalar.. bu hain planlarını da her ülkedeki işbirlikci ve uşak ruhlu hizmetkarları elleriyle sağlamaktaydırlar.. her türlü hile ve vahşet bu amaçları için mübahtı.. bu amaçlarına karşı olan tüm organizasyonlar ve girişimler yine işbirlikci uşakları eliyle engellenmeye çalışılmakta ve zahiri olarak başarılı da olmuşlardır!.. Ancak Allah cc bu zulüm düzeninden razı değildir.. Allah cc her dönemde insanlığı kurtuluşa ulaştıracak kutlu liderler göndermiştir. Erbakan Hocamızda yaşadığımız Ahir zamanda siyonist zalimlerin en zirvede oldukları dönemde sadece müslümanların değil tüm mazlum insanlığı kurtaracak iman azim ve kararlılıkla, askeri, ekonomik, teknolojik, sosyal vs. tüm alanlarda kamilen gereken hazırlıkları tamamlamış ve kendisine ve davasına samimiyetle inanan bilinen bilinneyen sandıklarına teslim etmiştir… Artık vakit tamamdır.. yeryüzündeki faiz ahlaksızlık ve vahşet düzeninin yerine Allah cc nin razı olacağı her dinden her ırktan tüm insanlığın zulümden kurtulacağı ADİL DÜZEN mutlaka kurulacaktır.. artık gayretullaha dokunmuştur.. zalim siyonistler ERBAKAN teknolojik silahları kahraman Türk Ordusu tarafından kullanılacak, bu silahlarla sigonizmin beyinlerini ve işbirlikci uşaklarını zalim abd ab rusya israil vb. olmak üzere hepsinin askeri güçlerini ve silahlarını berhava edecek israil haritadan silinecek ortadoğuda toplanan siyonizmin kontrolü deki tüm zalim ülkelerin savaş gemileri ve silahları yok edilecektir.. ve Türkiye önderliğinde yeni ve ADİL BİR DÜZEN kurulacak tüm insanlık ve içindekiler kurtuluşa huzura ve mutluluğa garkolacaklarıdır inşaAllah.. Hakk Geldi Batıl Zail oldu!..
ABD YE BAĞLI BUNLARIN YULARI
ABD’ye bağlı bunların yuları,
Sözde müslümanlar,yoktur ayarları.
Ayarı olan satarmı vatan toprağını,
Vatansız bunlar,ABD ye bağlı yuları
Kimisinin dedesi Sevi,Kimisinin babası,
Kıblesi telaviv,kabala kutsalı.
İsrail mekezli,Müslüman marazlıları,
Nasipsizlerin ABD ye bağlı yuları
D-8 ler D-60 lar kimin umrunda,
Ümmet yanıyor yanı başında,
Bunların niyeti bozuk,Ümmet kimin umrunda,
Niyeti bozukların ABD ye bağlı yuları.
Türkiye Ayağa Kalkacak
Egemen güç odaklarının Türkiye üzerinde tedavüle koyduğu sindirme ve etkisizleştirme yöntemlerinden biri de finansal para sistemini kendi çıkar çarklarına uygun hale getirmektir..Türkiyenin bu planlı sömürü tutsağından bütünüyle arınması için, ülke sathında her yönden bağımsız, özgün ve milli bir diriliş hamlesinln her sahada eş zamanlı bir şekilde başlatılması gerekir..
İnsanlığı içine düştüğü bu darboğazdan kurtaracak bir donanım ve müktesebata sahip olan Türkiye nin, kendi içindeki köksüz, ve ruhsuz yönetim anlayışından biranevvel arınıp, Milli Görüşün insanlığa takdim ettiği Milli Çözüm programını artık icra masasına yatırma zamanı gelmiştir..
SİYONİST SENARYODAKİ FİGÜRANLARA; RORÜLÜNÜZÜN GEREĞİNİ YAPIN DİYE ŞEYTAN ŞANTAJI!
Siyonist senaryo gereği işbirlikçi hain figüranlara verilen rol:
Türkiye’yi dininden uzaklaştıracaksınız.
Borca esir edeceksiniz.
İnsanları aç bırakacaksınız.
İşsiz bırakacaksınız.
Irk, tarikat, mezhep, siyasi görüş ayrılıkları oluşturup tahrik edecek ve Türkiye’yi böleceksiniz.
Böldüğünüz parçaları birbiriyle çarpıştıracaksınız.
Parçalanmış, yumuşatılmış lokmaları Siyonizm’in emrine vereceksiniz.
Bütün bu hainlikleri yaparken, Siyonist şeytanları ve Şeytani projelerini milletten gizleyeceksiniz!
Hepiniz birden, Siyonist senaryonun gerçekleşmesi için figüranlık yapacaksınız, ama kiminiz sağcı kimiz solcu, kimiz komünist kiminiz Liberal, kiminiz ilerici kiminiz gerici, kimiz Alevi kiminiz Sünni, kiminiz Türk kiminiz Kürt, kimiz Müslüman kiminiz Hıristiyan rolüyle milleti kamplaştırıp kışkırtacak böylece Siyonizm’in gizli sömürü saltanatını ayakta tutacaksınız!
Milletin yüz milyarlarca dolarını Siyonist şeytanlara faiz olarak ödeyecek, sonra millete dönüp “Biz IMF ile yollarımızı çoktan ayırdık!” diye palavralar atacaksınız!
Siyonist şeytanlar işbirlikçi hainlerine dönüp; rolünüzü gereği gibi oynayın, sakın SİYONSİT ŞEYTANLARIN VE ŞEYTANİ PLANLARININ DEŞİFRE OLMASINA neden olabilecek yanlışlıklar yapmayın, yoksa “kırk katır mı, kırk satır mı?” cinsinden şantaj ve tehditlerle muhataplarını uyarmaktadır!
Siyonistler Şeytani planlarını sadece ülkemizde değil, bütün dünyada benzer şekilde uygulamaktadırlar!
Milli Çözüm; Siyonist Şeytanların gizlemeye çalıştıkları gerçek yüzlerini ve Şeytani planlarını açığa çıkarmakta ve bu Şeytani Siyonist oyunu bozmaktadır!
Olayları doğru okumak ve sorumluluklarımızı kuşanmak için…
Yandaş yazar ve yorumcu takımından bazı şeyleri beklemek beyhude malesef…
Akp ve RTE’ nin İsrail’le normalleşme anlaşması imzalamasına “Hudeybiye”, Yahudi cesaret ödülünü alıp geri vermemesine “onlardan gözükme, idare etme ve yönlendirme stratejisi” olarak keramet dizenlere bu kavi deliller bile yetmiyor malesef.
Ancak bu kadar delil boşa tutulmuyor elbet. Gün gelir dosyalar masaya dizilir. Adalet karşısında hesap görülür, sonra ahirette ebedi hesapla devam edilir…
Çok kilit bilgiler içeren bir makale, teşekkür ederiz. Belirttiğiniz gibi siyonist çete ÇİN-ABD’yi danışıklı dövüş stratejisiyle yönetiyor. Bazılar madem sermaye Çin’e taşındı o zaman neden ABD ambargoları vs var diyor. Aslında sorunun cevabı sorunun içerisinde. İran üzerinden bir örnek vermek gerekirse, ABD’nin uyguladığı ambargo sonucu Çin petrol ihtiyacını daha uygun rakamlara alabiliyor. Sonuçta siyonist çetenin şirketleri üretim maliyetleri düşüyor, kazancı artıyor ve diğer taraftan 2 devletin iyi polis ve kötü polis rolleriyle uluslararası ilişkileri yönetebiliyor. Şüphesiz başka kazançları da eklemek mümkündür bu tabloya.
Hasılı olayları doğru okumak ve sorumluluklarımızı kuşanmak için Milli Çözüm okunması gerektiğini bir kez daha anladık.
Siyonist saltanatınızın bitmesi yakındır inşaALLAH
“Ki onlar yeryüzünde fesatçılık (bozgunculuk) peşindedir, ıslaha çalışıp dirlik ve düzen kurma (gayesi ve gayreti) gütmeyenlerdir.”(Şu’arâ Suresi 152.Ayet)
Doğrusu onlar (inkârcılar ve münafıklar, Müslümanlar ve İslam aleyhine) hileli bir düzen planlayıp kurmaktadır.
(Târık Suresi 15-16 Ayetler )
(Zavallılar) Allah’ın nurunu, ağızlarıyla söndürmek istiyorlar (ahmaklar, üfürmekle Güneş’i karartmaya çalışıyorlar); halbuki kâfirler hoşlanmasa da, Allah mutlaka nurunu tamamlayıverecektir. (Dinini ve düzenini hâkim kılmayı murat etmiştir ve takdiri kesinleşmiştir. Bundan asla vazgeçmeyecek, İslam’ın aleyhine, kâfirlere ve zalimlere fırsat vermeyecektir.)(Tevbe Suresi 32.Ayet)