YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
674fa60d44d54
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 1 5 6
Bugün : 5070
Dün : 30630
Bu ay : 119885
Geçen ay : 890827
Toplam : 29864451
IP'niz : 18.97.9.175

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

KENDİM ETTİM KENDİME

Sultanım Adildir, bütün suç benim
Ne ettimse kendim, ettim kendime…
Sermayem Hak yolda, bir avuç terim
Günah sığmaz Keban, baraj bendime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Allah’ın sözü Hak, bildim inandım
Asla hulf eylemez, va’dine kandım
Hasretle tutuştum, bir ömür yandım
Yemin ederim ki, Kelâm Kadime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Davasız duasız, ömrünü heder
Edenler huzurda, Rabbine ne der
Kadere inanan, çekmezmiş keder
Minnetim rağbetim, Tek Efendime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Kim ki gözyaşıyla, kalbini yıkar
Şeytanın yolunu, takvayla tıkar
Hak’ta fani olan, benlikten çıkar
Gayrı gerek kalmaz, dosta nedime1
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Ya Rabbi içimde, aşkın söndürme
Gönlümü Zatından, gayrı döndürme
Eli boş iflasla, kabre gömdürme
Herkes yakalanır, Hak kemendine2
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Ektiğini biçer, bir de yakınır
Kendine acıyan, şerden sakınır
Mevlâ’dan utanıp, edep takınır
Gönlüm gitmez oldu, Şile Didim’e
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Pişman perişanım, gözyaşım taşkın
Nasıl rol yapayım, ey gafil şaşkın
Günahım kusurum, dağlardan aşkın
Rabbim Sen’den ola, çare derdime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Hakaret yağdırıp, tozup esenin
Ahı tutar; haksız, bir kuş kesenin
Kimseye yükleme, kabahat senin
Sert davrandım karde-şime kedime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Melek video çeker, sayıp itmiyor
Amel kaydedilir, kayıp gitmiyor
Kusurun örtmekle, ayıp bitmiyor
Güvercin diyemem, uyuz hindime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Hidayet kemendin, taktın boynuma
Sokmadın İblisi, vicdan koynuma
Kendim eşip düştüm, kendi oynuma
Kader galip geldi, bütün fendime3
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Ben ettim Sen etme, ey Ganiy Hüday
Günahım dağlar ya, rahmetin derya
Gayrı hiç kimseyi, sokmam araya
Bağışla Ahmed’e, Adem ceddime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

  1. Nedim: Arkadaş, yakın dost, yardımcı.
  2. Kemend: Uzakta bulunan herhangi bir nesneyi yakalayıp çekmek için üzerine atılan ucu ilmekli uzunca ip.
  3. Fend: Kurnazlık, düzenbazlık ve hile.
4.8 17 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Necmiye TOPÇU

Necmiye TOPÇU

Yorumu Takip Et
Bildir
15 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Ya Rabbi içimde, aşkın söndürme
Gönlümü Zatından, gayrı döndürme
Eli boş iflasla, kabre gömdürme
Herkes yakalanır, Hak kemendine
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Rabbimiz bizleri iflas edenlerden değil, iflah olanlardan kılsın.

Nefsimize esaretten ve şeytana oyuncak olmaktan kurtarsın ve korusun.

Sadece kendisine kul olmayı, samimiyetle gayret edenlerden olmayı nasip eylesin.

Nisâ 64
Biz elçilerden hiç kimseyi, ancak Allah’ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir gaye ile göndermedik. (Münafıklar) Onlar (isyan ve itiraz sebebiyle) kendi nefislerine zulmettiklerinde, şayet Sana gelip Allah’tan bağışlanma dileselerdi ve elçi de onlar için bağışlanma talep etseydi, elbette Allah’ı tevbeleri fazlasıyla kabul eden, merhamet buyurup esirgeyen olarak bulabilirlerdi.

Kitaplar dolusu bilgi içeren şiirimizden dolayı yazarımıza teşekkürlerimizi arz ederiz…Rabbimiz bizleri aciz bir kul olarak yarattı…Bunun yanı sıra da tüm dünyaya Eşref-ü Mahluk olarak hükmeden konumuna da getirdi…Güzellikler Rabbimden , hatalar kuldan bilinir…Bizler ‘Ne ettikse kendi kendimize ettik’ ” hatalarımız bizleri doğruya götürmediyse biz hiçbir zaman olgunlaşamayız…Olgunlaşamayan ve hatasını görmeyen , görmek istemeyen bir kul nasıl olgunlaşacak..Nasıl Cennet ve Cemâle layık olacak..Rabbimiz huzurunda utandırmasın..Bizlere en güzel şekliyle kul olmayı nasip eylesin…Amiin

İnsan Allah’ın huzurunda hesaba çekildiğinde yalnızca kendi elinin yapıp ettiklerinden başka bir şey eline kalmamıştır. O sebeple insan oğlu ne ettiyse kendi kendine etmiştir. 
Rabbimizin huzuruna vardığımızda kitabımızda nankör yazmasın yeterliydi çünkü Efendimiz’e (S.A.V) ve Erbakan Hocamıza layık olmak haddimize değildir. 
Bulunduğumuz zamanın değerini ve tabii olduğumuz Erbakan Hocamız ve Ahmet Hocamızın kim olduğunu gerçek manada anlayıp kavrayabilsek bizi görenlerin gayretimiz karşısında tereddütsüz deli demesi lazımdı. 

Allah’ın sözü Hak, bildim inandım
Asla hulf eylemez, va’dine kandım
Hasretle tutuştum, bir ömür yandım
Yemin ederim ki, Kelâm Kadime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Ya Rabbi içimde, aşkın söndürme
Gönlümü Zatından, gayrı döndürme
Eli boş iflasla, kabre gömdürme
Herkes yakalanır, Hak kemendine2
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

YAŞATTIĞIN YAŞARSIN!

    

İyilik yap iyilik bul, kötülük başa bela

Bir gün karşına çıkar, hiç ummazken şaşarsın…

Haksızlık ahlaksızlık, hayat olur Kerbela

Pişmanlık fayda vermez, dövünmeye başlarsın

Aman sakın unutma, yaşattığın yaşarsın…

    

Hiç yanına kâr kalmaz, bulursun ettiğini

Tohumunu toplarsın, biçersin ektiğini

Kendi yaptığından bil, ey dostum çektiğini

Sen Rabbini unutur, hep haddini aşarsın

Hiç aklından çıkarma, yaşattığın yaşarsın…

    

Sana nasıl davransın, istiyorsan öyle yap

“Etme bulma dünyası…”, bu sözümden hisse kap

Eğri çürük sırıklar, olmaz bir baltaya sap

Sen boşuna yırtınır, başkasını haşlarsın

Hiç kimseyi suçlama, yaşattığın yaşarsın…

    

Akrabana sahip çık, dostlarına sadık kal

Allah rızası olsun, aranızdaki tutkal

Elinde kanlı hançer, dilinde yağ ile bal

Kırk yıllık arkadaşın, bir çırpıda boşarsın

Hiç kendini aklama, yaşattığın yaşarsın…

    

Sadık; Hak davasının, uğrunda ölesidir

Münafık; itirazcı, Kur’an’ı bölesidir

Kötülük düşünenler, şeytanın kölesidir

Zehirli fikirlerle, sen kalbin aşılarsın

Başkasında arama, yaşattığın yaşarsın…

      

İyi geçinirsin ya, ne kötü bir beşersin

Başkası düşsün diye, hep kuyular eşersin

Allah seni şaşırtır, sonra kendin düşersin

Uğraşına ulaştın, boşa coşup taşarsın

Feryat işe yaramaz, yaşattığın yaşarsın…

      

Hain kişi kahveye, bal yerine tuz atmış

Hakikati görmüyor, Rab gözünü puslatmış

Allah fırsat vermiş de, yularını uzatmış

Yanlış yolda kötü bir, akıbete koşarsın

Yakınların dışlama, yaşattığın yaşarsın…

    

İyilik ve kötülük, kendi içinde ara

Vicdani huzursuzluk, ruhunda dinmez yara

Siyah camlı gözlükle, herkes görünür kara

Kendin yüceltmek üzre, onu bunu taşlarsın

İnsanları horlama, yaşattığın yaşarsın…

      

İlim amel uyuşmaz, özün sözünü tutmaz

Âlemi ahmak sanma, kimse numara yutmaz

Eğer çürümemişse, vicdan seni uyutmaz

Hakkını gasp ettiğin, yetim başı okşarsın

Bunun ne yararı var, yaşattığın yaşarsın…

      

Boştun ya başkan oldun, nefsin puta çevirdin

Sonra o nefs putunu, aç kaldıkça kemirdin

Hak ölçülerin tek tek, din namına devirdin

Şimdi sanki küflenmiş, acı çürük kaşarsın

Hiç boşuna çırpınma, yaşattığın yaşarsın…

KAYNAK: https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/yasattigin-yasarsin-siir/

Kim ki gözyaşıyla, kalbini yıkar
Şeytanın yolunu, takvayla tıkar
Hak’ta fani olan, benlikten çıkar
Gayrı gerek kalmaz, dosta nedime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

KİM NE EDERSE KENDİNE EDER,
YİNE KENDİ KENDİNE EDER…

Yaşlı bir derviş durmadan gezer ve gittiği yerlerde:
– “Kim ne ederse yine kendine eder.” der dururdu.

Köydeki yaşlı bir Kadın da kapısının önünden geçerken söylediği bu sözlerinden bıkmıştı. Bir gün:

– “Şuna bir kötülük yapayım da görsün bakalım herkes ettiğini bulacak mı?” diye bir plân hazırladı.

İhtiyar derviş evinin önünden geçerken içine zehir koyarak hazırladığı yol azığını ona verip:

– “Derviş efendi al bu azığı senin için yaptım, acıkınca yersin” dedi.
Derviş bu ikrama çok memnun olmuştu. Nasıl bir şey olduğuna bile bakmadan ikram edilen azığı torbasına koyup günlerdir aç olan karnını doyurmak için köyün dışında bir çeşmenin başına gitti.

Torbasından azığını çıkardı, tam yemeye hazırlandığı bir sırada uzaklardan geldiği belli olan kan ter içinde kalmış, aç, yorgun ve bitap düşmüş bir asker:

– “Amca çok uzak yollardan geliyorum. Çok açım” dedi.

İhtiyar derviş, hiç tereddüt etmeden torbasından çıkardığı azığın tamamını askere verdi. Kendisi de torbasında günlerden beri sakladığı kuru ekmeğini yemeye başladı.

Zavallı asker verilen azığın tamamını afiyetle yedikten sonra çeşmeden de su içip adama duâ ederek yanından ayrıldı.

Günlerdir kendisini bekleyen annesine yetişmek üzere yola çıktı.

Eve geldi ama :
– “Öldüm, yandım, bittim” diye de feryat etmeye başlamıştı.

Annesi askerden gelen oğlunu bağrına basmış, sevinmesi gerektiği yerde üzülüyor, oğlunun bu hastalığının ne olduğunu anlamaya çalışıyordu:

– “Oğlum ne oldu sana? Dokunacak bir şey mi yedin yoksa?” diye sordu.

Asker zararlı bir şey yemediğini, sadece çeşme başında ihtiyar bir dervişin yemek üzere torbasından çıkardığı azığı istemesi üzerine kendisine verdiğini ve adamın merhametine hayran kaldığını söyledi.

Yaşlı kadın:
– “Eyvah oğlum! Seni ben zehirledim. ‘Adamcağız eden bulur’ diyordu. İşte ettiğimi buldum”.
diye ağlamaya yırtınmaya başladı ama, iş işten geçmişti.

KİM NE DERSE KENDİNE EDER, YİNE KENDİ KENDİNE EDER…

Nankörlüğümüzü, boş vermişliğimizi, nemelazımcılığımızı bağışla Allah’ım…

“Ben ettim Sen etme, ey Ganiy Hüday
Günahım dağlar ya, rahmetin derya
Gayrı hiç kimseyi, sokmam araya
Bağışla Ahmed’e, Adem ceddime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…”

Davasız duasız, ömrünü heder
Edenler huzurda, Rabbine ne der
Kadere inanan, çekmezmiş keder
Minnetim rağbetim, Tek Efendime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
(Herkesin imanı da inkârı da kendisinedir. İyiliği de kötülüğü de nefsi içindir. Kimse Allah’a kâr ve zarar ulaştıramaz.) Zira göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. O (layık olanlardan) dilediğini bağışlar, (müstahak olanlardan) dilediğine azap eder. Allah (CC) çok Bağışlayan ve çok Merhamet buyurandır.
(Fetih Suresi 14)

Rabbim tövbelerimizi kabul edip bizi bağışlasın…

Zümer 53
(Tarafımdan onlara) De ki: “Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere nefislerini israfa uğratan (günahlara dalan, yararsız ve ucuz kahramanlıklara kalkışan ve ölçüyü taşıran) kullarım! (Siz yine de) Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, (dilerse ve layık görürse) bütün günahları (ve suçları) Yarlığayıcıdır. Çünkü O, Bağışlayandır, Esirgeyip Acıyandır.”

https://www.mealikerim.com/39/zumer/53

“Sultanım Adildir, bütün suç benim
Ne ettimse kendim, ettim kendime…”

“Ektiğini biçer, bir de yakınır
Kendine acıyan, şerden sakınır”

Her davranışın dönüşü yine insanın kendine.Ne güzel ders çıkaracağımız bir söz “Kendine acıyan, şerden sakınır.” İyilik te kötülükte kaçınılmaz bir geri dönüşüm. Ders niteliğinde bir şiir Allah razı olsun.

Ben ettim Sen etme, ey Ganiy Hüday
Günahım dağlar ya, rahmetin derya
Gayrı hiç kimseyi, sokmam araya
Bağışla Ahmed’e, Adem ceddime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

amin

Ben ettim Sen etme, ey Ganiy Hüday
Günahım dağlar ya, rahmetin derya
Gayrı hiç kimseyi, sokmam araya
Bağışla Ahmed’e, Adem ceddime
Ne ettimse kendim, ettim kendime…

Âl-i İmran 8
“Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra, bir daha kalplerimizi caydırma (ayaklarımızı kaydırma), bize katından rahmet ve inayet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen.”

https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/8

Size isabet eden (sıkıntı, sarsıntı ve) musibetler; kendi ellerinizle kazanıp (yaptığınız yanlış işler ve kötülükler) yüzündendir. Üstelik (Cenab-ı Hakk hatalarınızın ve ihmalkârlığınızın) birçoğunu da affetmektedir.
Şura Suresi 30
(Ey insan!) Sana iyilikten (ve güzellikten yana) her ne gelip isabet ederse (o) Allah’tandır; kötülükten (bela ve musibetten) de sana her ne gelip dokunur ise, o da nefsinin (hatası)dır. (Ey Resulüm!) Biz Seni insanlara (Hakkı tebliğ ve temsil eden) bir elçi olarak gönderdik. Gerçek şahit olarak ise Allah yeterlidir.
Nisa Suresi 79

SADIKLARIN DOST NASİHATI!

Günah gizli zehir, aman uzak dur

Tevbe et toparlan, her gün her saat…

Şeytana aldanma, işi tuzakdur

Oyun kurar sana, türlü safahat1…

      

Haram bakış kalpten, nuru sürüyor

Hem ruhunu kasvet, şehvet bürüyor

Edep yahu! Allah, seni görüyor

Bil ki göz zinası, büyük kabahat…

      

Yalandan sakın ha, hep doğru söyle

Yalama olursun, gidersen böyle

İtibarın kalmaz, kasaba köyle

Mü’mine yakışan, sıdk ve salahat2…

      

Riya aşağılık, gösteriş yapma

Gizli şirk sayılmış, ihlastan sapma

Hâlık’ın dururken, mahlûka tapma

Nifaka kaydırır, lüks ve şatafat3…

      

Hakkı tut hayra koş, tembellik zillet

Meal sohbet zikir, manevi lezzet

Bâtıla oy veren, bulur mu izzet

Hidayet kararır, zahir melahat4…

    

Her günah bir adım, fıska kayarın

Her tevbeni bozman, sözden cayarın

Ayarın aynası, bilgisayarın

Gözünü korursan, özün sabahat5…

      

Hiç boşa gider mi, alın terleri

Okuyup yazarsan, gözün ferleri

Takva sahipleri, cihat erleri

Mahşere kalkarlar, yüzler nebahat6…

      

Ayete Hadise, ilme uyarsan

Gözyaşınla gönül, kirin yuyarsan

Hem can kulağınla, çağrı duyarsan

İmanla göçersin, hem de çok rahat…

      

İslam’a sarılsan, bütün özünle

Hocanı tanısan, Milli Çözüm’le

Tutuşup yanarsan, Tevhid közünle

Dilin hikmet söyler, halin şatahat7…

      

1- Safahat: Basamak ve aşamalar, çeşitli safhalar.

2- Salahat: Salih olma, dürüst yaşama.

3- Şatafat: Aşırı görkemli, debdebeli hayat.

4- Melahat: Yüz nuru parlaklığı, alımlı ve çalımlı.

5- Sabahat: Güzellik, çekicilik, yüksek özellik.

6- Nebahat: Şan, şeref, onur sahibi.

7- Şatahat: Manevi sarhoşluk… Nefsi ve dünyevi bağımlılıklardan ve bayağılıklardan kurtulma, vahdet huzuruna ulaşma hali.

https://www.millicozum.com/mc/2019/aralik-2019/sadiklarin-dost-nasihati-siir/

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
15
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx
Paylaş...