KOLAY MI SANDIN?
Fıskta çırpındıkça, battın derine
Günaha isyana, doyamadın ki…
Hak ile Bâtılı, yerli yerine
Furkan ferasetle, koyamadın ki…
Sevdin bu dünyanın, bilmem nesini
Taç ettin başına, Şeytan fesini
İmana tercüman, vicdan sesini
Çok yazık bir türlü, duyamadın ki…
Riya fitne haset, bozmuş özünü
Yalan gıybet fesat, sarmış sözünü
Pornoyla kirlenen, şehvet gözünü
Takva gözyaşıyla, yuyamadın ki…
Deşemedin gönlün-deki irini
Zihnini bürüyen, gaflet kirini
Vicdanını örten, yılan derini
Kararlı sıyırıp, soyamadın ki…
Peşine takıldın, boş bir hülyanın
Aşkına kapıldın, tatlı rü’yanın
İmtihan amaçlı, fani dünyanın
Şeytan tuzağını, sayamadın ki…
Tam meyvesi olmaz, gevşek çabanın
Sürüsün kurt kapar, ahmak çobanın
Kalbinde oluşan, nifak çıbanın
Tövbe-i nasuhla, oyamadın ki…
Fırsatçı fesatçı, görmez inayet
Kalp kırmak, hakaret; gizli cinayet
Sözden özden dönmek, yalan hıyanet
Allah’ın rengine, boyanmadın ki…
Lafla yürür mü hiç, peynir gemisi
İşin gücün plan, dolan hepisi
Nasıl hayra varsın, senin gibisi
İslam’a vicdana, uyamadın ki…
Hayatınla canlı, Kur’an olmaya
Yanaşmadın Hakka, kurban olmaya
Koşmadın davaya, bürhan olmaya
Nefsine keyfine, kıyamadın ki…
Ders alıp Hoca’na, biat bağından
Vazgeçip bâtılın, solu sağından
Tevekkül balonla, Ağrı Dağı’ndan
Kendini bırakıp, kayamadın ki…
Hakkın tecellisi, Erbakan oldu
Resul temsilcisi, bir hakan oldu
Kimi marazlılar, ters bakan oldu
Mert ve mü’min tavır, koyamadın ki…
Kul
İmtihana geldik ,sınavı unuttuk !
Hep Rabbimize sığınacakken nefse kapıldık…
Gafletten ayrılıp O’na sığınıp…
Nefsine kıyıp kul olamadın ki !
CÜRMÜM İLE GELDİM SANA
Ey rahmeti bol padişah
Cürmüm ile geldim sana
Ben eyledim hadsiz günah
Cürmüm ile geldim sana
Hadden tecavüz eyledim
Günah deryasın boyladım
Malum sana ben neyledim
Cürmüm ile geldim sana
Utanmadım hiçbir zaman
Ettim günah gizli ayân,
Vurma yüzüme el-amân
Cürmüm ile geldim sana
Aslım bir damlacık meni
Halk eyledin ondan beni
Seviyorum rabbim seni
Cürmüm ile geldim sana
Gerçi çoktur fıskı fücûr
Sayılmaz bendeki kusur
Fakat senin adın gafur
Cürmüm ile geldim sana
Günahımla dolar cihan
Sana ayân zâhir nihan
Boldur sende elbet ihsan
Cürmüm ile geldim sana
Adın senin gaffâr iken
Ayıp örten Settar iken
Kime gidem sen vâr iken
Cürmüm ile geldim sana
Doğru bir kulluk etmedim
Rızan üzere gitmedim
Emirlerini tutmadım
Cürmüm ile geldim sana
Milyonlarca etsem günah
Sensin öyle bir padişah
Lâ-taknetû yeter penah
Cürmüm ile geldim sana
İsyanda Kuddusi şedîd,
Kullukta bir battal pelîd
Kesmem senden asla ümîd
Cürmüm ile geldim sana
[b]Kelimeler[/b]
Hadsiz: sayısız,
Cürm: günah, isyan, hata
Hadden tecavüz eyledim: Allah’ın koyduğu sınırları aştım, yani günah işledim.
Ayan: açık
El-aman: imdat
Fısk: açıktan işlenen günah
Fücur: günah ve çeşitli uygunsuz işler
Zahir: açık,
Nihan: gizli
Gaffar: Günahları affeden
Settar: Günahları, ayıpları örten
La taknetu: Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin âyeti var iken.
Penah: sığınacak yer
Şedid: şiddetli
Battal: işe yaramaz,
Pelid: pis, rezil
Affına Sığındık O’nun Hatrına
Ettiğim günahlar amel aynamda
İlahi huzurda etme yüzüm kapkara
Her halimle geldim şimdi kapına
Hoca-i Kainat hatrına, Affına sığındık
Amin
Son Nefes
Tavırlar belirler asıl yerleri
Hakka taraf olan gider ileri
Elleri dilleri hem gönülleri
Koru Rabbim şeytan vesvesesinden
İmansız ayırma son nefesimden
Gafletten cehaletten sana sığınırız.
İnsanoğlu, Allah tarafından kendisine verilen,
ama hem Hayır, hem de şer yolunda kullanılabilen yetenek ve yetkilerinin eğitilip terbiye edilmesi…
bir imtihan sürecinden geçirilip elenmesi..
Ve sonunda, dünya ve ahirette nasıl bir hayatı hak ettiğinin belirlenmesi için dünyaya gönderilmiştir.
dünyada huzur ve hürriyeti, onur ve izzeti yaşatacak ahirette ise sonsuz saadeti ve cennete kazandıracak yol, ciddi ve disiplinli bir gayret ve sürekli nefse muhalefet gerektirir.
Ama insanların çoğu hazır fırsatları değerlendirip keyfince eğlenmeyi, beleşçilik ve tembellik içinde debelenme yi tercih etmektedir. “Biz ona İki Yol iki amaç gösterdik. Ancak o Sarp yokuşa göğüs
geremedi”ayetleri bu durumu haber vermektedir.
Gaflet ve Cehaletle şaşıran, bencillik ve birincilik duygusu ile şımaran ve şeytanın desisesiyle “büyük ve bulunmaz adam”!. olduğuna şartlanan nefisler, kendilerini “kainatın Merkezi” zannetmektedir. kendilerine baş aktör ve amaç, başka bütün insanları ve diğer varlıklarda sadece birer araç ve figüran olarak düşünmektedir. Bu yüzden kendi rahatı ve menfaati için başkalarını ezmeyi ve üzmeyi mubah görmektedir.
Sonun cennete acilan kapi yada cehennem cukuruna acilan kapi .
Okuyan – okuduğunu anlayıp tefeklür edebilen – anladığını hayat tarzı haline getiren ve hazmedenlerden olmamızı lütfeylesin. Milli Çözüm’e teşekkürler ederim.
Bir kutsi hadiste Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Ey Ademoğlu, seni kendim için yarattım. Eşyayı da senin için yarattım. O halde kendim için yarattığımı senin için yarattığımın ayarına düşürme… buyruluyor.
Dünya nimetlerini , dünyaya gönderiliş gayemize uygun şekilde yani amaç olarak değilde araç olarak kullanmamız gerektiği şuurunu kazanmamız gerektiği öğretilmekte bu kutsi hadiste.. Şiirde ifade edilen ; dünya sevgisi ve fani geçici bir takım zevk ve heyecanların peşinden koşmanın , fıtratımız doğal ve normal olan şeylere mübah ve helal olana yatkın yaratılmışız eğer kötü çirkin yanlış zararlı zulüm içerikli eylem ve düşüncelerle hayatımızı zindan etmekte elimizde , tam tersi saray etmekte tercihimizle elimizle…
Yine Kutsi Hadiste Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Tam ihlasla; Allah’tan başka ilah yoktur, şahadetini yapanlar olmasaydı Cehennemi dünya ehline musallat ederdim. Eğer Bana ibadet edenler olmasaydı Bana asi gelenlere bir anlık dahi mühlet vermezdim…. buyruluyor. Demek ki gerçek iman ve ibadet ehli, ilahi belaların kalkanı, hayat ve huzurun sigortasıdır.
Kısacası imtihan için geldiğimiz dünyanın , gayesine uygun yaşam sürmek konusunda her türlü çabayı sarf etmez isek dünya hayatı bir zindan yerinden ibaret olmaktan öte gidemeyecek… Helaller çok fazla, haramlar bir iki elin parmağını geçemeyecek kadar az olduğu halde dünyamızı zindan edersek ahmaklardan ve kaybedenlerden olmak bize hiçte uzak olmaz. Rabbim okuyup anlayan anladığını yaşayanlardan olmayı yani DİL AKIL VE KALP nimetini yaratılış gayemize uygun bir yaşam için kullananlardan lütfeylesin rabbimiz cümlemizi… Amin.
Milli Çözüm’ün tefekküre ve aklımızı başımıza getirecek hallere bürünmemize vesile olabilecek böylesi çalışmaları için teşekkür ediyorum. Şairimizin eline yüreğine diline aklına kalbine sağlık diyorum…
Tam meyve alabilmek için, gevşek çabadan kurtulabilmek için şiirden yola çıkarak hatırladığımız şu 3 esası kalblerimize hazmettirebilmekle mümkün olduğu.. Milli Çözüm bu şuuru ve ruhu yerleştirmeye gayret etmekte..
Aziz Erbakan Hocamız , müslümanca düşüncenin 3 temel esasını hayatımıza hakim kılmaz bu esasları kendimize şiar edinmez isek manen ve madden ne huzuru yakalamak mümkün olacaktır ne de dünyaya gönderiliş gayemize uygun tavırlarda icraatlarda ve şiirde ifade edilen gayretleri sarfedebiliriz…
[u][b]3 temel esas şöyleydi; [/b][/u]
[b]1-[/b] Dünya hayatı geçicidir ve çok önemli imtihan yeridir, ahiret ise dünya hayatının hesabı ve imtihandaki artı ve eksi puanların karşılığıdır, nefeslerimiz sayılıdır, bunlar Allah yolunda harcanmalıdır, çünkü ölüm bize çok yakındır,
[b]2-[/b] İslam dini Allah yapısıdır , haktır mükemmeldir ve tastamamdır, haşa zerre noksanı veya fazlası ve hatası bulunmamaktadır,
[b]3-[/b] İslam dini bir bütündür, ona bişey ilave edilemez ve ondan bişey çıkartılamaz , baştan sona haktır hayırdır ve hepsi herkes için her yerde lazımdır, çünkü İslam dünya ve ahiret saadetinin tek ilacıdır….
İşte şiiri okuyunca müminlere, yapılması ve düşünülmesi emredilen bu 3 esası beyinlerimize kalbimize sindirir isek şiirde de ifade edilen icra edilmesi gerekenleri yapabilmek hem kolaylaşacak hemde haz alarak nefsin ve şeytanın vesveselerine kapılmadan gereken gayret ortaya konulabilecektir… Yüzyılımızın tercümanı Aziz Erbakan Hocamız ve O’nun sadık talebesi ve takipçisi Milli Çözüm ve Şahsı Manevisi Üstad Ahmet Akgül Hocamız insanlığın manen ve maddeten müreffeh bir toplum olmanın yolunu yordamını , dünya ve ahiret saadetinin kazanılması uğrunda hayat iman ve cihattır prensibinin gereği olarak gayret eden Sağlam Rehber Şahsiyetler olarak Onlara tâbi ve taraf olmak , yolunun yolcuları olabilmek bize zor yolları kolaylayacak ümitle aşkla heyecanla hedefe yani Allah için yaşamaya ve Allah’ın rüyetine sahip olabilmeye itici hale gelinebilecektir.
Ya rabbi nurunu ve vadini tamamla , siyonizmi yıkıp Adil Düzeni hakim eyle!.. Amin.
MUHTACIM İLÂHÎ..
Ben benden bezmişim,elim bırakma
Zillet ve rezalet, od’unda yakma
Heran muhtacınım,lutf ihsanına
Rahminden ümidim,hiç kesmedim ki…
Bunca günah yükü,nasıl taşınır
Velakin rahmetin, sonsuz taşkındır
Hak Elçine hürmet,sevgimiz vardır
Resulün yolundan,döndürme bizi..