KUL HAKKI YİYEN GELMESİN!
Ruh imanla yelkenlidir
Dil takvayla etkenlidir
Dedim; bu yol, dikenlidir
Ayağın süren, gelmesin!..
Dine davaya, duyarsız
Farza harama, uyarsız
Vicdanı bozuk, ayarsız
Üstada üren, gelmesin!..
Vücudun; kemik, etindir
Ruhunu doyran, metindir
Dosta varan, yol çetindir
Angarya gören, gelmesin!..
Yün keçe yapan, dayaktır
Sabru sebat, hoş kayaktır
Dert bela, manen kıyaktır
Strese giren, gelmesin!..
Savur gönülden külleri
Sıyır tecelli tülleri
Ki açsın vuslat gülleri
Domurken deren, gelmesin!..
Oysa ne hayaller kurdum
Otuz yıl eğitip durdum
Hâlâ eğriden yoruldum
Vicdanım geren, gelmesin!..
“Din”le dünya safasını
Arar bulur, “Yafa”sını…
Tüm kalbini, kafasını
Makama veren, gelmesin!..
Bak şımarmış, şarlatana
Hocana taş, fırlatana
Rahman sanıp da Şeytana
Kul olup eren, gelmesin!..
Münafıklık siyasetin
Sevdalısı, riyasetin
Tüm şerefin, haysiyetin
Yerlere seren, gelmesin!..
AKILLI KİŞİ, KUL OLUR GİDER
Mü’min odur alın, terini kutlar
Münafık haramı, salkımla yutar
Kimisi Bâtılın, sağını tutar
Kimi de sapıtıp, sol olur gider…
Kimi hayır işler, Hak takibinde
Kim çirkefe dalar, şer ekibinde
Kimin sermayesi, kazan dibinde
Kimi dolgunlaşır, ful olur gider…
Gafil Hak yerine, halka yaslanır
Günahla kirlenir, kalbi paslanır
Kimi mücevherdir, ender rastlanır
Çoğu basit fasit1, bol olur gider…
Bazısı herkese, çatar sebepsiz
Bazı hayvan gibi, yaşar hedefsiz
Kimi isyan eder, Rabbe edepsiz
Kimi sadık sağlam, kul olur gider…
Asılsız palavra, atıp sıkarsın
O yılan dilinle, gönül yıkarsın
Yalanla yalama, olup çıkarsın
Her türlü kötülük, yol olur gider…
Bak rahat durmazsa, atın eyerde
Sırtını sızlatan, şiş var bir yerde
Kimi kıymetleşir, altın değerde
Kimi sahte para, pul olur gider…
Hep ihlaslı amel, kalıcı olur
Riya kibir zelil, kılıcı olur
Kimisi Allah’ın, kılıcı olur
Kimi de şeytana, kol olur gider…
Yiğit baş kaldırır, mazlum dövene
Sefiller aldırmaz, soysuz sövene
Kimi diken gibi, batar sevene
Kimi koku saçan, gül olur gider…
Ecel gelip çatar, vakt-i vedadır
“İrcii”2 hitabı, Hak’tan nidadır
Varı da yârı da, Dosta fedadır
Bu fani dünyadan, dul olur gider…
Milli Çözüm çölde, serin gölgedir
Halkı Hakka taşır, emin bölgedir
Nuh’un Gemisidir, arif bilgedir
Dostun ayağına, çul olur gider…
1- Fasit: Fesatçı, bozulmuş.
2- İrcii: Allah’ın kullarına “Geri dön!” çağrısı.
Vücudun; kemik, etindir
Ruhunu doyran, metindir
Dosta varan, yol çetindir
Angarya gören, gelmesin!..
İnsan sağlığı için yani vücudumuz etten kemikten sinirlerden kandan sudan hücrelerden vb … oluşuyor. Nasıl ki enerji toplamamız ve sağlıklı kalabilmemiz için vücudumuzu gerekli besin ve sıvılarla takviye etmek gerekiyor… Ruh dediğimiz şey ;bedenlere CAN kazandıranhayat kanunu, ruh Allah’ın Adem’e üflediği manevi ve daimi ölümsüz bir nur…İnsanın öz benliğini oluşturan ve rabbiyle münasebetini sağlayan GERÇEK ŞUURDUR. Ruhlar sadece günah ve sevaptan etkilenmektedir. Gaflet tembellik şehvet hiyanet, ruhları nefsaniyet ve hayvaniyet mertebesine düşürmekte, ibadet istikamet samimiyet ve sadakat ise ruhları velayet ve melekiyet makamına yücelttiğini ifade ederdi Üstadımız Ahmet AKGÜL Hocamız…
Şiirde ifade edilen : RUHUNU DOYRAN, METİNDİR … Yani Milli Çözüm Yayınları olan ; makaleleri şiirleri kitapları Meali Kerim, ve elbette Milli Çözüm Hizmetleri örneğin Milli Çözüm ehline bir çay vermek bir yemek yedirmek temizlik işlerinde bulunmak veya herhangi bir hizmetinde bulunmak işte bizi nefsaniyet ve hayvaniyet mertebesine düşmekten koruyan günümüzün ve asrımızın en ideal METİNLERİDİR HİZMETLERİDİR ÇETİN ZOR OLAN GAYRET VE ÇABALARI KOLAYLAYAN ACILARA DAYANIKLI KILANDIR…Ama bu tür şeyleri kendine angarya görenler lüzumsuz veya önemsiz görenlerde ne MİLLİ ÇÖZÜM’Ü ne de DAVASINI ÜSTADINI anlayacak kavrayacak bir ruh halini kazanamaz ve sonunda kendine de karşısındakine de dava kardeşlerine de ve hassaten dava Üstadına da zulmeder hale gelir.. Rabbim muhafaza buyursun ve böyle bu niyet ve maksatta olanlar angarya görenler ne kendine ne etrafına zulmetmemesi için orayı terk etmesi en güzelidir…
Ve öylelerine şair ne güzel demiş:
Bak şımarmış, şarlatana
Hocana taş, fırlatana
Rahman sanıp da Şeytana
Kul olup eren, gelmesin!..
Münafıklık siyasetin
Sevdalısı, riyasetin
Tüm şerefin, haysiyetin
Yerlere seren, gelmesin!..
GELMESİN GELMESİN GELMESİN GELMESİN………!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
1- Sağlam inanç ve itikat
2- Sadakat ve Hakka bağlı kalmak
3- Sabır ve kadere rıza
4- Sabitkadem olmak
5- Sarsılmaz bir ümit ve heyecanla yaşamak
6- Samimi ve dürüst davranmak
7- Sorumluluk bilinci ve duyarlılık taşımak
8- Sormak, sorgulamak, okumak ve araştırmak
9- Sonsuz hayatı = Ahiret hesabını ve azabını asla unutmamak
Duası ile 👍
Milli Çözüm Dergisi; inancımıza, Kur’an’a, Resulüllaha, İslami kurallara, Hak Davasına ve şahsi manevisi olan Zat’a gönülden bağlı, ama resmiyette müstakil ve gönüllü bir “hisbe” ekibidir.
“Emri bil maruf, nehyi anil münker”, yani iyiliği emredip yerleştirecek ve kötülükleri nehyedip giderecek bir düzenin ve dengenin kurulması, zulüm ve sömürünün kökünden kurutulması için, dinen görevli ve sorumlu olduğuna inanan mü’minler olarak, gerekli tebliğ, tenkit, tavsiye ve teklif hizmetlerini yapmak ve yerine göre sert tazirde bulunmak üzere yola çıkan Milli Çözüm ekibi, bir dava ve davet gönüllüleridir.
İşte Milli Çözüm ekibi de, bu entel enayilerin, din istismarcısı ve ılımlı İslamcı hainlerin, demokrasi havarisi ve AB mücahidi kesilen eski “koyu şeriatçı” züppelerin, tarikat ve takva numarasıyla AB ve ABD uşaklığına fetva uyduran haysiyetsiz kesimlerin; kirli niyetini ve gizli mahiyetini ortaya dökmek ve topluma projektör tutup gerçekleri göstermek gibi gönüllü ve müstakil bir misyon üstlenmiştir.
Ruh imanla yelkenlidir
Dil takvayla etkenlidir
Dedim; bu yol, dikenlidir
Ayağın süren, gelmesin!..
Dine davaya, duyarsız
Farza harama, uyarsız
Vicdanı bozuk, ayarsız
Üstada üren, gelmesin!..
Oysa ne hayaller kurdum
Otuz yıl eğitip durdum
Hâlâ eğriden yoruldum
Vicdanım geren, gelmesin!..
Kul Hakkı Nedir?
Bir kulun başka bir kul üzerinde olduğu haktır. Kul hakkının vebali yüce Allah katında oldukça fazladır. Cenab-ı Hak kul hakkı için “Benim yanıma her şey ile gelin affederim. Fakat kul hakkı ile gelmeyin, onu ben değil, kulum affeder. ” demiştir. Allah’ın bu günahı bağışlayabilmesi için hakkı yenen kula danışacağı bilinmektedir. Eğer hakkı yenen hak sahibi kişiyi bağışlamazsa Allah bu günahı affetmeyecektir. Cenab-ı Hak her insana bir takım haklar tanımıştır. İnsanların birbirleri üzerinde hakları bulunmaktadır. Bir kimse bir kimsenin hakkını yer, malını çalar, hırsızlık yapar ise büyük vebali olan kul hakkını işlemiş olur.
Bir diğer hadis- şerifte de kul hakkı yemenin vebali için şu şekilde bahsedilmiştir;
” Kim birinin hakkını yediyse ahirette zor duruma düşmemek için o kişinin gönlünü alın, helalleşin. Borcu olan bir kişi cennete giremez. “
Rabbim Bizleri bu ve bunun gibi hasletlerden muhafaza buyursun.
Sinemde olanı bilen
İçimi dışıma seren
Her gizlediğimi Gören
Bağılasan Rahmetinle
Varsam sana izzetlimle
Ayağını süren gelmesin!..
Vicdanı bozuk, ayarsız/Üstada üren gelmesin!..
Angarya gören gelmesin!..
Strese giren gelmesin!..
Domurken, deren gelmesin!..
Vicdanı, geren gelmesin!..
Tüm kalbini kafasını/Makama, veren gelmesin!..
Rahman sanıp da Şeytana/Kul olup eren gelmesin!…
Tüm şerefin, haysiyetin/Yerlere seren, gelmesin!…
Partiler, cemaatler, tarikatlar, dernekler… yapıları gereği üye sayılarını çoğaltma hedefinde, çabasında gayretindedirler.
Çok özel ve kutlu hedeflere kilitlenen oluşumlar için ise önemli olan kalabalıklara sahip olmak değil! Elense, azda olsa gerekli vasıfları üzerinde barındıran (özgül ağırlığı olan) ekibe/kadroya ulaşmaktı! (Talut kısası vurgusu)
Şiirde belirtilen hastalıklardan canla başla samimiyetle kurtulmaya çalışmayanlar, özellikle belirtilen yanlışlara ısrarla devam edenler “Adil Düzen’i” kurmak gibi kutlu bir hedefe kilitlenmiş davanın/kadronun içerisinde yer alamayacakları da anlaşılmaktadır.
“Ne olursan ol gel” sözü patilerde, cemaatlerde, tarikatlarda… geçerli olabilir fakat hekim odası için “doktor ol da gel” mühendisler odası için “mühendis olmadan buraya kayıt olamazsın” yaklaşımı vaz geçilmez bir kaidedir.
İşte “Yeni bir Dünyayı” kurmak gibi yüce hedef uğrunda hem nefisleriyle hem de kötülüklerle mücadele eden -kutlu harekata- şiirde geçen marazlı/hastalıklı tavırlara ısrarla devam eden gelmesin!.. Hatırlatmaları kendimize gelmemiz, etrafımıza dikkat etmemiz, geçit vermeyeceğimiz şeylerin farkına varmamız ve yaptıklarımızla “kalabalıklardan mı yoksa kutlu davanın neferlerinde mi olacağız” seçeneklerden birini seçtiğimiz yönünde önemli hatırlatmalardı!..
Mâ’ûn Suresi
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
(Dindar geçindikleri ve İslam’ı istismar ettikleri halde, aslında) Dini yalanlayanı (İslam’ın esaslarını ve ahiret hayatını ciddiye almayanları) gördün mü? (Bunların kim olduklarını açıklayayım mı?)
İşte o, yetimi (sahipsiz ve çaresiz kimseyi) itip kakandır. (Onları kendi dertleriyle baş başa bırakan ve hakaret edip kovandır.)
Yoksulu (muhtaç ve mağduru) doyurmaya, (bunları koruyup kalkındıracak yeterli imkânı ve adil bir iktidarı oluşturmaya) da önayak olmayandır.
İşte yazıklar olsun (bu duyarsızlıklarına rağmen) şu namaz kılanlara (şuursuz, huzursuz ve sorumsuz şekilde dua ve ibadet yapanlara) ki!
Onlar kıldıkları namazlarının ve dualarının (manasından ve maksadından) gafil ve habersiz (bulunmaktadırlar).
Onlar (ibadetlerinde ve dini hizmetlerinde riyakârdırlar), sadece gösteriş yapmaktadırlar.
(Dinin bütün hükümleriyle yerleşip yürümesi ve tüm mazlum ve yoksulların huzura ermesi yolunda) Malının az bir kısmının (kamu payı ve yoksul hakkı olarak paylaşma ve dayanışma amaçlı) alınmasına (ve ülkede zekât vergisini uygulayacak bir nizamın kurulmasına) bile mâni olup engellemeye çalışmaktadırlar. (İşte böylesine zalim, hain ve merhametsiz davranmalarının sebebi, gerçek bir imanla DİN’in aslına ve ahiret hesabına inanmamış olmalarıdır. Bir kişinin veya kesimin, ibadet alışkanlıklarıyla, helâl kazanma ve hayırda harcama gibi ekonomik sorumlulukları arasında bir uygunluk yoksa, bunların dindarlık tavrı samimiyetten uzaktır.)
Hakka ve hayra taraf olmak haksızlığa karşı cıkmak müminlerin özelliklerinden biri dir.
Kişi hangi şeye önem verirse tabiatı onu o tarafa ve o tarafın ehline çekecektir, kişi kendisine münasip olana meyledecektir.
Sabır ister cefakarlık
Sadakattir vefakarlık
Hak yolunda fedakarlık
Mili çözüm soran azdır…
EKEN KAZANIR
Kim ermiş ki muradına, kuru hayal hevesle
Sabırla hikmet ipeğin, sarıp büken kazanır…
Hiç zirveye çıkılır mı, birkaç adım nefesle
Bil ahiret tarlasına, tohum eken kazanır…
Dost maksudun sevdasına, gönül kuşun salınca
Sabır sebat sadakatle, menzile yol alınca
Vücudun hizmet gayretle, aklın fikre dalınca
Günah nifak safrasını, kusup döken kazanır…
Hep ibadet istikamet, üzre düzgün gidersen
Hak için halkı severek, aşk davası güdersen
Bencil bahil duyguları, şu kalbinden gidersen
Rabb Taala huzurunda, hep diz çöken kazanır…
Ilık suya kanaat et, hain elden bal içme
Zora yokuşa talip ol, sen hep kolayı seçme
Çok yorulsan dinlenirsin, ama sakın vaz geçme
Hak Adil Düzen uğrunda, kahır çeken kazanır…
Ayak yanlışa kayarsa, hedef şaşar yan basar
Emredileni yapmazsan, üstadın surat asar
Seni hocandan ayıran, Hacc yolu bile hasar
Kur’an meal okuyarak, göz yaş döken kazanır…
Şeytan seni farklı yöne, çekerse bil tuzaktır
Yarar gösterir zarardır, hem hayırdan uzaktır
Uçuracak sandıkların, uçuruma kızaktır
O sonsuzluk bahçesine, fidan diken kazanır…
Yanmadan pişilmiyormuş, yâr aşkına göğüs ger
Çiğ kalırsan kokuşursun, Dost uyarsa kulak ver
Nefsi gurura kapılma, laf dinle maksuda er
Milli Çözüm ikazına, boyun büken kazanır…
Gayen hep Allah rızası, hedefin cennet olsun
Tutumlu yaşarsan niye, gayrıya minnet olsun
Hak için arslan kesilmek, isterse cinnet olsun
Süper güce baş kaldırıp, Hak’tan ürken kazanır…
Dünyalık hesap peşinde, dava rolü oynarsın
Rabbin için kıpırdamaz, nefsin için kaynarsın
Kutlu yolundan cayarsan, cayır cayır yanarsın
Sade Allah rızasına, talip iken kazanır…
Kiralanma Siyonizm’e, koru izzet iffetin
Mazlumlara merhametli, zalim haine çetin
Erbakanca tavır alıp, yaşasan mü’min metin
Emperyalist canavarın, dişin söken kazanır…
Yün keçe yapan, dayaktır
Sabru sebat, hoş kayaktır
Dert bela, manen kıyaktır
Strese giren, gelmesin!..
Milliçözüm bir yol haritası dır ,sabrı da öğretir ,beklemeyide öğretir, Erbakan hocam dan sonra , bize ışık olan önümüzü aydınlatan dünyamızı ferahlatan içimizi rahatlatan inşallah ahiretimizide kurtarmamıza vesile olacak olan,Üstat Ahmet Akgül Hocamızın sayesinde huzur bulduğumuz teslimiyet i öğrendiğimiz bizim en büyük şansımız inşallah bu yolda ayaklarımız sabit ilerleriz. Amin.
MÜMİN KALDI MI?!
Sorsan herkes müslüman
Peki gerçek Mümin kaldı mı?
Konuşurken hepsi yaman
Hani cesur Mümin kaldı mı?
Haksız olan yok, tamamı haklı
Sözde sevmezler, yalan dünyayı
Hiç satarmışmı, gardaş gardaşı
Soruyorum, şuurlu Mümin kaldı mı?
Yalnız bıraktılar, Erbakan Hocamı
Öncelediler; şan, şöhret ve makamı
Tarih affedermi, davayı satanı
Söyleyin, hakiki Mümin kaldı mı?
İzini sürki bulasın, itini atını
Piyonlaşmış, şu kuklaları
Kendin üstte gören, şarlatanları
Son söz; sadık Mümin kaldı mı?
AKILLI KİŞİ, KUL OLUR GİDER
Mü’min odur alın, terini kutlar
Münafık haramı, salkımla yutar
Kimisi Bâtılın, sağını tutar
Kimi de sapıtıp, sol olur gider…
Kimi hayır işler, Hak takibinde
Kim çirkefe dalar, şer ekibinde
Kimin sermayesi, kazan dibinde
Kimi dolgunlaşır, ful olur gider…
Gafil Hak yerine, halka yaslanır
Günahla kirlenir, kalbi paslanır
Kimi mücevherdir, ender rastlanır
Çoğu basit fasit1, bol olur gider…
Bazısı herkese, çatar sebepsiz
Bazı hayvan gibi, yaşar hedefsiz
Kimi isyan eder, Rabbe edepsiz
Kimi sadık sağlam, kul olur gider…
Asılsız palavra, atıp sıkarsın
O yılan dilinle, gönül yıkarsın
Yalanla yalama, olup çıkarsın
Her türlü kötülük, yol olur gider…
Bak rahat durmazsa, atın eyerde
Sırtını sızlatan, şiş var bir yerde
Kimi kıymetleşir, altın değerde
Kimi sahte para, pul olur gider…
Hep ihlaslı amel, kalıcı olur
Riya kibir zelil, kılıcı olur
Kimisi Allah’ın, kılıcı olur
Kimi de şeytana, kol olur gider…
Yiğit baş kaldırır, mazlum dövene
Sefiller aldırmaz, soysuz sövene
Kimi diken gibi, batar sevene
Kimi koku saçan, gül olur gider…
Ecel gelip çatar, vakt-i vedadır
“İrcii”2 hitabı, Hak’tan nidadır
Varı da yârı da, Dosta fedadır
Bu fani dünyadan, dul olur gider…
Milli Çözüm çölde, serin gölgedir
Halkı Hakka taşır, emin bölgedir
Nuh’un Gemisidir, arif bilgedir
Dostun ayağına, çul olur gider…
1- Fasit: Fesatçı, bozulmuş.
2- İrcii: Allah’ın kullarına “Geri dön!” çağ
NE MANASI VAR / Türkiye Türkçesi
Merhamet duygusu sende yoksa
Tuttuğun orucun ne manası var?
Sofranda yoksula yerin yoksa
Bir ay aç kalmanın ne manası var?
Terazin tartıda ayrı çekerse,
Dilin zehir gibi, kalp incitirse,
Elin rüşvet alıp rüşvet verirse
Kıldığın namazın ne manası var?
Yalandan ant içip alışveriş edenler,
Avrattan habersiz eğri gidenler,
Haksızdan pul alıp haklı edenler,
O Hacc’a gitmenin ne manası var?
Haram pullarıyla villa dikenler,
Yetimin hakkını bölüp yiyenler,
Şer atıp birini bedbaht edenler,
Ölünce Yasin’in ne manası var?
Namaz da oruç da kolaydı gardaş,
Vicdanlı olmaksa çetindi gardaş,
Asıl, insan olmak lazımdı gardaş,
Amelsiz Kuran’ın ne manası var?
Behruz Maksim
Rabbim; Bu çetin imtihandan, yüz aklığı ile çıkmayı nasip etsin inşallah…
Vücudun; kemik, etindir
Ruhunu doyran, metindir
Dosta varan, yol çetindir
Angarya gören, gelmesin!..
Gerçekten bunlar (şeytanlaşmış insanlar), onları (kandırıp saptırdıkları insanları, Hakk) yoldan alıkoyup (bâtılın ve barbarlığın peşine takmaktadırlar). Bunlara (aldananlar) ise, (hâlâ) kendilerinin, gerçekten hidayete erdiklerini (en doğru ve hayırlı yönde yürüdüklerini) sanmaktadırlar.
Sonunda o (şeytanlara ve şarlatanlara aldanan kişi, ahirette) Bize geldiği zaman (kendilerini kandırıp kullananlara): “Keşke benimle senin aranda iki Doğu (Doğu ile Batı) uzaklığı olsaydı. Meğer ne kötü yakın-dost(muşsun sen)” deyip (suçlayacak ve pişmanlık duyacaklardır).
(Cenab-ı Hakk onlara: Bu söylenmeleriniz) Bugün size kesin olarak bir yarar sağlamayacaktır. Çünkü (bile bile) zulme saptınız (şeytani odakların peşine takıldınız). Şüphesiz (artık) azapta da ortaksınız!
Zuhruf Suresi 37,38,39
https://www.mealikerim.com/43/zuhruf
HÜNER; HAKK’A KUL OLMAKMIŞ!..
Bu hayat ki, imtihandır
Dünya fani, bir cihandır
İki kapılı bir handır
Akl; boşayıp, dul olmakmış…
Sakın dostum, şer beladır
Haksız düzen, Kerbela’dır
Fani olan, bir puladır
Büyük servet, kul olmakmış…
Kötülükten, tevbekâr ol
Hakk ehline, hürmetkâr ol
Mücahide, hizmetkâr ol
Amaç hayra, yol olmakmış…
Mü’mine yakışan netlik
Halka şefkat, zulme sertlik
Bu dünyada, asıl mertlik
Kalbi Hakk’la, dol olmakmış…
Sen En Büyük, ben bir hiçim
Zatın olmaz, şekil biçim
Edep kaplat, dışım içim
Ermiş; ehl-i hal olmakmış…
Marifet kalpteki kalay
Az Muhammet, Ali Clay
Ağa paşa, olmak kolay
Derviş gönlü, bol olmakmış…
Her an huzurda kalasın
Gönlünde secde kılasın
Kalbi olur mu kalasın
Hüner aşkla, ful olmakmış…
Cihat sonsuzluğa sefer
Şehit oldu, Tayyar Ca’fer
Dünyada en büyük zafer
Dost eşikte, çul olmakmış…
Özünü takvayla donat
Kol kırılsa, takar kanat
Alemde en büyük sanat
Benlik yakıp, kül olmakmış…
Yenilmişsen, nefs devine
Kire şirke, kim sevine
Bülbül konmaz, kalp evine
Lazım gelen, gül olmakmış…
Erbakanca versen ahit
Gündüz cahit, gece zahit
Şirk ortamda, durmaz Vahit
Kalbi Hakk’la, dol olmakmış…
“BEN” DİYEN GELMESİN!
Hiç ders almaz insanoğlu
Şeytan cennetten nasıl kovuldu
İnatçı nefis uslanmaz oldu
Sözün özü;”Ben” diyen, gelmesin!
İnsanı bıktıran, yine insandır
Feleğin yükü, çok ağırdır
Hakikati duymaya, sağırdır
Yol uzun, “Ben” diyen gelmesin!
Selam veren olmaz, kibir zirvede
Merhamet yok, vicdan yerlerde
Dünyaya dalmış, son çeyrekte
Bre kardeş, “Ben” diyen gelmesin!
HÜNER; HAKK’A KUL OLMAKMIŞ!..
Bu hayat ki, imtihandır
Dünya fani, bir cihandır
İki kapılı bir handır
Akıl; boşayıp, dul olmakmış…
Sakın dostum, şer beladır
Haksız düzen, Kerbela’dır
Fani olan, bir puladır
Büyük servet, kul olmakmış…
Kötülükten, tevbekâr ol
Hakk ehline, hürmetkâr ol
Mücahide, hizmetkâr ol
Amaç hayra, yol olmakmış…
Mü’mine yakışan netlik
Halka şefkat, zulme sertlik
Bu dünyada, asıl mertlik
Kalbi Hakk’la, dol olmakmış…
Sen En Büyük, ben bir hiçim
Zatın olmaz, şekil biçim
Edep kaplat, dışım içim
Ermiş; ehl-i hal olmakmış…
Marifet kalpteki kalay
Az, Muhammet Ali Clay
Ağa paşa, olmak kolay
Derviş gönlü, bol olmakmış…
Her an huzurda kalasın
Gönlünde secde kılasın
Kalbi olur mu kalasın
Hüner aşkla, ful olmakmış…
Cihat sonsuzluğa sefer
Şehit oldu, Tayyar Ca’fer
Dünyada en büyük zafer
Dost eşikte, çul olmakmış…
Özünü takvayla donat
Kol kırılsa, takar kanat
Âlemde en büyük sanat
Benlik yakıp, kül olmakmış…
Yenilmişsen, nefs devine
Kire şirke, kim sevine
Bülbül konmaz, kalp evine
Lazım gelen, gül olmakmış…
Erbakanca versen ahit
Gündüz cahit, gece zahit
Şirk ortamda, durmaz Vahit
Kalbi Hakk’la, dol olmakmış…
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/huner-hakka-kul-olmakmis-siir/
Muhammed Suresi 31
Andolsun, Biz içinizden (gerçek) mücahit olanlarla (davasında) sabredip (dik duranları) bilip, (onları kaypaklardan) ayırıncaya (ve sadıkları belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, sizi imtihana tâbi tutacağız ve (İslam davası ve Allah rızası konusunda iddia edip) haber verdiklerinizin (doğruluk derecesini) sınayıp (herkesin ayarını ve amacını ortaya koyacağız)
.
Bakara Suresi 188
Aranızda birbirinizin mallarını (hırsızlık, kumar, gasp, faiz, aldatma, hile gibi) haksız ve bâtıl sebeplerle yemeye kalkmayın! (Bu kötülükleri serbest bırakan zulüm ve sömürü sistemlerine ve işbirlikçi hain yönetimlere arka çıkmayın.) Ve insanların mallarının bir kısmını (yalancı şahitliği ve çek senet hilesi gibi haram olduğunu) bile bile günah ve haksız yöntemlerle yemek için, onları (rüşvet olarak) hâkimlere aktarmayın.
Haramdan, Yalandan, Riyadan ve Münafıklığın her kisvesinden, ruhlarımızı arındır Yarabbi!