MİLLİ GÖRÜŞ NEDİR VE BAŞARIYA NASIL ERİŞİLİR?
Önce, Milli Görüş’ü tanıtarak ve anlamını hatırlatarak başlayalım:
Milli Görüş; Malazgirt, Kosova, Niğbolu, İstanbul, Çanakkale, Galiçya, Sakarya ve Kıbrıs demektir. Yani Milli Görüş, şanlı tarihimizin özü ve özetidir.
Milli Görüş; Sultan Fatih, Ulubatlı Hasan, Seyit Çavuş, Hasan Basri Çantay, Rıdvan Hoca ve Sütçü İmam ve Kurtuluş Mücadelesi öncüleri demektir.
Şu gerçekler herkese anlatılmalıdır;
Milli Görüş’ü bilmek için, bugünkü olayları doğru değerlendirmek için, mutlaka tarihimizi yakinen tanımak mecburiyetindeyiz. İşte Milli Görüş’ün temsil ettiği büyük manadan dolayıdır ki, şimdi söyleyeceklerime dikkat ediniz:
Herhangi bir kimse;
– Malazgirt’te, inanışının şahlanışını ruhen yaşama sırrına ermeden,
– Kosova’da, Niğbolu’da bir kılıç olup parlamadan,
– Ulubatlı Hasan olup İstanbul’u fethetmeden,
– Sultan Fatih olup atını denize sürmeden,
– Kanuni olup şanlı ordularıyla Avrupa’nın içine yürümeden,
– Seyit Çavuş olup 250 kiloluk mermiyi “Ya Allah!” deyip namluya sürmeden,
– Bir insan, Kurtuluş Savaşı’nda Sakarya’nın siperlerine girmeden,
– Ve 1974’te olduğu gibi Kıbrıs’ta düşman tahkimatının arasından geçmeden, hiç kimse Milli Görüş’ün ne olduğunu anlayamaz!
Çünkü Milli Görüş; Milletimizin inancı, tarihi, kimliği ve kendisidir.
Milli Görüş; İstiklal Savaşı’nı yapan, tek başına bütün emperyalist dünyaya meydan okuyup kazanan görüş demektir.
Milli Görüş; Sultan Alparslan’ın, Sultan Fatih’in görüşüdür. Onlar ne sağcıydı ne solcuydu; elbette Milli Görüşçü şahsiyetlerdi.
Sovyetler dağılmadan önce, “Sağcı mısın, solcu musun?” diye soruluyordu. Bunun yerine bugün ise insanlar yine ikiye ayrılıyor. “Siyonist destekçisi işbirlikçi misin, yoksa Milli Görüşçü biri misin?” Milli Görüşçüler; Milli şuur, Milli onur ve Milli sorumluluk sahipleridir.
Milli Görüş Harekâtı Hangi Anlamı Taşımaktadır?
1- Milli Görüş, bu milletin aslına dönmesidir. Taklitçilikten ve Batı’ya teslimiyetçilikten vazgeçilmesidir.
2- Batı taklitçisi Bâtıl partileri bırakıp, Hakka ve doğruya yönelmektir. Yani “Durun ey kalabalıklar; bu yol çıkmaz sokak, gittiğiniz yol yanlıştır!” demektir.
3- Rahmetli Necip Fazıl’ın dediği gibi; daha önce, millete hizmet edecekleri ve inançlarına saygı gösterecekleri vaadiyle çeşitli partiler kurulmuş, ama bunlar milleti aldatıp sonunda maalesef hakaret ve hıyanete yönelmişlerdi. Şimdi 1969’dan itibaren Erbakan Hocamız önderliğindeki Milli Görüş’le milletimiz kendini savunma, inancını yaşama ve Adil Düzen’e ulaşma hakkını ve fırsatını elde etmiştir…
O süreçte, rahmetli Eşref Edip şöyle demişti: “Ben artık gönül huzuruyla ölebilirim. Çünkü 40 yıldan beri bu milletin özüne dönebileceğini savunup bekledim ve bugün Milli Görüş’le bu gayemin gerçekleştiğini görüp hedefime eriştim.”
4- Milli Görüş; Yeni, Adil ve Asil bir dünyayı kurma hareketidir. Bütün insanlığı kucaklayan plan ve projelerin sahibi ve takipçisidir.
Milli Görüş’ün Kimyası:
1- Milli Görüş, maneviyatçıdır. Yani ahiret inancını taşır, ahlâki kurallara bağlıdır. Diğerleri, materyalist ve maddiyatçıdır.
2- Milli Görüş, Hakkı üstün tutmakta, haklıyı savunmaktadır. Diğerleri, sadece maddeye ve güce dayanır ve güçlüden yanadır.
3- Milli Görüş, nefis terbiyesini ve vicdanı esas alır. Diğerleri, nefsi arzularının peşinde koşmaktadır.
Milli Görüş’ün Fiziği:
1- Hidayet: Hayrı ve şerri ayırmak demektir.
2- Feraset: Hangi olay insanı hayra götürür, bunu sezmektir.
3- Dirayet: Hayra götüren yolları azimle ve aşk ile uygulama gayretidir.
İşte Milli Görüş sahibiyseniz, Cenab-ı Allah bu nimetleri size verir. Tılsım sizde değil, Milli Görüş’tedir. Eğer Milli Görüş Gömleğini çıkarırsanız geriye sadece sıfır kalır, artık o bir hiçtir.
Milli Görüş’ün ilk astığı afiş: “Hak geldi, Bâtıl zail oldu” gerçeğidir. Bunun anlamı Bâtıl sıfır hükmündedir. Güneş doğduğunda karanlık kaybolur demektir.
Milli Görüş’ün ilk sloganı: “Ne sağdayız ne solda, Hak yoldayız Hak yolda” cümlesidir.
Milli Görüş’ün ilk üyesi: Malazgirt Camisi’nin Fahri İmamı olan muhterem Hoca Efendidir. Anadolu’muzun kesin fethi ve vatan edilmesi Malazgirt Zaferi’yle gerçekleştiğinden, bu özellikle tercih edilmiştir…
Milletimiz ne zaman zor şartlarda kalırsa yeniden Milli Görüş’e sarılarak Hakka ve hürriyete erişmiştir ve bu yolda yürümeye devam edecektir. Milli Görüş şahlanışı Konya’da başlamıştır. Muhyiddin Arabi bunu 1000 yıl öncesinde yazmış ve “Kurtuluşun Konya’dan başlayacağını” haber vermiştir.
Siyasete girdiğimizde bize: “Tek çiçekle bahar olmaz” dediler, biz ise; “Evet, bir çiçekle bahar olmaz, ama her bahar bir çiçekle başlar” dedik ve Allah’ın lütfuyla şimdi milyonlarca çiçeğe eriştik.
Milli Görüş’ün yaptığı 5 temel hizmet vardır:
1- Milletimizin özünü, milli ve manevi gücünü temsil etmiştir. Çünkü Milli Görüş varsa millet ayakta kalabilir. Eğer, Milli Görüş çıksa millet dağılıp çözülecektir.
2- Bu milletin kurtuluş ilacının tohumu Milli Görüş’tedir.
3- Erbakan Hocamızın katıldığı koalisyonlar, işbirlikçi ve gayri milli iktidarların bütün tahribatını önlemiş ve tedavi etmiştir.
4- Milli Görüş, bu milletin İsrail’e vilayet olmasını ve parçalanmasını engellemiştir. Yani Milli Görüş, varlığımızın ve bekâmızın garantisidir.
5- Milli Görüş, Türkiye’yi aslına, özüne çeken bir römorkör gibidir. Varlığı bile Bâtıl zihniyetleri hizaya getirmeye yeterlidir.
Milli Görüş’ün yapacağı 2 büyük hizmet kalmıştır, bunlar da inşaallah yakında, yine Milli Görüş ve Milli Çözüm’le başarılacaktır.
1- İnşaallah önce Yeniden Büyük Türkiye’yi Kuracağız.
2- Ardından Yeni Bir Dünyayı Kuracağız! Bunun için de, elbette İsrail çıbanını deşmiş olacağız.
Şimdi kim bunları istiyorsa o Milli Görüş’teki yerini almalıdır:
1- Kim, maneviyatçılık olmadan, sorumluluk ve hesap duygusu taşımadan saadet olmayacağına inanıyorsa…
2- Kim, Hakkı üstün tutuyor, haklıyı savunuyor ve zulme karşı çıkıyorsa…
3- Kim, barışı korumak, savaş ve anarşiden kurtulmak istiyorsa…
4- Kim, milletiyle, ülkesiyle ve devletiyle bütünlük içinde varlığını ve bağımsızlığını sürdürmeyi amaçlıyorsa…
5- Kim, tarihteki şerefli yerini tekrar almayı hedefliyorsa…
6- Kim, her yönden bağımsız ve kalkınmış bir Türkiye arzuluyorsa…
7- Kim, gerçek bir hürriyet ve demokrasinin sağlandığı, temel insan haklarının kollandığı kâmil manada din hürriyetine (yani ifade, eğitim, örgütlenme, inancına uygun yaşama özgürlüğüne) sahip kılındığı bir ülkenin hasretini çekiyorsa…
8- Kim, müreffeh ve mutlu bir hayat düşlüyorsa…
9- Ve her kim, “Önce Türkiye” deyip, Milli çıkarlarını şahsi hesaplarının üstünde tutuyorsa, işte bunlar artık bir an evvel Milli Görüş saflarına katılmalıdır.
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki; TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!” (Erbakan Hocamızın TRT Basın Toplantısı, Yazarlar Soruyor-Nisan 1980 – youtube.com)
Şimdi sizden hareket ve heyecan istiyorum. Ne için istiyorum biliyor musunuz?
Hasta annesine bir ekmek alabilmek için arabanın peşinde koşan, çöplerden yemek toplayan çocukları kurtarmak için sizden heyecan istiyorum! Filistin’de üzerine kurşun sıkılan masum yavruları korumak için heyecan istiyorum! Afrika’da en basit bir ilacı dahi bulamadığı için, açlıktan ve hastalıktan can veren milyonların imdadına koşmak için sizden heyecan istiyorum!
Peki, bu heyecanı kazanmak üzere ne yapacağız?
1- Önce çelikleşip bileneceğiz; dirilip derleneceğiz.
2- Sonra lafı bırakıp üretime ve eyleme geçeceğiz.
3- İşte bunun için de, artık SP’yi sadık, sağlam ve donanımlı kadrolara teslim edeceğiz!
Çelikleşmek için gereken 5 şey şunlardır:
1- Var olacağız: Üniversitelerimizin her fakültesinde ve her sınıfında temsilcilerimizi bulacağız.
2- Eğitilmiş olacağız: Bütün temsilcilerimizi eğitip olgunlaştıracağız.
3- Plan programlarımızı noksansız uygulayacağız: Haftalık toplantılarımızı noksansız bir şekilde yapacağız.
4- Takip ve değerlendirme yapacağız: Çalışmalarımızı takip edip noksanlarımızı tamamlayacağız.
5- İntaç, sonuca bakacağız: Hedeflere mutlaka ulaşacağız. En kısa zamanda 200-250 bin üyeye çıkacağız.
Üretimden kastımız da şudur:
1- Bütün liselerin, üniversitelerin her sınıfında bir temsilcimiz bulunacaktır. Bunların, 4 tane de yardımcısı olacaktır.
2- Toplantılar, yeni üye kayıtları ve Milli Gazete aboneliği ve aidat çalışmaları hakkıyla yapılacaktır. Biz hakkıyla çalıştığımızda Allah bize yardım edecek ve başarıya ulaştıracaktır.
Temel sloganımız: “İnanıyoruz ve yapıyoruz!” olacaktır.
Milli Görüş partisinden ve Milli Çözüm zihniyetinden başka hiçbir parti, milletin sorunlarını çözemeyecektir. Diğer partilerin ülkeye hizmet etmeleri mümkün değildir.
Bunun 7 tane temel sebebi vardır:
1- Maneviyatsız saadete ulaşılması imkânsızdır.
2- Adil Düzen’siz saadet nizamı kurulamayacaktır. Bu nedenle Adil Düzen’i çok iyi anlamak, anlatmak lazımdır. Adil Düzen’i yok saymak, Milli Görüş’ün içini boşaltmaktır.
3- Bizim medeniyetimiz diğerlerinden üstündür, haklıdır ve hayırlıdır. Batı taklitçilerinden ve aşağılık kompleksi içindekilerden milli ve haysiyetli atılımlar beklemek saflıktır.
4- Sadece Aziz Milletimizin değil, tüm insanlık âleminin saadeti için bugünkü “zulüm dünyası” yerine “yeni bir dünya = saadet dünyası”nın kurulması kaçınılmazdır.
5- İçinde bulunduğumuz dönem tarihi bir dönüm noktasıdır. Kesinlikle Türkiye; İsrail’e vilayet olmayacak, hak ettiği şerefli yerini alacaktır. Bunun için işbirlikçi zihniyetlerden kurtulması şarttır.
6- “Artık uyanalım, işbirlikçilere alet olmayalım” diye toplum uyarılmalıdır. Nemelazımcılıktan ve vurdumduymazlıktan kurtulmalıdır.
7- “Güncel yanılgı” olan ve “fecr-i kâzip – yalancı şafak” sayılan AKP’den kurtulmak lazımdır. Artık Partimizin de emin ve ehil ellerde olma zamanıydı!..
Erbakan Hocamız sözlerini şöyle noktalamıştı:
“Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!
İnanıyorsanız, üstünsünüz ve siz kazanacaksınız!
Akıbet muttakilerin olacaktır!”
Yaratılış Gayesi ve İnsanın Görevi
Kendimizi tanımak ve sorumluluklarımızı kuşanmak gerekir. Çünkü “Nefsini tanıyan, Rabbini de tanır…” Hadis-i Şeriftir.
Biz Neyiz?
Cenab-ı Hakkın bu sonsuz kâinatının içerisinde yarattığı “Eserden müessire intikal etme, yani yaratılan harika varlıklara bakıp, bunların Yüce Yaratıcısını düşünme, O’na iman etme ve itaat etme kabiliyeti” verilenleriz.
Biz Kimiz?
Eşref-i mahlûk (en şerefli ve seçkin yaratık=insan) olmanın sorumluluğunu taşıyan kimseleriz.
Biz neyin gayesinde ve gayretindeyiz?
Yeryüzünde Hak ve adaleti hâkim kılmak ve istisnasız herkese temel insan haklarını sağlamak için Cihadla görevliyiz.
Biz nasıl hareket etmeliyiz?
Hak hâkim olsun ve halk huzur bulsun diye; Cihad ibadetinin edasının farzlarını yerine getirmeli, ihlas ve ihsanla gayret etmeliyiz.
Biz niçin cihadla mükellefiz?
Cihad ibadeti farz olduğu ve ecri en büyük ibadet olduğu için sorumluluk yüklenmeli ve tüm insanlığın hayrını ve huzurunu hedeflemeliyiz.
Biz Neyiz?
Cenab-ı Hakkın bu sonsuz kâinatının içerisinde yarattığı “Eserden müessire intikal etme yani yaratılan harika şeylere bakıp, Yüce Yaratıcı Rabbini düşünüp bilme kabiliyeti” verdiği tek mahlûk insanlardır. Akıl ve vicdan sahibi kimseler için; bitki, hayvan ve insan olarak dünyadaki milyarlarca harika yaratığa ve şu muazzam ve muntazam kâinata dikkat ve ibretle bakıp, bütün bunların Yüce Yaratıcısını hatırlayıp hayran olmamak imkânsızdır. Allah, insanları Kendisini bilsinler diye yaratmıştır. Ancak biz Cenab-ı Allah’ı göremiyoruz, gücümüz Cenab-ı Allah’ı görmeye yetmiyor. Musa AS’ın Cenab-ı Allah’ı görmek istediğini, ama Cenab-ı Allah dağa tecelli edince ona dayanamadığını, Kur’an-ı Kerim haber veriyor. Çünkü bizim yapımız zayıf olduğundan dünyada iken Cenab-ı Allah’ı görmeye gücümüz yetmiyor. İnşaallah Cennette göreceğimiz, Hadis-i Şeriflerle müjdeleniyor.
Öyle ise Allah’ı bilmek için ne yapmamız gerekir? Allah, insanlara “eserden müessire intikal etme kabiliyeti” vermiştir. İnsan bir esere bakarak o eseri yapanı tanıyabilir. Bir resme bakarsanız ressamını hatırlayıp hayranlık duymak tabiidir.
Başımızı gökyüzüne çevirip baktığımız zaman ne görüyoruz? Sonsuz bir kâinat, sonsuz bir güzellik ve sanat, sonsuz nizam! O kadar büyük bir kâinat ki, sadece 1’inci tabaka gök içerisindeki bir yıldızın ışığı, diğer bir yıldıza 100 milyon senede bile gidemiyor. Oysa ışık bir saniyede 300 bin km yol almaktadır. Cenab-ı Allah yedi kat gök yaratmıştır. Her bir gök, bir üstteki yanında, sahra çölleri içindeki bir yüzük kadar kalmaktadır. Onun üzerinde Arş vardır. Arş’ın üzerinde Kürsü bulunmaktadır. Bu ne büyük azamettir Ya Rabbi.
Evet, Cenab-ı Hak; insanlara, bir esere bakarak bu eserin sahibi hakkında fikir edinme kabiliyeti vermiştir. Kâinat şaheserine dikkat ve ibretle baktığımız zaman en ufak kusur ve aksaklık, bir uyumsuzluk ve noksanlık asla görülemeyecektir. Bu kâinatın Yaratıcısı da elbette her türlü kusurdan münezzeh olan Kemâl sahibi Rabbimizdir.
Dolayısıyla etrafımıza bakındığımız zaman, Yüce Yaratıcımız olan Rabbimizin Kemâl sıfatıyla muttasıf olduğunu idrak etmemek mümkün değildir. Rabbimiz her türlü hatadan ve noksanlıktan münezzehtir. Sonsuz kudret ve rahmet sahibidir.
“Sübhanallah” Ya Rabbi, Sen her türlü hatadan ve haksızlıktan münezzeh olansın ve Sen Kemâl sıfatına layıksın, demektir. Sıradan kimseler gökyüzüne baktığında Cenab-ı Allah’ın sadece birkaç sıfatını sezebilir. Ama âlimler gökyüzüne baktığında Cenab-ı Allah’ın 99 Esmasını görebilmektedir.
Biz Kimiz?
Eşref-i mahlûkuz. Ahsen-i Takvime; yani meleklerden üstün mertebeye erişebilecek, Allah’ın yeryüzünde halifesi olabilecek yetenek ve meziyetlerle, insan olarak yaratılmış bulunuyoruz.
İnsanı hayvanlardan ayıran ve faziletli kılan özellikler şunlardır:
1- Doğru ile Yanlışı ayırma, (Bu meziyetten İlimler doğmuştur.)
2- Güzel ile Çirkini – İyi ile Kötüyü ayırma, (Bu meziyet Hak Dini tanıma ve tâbi olma huzurunu doğurmuştur.)
3- Faydalı ile Zararlıyı ayırma, (Bu meziyetten Ekonomi doğmuştur.)
4- Adalet ile Zulmü ayırma, (Bu meziyetten Siyaset ve Hukuk Doğmuştur.)
Bu dört şeyi ayıramayan; Yanlıştan, Kötüden, Zararlıdan ve Zulümden yana olan, gerçekte değil, görünüşte insandır!
“İrade-i cüz’iye” ise; insanı meleklerden üstün kılan özelliktir.
Cenab-ı Hakkın bu dünya hayatını, Hak-Bâtıl’ın mücadele meydanı şeklinde yaratmış olması ve biz insanlara, hem iyilik, hem de kötülük yapma fırsatı tanıması, bizim eşref-i mahlûk olmamızı sağlamakta ve bize meleklerden de üstün olma fırsatı doğurmaktadır. Nasıl? Bize beşinci bir kabiliyet daha verilmiştir ki, o da “irade-i cüz’iye.” Yani Allah, iyi ile kötüyü birbirinden ayırmış ve kulunu serbest bırakmıştır. “Seçimini kendin yap” diye böyle takdir buyurmuşlardır. Bizler melekler gibi her şeyi emredilen şekilde yapacak olsaydık, robottan farkımız ve tabi faziletimiz bulunmayacaktı.
Cenab-ı Hak nimetlerini İslam ile tamamlamış bulunmaktadır:
Cenab-ı Hak gönderdiği şu son ayetle Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
1- Bugün dininizi kemâle erdirdim. (Size saadet için ne lazımsa hepsini indirdim.)
2- Böylece üzerinizdeki nimetlerimi tamamladım. (Kur’an-ı Kerim nimetlerin İslam ile tamamlandığını, İslamsız saadet olmayacağını bildiriyor.)
3- Size din olarak İslam’a razı olup (seçip beğendim). (Maide: 3)
Neyin gaye ve gayretindeyiz?
Nefsi ve siyasi cihadı birlikte yürüterek; olgun insan ve huzurlu toplum oluşturmak mesuliyetindeyiz.
Cihad: Hakkın hâkim olması ve tüm insanlığın huzur ve hürriyete kavuşması için bütün gücümüzle ve hiçbir dünyevi karşılık gözetmeden çalışmaktır. Aziz milletimize, İslam ümmetine ve tüm insanlık âlemine karşı sorumluluklarımızı kuşanmaktır. Neyin CİHAD sayılacağı ve cihadın nasıl yapılacağı konusunda Milli Çözüm, tarihte ilk defa CİHAD İLMİHALİ hazırlamıştır ve Milli Görüş teşkilatlarında ders kitabı yapılmıştır.
Cihad ibadetinin faziletli özellikleri vardır:
1- Cihad; Kur’an-ı Kerim’de en fazla sayıda emredilen ibadettir.
2- Bütün ibadetler için bir zaman tayin edilmiştir. Cihad ibadeti ise her zaman yapılması gereken ibadettir.
3- Bütün ibadetler için bir miktar emredilmiştir. Cihad ibadeti ise gücünün yettiği kadar yapılması gereken ibadettir.
4- Bütün ibadetler tek başına yapılabilir. Ancak Cihad ibadeti topluca (ümmet = disiplinli ve organizeli teşkilat halinde) yapılması gereken bir ibadettir.
5- Cihad ilk önce eda edilmesi gereken ibadettir.
6- Cihad farzı, ecri en büyük olan ibadettir. Türkiye’miz şartlarında, silahlı değil, fikri ve siyasi hizmetler manevi cihad hükmündedir.
Nasıl hareket etmeliyiz?
1- İttifak: Hakiki hizmet hareketine dahil olmanın şükrü gereği, Hak davaya gönüllü katılıp çalışmak.
2- İhlas: Bu davaya girmekteki tek amacı, sadece Allah’ın rızasını aramak.
3- İttika: Allah’tan hakkıyla korkmak, günah ve kötülükten sakınmak.
4- İyi Ahlâk: Dürüst, dengeli ve güzel huy sahibi olarak yaşamak.
5- İhsan: Yapabileceğinin en iyisini yapmak. Görevlerini eksiksiz yerine getirmeye çalışmak.
6- İstişare: İlgili ve yetkililere danışmak, yanlışlık ve haksızlıkları uyarmak ama sonunda Emirin doğru ve uygun kararına uymak.
7- İtaat: İslamiyet’e, ideallerine, Ulü’l-Emr’e, Milli hedeflerine ve görevlerine bağlı kalmak.
8- İnfak: (İhtiyaç sahiplerine ve dava hizmetine, maddi fedakârlıkta bulunmak.)
9- İstikamet: İslam’ın diğer bütün emirlerine uygun davranmak.
Sadakat: Sütü bozukluk yapmamak, ihanete kalkışmamak. Zoru görünce veya cazip makam ve menfaatler vaat edilince kaytarıp kaçmamak… Milli Görüş’ü bozmaya, yozlaştırmaya ve özünden – Erbakan çizgisinden uzaklaştırmaya çalışmamak…
Niçin cihadla mükellefiz?
İslam; Yüce Yaratıcıya tazim ve hürmet, bütün mahlûkata şefkat ve merhamet dinidir. Kendimizi ıslah edip olgunlaştırmak ve başka insanlara yararlı olmak için yapılacak gayretlere cihad denir. Cihad ibadeti farz olduğu için ve ecri en büyük ibadet olduğu için yerine getirilmelidir. Sahabeler sordu: “Ya Resulüllah! Namaz dinin direği, cihad zirvesidir, buyuruyorsunuz. Cihad gibi ecri büyük başka bir ibadet var mı?”
Efendimiz buyurdu ki: “Ömrünüz boyunca gece gündüz ibadet etmeye gücünüz yeter mi?” “Hayır Ya Resulüllah” dediler. Efendimiz buyurdu “Eğer ömür boyu gece gündüz ibadet etseydiniz yine cihad sevabı alamazdınız.”
Kafalara çakılacak üç manevi çivi:
1- İslam’sız saadet olmaz! (İslam çivisi)
Kur’an-ı Kerim’de en son inen Maide Suresi’nin 3. ayet-i kerimesinde üç müjde veriliyor: “İşte bugün dininizi kemâle erdirdim, böylece üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’a razı oldum.”
2- Şuursuz Müslüman olmaz! (Şuur Çivisi)
Şuur: Hayrı ve şerri birbirinden ayırmak; Bâtıldan kaçınıp Hakka tâbi ve taraf olmaktır. Bazıları: “Bu Erbakan Hoca öyle akıllı adam ki, iki partiyi birden idare ediyor. Saadet Partisi’nin başında gibi duruyor, ama AKP’yi destekliyor” diyorlar.
‘AKP de Milli Görüşçüdür. Ben Saadet Partiliyim, ama Halk Partisi gelmesin diye AKP’ye oy veriyorum’ diyen birine rastlarsanız ona Erdoğan’ın şu sözlerini hatırlatın. “Irak’ta savaşan kahraman Amerikan askerlerinin ülkelerine başarılı ve sağlıkla dönmeleri için dua ediyorum…” Bu zihniyetteki kişi ve partilerin vebaline ortak olunur mu? Ve şimdi, sözde Filistin’i savunan, ama özde İsrail’e yüzlerce gemi gıda ve malzeme yollayan zihniyetle huzur bulunur mu?
Namazda okuduklarıyla dışarıda yaptıkları aynı olmayanlar, şuursuz ve sorumsuz insanlardır!
Günde, sünnetleriyle beraber 40 rekât namazın her rekâtında Fatiha-i Şerif okuyoruz. Çünkü Fatiha’sız namaz olmaz. Fatiha’da ne diyoruz? “Gayri’l mağdubi aleyhim veleddallin.” Cenab-ı Allah bize neden günde 40 defa bu sözü söyletiyor? Nedir bunun manası? “Ya Rabbi sakın bizi Sırat-ı Müstakim’den ayırma. Bizi gadap ettiklerinin yoluna saptırma. Dalâlete düşenlerin yoluna kaydırma!” Gadap ettikleri kim? Siyonistler, Yahudiler. Dalâlete düşenler kim? Hristiyanlar, Haçlı emperyalistler… Kim söylüyor bunu? İslam âlimleri. Nereden çıkarıyorlar? İcma-i ümmetten. Kıyas var. İcma-i ümmet var, bunlara dayanıyorlar.
Sen namazda 40 defa “Aman ya Rabbi beni sakın Yahudilerin ve Hristiyanların yoluna saptırma!” diyorsun, ardından selam veriyorsun ve sonra gidip “Ben BOP Eşbaşkanıyım, İsrail’le stratejik ortağım, Ortadoğu’yu Siyonistlerin istediği şekle sokacağım, Büyük İsrail’i kurmak için çalışacağım” diyen işbirlikçileri destekliyorsun. Yahu sen namazda ne okuyorsun, Allah’a ne söz veriyorsun? Selam verdikten sonra ne yapıyorsun? Sen ne dediğinin farkında mısın?
3- Cihadsız İslam olmaz! (Cihad Çivisi)
Cihad: Ülkemizde, Emr-i bi’l ma’ruf – Nehy-i anil münker yapmaktır. Hayrı emretmek ve yürütmek; Şerri yasaklamak ve ortadan kaldırmak için gerekli şartları, imkân ve iktidarı hazırlamaktır.
Bu dönemde neden her zamankinden daha fazla çalışmamız şarttır?
İşbirlikçi iktidarın uyguladığı Haim Nahum Doktrini ile Türkiye, İsrail’e vilayet yapılmaya çalışılmaktadır. Allah muhafaza. Buna engel olmazsak, ülkemiz parçalanacak, devletimiz dağılacak ve geleceğimiz kararacaktır. Türkiye merkezli yeni ve adil bir medeniyetin kurulması, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya hedefine ulaşılması için ve tüm insanlığın Siyonist emperyalizmin kıskacından kurtarılması için bu dönemde her zamankinden daha fazla çalışmamız lazımdır.
Yahudi Haham Haim Nahum’un milletimizi ve ülkemizi bitirme doktrini 7 maddeden oluşmaktadır.
1- Türkleri aç bırakacağız.
2- İşsiz ve güçsüz koymak için, Türkiye’nin sınai ve zirai kalkınmasına engel olacağız.
3- Bu milleti borca esir edip kendimize mahkûm ve mecbur bırakacağız.
4- Müslüman Türkleri, dininden uzaklaştıracağız; İslami şuurdan ve ahlâki onurdan koparacağız… Milli ve manevi diriliş hareketlerine sızıp yozlaştıracağız…
5- Böylece bunları bölüp parçalayacak, düşman gruplara ayıracağız.
6- Ardından böldüklerimizi birbirleriyle çarpıştıracağız.
7- Sonunda Türkiye’yi yumuşak lokma yapıp İsrail’e vilayet yapacağız.
Çelikleşmek için ne yapmak lazımdır?
Var olmak: Hizmet için yükümlü olduğumuz bütün teşkilatları noksansız olarak kurmak ve bütün görevlerin sorumlularını belirlemek önceliklidir.
Eğitimli olmak: Her kademede görev yapan teşkilat mensuplarını eğitmek, diriltmek, dirençli ve bilinçli yetiştirmek gerekir.
Vazifelerimizi yapmak: Bizlere verilen vazifeleri eksiksiz yerine getirmek lazım gelir.
Sürekli takipte kalmak: Görevlendirileni kontrol edip, işin başarılıp tamamlanmasını gözetmek ve denetlemek icap etmektedir.
İntaç; hayırlı ve yararlı sonuca odaklanmak: Sonunda; takip edilen çalışmaları sonuçlandırmak ve bir üst kademeye zamanında ve doğru olarak iletmektir.
Çok özür dileyerek Aziz Erbakan Hocamızdan hatırladığımız “Milli Görüş Hz. Adem’in görüşüdür.” Tarih boyunca Hakkın bir merkezi olmuş bu temsiliyet Hz Adem ile başlar ve günümüze kadarda gelmektedir. Bir dönem Sultan Fatih idi, bir dönem sultan Alparslan idi. Yani anladığımız islamın karargahı, merkezidir ve oda şuanda Mili Görüş vede Milli Çözümdür. Bir televizyon programında Hocamıza gazeteci soruyor: “ Yaptığınız çalışmaları önceki dönemlerdeki yapılan mücadeleler ile bir mi tutuyorsunuz” deyince, Aziz Hocamız “mana itibariyle aynıdır.” Hak Batıl mücadelesidir. Bu dönemde de Hakkın karargahı Milli Görüş ve onun temsilcisi Milli Çözüm temsil etmekte idi.
Hakkın hakimiyeti için ne yapılması ve nasıl yapılması gerektiğini öğreniyoruz.
“Çelikleşmek için ne yapmak lazımdır?
Var olmak: Hizmet için yükümlü olduğumuz bütün teşkilatları noksansız olarak kurmak ve bütün görevlerin sorumlularını belirlemek önceliklidir.
Eğitimli olmak: Her kademede görev yapan teşkilat mensuplarını eğitmek, diriltmek, dirençli ve bilinçli yetiştirmek gerekir.
Vazifelerimizi yapmak: Bizlere verilen vazifeleri eksiksiz yerine getirmek lazım gelir.
Sürekli takipte kalmak: Görevlendirileni kontrol edip, işin başarılıp tamamlanmasını gözetmek ve denetlemek icap etmektedir.
İntaç; hayırlı ve yararlı sonuca odaklanmak: Sonunda; takip edilen çalışmaları sonuçlandırmak ve bir üst kademeye zamanında ve doğru olarak iletmektir.”
Milli görüş demek bizim milletimizin tarihi kimligi ruh kökünün kendisi demek tir.
Milli görüşün tarihi, kimligi hamuru şu üç şeyden meydana gelmiştir.
Maneviyatcı olmak.
Her zaman Hakkı üstün tutmak.
Ahiret hayatını öncelemek demek tir. Her zaman Hakkı üstün tutmak Hak davadan sapmamak demek, bunuda yapabilmek için maneviyat cı olmak gerekiyor. Maneviyatcı olmak nefse esir olmamak nefsi arzularının peşinden gitmemek, nefsi terbiye edip olgunlaştırmak demek tir. Milli görüş demek milli çözüm demektir milli çözüm demek, ülkemizde, bölgemizde, islam ve insanlık aleminin de her zaman hakka taraf olmak haksızlığa karşı cıkmak demek tir. Milli görüş demek Adil düzenin kurulması hakkın hakimiyeti ni saglamak demek tir. Adil düzen mutlak duyuruları Esas alarak, yine mutlak yanlışlardan sakınılarak Hazırlanmış ilmi, İnsani, islami, orjinal sistem olmaktadır. Aklı selimin, Müsbet bilimin, tarihi teçrübe ve birikimin, vicdani kanaat ve tatminin, evrensel hukuk ve adalet pirensiplerinin, ilahili dinin ve hayat piresiplerin, iyi dogru güzel buldukları dogru, kötü yanlış ve cirkin buldukları yanlıştır. İşte Adil düzen dogrulara dayanan yanlışlıkları bırakan yepyeni bir orjinal sistem model olmaktadır ve tarihte başka bir örneği bulunmamak tadır.
Üstat Ahmet Akgül.
Bakın size kesinlikle şunu ifade ediyorum ki Türkiyenin kurtuluşu milli çözüme inanan bir cumhur başkanının o makama oturması, milli çözüme inanan bir hükümetin kurulması ve yeni bir devrin başlaması ile mümkündür.
BU DAVA MUTLAKA MUTLAKA MUTLAKA HEDEFİNE ULAŞACAKTIR.
Sâffât 171
Andolsun, (peygamber ve Hakka rehber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir (ve tarafımızdan şu garantiyi vermişizdir):
https://www.mealikerim.com/37/saffat/171
Sâffât 172
Elbette onlar; mutlaka kendilerine yardım edilecek (nusret verilecek ve zafere eriştirilecekler)dir.
https://www.mealikerim.com/37/saffat/172
Sâffât 173
Ve hiç şüphesiz; Bizim askerlerimiz (ve desteklediklerimiz) elbette galip gelecek (zalimlerin ve kâfirlerin düzenlerini devirecek)lerdir.
https://www.mealikerim.com/37/saffat/173
Sâffât 174
Öyleyse Sen, (ey Nebim!) bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
https://www.mealikerim.com/37/saffat/174
Sâffât 175
Ve onları seyret ki; (zalimlerin hezimetini ve acı akıbetini, mücahit mü’minlerin ise galibiyet ve hâkimiyetini) yakında göreceklerdir.
https://www.mealikerim.com/37/saffat/175
Tevbe 32
(Zavallılar) Allah’ın nurunu, ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, (ama Allah buna asla fırsat vermeyecektir. Ahmaklar, üfürmekle Güneş’i karartmaya çalışıyorlar;) halbuki kâfirler hoşlanmasa da, Allah mutlaka nurunu tamamlayıverecektir. (Çünkü Allah, dinini ve düzenini hâkim kılmayı murad etmiştir ve takdiri kesinleşmiştir. Bundan asla vazgeçmeyecek, Kur’an’ın hidayeti ve İslam’ın hakikatleri kıyamete kadar devam edecektir.)
https://www.mealikerim.com/9/tevbe/32
Tevbe 33
Velev müşrikler (ve münafık kesimler) kerih (çirkin ve tehlikeli) görüp (engel olmaya çalışsalar da), O (Allah) Dinini bütün (bâtıl düzen ve) dinlere üstün kılmak üzere, Elçisini hidayetle ve Hakk Din ile göndermiştir.
https://www.mealikerim.com/9/tevbe/33
MİLLİ GÖRÜŞÜN ADRESİ SAADET PARTİSİDİR. MİLLİ ÇÖZÜM, ERBAKAN’IN VE MİLLİ GÖRÜŞ’ÜN TA KENDİSİDİR. BÜTÜN İNSANLIĞIN BEKLEDİĞİ ADİL DÜZEN DEVRİMİ MİLLİ ÇÖZÜM İLE ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZ ÖNDERLİĞİNDE GERÇEKLEŞECEKTİR İNŞALLAH.
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki; TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”
(PROF.DR. NECMETTİN ERBAKAN 1980 TRT)
Milli Görüş bitse, insanlık biter
“İslam Birlik, Dost Pakt; Hak Düzen” yiter
Ey haine ümit, bağlayan itler
Gerçeği haykırmak, ihsanım3 benim!..
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/dava-duyarsizligina-isyan-siir/
Ya Rabbi bu haklı ve en hayırlı davan yolunda ayaklarımızı sabit kıl.
Ne olur Ya Rabbi bizleri halis niyetle cihat gayretlerinden ayırma.
Bu davanın şükrünü eda etmek ne mümkün. Allah’ım nankör ettirme.
Milli Görüş- Milli Çözüm en yüksek şeref bundan başka şeref arayanlara bizi katma. Amin…
Kafalara çakılacak üç manevi çivi:
1- İslam’sız saadet olmaz! (İslam çivisi)
Kur’an-ı Kerim’de en son inen Maide Suresi’nin 3. ayet-i kerimesinde üç müjde veriliyor: “İşte bugün dininizi kemâle erdirdim, böylece üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’a razı oldum.”
2- Şuursuz Müslüman olmaz! (Şuur Çivisi)
Şuur: Hayrı ve şerri birbirinden ayırmak; Bâtıldan kaçınıp Hakka tâbi ve taraf olmaktır.
3- Cihadsız İslam olmaz! (Cihad Çivisi)
Cihad: Ülkemizde, Emr-i bi’l ma’ruf – Nehy-i anil münker yapmaktır. Hayrı emretmek ve yürütmek; Şerri yasaklamak ve ortadan kaldırmak için gerekli şartları, imkân ve iktidarı hazırlamaktır.
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/milli-cozum-dergisinin-gayesi-ve-tarihi-hizmetleri/
“İster gecenizi gündüzünüze katıp bu hak dava için çalışın, ister yan gelip yatın.
Bu hak davanın başarısını ne bir gün öne alabilirsiniz, ne bir gün geciktirebilirsiniz.
Bütün mesele sizin bu şerefli davada nasıl bir imtihan vereceğiniz, nasıl bir karşılık elde edeceğiniz ile ilgilidir.
Yapacağınız tek şey, bu çorbada tuzunuzun olmasıdır! Ben 1969 yılında devraldığım Bu davanın sancağını, Bana oy versinler diye taşımıyorum.Ben bu mücadeleyi, ikbal, makam ve şöhret için yada seçimlerde oy toplamak için vermiyorum.
Allah rızası İçin!
Allah rızası için!
Cennet Mekan Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Bu dönemde neden her zamankinden daha fazla çalışmamız şarttır?
İşbirlikçi iktidarın uyguladığı Haim Nahum doktrini ile Türkiye, İsrail’e vilayet yapılmaya çalışılmaktadır. Allah Muhafaza. Buna engel olmazsak, ülkemiz parçalanacak, devletimiz dağılacak ve geleceğimiz kararacaktır. Türkiye merkezli yeni ve adil bir medeniyetin kurulması, Yeniden büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya hedefine ulaşılması için ve tüm insanlığın Siyonist emperyalizmin kıskacından kurtarılması için bu dönemde her zamankinden daha fazla çalışmamız lazımdır.
Yahudi Haham Haim Nahum’un milletimizi ve ülkemizi bitirme doktrini 7 maddeden oluşmaktadır.
1- Türkleri aç bırakacağız.
2- İşsiz ve güçsüz koymak için, Türkiye’nin sınai ve zirai kalkınmasına engel olacağız.
3- Bu milleti borca esir edip kendimize mahkum ve mecbur bırakacağız.
4- Müslüman Türkleri, dininden uzaklaştıracağız; İslami şuurdan ve ahlâki onurdan koparacağız… Milli ve manevi diriliş hareketlerine sızıp yozlaştıracağız…
5- Böylece bunları bölüp parçalayacak, düşman gruplara ayıracağız.
6- Ardından böldüklerimizi birbirleriyle çarpıştıracağız.
7- Sonunda Türkiye’yi yumuşak lokma yapıp İsrail’e vilayet yapacağız.
Niçin cihadla mükellefiz?
İslam; Yüce Yaratıcıya tazim ve hürmet, bütün mahlûkata şefkat ve merhamet dinidir. Kendimizi ıslah edip olgunlaştırmak ve başka insanlara yararlı olmak için yapılacak gayretlere cihad denir. Cihad ibadeti farz olduğu için ve ecri en büyük ibadet olduğu için yerine getirilmelidir. Sahabeler sordu: “Ya Resulüllah! Namaz dinin direği, cihad zirvesidir, buyuruyorsunuz. Cihad gibi ecri büyük başka bir ibadet var mı?”
Efendimiz buyurdu ki: “Ömrünüz boyunca gece gündüz ibadet etmeye gücünüz yeter mi?” “Hayır Ya Resulüllah” dediler. Efendimiz buyurdu “Eğer ömür boyu gece gündüz ibadet etseydiniz yine cihad sevabı alamazdınız.”
Mâide 54
Ey iman edenler! İçinizden kim (ve hangi kesim) dininden (haklı ve hayırlı çizgisinden) geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerlerine) Kendisinin onları sevdiği, onların da Kendisini sevdiği; mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı ise ‘güçlü ve onurlu’ olan, Allah yolunda cihad edip (çaba harcayan) ve (gerçekleri savunmak hususunda hiçbir) kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk (ve ekip) getirir. İşte bu Allah’ın bir (ikramı ve) fazlıdır ki, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle Vâsi) geniş ve kuşatıcıdır, Alîm’dir. (Her şeyi ayrıntılarıyla Bilendir.)
https://www.mealikerim.com/5/maide/54
“Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!
İnanıyorsanız, üstünsünüz ve siz kazanacaksınız!
Akıbet muttakilerin olacaktır!”
Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki:
TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU;
Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması Ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!
Prof.Dr.Necmeddin Erbakan
MSP Genel Başkanı
TRT Basın Toplantısı Yazarlar Soruyor- Nisan 1980
http:\\youtu.be/8P1bOygfQ41 24.Dk.
Cihad: Hakkın hâkim olması ve tüm insanlığın huzur ve hürriyete kavuşması için bütün gücümüzle ve hiçbir dünyevi karşılık gözetmeden çalışmaktır. Aziz milletimize, İslam ümmetine ve tüm insanlık âlemine karşı sorumluluklarımızı kuşanmaktır.
Neyin CİHAD sayılacağı ve cihadın nasıl yapılacağı konusunda Milli Çözüm, tarihte ilk defa CİHAD İLMİHALİ hazırlamıştır ve Milli Görüş teşkilatlarında ders kitabı yapılmıştır.
Milli Görüş partisinden ve Milli Çözüm zihniyetinden başka hiçbir parti, milletin sorunlarını çözemeyecektir. Diğer partilerin ülkeye hizmet etmeleri mümkün değildir.
“Güncel yanılgı” olan ve “fecr-i kâzip – yalancı şafak” sayılan AKP’den kurtulmak lazımdır.
Artık Partimizin de emin ve ehil ellerde olma zamanıydı!..
Milli Görüş’ün yapacağı 2 büyük hizmet kalmıştır, bunlar da inşaallah yakında, yine Milli Görüş ve Milli Çözüm’le başarılacaktır.
1- İnşaallah önce Yeniden Büyük Türkiye’yi Kuracağız.
2- Ardından Yeni Bir Dünyayı Kuracağız! Bunun için de, elbette İsrail çıbanını deşmiş olacağız.
“Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!
İnanıyorsanız, üstünsünüz ve siz kazanacaksınız!
Akıbet muttakilerin olacaktır!”
Öncelikle, Milli Görüş’ü tanımak ve anlamını tam kavramak için bugün Sn Temel’e veya Turha’na vb. lere bakmamız kesinlikle Milli Görüş’ün yanlış anlaşılmasına sebep olacağı aşikardır. Akp peşinde koşanlardan, Gül’ü başkan görenlerden, ihanete sesiz kalanlardan “Milli Görüş değil işbirlikçilik, köle ruh” öğrenilecektir.
Evet, Milli Görüş’ü öğreten ve muhteşem bir öz ve Erbakan ruhundaki yukarıdaki makaleyi yazabilmek için;
Hayatın iman ve cihat olacak,
Akp ve türevlerini Aziz Erbakan Hocamız gibi görebilmeli ve mert, net, Hak için ve hiç durmadan mücadele edebilmelisin.
Siyonizm ve işbirlikçilerinin yeni oyunlarını fark edemeden ve bu durumlar karşısında Hakikatı görüp izah etme gayreti, bilgeliği gösteremeden Milli Görüş’ü anlayamaz, yaşayamaz, anlatamazsın!..
Evet, makaledeki öz bilgiden ve hissedilen ruhtan ve Üstad Ahmet Akgül Hocamıza şahitlik eden yaşantısından anlaşılıyor ki
Kim “Milli Çözüm’ü anlamadan bende Milli Görüşçü olurum” diyorsa palyaçoluk yapıyor demektir.
Şimdi kim bunları istiyorsa o Milli Görüş’teki yerini almalıdır:
1- Kim, maneviyatçılık olmadan, sorumluluk ve hesap duygusu taşımadan saadet olmayacağına inanıyorsa…
2- Kim, Hakkı üstün tutuyor, haklıyı savunuyor ve zulme karşı çıkıyorsa…
3- Kim, barışı korumak, savaş ve anarşiden kurtulmak istiyorsa…
4- Kim, milletiyle, ülkesiyle ve devletiyle bütünlük içinde varlığını ve bağımsızlığını sürdürmeyi amaçlıyorsa…
5- Kim, tarihteki şerefli yerini tekrar almayı hedefliyorsa…
6- Kim, her yönden bağımsız ve kalkınmış bir Türkiye arzuluyorsa…
7- Kim, gerçek bir hürriyet ve demokrasinin sağlandığı, temel insan haklarının kollandığı kâmil manada din hürriyetine (yani ifade, eğitim, örgütlenme, inancına uygun yaşama özgürlüğüne) sahip kılındığı bir ülkenin hasretini çekiyorsa…
8- Kim, müreffeh ve mutlu bir hayat düşlüyorsa…
9- Ve her kim, “Önce Türkiye” deyip, Milli çıkarlarını şahsi hesaplarının üstünde tutuyorsa, işte bunlar artık bir an evvel Milli Görüş saflarına katılmalıdır.
HAYDİ CANLAR CEM OLMA VAKTİ
Haydi canlar Hak’ta cem olma vakti
Milli Görüş esaslarında birleşme vakti
Çocukları katliamdan kurtarma vakti
Tüm zalimlerden hesap sorma vakti
Haydi canlar Hak’ta cem olma vakti!.
Sağ sol oyunmuş gerçeği görme vakti
Akp’nin SİYON’la ittifakını çözmek vakti!
Milli mutabakat kurma Milli Çözüm vakti
Haydi canlar Hak’ta cem olma vakti
Akıl vicdan bilim adalette birlik vakti
Makrodan mikroya yeni dönem vakti!.
Adil Düzen-Yeni Bir Dünya kurma vakti
Gelin canlar Hak’ta cem olma vakti!.
Gazze Doğu Türkistan için gayret vakti
Emekli asgari ücretli müjdelemek vakti
Nesillere güzel yarınlar bırakmak vakti
Rabbim verilen nimetlerin farkında olmayı nasip etsin, nankörlerden etmesin..
Ömrümüz boyunca Hakka taraf olup Elçiye itaat edebilmeyi nasip etsin İnşAllah..
Nasr 1
Allah’ın yardımı (ile zafer) ve fetih geldiği zaman (ki Allah’ın va’adi Hakk’tır.)
Nasr 2
Ve (o güne kadar Hakk’tan kaçan) insanların dalga dalga Allah’ın dinine (ve adalet düzenine) girdiklerini gördüğün an (ne kutlu ve mutlu bir zamandır.)
Nasr 3
(O halde) Hemen Rabbini hamd ile tesbih et (çünkü zafer Allah’tandır) ve O’ndan mağfiret dile (çünkü cihad ve itaat konusunda eksikleriniz vardır ve zaferi kendinizden bilme gafletinden Allah’a sığınmalıdır). Şüphesiz O, (pişmanlık ve istiğfarı çokça kabul buyuran) Tevvab olandır.
Milli Görüşe erişmenin.. Milli Görüşü anlamanın… Erbakan Hocamızı en kamil manada idrak edip, O’nun cihad ve iman İzzetine ulaşmanın yegane yolu, Millî Çözüm ruhuna sahip olmaktan geçer…
Milli Çözüm ruhuna sahip olmanın yegane yolu ise;
Dünyayı ve içindeki tüm keyf ve zevkleri bütünüyle boşayıp Hakka kul olmaktan….! Kur’anın Mealikerim ahlakına, mükemmel bir talebe olmaktan geçer.
Bizlere bu bakış açısını, ve her konuda Allahın rızasına uygun bir tavır takınma bilincini, öğreten Ahmet Akgül Hocamıza selam olsun..
Aziz Erbakan Hocamıza ise sonsuz selam ve rahmet olsun..
Milli Görüşçü olmak ne büyük şeref. Hakkın yolunda, Hak dava saflarında yer almak çok büyük kazanç. Erbakan Hocamızı tanımak, anlamak ve anlaşılması için mücadele etmek herkese nasib olmayacak büyük bir görev.
Ne mutlu Hak davada sabit duranlara..
Ne büyük zillet; batıla uşak ve hizmetkâr olanlar..